Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 33 Bin 91’e Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 182. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı33 bin 91’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 75 bin 750’ye ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nde İsrail’e silah satışının durdurulması ve İsrail’in Gazze Şeridi’nde işlenmiş olası savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulması çağrılarının yapıldığı bir karar tasarısı kabul edildi.

Kararda, “İşgal Altındaki Filistin topraklarında, olası savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar da dâhil olmak üzere, ciddi insan hakları ihlalleri ve uluslararası insani hukukun ağır ihlallerine ilişkin raporlardan ciddi endişe duyulduğu” ifade ediliyor.

BM İnsan Hakları Konseyi kararında ayrıca “Gazze Şeridi’nde olası bir soykırım tehlikesi” nedeniyle İsrail’e yapılan tüm silah ve mühimmat sevkiyatlarının durdurulması talep ediliyor, “Cezasızlığa son vermek için tüm uluslararası insani hukuk ihlalleri ile ilgili hesap verilebilirliğinin güvence altına alınması gerekliliğine” vurgu yapılıyor.

İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah’a askeri harekatının “yıkıcı insani sonuçları olabileceği” uyarısının yapıldığı kararda, “Gazze’deki sivillerin aç bırakılmasının da İsrail tarafından bir savaş yöntemi olarak kullanılması” kınanıyor.

Türkiye’nin de ortak sunucuları arasında yer aldığı ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından sunulan karar tasarısı bugün Cenevre’de, 47 üyeli konseyde yapılan oylamada, 28 ülkenin lehte oy kullanmasıyla kabul edildi. Aralarında ABD ve Almanya’nın da bulunduğu altı ülke aleyhte oy kullanırken, 13 ülke çekimser kaldı.

Ayrıca, aralarında Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children) Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütü ve Oxfam’ın da bulunduğu 13 uluslararası insani yardım kuruluşu, Gazze Şeridi’ne yardım girişini kısıtladığı için İsrail’i ağır biçimde eleştirdi.

Keza ABD merkezli gıda yardımı kuruluşu çalışanı 7 kişinin İsrail saldırısı sonucu ölmesi, diğer yabancı STK’ları da alarma geçirdi.

İsrail’e silah sağlayan ülkeleri “soykırıma karşılık gelen” bu duruma ortak olmakla suçlayan MSF Fransa Misyonu Başkanı İsabelle Defourny, “ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ülkeler İsrail’e askeri destek sağlayarak bizim gözümüzde soykırım anlamına gelen bu olaya ahlaki ve siyasi olarak ortak oluyorlar.” dedi.

Ortak açıklama yapan yardım kuruluşları ayrıca İsrail’in bir milyondan fazla sivilin barındığı Gazze’nin güneyindeki Refah’a yönelik kara harekâtı planlarından vazgeçmesini talep etti.

İsrail’den insani yardım için “geçici” adım

İsrail, ülkenin kuzey sınırı üzerinden Gazze’ye daha fazla insani yardım ulaştırılmasını kolaylaştıracak “geçici” adımlar atacağını duyurdu. Buna göre, Gazze’nin kuzeyindeki Erez Sınır Kapısı savaşın başlamasından bu yana ilk kez geçici olarak yeniden açılacak ve Aşdod Limanı da insani yardım sevkiyatı için kullanılacak.

Ayrıca, Ürdün’den daha fazla yardımın Kerem Şalom Geçidi üzerinden girişine izin verilecek. İsrail Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Artan yardım, insani bir krizi önleyecektir. Çatışmaların devamını sağlamak ve savaşın hedeflerine ulaşmak için gereklidir” ifadesine yer verildi.

İsrail’den gelen açıklama, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki gergin telefon görüşmenin ardından geldi.

Paylaşın

İYİ Parti’de Kurultay Tarihi Kesinleşti: 27 Nisan

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil girme” kararı alan ve seçimlerde istediği sonuçlara ulaşamayan İYİ Parti’de olağanüstü kurultay 27 Nisan’da yapılacak.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, seçimler sonrası yaptığı açıklamada, kongrede aday olup olmayacağına dair net bir mesaj vermemişti. Akşener’in başkanlığı bırakıp bırakmayacağı kamuoyunun yanı sıra parti içinde de merak ediliyor.

Akşener, seçimler sonrası yaptığı açıklamada, “Elbette siyaset kurumu olarak sandıklardan çıkan mesajı duymak hepimizin görevidir. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir devlet olma vasfı gereğince, İYİ Parti olarak biz de üzerimize düşen sorumluluğu alacağız. Her zaman yaptığımız gibi seçim sonuçlarına ilişkin muhasebemizi ve özeleştirilerimizi yapacağız.

Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da milletimizin bize vermiş olduğu mesaj ve bizim için çizdiği istikamet doğrultusunda gereken adımları atacağız. Nitekim tam da bu sebeple parti tüzüğümüzün Genel Başkan olarak bana verdiği yetki gereği en kısa sürede olağanüstü seçimli kongremizi toplayacağız” demişti

Akşener, 31 Mart’taki yerel seçimlerde “hür ve müstakil siyaset” kararı alarak CHP’nin ittifak önerisini ret etmiş seçimlere kendi adaylarıyla girmişti. Akşener’in, parti içinde yaklaşımı ve CHP’yi hedef alan tutumu gibi gerekçelerle eski vekiller Durmuş Yılmaz, Bahadır Erdem ile İstanbul Milletvekili Ayşe Yanıkömeroğlu’nun istifaları İYİ Parti’deki dalgalanmayı ortaya koymuştu.

Yerel seçimlerin yapıldığı gece ilk istifa açıklaması, İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanlığı görevinden ayrıldığını duyuran Prof. Dr. Bilge Yılmaz’dan gelmişti. Partideki genel başkan yardımcılığından istifası yanı sıra Yılmaz, Meral Akşener’e de istifa etmesi çağrısında bulunmuştu.

Buğra Kavuncu, Akşener’in A Takımı olarak nitelendirilebilecek Başkanlık Divanı’ndaki genel başkan yardımcılığı konumundaki Teşkilat Başkanlığı’ndan istifasını açıklamıştı. Kavuncu, 2019’da İstanbul İl Başkanı’yken seçimi kazanması için çalıştığı CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu karşısında bu seçimde İYİ Parti’nin adayı olarak yarışmıştı.

Başkanlık Divanı’ndan bir başka istifa açıklaması da Yerel Yönetimler Başkanlığı görevindeki Burak Akburak tarafından yapılmıştı. Akburak, “Büyük bir onurla yapmış olduğum Yerel Yönetimler Başkanlığı görevimden istifa ediyorum. Büyük Kongremizin, Türkiye’nin umudunun İYİ Parti olduğunun tescillendiği bir kongre olacağının bilinmesini istiyorum. Her daim liderimizin yanındayım” demişti.

İYİ Parti GİK üyesi Ahmet Zeki Üçok da başarısızlığın sorumlusu olarak Meral Akşener gördüğünü belirterek parti yönetimine tepki göstermişti. İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz ise Akşener’in seçim öncesi “Başarısız olursam gereğini yapacağım” açıklamalarını hatırlatıp “Akşener’in aday olmayacağını düşünüyorum” demişti.

Akşener’in muhtemel rakipleri

Akşener’in adaylık kararı alması halinde, muhtemel rakipleri konusunda da İYİ Parti kulisleri hareketli. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Grup Başkanvekili Erhan Usta parti kulislerinde konuşulan isimler.

Akşener’in aday olmaması halinde, Buğra Kavuncu’nun da adaylık yarışına girmesi, Koray Aydın’ın ise kendisi aday olmaması halinde karşı aday çıkarması da olasılıklar arasında görülüyor.

Paylaşın

Yerel Seçimler: AK Parti, Dört Kademeli İnceleme Yapacak

31 Mart yerel seçimlerinden umduğunu bulamayan Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) seçim sonuçlarını değerlendirmek için dört kademeli inceleme yapılacak.

Sputnik’ten Osman Nuri Cerit’in haberine göre; Seçimde hedeflenen oyların çok altında kalmasında adayın etkisi, teşkilatların etkisi, milletvekillerinin çalışma performansı ve genel stratejinin başarısı sorgulanacak.

AK Parti yaklaşık 10 ay önce yapılan seçimlerde birinci parti çıkmasına karşılık, aradan geçen süreçte neden oy kaybı yaşayarak ikinci parti konumuna düştüğünü inceleyecek. Seçimler sonrasında AK Parti’nin MYK toplantısından Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kurmaylarına seçim sonuçlarının irdelenmesi talimatını vermişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan MYK toplantısında yaptığı konuşmada “Nerede bir eksik, hata, kasıt veya ihanet varsa, üzerine gitmek boynumuzun borcudur. Diğer türlü, Allah korusun, daha büyük felaketlerin, daha sarsıcı kayıpların yaşanmasına mani olamayız” ifadelerini kullanmıştı. Bu kapsamda AK Parti seçim başarısızlığının nedenlerini dört kademeli bir şekilde inceleyecek.

Örgütler ne kadar başarılı?

İncelemenin ilk aşamasında seçim sürecinde örgütlerin çalışma performansı ele alınacak. Parti örgütleri ne kadar çalıştı. Hangi etkinlikleri düzenledi. Kaç vatandaş ziyareti yaptı. Ne kadar toplantı ve miting düzenlendi. Bunlara katılım oranları ne oldu. Kaç evin kapış çalındı. Bu süreçte ne kadar yeni üye yapıldı. Teşkilatta ana kademi ile gençlik ve kadın kollarının çalışmasında uyum oranı neydi? Gibi kriterle üzerinden teşkilatların başarı oranları değerlendirilecek. Başarısız bulunan teşkilat yöneticilerinin değiştirilmesi mümkün olabilecek.

Adayların performansı nasıl?

AK Parti’nin seçim analizinde bakacağı bir başka başlık ise belediye başkan adaylarının performansı olacak. Başkan adaylarının söylemleri, seçim boyunca yürüttükleri kampanya, genel söylem ile uyumlulukları, kampanya çerçevesinde vatandaşı rahatsız eden yöntemler kullanıp kullanmadıkları, vatandaşlar ile diyalogları gibi başlıklar değerlendirilecek.

Milletvekilleri ne kadar çalıştı?

AK Parti’nin milletvekillerinin performansları da seçim sonuçları kapsamında değerlendirilecek. Milletvekillerinin kendi seçim bölgesinde yaptığı çalışmalar, teşkilat ile uyumları, belediye başkan adayına destek olup olmadıkları incelenecek. Yine milletvekillerinin kendi oyları ile belediye başkan adaylarının aldığı oy oranındaki artışta hesaplanarak, bu azalmanın sebepleri sorgulanacak.

Strateji değerlendirilecek

AK Parti seçim öncesinde genel merkezde bir strateji heyeti oluşturmuştu. Seçim kampanyası, seçimde kullanılacak slogan ve müzikler, söylemler bu ekip tarafından belirlenmişti. Strateji heyetinin hataları da yine incelenecek başlıklar arasında yer alacak. Strateji heyetinin başarı oranı rapor haline getirilecek. Bu dört başlıkta hazırlanacak raporlar AK Parti MYK ve MKYK’sında ele alınacak.

Paylaşın

Şimşek’ten Dikkat Çeken ‘Cari Açık’ Mesajı

Cari açığa ilişkin açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Cari açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,5’in altına çekerek rezerv birikimi sağlayacağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Büyümedeki dengelenmenin katkısıyla azalan cari açık ve Döviz ihtiyacımız ile artan dış kaynak girişi makro finansal istikrarımızı güçlendiriyor.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından dış ticaret verilerine ilişkin açıklamalar yaptı. Şimşek açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“2024 yılı ilk çeyreğinde yıllık dış ticaret açığındaki iyileşme 14,3 milyar dolara ulaştı. Bu yıl OVP’de öngördüğümüz 34,7 milyar doların oldukça altında cari açık bekliyoruz.

Cari açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,5’in altına çekerek rezerv birikimi sağlayacağız. Büyümedeki dengelenmenin katkısıyla azalan cari açık ve Döviz ihtiyacımız ile artan dış kaynak girişi makro finansal istikrarımızı güçlendiriyor.”

Ocak – Mart döneminde dış ticaret açığı 20,4 milyar dolar

2024 yılının ilk 3 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; İhracat, yüzde 3,6 oranında artarak 63 milyar 656 milyon dolar, ithalat, yüzde 12,6 oranında azalarak 84 milyar 128 milyon dolar oldu. Başka bir ifadeyle 3 aylık dönemde dış ticaret açığı 20 milyar 472 milyon dolar oldu.

Öte yandan ihracat Mart’ta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4,1 azalarak 22 milyar 578 milyon dolar olarak gerçekleşti. İthalat ise yüzde 5,7 oranında azalarak 30 milyar 95 milyon dolar oldu.

Paylaşın

Seçimlerde Umduğunu Bulamayan İYİ Parti’de Değişim Sesleri

31 Mart yerel seçimlerinden umduğunu bulamayan İYİ Parti’de genel başkan Meral Akşener’in kongrede yeniden aday olup olmayacağı, aday olursa karşısına bir rakip çıkıp çıkmayacağı İYİ Parti kulislerinin en sıcak konusu.

Akşener’in parti yönetiminin desteğini alması halinde aday olmaya sıcak baktığı kaydediliyor. Akşener, kurmaylarıyla birebir görüşmeler yaparak hem seçim sürecine hem de yaklaşan kongreye dair değerlendirmelerini alıyor. İYİ Parti yöneticilerine göre kongre öncesi ‘nabız yokluyor’.

İYİ Parti’de seçim sonuçlarının değerlendireceği ilk geniş toplantı bugün gerçekleşecek. İYİ Parti Başkanlık Divanı üyeleri ve milletvekilleri genel merkezde bir araya gelecek. Seçim sürecinde atılan tüm adımların masaya yatırılacağı toplantıda, bazı İYİ Parti kurmaylarının tanımlamasıyla, ‘herkes eteğindeki taşları dökecek’. İYİ Parti yöneticilerinin, yaklaşan seçimli olağanüstü kongrede alacakları pozisyonlar da bu toplantıdan sonra netleşecek.

‘Hür ve müstakil’ olarak tanımladığı seçim stratejisinden beklediği sonucu alamayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisini seçimli olağanüstü kongreye götüreceğini açıkladı. Akşener’in kongre açıklamasıyla birlikte görevi bırakacağı da iddia edildi ancak Akşener değil yakın kurmaylarından istifa kararları geldi.

Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Buğra Kavuncu istifasını açıklayan ilk isimdi. Kavuncu’nun ardından Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burak Akburak da istifa ettiğini ve Akşener’in yanında olduğunu duyurdu. Parti kulislerinden edinilen bilgilere göre iki isim de seçim sonuçlarına dair sorumluluğu üstlenerek kongre sürecinde Meral Akşener’in elini rahatlatmak için istifa etti.

Akşener’in kongrede yeniden aday olup olmayacağı, aday olursa karşısına bir rakip çıkıp çıkmayacağı İYİ Parti kulislerinin en sıcak konusu. Akşener’in parti yönetiminin desteğini alması halinde aday olmaya sıcak baktığı kaydediliyor.

Gazete Duvar’dan Ceran Bayar‘ın edindiği bilgilere göre Akşener, kurmaylarıyla birebir görüşmeler yaparak hem seçim sürecine hem de yaklaşan kongreye dair değerlendirmelerini alıyor. İYİ Parti yöneticilerine göre kongre öncesi ‘nabız yokluyor’.

Parti kurmayları Akşener’in kongrede yeniden aday olmak için gerekli desteği almasına kesin gözüyle bakıyor. Bazı İYİ Parti kurmayları seçim başarısızlığına rağmen İYİ Parti’nin bir lider partisi olduğunu, Akşener olmadan yoluna devam edemeyeceğini dile getiriyor. Bu sebeplerle de Akşener’in genel başkanlığı bırakmayacağı ifade ediliyor.

Akşener’in genel başkan olarak devam etmesi gerektiğini dile getirenlerin yanı sıra İYİ Parti’de genel başkanlık dahil köklü bir değişimin şart olduğunu dile getiren parti yöneticileri de var. Seçim sonuçlarının İYİ Parti için büyük bir başarısızlık olduğunu, bu başarısızlığın sorumluluğunun üstlenilmesi gerektiğini dile getiren bazı yöneticiler, İYİ Parti’nin yok olup gitmemesi için değişimin şart olduğunu söylüyor.

Meral Akşener sözünü tutmalı

Akşener’in seçimden önce verdiği ‘başarısız olursa gideceği’ne dair sözü tutması gerektiğini de ifade eden bu kurmaylar, verilen büyük sözün tutulmamasının partiye zarar vereceğini ifade ediyor. İYİ Partili kurmaylar, Akşener’in İYİ Parti’yi var eden lider olduğunu kabul etse de aslolanın Akşener değil parti olduğunu dile getiriyor.

Seçime hür ve müstakil girme kararının yanlış olduğunu savunan kimi kurmaylar, seçimden önce yapılan toplantılarda yapılan açık – kapalı yönlendirmelerin bu kararı beraberinde getirdiğini ifade ediyor. CHP ile bu denli ters düşülmesinin, muhalefetten ayrışmanın İYİ Parti’ye büyük zarar verdiği ama yeni bir başlangıcın hala mümkün olduğunu kaydediliyor.

Seçim sürecinde Akşener’in kullandığı dili ve üslubunu da eleştiren İYİ Partililer, muhalefete karşı bu kadar sert bir dilin kullanılmasının, Mansur Yavaş ve CHP’nin sürekli eleştirilmesinin, geleceğe dair neredeyse hiçbir söz söylenmemesinin yanlış olduğuna dikkat çekiyor.

İYİ Parti’nin güçlenmesi ve yeniden iktidara alternatif bir parti haline gelmesi için genç ve uzman, yepyeni bir yönetim kadrosuyla yola devam etmesi gerektiğini belirten kurmaylar, teşkilatların talebinin de bu yönde olduğunu ifade ediyor.

Seçimli kongrenin İYİ Parti’nin geleceği açısından bir şans olduğunu ifade eden İYİ Partililer, bugün gerçekleşecek Başkanlık Divanı ve milletvekili toplantısının alınacak kararlarda belirleyici olacağını söylüyor.

Parti kulislerinde Akşener’in mevcut gücü ve kendisinin siyasete kazandırdığı isimlerin desteğiyle yeniden adaylaşmasının kesin olduğu görüşü hakim. Değişim isteyenlerin atacağı adımları Akşener’in arkasındaki desteğin büyüklüğü belirleyecek. Akşener beklenen desteği almaz ve değişim sesi güçlenirse İYİ Parti’nin birden fazla adayın yarıştığı bir kongre gerçekleştirmesi şaşırtıcı olmayacak.

Değişim talep edenlerin parti içi muhalefete dönüşmesi halinde adaylık yarışına dahil olabilecek isimlerse şimdiden dillendirilmeye başlandı. Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın, Grup Başkanvekili Erhan Usta, Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez bu isimler arasında yer alıyor. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın’ın da süreci izlediği, başkanlık yarışına dahil olabileceği, olmasa bile aday olabilecek bir ismi destekleyebileceği kaydediliyor.

Öte yandan kurultayın sonucuna göre, hatta kurultayı beklemeden, İYİ Parti’den istifa etmeyi planlayan milletvekilleri olduğu da kulislerde konuşulanlar arasında.

Paylaşın

HTŞ Liderlerinden Ebu Maria Kahtani Öldürüldü

Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) örgütünün önde gelen isimlerinden Ebu Maria Kahtani’nin Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) düzenlediği canlı bomba saldırısı sonucu öldüğü duyuruldu.

Gerçek adı Maysa Ali Musa Abdullah Cuburi olan Kahtani, El Kaide örgütünden ayrılan militanların oluşturduğu El Nusra Cephesi’nin kurucuları arasındaydı.

2012’de ABD’nin yaptırım listesine aldığı HTŞ Şura Meclisi üyesi Kahtani, 2003-2011’de Irak Savaşı’nda Amerikan ordusuna karşı çatışmalara girmişti.

Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) medya organı Amjad’dan dün yapılan açıklamada, Iraklı Kahtani’nin IŞİD’in düzenlediği canlı bomba saldırısı sonucu öldüğü duyuruldu. Birleşik Krallık merkezli muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) de canlı bombanın saldırısında Kahtani’nin öldürüldüğünü, yanındaki iki kişinin de ağır yaralandığını aktardı.

SOHR’un açıklamasında canlı bombanın kimliği paylaşılmazken, olayın İdlib’deki Türkiye sınırına yakın Sarmada kasabasında gerçekleştiği belirtildi. IŞİD veya herhangi bir örgüt saldırıyı henüz üstlenmedi.

Fransız haber ajansı AFP’nin aktardığına göre, gerçek adı Maysa Ali Musa Abdullah Cuburi olan Kahtani, El Kaide örgütünden ayrılan militanların oluşturduğu El Nusra Cephesi’nin kurucuları arasındaydı.

Suriye iç savaşında Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimine karşı savaşan El Nusra, 2017’de farklı örgütlerin de katılımıyla HTŞ adı altında faaliyet göstermeye başladı. İdlib’in yarısına ek olarak Hama, Halep ve Lazkiye’nin bir kısmı HTŞ’nin kontrolünde.

2012’de ABD’nin yaptırım listesine aldığı HTŞ Şura Meclisi üyesi Kahtani, 2003-2011’de Irak Savaşı’nda Amerikan ordusuna karşı çatışmalara girmişti.

Öte yandan HTŞ yönetimi, rakip örgütlerle bağlantı kurduğu gerekçesiyle 47 yaşında olduğu tahmin edilen Kahtani’yi ağustosta hapse atmıştı. Militan, daha sonra suçsuz olduğuna karar verilmesiyle 7 Mart’ta serbest bırakılmıştı. SOHR, saldırının Kahtani serbest bırakıldıktan kısa süre sonra gerçekleştiğini aktardı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

KİT’lerin Borçları Son Üç Yılda 6 Kat Arttı

Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) 2020 yılında 124,9 milyar lira olan borcu, 2023’ün son çeyreğinde 794,7 milyar liraya yükseldi. 22 kamu iktisadi teşebbüsüne ilişkin istatistiklere göre borçların 684,4 milyar lirasını ticari bankalar, vergi, çiftçi ve SGK borçları gibi iç borçlardan oluştu.

KİT’ler ile özelleştirme programındaki kuruluşların ticari bankalara olan borcu 204,7 milyar TL, vergi borcu 29 milyar TL, çiftçilere olan borcu ise 14,3 milyar TL’yi buldu. İç borcun en büyük bölümü ise 276,9 milyar TL ile gerçek ve tüzel kişilere olan borçlardan oluşuyor. KİT’ler ile özelleştirme programındaki kuruluşların 110,3 milyar TL’lik dış borçlarının 98,7 milyar TL‘sinde Hazine garantili borçlardan oluşuyor.

Birgün’den Havva Gümüşkaya‘nın haberine göre; Kamunun önemli işletmeleri borç sarmalından çıkamıyor. AKP iktidarının özelleştirme tercihi sonucu birbiri ardına elden çıkartılan kamu iktisadi teşekküllerinden geriye kalanlar da borç içinde yüzüyor. KİT’ler ile özelleştirme programına alınan kuruluşların borçları 2023’te 794,7 milyar TL’ye ulaştı. İktidarın seçim propagandası için araç haline getirilen KİT’lerin borçları son üç yılda 6 kat arttı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler İstatistikleri’ne göre 2020 yılında 124,9 milyar TL olan borç, 2023’ün son çeyreğinde 794,7 milyar TL’ye fırladı. 22 kamu iktisadi teşebbüsüne ilişkin istatistiklere göre borçların 684,4 milyar TL’si ticari bankalar, vergi, çiftçi ve SGK borçları gibi iç borçlardan oluştu.

KİT’ler ile özelleştirme programındaki kuruluşların ticari bankalara olan borcu 204,7 milyar TL, vergi borcu 29 milyar TL, çiftçilere olan borcu ise 14,3 milyar TL’yi buldu. İç borcun en büyük bölümü ise 276,9 milyar TL ile gerçek ve tüzel kişilere olan borçlardan oluşuyor. KİT’ler ile özelleştirme programındaki kuruluşların 110,3 milyar TL’lik dış borçlarının 98,7 milyar TL‘sinde Hazine garantili borçlardan oluşuyor.

KİT’lerin ve ilgili kuruluşların, iktidarın verdiği seçim vaatleri ve enflasyonu gölgeleme görevlerinden kaynaklanan görev zararı da 337,4 milyar TL oldu. İktidarın ekonomi politikası nedeniyle mali dengeleri bozulan kuruluşlar arasında en büyük görevlendirme gideri, 231,8 milyar TL ile BOTAŞ’ın oldu. BOTAŞ’ı 77,5 milyar TL ile EÜAŞ, 21,4 milyar TL ile de TMO takip etti.

Paylaşın

YRP Lideri Erbakan, İsrail İle Ticaret Üzerinden İktidara Yüklendi

İsrail’e bor madeni ihracatı üzerinden yüklenen YRP Lideri Fatih Erbakan, “Yeniden Refah Partisi olarak yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; Bu vebalden bir an önce kurtulun” ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, sosyal medya hesabından, İsrail’e yönelik bor ihracatına yönelik ilk kez gazeteci Metin Cihan’ın yayınladığı belgeyi paylaştı.

Türkiye Varlık Fonu (TVF) şirketlerinden Eti Maden’in 23 Mart tarihinde İsrail’deki Fertilizers & Chemicals şirketine bor madeni gönderdiğini gösteren belgeyi paylaşan Fatih Erbakan, “Doğrudan Sayın Cumhurbaşkanı’na bağlı olan Türkiye Varlık Fonu’nun şirketlerinden ETİ Maden’in, seçimlerden bir hafta önce İsrail’e 21 ton borik asit formunda bor madeni ihracatı yaptığına dair bir belge ortaya çıktı. Yeniden Refah Partisi olarak yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; Bu vebalden bir an önce kurtulun” ifadelerini kullandı.

Metin Cihan’ın ortaya çıkardığı belge neydi?

7 Ekim’de savaşın başlamasından bu yana Türkiye’nin İsrail ile sürdürdüğü ticarete ilişkin olarak liman kayıtlarını sosyal medya hesabından paylaşan gazeteci Metin Cihan, bu kez de Türkiye Varlık Fonu’nun bir şirketi olan Eti Maden ile İsrail ordusuna da hizmet veren büyük bir şirket olan Fertilizers & Chemicals arasındaki sevkiyatı gündeme getirdi.

Cihan’ın paylaştığı bilgilere göre; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Varlık Fonu şirketi Eti Maden, 23 Mart 2024’te Fertilizers & Chemicals’a 25 kilogramlık paketler halinde olmak üzere toplamda 21 ton bor madeni gönderdi.

Bor madeninin 23 Mart 2024’te Gemlik Limanı’ndan yüklendiğini yazan Cihan, sevkiyatın 29 Mart 2024’te İsrail’in Aşdod Limanı’na, ardından da 1 Nisan’da Hayfa Limanı’na vardığını ve teslimatın yapıldığını ifade etti.

“Gazze’de katliam devam ederken devletimizin İsrail ile doğrudan ticaretinin belgesidir” diyerek, sevkiyatın belgesi olduğunu iddia ettiği belgeyi paylaşan Cihan, haberi duyurduğu sosyal medya paylaşımında, “Katliam tedarikçiliğine ve Filistin’e dua İsrail’e gemi ikiyüzlülüğüne artık bir son verilmesi dileğiyle.” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

İran İle İsrail Arasında Gerilim Tırmanıyor: Misilleme Uyarısı

Güvenlik kabinesi toplantısı öncesinde açıklama yapan İsrail Başbakanı Netanyahu, “Her kim bize zarar verir ya da zarar vermeyi planlarsa biz de ona zarar veririz” diyerek İran’ın ülkesine saldırması halinde bunun sonuçlarına katlanması gerekeceğini söyledi.

İran, 1 Nisan’da Şam’daki İran büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına düzenlenen saldırı sonrasında misilleme tehdidinde bulunmuştu. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İsrail’den intikam alınacağını, “İsrail buna pişman olacak” açıklamasıyla duyurmuştu.

İran ile İsrail arasında gerilim tırmanıyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Her kim bize zarar verir ya da zarar vermeyi planlarsa biz de ona zarar veririz” diyerek İran’ın ülkesine saldırması halinde bunun sonuçlarına katlanması gerekeceğini söyledi.

Güvenlik kabinesi toplantısı öncesinde açıklama yapan Netanyahu, İran’ın yıllardır doğrudan veya vekilleri aracılığıyla İsrail’e karşı faaliyetler yürüttüğünü kaydetti, “İsrail bu nedenle İran ve vekillerine karşı, savunma ve saldırı amaçlı olarak eyleme geçiyor” diye konuştu.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; İsrail’in olası saldırılar karşısında kendisini savunacağını söyleyen Netanyahu, “Basit bir ilke uyarınca hareket edeceğiz: Her kim bize zarar verir ya da zarar vermeyi planlarsa biz de ona zarar veririz” dedi.

İran, 1 Nisan’da Şam’daki İran büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına düzenlenen saldırı sonrasında misilleme tehdidinde bulunmuştu. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İsrail’den intikam alınacağını, “İsrail buna pişman olacak” açıklamasıyla duyurmuştu.

İsrail’in resmi olarak üstlenmediği saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun ikisi general rütbesinde toplam yedi mensubu hayatını kaybetmişti.

ABD’den İsrail’e destek açıklaması

Bu arada İran’ın misilleme tehdidinin dün Netanyahu’nun ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde de ele alındığı açıklandı. Beyaz Saray, bu tehditlerle ilgili olarak Biden’ın ABD’nin desteğini Netanyahu’ya ilettiğini duyurdu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, ABD’nin İsrail’e bir dizi tehdide karşı kendisini savunması için verdiği desteğin “sarsılmaz” olduğunu söyledi.

Axios haber portalının İsrailli yetkililere dayandırdığı habere göre, İsrail gelişmeleri müttefiki ABD ile görüştü, İran’ın Suriye’deki saldırıya misilleme olarak kendi topraklarından İsrail’e bir saldırı düzenlemesi halinde İsrail’in güçlü bir yanıtıyla karşılaşacağını ve bunun mevcut ihtilafı başka bir boyuta taşıyacağını iletti.

İran ile gerilimin tırmanması üzerine hava savunmasını güçlendirmek amacıyla önlemler alan İsrail’in muharip birliklerinin ev izinlerini askıya aldığı, yedek askerlerini de göreve çağırdığı bildiriliyor.

İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari , ülkedeki GPS konumlandırma sisteminin “tehditleri etkisiz hale getirmek” amacıyla kasıtlı olarak devre dışı bırakıldığını doğruladı. İsrail medyası bunun sebebinin İran’dan gelen tehditler olduğunu öne sürdü.

Bu arada Hagari, sosyal medya hesabı üzerinde yaptığı paylaşımda jeneratör satın almaya, gıda stoklamaya ve ATM’lerden para çekmeye gerek olmadığını yazdı.

Paylaşın

İYİ Parti’de Seçim Hesaplaşması: Akşener, Kararında Aceleci Olmayacak

Yerel seçimlere “hür ve müstakil girme kararı” alan İYİ Parti’yi bir “iç hesaplaşma” süreci bekliyor. Yakın çevresine göre Meral Akşener, istifa ya da kurultayda aday olup olmama konusunda kararını açıklamada aceleci olmayacak ve kapsamlı seçim analizlerini ve tüm parti kademelerinin görüşünü aldıktan sonra karar verecek.

Akşener’in adaylık kararı alması halinde, muhtemel rakipleri konusunda da İYİ Parti kulisleri hareketli. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Grup Başkanvekili Erhan Usta parti kulislerinde konuşulan isimler.

Seçim yenilgisinin ardından “seçimli olağanüstü kurultay” kararını açıklayan Genel Başkan Meral Akşener’i de kapsayan “değişim” seslerinin yükseldiği partide, seçim sonuçlarına ilişkin kapsamlı değerlendirme, bugün milletvekilleri ve Başkanlık Divanı üyelerinin katılımıyla yapılacak.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Yakın çevresine göre bir süre “bekle gör” taktiği izleyecek Akşener, kurultayda aday olup olmayacağına henüz karar vermedi. Ancak parti, “İYİ Parti, lider partisidir, Akşener giderse parti biter” diyenler ile “İYİ Parti güçlü bir siyasal hareket ve devamlılığı için değişim şart” görüşünü savunanlar olmak üzere şimdiden ikiye bölünmüş durumda.

Yerel seçimlere “hür ve müstakil girme kararı” alan İYİ Parti, bir önceki seçime göre yüzde 6’nın üzerinde oy kaybetti ve resmi olmayan sonuçlara göre 1 il, 27 ilçe belediyesi kazandı. Seçimlerden önce, başarısız çıkmaları halinde “Ben evime döneceğim, siyasetin s’siyle meşgul olmayacağım” diyen Akşener’in seçim yenilgisinin ardından istifa edip etmeyeceği merak ediliyordu.

Akşener seçimlerden sonra yaptığı ilk açıklamada, olağanüstü seçimli kurultay kararı aldığını açıkladı, ancak adaylık konusunda herhangi bir açıklama yapmadı. Yakın kurmaylarından ekonomi politikaları başkanı Bilge Yılmaz, seçim gecesi Akşener’i de istifaya çağırarak, görevinden ayrıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Buğra Kavuncu Teşkilat Başkanlığı, Burak Akburak ise Yerel Yönetimler Başkanlığı görevlerinden istifa etti. Yılmaz, “değişim” talebiyle istifa ederken, parti kulislerinde Kavuncu ve Akburak’ın, seçim yenilgisinin sorumluluğu konusunda Akşener’in elini rahatlatmak için istifa ettiği söyleniyor.

İYİ Parti Lideri Akşener, seçimlerin ardından, dar gruplarla görüşmeler yaparak hem seçim yenilgisinin nedenlerine, hem de partinin geleceğine ilişkin görüş alışverişinde bulunuyor. Akşener Çarşamba günü de aralarında Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu, Cihan Paçacı, Turhan Çömez, Ayfer Yılmaz gibi partinin deneyimli isimlerinden oluşan “İstişare Kurulu” üyeleri ile bir araya geldi.

Bu görüşmelerde, değişim talebini dile getirenler olduğu gibi, “devam etmesini” isteyenlerin de olduğu belirtiliyor. Parti kulislerine göre Akşener, eleştiri ve önerileri dinleyip not alıyor, ancak istifa veya aday olup olmayacağına ilişkin tartışma başlığı açmıyor.

Akşener’in kurultay tarihini haftaya açıklaması bekleniyor, ancak, adaylık tutumunun netleşmeyeceği ifade ediliyor. İYİ Parti’de “değişim” isteyenler ile “Akşener’le devam” diyenler arasındaki tartışmanın ise önümüzdeki günlerde daha da keskinleşmesi ve kurultayın bu iki kesimin yarışına sahne olması bekleniyor.

Akşener’in devam etmesini savunanlar temel gerekçe olarak “İYİ Parti bir lider partisidir ve Akşener’siz parti biter” görüşünü dile getiriyor.

Akşener’in devam etmesi gerektiğin savunan bazı parti yöneticileri “seçimlere hür ve müstakil girme” kararının Genel İdare Kurulu’nda (GİK) alındığına dikkat çekerek, “Genel Başkan baskı altında kalmayalım diye, oylamada dışarı çıktı. Niye tek başına sorumluluğu alsın? Zaten bunun kararını kurultay verecek” diyor.

Seçimlere tek başına girerken, “birinci parti olacağız” iddiasının dile getirilmediğini, arzu edilen sonuç alınamasa da Nevşehir’in kazanıldığını, ilçe ve belde belediye başkanlıklarının sayısını arttığını ve seçim sonuçlarına itiraz edilen Ordu’yu da kazanma olasılıkları bulunduğuna dikkat çeken bir parti yöneticisi, “Akşener’in istifa etmesini gerektiren bir durum yok. Akşener bu partiyi markalaştıran liderdir” görüşünde.

Ancak partide seçim yenilgisinin ardından değişim olması gerektiğini savunan geniş bir kesim var. CHP’yle ittifak kapılarının tamamen kapatılması, seçim kampanyası sürecinde, Akşener’in iktidar yerine CHP’yi ve özellikle Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ı hedef alması temel hatalar olarak görülüyor.

Seçimin kaybedilmesinde bu etkenlerin yanısıra, İYİ Parti’nin muhalif tabanının AKP karşısında kazanma olasılığı en yüksek gördüğü CHP’ye yönelmesinin, özellikle büyük kentlerde parti oylarında dramatik düşüşlere yol açtığına dikkat çekiliyor.

81 il teşkilatından en az 60’ının, CHP ile yerel düzeyde işbirliğini savunduğunu, ancak parti yönetiminin buna yanaşmadığını savunan bazı parti kurmayları, “Biz tabanı dinlememiş olduk. Tabanı dinlemezsen, taban da seni dinlemez” görüşünü dile getiriyorlar.

Parti içinde değişimi savunan bazı isimlere göre, “Akşener aday olsa bile bu yenilginin ardından yeniden genel başkanlık koltuğunu koruması zor.”

Partinin deneyimli bir ismi, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “2023 seçimlerindeki yenilginin baş aktörleri CHP ve İYİ Parti’ydi. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir anlamda büyüttüğü Özgür Özel çıktı, genel başkanlığı aldı, içindeki sancıyı bertaraf etti. Seçimlerden başarıyla çıkarak, eski tartışmaları kapattı. Ama İYİ Parti şimdi ikinci bir yenilgi aldı. Eğer bu yenilginin ardından da bir değişim olmazsa, partinin geleceği tehlikeye girer. O nedenle Akşener’in karşısına kim çıkarsa, kurultayı alma ihtimali yüksektir.”

CHP’nin seçimlerdeki başarısında aday tercihlerin yanı sıra iktidar partisine duyulan tepkinin büyük etkisi olduğunu savunan bazı partililer ise Akşener’in kullandığın kampanya dilinin ise seçmeni partiden uzaklaştırdığı görüşünde:

“Akşener’in kullandığı dili millet hazmedemedi. Daha dün kucaklayıp, yerlere göklere sığdıramadığınız İmamoğlu’na, Mansur Yavaş’a karşı ağır ithamlarda bulunuyorsunuz. Siyaset bu kadar zikzak kaldırmaz, bu büyük prestij kaybına yol açtı, ciddi güvensizlik yarattı.”

Meral Akşener kararında aceleci olmayacak

Yakın çevresine göre Akşener, istifa ya da kurultayda aday olup olmama konusunda kararını açıklamada aceleci olmayacak ve kapsamlı seçim analizlerini ve tüm parti kademelerinin görüşünü aldıktan sonra karar verecek.

Parti içindeki bir grup, bunun nedenini, “partinin başsız kalması halinde iç kavganın daha büyümesinden” duyulan endişeye bağlıyor. Ancak ağırlıklı görüş, Akşener’in, “bekle gör” politikası izleyip, hem olası rakiplerini hem de kendisine verilecek desteği görmek istediği, sonrasında da adaylığını açıklayabileceği yönünde.

Gerek partinin yol haritasının netleşmesi, gerekse Akşener’in aday olup olmayacağı konusunda ise bugün milletvekilleri ve Başkanlık Divanı üyeleri ile yapılacak toplantıdan çıkan havanın etkili olacağı belirtiliyor. Partide değişim umudu görmeyen bazı milletvekillerinin ise istifa edebileceği kulislerde konuşuluyor.

Akşener’in adaylık kararı alması halinde, muhtemel rakipleri konusunda da İYİ Parti kulisleri hareketli. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Grup Başkanvekili Erhan Usta parti kulislerinde konuşulan isimler.

Akşener’in aday olmaması halinde, Buğra Kavuncu’nun da adaylık yarışına girmesi, Koray Aydın’ın ise kendisi aday olmaması halinde karşı aday çıkarması da olasılıklar arasında görülüyor.

Paylaşın