Nezihe Araz Kimdir? Hayatı, Eserleri

11 Mayıs 1922 yılında Konya’da dünyaya gelen Nezihe Araz, 25 Temmuz 2009 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Bütün çocukluk ve ilk gençliği ile eğitim hayatı Ankara’da geçti. 1935’te Hususî Bizim Mektep’te, 1938’de Ankara Kız Lisesi’nin orta kısmında, 1941’de Ankara Lisesi’nde okudu. 1946’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Psikoloji ve Felsefe Bölümü’nden mezun oldu.

Okuldan mezun olduğu yıl Behice Boran’ın asistanı olarak üniversitede akademik yaşama başladı; bu arada kimi sol içerikli eylemlere katıldı. 1948’de Behice Boran üniversiteden atılınca o da okuldan ayrıldı. Doktora yapmak üzere İstanbul’a gitti. Ancak akademisyenliğe ilgisini yitirdi ve Kenan Rıfai’nin sohbetlerine katılıp Rıfai Dergahı’na girdi. Kenan Rıfai’nin 1950’de ölümü üzerine ertesi yıl Samiha Ayverdi, Safiye Erol ve Sofi Huri ile birlikte “Ken’an Rifai ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık” kitabını yazdı.

Nezihe Araz, yazı hayatına Resimli Hayat (1953) dergisinde yayımlanan röportajlarıyla başlamıştı. Bir ara sosyal demokrat görüşü benimseyerek o doğrultuda yazılar yazdı. Hayat dergisi ile Havadis (1957), Yeni Sabah (1957-62), Yeni İstanbul (1970), Milliyet ve Güneş gazetelerinde köse yazarlığı yaptı, araştırmalar yayımladı. Türk ve İslâm büyüklerini kendine özgü bir inanç anlayışıyla tanıtmayı amaçlayan biyografiler yazdı.

Yunus Emre’nin hayatını Dertli Dolap (1961). Mevlana’nın hayatını Aşk Peygamberi (1962) adlı kitaplarında anlattı. Hz. Muhammed ile Fatih Sultan Mehmet’in hayatlarını anlatan biyografi kitapları yayımlandı. Meydan-Larousse, Larousse-Gençlik ve Türkiye Ansiklopedisi’yle başka yayınların yapımcı ya da yayıncılığını yaptı.

Nezihe Araz, Anadolu halk törelerini, özellikle kadın giyim özelliklerini ve bunlara ilişkin anekdotları derledi. Anadolu kadınları baş süslemelerinden bir koleksiyon oluşturdu. Orta Anadolu Yörükleri arasında yaptığı araştırmaları “Kırk Pencereli Konak” adıyla kitap olarak yayımladı. “Anadolu Evliyaları” (1959) adlı kitabı ilgi ile karşılandı. Televizyon dizileri ve çocuk oyunları yazdı.

Bozkır Güzellemesi, Öyle Bir Nevcivan, Alacakaranlık, İmparotorun İki Oğlu, Afife Jale, Cahide, Ballar Balını Buldum adlı oyunları Devlet Tiyatrolarının repertuarına alındı ve oynandı. Kent Oyuncuları’nın sahnelediği Hayattan Yapraklar adlı televizyon dizisinin ve yine aynı ekibin tiyatroya taşıdığı kimi çocuk oyunlarının yazarı olan Nezihe Araz, geniş kitlelere adını duyurdu. Edebiyatın hemen dalında ürün veren verimli bir yazardı.

Ayrıca 1984’ten sonra televizyonda ‘Hanımlar Sizin İçin’ adlı, kadınlara yönelik kuşak programları çeşitli aralıklarla yayınlandı. O Kadın, Ekmek Kavgası, İhtiras Fırtınası, Afife Jale ve Hanım adlı senaryoları filme çekildi. Okan Demiriş’in bestelediği Kar­yağdı Hatun operasında, bir Anadolu ermişiyle ilgili halk inanışını konu edindi; bu yapıt İstanbul Devlet Opera ve Balesi ta­ralından sahnelendi (1986).

Nezihe Araz, Öyle Bir Nevcivan adlı oyunu bir gazetenin 1980’de düzenlediği Tiyatro Oyunları Yarışması’nda ödül aldı. 1984’te İnanç dergisince o yılın en iyi tiyatro yazarı seçildi. Savaş Yorgunu Kadınlar ile 1989 Kültür Bakanlığı En İyi Yazar Ödülünü, Afife Jale ile de 1988’de Avni Dilligil Tiyatro Ödülünü aldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, Basın Şeref Kartı ve 2003 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibiydi.

Nezihe Araz son günlerini İstanbul’da Maltepe Huzurevi’nde geçirmişti. Alzheimer oldu. 26 Temmuz 2009’da İstanbul’da hayatını kaybetti. Hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamıştı. 2010’da Nezihe Araz hakkında kız kardeşi Vecihe Büyükaksoy’un torunu Jeyda Elsasser’in yönetmenliğinde hazırlanan “Beyond Words” adlı bir belgesel hazırlandı.

Nezihe Araz’ın eserleri: 

Siir: Benim Dünyam (1950), Bir Kırmızı Gül (1994), Yalnız Ağaç (1995).

Biyografi – İnceleme: Fatih’in Deruni Hayatı (1953), Anadolu Evliyaları (1959), Peygamberler Peygamberi Hz. Muhammed (1960), Hz. Peygamber’in Torunları (1960), Dertli Dolap (Yunus Emre’nin hayatı, 1961), Aşk Peygamberi Mevlâna’nın Romanı (1962), Yirmisekiz Peygamber (1963), Çocuk ve İslâm (çocuklar için dinî ve ahlakı yazılar, 1968), Gelin Canlar Bir Olalım (1972), Aşk Peygamberi (Mevlâna Celaleddin-i Rumî hk.1985), Mustafa Kemal’le 1000 Gün (1993), Mustafa Kemal’in Devlet Paşası (1997), O da Çocuktu Adı: Mustafa (1999), Anadolu Erenleri (2000), Sen Latife Değil Latifsin (2003).

Oyun: Bozkır Güzellemesi (Devlet Tiyatrolarınca sahnelendi, 1974-75), Öyle Bir Nevcivan (1979), Alaca Karanlık (1981), İmparotorun İki Oğlu (1983), Kar Yağdı Hatun (opera, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından ıre1endi, 1986), Afife Jale (oyn. 1987-88), Ballar Balını Buldum (Devlet Tiyatrolarınca sahnelendi (oyn. Ve bas. 1991), Savaş Yorgunu Kadınlar (oyn.1992).

Paylaşın

Nevin Halıcı Kimdir? Hayatı, Eserleri

1941 yılında Konya’da dünyaya gelen Nevin Halıcı, Konya Kız Tatbikat İlk Okulu (1952), Konya Kız Enstitüsü (1960) okulları mezunudur. Ankara Gazi Üniversitesinde Aile Ekonomisi ve Beslenme öğrenimi yapmıştır (1970-75).

İngiltere’de, City and Guilds of London Institute’den ‘The Cookery Certificate’ diploması almıştır (1986).

Master tezini, Selçuk Üniversitesi’nde “Konya’da Geçmişte Ve Günümüzde Hazırlanan Kışlık Yiyecekler Üzerine Bir Araştırma” konulu çalışmasıyla (1991), Doktorasını ise, Gazi Üniversitesi’nde “Karadeniz Bölgesi Yemekleri Üzerine Bir Araştırma”, teziyle tamamlamıştır (1997). Türkiye’de Gastronomi üzerine Doktorasını alan ilk kişidir.

Yazdığı birçok yemek kitabı yanı sıra, Halıcı Anadolu’da gerçekleştirdiği araştırmalarını gelecek nesillere aktarmak üzere titizlikle arşivlemiştir.

Türk ve Anadolu yemek sistemleri üzerine yazdığı sayısız makaleler ulusal ve uluslararası olarak yayınlanmıştır. Birçok uluslararası kongre ve sempozyumun menü tasarımlarını gerçekleştirmiş ve danışmanlıklarını üstlenmiştir.

Eğitmenlik hayatına 1975 yılında, Kızılcahamam’da yemek öğretmeni olarak başlamış; İzmir Büyükçiğli Pratik Kız Sanat Okulu, İzmir Karşıyaka Kız Meslek Lisesi, Konya Kız Meslek Lisesi, Çumra Kız Meslek Lisesi, Konya Mehmet Akif İlköğretim Okulu, Meram Kız Meslek Lisesi okullarında görev yaptıktan sonra 1999 yılında emekli olmuştur.

Nevin Halıcı, 2012-2016 yılları arasında Konya Kültür ve Turizm Derneği Başkanlığı yapmıştır. 2021 yılında kurulan “Nevin Halıcı Yemek Kültürü Vakfı” kurucuları arasında yer almaktadır.

Nevin Halıcı’nın eserleri: Geleneksel Konya Yemekleri (1979), Ege Bölgesi Yemekleri (1981), Akdeniz Bölgesi Yemekleri (1983), Türk Mutfağı (1985-1990), Nevin Halıcı’s Turkish Cookbook (1989), Das Türkısche Kochbuch Nevin Halıcı (1990), Güneydoğu Anadolu Bölgesi Yemekleri (1991), Siniden Tepsiye Klasik Türk Mutfağı (1999), Konya’da Kışlık Yiyecekler Üzerine Bir Araştırma (2000), Karadeniz Bölgesi Yemekleri (2001), Sufi Cuisine (2005). London: Saqi Books.

Konya Mutfak Kültürü ve Konya Yemekleri (2005), Mevlevi Mutfağı (2007), Türk Mutfağı (2009), Konya Mutfağı (2011), Açıklamalı Yemek ve Mutfak Terimleri Sözlüğü(2013), Geçmişin İzleriyle Sille Mutfağı (2014), Selçuklu Dönemi Mutfağı (2015).

Paylaşın

Neşe Yaşın Kimdir? Hayatı, Eserleri

12 Şubat 1959 yılında Lefkoşa’da dünyaya gelen Neşe Yaşın’ın yaşamının ilk yılları Kıbrıs’ın güneyindeki, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların birlikte yaşadığı Peristerona’da geçti.

1963 Aralığında Lefkoşa şehir merkezine göç etti. İlk ve ortaöğrenimini Lefkoşe Türk Maarif Kolejinde tamamladıktan sonra,. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden mezun oldu. Kıbrıs Üniversitesi Türk ve Orta Doğu Bilimleri Bölümünde de yüksek lisans eğitimi aldı. Uzun yıllar Türkiye’de yaşadı.

ODTÜ Kütüphanesinde Enformasyon uzmanı olarak görev yaptı. 1992-2007 yılları arasında da Kıbrıs’ta yayın yapan CYBC radyosunda ve sonra ASTRA radyosunda çalışmaya başladı ve Barış Bahçesi adlı programı yönetti, Halen Güney Kıbrıs Üniversitesinde öğretim üyeliğine devam eden Yaşın, 2006 yılında KKTC parlamento seçimlerinde milletvekili adayı oldu.

Güney Kıbrıs Eğitim Bakanlığı tarafından 1978-Yılın Sanatçısı Özel Ödülü, 1980 – Türk Bankası- Yılın Sanatçısı Ödülü,1993 – Necati Taşkın Vakfı Ödülü, 1997 – POGO – Kadın Günü Onur Ödülü ve 1998 – Anthias – Pierides Kültür Ödülüne layık görüldü.

Neşe Yaşın, erken yaşlarda yazdığı ve Kıbrıslı Rum besteci Marios Tokas tarafından bestelenerek, “Hangi Yarısını?” (I Diki Mu I Patrida) adlı şiiri, ders kitaplarına girdi. Yaşın, Kıbrıs Üniversitesi Türkoloji bölümünde Dil ve Edebiyat dersleri vermektedir. Birgün ve Yenidüzen gazetelerinde yazılar yazdı. İlk şiirileri Karanfil ve Kültür Sanat (Kıbrıs), Sanat Emeği, Yazko Edebiyat, Varlık, Adan Sanat gibi dergilerde yayınlandı.Kıbrıs’ta yayın yapan CYBC radyosunda 41. Oda edebiyat programını sunduculuğu. Kıbrıslı Rum şairlerden çeviriler yaptı, kendi şiirleri de Rumcaya çevrildi .

Politikanın kirlenmiş dilinden kaçan ama eserlerinde politik göndermeler yapan, politik eleştiri içeren, anti militarist, isyankar, dokunaklı ve barış konusu ağırlıklı şiirler yazan Yaşın’ın llk romanı Üzgün Kızların Gizli Tarihi (2002) Yunanca ve Almancaya çevrildi.

Neşe Yaşın’ın eserleri: Savaşın Gözyaşları (1979 şiir), Sümbül ile Nergis (1979 şiir), Kapılar (1992 şiir), Ay Aşktan Yapılmıştır (2001 şiir), Üzgün Kızların Gizli Tarihi (2002 roman), Bellek Odaları (2005 şiir), Şiir Seçkisi 2008 (2008 şiir), Üşümüş Kuşlar  (2016 şiir).

Paylaşın

Neşe Mesutoğlu Kimdir? Hayatı, Eserleri

27 Aralık 1974 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Neşe Mesutoğlu, Sainte Pulcherie Fransız Kız Ortaokulu’nu ve Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. TRT İstanbul Radyosu’nda beş yaşında başladığı seslendirme hayatını, öğrenciliği boyunca sürdürdü.

Galatasaray Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü’nde lisans, Medya Araştırmaları Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Doktora eğitimini Strazburg Üniversitesi’nde yaptı.

Gazeteciliğe Milliyet Gazetesi Dış Haberler Servisi’nde başladı. Sabah Gazetesi Dış Haberler Servisi’nde devam etti. Aynı gazetede iş dünyasına yönelik İşte İnsan ekinde yaptığı röportajlarla tanındı. Milliyet Gazetesi Cadde eki için hazırladığı İstanbul röportajlarını bir kitap dizisinde derledi.

Akademik çalışmasını azınlık basını üzerine yapan Mesutoğlu, İstanbul’un kültürel hafızasının muhafaza edilmesi, şehirde tabiatın ve hayvanların korunması için emek verdi.

Halen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği yönetim kurulu üyesi olarak sokak hayvanlarının korunması amacıyla projeler yürütüyor. http://eskimiyen.com/ sitesinde hayvan hakları üzerine yazılar kaleme alıyor. İyi derecede İngilizce ve Fransızca biliyor.

Neşe Mesutoğlu’nun eserleri: La Presse Minoritaire Actuelle En Turquie, La voix des non-musulmans Istanbouliote (2011), İstanbul, Hayalden Gerçeğe Sözden Yazıya (2012), Yazarların İstanbul’u (2012), Sanatçıların İstanbul’u (2013), La renaissance de la presse minoritaire en Turquie (2019), Sahne İstanbul: Usta Aktörlerden Türk Tiyatrosu (2020)

Çevirileri: Beyin Matematiği Nasıl Öğrenir? David A. Sousa (2020), Cerrah, David Beers (2018), Lanet, F. Paul Wilson (2017).

Ödülleri: Kadir Has Üniversitesi, 2009 Jüri Özel Ödülü, Aka Koleji, 2012 En İyi Gazeteci Ödülü, ISEV, 2019 “Türkiye Sokak Canlarını Seviyor” projesi.

Paylaşın

Neşe Cehiz Kimdir? Hayatı, Eserleri

12 Ocak 1958 yılında Ordu’da dünyaya gelen Neşe Cehiz, ilk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Taksim Hastanesi’nde 18 sene biyokimya uzmanlığı yaptı.

1997 yılında Baba Evi dizisiyle birlikte senaryo yazmaya başlayan Cehiz, Aşka Sürgün, Hayat Bağları, Zerda, Asi, Ihlamurlar Altında gibi çeşitli televizyon dizilerine senaryolar yazdı. Yazdığı radyo oyunları ve arkası yarınlar TRT İstanbul Radyosu’nda seslendirildi.

Bazı oyunları Devlet Tiyatrosu Edebi Kurulu tarafından repertuvara alınması için kabul edildi. Öykü ve şiirleri Varlık, Gösteri ve Yaşasın Edebiyat dergilerinde yayımlandı. Evlilik Cüzdanlarını Buruşturan Öyküler ile 1991’de Akademi Kitabevi Öykü Ödülü, 1996’da Orhan Murat Arıburnu Uzun Metrajlı Film Öyküsü Ödülü’ne layık görülmüştür. İstanbul’da yaşayan Neşe Cehiz bir çocuk annesidir.

Neşe Cehiz, edebiyat hayatına 1991’de yayımladığı ilk kitabı Evlilik Cüzdanlarını Buruşturan Öyküler’le başlamıştır. Yazar, yazma sürecini ise şu şekilde anlatır: “Ben ne yapmak istediğini, yazarken bulanlardanım… Kurguya takılmadan plansız programsız, içgüdüsel ilerliyorsunuz… Fakat en güzeli, bu sırada karakterler yüzeye çıkmaya başlıyor. Daha sonra keserek biçerek ekleyip çıkartarak bir kurguya ulaşılıyor”.

Eserlerinde çoğunlukla kadın erkek ilişkilerini ve cinselliği konu edinen Cehiz, gerek kitaplarında gerekse senaryolarında kadın karakterleri ideal ve kusursuz olarak göstermektense güçlü ama hatalar da yapabilen, hayatta bata çıka, düşe kalka ilerleyen gerçekçi bir profil çizerek yansıtır.

2003 yılında İnkılap Kitabevi tarafından yayımlanan Bakire Kızlar ve Ötekiler kitabının arka kapak yazısında Neşe Cehiz’in kadın cinselliğini ele alış şekli şu sözlerle betimlenir: “Neşe Cehiz´in öykülerinde çekingen, utangaç, cinsellik söz konusu olunca yüzü al al olan kızlar var. Yani bakireliği süslü püslü bir şapka gibi başının tepesinde taşıyanlar. Bir de cinsel freni tutamayanlar, kışkırtıcı güdülerini özgür bırakanlar. Yani ötekiler…”.

Beni Odana Götür isimli eseri, yazarın çoğunlukla kadınlar ekseninde ele aldığı cinselliği ilk kez erkeklerin gözünden yansıtması sebebiyle dikkat çekicidir. Bu anlamda birbirinden farklılaşan Bakire Kızlar ve Ötekiler ve Beni Odana Götür eserlerini yazar şu şekilde karşılaştırır: “…Öyküler arasındaki fark aslında kahramanların erkek ya da kadın oluşlarıyla sınırlı değil. Bakire Kızlar’ın öyküleri daha uzun, kendi içlerinde bir yığın ortak payda barındırıyor.

Yani bütün olarak bakarsanız bu öykülere, bir roman tadı verdiğini göreceksiniz… Biri tutuk, biri de fırlama iki kadın kahramanın serüvenleri oluşturuyor anlatıyı. Beni Odana Götür ise çoğu tutuk, farklı sınıflara, farklı yaş kümelerine ait erkeklerin hem çok komik, hem de çok acıklı öykülerini anlatıyor… Beni Odana Götür’deki on bir öykü de çok farklı birbirinden…”.

Neşe Cehiz, öykülerindeki dilin müstehcen olmadığını, tam tersi zaman zaman gündelik dile yaklaştığını söyler. Bunun yanı sıra cinselliği doğrudan ele alan metinler yazmadığını, yaşamda cinsellik ne kadar varsa kendi eserlerinde de o kadar yer aldığını özellikle belirtir.

Neşe Cehiz’in eserleri: Evlilik Cüzdanlarını Buruşturan Öyküler (1991 hikaye), 413 Yaşadı Mı? (1993 roman)
Yalan Roman (1995 roman), Fasulyeden Aşklar (1995 hikaye), Olmasa Senin De Adın (1999 roman), Bakire Kızlar ve Ötekiler (2003 hikaye), Beni Odana Götür (2004 hikaye), Kanlıca’da Çılgın Aşk (2005 hikaye), Çukurda (2008 roman), Cüceler (2015 roman), Sırça Saray (Tiyatro), Burada ve Şimdi (Tiyatro), Mutlu Olacağım Yer (Tiyatro), Kiracı (Radyo oyunu).

Paylaşın

Nermin Yıldırım Kimdir? Hayatı, Eserleri

7 Mart 1980 yılında Bursa’da dünyaya gelen Nermin Yıldırım, 2002 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nin basın ve yayın bölümünden mezun oldu. Üniversite yıllarında “Alem-i Nisvan” başlıklı feminist bir fanzin çıkardı.

Mezun olduktan sonra çeşitli gazete ve dergilerde muhabir, editör ve köşe yazarı olarak çalıştı, reklam ajanslarında metin yazarlığı yaptı. “Manchester Letters”, “Tramline Project” gibi uluslararası edebiyat faaliyetlerine katılarak, çeşitli ülkelerin yazarlarıyla ortak çalışmalar yaptı.

2013 yılında 3 ay boyunca dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıların ağırlandığı bir program kapsamında Köln’de kaldı. 2013-2018 senelerinde Ot Dergi’de Dış Hatlar, Kasım 2018’den itibaren ise KAFA Dergisi Uzakların Kafası adlı köşelerinde düzenli olarak öyküler yazıyor.

Nermin Yıldırım’ın romanları toplumsal ve kişisel bellek üzerine kurgulanmıştır. Unutma Beni Apartmanı’nda yıllar sonra annesinin sesini ilk kez telefonda duyan Süreyya’nın kişisel hikâyesi üzerinden, Türkiye’nin son yarım yüzyılının hikâyesi anlatılır.

“Rüyalar Anlatılmaz”ın odağında ise bir ailenin tarihi var. “Saklı Bahçeler Haritası”nda okur, 1930’lardan 1960’lara kadar geçen süreçte yazılıp günümüze kadar ulaşan esrarengiz mektuplardan hareketle, mektupların sahiplerini olduğu kadar, 20’inci yüzyılın önemli gelişmelerini de takip eder.

2015 senesinde yayımlanan “Unutma Dersleri” romanında ise aşk, hayaller ve aklın cilvelerine dair psikolojik referanslar içeren sürükleyici bir serüven kurguladı.

2017 senesinde yayımlanan “Dokunmadan” romanı Dünya Kitap “Yılın Telif Kitabı” ödülünü kazandı. 2018’de yayımlanan bir sonraki romanı “Misafir” Berlin Film Festivali’nin edebi eserleri sinemaya taşımak amacıyla oluşturduğu Books at Berlinale kategorisinde seçilen 12 eserden biri oldu[4]. Yıldırım’ın “Ev” başlıklı yedinci romanı ise 2020 senesinde yayımlandı.

Uluslararası PEN yazarlar birliği üyesi Nermin Yıldırım, hem Barselona’da, hem de İstanbul’da yaşıyor.

Nermin Yıldırım’ın eserleri: Unutma Beni Apartmanı (2011 roman), Rüyalar Anlatılmaz (2012 roman), Saklı Bahçeler Haritası (2013 roman), Unutma Dersleri (2015 roman), Dokunmadan (2017 roman), Misafir (2018 roman), Ev (2020 roman).

Paylaşın

Nermin Bezmen Kimdir? Hayatı, Eserleri

30 Nisan 1954 yılında Antalya’da dünyaya gelen Nermin Bezmen, Maçka İlkokulunu bitirip Atatürk Kız Lisesi’nde okurken son sınıfta eğitim için Amerika’ya gitti. Amerika’da dönünce İstanbul Üniversitesi Sultanahmet Sevk ve İdarecilik Meslek Yüksek Okulundan 1974’te mezun oldu.

Aynı yıl ambalaj sanayisi ile ilgilenen Tasaş’ta Pamir Bezmen’in sekreteri olarak iş hayatına başladı. 1975’te Pamir Bezmen’le evlenen yazarın Pamira ve Pamir Cazım adlı iki çocuğu oldu. Evlendikten sonra eşinin şirketinde satın alma ve pazarlama müdürlüğü görevini yürüttü. 1980 sonrası aktif ticaret hayatından çekilen Bezmen kendisini sanata verdi. Süheyl Ünver’den Türk Süsleme Sanatı dersleri aldı.

Şiirle de ilgilenen Bezmen, şiirlerini 1999’da Uyandıran Aşk adıyla yayınladı. Yazmaya olan ilgisini ve yeteneğini keşfeden Bezmen, anneannesi sayesinde aile köklerinin peşine düştü. Ona yazarlık şöhretini getirecek, dedesini anlattığı ilk romanı Kurt Seyt & Shura 1992’de yayınlandı. Yazar bu ilk romanını “yazar olmama ve yazar kalmama sebep olan mucizevî roman” olarak değerlendirmiştir.

Nermin Bezmen’e yazarlık gücünü ve konu – kahraman çeşitliğini veren bir nokta da hayatı boyunca çeşitli alanlarda çalışması olmuştur. Çocuklar için resim dersleri verdiği atölyesini yirmi yedi yıl süren bir emeğin ardından 2008 yılında oğluna devretmiştir. Yazarlığı yanında minyatür ustası, özgün baskı sanatçısı ve restoratörlük, TRT’de canlı yayın sunuculuğu, dizi röportajlar, panel-organizasyon-yönetimi ve halkla ilişkiler ve yoga eğitmenliği gibi pek çok alanla ilgilenmiştir. 2012 – 2016 yılları arasında Vatan gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır.

Başta biyografik roman olmak üzere çeşitli konularda romanlar yazdı. 2009’da eşi Pamir Bezmen öldü. 2015 yılında oyuncu Tolga Savcı ile evlendi. Evli ve iki çocuk annesi olan Nermin Bezmen uzun yıllar İstanbul’da yaşamıştır. 2016 yılında eşi Tolga Savacı ile Amerika’ya yerleşmişlerdir. Yazarlık hayatına Amerika’da devam etmektedir.

Nermin Bezmen’in eserleri: Uyandıran Aşk (1991 şiir), Kurt Seyt & Shura (1992 roman), Kurt Seyt & Murka (1993 roman), Mengene Göçmenleri (1994 roman), Zihnimin Kanatları Alp (1995 deneme), Türkuaz’a Dönüş (1996 roman), Bir Gece Yolculuğu (1999 roman), Kırk Kırık Küp (1999 hikâye), Fuad Bezmen Bir Duayen’in Hatıratı (2002 hatıra), Sır (2006 roman), Aurora’nın İncileri (2007 roman), Sırça Tuzak (2008 roman),

Bizim Gizli Bahçemizden (2009 roman), Gönderilmeyen Aşk (2010 roman), Hayal Takımı – Usta Kalemlerden Masallar (2011 roman), Sırça Tuzak -2 Şeytanın İflası (2011 roman), Dedem Kurt Seyit ve Ben (2014 roman), Shura (2016 roman), Bir Harp Gelini Benan’ın Defteri (2017 roman), Havva’nın Cezası (2018 roman), Unutkan Aşk (2020 roman).

Paylaşın

Nermin Abadan Unat Kimdir? Hayatı, Eserleri

18 Eylül 1921 yılında Viyana’da dünyaya gelen Nermin Abadan Unat, 14 yaşındayken Türkiye’ye geldi. Nermin Abadan Unat, İzmir Kız Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

1944 yılında girdiği “Ulus” gazetesinde 1950 yılına kadar çalıştı. 1947-48 yıllarında avukatlık stajı yaptı. 1951 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde başladığı doktora öğrenimini  “Kamuoyu ve Etki Alanı” adlı tez çalışması ile tamamladı (1955). Kazandığı Fullbright bursuyla Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ne gitti ve Minnesota Üniversitesi’nde lisansüstü öğrenim gördü. 1953 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)’nde asistan olarak göreve başladı.

Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitü (TODAİE)’nde iki yıl öğretim görevliliği yaptı. 1958 yılında siyasetbilimi dalında doçentliğe, 1966 yılında da profesörlüğe yükseldi. SBF’de Siyasal Davranış Enstitüsü’nü kurdu ve bu kürsünün başkanlığını yaptı. 1965 yılında Eskişehir İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi’ne anayasa hukuku öğretim üyesi olarak atandı. Yurtdışında birçok yerde çalışmalar yaptı; Hür Berlin, Münih, New York, Denver, Georgetown ve California’daki Los Angeles üniversitelerinde konuk profesör olarak dersler verdi.

1970-71 ve 1971-78 öğretim yıllarında Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nun müdürlüğünü yaptı. Sonraki yıllarda bu yüksek okulun Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi olarak yeniden kuruluşunda aktif olarak görev aldı. Yurtdışındaki göçmen Türk işçileri ve kadın sorunları konularıyla ilgili çalışmalar yapı, “Türk Toplumunda Kadın” adlı kitabı Almanca ile İngilizceye de çevrildi. Göçmen işçiler konusunda yaptığı bilimsel çalışmaları nedeniyle Federal Almanya Devlet Başkanı’ndan liyakat nişanı aldı.

1978’de Cumhurbaşkanlığı kontenjanından Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisi (CHP) olarak Cumhuriyet Senatosu üyeliğine seçildi. Bu görevi bitmede, 12 Eylül askerî darbesi nedeniyle 1980 yılında tekrar üniversiteye döndü. Uluslararası Siyasal Bilimler Derneği (IPSA) Başkan Yardımcılığı (1968-70), Türk Sosyal Bilimler Derneği Başkanlığı (1978-84) yaptı. 1978’den itibaren Avrupa Konseyi’nin Kadın-Erkek Eşitlik Komisyonu Başkan Yardımcılığı gibi görevlerde bulundu. 1989 yılında SBF öğretim üyesiyken emekliye ayrıldı. Emekli olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi’nde Kadın Sorunları Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nde de dersler verdi.

Nermin Abadan Unat, siyaset sosyolojisi, kamuoyu, siyasal gelişme, uluslararası göç, kadın konularında Türkçe, Almanca ve İngilizce makaleler yayımladı. Araştırmalarından dolayı yurtiçi ve yurtdışında çeşitli ödüller aldı. 1978-99 yılları arasında Avrupa Konseyi Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu’nda Türkiye`yi temsil etti. “Kum Saatini İzlerken” adlı anı kitabında, 1950 yılında gazeteciliği bırakıp akademik çalışmalara yönelmesinin nedenlerini açıkladıktan sonra otuz üç yıl hizmet ettiği ‘Mekteb-i Mülkiye’yi tanıtmaktadır.

Nermin Abadan Unat’ın eserleri:

Araştırma – İnceleme: Yeşil Gözler Diyarı (1950), Halk Efkârı Mefhumu ve Tesir Sahaları (Kamuoyu, Kavram ve Etki Alanı,1955), Bürokrasi (1959), Üniversite Öğrencilerinin Serbest Zaman ve Faaliyetleri (1961), Federal Batı Almanya’nın Siyasal Partileri (1962), Social Chance and Turkish Women (1963), Batı Almanya’daki Türk İşçileri ve Sorunları (1964), Modern Toplumlarda Halkla Münasebetler (1964), Anayasa Hukuku ve Siyasî Bilimler Açısından 1965 Seçimlerinin Tahlili (1966), Arbeitsplatz Europa (ortak yayın, Türklerle ilgili kısmı, 1966), Göç ve Gelişme (Ruşen Keleş ile, 1976), Turkish Workers in Europe (1976), Türk Toplumunda Kadın (1979; Women in Turkish Society adıyla İngilizcesi 1981), Women in the Developing World: Evidence from Turkey (1986), Bitmeyen Göç Konuk İşçilikten Ulus Ötesi Yurttaşlığa (2002).

Çeviri: Amme İdaresinin Prensipleri (Marshall E. Dimock’tan, 1954), Yetişen Türk İdarecileri (A.T.J. Matthews’tan, 1955), Sosyolojiye Giriş (Hans Freyer’dan, 1957), Seçilmiş Parçalar (Woodrow Wilson’dan, 1961), Alman Anayasa Mahkemesi Yetkilerinin Şümul ve Sınırları (C.H. Ule’den, 1962).

Bibliyografya – Biyografya: Türk Dış Göçü 1960-1984: Yorumlu Bibliyografya (1986), Kum Saatini İzlerken (1996).

Paylaşın

Dubowitz Sendromu Nedir? Bilinmesi Gerekenler

Dubowitz sendromu, yalnızca 150 ila 200 kişide teşhis edilen nadir bir genetik durumdur. Spesifik semptomlara dayanarak doğumdan önce ve sonra teşhis edilebilir. Bu semptomlar arasında boy kısalığı (hamilelik sırasında görülebilir), yavaş büyüme, küçük kafa (mikrosefali), zihinsel engellilik, egzama, sık enfeksiyonlar ve alışılmadık ve spesifik yüz özellikleri yer alır. 

Haber Merkezi / Bu yüz özellikleri arasında dar veya üçgen şeklinde bir yüz, yüksek veya eğimli bir alın, göz çevresindeki gelişmemiş kemikler (hipoplastik supraorbital sırtlar), gözleri geniş ve dar gösteren sarkık gözler (ptozis), gözleri geniş ve dar gösteren (blefarofimozis), büyük kulaklar yer alır. başın aşağısına yerleştirilmiş, seyrek saç ve kaşlar. Bu durumda bazen görülen diğer semptomlar arasında alışılmadık el ve ayak parmakları, iskeletteki farklılıklar ve kötü şekillendirilmiş testisler ve penis veya vajina yer alır.

İnsanlar ayrıca sindirim sistemi, kalp, sinirler ve kaslarda da sorunlar yaşayabilir. Bazen Dubowitz sendromlu kişilerde, özellikle kanda (lösemi) veya lenf düğümlerinde (lenfoma) kanser gelişir. Kesin kanser riski bilinmemektedir. Bu duruma sahip kişilerde saldırganlık, uyku veya yemek yeme zorluğu ve DEHB (dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu) gibi davranış sorunları olabilir.

Dubowitz sendromunun bazı yapısal semptomları ameliyatla tedavi edilebilir. Spesifik ilaçlar bazı davranış sorunlarının ve egzamanın tedavisine yardımcı olabilir. Büyüme hormonu büyümeyi hızlandırmaya yardımcı olabilir. Konuşma terapisi ve okulda ekstra yardım, zihinsel engelliliğin tedavisine yardımcı olabilir. Fizik tedavi ve mesleki terapi de çocuğun kendi kendine yardım becerilerini öğrenmesine yardımcı olabilir. Kanser tedavisinin türü, kişinin sahip olduğu kanser türüne bağlıdır.

Bir kişinin sahip olabileceği semptomların türü ve ciddiyeti açısından bazı farklılıklar olsa da Dubowitz sendromlu kişiler birkaç ortak semptomu paylaşmaktadır. Hemen hemen herkesin boyu kısadır ve büyümesi yavaştır. Bu, doğumdan önce ultrasonda görülebilir. Doğumdan sonra da görülebilir. İnsanlar genellikle küçük bir kafaya (mikrosefali) ve küçük bir çeneye (mikrognati) sahiptir. Ayrıca hafif ila orta dereceli zihinsel engelleri vardır. Dubowitz sendromlu kişilerin alerjisi vardır ve enfeksiyonlara kolaylıkla yakalanırlar. 

Yaklaşık yarısında egzama vardır (deride sert, kırmızı, kaşıntılı lekeler). Dubowitz sendromunu teşhis etmenin en iyi yolu yüz özellikleridir. İnsanların yüksek veya eğimli alınları olan dar veya üçgen şeklinde bir yüzleri vardır. Göz çevresindeki kemikler tam olarak oluşmamıştır (hipoplastik supraorbital çıkıntılar) ve gözleri birbirinden çok uzaktır (hipertelorizm). Gözlerin geniş ve dar görünmesine (blefarofimoz) neden olan sarkık gözlere (ptozis) sahip olma eğilimindedirler. Kulakları büyüktür, tam olarak oluşmamıştır ve başlarının altına yerleştirilmiştir. 

Etkilenen bireyler ayrıca seyrek saç ve kaşlara sahip olma eğilimindedir. Ağızlarının çatısı normalden daha yüksek olma eğilimindedir (kavisli damak) ve yarık dudak/damak sahibi olabilirler. İşitme sorunları bildirilmemiştir ancak yakın görme sorunları (uzak görüşlülük) ve katarakt (göz merceğinin bulanıklaşması) gibi görme sorunları rapor edilmiştir.

Dubowitz sendromlu kişilerin sinirlerinde sorunlar olabilir, bu da kasların zayıflamasına ve düzgün hareket etmesinin zorlaşmasına neden olur (hipotoni). Ayrıca iskelette eğri parmak veya ayak parmakları (klinodaktili) gibi sorunlar da olabilir. Bazen iki ayak parmağı birbirine kaynaşabilir (sindaktili olarak). Diğer iskelet problemleri arasında skolyoz ve kötü şekillenmiş veya eksik kaburgalar yer alır. Bazen omurganın bazı kısımları (omurlar) birbirine kaynaşarak hareket etmeyi zorlaştırır. Dubowitz sendromlu birçok kişinin bağışıklık sistemiyle ilgili sorunları vardır, alerjileri vardır ve sıklıkla enfeksiyonlara yakalanırlar. 

Bağışıklık sistemi sorunlarına, kanda enfeksiyonlarla savaşmaya yetecek kadar beyaz (ve kırmızı) kan hücresinin bulunmadığı anemi neden olur. Bazı insanların penis, testisler, vajina ve klitoris gibi üreme organları (cinsel organlar) zayıf biçimde oluşmuştur. Erkeklerde, testisler bazen aşağı inmez (kriptorşidizm) ve üretra penisin ucu yerine altına açılabilir (hipospadias). Bu rahatsızlığa sahip kişilerde sindirim sistemleri, akciğerler ve kalp de zayıf biçimde şekillenmiş olabilir. Sesleri yüksek perdeden ve boğuk olma eğilimindedir.

Zihinsel engelliliğin düzeyini tahmin etmek mümkün değildir; ancak birinin normal zekaya sahip olması mümkündür. Bu durumda ciddi zihinsel engellilik nadirdir. Dubowitz sendromlu çocuklar giyinme, yemek yeme ve tuvalete gitme gibi kendi kendine yardım becerilerini aynı yaştaki diğer çocuklara göre daha geç öğrenebilirler. Ayrıca konuşma gelişiminde de gecikmeler olabilir. Okulda öğrenmede zorluk yaşayabilirler ve birkaç sınıf gerisinde kalmak zorunda kalabilirler. Ayrıca sürekli aktif olmak ve rahatsız edici olmak (hiperaktivite) gibi davranış sorunları da yaşayabilirler. Odaklanma sorunları yaşayabilir ve öfke nöbetleri geçirebilirler. Pek çok çocuğa DEHB tanısı konmaktadır. Çocuklarda uyku ve yemek yeme sorunları da yaşanabilir.

Dubowitz sendromu belirli kanserlere yakalanma olasılığını artırır. Kesin kanser riski bilinmemektedir. Lösemi gibi kan kanserleri ve lenf nodu kanserleri (lenfomalar) yaygındır. İnsanlar ayrıca sinir hücresi kanseri (nöroblastoma), kas kanseri (miyosarkom) ve sarkomlar (yumuşak doku/kemik kanserleri) gibi kanserlere de yakalanabilirler.

Dubowitz sendromunun nedeni bilinmemektedir. Etkilenen bazı bireylerde NSUN4 ve LIG4 genlerinde değişiklikler (mutasyonlar) görülürken, diğerlerinde küçük DNA eklemeleri veya silinmeleri (mikro duplikasyonlar / mikrodelesyonlar) görülmüştür.

Araştırmalar bu durumun aileden otozomal resesif bir şekilde geçebileceğini öne sürüyor. Her birimiz, biri annemizden, diğeri babamızdan olmak üzere tüm genlerimizin iki kopyasını miras alırız. Bazen genlerin düzgün çalışmasını engelleyen mutasyonlar olabilir. Belirli bir genin her iki kopyası da düzgün çalışmıyorsa, kişinin belirli bir otozomal resesif genetik durumu vardır. Bir kişinin bir normal geni ve bir de çalışmayan geni varsa, kişi bu durumun taşıyıcısı olacaktır ancak genellikle semptom göstermeyecektir. Taşıyıcı iki ebeveynin hastalıklı çocuğa sahip olma şansı her hamilelikte %25’tir. Her hamilelikte aynı zamanda taşıyıcı olan bir çocuk sahibi olma şansı %50’dir. Çocuğun her iki ebeveynden de normal gen alma şansı %25’tir. Risk erkekler ve kadınlar için aynıdır.

Araştırmacılar arasında Dubowitz sendromunun gerçek bir genetik durum olup olmadığı konusunda bir tartışma var çünkü bu duruma neden olan spesifik gen mutasyonları veya genetik farklılıklar doğrulanmadı. Bazı araştırmacılar Dubowitz sendromunun sıklıkla birlikte görülen bir grup semptom olduğuna inanıyor. Bu, Dubowitz sendromunun teşhisini biraz zorlaştırıyor çünkü genetikçiler kesin bir genetik test isteyemiyorlar. Bir kişiyi yalnızca gösterdikleri semptomlara dayanarak teşhis edebilirler ve etkilenen insanlar farklı türde semptomlar gösterirler. Genetikçilerin aradığı ana semptomlar; kısa boy, yavaş büyüme, küçük kafa, spesifik yüz özellikleri, zihinsel engellilik ve egzamadır.

Dubowitz sendromunun tedavisi, kişilerin sahip olduğu semptomlara bağlıdır. Egzamanın tedavisi zor olabilir çünkü insanların yarısı kortikosteroid kremin (çoğunlukla egzamayı tedavi etmek için kullanılır) kendileri için işe yaramadığını düşünüyor. Dermatolog, egzamayı tedavi etmek için en iyi neyin işe yaradığını belirlemeye yardımcı olabilir. Gözlük veya kontakt lensler görme sorunlarına yardımcı olur. 

Gözdeki kataraktın (merceğin bulanıklaşması) cerrahi olarak çıkarılması gerekir. Cerrahi aynı zamanda özellikle parmaklar, eller ve ayaklardaki birçok iskelet problemini de düzeltebilir. Yarık damak ve düşük göz gibi bazı yüz özellikleri de ameliyatla düzeltilebilir. Bazı kişilerde fazladan büyüme hormonu almak büyümenin hızlanmasına yardımcı oldu. Kanser varsa, kanser tedavisinin türü kişinin sahip olduğu kanser türüne bağlıdır.

Zihinsel engellilerin tedavisi olmasa da yardımcı olabilecek birkaç şey vardır. Çocuklar, sık sık konuşma terapisi seanslarına katıldıklarında ve özel yardım aldıklarında veya okul konularında özel ders aldıklarında daha başarılı olurlar. Mesleki terapi veya fizik tedavi de çocuklara kendi kendine yardım becerilerini öğretmeye yardımcı olabilir. DEHB, yemeyi reddetme veya öfke nöbetleri gibi davranış sorunları ilaçla veya davranış terapisiyle tedavi edilebilir.

Paylaşın

Mucize Özünal Kimdir? Hayatı, Eserleri

1947 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Mucize Özünal’ın çocukluğu, babasının görevi nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da geçti. Özünal, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

Mucize Özünal, Ege ve Akdeniz bölgelerinde Cumhuriyet Savcılığı görevinde bulundu, avukatlık yaptı. Özünal, çeşitli kuruluşlarda ve derneklerde görevler üstlendi.

Edebiyat dünyasına öykü yazarak adım attı. Bu çerçevede Kızkovalayan adlı öykü kitabını çıkarır. Daha sonra romana yönelir. Kara Cümle kitabında matematik Cahit Arf’ın hayatını anlatır. Dar Köprünün Dervişi’nde Ahmet Adnan Saygun’un hayatı biyografik roman tarzında kaleme alınır.

Sahte Şafak romanı aslında bir aldatma ve aldanışın öyküsüdür. Varoşlarda başlayıp holdinglere uzanan bir serüven çevresinde çelişkiler anlatılır. Mucize Özünal bu roman için “… bugün Ortadoğu’da oynanmakta olan ve Ortadoğu’da kurulan büyük tuzağın edebiyat alanında bir yansıması olsun istedim” der.

15 öykünün yer aldığı Gece Sevgilisi’nde kadınlar ve erkeklerin dünyası çevresinde haksızlığa uğrayan çocuklar da işlenir. Kalpak ve Kartal romanında Mahmut Esat Bozkurt’un hayatı çevresinde Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatmaya gayret eder.

Mucize Özünal’ın eserleri: Kızkovalayan (1991 hikaye), Gün Tutulması Öyküleri (1997 hikaye), Alayın Kızları (2000 roman), Kullanılmış Hayat (2005 roman), Dar Köprünün Dervişi (2005 roman), Kara Cümle (2005 roman), Aşk Zamana Doğar (2008 roman), Kalpak ve Kartal (2010 roman), Sahte Şafak (2011 roman).

Paylaşın