Merkez Bankası’ndan Dört Yıl Sonra Bir İlk: 1,1 Milyar Dolarlık Satış

Merkez Bankası (TCMB), dört yıl sonra ilk kez piyasaya doğrudan satış yaptı. Banka, 24 ve 28 Mart tarihlerinde toplam 1,13 milyar dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasının ardından döviz piyasalarında yaşanan sert dalgalanmaya müdahalede bulundu.

Yaklaşık dört yıl aradan sonra ilk kez doğrudan satış yapan Merkez Bankası (TCMB), 24 ve 28 Mart tarihlerinde toplam 1 milyar 134 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirdi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı verilere göre, 24 Mart’taki ilk müdahalede 295 milyon dolar, 28 Mart’ta ise 839 milyon dolar satıldı. Bu iki işlem, Merkez Bankası’nın son yıllarda piyasaya yaptığı en büyük müdahaleler arasında yer aldı.

Ekonomim’in haberine göre, dalgalı kur rejimi çerçevesinde belirli dönemlerde doğrudan alım veya satım işlemleriyle piyasaya müdahale eden Merkez Bankası (TCMB), mart ayı öncesindeki son müdahalesini 17 Aralık 2021 tarihinde gerçekleştirmişti. Alım yönlü en son müdahale ise 15 Şubat 2006’da yapılmıştı.

Merkez Bankası (TCMB), doğrudan müdahale bilgilerini, müdahalenin gerçekleştiği tarihten itibaren üç ay sonra, ilgili ayın ilk iş gününde kamuoyuna açıklıyor. Mart ayı müdahaleleri de bu kapsamda temmuz ayı itibarıyla resmi kayıtlara yansıdı.

Bu gelişme, siyasi belirsizliklerin finansal piyasalarda yarattığı tedirginliğin Merkez Bankası nezdinde önemli bir karşılık bulduğuna işaret ederken, Merkez Bankası’nın (TCMB) kur istikrarını sağlama yönündeki reflekslerini de bir kez daha gözler önüne serdi.

Paylaşın

6 Ayda 2 Bin 776 Şirket Konkordato Başvurusu Yaptı

2025 yılının ilk altı ayında konkordato başvuru sayısı 2 bin 776’ya yükseldi. Konkordato, iflasa sürüklenen bir şirketin, alacaklıları ile anlaşarak mali yapısını düzenlemeye yönelik bir hukuki süreçtir.

Borçlu, konkordato talebiyle mahkemeye başvurur ve mahkeme tarafından verilecek kararla konkordato süreci başlar. Konkordato süreci 23 ay içinde tamamlanır ve bu süreç boyunca borçlar için faiz işlemez.

Ekonomik kriz ve finansman sorunları, şirketlerin konkordato başvurularını zirveye taşıdı. Prof. Dr. Şenol Babuşcu’nun sosyal medya hesabından aktardığı verilere göre, sadece Haziran 2025’te konkordatoya başvuran firma sayısı 541 oldu. Böylece yılın ilk 6 ayında toplam başvuru sayısı 2 bin 776’ya yükseldi.

Babuşcu, bu artışın önemine şu sözlerle dikkat çekti: “Konkordato son hız devam ediyor. Haziran 2025’te konkordatoya başvuran firma sayısı 541.” Bu sayı, aylık bazda son dönemlerin en yüksek seviyelerinden biri olarak kaydedildi.

Babuşcu’nun paylaşımına göre, “2025’in ilk 6 ayında konkordato talep eden firma sayısı 2024 yılının toplamının yüzde 79,4’ü seviyesinde.” 2024 yılında toplam 3 bin 497 firma konkordato başvurusunda bulunmuştu. Mevcut trendin yıl sonuna dek devam etmesi halinde, başvuru sayısının 2019’daki rekor olan 3 bin 691’e yaklaşması bekleniyor.

Prof. Dr. Babuşcu, konkordato süreçlerinin uzunluğuna da dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: “Konkordato süreleri özellikle alacaklı konumdaki firmalar için çok ciddi sorunlara yol açıyor.” Aktardığı verilere göre, iflas kararının ortalama sonuçlanma süresi 406 gün, red kararında bu süre 459 gün, tasdik kararında ise 696 güne kadar uzuyor.

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Aylık Maliyeti 93 Bin Lirayı Aştı

Haziran ayında, İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti bir önceki aya göre, 1 bin 743 lira artarak 93 bin 465 liraya yükseldi. Asgari ücret ise 22 bin 104 lira.

Haber Merkezi / İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) haziran ayına ilişkin “İstanbul’da Yaşam Maliyeti” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre; Haziran ayında, İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti bir önceki aya göre, 1 bin 743 lira artarak 93 bin 465 liraya yükseldi.

İstanbul’da yaşam maliyeti bir önceki aya kıyasla yüzde 1,90 artış gösterdi. Yıllık bazda ise bu oran yüzde 47,13 olarak kaydedildi. Geçen aya göre yaşam maliyetindeki artış 1 bin 743 lira oldu.

İstanbul’un enflasyonu yüzde 44,38

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2025 Haziran Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı. Açıklamada şöyle denildi:

“Haziran ayında İstanbul’da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İTO İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi haziranda bir önceki aya kıyasla yüzde 1,77, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları İndeksi ise yüzde 1,93 arttı. Perakende fiyatlarda artış haziranda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44,38 olarak gerçekleşirken, toptan fiyatlar da aynı dönemde yüzde 37,36 yükseldi.

Haziran’da aylık bazda İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi’ndeki artış oranı, konutta yüzde 2,70, ev eşyasında yüzde 2,57, lokanta ve oteller harcama grubunda yüzde 1,98, gıda ve alkolsüz içecek harcamaları grubunda yüzde 1,93, ulaştırmada yüzde 1,67, eğitimde yüzde 1,45, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0,97, sağlık harcamalarında yüzde 0,77, haberleşmede yüzde 0,71, giyim ve ayakkabıda yüzde 0,27 alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0,21 oldu. Tek düşüş yaşayan harcama grubu ise yüzde 0,07’lik azalışla eğlence ve kültür grubu olarak öne çıktı.

İstanbul’da haziranda fiyat indeksinin belirlenmesinde, konut harcamaları grubunda yer alan bazı ürünlerde ve kamu kaynaklı bazı hizmetlerde izlenen fiyat değişimleri, ev eşyası harcamaları, lokanta ve otel harcamaları, ulaştırma harcamaları ve çeşitli mal ve hizmetler harcama gruplarındaki bazı ürün ve hizmetlerde piyasa koşullarına bağlı izlenen fiyat değişimleri ile gıda harcamaları grubunda mevsim ve piyasa koşullarına bağlı fiyat değişimleri etkili oldu.

Toptan eşya fiyatlarında ise haziranda aylık bazda inşaat malzemeleri grubunda yüzde 6,92, madenler grubunda yüzde 3,06, yakacak ve enerji maddeleri grubunda yüzde 2,22, gıda maddeleri grubunda yüzde 1,71, işlenmemiş maddeler grubunda yüzde 1,23, kimyevi maddeler grubunda yüzde 1,00 artış izlenirken, mensucat grubunda değişim yaşanmadı.

Haziran’da yıllık bazda da gruplar itibarıyla inşaat malzemelerinde yüzde 77,22, mensucatta yüzde 63,20, kimyevi maddelerde yüzde 35,37, gıda maddelerinde yüzde 34,86, işlenmemiş maddelerde yüzde 30,34, yakacak ve enerjide yüzde 27,19, madenlerde yüzde 20,45 fiyat artışı gerçekleşti.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 154,4 Milyar Dolara Geriledi

27 Haziran ile biten haftada Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt rezervleri 154,4 milyar dolar seviyesine geriledi. Bankanın bir önceki hafta brüt rezervleri 155,7 milyar dolar düzeyindeydi.

Haber Merkezi / Aynı hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 15 milyar 497 milyon lira azalarak 543 milyar 827 milyon liraya geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) KKM ile ilgili son olarak 2 Ocak tarihinde yayımlanan düzenleme ile döviz yükümlülüğü bulunan şirketlere KKM desteğini sonlandırma kararı almıştı. TCMB 2025 para politikası çerçevesini sunduğu metinde de yıl içinde KKM uygulamasının sonlandırılmasının planlandığını duyurmuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 27 Haziran ile biten haftaya ilişkin para ve banka istatistiklerini yayınladı. Açıklanan verilere göre, Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervi 154,4 milyar dolara düştü. Net rezervler ise 48,1 milyar dolardan 46,4 milyar dolara geriledi.

27 Haziran haftasında bir önceki haftaya göre swap hariç net rezervi 1,8 milyar dolar azalışla 28,4 milyar dolara indi. Bu dönemde altın rezervleri de 85 milyar 1 milyon dolardan, 83 milyar 316 milyon dolara düştü.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre, kur korumalı mevduatlar 27 Haziran haftasında 15 milyar 497 milyon lira azalarak 543 milyar 827 milyon liraya geriledi. Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 2,35’i oldu.

Merkez Bankası (TCMB) KKM ile ilgili son olarak 2 Ocak tarihinde yayımlanan düzenleme ile döviz yükümlülüğü bulunan şirketlere KKM desteğini sonlandırma kararı almıştı. TCMB 2025 para politikası çerçevesini sunduğu metinde de yıl içinde KKM uygulamasının sonlandırılmasının planlandığını duyurmuştu.

Tüketici kredileri 32 milyar 119 milyon lira arttı

Tüketici kredilerinin tutarı, 27 Haziran itibarıyla 32 milyar 119 milyon lira artarak 2 trilyon 369 milyar 287 milyon liraya yükseldi. Söz konusu tutarın 583 milyar 196 milyon lirası konut, 59 milyar 408 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 726 milyar 683 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı, 31 milyar 427 milyon lira artarak 2 trilyon 828 milyar 57 milyon lira oldu. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 2,9 artarak 2 trilyon 218 milyar 959 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. Bireysel kredi kartı alacaklarının 743 milyar 183 milyon lirasını taksitli, 1 trilyon 475 milyar 776 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

Paylaşın

Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında Enflasyon Şampiyonu

Haziran ayını 35,4 enflasyonla kapatan Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye ülkeler arasında en yüksek enflasyon oranına sahip ülke olmaya devam etti.

Haber Merkezi / OECD’yi, dünya ekonomisinin yönetimine alt yapı oluşturan, küresel bağlamda önem kazanmakta olan konuları analitik düzeyde inceleyen temel ve öncü kuruluşlardan biri olarak nitelemek mümkündür. OECD esas itibariyle, ekonomik konularda uzmanlaşmış hükümetlerarası bir istişare kuruluşu görünümündedir.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Mayıs 2025’e ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı. Karar’ın aktardığına göre; Kurumun yayımladığı verilere göre Türkiye, yıllık yüzde 35,4’lük enflasyon oranıyla açık ara farkla tüm OECD ülkeleri arasında en yüksek seviyeyi kaydetti. Türkiye’yi Kolombiya , Estonya, Şili, Meksika ve Macaristan izledi. OECD ortalaması ise yüzde 4,0’a gerileyerek son dört yılın en düşük seviyesine indi.

Nisan ayında yüzde 37,9 olan Türkiye’nin yıllık enflasyonu, Mayıs’ta 2,5 puanlık düşüşle yüzde 35,4’e gerilese de, OECD genelindeki ortalamaya kıyasla yaklaşık dokuz kat daha yüksek seyrediyor. Aynı dönemde enflasyonun düşüş gösterdiği ülkeler arasında Türkiye, Hollanda ve Litvanya başı çekti. Bu üç ülkede yıllık enflasyon bir ay içinde yarım puandan fazla geriledi.

Ancak Türkiye’nin uzun dönemli fiyat artışı, aylık iniş çıkışların ötesinde yapısal bir sorunu işaret ediyor. OECD’ye göre, Türkiye’de fiyatlar Aralık 2019’dan bu yana yüzde 601,4 oranında arttı. Bu oran, aynı dönemde OECD ortalaması olan yüzde 33,7’nin yaklaşık 18 katı.

Mayıs 2025 itibarıyla OECD genelinde yıllık enflasyon oranı yüzde 4,0 olarak ölçüldü. Bu oran, Haziran 2021’den bu yana kaydedilen en düşük değer oldu. Kurumun açıklamasına göre, Ekim 2022’de yüzde 10,7’ye kadar çıkan yıllık enflasyon, 19 ayda 6,7 puan azaldı. Ancak OECD fiyat seviyeleri hâlâ pandemi öncesi ortalamanın yaklaşık iki katı üzerinde seyrediyor.

OECD ortalamasına göre enerji fiyatları yıllık bazda yüzde -0,3, gıda fiyatları ise yüzde 4,6 arttı. Buna karşın Türkiye’de gıda ve enerji fiyatlarındaki yıllık artış oranları açıklanmadı; ancak OECD verilerine göre Türkiye, Aralık 2019’dan bu yana her iki kalemde de yüzde 40’ı aşkın birikimli fiyat artışı yaşayan ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’de gıda fiyatlarının tek başına yıllık TÜFE’ye katkısı 8,3 puan, enerji fiyatlarının katkısı ise 3,2 puan oldu. Enerji ve gıda dışındaki çekirdek enflasyonun etkisi de 23,9 puan olarak kaydedildi.

G7 ülkeleri ortalamasında enflasyon üç aydır yüzde 2,4 seviyesinde sabit kalırken, Euro Bölgesi’nde ise Mayıs ayında yıllık enflasyon yüzde 1,9’a geriledi. Almanya (yüzde 2,1), Fransa (yüzde 0,7), İtalya (yüzde 1,6) ve İspanya (yüzde 2,0) gibi ülkelerde fiyat artışları büyük ölçüde kontrol altında tutuluyor. İsviçre (yüzde -0,1) ve Kosta Rika (yüzde -0,1) gibi ülkelerde ise fiyatlar bir önceki yıla kıyasla geriledi.

OECD’ye göre, Mayıs ayında enflasyon 15 ülkede gerilerken, 9 ülkede arttı. Çekya, Yunanistan, Meksika ve Norveç’te enflasyonda aylık 0,5 puanlık yükselişler yaşandı. Geriye kalan 14 ülkede ise oranlar ya sabit kaldı ya da sınırlı değişim gösterdi.

Paylaşın

Artan Maliyetler Turizm Sektörünü Zorluyor!

Maliyet artışlarının ve jeopolitik risklerin turizm sektörde ciddi bir kırılmaya yol açtığı belirtiliyor. Türkiye’nin turizmde “alternatifsiz ülke” imajının zedelendiği, 2026’nın dahi kaybedilebileceği uyarıları yapılıyor.

Türkiye’de yaz turizmi sezonu beklenen canlılığı yakalayamadı. Geçtiğimiz kış aylarında yaşanan durgunluk yaz dönemine de yansırken, otellerdeki doluluk oranları ve konaklama sürelerinde dikkat çekici düşüşler yaşanıyor. Turizm profesyonelleri, ülkedeki maliyet artışları ve jeopolitik risklerin sektörde ciddi bir kırılmaya yol açtığını belirtiyor. Türkiye’nin turizmde “alternatifsiz ülke” imajının zedelendiği, 2026’nın dahi kaybedilebileceği uyarıları yapılıyor.

Ekonomim’in haberine göre, Türkiye genelinde otellerin doluluk oranlarında yaklaşık yüzde 5’lik gerileme yaşanırken, konaklama süreleri de ortalama yüzde 10 azaldı. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, sadece Antalya özelinde konaklama süresinin 8 güne düştüğünü belirtti. Temmuz ve ağustos ayları için 2 milyon turist hedeflendiğini dile getiren Kavaloğlu, bu rakamın altına düşmemek için yoğun çaba harcadıklarını söyledi.

Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili’ye göre, sektördeki sorunlar çok boyutlu. Savaşlar nedeniyle uçuş kapasitesinde azalma olduğunu, kaynak pazarlardan gelen talebin fiyatlara duyarlı hale geldiğini ifade eden Sili, “Küçük ve orta ölçekli işletmeler bu yılı zarar etmeden tamamlamaya çalışıyor ancak gelecek yıl için risk büyüyor” dedi. Sili ayrıca personel maliyetlerinin yüzde 50’yi aştığını da vurguladı.

İstanbul’da turizmin kalbi sayılan tarihi yarımadada da endişe hâkim. Armada Otelcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Zoto, temmuz ve ağustos aylarına dair rezervasyonların zayıf olduğunu belirtti. Siyasi ve jeopolitik gelişmelerin Batı’dan gelen turistleri de tedirgin ettiğini söyleyen Zoto, iptallerin arttığını dile getirdi.

“Türkiye’nin tanıtım stratejilerini gözden geçirmesi gerekiyor”

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu, Türkiye’nin turizmde ciddi bir algı problemi yaşadığını ve dışarıdan giderek daha pahalı bir destinasyon olarak görüldüğünü belirtti. Döviz kurundaki oynaklık ve enflasyonist ortamın maliyetleri artırdığını ifade eden Saatçioğlu, Türkiye’nin tanıtım stratejilerini gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.

TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Kuk, Türkiye’nin turizmde artık rakiplerine göre daha az tercih edilir hale geldiğini, fiyatların yerli ve yabancı turistin bütçesini aştığını söyledi. “Yurt dışında kahve 1,5 euro iken Türkiye’de 4 euro’ya çıkmış durumda. Turist bunu sorguluyor” diyen Kuk, sadece otel fiyatlarının değil, restoran ve eğlence sektöründeki fiyatların da Türkiye’nin turizm imajını olumsuz etkilediğini kaydetti. Kuk, Türkiye’nin 40 yıllık turizm stratejisinin artık işlemediğini ve rekabet gücünü yitirmemek için köklü bir dönüşüm gerektiğini vurguladı.

Paylaşın

Şimşek’ten Bilindik Sözler: Enflasyon Düşüyor

Enflasyon verilerine ilişkin değerlendirme yapan Mehmet Şimşek, Şimşek, “Vatandaşlarımız müsterih olsun; gıda ve dayanıklı tüketim ürünlerinden eğitime, ulaştırmadan diğer birçok sektöre kadar enflasyonda belirgin bir yavaşlama başladı ve bu eğilim devam edecek” dedi.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile haziran ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. Şimşek, değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:

“Haziranda aylık enflasyon, jeopolitik gerginlikler nedeniyle artan petrol fiyatlarına rağmen yüzde 1,37 gerçekleşti.

Dezenflasyonun devam ettiği haziranda yıllık enflasyon yüzde 35’e geriledi. Ataletin yüksek olduğu hizmetlerde yıllık enflasyon üç yılın ardından yüzde 50’ye indi. Dezenflasyon sürecindeki kararlılığımız hem gerçekleşme verilerinde hem de beklentilerde belirginleşti. S

on dönemde gerileyen emtia fiyatları, finansal piyasalarda azalan oynaklık, iyileşen enflasyon beklentileri ve destekleyici talep koşulları yılın ikinci yarısında enflasyondaki düşüşün sürmesine katkı sağlayacak.

Vatandaşlarımız müsterih olsun; gıda ve dayanıklı tüketim ürünlerinden eğitime, ulaştırmadan diğer birçok sektöre kadar enflasyonda belirgin bir yavaşlama başladı ve bu eğilim devam edecek.”

Enflasyon, ENAG’a göre yüzde 68,68, TÜİK’e göre yüzde 35,05

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Verilere göre haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 35,05, aylık enflasyon yüzde 1,37 olarak hesaplandı. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise aylık enflasyonu yüzde 3,05, yıllık enflasyonu yüzde 68,68 olarak hesaplamıştı.

AA Finans enflasyon beklenti anketine göre ekonomistler, haziran ayında tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yüzde 1,53 artacağını tahmin ediyordu. 24 ekonomistin katılımıyla sonuçlanan ankette haziran ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına göre (yüzde 1,53), bir önceki ay yüzde 35,41 olan yıllık enflasyonun yüzde 35,26’ya ineceği öngörülmüştü.

TÜİK verilerinin yayımlanmasıyla birlikte milyonlarca memur ve memur emeklisi enflasyonun altında zamma mahkum edildi. Enflasyon farkı dahil zam oranı yüzde 15,57 olarak gerçekleşti. Buna göre 4,5 milyon memur ile 3,5 milyon memur emeklisi enflasyon altında zam alacak. Kök emekli aylığı 14 bin 469 TL’ye ulaşamayan kişilerse hiç zam almamış olacak.

TÜİK, mayıs enflasyonunu aylık yüzde 1,53, yıllıksa yüzde 35,41 olarak açıklamıştı.

Paylaşın

Zam Furyası Başladı: Akaryakıt, Sigara Ve Alkol

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon açıklaması sonrası akaryakıt, alkol ve sigara ürünlerinin Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) maktu tutarlarına yaklaşık yüzde 15,71 oranında otomatik zam geldi.

Haber Merkezi / AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, erteleme yetkisini kullanmaması halinde, akaryakıt, alkol ve sigara ürünlerine otomatik zam bu gece yürürlüğe girecek.

Enflasyon, ENAG’a göre yüzde 68,68, TÜİK’e göre yüzde 35,05

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Verilere göre haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 35,05, aylık enflasyon yüzde 1,37 olarak hesaplandı. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise aylık enflasyonu yüzde 3,05, yıllık enflasyonu yüzde 68,68 olarak hesaplamıştı.

AA Finans enflasyon beklenti anketine göre ekonomistler, haziran ayında tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yüzde 1,53 artacağını tahmin ediyordu. 24 ekonomistin katılımıyla sonuçlanan ankette haziran ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına göre (yüzde 1,53), bir önceki ay yüzde 35,41 olan yıllık enflasyonun yüzde 35,26’ya ineceği öngörülmüştü.

TÜİK verilerinin yayımlanmasıyla birlikte milyonlarca memur ve memur emeklisi enflasyonun altında zamma mahkum edildi. Enflasyon farkı dahil zam oranı yüzde 15,57 olarak gerçekleşti. Buna göre 4,5 milyon memur ile 3,5 milyon memur emeklisi enflasyon altında zam alacak. Kök emekli aylığı 14 bin 469 TL’ye ulaşamayan kişilerse hiç zam almamış olacak.

TÜİK, mayıs enflasyonunu aylık yüzde 1,53, yıllıksa yüzde 35,41 olarak açıklamıştı.

Paylaşın

Enflasyon, ENAG’a Göre Yüzde 68,68, TÜİK’e Göre Yüzde 35,05

Haziran ayında, yıllık enflasyon ENAG’a göre yüzde 68,68, TÜİK’e göre ise yüzde 35,05 oldu. Merkez Bankası’nın (TCMB) yıl sonu enflasyon tahmin ise yüzde 24 bandında.

Haber Merkezi / Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon nisan ayında yüzde 3,05 arttı. Yıllık enflasyon oranı ise yüzde 68,68 olarak hesaplandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 Mart ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre, TÜFE’deki değişim, Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,37 artarken bir önceki yılın Mayıs ayına göre yüzde 35,05 artış, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 43,23 artış olarak gerçekleşti.

Haziran ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre en yüksek artış oranının görüldüğü ana grup konutta görülen artış oldu.

En yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 30,20 artış, ulaştırmada yüzde 27,72 artış ve konutta yüzde 65,54 artış olarak hesaplandı. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 7,60, ulaştırmada yüzde 4,51 ve konutta yüzde 9,22 oldu.

Aylık değişimler ise, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,27 azalış, ulaştırmada yüzde 2,38 artış ve konutta yüzde 2,62 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların aylık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde -0,07, ulaştırmada yüzde 0,36 ve konutta yüzde 0,43 oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan 2025 yılı Haziran ayı itibarıyla, 26 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 5 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 112 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,76 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 17,27 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34,62 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 42,47 artış olarak gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), 69 katılımcıyla gerçekleştirdiği haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, geçen ay yüzde 1,77 olan haziran ayı TÜFE artışı beklentisi, bu anket döneminde yüzde 1,61’e geriledi.

Enflasyon mayıs ayında yüzde 35,41’e gerilemişti

Mayıs ayı enflasyonu yüzde 1,53 olarak açıklanmış, böylece yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 35,41’e düşmüştü. TÜİK verilerine göre, ana harcama gruplarında en yüksek artış yüzde 67,43 ile konutta yaşanmış. Bunu yüzde 32,87’lik artışla gıda ve alkolsüz içecekler ile yüzde 24,59 artış ile ulaştırma takip etmişti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yıllık enflasyonun Kasım 2021’den bu yana en düşük seviyeyi gördüğünü söylemişti.

Paylaşın

Üretici Enflasyonu Yüzde 24,45’e Geriledi

Yurt içi üretici enflasyonu, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 2,46, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 15,71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,45 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 28,34 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) Kasım 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Yurt içi üretici enflasyonu, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 2,46, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 15,71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,45 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 28,34 arttı.

Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 25,66, imalatta yüzde 23,79, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 28,25 ve su temininde yüzde 61,04 arttı.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 21,77, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 29,92, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 26,45, enerjide yüzde 24,15 artış ve sermaye mallarında yüzde 27,40 arttı.

Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 0,71, imalatta yüzde 1,84, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 9,94 ve su temininde yüzde 6,50 arttı.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,77, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 2,12, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 1,12, enerjide yüzde 8,42 artış ve sermaye mallarında yüzde 2,26 arttı.

Paylaşın