Dorothy Day Kimdi? Katolik Bir Anarşistin Radikal Hayatı

8 Kasım 1897’de New York’ta orta sınıf bir ailede dünyaya gelen Dorothy Day, gençilk yıllarında ailesiyle birlikte Chicago’ya taşındı ve 1914’te Illinois Üniversitesi’nde eğitimine başladı.

Haber Merkezi / İki yıl sonra üniversiteden ayrılan Dorothy Day, aynı dönemde sosyalist fikirlerle tanıştı.

1916’da New York’a dönerek gazeteciliğe başlayan Dorothy Day, The Call ve The Masses gibi sol eğilimli yayınlarda yazdı ve Greenwich Village’da bohem bir çevrede yaşadı; sanatçılar, yazarlar ve radikallerle vakit geçirdi.

1917’de kadınların oy hakkı için Beyaz Saray önünde düzenlenen protestolara katılan Day, bu nedeniyle hapse girdi. Hapishane deneyimi, Day’in yoksulların ve ezilenlerin mücadelesini daha yakından tanımasını sağladı.

Dorothy Day’in özel hayatı da oldukça çalkantılıydı. Forster Batterham ile evlilik dışı ilişki yaşamaya başlayan Day, 1927’de kızı Tamar’ı dünyaya getirdi.

Day’in evlilik dışı çocuk sahibi olması, o dönemin toplumunda dikkat çekici bir durumdu. Forster Batterham ateistti ve evliliğe karşıydı, bu durum Dorothy Day’in manevi arayışını etkiledi.

Tamar’ı dünyaya gelişi ise, Dorothy Day’in hayatında köklü bir değişikliğe neden oldu ve 1927’de Katolikliğe geçiş yaptı. Day, o dönemde “Tanrı’ya inanıyordum ama Kilise’ye değil” diyerek bu iç çatışmasını özetlemiştir.

Dorothy Day, aynı dönemde The Eleventh Virgin (1924) adlı yarı otobiyografik bir roman yazdı, ancak daha sonra bu kitaptan utanarak baskılarını satın alıp yaktığı söylenir.

Katoliklik öncesi Dorothy Day, asi bir gazeteci, feminist ve sosyalistti; entelektüel birikimle dolu bu yıllar, onun sosyal adalet mücadelesinin temelini attı. Katolik olduktan sonra bu enerjisini inancıyla birleştirerek bambaşka bir yola yöneldi.

Day, gazetecilik kariyerinde sosyal meseleleri ele aldı ve “The Catholic Worker” adlı gazeteyi çıkardı. Kadın hakları, işçi hakları ve savaş karşıtlığı gibi konularda aktifti; 1917, 1955, 1957 ve 1973’te olmak üzere defalarca hapse girdi.

Anarşist görüşleri benimseyen Day, hem dindarlığı hem de radikal duruşuyla tanındı.

Katolik Kilisesi tarafından “Tanrı’nın Hizmetkârı” unvanıyla anılan Dorothy Day için azizlik süreci başlatılmıştır.

Katolik Sosyal Adalet

Katolik Sosyal Adalet, Katolik Kilisesi’nin insan onuru, dayanışma ve ortak iyilik gibi temel ilkeler üzerine kurulu öğretisidir. Bu kavram, bireylerin ve toplulukların haklarını korumayı, yoksullukla mücadele etmeyi ve adil bir toplum inşa etmeyi amaçlar.

Dorothy Day gibi isimler, bu öğretiyi pratikte uygulamış önemli figürlerdir.

Katolik Sosyal Adalet, 19. yüzyılda Papa XIII. Leo’nun Rerum Novarum (1891) ansiklopedisiyle resmi bir çerçeveye kavuştu ve zamanla gelişti.

Katolik İşçi Hareketi

Katolik İşçi Hareketi (Catholic Worker Movement), Dorothy Day ve Peter Maurin tarafından 1933’te ABD’de kurulan, Katolik Sosyal Adalet ilkelerini hayata geçirmeyi amaçlayan bir topluluk ve harekettir.

Büyük Buhran’ın ortasında doğan bu hareket, yoksullara doğrudan yardım sağlamayı, sosyal adaleti savunmayı ve pasifist bir duruş sergilemeyi hedefledi. Hem pratik hem de felsefi bir yaklaşımı birleştiren bu oluşum, bugün bile etkisini sürdürmektedir.

Hareket, 1 Mayıs 1933’te The Catholic Worker gazetesinin ilk sayısıyla başladı. Day, gazetecilik deneyimini kullanarak bu yayını 1 Penny’ye satarak geniş kitlelere ulaştırdı.

Peter Maurin ise hareketin ideolojik mimarıydı ve kişiselcilik (personalism) felsefesini öne sürdü. Bu felsefe, bireyin sorumluluğuna vurgu yaparak devletin veya kurumların değil, insanların doğrudan birbirine yardım etmesi gerektiğini savunuyordu.

Katolik İşçi Hareketi, kapitalizmin ve komünizmin ötesinde bir yol önerdi.

Dorothy Day’in Rolü

Day, hareketin yüzü ve kalbiydi. Kendi yoksulluk deneyimleri ve gazetecilik becerileriyle, mesajı halka ulaştırdı.

Katolik olduktan sonra inancını aktivizmle birleştirdi; yoksullarla aynı masada yemek yiyerek dayanışmayı somutlaştırdı. Onun liderliğinde hareket, hem dindarları hem de seküler aktivistleri etkiledi.

Bugün ABD’de ve dünyada 200’den fazla Katolik İşçi topluluğu var. Hareket, bağımsız bir şekilde işliyor; merkezi bir otorite yok, her topluluk kendi bölgesinde ihtiyaçlara göre hareket ediyor.

Çevre adaleti, göçmen hakları ve savaş karşıtlığı gibi güncel meselelerde hâlâ aktif.

Katolik İşçi Hareketi, Dorothy Day’in “sevgi eyleme dökülmedikçe ölüdür” anlayışını yansıtır.

Paylaşın

Harriet Ann Jacobs: Köle Bir Kadının Özgürlüğe Yolculuğu

Harriet Ann Jacobs, kölelik döneminde yaşadığı zorlu hayatı ve özgürlüğe kavuşma mücadelesini anlattığı otobiyografik eseri “Bir Köle Kızın Hayatındaki Olaylar” ile tanınır.

Haber Merkezi / 1861 yılında Linda Brent takma adıyla yayımlanan Bir Köle Kızın Hayatındaki Olaylar, köle kadınların maruz kaldığı cinsel istismarları çarpıcı bir şekilde ortaya koyan ilk eserlerden biridir.

Jacobs’ın eseri, hem edebi hem de tarihi açıdan büyük önem taşır; kölelik dönemindeki kadınların direnişini ve insanlık mücadelesini gözler önüne serer.

1813’te Kuzey Carolina’nın Edenton kasabasında köle olarak dünyaya gelen Harriet Ann Jacobs, çocukluğunda nispeten korunaklı bir ortamda büyüdü. 12 yaşında annesini kaybettikten sonra hayatı zorlaşan Jacobs, efendisi Dr. James Norcom’un tacizlerinden kaçmak için 1835’te saklanmaya başladı.

Jacobs, çocuklarını korumak adına yedi yıl boyunca büyükannesinin evindeki dar bir çatı arasında, mevsimlerin zorluklarına ve fiziksel acılara rağmen gizlendi. Jacobs’un gizlendiği alan, yalnızca 2,7 metre uzunluğunda, 90 cm genişliğinde ve 1 metre yüksekliğinde bir yerdi.

Jacobs, 1842’de kuzeye kaçarak özgürlüğüne kavuştu ve New York’ta yaşamaya başladı. Burada kölelik karşıtı harekete katılan Jacobs, Amerikan İç Savaşı sırasında yardım çalışmalarında bulundu ve hayatını kölelik sistemini ifşa etmeye adadı.

1897’de Washington, D.C.’de vefat eden Jacobs, Massachusetts’teki Mount Auburn Mezarlığı’na gömüldü.

Bir Köle Kızın Hayatındaki Olaylar

Bir Köle Kızın Hayatındaki Olaylar (orijinal adıyla Incidents in the Life of a Slave Girl), Harriet Ann Jacobs’un, kölelikten özgürlüğe uzanan mücadelesini anlattığı otobiyografik eseridir.

Kitap, Jacobs’ın Kuzey Carolina’da köle olarak doğduğu 1813 yılından başlayarak hayatını kronolojik bir şekilde ele alır. Eser, sadece Jacobs’ın kişisel hikayesini değil, kölelik sisteminin ahlaki ve insani çöküşünü de güçlü bir şekilde eleştirir.

Jacobs kitabında, köle kadınların hem kölelik zincirleriyle hem de cinsiyetlerinden kaynaklanan ek baskılarla nasıl mücadele ettiğini detaylarıyla anlatır. Eser, kölelik anlatılarında genellikle erkek bakış açısının hakim olduğu bir dönemde, kadınların perspektifini merkeze alır. Cinsel istismar, annelik ve aile bağları gibi konular işlenir.

Jacobs, kitapta, pasif bir kurban değil, özgürlüğü için aktif bir şekilde mücadele eden bir figür olarak öne çıkar. Kitap, Kuzey’deki okuyucuları köleliğin gerçek yüzüyle yüzleştirmeyi ve abolitionist (kölelik karşıtı) hareketi desteklemeyi amaçlar.

Bir Köle Kızın Hayatındaki Olaylar, hem bir kölelik anlatısı hem de bir edebiyat eseri olarak büyük bir etki bırakmıştır. Yazıldığı dönemde bazıları tarafından kurgu sanılsa da, Jacobs’ın gerçek hayat hikayesine dayandığı sonradan kanıtlanmıştır.

Paylaşın

Her 10 Dakikada Bir Kadın Katlediliyor

Birleşmiş Milletler’in (BM) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayımladığı rapora göre, her 10 dakikada bir, bir kadın ya da kız çocuğu partneri veya bir aile üyesi tarafından katlediliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, “Hep birlikte insan haklarının, eşitliğin ve tüm kadınlar ile kız çocuklarının güçlenmesinin herkes içim ve her yerde geçerli olacak şekilde gerçeğe dönüşmesi için kararlılıkla çalışmalıyız” dedi.

Birleşmiş Milletler’in (BM) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle dikkat çeken bir rapor yayınladı. Rapor, kadın haklarında sağlanan ilerlemeye rağmen her dört ülkeden birinde bu hakların hâlâ tehdit altında olduğunu ortaya koydu.

Rapora göre, hükümetlerin yaklaşık dörtte biri kadın haklarında gerileme yaşandığını bildirdi. Raporda çatışma bölgelerinde yaşayan kadın ve kız çocuklarının sayısının son 10 yıl içinde yarı yarıya artış gösterdiği belirtilirken kadın hakları aktivistlerinin tehdit edildiği hatta öldürüldüğüne dikkat çekildi.

Rapora göre, bu endişe verici tablo iklim krizi, koronavirüs pandemisi ve artan gıda fiyatları gibi küresel krizler nedeniyle daha da ağırlaşıyor. Bunun yanı sıra, birçok ülkede kadınları koruma ve desteklemeye yönelik örgüt ve kurumların fonları kesiliyor.

Geçen yıl 159 hükümetin cevaplarıyla hazırlanan rapor, 8 Mart Uluslararası Kaıdnlar Günü versilesiyle yayımlandı. Ayrıca bu yıl, 1995 yılında 189 BM üyesi devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmeye ve kadınlar ile kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik üzerinde mutabık kaldığı vardığı kapsamlı Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun 30’uncu yıl dönümü.

Bu tarihten bu yana anne ölümleri üçte bir oranında azaltılmış, daha fazla kadın milletvekili parlamentolara girebilmiş ve dünya çapında cinsiyet eşitliğine yönelik sayısız yasal düzeneleme hayata geçirilmiş olsa da BM Kadın Birimi (UN Women), hâlâ yapılması gereken çok şey olduğuna dikkat çekiyor.

BM’nin raporuna göre hâlâ her 10 dakikada bir, bir kadın ya da kız çocuğu partneri veya bir aile üyesi tarafından katlediliyor.

Raporda ayrıca kadınların ulusal parlamentolardaki oranının 1995’ten bu yana iki kattan fazla artmış olmasına rağmen milletvekillerinin neredeyse dörtte üçünün hâlâ erkek olduğuna dikkat çekiliyor. Kadınların erkeklerden iki buçuk kat daha fazla karşılıksız bakım emeği harcadığı ve yasal olarak tanınan haklarının yalnızca yüzde 64’üne sahip oldukları da raporda altı çizilen bir başka nokta.

“Kadın hakları saldırı altında”

“Kadınların ve kız çocukları ilerleyebilirse bu hepimizin yararına olur” diyen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres cinsiyet eşitliğinin ön plana çıkartılması yerine dünya genelinde kadın haklarının saldırı altında olduğuna dikkat çekti.

BM Genel Sekreteri, “Hep birlikte insan haklarının, eşitliğin ve tüm kadınlar ile kız çocuklarının güçlenmesinin herkes içim ve her yerde geçerli olacak şekilde gerçeğe dönüşmesi için kararlılıkla çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’de Yoksulluk Riski Altında Olan Kadınların Oranı Yüzde 31,5

2024 yılında toplam nüfusun yüzde 29,3’ünün yoksulluk veya sosyal dışlanma risk altında olduğu, bu oranın kadınlarda yüzde 31,5 iken erkeklerde yüzde 27,1 olduğu kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İstatistiklerle Kadın 2024 raporunu açıkladı.

Buna göre; 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla, kadın nüfus 42 milyon 811 bin 834 kişi, erkek nüfus 42 milyon 853 bin 110 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle, toplam nüfusun yüzde 49,98’ini kadınlar, yüzde 50,02’sini ise erkekler oluşturdu.

Kadınlar ile erkekler arasındaki bu oransal denge, kadınların daha uzun yaşaması nedeniyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren kadınların lehine değişti. Kadın nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda yüzde 52,0 iken 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 69,1 oldu.

Doğuşta beklenen yaşam süresi 2021-2023 döneminde Türkiye geneli için 77,3 yıl iken kadınlarda 80,0 yıl, erkeklerde 74,7 yıl oldu. Genel olarak kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığı ve doğuşta beklenen yaşam süresi farkının 5,3 yıl olduğu görüldü.

Belirli bir yaştaki kişinin günlük hayattaki faaliyetlerini sınırlandıracak bir sağlık sorunu olmadan yaşaması beklenen yıl sayısını ifade eden sağlıklı yaşam süresi, 2021-2023 döneminde sıfır yaşında bulunan bir kişi için Türkiye genelinde 57,6 yıl iken kadınlarda 56,3 yıl, erkeklerde 59,0 yıl oldu. Buna göre, erkeklerin doğuşta sağlıklı yaşam süresinin kadınlardan 2,7 yıl daha uzun olduğu görüldü.

25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresinin yıllara göre arttığı görüldü. Türkiye geneli için 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresi 2011 yılında 7,3 yıl, kadınlarda 6,4 yıl, erkeklerde 8,3 yıl iken, 2023 yılında Türkiye genelinde 9,3 yıl, kadınlarda 8,6 yıl, erkeklerde 10,1 yıl oldu.

En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2008-2023 yılları arasında arttığı görüldü. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 75,1 iken 2023 yılında yüzde 92,2 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 67,5, erkeklerin oranı yüzde 82,8 iken, bu oran 2023 yılında kadınlarda yüzde 87,8, erkeklerde ise yüzde 96,8 oldu.

Yüksekokul ve fakülte, yüksek lisans ve doktora mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 9,1 iken 2023 yılında yüzde 24,4 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında yükseköğretim mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 7,1, erkeklerin oranı yüzde 11,2 iken bu oran 2023 yılında kadınlarda yüzde 22,7, erkeklerde ise yüzde 26,2 oldu.

Ebeveynin tamamladığı eğitim düzeyine göre ferdin tamamladığı eğitim düzeyi oranına bakıldığında, ebeveynin eğitim seviyesi yükseldikçe bireyin eğitim düzeyinin yükseldiği görüldü. 2023 yılında annesi yükseköğretim mezunu olanların yüzde 84,6’sının yükseköğretim mezunu olduğu görüldü.

2023 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılma oranının yüzde 53,3 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 35,8, erkeklerde ise yüzde 71,2 oldu.

İşgücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 13,8, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 26,8, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 37,4, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 45,0 iken, yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 68,9 oldu.

Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az

2023 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranının yüzde 48,3 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 31,3, erkeklerde ise yüzde 65,7 oldu. En yüksek istihdam oranı yüzde 54,5 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde, en düşük istihdam oranı ise yüzde 37,5 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti.

En yüksek kadın istihdam oranı, yüzde 38,9 ile TR61 (Antalya, Isparta, Burdur) bölgesinde, en düşük kadın istihdam oranı ise yüzde 19,8 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti. En yüksek erkek istihdam oranı, yüzde 71,8 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde, en düşük erkek istihdam oranı ise yüzde 56,7 ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) bölgesinde gerçekleşti.

Yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranının 2023 yılında yüzde 10,2 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 16,1, erkeklerde ise yüzde 7,3 oldu.

Hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı, 2014 yılında yüzde 59,8 iken 2023 yılında yüzde 60,1 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2023 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 27,1, erkeklerin istihdam oranının ise yüzde 90,1 olduğu görüldü.

Cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkı, erkek ve kadın arasındaki ücret veya kazanç farkının erkek ücret veya kazancına yüzdesel oranı olarak tanımlanmaktadır. Kazanç Yapısı İstatistiklerine göre, yıllık ortalama brüt ücret-maaş ile hesaplanan gösterge için en yüksek fark yüzde 17,4 ile yükseköğretim mezunlarında, en düşük fark yüzde 13,2 ile yine ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti. Yıllık ortalama brüt kazanç ile hesaplanan gösterge için ise, en yüksek fark yüzde 20,0 ile lise mezunlarında, en düşük fark ise yüzde 14,9 ile ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti.

Kadın büyükelçi oranı 2011 yılında yüzde 11,9 iken 2024 yılında yüzde 26,9 oldu. Erkek büyükelçi oranı ise 2011 yılında yüzde 88,1 iken 2024 yılında yüzde 73,1 oldu. 2024 yıl sonu itibarıyla 593 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 118, erkek milletvekili sayısının ise 475 olduğu görüldü. Meclisteki kadın milletvekili oranı 2007 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 19,9 oldu.

Yükseköğretimde görevli profesörler içerisindeki kadın profesör oranı 2010-2011 öğretim yılında yüzde 27,6 iken 2023-2024 öğretim yılında yüzde 34,6 oldu. Yükseköğretimde görevli doçentler içerisindeki kadın doçent oranı ise, 2010-2011 öğretim yılında yüzde 32,2 iken 2023-2024 öğretim yılında yüzde 42,1 oldu.

Üst ve orta düzey yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2023 yılında yüzde 20,6 oldu. Borsa İstanbul’da işlem gören en büyük 50 şirketin (BİST 50) yönetim kurulu üyelerine bakıldığında, 2016 yılında %12,2 olan kadın üye oranı 2024 yılında yüzde 19,4 oldu.

Belirli bir dönemde (genellikle bir takvim yılı) bir kişi ya da grup tarafından Ar-Ge faaliyetleri için harcanan sürenin aynı dönemde çalışılan toplam süreye bölünmesi yoluyla hesaplanan Tam Zaman Eşdeğeri (TZE), 0 ile 1 arasında bir değer alarak uluslararası Ar-Ge personeli karşılaştırmalarında kullanılmaktadır.

TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel sayısı, 2023 yılında 99 bin 195 kişi ile toplam Ar-Ge personel sayısının %34,1’ini oluşturdu. Sektörler itibarıyla TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel oranı, yükseköğretimde yüzde 47,7, kâr amacı olmayan kuruluşların da dâhil edildiği genel devlette yüzde 29,6, mali ve mali olmayan şirketlerde ise yüzde 27,8 oldu.

Resmi olarak ilk evliliğini 2024 yılında yapmış olan kadınların ortalama ilk evlenme yaşı 25,8 iken erkeklerin ortalama ilk evlenme yaşı 28,3 oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, kadınlarda 29,1 yaş, erkeklerde 31,9 yaş ile Tunceli oldu. Ortalama ilk evlenme yaşının en düşük olduğu il ise kadınlarda 23,3 yaş ile Ağrı, erkeklerde 26,5 yaş ile Şanlıurfa oldu.

Resmi evliliklerde eşler arasındaki eğitim farkı incelendiğinde, 2023 yılında kadınların yüzde 38,7’sinin kendilerinden daha yüksek eğitimli erkeklerle evli olduğu görüldü. Eşlerinden daha yüksek eğitimli olan kadınların oranının yüzde 16,7, eğitim seviyeleri aynı olan eşlerin oranının ise yüzde 43,2 olduğu görüldü.

2024 yılında kesinleşen boşanma davaları sonucu çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Annenin velayetine verilen çocuk oranı yüzde 74,4 iken babanın velayetine verilen çocuk oranı ise yüzde 25,6 oldu.

2024 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerin İnternet kullanım oranı yüzde 88,8 oldu. Bu oran kadınlarda yüzde 85,4 iken erkeklerde yüzde 92,2 oldu.

Yaş gruplarına göre yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların oranına bakıldığında, 2024 yılında toplam nüfusun yüzde 29,3’ünün risk altında olduğu, bu oranın kadınlarda yüzde 31,5 iken erkeklerde yüzde 27,1 olduğu görüldü. Aynı oranlara 18-64 yaş grubu için bakıldığında, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunan kadınların oranı yüzde 29,5, erkeklerin oranı yüzde 23,1 olarak görüldü.

2024 yılında, yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı yüzde 25,7 iken bu oran kadınlarda yüzde 35,9, erkeklerde yüzde 15,2 oldu. Kadınların yüzde 47,8’i, erkeklerin ise yüzde 69,7’si yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetti.

Evde yalnız olduklarında kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı 2024 yılında yüzde 5,8 iken bu oran kadınlarda yüzde 8,4, erkeklerde yüzde 3,1 oldu. Kadınların yüzde 78,9’u, erkeklerin ise yüzde 88,5’i evde yalnız olduklarında kendilerini güvende hissetti.

Paylaşın

Türkiye’de Kadın İşsizliği, Avrupa Birliği Ortalamasının İki Katı

Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’ın Kasım 2024 verilerine göre Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin resmi kadın işsizliği oranı yüzde 6,10 iken Türkiye için bu oran yüzde 11,7 oldu.

Haber Merkezi / Avrupa Birliği ülkeleri arasında Türkiye; Bosna Hersek, Yunanistan ve İspanya’nın ardında kadın işsizliği oranında 4’üncü sırada bulunuyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) / Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesi (EMAR), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi Kadın Emeği Raporu’nu yayınladı: Raporda öne çıkan bölümler şöyle:

“Türkiye’de kadın istihdamı hala istenen düzeyde değil. Son dört yıllık (2021-2024) verileri kadın istihdamı açısından karşılaştırdığımızda sadece 4,5 puanlık bir artış oldu. 2024 Aralık ayı verilerine göre kadın istihdamı 10,855 milyon kişi ile yüzde 32,5 iken erkek istihdamı 21,803 milyon kişi ile yüzde 66,7’dir. Erkeklerin istihdama katılımı, kadınların iki katıdır.

Kadın emeğinin güvencesizliği kadın istihdamını da etkilemektedir. 2021 yılında 5 milyon 776 bin kadın kayıtlı çalıştırılırken 2024 yılında 7 milyon 334 bin kadın kayıtlı çalıştırıldı. Ancak ne yazık ki aynı dönemde kayıt dışı çalıştırılan kadın sayısında da artış görülmektedir.

Tam zamanlı çalışan kadınların da yüzde 24,4’ü kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırılmaktadır. 2024 yılı 4. çeyrek verilerine göre 10 milyon 855 bin kadın istihdamının 6 milyon 557 bini (yüzde 75,6’sı) tam zamanlı ve kayıtlı, 2 milyon 122 bini ise (yüzde 24,4’ü) yine tam zamanlı ancak kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Yani her 4 kadından 1’i tam zamanlı çalışmasına karşın sigortasız çalıştırılmaktadır.

Verili toplumsal cinsiyet rolleri dolayısıyla kadınlara atfedilen ev işleri, temizlik, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi işler kadınların büyük bir kısmının çalışma hayatına katılmasına engel olmaktadır. 2024 yılı 4. çeyrek verilerine göre 6 milyon 657 bin kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirtirken ev işleri nedeniyle çalışma hayatında yer alamadığını belirten erkek verisi ise sadece 6 kişidir.

Benzer bir şekilde ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirten kadın sayısı 3 milyon 442 bin kişi iken erkek sayısı sadece 466 bin kişidir.

Kadın işsizliği oranlarına bakıldığında Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ortalamasının oldukça üstünde olduğu görülmekte. Eurostat’ın Kasım 2024 verilerine göre Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin resmi kadın işsizliği oranı yüzde 6,10 iken Türkiye için bu oran yüzde 11,7 oldu. Avrupa ülkeleri arasında Türkiye; Bosna Hersek, Yunanistan ve İspanya’nın ardında kadın işsizliği oranında 4’üncü sırada bulunuyor.

Kadınların sendikalara katılımı düşüktür. 2024 Temmuz ayı verilerine göre; Türkiye’de kadınların sendikalaşma oranı yüzde 11,4 iken erkeklerin sendikalaşma oranı yüzde 16,3’dür.

Türkiye’de işkollarına ve cinsiyete göre sendikalaşma oranlarını incelediğimizde; kadın üye sayısının en fazla olduğu işkollarının aynı zamanda kadına özgü işler olarak görülen işkollarında olduğunu görmekteyiz.

Kadın örgütlenmesinin en fazla olduğu işkolları; yüzde 40,3 ile genel olarak belediyelerde örgütlü olan genel işler işkolu, yüzde 31,0 ile banka finans ve sigorta işkolu ve yüzde 27,3 ile bakım hizmetlerinde ağırlıklı olan sağlık ve sosyal hizmetler işkoludur. Bu işkollarında kadın işçi sayısı da fazladır.

Kadın sendika üye sayısının en az olduğu işkolları ise ‘erkek işi’ olarak görülen işlerdedir: Yüzde 2,0 ile inşaat işkolu, yüzde 2,6 ile ağaç ve kağıt işkolu, yüzde 2,5 ile de gemi yapımı ve deniz taşımacılığı işkoludur.”

Talepler: Raporda, kadın emeğine yönelik ayrımcılığı sona erdirmek için şu öneriler sıralandı:

Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli, güvenceli, düzenli işler yaratılmalıdır.

Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesi sağlanmalıdır.

Kadın istihdamının önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalıdır.

8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır.

Kadınların örgütlenmeleri önündeki engeller kaldırılmalıdır.

25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, Türkiye tarafından onaylanmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, çalışma süreleri kısaltılmalıdır.”

Paylaşın

Şubat Ayında 16 Kadın Öldürüldü: Faillerin Yüzde 25’i Evli Olduğu Erkek

Şubat ayında, 16 kadın öldürüldü, 23 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Öldürülen 16 kadının 4’ü evli olduğu erkek,  4’ü eskiden evli olduğu erkek, 3’ü oğlu, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 1’i birlikte olduğu erkek, 1’i babası, 1’i akrabası.

Haber Merkezi / Kadınların 11’i evinde, 2’si sokakta, 1’i ıssız bir yerde, 1’i işyerinde ve 1’i okul önünde öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’u evlerinde öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların 9’u ateşli silahlarla, 5’i kesici aletle, 2’si boğularak  öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 56’sı  ateşli silah ile öldürüldü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KDCH) 2025 Şubat Raporu’nu açıkladı. Şubat ayında 16 kadın cinayeti işlendi, 23 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Rapora göre, 16 kadından 3’ü boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile öldürüldü. Bir kadın oğlunun çalışmaması hakkında konuşması bahanesiyle öldürüldü. 12’sinin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Şubat ayında öldürülen 16 kadının 4’ü evli olduğu erkek, 4’ü eskiden evli olduğu erkek, 3’ü oğlu, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek, 1’i birlikte olduğu erkek, 1’i babası, 1’i akrabası tarafından öldürüldü. Bu ay kadınların yüzde 25’i evli olduğu erkek tarafından katledildi.

Kadınların 11’i evinde, 2’si sokakta, 1’i ıssız bir yerde, 1’i işyerinde ve 1’i okul önünde öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’u evlerinde öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların 9’u ateşli silahlarla, 5’i kesici aletle, 2’si boğularak öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 56’sı ateşli silah ile öldürüldü.

Şubat ayında öldürülen 16 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri: Sakarya’da 62 yaşındaki  Behiye Taşkın, oğlu Kadir Taşkın tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Fail tutuklandı.

Tekirdağ’da 13 yaşındaki Su Dilem Yazıcı babası Amir yazıcı tarafından boğularak öldürüldü. Failin kızını öldürmeden önce sosyal medya hesabında eskiden evli olduğu kadını suçlayarak “bizim ölmemizden sorumlu G.U.’dur” şeklinde paylaşım yaptığı öğrenildi. Fail Su Dilem’i öldürdükten sonra intihara teşebbüs etti.

İstanbul’da 3 çocuk annesi 33 yaşındaki Sibel Güler evli olduğu Sercan Güler tarafından evinde boğularak öldürüldü. Nevşehir’de yaşayan 26 yaşındaki Servet Nur Şahin eskiden evli olduğu Emre Yağar tarafından çocuklarını faile göstermediği bahanesiyle sokak ortasında ateşli silahla vurularak öldürüldü.

Konya’da 35 yaşındaki 2 çocuk annesi Dilek Şen birlikte olduğu Barış E. tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Afyon’da yaşayan Hatice Çevik oğlu Oğuzhan G. tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

Nevşehir’de 21 yaşındaki Beyza Akdoğan eskiden birlikte olduğu Mustafa Baltaş tarafından tüfekle vurularak öldürüldü. Fail aynı silahla intihar etti. Muş’ta 7 çocuk annesi 40 yaşındaki Aynur İsi evli olduğu İhsan İsi tarafından ateşli silahla 6 defa vurularak öldürüldü. Fail kaçtığı sırada Erzurum’da yakalandı.

Ankara’da 39 yaşındaki 2 çocuk annesi Selma Yalçın 1 hafta önce boşandığı İsmail Kara tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Failin kumar bağımlısı olduğu ve Selma Yalçın’a daha önce şiddet uyguladığı öğrenildi.

İzmir’de yaşayan 34 yaşındaki Fatma Şentürk boşanma aşamasında olduğu M.Ş. tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Fatma Şentürk’ün fail tarafından defalarca şiddet gördüğü ve hakkında uzaklaştırma kararı aldığı öğrenildi. Gaziantep’te 23 yaşındaki Ruha Dabul evli olduğu Muhammed El Hüseyin tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Failin çok sayıda suç kaydı olduğu öğrenildi.

Karabük’te yaşayan 29 yaşındaki Leeqa Azimi, evli olduğu erkeğin kardeşi Norooz Ahmadi tarafından evli olduğu erkekle birlikte vurularak öldürüldü. Fail kaçmaya çalışırkem yakalandı. Gaziantep’te 3 çocuk annesi, 38 yaşındaki Nejla Özbiber, eskiden evli olduğu Mahmut Kürkçü tarafından boğazı kesilerek öldürüldü.

Diyarbakır’da Mahsum Ateş 70 yaşındaki annesi Fener Ateş’i ve babasını ateşli silahla öldürdü. İstanbul’da 45 yaşındaki Seher Güzide, iş yerinin önünde tartıştığı eskiden birlikte olduğu İzzet Alver tarafından ateşli silahla öldürüldü. Fail daha sonra aynı silahla intihara teşebbüs etti.

Kayseri’de 31 yaşındaki  Buket K., çocuklarını almak için gittiği okulun önünde eskiden evli olduğu Ramazan Ç. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail intihar etti.

Paylaşın

AK Parti İktidarı Döneminde 18 Bin 412 Çocuk “Anne” Oldu

“İstatistiklerle Çocuk” raporuna göre; 2002 yılından bu yana en az 18 bin 412 çocuk doğum yaptı. Bu da AK Parti iktidarı döneminde her gün en az iki çocuğun doğum yaptığı anlamına geliyor. 

Raporu yayınlayan CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, “15 yaş altındaki bir çocuğun doğum yapması, açıkça bir cinsel istismar vakasıdır. Ancak bu iktidar çocukların maruz kaldığı istismarı görmezden geliyor. Çocuk yaşta doğumların bu kadar yaygınlaşması, cezasızlığın bir sonucudur” dedi.

Adalet Bakanlığı verilerine göre, sadece 2023 yılında 31 bin 216 çocuğun istismara uğradı. Bu konuya dair konuşan İlgezdi, “Bunlar sadece dava açılan vakalar. Açılmayanları da göz önüne alırsak gerçek sayı çok daha yüksek. 18 yaş altındaki gebeliklerin tamamı istismardır ve bunu normalleştirmeye çalışanlar insanlık suçu işliyor” diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin derlediği raporda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından paylaşılan Çocuk İş Cinayetleri Raporu’na da yer verildi. Türkiye İstatistik Kurumu ve İSİG Meclisi’nin verilerinden yararlanılarak hazırlanan çocuk işçilik raporuna göre iş gücüne katılım yaşı 4’e kadar düştü. Türkiye’de iş gücüne katılan çocuk sayısı neredeyse 5 milyona ulaştı. Yani çalışan her 7 kişiden 1’i çocuk.

2 bin 664 genç işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden genç işçilerin yüzde 24’ü trafik, servis kazalarında, yüzde 16’sı yüksekten düşerek, yüzde 15’i ise ezilme ve göçük altında kalarak yaşamını yitirdi. Hayatını kaybeden genç işçilerin 2 bin 434’ü erkek, 230’u ise kadın olarak kayıtlara geçti.

“Bu düzenin çocukları koruma gibi bir derdi yok”

Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) Temsilcisi Eda Mermi, çocukların maruz kaldığı suçların giderek yükselmesini Sol Haber‘e değerlendirdi. Mermi, sözlerine Türkiye’de çocuk evliliklerinin artışının yalnızca bireysel ya da geleneksel bir sorun değil; iktidarın bilinçli bir tercihi, gerici politikalarının doğal bir sonucu olduğunu söyleyerek başladı.

“AKP iktidarı boyunca çocuk evlilikleri, istismar vakaları ve çocuk işçiliği korkutucu boyutlara ulaşmış, devlet eliyle cezasızlık politikası ile adeta teşvik edilmiştir” diyen Mermi, verilerin de bunu doğruladığını ifade etti. Mermi, bu sayıların yalnızca ortaya çıkan, açılan davalar sonucu belirlendiğine dikkat çekti ve “Açılmayan, örtbas edilen, korku ve baskı nedeniyle sesini çıkaramayan çocukları da düşündüğümüzde bu rakamın kat kat fazla olduğunu biliyoruz” dedi.

AKP ve yandaşlarının çocuk evliliklerini doğrudan yasalarla savunmasa da cezalandırmayarak ve gerici söylemlerle meşrulaştırarak bu suça ortak olduğunu söyleyen Mermi şu ifadeleri kullandı: “Çocuk yaşta evlilikler, eğitimden kopuş, istismar ve yoksulluk sarmalının en acımasız biçimlerinden biri. Bu düzenin çocukları koruma gibi bir derdi yok.”

Mermi, “Kadın Dayanışma Komiteleri olarak çocuk evliliklerine, çocuk işçiliğine ve çocukların maruz bırakıldığı istismara karşı sadece söylemde değil mücadelemizin her alanında karşı duruyoruz” dedi. Çocukların yerinin okul ve oyun alanları olduğunu söyleyen Mermi, bu nedenle ülkenin en ücra köşelerine kadar aydınlanma seferberliklerini büyüttüklerini ve dayanışmayı örgütlediklerini ifade etti.

Çocukları istismara açık hale getiren bu düzene karşı kadınların, emekçilerin ve tüm halkın mücadelesini yükseltmeye devam edeceklerini söyleyen Mermi, bu düzen değişmeden çocukların özgürleşemeyeceğini belirtti. Mermi, “Çocukların geleceğini karartanlara karşı susmayacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

Paylaşın

Türkiye’de Ocak Ayında 33 Kadın Katledildi

Türkiye’de ocak ayında 33 kadın öldürüldü, 32 kadının ölümü şüpheli bulundu. En fazla kadın cinayeti işlenen il İstanbul oldu. İstanbul’da kasım ayında 10 kadın öldürüldü.

Haber Merkezi / 33 kadından 8’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi, bir kadın yemek yapmadığı bahanesiyle öldürüldü. 20 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

33 kadının 8’i evli olduğu erkek, 5’i birlikte olduğu erkek, 6’sı akrabası, 3’ü tanıdığı, 3’ü oğlu, 3’ü kardeşi, 2’si eskiden evli olduğu erkek ve 1’i babası tarafından öldürülmüştür. Bu ay kadınların %24’ü evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 17’si ateşli silahlarla, 8’i kesici aletle, 3’ü boğularak, 2’si darp edilerek, 1’i yakılarak öldürüldü. İki kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların %52’si ateşli silah ile öldürüldü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), 2025 Ocak ayına dair kadın cinayetleri verilerini açıkladı. Buna göre; Ocak ayında 33 kadın öldürüldü, 32 kadının ölümü şüpheli bulundu.

33 kadının 8’i evli olduğu erkek, 5’i birlikte olduğu erkek, 6’sı akrabası, 3’ü tanıdığı, 3’ü oğlu, 3’ü kardeşi, 2’si eskiden evli olduğu erkek ve 1’i babası tarafından öldürülmüştür. Bu ay kadınların yüzde 24’ü evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 23’ü evinde, 3’ü sokakta, 1’i ıssız bir yerde, 1’i hastanede ve 1’i parkta öldürülmüştür. 4 kadının öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 70’i  evlerinde öldürüldü.

Kadınların 17’si ateşli silahlarla, 8’i kesici aletle, 3’ü boğularak, 2’si darp edilerek, 1’i yakılarak öldürüldü. İki kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 52’si ateşli silah ile öldürüldü.

33  kadının yaşam mücadelesi hikayeleri

2005 yılından beri kayıp olan Nezaket Uyur’un Nihat Önel tarafından boğularak öldürüldüğü ve faile Nezaket Uyur’un evli olduğu erkeğin, Nezaket’i öldürmesi için para verdiği ortaya çıktı. Nezaket Uyur’un akrabası olan Nezaket Kışı’nın da benzer tarihlerde faili meçhul bir şekilde öldürüldüğü ortaya çıktı. Son olarak da Nihat Önel’in akrabası olan Sabri Önel’in de aynı yıllarda Zekiye Aydın adlı kadını öldürdüğü öğrenildi.

Elazığ’da yaşayan Semra Demirelli ayrılmak istediği Vahap Çetin tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail daha sonra aynı silahla intihar etti.

Antalya’da 36 yaşındaki Pınar Zorlu eskiden evli olduğu Gürhan Ü. tarafından sokak ortasında üstüne yanıcı madde döküp yakılarak öldürüldü. 20 gün yaşam mücadelesi veren Pınar Zorlu fail hakkında 4 kez uzaklaştırma kararı almıştı. Bursa’da yaşayan 25 yaşındaki Fatma Elif Zorlu birlikte olduğu Harun K. tarafından kıskançlık bahanesiyle ateşli silahla vurularak öldürüldü.

İstanbul’da 27 yaşındaki Türken Farziyeva kardeşi Farsat Farziyeva tarafından ‘açık giyindiği’ bahanesiyle defalarca bıçaklanarak öldürüldü. İstanbul’da 2 çocuk annesi Burcu Seymen birlikte olduğu Melik A. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.

İstanbul’da yaşayan Ayşe Çelik boşanma aşamasında olduğu Engin Çelik tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Failin Ayşe Çelik’i boşanma dilekçesini verme bahanesiyle adliyeye çağırdığı ve daha sonra aracında kadını öldürdüğü öğrenildi. Ayşe Çelik fail tarafından bir süredir şiddet görüyordu ve 1 yıldır tehditler alıyordu.

İstanbul’da 6 çocuk annesi Gülnaz Adal evli olduğu Vedat Adal tarafından uyurken başından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Afyonkarahisar’da 37 yaşındaki Derya Kozak hastanede tartıştığı Mustafa Akbuğa tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail daha sonra aynı silahla intihar etti.

Kocaeli’nde 60 yaşındaki 5 çocuk annesi Hazal A. evli olduğu Şener A. tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürüldü. Adana’da 23 yaşındaki 2 çocuk annesi Gamze Alır birlikte olduğu Murat A. tarafından ormanlık alana götürülüp ateşli silahla vurularak öldürüldü.

Tekirdağ’da yaşayan Shaxnoz L. Ve 7 yaşındaki kızı Şehrinin O., Necip O. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail aynı silahla intihara teşebbüs etti. İstanbul’da 12 yaşındaki Meryem S. komşusu olan 51 yaşındaki Zekeriya A. tarafından kaldırım taşıyla darp edilerek öldürüldü. Fail Meryem S.’nin 5 yaşındaki kardeşi Ahmet S.’yi de yaraladı.

Mersin’de 2 çocuk annesi Ferdane Tehçi evli olduğu polis memuru Mehmet Tehçi tarafından önce çıplak bir şekilde copla darp edildi ve boğularak öldürüldü. Fail daha sonra Adana’ya giderek Ferdane Tehçi’nin annesi Hüsne Tehçi ve babasının kız kardeşi Semihe Tehçi’yi de bıçaklayarak öldürdü.

Şanlıurfa’da 5 yaşındaki M.N.B cinsel istismara uğradıktan sonra boğularak öldürüldü. Ankara’da 39 yaşındaki dört çocuk annesi Meryem Demirkoparan evli olduğu Yücel Demirkoparan tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti.

Mersin’de 70 yaşındaki Gülizar Ateş, cezaevinden üç gün önce çıkan torunu tafaından bıçaklanarak öldürüldü. Fail tutuklandı. Konya’da 51 yaşındaki Canfeda Tunç, oğlu Ali Tunç tarafından öldürüldü. Fail Canfeda’ın yanında b babası ve kardeşini de öldürüp intihar etti.

Gaziantep’te 39 yaşındaki Fatma Köklü, eskiden evli olduğu Mehmet Yeter tarafından silahlı saldırıya uğradı. Hastanede 9 günlük yaşam mücadelesi sonunda Fatma öldü. Fail daha önce Fatma’ya ölüm tehditleri gönderiyordu. Bunun üzerine uzaklaştırma kararı alınmıştı. İstanbul’da fail B.Y., annesi Aysun Yenigün’ü, kardeşi Zilan Yenigün’ü ve babaannesi Fatma İnce’yi ateşli silahla vurarak öldürdü. Kaçan fail bir süre sonra yakalandı.

Muğla’da 25 yaşındaki Ümmühan Korkut evli olduğu Yunus Korkut tarafından “yemek yapmadığı” gerekçesiyle darp edildi. Hastaneye kaldırılan Ummuhan yaşam mücadelesini kaybetti. Fail tutuklandı. Afyonkarahisar’da 41 yaşındaki dört çocuk annesi Sevgi Erbay, oğlu H.H.B. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail H.H.B. ve yanındaki arkadaşı O.K tutuklandı.

Gaziantep’te 19 yaşındaki Hale El Şıh İsmail, ağabeyi tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Diğer kardeş Meryem ise yaralandı. Fail yakalanamadı. İzmir’de 25 yaşındaki Melisa Çırgı, cezaevinden firar eden ve 48 suç kaydı bulunan evli olduğu Hasan Çırgı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Fail tutuklandı.

Mardin’de 80 yaşındaki Latife Kaya, evli olduğu Ali Kaya tarafından uykusundayken pompalı tüfekle vurarak öldürdü. Fail gözaltına alındı. Malatya’da 83 yaşındaki Emine Gürbüz, akrabası Burak K. tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Fail gözaltına alındı.

Paylaşın

Türkiye’de Son Bir Yılda 394 Kadın Öldürüldü

Türkiye’de son bir yılda 394 kadın, evli olduğu erkek, baba, oğul, erkek bir akraba veya tanıdığı bir erkek tarafından öldürüldü. Aynı dönemde 259 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Haber Merkezi / Öldürülen 394 kadından 111’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 21’i ekonomik bahanelerle, 2’si nefret bahanesiyle, 27’si diğer bahanelerle öldürüldü. 233 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadınların 226’sı evinde, 76’sı sokakta, 13’ü ıssız bir yerde, 13’ü kamusal alanda, 13’ü arabada, 10’u işyerinde, 6’sı su ve kenarında, 5’i arazide, 4’ü otelde, 3’ü eğlence mekanında, 5’i bunlar dışında bir yerde öldürüldü. 20 kadının öldürüldüğü yer tespit edilemedi.

Kadınların 222’si ateşli silahlarla, 113’ü kesici aletlerle, 33’ü boğularak, 14’ü darp edilerek, 3’ü yakılarak, 1’i yüksekten atılarak, 1’i bunlar dışında bir silahla öldürüldü. 7 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), 2024 yılına ilişkin kadın cinayetleri verilerini açıkladı. Buna göre; 394 kadın öldürüldü, 259 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

Öldürülen 394 kadından 111’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile,  21’i ekonomik bahanelerle, 2’si nefret bahanesiyle, 27’si diğer bahanelerle öldürüldü. 233 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.

394 kadının 166’sı evli olduğu erkek, 45’i birlikte olduğu erkek, 31’i babası, 30’u eskiden evli olduğu erkek, 29’u tanıdığı biri, 25’i akrabası, 23’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 22’si oğlu, 7’si kardeşi, 7’si tanımadığı biri tarafından öldürüldü. 9 kadının öldürüldüğü kişiyle yakınlığı tespit edilemedi. Bu yıl 280 kadın aile içindeki erkek tarafından öldürüldü.

Kadınların 226’sı evinde, 76’sı sokakta, 13’ü ıssız bir yerde, 13’ü kamusal alanda, 13’ü arabada, 10’u işyerinde, 6’sı su ve kenarında, 5’i arazide, 4’ü otelde, 3’ü eğlence mekanında, 5’i bunlar dışında bir yerde öldürüldü. 20 kadının öldürüldüğü yer tespit edilemedi. Bu yıl öldürülen kadınların %57’si evlerinde öldürüldü.

Bu yıl öldürülen kadınların 222’si ateşli silahlarla, 113’ü kesici aletlerle, 33’ü boğularak, 14’ü darp edilerek, 3’ü yakılarak, 1’i yüksekten atılarak, 1’i bunlar dışında bir silahla öldürüldü. 7 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi. Bu yıl öldürülen kadınların %57’si ateşli silah ile öldürüldü.

Bu yıl öldürülen kadınların 72’si 18 yaşından küçüktü ve 20 kadının öldürüldüğü anda koruma kararı vardı. Öldürülen 394 kadının 210’unun çocuğu vardı, 4’ü hamileydi. 143 kadının ise çocuk sahibi olup olmadığı tespit edilemedi. Öldürülen kadınların 197’si evli, 81’i bekardı. 116 kadının ise medeni haline dair bilgi tespit edilemedi.

Paylaşın

2024 Yılında Türkiye’de 421 Kadın Öldürüldü

2024 yılında Türkiye’de 421 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınların 228’i ateşli silahla, 88’i kesici aletle, 61’i boğularak, 17’si yüksekten düşerek, 27’si ise diğer şekillerde öldürüldü.

Haber Merkezi / Kadınların, 159’u aile içinden kişiler, 101’i boşanma veya ayrılma aşamasındaki kişiler, 42’si birlikte ilişki yaşadığı kişiler, 8’i tanımadığı kişiler, 5’i kimliği bilinmeyen kişiler, 30’u diğer kişiler tarafından öldürülürken, 77 kadının ölümü ise kayıtlara şüpheli ölüm olarak geçti.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), 1 Ocak – 31 kasım 2024 arasındaki kadın cinayeti raporunu yayımladı. Rapora göre; 2024 yılı içerisinde 421 kadın erkekler tarafından katledildi, 77 kadının ölümü ise şüpheli olarak kaydedildi.

Öldürülen kadınlardan, 201’i evli, 137’si bekar, 15’i dini nikahlı, 68’inin medeni durumu bilinmiyor.

Kadınların, 159’u aile içinden kişiler, 101’i boşanma veya ayrılma aşamasındaki kişiler, 42’si birlikte ilişki yaşadığı kişiler, 8’i tanımadığı kişiler, 5’i kimliği bilinmeyen kişiler, 30’u diğer kişiler tarafından öldürülürken, 77 kadının ölümü ise kayıtlara şüpheli ölüm olarak geçti.

Kadınların 228’i ateşli silahla, 88’i kesici aletle, 61’i boğularak, 17’si yüksekten düşerek, 27’si ise diğer şekillerde öldürüldü.

Kadınların 239’u kendi evinde veya yaşadığı alanlarda, 45’i kırsal ve sulak alanlarda, 38’i işyerlerinde, 86’sı kamusal alanlarda, 13’ü bilinmeyen veya diğer mekanlarda öldürüldü.

421 kadın 66 farklı şehirde öldürüldü. İstanbul: 65, İzmir: 26, Ankara: 25, Antalya: 20, Mersin: 18, Adana ve Antep: 17, Kocaeli, Sakarya ve Samsun: 10.

Paylaşın