Son On Üç Yılda 2 Bin 728 Genç İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2013 – 2025 yılları arasında en az 2 bin 728 genç işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Yasalar, 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişi “genç işçi” olarak tanımlanır.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) Genç İşçiler İş Cinayetleri Raporu’nu yayınladı. Buna göre, 2013 – 2025 yılları arasında en az 2 bin 728 genç işçi iş kazalarında hayatını kaybetti.

2013 yılında en az 193 genç işçi, 2014 yılında en az 226 genç işçi, 2015 yılında en az 222 genç işçi, 2016 yılında en az 233 genç işçi, 2017 yılında en az 232 genç işçi, 2018 yılında en az 225 genç işçi, 2019 yılında en az 206 genç işçi, 2020 yılında en az 202 genç işçi, 2021 yılında en az 174 genç işçi, 2022 yılında en az 252 genç işçi, 2023 yılında en az 260 genç işçi, 2024 yılında en az 239 genç işçi ve 2025 yılının ilk dört ayında en az 64 genç işçi olmak üzere; 2013-2025 yılları döneminde “en az” 2728 genç işçi hayatını kaybetti.

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 718 genç; Tarım, Orman işkolunda 455 genç (320 işçi ve 135 çiftçi); Konaklama, Eğlence işkolunda 241 genç; Taşımacılık işkolunda 180 genç; Metal işkolunda 164 genç; Madencilik işkolunda 152 genç; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 125 genç; Belediye, Genel İşler işkolunda 95 genç; Enerji işkolunda 88 genç; Gıda, Şeker işkolunda 72 genç; Tekstil, Deri işkolunda 60 genç; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 59 genç; Savunma, Güvenlik işkolunda 56 genç; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 53 genç; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 46 genç; Ağaç, Kağıt işkolunda 29 genç; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 29 genç; Basın, Gazetecilik işkolunda 16 genç; İletişim işkolunda 4 genç; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 1 genç; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 85 genç işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:Trafik, Servis Kazası nedeniyle 650 genç; Yüksekten Düşme nedeniyle 448 genç; Ezilme, Göçük nedeniyle 414 genç; Elektrik Çarpması nedeniyle 242 genç; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 209 genç; Şiddet nedeniyle 171 genç; Patlama, Yanma nedeniyle 128 genç; İntihar nedeniyle 110 genç; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 79 genç; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 63 genç; Kesilme, Kopma nedeniyle 32 genç; diğer nedenlerden dolayı 182 genç işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle:18 yaşında 222 genç, 19 yaşında 305 genç, 20 yaşında 312 genç, 21 yaşında 253 genç, 22 yaşında 344 genç, 23 yaşında 385 genç, 24 yaşında 368 genç ve 25 yaşında 539 genç işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde “Genç İşçi” iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 235 genç kadın ve 2493 genç erkek işçi hayatını kaybetti…

2013 – 2024 yılları döneminde 280 göçmen “Genç İşçi” hayatını kaybetti: 144 genç Suriyeli, 85 genç Afganistanlı, 11 genç Türkmenistanlı, 7 genç Özbekistanlı, 7 genç İranlı, 5 genç Iraklı, 3 genç Azerbaycanlı, 3 genç Ukraynalı, 2 genç Gürcistanlı, 2 genç Kırgızistanlı, 2 genç Pakistanlı, 2 genç Rusyalı, 1 genç Cezayirli, 1 genç Filistinli, 1 genç Kolombiyalı, 1 genç Macaristanlı, 1 genç Moldovyalı, 1 genç Nepalli, 1 genç Nijeryalı, 1 genç Sudanlı, 1 genç Venezuelalı, 1 genç Zimbabveli…

2013-2025 yılları döneminde iş cinayetlerinde ölen Genç İşçilerin 87’si (yüzde 3,18) sendikalı işçi, 2641’i ise (yüzde 96,82) sendikasız. Sendikalı işçilerin 63 genç maden, 11 genç metal, 3 genç kimya, 3 genç güvenlik, 1 genç gıda, 1 genç tekstil, 1 genç eğitim, 1 genç inşaat, 1 genç enerji, 1 genç sağlık ve 1 genç belediye işkolunda çalışıyordu…

NOT: İSİG Meclisi, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan Gençlerin Oranı Yüzde 22,9

Gençlerde işgücüne katılma oranı, 2023 yılında yüzde 45,6 iken 2024 yılında yüzde 47,2 oldu. Genç erkeklerde işgücüne katılma oranı 2023 yılında yüzde 57,4 iken 2024 yılında yüzde 59,5, genç kadınlarda ise bu oran 2023 yılında yüzde 33,1 iken 2024 yılında yüzde 34,0 oldu.

Haber Merkezi / Gençlerde işsizlik oranı, 2023 yılında yüzde 17,4 iken 2024 yılında yüzde 16,3 oldu. Genç erkeklerde işsizlik oranı 2023 yılında yüzde 14,3 iken 2024 yılında yüzde 13,1, genç kadınlarda ise bu oran 2023 yılında yüzde 23,2 iken 2024 yılında yüzde 22,3 oldu.

Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı 2023 yılında yüzde 22,5 iken 2024 yılında yüzde 22,9 oldu. Genç erkeklerde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı 2023 yılında yüzde 15,6 iken 2024 yılında yüzde 16,2, genç kadınlarda ise bu oran 2023 yılında yüzde 29,8 iken 2024 yılında yüzde 30,1 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstatistiklerle Gençlik 2024 verilerini yayınladı.

Buna göre, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2024 yıl sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 763 bin 159 kişi oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 14,9’unu oluşturdu. Genç nüfusun yüzde 51,2’sini erkek nüfus, yüzde 48,8’ini ise kadın nüfus oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 15-24 yaş grubunu içeren genç nüfus, 1950 yılında toplam nüfusun yüzde 20,8’ini oluştururken bu oran, 2024 yılında yüzde 14,9 oldu.

Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre genç nüfus oranının 2030 yılında yüzde 14,8, 2040 yılında yüzde 12,2, 2060 yılında yüzde 10,3, 2080 yılında yüzde 8,8 ve 2100 yılında yüzde 9,6 olacağı öngörüldü.

Doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüş eğiliminin devam edeceğini varsayan düşük senaryoya göre genç nüfus oranının 2030 yılında yüzde 14,8, 2040 yılında yüzde 12,4, 2060 yılında yüzde 9,2, 2080 yılında yüzde 7,2, 2100 yılında yüzde 7,2 olacağı öngörüldü.

Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını varsayan yüksek senaryoya göre genç nüfus oranının 2030 yılında yüzde 14,8, 2040 yılında yüzde 12,0, 2060 yılında yüzde 11,1, 2080 yılında yüzde 9,8, 2100 yılında yüzde 11,4 olacağı öngörüldü.

AB üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranları incelendiğinde, 2024 yılında genç nüfus ortalaması yüzde 10,7 oldu. AB üye ülkeleri arasında en yüksek genç nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla yüzde 12,6 ile İrlanda, yüzde 12,3 ile Hollanda ve yüzde 12,2 ile Danimarka olduğu görüldü. Genç nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 9,2 ile Bulgaristan, yüzde 9,5 ile Litvanya, yüzde 9,7 ile Malta ve Slovenya olduğu görüldü. Türkiye’nin genç nüfus oranının yüzde 14,9 ile AB üye ülkelerinin genç nüfus oranlarından daha yüksek olduğu görüldü.

ADNKS sonuçlarına göre 2024 yılında genç nüfus oranının en yüksek olduğu il, yüzde 20,8 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 20,6 ile Şırnak, yüzde 20,3 ile Siirt izledi. Genç nüfus oranının en düşük olduğu il yüzde 11,8 ile Balıkesir oldu. Bu ili yüzde 12,1 ile Muğla ve yüzde 12,2 ile Ordu izledi.

Genç nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2024 yılında genç nüfusun yüzde 30,5’inin 15-17 yaş grubunda, yüzde 19,9’unun 18-19 yaş grubunda, yüzde 28,8’inin 20-22 yaş grubunda ve yüzde 20,8’inin ise 23-24 yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Hayat Tabloları, 2021-2023 sonuçlarına göre doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 77,3 yıl, erkekler için 74,7 yıl ve kadınlar için 80,0 yıl oldu.

Türkiye’de çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki gençler için beklenen yaşam süresinin 63,5 yıl, erkekler için 60,9 yıl ve kadınlar için 66,1 yıl olduğu görüldü. Diğer bir ifade ile 15 yaşına ulaşan genç kadınların genç erkeklerden ortalama 5,2 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi.

Genç nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar olduğu görüldü. Genç erkek nüfusun 2024 yılında yüzde 96,6’sının hiç evlenmemiş, yüzde 3,3’ünün evli, yüzde 0,1’inin boşanmış olduğu görülürken genç kadın nüfusun yüzde 87,8’inin hiç evlenmemiş, yüzde 11,7’sinin evli, yüzde 0,4’ünün ise boşanmış olduğu görüldü.

İç Göç İstatistiklerine göre Türkiye’de 2023 yılında en fazla göç hareketliliğinin yaşandığı 20-24 yaş grubunun göç etme nedenleri incelendiğinde; bu hareketliliğin en büyük nedeninin eğitim olduğu görüldü. Gençlerin 231 bin 477’sinin eğitim, 94 bin 139’unun işe başlamak veya iş bulmak ve 50 bin 8’inin ise daha iyi konut ve yaşam koşulları nedeniyle göç ettiği görüldü.

Türkiye’de 2022/’23 öğretim yılında yüzde 46,0 olan yükseköğretim net okullaşma oranı, 2023/’24 öğretim yılında yüzde 42,7 oldu. Yükseköğretim net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerde bu oran yüzde 41,1 iken yüzde 36,7, kadınlarda ise yüzde 51,2 iken yüzde 49,0 oldu.

Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 22,9

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre gençlerde işgücüne katılma oranı, 2023 yılında yüzde 45,6 iken 2024 yılında yüzde 47,2 oldu. Genç erkeklerde işgücüne katılma oranı 2023 yılında yüzde 57,4 iken 2024 yılında yüzde 59,5, genç kadınlarda ise bu oran 2023 yılında yüzde 33,1 iken 2024 yılında yüzde 34,0 oldu.

Gençlerde işsizlik oranı, 2023 yılında yüzde 17,4 iken 2024 yılında yüzde 16,3 oldu. Genç erkeklerde işsizlik oranı 2023 yılında yüzde 14,3 iken 2024 yılında yüzde 13,1, genç kadınlarda ise bu oran 2023 yılında yüzde 23,2 iken 2024 yılında yüzde 22,3 oldu.

Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı 2023 yılında yüzde 22,5 iken 2024 yılında yüzde 22,9 oldu. Genç erkeklerde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı 2023 yılında yüzde 15,6 iken 2024 yılında yüzde 16,2, genç kadınlarda ise bu oran 2023 yılında yüzde 29,8 iken 2024 yılında yüzde 30,1 oldu.

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre genç nüfusun istihdam oranı, 2023 yılında yüzde 37,7 iken 2024 yılında yüzde 39,5’e yükseldi. Genç erkeklerde istihdam oranı 2023 yılında yüzde 49,2 iken 2024 yılında yüzde 51,7, genç kadınlarda ise bu oran 2023 yılında yüzde 25,4 iken 2024 yılında yüzde 26,4 oldu.

Genç nüfusun istihdamı sektörlere göre incelendiğinde, istihdam edilen gençlerin 2024 yılında yüzde 13,0’ının tarım sektöründe, yüzde 30,7’sinin sanayi sektöründe, yüzde 56,3’ünün ise hizmet sektöründe yer aldığı görüldü. İstihdam edilen genç erkeklerin yüzde 11,8’inin tarım sektöründe, yüzde 35,9’unun sanayi sektöründe, yüzde 52,3’ünün hizmet sektöründe yer aldığı görülürken genç kadınların yüzde 15,4’ünün tarım, yüzde 19,9’unun sanayi, yüzde 64,7’sinin ise hizmet sektöründe yer aldığı görüldü.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 18 ve daha yukarı yaştaki bireylerin genel sağlık durumlarından memnuniyet oranı 2023 yılında yüzde 69,2 iken 2024 yılında yüzde 67,5 oldu. Genç nüfusun genel sağlık durumundan memnuniyet oranı ise 2023 yılında yüzde 86,8 iken 2024 yılında yüzde 87,2’ye yükseldi. Bu oran 2024 yılında genç erkeklerde yüzde 87,9, genç kadınlarda ise yüzde 86,5 oldu.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2024 yılında 18 ve daha yukarı yaştaki bireylerden kendini mutlu hissettiğini belirtenlerin oranı yüzde 49,6 iken kendini mutsuz hissettiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 14,5 oldu.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2024 yılında 18-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde kendini mutlu hissettiğini belirtenlerin oranı yüzde 51,8 iken kendini mutsuz hissettiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 11,2 oldu.

Kendini mutlu olarak hisseden 18-24 yaş grubundaki erkek nüfusun oranı yüzde 48,4 iken kendini mutsuz hissettiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 12,7 oldu. Kendini mutlu hissettiğini belirten 18-24 yaş grubundaki genç kadın nüfusun oranı yüzde 55,4 iken kendini mutsuz hissettiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 9,6 oldu.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2024 yılında gençlerin mutluluk kaynağı olan değerler arasında yüzde 45,3 ile sağlık, ilk sırada yer aldı. Bunu, yüzde 25,1 ile başarı, yüzde 15,1 ile sevgi izledi. Mutluluk kaynağı cinsiyete göre incelendiğinde, genç erkeklerde yüzde 40,9 ile ilk sırayı sağlık alırken bunu yüzde 29,3 ile başarı ve yüzde 16,0 ile para takip etti. Genç kadınlarda ise yüzde 50,0 ile ilk sırayı sağlık alırken bunu yüzde 20,5 ile başarı ve yüzde 20,2 ile sevgi takip etti.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2024 yılında, gençlerin yüzde 79,6’sı çalıştığı işinden memnun olduğunu, yüzde 54,1’i elde ettiği kazançtan memnun olduğunu belirtti. Genç erkeklerde çalışılan işten duyulan memnuniyet oranı yüzde 81,2, elde edilen kazançtan memnuniyet oranı yüzde 56,3 olurken genç kadınlarda ise bu oranlar yüzde 75,8 ve yüzde 49,2 olarak gerçekleşti.

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre 2024 yılında, gençlerin yüzde 65,4’ü şimdiye kadar almış olduğu eğitimden memnun olduğunu belirtti. Bu oran genç erkeklerde yüzde 64,3 iken genç kadınlarda yüzde 66,6 oldu.

Hanehalkı Bilişim Teknolojileri (BT) Kullanım Araştırması sonuçlarına göre 16-24 yaş grubundaki gençlerin İnternet aracılığı ile yürüttüğü faaliyetlerde, mesajlaşma yüzde 98,5 ilk sırayı alırken, yüzde 95,7 ile sosyal medya üzerinden profil oluşturma ve içerik paylaşma ikinci sırada yer aldı. Bunu yüzde 95,3 ile İnternet üzerinden sesli ve görüntülü arama yapma, yüzde 89,8 ile paylaşım sitelerinden video izleme takip etti. Gençlerin İnternette en az yürüttüğü faaliyet ise yüzde 6,2 ile toplumsal veya siyasal konuda online tartışma/oylamaya katılma oldu.

Paylaşın

İşsiz Sayısı 12 Milyona Dayandı

Geniş tanımlı işsiz sayısı nisan ayında 11 milyon 730 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsiz sayısı bir önceki yılın nisan ayında 9 milyon 548 bin olarak kayıtlara geçmişti.

Haber Merkezi / Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), İşsizliğin Görünümü Raporu (Nisan 2025) yayımlandı.

Rapordan öne çıkan bölümler şöyle: DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Mart 2025’te 11 milyon 730 bin kişi olarak gerçekleşti.

2023, 2024 ve 2025 Mart dönemlerinde dar ve geniş tanımlı işsizlik arasındaki makas genişlemeye devam ediyor. 2023 Mart’ta dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,1 ve resmi işsiz sayısı 3 milyon 508 bin iken geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22,4 ve geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 316 bindi.

Mart 2024’te dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,7 ve resmi işsiz sayısı 3 milyon 111 bin, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24,4 ve geniş tanımlı işsiz sayısı yüzde 9 milyon 548 bine yükseldi. Mart 2025’te ise dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 7,9 ve resmi işsiz sayısı 2 milyon 807 bin iken geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,8 ve geniş tanımlı işsiz sayısı 11 milyon 730 bine çıktı.

Son iki yılda dar tanımlı işsiz sayısı 701 bin kişi azalmış gibi görünse de geniş tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 414 bin kişi arttı. Geniş tanımlı işsizlik oranları pandemi dönemi oranlarına yakın seyrediyor. Geniş tanımlı işsizlik pandemi döneminde 28-30 aralığına kadar yükselmişti. 2014-2020 arası yüzde 15-20 aralığında seyreden geniş tanımlı işsizlik pandemi döneminde yüzde 25 seviyesinin üstüne çıkmıştı.

TÜİK’e göre dar tanımlı işsizlik 2012’den bu yana en düşük oran olsa da geniş tanımlı işsizlik pandemi günlerini yaşıyor. Geniş tanımlı işsizlik ile dar tanımlı işsizlik arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Geniş tanımlı işsizlik oranı salgın günlerindeki işsizlik oranına yaklaşarak yüzde 28,8’e ulaştı. Öte yandan dar tanımlı işsizlik yüzde 7,9’a olarak açıklandı. Geniş tanımlı işsizlik 2014 yılından bu yana (134 ay) en yüksek 4. ayında.

TÜİK tarafından yayımlanan HİA verilerine göre Mart 2025’te geniş tanımlı işsizlikte (âtıl işgücü) artış devam etti. Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 2 milyon 182 bin kişi arttı.

Geniş tanımlı işsiz sayısı Mart 2024’te 9 milyon 548 bin ve Mart 2025’te ise 11 milyon 730 bin olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsiz işsizler ile iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır.

Zamana bağlı eksik istihdam kapsamındaki artış sürüyor. Haftalık 40 saatten daha az çalışan ve imkânı olması durumunda daha çok çalışmayı isteyenleri kapsayan zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı son bir yılda 2 milyon 689 binden 3 milyon 530 bine yükselerek 841 bin kişi arttı. Zamana bağlı eksik istihdamdaki artış geçim sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Potansiyel işgücü sayısı son bir yılda 1 milyon 620 bin kişi artarak 3 milyon 773 binden 5 milyon 393 bine yükseldi. Başka bir ifadeyle yaklaşık 5 milyon kişi, çalışmak istemesine rağmen iş bulamıyor.

TÜİK tarafından açıklanan dört ayrı işsizlik türünde de kadın işsizliği erkek işsizliğinden oldukça yüksek seyrediyor. Mart 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,5 iken kadınlarda yüzde 10,6 olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde yüzde 23,1 kadınlarda ise yüzde 38,2 olarak hesaplandı. Geniş tanımlı kadın işsizliği ile geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark 15,1 puandır.

TÜİK’e göre dar tanımlı işsizlik son yılların en düşük düzeyini seyrederken birçok işsizlik türü yükselmeye devam ediyor. Mart 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik yüzde 7,9 olarak açıklanırken zamana bağlı eksik istihdam ile işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9; işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 20,1 ve âtıl işgücü oranı (işsizlik 4, geniş tanımlı işsizlik) ise yüzde 28,8 olarak açıklandı.

Mart 2025’te zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 16,3 iken kadınlarda yüzde 21,2’dir. İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 14,2 iken kadınlarda yüzde 29,9’dur.

Mart 2025 itibarıyla kadınlarda mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 271 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 813 bindir. Erkeklerde ise dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 536 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 916 bindir.

Mart 2025’te mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 38,2 ile geniş tanımlı kadın işsizliği olmaya devam ediyor.

İşsizlik türlerinde ikinci yüksek işsizlik kategorisi yüzde 28,8 ile geniş tanımlı işsizliktir. Mart 2025’te üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 23,1 ile geniş tanımlı erkek işsizliği oldu.

İşsizlerin yüzde 85’i işsizlik ödeneği alamıyor

TÜİK’in resmi dar tanımlı işsizlerin ezici çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor. İşsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle işsizlerin büyük çoğunluğu işsizlik ödeneğinden yararlanamıyor.

Mart 2025’te TÜİK toplam dar tanımlı işsiz sayısını 2 milyon 807 bin kişi olarak açıkladı. İŞKUR’un Mart 2025 İşsizlik Sigortası Bültenleri verilerine göre ise bu ayda işsizlik ödeneği alabilenlerin sayısı 473 bin 626’dır. Böylece Mart 2025’te resmi işsizlerin sadece yüzde 14,9’u işsizlik ödeneği alabildi.

Yaklaşık 2,3 milyon işsiz işsizlik ödeneğinden yoksun kaldı. Bu da işsizlerin yüzde 85’inin işsizlik ödeneği alamadığı anlamına geliyor.

Paylaşın

Yılın İlk Çeyreğinde İşsizlik Oranı Yüzde 28,5

Geniş tanımlı işsizlik oranı 2025 yılının ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,4 puanlık artış ile yüzde 28,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,4 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 19,6 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İşgücü İstatistikleri I. Çeyrek: Ocak – Mart 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 183 bin kişi azalarak 2 milyon 884 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık azalış ile yüzde 8,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 6,6, kadınlarda yüzde 11,2 olarak tahmin edildi.

İstihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 266 bin kişi azalarak 32 milyon 389 bin kişi, istihdam oranı ise 0,5 puanlık azalış ile yüzde 48,9 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,3 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti.

İşgücü 2025 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 449 bin kişi azalarak 35 milyon 273 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,8 puanlık azalış ile yüzde 53,3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,0, kadınlarda ise yüzde 36,0 oldu.

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık azalış ile yüzde 15,0 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 10,8, kadınlarda ise yüzde 22,7 olarak tahmin edildi.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 171 bin kişi, sanayi sektöründe 61 bin kişi, hizmet sektöründe 37 bin kişi azalırken inşaat sektöründe 3 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14,3’ü tarım, yüzde 20,8’i sanayi, yüzde 6,6’sı inşaat, yüzde 58,2’si ise hizmet sektöründe yer aldı.

İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2025 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,6 saat artarak 43,5 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2025 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,4 puanlık artış ile yüzde 28,5 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,4 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 19,6 olarak tahmin edildi.

Paylaşın

TÜİK’e Göre Ücretli Çalışan Sayısı Yüzde 0,6 Arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın mart ayında 15 milyon 224 bin 973 kişi iken, mart ayında 15 milyon 320 bin 987 kişi oldu.

Haber Merkezi / Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Mart ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 2,6 azaldı, inşaat sektöründe aynı kaldı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 2,7 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0,2 azaldı. Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Mart ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,7, inşaat sektöründe yüzde 0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ücretli Çalışan İstatistikleri Mart 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın mart ayında 15 milyon 224 bin 973 kişi iken, mart ayında 15 milyon 320 bin 987 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Mart ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe yüzde 2,6 azaldı, inşaat sektöründe aynı kaldı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 2,7 arttı.

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0,2 azaldı. Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; Mart ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,7, inşaat sektöründe yüzde 0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,1 arttı.

Paylaşın

Türkiye, Avrupa’da En Uzun Mesai Yapılan Ülke

Türkiye, ortalama 43,1 saat ile Avrupa’da en uzun mesai haftasına sahip ülke oldu. Türkiye’yi 41,3 saat ile Sırbistan, 41,2 saat ile Bosna Hersek ve 39,8 saat ile Yunanistan takip etti.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), haftalık çalışma saatine ilişkin bülten yayımladı.

BloombergHT’nin aktardığına göre; Eurostat, Avrupa Birliği’nde (AB) 20-64 yaş aralığındaki hem tam zamanlı hem de yarı zamanlı çalışanların haftalık çalışma saati ortalamasını 36 saat olarak açıkladı.

Haftalık çalışma saati ülkelere göre incelendiğinde ise önemli farklar görülüyor. Çalışma saati en yüksek olan ülkeler; 43,1 saat ile Türkiye, 41,3 saat ile Sırbistan, 41,2 saat ile Bosna Hersek ve 39,8 saat ile Yunanistan olarak açıklandı.

Haftalık çalışma saati en düşük olan ülkeler ise 32,1 saat ile Hollanda, 33,7 saat ile Norveç ve 33,9 saat ile İrlanda oldu.

Cinsiyete göre incelendiğinde, AB’de kadınların haftalık çalışma süresi 33,3 saat iken, erkeklerin 38,2 saat olduğu görüldü.

Çalışma saatleriyle ilgili olarak İngiltere, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’ya ilişkin verilerin açıklanmamış olması da dikkat çeken bir detay.

AB’de 2024 yılında haftada en çok çalışılan ekonomik faaliyetler; 41,2 saat ile tarım, ormancılık ve balıkçılık, 38,8 saat ile madencilik ve taş ocağı işletmeciliği, 38,7 saat ile inşaat oldu. Haftalık en kısa çalışma süreleri ise 26,7 saat ile hanehalkı faaliyetlerinde işverenler ve 31,9 saat ile eğitim sektöründe görüldü.

Eurostat, Türkiye’ye ilişkin verileri de açıkladı. Buna göre en uzun çalışma saatine sahip ekonomik faaliyetler; 48,6 saat ile konaklama ve yemek hizmetleri, 48,3 saat ile insan sağlığı ve sosyal hizmetler oldu. En kısa çalışma süresi ise 34 saat ile eğitimde kaydedildi.

Öte yandan, Türkiye’de kadınların haftalık ortalama çalışma süresi 39,7 saat, erkeklerin ise 44,8 saat olarak açıklandı.

Paylaşın

Açlık Sınırı 23 Bin 590 Liraya Çıktı

Nisan ayında, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı yani açlık sınırı 23 bin 590 liraya yükseldi. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı ise 81 bin 599 liraya çıktı.

Haber Merkezi / Tek başına yaşayan bir bireyin hem sağlıklı beslenebilmesi hem de barınma, ulaşım, sağlık gibi zorunlu giderlerini karşılayabilmesi için aylık en az 37 bin 813 liraya çıktı.

Bu veriler, Türkiye’de artan yaşam maliyetlerinin ve giderek derinleşen ekonomik krizlerin aile bütçeleri üzerindeki ağır baskısını bir kez daha ortaya koyuyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Nisan 2025 dönemine ait ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’ sonuçları yayımlandı.

Verilere göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Nisan 2025 için 23 bin 590 lira oldu. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 81 bin 599 lira olarak gerçekleşti.

Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 6 bin 578, bu değer yetişkin bir kadın için 6 bin 240, 15-18 yaş bir genç için 6 bin 594, 4-6 yaş arası bir çocuk için 4.179 lira oldu. Sağlıklı bir biçimde beslenmenin toplam aile bütçesine maliyeti ise 23 bin 590 lira olarak tespit edildi.

Eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma, ulaşım gibi giderler ile birlikte bir ailenin yapması gereken harcama tutarı 81 bin 599 liraya ulaştı. Tek başına yaşayan bir kişinin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için yapması gereken mutfak harcamaları ile yaşamını idame ettirmek için yapması gereken barınma, ulaşım, eğitim, sağlık vb. harcamalarının toplam tutarı ise en az 37 bin 813 lira oldu. Buna göre tek başına yaşayan bir kişi için yoksulluk sınırı 37 bin 813 lira olarak tespit edildi.

Günlük harcamalarda Nisan 2025 dönemi için en yüksek maliyet grubunu 211.82 liralık harcama gereksinimi ile süt ve süt ürünleri grubu oluşturdu. İkinci en yüksek maliyetli harcama grubu 210,57 liralık harcama gereksinimi ile meyve ve sebze oldu. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 161.50, ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 69.83, katı yağ ve sıvı yağ ise 40.44 lira masraf yapılması gereken ürün grubu oldu. Yumurta için 18.74, şeker, bal, reçel ve pekmez için ise 19.04 lira harcama yapılması gerekmekte.

Et, yumurta ve kurubaklagil en maliyetli grup

Daha dar bir gruplandırmaya göre harcamalarda Et, yumurta ve kurubaklagil yüzde 27.6 ile ilk sıradayken, süt ve süt ürünleri grubunun payı yüzde 26.94. Meyve ve sebze grubunun payı ise yüzde 26.78 olarak tespit edildi. Ekmek, makarna vb.’nin toplam içindeki payı yüzde 11.11, diğer gıda harcamalarının toplam içindeki payı ise yüzde 7.57 oldu.

Her bir aile ferdinin sağlıklı beslenmesi için gereksinim duyduğu gıda grubu ve alması gereken kalori miktarı farklılık göstermektedir. Örneğin tüketilmesi gereken ekmek miktarı kadın ve erkek açısından anlamlı düzeyde farklıdır. Süt ve süt ürünleri tüketiminde 10-18 yaş arasındaki bir gencin harcama gereksinimi, yetişkin erkek ve kadından fazlayken, yumurta 4-6 yaş grubu için daha önemlidir. 4-6 yaş arası bir çocuğun tüketmesi gereken yumurta miktarı yetişkinlerden fazladır.

Paylaşın

İşsizlik Fonu Patron Fonuna Dönüştü!

Nisan ayında, İşsizlik Fonu’ndan patronlara 12,8 milyar lira ödenirken, işsizlere 2,7 milyar liralık ödeme yapıldı. Başka bir ifadeyle patronlara ödenen teşvik tutarı, işsizlere yapılan ödemenin 4,66 katı oldu.

İşçilerin ücretlerinden yapılan kesintilerle oluşan İŞKUR bünyesinde bulunan İşsizlik Sigortası Fonunda yağma büyüdü.

Bu yılın ilk 4 ayında İşsizlik Fonundan patronlara verilen teşvik tutarı (İşbaşı eğitim programı ve aktif iş gücü programı dahil) ocak-nisan döneminde 51,3 milyar TL oldu. Buna göre şirketlere verilen teşvik tutarı aynı dönemde işçilere ödenen işsizlik tutarının iki katını aştı.

Türkiye’de 12,5 milyon geniş tanımlı işsiz bulunurken, İşsizlik Fonundan yararlanabilen işçi sayısı oldukça sınırlı kaldı.

Nisan ayında işsizlere 2,7 milyar TL ödeme yapıldı. Mart 2002 tarihinden 30 Nisan 2025 tarihine kadar işsizlik ödeneğine 21 milyon 332 bin 762 kişi başvururken, 11 milyon 505 bin 313 kişi ödenek aldı. İşsizlere ödenen ortalama işsizlik maaşı aylık 10 bin 895 TL oldu.

Nisan ayında patronlara ödenen teşvik tutarı ise 12,8 milyar TL oldu. Nisan ayında patronlara ödenen teşvik tutarı, işsizlere yapılan ödemenin 4,66 katı oldu.

İşsizlik Sigortası Fonunun toplam varlığı nisan ayında bir önceki aya göre 25 milyar 463 milyon 435 TL artış göstererek 427,5 milyar TL seviyesine ulaştı.

İŞKUR’un “İşsizlik Sigortası Fonu bülteni”nde yer alan verilere göre, mart sonu itibarıyla 402 milyar 19 milyon 578 bin TL olan Fonun menkul kıymet ve nakit varlığı, nisan sonunda 427 milyar 483 milyon 13 bin TL seviyesine yükseldi.

Bültende verilen bilgiye göre, 9 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla Fon varlığı 420 milyar 729 milyon 351 bin TL oldu. Fon varlığının yüzde 75,60’ı tahvilde, yüzde 22,85’i mevduatta ve yüzde 1,55’i Takasbank para piyasasında değerlendirildi.

(Kaynak: Evrensel)

Paylaşın

Nisan Ayında 152 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

2025 yılının dördüncü ayında en az 152 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İnşaat, tarım, taşımacılık, hizmet ve metal işkolları en fazla ölümün meydana geldiği işkolları oldu.

Haber Merkezi / İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) Nisan 2025 İş Cinayetleri Raporu’nu yayınladı. Buna göre; Nisan ayında en az 152 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.. Böylece 2025 yılının ilk üç ayında iş cinayeti sayısı 611’e ulaştı.

Nisan ayında inşaat, tarım, taşımacılık, ticaret/büro/eğitim/sinema ve metal işkollarındaki ölümler ilk sıralarda yer alıyor. İş cinayetlerine sektörel olarak baktığımızda ise sanayide 49 işçi, hizmette 37 işçi, inşaatta 35 işçi ve tarımda 31 işçi hayatını kaybetti.

Tarımda orman işçileri, sanayide ve inşaatta kayıtdışı çalışanlar, uzun yol şoförleri; yatay kesen olarak güvencesiz çalışanlar en çok iş cinayetlerinde ölen işçilerdir.

İnşaatlardaki yüksekten düşmeler işkolundaki ölümlerin yüzde 33’ünü, trafik kazası taşımacılık işkolundaki ölümlerin yüzde 90’ını, ezilmeler tarımdaki ölümlerin yüzde 48’ini oluştururken, kalp krizi/beyin kanaması nedenli ölümler hemen hemen her sektörde meydana geldi.

Nisan ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: İnşaat, Yol işkolunda 34 işçi; Tarım, Orman işkolunda 30 emekçi (15 işçi ve 15 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 13 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 11 işçi; Metal işkolunda 9 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 7 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 6 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 6 işçi; Madencilik işkolunda 5 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 5 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 3 işçi; Enerji işkolunda 3 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 3 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 2 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 1 işçi; İletişim işkolunda 1 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 1 işçi; Eldeki veriler ışığında çalıştığı işkolu belirlenemeyen 12 işçi.

Nisan ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Ezilme, Göçük nedeniyle 29 işçi; Trafik, Servis Kazası nedeniyle 28 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 26 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 23 işçi; İntihar nedeniyle 8 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 5 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 4 işçi; Şiddet nedeniyle 3 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 2 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 2 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 1 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 21 işçi.

Nisan ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 3 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 5 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 20 işçi, 30-49 yaş arası 70 işçi, 50-64 yaş arası 38 işçi, 65 yaş ve üstü 9 işçi, Yaşı bilinmeyen 7 işçi.

Nisan ayında Türkiye’nin 52 şehrinde ve yurtdışında beş ülkede (kısa vadeli çalışmak için gidilen veya Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti gerçekleştiği tespit edildi: 19 ölüm İstanbul’da; 7’şer ölüm Ankara ve İzmir’de; 6’şar ölüm Antalya ve Sakarya’da; 5 ölüm Şanlıurfa’da; 4’er ölüm Balıkesir, Kocaeli, Konya, Muğla ve Şırnak’ta; 3’er ölüm Aksaray, Aydın, Denizli, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Rize ve Sivas’ta; 2’şer ölüm Adana, Adıyaman, Bolu, Bursa, Çanakkale, Erzurum, Hakkari, Karabük, Kayseri, Manisa, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Samsun, Tekirdağ ve Van’da; 1’er ölüm Bilecik, Burdur, Çankırı, Çorum, Diyarbakır, Düzce, Eskişehir, Isparta, Karaman, Kars, Kastamonu, Kütahya, Mardin, Siirt, Tokat, Trabzon, Zonguldak, Burkina Faso, Kuzey Kıbrıs, Slovakya ve Suudi Arabistan’da meydana geldi

NOT: İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak tanımlıyor.

Paylaşın

Araştırma: Her 5 Kadından 1’i Çocukluğunda Cinsel Şiddete Uğruyor

Toplam 204 ülkeden veri içeren yeni bir araştırma, dünya genelinde neredeyse her beş kadından birinin 18 yaşından önce cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya koydu.

Araştırmanın kıdemli yazarlarından Dr. Emmanuela Gakidou, “Çocuklara yönelik cinsel şiddet yaygın bir insan hakları ve halk sağlığı sorunudur ve dünya bunu sona erdirmekte açıkça başarısız” dedi.

Yeni bir küresel analiz, dünya genelinde neredeyse her beş kadından birinin ve her yedi erkekten birinin 18 yaşından önce cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya koydu.

The Lancet tıp dergisinde Perşembe günü yayınlanan araştırmaya göre, çocukluk döneminde cinsel şiddet oranları kadınlar için Güney Asya’da, erkekler için ise Sahra altı Afrika’da en yüksek ancak hiçbir bölge bu “yaygın sağlık ve insan hakları sorunundan” muaf değil.

Gençliklerinde cinsel şiddete maruz kalan kişiler, yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde depresyon, anksiyete, madde bağımlılığı, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) ve astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik rahatsızlıklar gibi sağlık sorunları açısından daha yüksek risk altında.

Toplam 204 ülkeden veri içeren çalışma, çocukluk çağında cinsel şiddet konusunda bugüne kadar yapılmış en kapsamlı değerlendirmelerden biri.

Araştırmacılar çocukluk çağında cinsel şiddeti, 18 yaşından önce istenmeyen cinsel ilişkiye veya okşama ya da diğer cinsel dokunuşlar gibi cinsel temasa fiziksel olarak zorlanma veya zorlama olarak tanımladı.

Bu tanıma çevrimiçi istismar ya da sömürü dahil edilmezken, mağdur ile fail arasındaki ilişki de dikkate alınmadı.

Rapora göre, genel olarak, kadınların tahmini yüzde 18,9’u ve erkeklerin yüzde 14,8’i 18. yaş günlerinden önce cinsel şiddete maruz kaldı.

Araştırmanın kıdemli yazarlarından ve ABD merkezli Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü’nde (IHME) profesör olan Dr. Emmanuela Gakidou, “Çocuklara yönelik cinsel şiddet yaygın bir insan hakları ve halk sağlığı sorunudur ve dünya bunu sona erdirmekte açıkça başarısız,” dedi.

Avrupa’da kadınlar için çocukluk çağında cinsel şiddet oranları Karadağ’da yüzde 6,9 ile Hollanda’da yüzde 29,7 arasında değişiyor.

Tahminlere göre, erkekler için bu oranlar Belçika’da yüzde 9,7 ile Bosna Hersek’te yüzde 21 arasında değişiyor.

Ancak araştırmacılar, çocuk cinsel istismarının sıklıkla bildirilmemesi nedeniyle gerçek rakamların çok daha yüksek olabileceğini belirtiyor.

Avustralya’daki Curtin Üniversitesi’nde uluslararası sağlık profesörü olan ve çalışmaya katılmayan Jaya Dantas yaptığı açıklamada, bulguları “endişe verici” olarak nitelendirerek, “tüm ülkelerde sürveyansı destekleyen sağlık sistemlerinin geliştirilmesi için kaynak ve finansman” çağrısında bulundu.

Çalışma ayrıca, çocukların daha yüksek risk altında olabileceği zaman dilimine de ışık tutuyor.

Örneğin, çocukluğunda cinsel şiddete maruz kalmış 25 yaş ve altı kadınların yüzde 41,6’sı 16 yaşından önce, yüzde 7.7’si ise 12 yaşına gelmeden önce mağdur olmuştu.

Gakidou, “Bu kadar genç yaşta cinsel istismara maruz kalanların oranı son derece endişe verici ve tüm ülkelerin yasaları, politikaları ve uzmanların müdahale yöntemlerini iyileştirmek için acilen harekete geçmesi gerekiyor,” dedi.

Çalışma özellikle 1990’dan 2023’e kadar olan verileri inceledi ve yıllar boyunca cinsel şiddet oranlarında nispeten az değişiklik olduğunu tespit etti.

Ancak İspanya’daki La Laguna Üniversitesi’nde profesör olan ve çalışmaya katılmayan Maria Pilar Matud Aznar, bölgesel ve ülke düzeylerindeki farklılıkların “cinsel şiddet için risk ve koruyucu faktörler olduğunu” gösterdiğini söyledi.

Aznar yaptığı açıklamada, bu faktörlerin anlaşılmasının, insanların “bu tür şiddeti önlemek ve ortadan kaldırmak için programlar ve politikalar uygulamasına” yardımcı olabileceğini söyledi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın