Babacan: Devlet De Millet De Borca Batmış Durumda

Partisinin il başkanları toplantısında konuşan DEVA Lideri Babacan, “Devlet de millet de borca batmış durumda. Merkez Bankası bile borçlu, Merkez Bankası. Ülkenin para basan kurumu borca batar mı? Net döviz pozisyonu eksi 60 milyar doların dahi altına düşmüş” dedi.

Haber Merkezi / Babacan, konuşmasının devamında, “Dışarıdan swap anlaşmalarıyla aldıkları 60 milyar dolarlık borç dövizi de arka kapıdan sata sata tükettiler. Tam bir mirasyedi. Şimdi sıkıştılar. Ekonomide deniz tükendi. Hazıra dağ dayanmaz” ifadelerini kullandı.

Babacan, ayrıca, “Ülkemiz şu anda ciddi bir yol ayrımında. Korku mu, umut mu? Depresyon mu, mutluluk mu? Açlık mı, zenginlik mi? Baskı mı, özgürlük mü? Otokrasi mi, demokrasi mi? Evet, biz işte tam da demokrasiyi seçeceğimiz bir yol ayrımındayız şu an. Çünkü, Türkiye 84 milyonluk bu büyük ülke tek bir kişinin küçük dağarcığı tarafından yönetilemez. Türkiye tek bir görüşten insanların öbeklendiği bir iktidar tarafından da yönetilemez” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara’da partisinin il başkanları toplantısında konuştu. Partisinin Gaziantep’teki ilk mitingini değerlendiren Babacan’ın gündeminde ekonomi, borç krizi, geçiş süreci, tweet nedeniyle açılan soruşturma tartışması ve TTB’nin 29 Mayıs mitingi vardı. Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Devlet de millet de borca batmış durumda. Merkez Bankası bile borçlu, Merkez Bankası. Ülkenin para basan kurumu borca batar mı? Net döviz pozisyonu eksi 60 milyar doların dahi altına düşmüş. Dışarıdan swap anlaşmalarıyla aldıkları 60 milyar dolarlık borç dövizi de arka kapıdan sata sata tükettiler. Tam bir mirasyedi. Şimdi sıkıştılar. Ekonomide deniz tükendi. Hazıra dağ dayanmaz.

“Oyunu görüyoruz, kimse millete ağır bedeller ödetmeye kalkmasın”

Ekonomi dışındaki alanlarda kendilerine yeni maceralar arıyorlar. ‘Acaba ekonomi dışındaki bazı alanları istismar edip ekonomik durumun üzerini kapatabilir miyiz’ derdine düştüler. Biz bu oyunu gayet iyi görüyoruz. Bununla ilgili daha söyleyeceğimiz çok şey var. Zamanı gelince hepsini konuşacağız. Kimse bu milleti aldatmaya çalışmasın. Kimse bu millete ödettirdiği bedelin ve yanlışların üzerini kapatmak için daha ağır bedeller ödetmeye kalkmasın.

Biz, kriz çözmeyi biliriz. Biz, ülke yönetmeyi biliriz. Milletimiz de bizim bu işi iyi bildiğimizi bilir. Biz, bu ülkede iki büyük ekonomik krizi çözen bir ekibiz. Avrupa Birliği sürecinde, hukuk, adalet, insan hakları, özgürlükler ve demokrasi konusunda sessiz devrimi gerçekleştiren insanlarız. Ülkede yaşayan herkesin yaşam standartlarını yükselten, millî gelirimizi dörde katlayan bir ekibiz.  Ayinesi iştir kişinin. Lafa bakılmaz. Bu krizi 6 ayda çözeriz. Bu iş bizde.

Hem önümüzdeki seçime hem de sonraki seçimlere damgamızı vuracağız. Partimizi bir seçimlik kurmadık. Sadece meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için hazırlanmıyoruz. 2024 yerel seçimleri için de bugünden hazırlanıyoruz. O seçim günleri geldiğinde Türkiye haritasını maviye boyayacağız. Şehir şehir, ilçe ilçe kazanacağız.

“Bu millet bizi iktidara yakıştırıyor”

Halkımız kararların istişareyle alınmasını istiyor. Dürüst ve liyakatli kadroların iş başında olmasını istiyor. Biz buna talibiz. Bunu en iyi yapacak kadro biziz. Partimizi kurduk kuralı milletimize hizmet etmekten başka hiçbir amaç taşımadık, taşımıyoruz. Bu millet bizi iktidara yakıştırıyor. Başka bir yere değil. Biz bu yola muhalefet olmak için değil, iktidar olmak için çıktık.

Hiçbir zaman ‘Oldum’ demeyeceksiniz. Dinleyen, öğrenen ve herkesi kucaklayan bir anlayışla çalışmalarınızı sürdüreceksiniz. DEVA Partisi, görülmeyen insanları gören, duyulmayan insanları duyan tek siyasi partidir. Türkiye’nin yarınlarını biz inşa edeceğiz. Seçimleri biz kazanacağız.DEVA Partisi’yle geniş kesimleri iktidara taşıyacağız.

Seçimleri kazandıktan sonra ise ülkemizi asla öfke ve rövanş ortamına teslim etmeyeceğiz. Hiç merak etmeyin hır gür çıkmayacak, kaos olmayacak. Huzur ve barış içerisinde, tereyağından kıl çeker gibi bir iktidar değişikliği olacak. Kazanılmış hakları sonuna kadar koruyacağız. Hiç kimsenin helal tek bir lokması bile elinden alınmayacak.

Bu dönemde kendilerini yasalar önünde, denetimler karşısında sıkıntıya sokacak işlere bulaşmış bir avuç insan olabilir. Onlar da yaptıklarının karşılığını bağımsız ve tarafsız yargının önünde öderler. ‘Çivi çiviyi söker’, ‘Bunlar yıllarca bunu yaptı, biz de onların haklarından gelmek için şunu yaparız’ yok. Hukuk devletine yakışan; her türlü hukuksuzlukla hukuk içinde kalarak mücadele vermektir.

“Millet yaşamak için borçlanıyor”

Millette nakit kalmıyor. Kimse ay sonunu getiremiyor. Herkes ihtiyaç kredisi, kredi kartı borcu sarmalına girdi. Haftalık borç istatistiklerine göre kredi ve kredi kartı borçları son bir haftada 132 milyar lira artmış. Toplam borç 5 trilyon 776 milyar 995 milyon liraya çıkmış. Altı sıfırı atmamış olsak 5 kentilyon. İnsanlar günlük ihtiyaçlarını karşılamak için geliri ile gideri arasındaki farkı borçlanarak kapatıyor. Her ay borç ekleyerek geçimini sürdürüyor. Millet yaşamak için borçlanıyor. Çocuğu okula aç gitmesin diye borçlanıyor.

İçi boş baklavayı gösterdiler, yetmedi. İçi boş tost, içi boş benzin deposunu gösterdiler, yetmedi.Şimdi de içi boş tweet istiyorlar. İfade özgürlüğü; en temel özgürlük. En temel hak. Biz, ifade özgürlüğü konusunda çok netiz. Düşünceyi ve ifadeyi özgürleştireceğiz. İktidara geldiğimizde kimsenin tweet atarken elleri titremeyecek. Sosyal medya paylaşımını fav’ladı, like’ladı diye kimsenin kapısında ertesi sabah polis belirmeyecek. Teminatı da hukuk olacak. Biz kimsenin haksız yere adliye koridorlarında sürünmesine razı olmayacağız.

“Engellemelere rağmen Gaziantep’i salladık”

Geçtiğimiz cumartesi günü Gaziantep’te partimizin ilk mitingini gerçekleştirdik. İktidarın türlü türlü oyunlarına, türlü türlü engellemelerine rağmen on binlerce vatandaşımızla Gaziantep’i salladık. Zorluklar, zahmetler çıkarmaya çalıştılar. Evelallah her birinin üstesinden geldik.

Miting vaktinden 2 saat evvel çektikleri drone görüntülerini alelacele basına servis ettiler. Daha miting vakti gelmemiş, insanlar yavaş yavaş sahaya gelmeye başlamış. O dronu miting başladıktan sonra uçursalar da görseydik. Yapamadılar. Göreceği tablodan korktular. Önce mitingin ayak seslerinden korktular. Miting olduğunda da elleri ayaklarına dolaştı.

Pazar günü Yenimahalle İlçe Teşkilatımızın bir başka programa da engelleme girişimleri oldu. Yenimahalle muhtarlarımızın da katılacağı bir programdı. Arkadaşlarımız muhtarlarımızı davet ettiler. Muhtarlarımız da ‘Geleceğiz’ dediler. Programı ilan ettik. Gece yarısı bir anda Kaymakamlığın aklına muhtarlarımızı bir muhtar-bürokrat toplantısına davet etmek geldi.  Durdular, muhtarlarımızın taleplerini dinlemek tam da o akşam akıllarına geldi. Ayıp… Sen iktidarı ele geçirip, devletin bütün imkanlarını tek bir partiye, tek bir partinin teşkilatlarına, tek bir partinin mensuplarına kullandırırsan, bu adalet değildir.”

Babacan, Türk Tabipleri Birliği’nin 29 Mayıs’ta miting yapmak için başvuru yaptığı Ankara Valiliği’nden 1 aydır yanıt alamamasını şu sözlerle eleştirdi:

“İktidar partisinden değilsen eylemin yasaklanıyor diye. Demokrasi tek ses değildir. Demokrasi tüm meslek örgütlerinin, sivil toplumun, tüm milletin, tek bir partiyi veya tek bir kişiyi düşünmesi değildir. Şu yoldan bir çekilin kenara. Demokratik haklarını kullanmak isteyen insanların önüne geçmeyin.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir