İsveç’in NATO’ya Üyeliğinde Yeni Gelişme: Dışişleri Komisyonu’nda Kabul Edildi

İsveç’in NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) kabulüne ilişkin teklif, AK Parti, MHP ve CHP’nin oylarıyla TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi. Teklife, İYİ Parti hayır oyu verirken, DEM Parti ise oylamaya katılmadı.

Haber Merkezi / Üyeliğin onaylanması için düzenlemenin komisyonda kabulünden sonra TBMM Genel Kurul’da oylanması şartı bulunuyor. Oylamaya katılanların yarıdan bir fazlasının oyu aranıyor.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un imzasıyla teklif haline getirilen protokol 25 Ekim’de TBMM Dışişleri Komisyonu’na havale edilmişti.

Komisyonda konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar: İsveç makamlarının her talebimizi hemen yerine getirmesi maalesef gerçekleşmiyor. Bu bir süreç. 5 yıl önce hayal bile edilemeyecek mevzuat değişikliklerini hayata geçiriyorlar. Akçapar, “Askeri-stratejik açıdan, İsveç’in de NATO’ya dahil olmasıyla, kuzeyde güvenlik boşluğu kalmayacak” dedi.

CHP Milletvekili Kani Beko söz alarak “Bizim muhatabımız İsveç mi, AB mi, ABD mi? Somut adımlar atılmazsa, kabul etmeyelim üyeliği. Bence ABD de F16 meselesinde topu kongreye atıp, kabul etmedi kongre diyecek” ifadelerini kullandı. Daha sonra söz alan CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı ise “Az önce, bakanlığın dili değişmiş dedik ama aslında iktidarın dili değişmiş” dedi.

MHP’nin temsilcisi Kamil Aydın ise, “Siyasi duruş kendini göstermeli, önce ülke ve millet diyeceğiz, sonra parti” dedi. İsveç’le ilgili sürecin bu komisyonda verilen kararla sonlanmayacağını, Genel Kurul’da ve pek çok mecrada devam edeceğini belirten Aydın, sürecin iç siyasete malzeme edilmesini eleştirdi ve “Önce ülkenin alî menfaatleri” dedi.

İktidarın seçim öncesinde bu konuyu siyaset malzemesi olarak kullandığını hatırlatan İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, hükümet ve muhalefetin milli güvenliği ilgilendiren konularda uzlaşması gerektiğini söyledi. NATO’nun gelişmesine prensip olarak karşı olmadıklarını söyleyen Zorlu, “Güvenliğimizi önce kendi sınırlarımızda sağlamakla sorumluyuz” dedi.

İsveç’in NATO üyeliği konusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki son görüşmede de gündeme gelmişti. Erdoğan, Biden’ın kendisine “F16 modernizasyonuna ilişkin onay süreci ile İsveç üyeliği sürecini eş zamanlı yürütmeyi” teklif ettiğini aktarmıştı.

İki ülkenin NATO’ya başvurusu

Rusya’nın Ukrayna işgalinin ardından İsveç ve Finlandiya, NATO’ya katılım başvurusu yaptı. Ancak Türkiye, iki ülkenin Ankara’nın “terörist olarak nitelendirdiği grupları koruduğu” gerekçesiyle itirazda bulundu. Finlandiya’nın üyelik başvurusunu nisan ayında onay veren Türkiye, Macaristan ile birlikte İsveç’e henüz onay vermiş değil.

“NATO’nun operasyon kabiliyeti gelişecek”

ABD’den yapılan açıklamada ise TBMM Dış İlişkiler Komisyonunda İsveç’in NATO’ya üyeliğine ilişkin teklifin kabul edilmesini memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Bakanlık açıklamasında, “Başkan Biden, uzun zamandır Türkiye’nin F-16 filosunun modernizasyonuna verdiği açık desteği sürdürmektedir ki bu durum NATO’nun operasyon kabiliyetini geliştirecektir” ifadelerine yer verildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ankara’ya F-16 satışına ilişkin Kongreye resmi bildirim yapılıncaya kadar bu tür dış silah satım süreçlerine ilişkin açıklama veya yorum yapamayacaklarını da belirtti.

Paylaşın

Üç Bakanlık, Süresi İçinde Hiçbir Önergeyi Yanıtlamadı

28. Dönemin başından bu yana Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a 939, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya 743, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a 127 soru önergesi gönderildi. Bu bakanlar, süresi içinde hiçbir önergeyi yanıtlamadı.

Konuya ilişkin değerlendirme yapan CHP Milletvekili Hikmet Yalım Halıcı “Biz burada temsil ettiğimiz vatandaşlarımızın refahı, ülkemizin huzuru ve Cumhuriyetimizin geleceği adına denetleme yetkimizi kullanmaya çalışıyoruz” dedi ve ekledi:

“Bakanlar şeffaf şekilde bu halktan toplanan vergilerin ve ülke adına yapılan işlerin hesabını vermekle yükümlüler. Ancak tek adamlık rejiminde bakanlar Meclise değil Saraya hesap verme derdinde. 83 milyonu değil, 1 kişinin ağzına bakıyorlar. O nedenle Milletvekillerinin önergeleri yanıtsız bırakılıyor, cevaplananlar ise sözde yanıtlar içeriyor. Denetimin olmadığı yerde demokrasi olmaz, hırsızlık olur.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Isparta Milletvekili Hikmet Yalım Halıcı Meclis Başkanlığına milletvekillerinin soru önergelerine süresi içinde yanıt veren ve önergeleri yanıtsız bırakan bakanları sordu. Soru önergesine Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ yanıt verdi.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Bozdağ’ın yanıtına göre milletvekilleri, 28. Dönemin başından bu yana Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a 939, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya 743, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a 127 soru önergesi gönderdi. Bu bakanlar süresi içinde hiçbir önergeyi yanıtlamadı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç süresi geçtikten sonra 28 önergeyi yanıtlarken, 64 önergenin yanıtlanma süresinin devam ettiği görüldü. Bakan Tunç 847 soru önergesini yanıtsız bıraktı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 418 önergeyi süresi geçtikten sonra yanıtlarken, 76 önergenin yanıtlanma süresinin devam ettiği görüldü. İçişleri Bakanı Yerlikaya 249 önergeyi yanıtsız bıraktı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy süresi geçtikten sonra 25 önergeyi yanıtlarken 77 önergeye halen yanıt vermedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 285 soru önergesinin 173’ünü süresi içinde yanıtladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş 205 soru önergesinin 104’ünü süresi içinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 358 önergenin 126’sını; Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki 524 önergenin 193’ünü, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 55 önergenin 22’sini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar 159 önergenin 84’ünü, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak 120 önergenin 36’sını,

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 180 önergenin 98’ini, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 450 önergenin 201’ini, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler 48 önergenin 33’ünü, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 504 önergenin 117’sini, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır 52 önergenin 30’unu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı 539 önergenin 64’ünü, Ticaret Bakanı Ömer Bolat 97 önergenin 32’sini ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu 316 önergenin 214’ünü süresi içinde yanıtladı. Bakanlara toplamda 5731 soru önergesi verildi. Bunların 1553’ü süresi içinde yanıtlanırken 2644 tanesi yanıtsız bırakıldı.

Soru önergesinin Anayasal bir denetleme yetkisi olduğunu belirten Hikmet Yalım Halıcı “Biz burada temsil ettiğimiz vatandaşlarımızın refahı, ülkemizin huzuru ve Cumhuriyetimizin geleceği adına denetleme yetkimizi kullanmaya çalışıyoruz. Bakanlar şeffaf şekilde bu halktan toplanan vergilerin ve ülke adına yapılan işlerin hesabını vermekle yükümlüler. Ancak tek adamlık rejiminde bakanlar Meclise değil Saraya hesap verme derdinde. 83 milyonu değil, 1 kişinin ağzına bakıyorlar. O nedenle Milletvekillerinin önergeleri yanıtsız bırakılıyor, cevaplananlar ise sözde yanıtlar içeriyor. Denetimin olmadığı yerde demokrasi olmaz, hırsızlık olur” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi TBMM Başkanlığına bu dönemde 1338 kanun teklifi verdi. Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi 159, Milliyetçi Hareket Partisi 50, İyi Parti 21, Saadet Partisi 4, Türkiye İşçi Partisi 10 kanun teklifi verdi. Bu kanun tekliflerinin hiçbiri yasalaşmadı. Muhalefetin verdiği Meclis Araştırma önergelerinin hiçbirisi Meclis Genel Kurulunda kabul edilmedi.

Bunların içinde çocuğa yönelik istismar, kadın cinayetleri, yolsuzluk, satılan vatandaşlık, yargıdaki liyakatsiz yapılanma, sınır güvenliği, çiftçilerin sorunları, emekçi cinayetleri, uyuşturucu, mafyalar, sığınmacı sorunu, yabancılara konut ve toprak satışı, deprem önlemleri, bağış kampanyalarında toplanan ancak yatırılmayan paraların araştırılması gibi başlıkların yer aldığı Araştırma Önergeleri Cumhur İttifakı Milletvekillerince kabul edilmedi.

Paylaşın

2024 Yılı Bütçesi Kabul Edildi: 317 Evet, 249 Hayır

2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edildi. Bütçeye ilişkin 566 milletvekili oy kullandı: 317 evet, 249 hayır.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi” 17 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu. 2024 yılı bütçesi, TBMM Genel Kurulu’nda geçerli 566 oydan 317 kabul, 249 ret oyu ile onaylandı.

2024 yılı bütçe teklifinin hayırlı olmasını dileyen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerinde görüşmelerimizi tamamladık. 2024 bütçesi ülkemize, devletimize ve milletimize hayırlı olsun” ifadelerine yer verdi.

Giderin 11 trilyon 89 milyar lira olduğu bütçenin geliri ise 8 trilyon 437 milyar 100 milyon lira olarak hesaplandı. Bütçe teklifi itibariyle gelir vergisi 1 trilyon 188,9 milyar lira, kurumlar vergisi 1 trilyon 275,7 milyar lira, katma değer vergisi 2 trilyon 497,7 milyar lira, özel tüketim vergisi 1 trilyon 403,9 milyar lira, diğer vergi gelirleri 1 trilyon 41,5 milyar lira ve vergi dışı gelirler 1 trilyon 29,4 milyar lira olarak öngörüldü.

Bütçe teklifinde, “Savunma ve Güvenlik” alanında 1 trilyon 133 milyar 500 milyon lira harcama yapması öngörüldü. Eğitim için 1 trilyon 615 milyar lira, sağlık için 1 trilyon 650 milyon lira ve sosyal yardımlar için 497 milyar lira bütçe ayrıldı. Tarım sektörüne ise sadece 384 milyar lira ödenek planlandı. 2024 yılında personel giderleri için toplam 2 trilyon 865,9 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri içinse 669,8 milyar lira öngörüldü. Bütçe giderleri dağılımında 1 trilyon 254 milyar lira ise “faiz” kalemi için hesaplandı.

Paylaşın

AK Partili Vekiller Erdoğan’ı Övgüye Boğdu

TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında kürsüye çıkan AK Partili milletvekillerinin büyük kısmı bakanlıkların bütçe sunumundan aldıkları yatırım, icraat bilgileri ve verileri içeren konuşmalar yaptı. Neredeyse tek bir eleştiri ya da öneri içermeyen konuşmalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan için övgü yarışına girildi.

Öte yandan bütçe görüşmelerinde, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve gelmesinin ardından ekonomideki “olumlu gelişmeleri” anlattı, “Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız” dedi. Şimşek’in konuşması AK Parti milletvekillerince yoğun alkış alınca muhalefet partilerinden uyarı geldi.

Meclis Genel Kurulu’nda on günü geçen bütçe görüşmelerinde her siyasi parti grubu adına bir saat süren konuşmalar yapıldı. Konuşma sürelerinin milletvekillerine dağılımı her partide farklı oldu. En çok milletvekiline sahip olan AK Parti grubunda 1 saat, 10-12 milletvekili arasında paylaştırıldı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; 4-5 dakikalık konuşmalar için kürsüye çıkan AK Partili milletvekillerinin büyük kısmı bakanlıkların bütçe sunumundan aldıkları yatırım, icraat bilgileri ve verileri içeren konuşmalar yaptı. Neredeyse tek bir eleştiri ya da öneri içermeyen konuşmalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan için övgü yarışına girildi.

Meliha Akyol, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde eser ve hizmet siyasetimize tüm gücümüzle devam edeceğiz”, Ömer Oruç Bilal Debgici, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yirmi bir yıldır neyin sözünü verdiysek bir bir yerine getirdik, neyi hayal ettiysek milletimizin hizmetine sunduk”, Celalettin Köse, “Erdoğan liderliğinde, AK Parti hükûmetleri döneminde ülkemizde âdeta reform niteliğinde dev yatırımlar hayata geçirilmiştir”,

Mustafa Oğuz, “Erdoğan’ın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz reformlar ve yaptığımız yatırımlar sayesinde dün hayal denilen birçok proje bugün gerçek olmuştur”, Kaan Koç, “Cumhurbaşkanımız liderliğinde geçen son yirmi bir yıl içerisinde ulaşımda, özellikle kara yollarında tam bir devrim gerçekleştirdik”, Adem Çalkın, “Ülkemizde temel hak ve hürriyetlerin korunması ve demokratik adımlar konusunda cumhuriyet tarihimizin en köklü adımları Cumhurbaşkanımız Erdoğan liderliğinde AK Parti iktidarı döneminde atılmıştır”,

Zehranur Aydemir, “Her bir projenin arkasında güçlü bir irade, büyük bir vizyon ve sistematik çalışma var. Bu irade ve vizyonun sahibi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır”, Nilhan Ayan, “Yaparsa AK Parti yapar, yaparsa Recep Tayyip Erdoğan yapar, yaparsa Cumhur İttifakı yapar”, Mahmut Rıdvan Nazırlı, “Recep Tayyip Erdoğan Gazze konusundaki hassasiyetinin sadakasını verse herkese yeter” Mesut Bozatlı, “Cumhurbaşkanımızın hafızalarımızdan silinmeyen cümlesinde dediği gibi, AK Parti’mizin kurulup iktidara gelmesiyle Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı”,

Seda Sarıbaş, “Sözlerime, arşivi milletin ve devletin hafızası olarak tanımlayan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir cümlesiyle başlamak istiyorum: “Hafızası olmayan milletler nereden geldiklerini, bugün nerede durduklarını ve nereye gideceklerini asla bilemezler” sözleri dikkat çeken övgülerden sadece birkaçı oldu.

“Ülkeyi batırdınız, onu mu alkışlıyorsunuz?”

2014 yılı bütçe görüşmelerinde, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve gelmesinin ardından ekonomideki “olumlu gelişmeleri” anlattı, “Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız” dedi. Şimşek’in konuşması AK Parti milletvekillerince yoğun alkış alınca muhalefet partilerinden uyarı geldi.

İYİ Parti Grup Başkanı Erhan Usta, “Sayın Bakan, AK Parti Grubunun alkışlarına bakmayın. Geçen yıl da aynı şekilde Nebati’yi alkışlıyorlardı” diye uyarırken Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya da, “Bu alkışlara güvenmeyin. Sizden önce de başkasını alkışlıyorlardı” dedi. CHP Milletvekili Cavit Arı ise alkışlayanlara, “Neyi alkışlıyorlar? Ülkeyi batırdınız, onu mu alkışlıyorsunuz? Emekliyi batırdınız, onu mu alkışlıyorsunuz?” sözleriyle tepki gösterdi.

Paylaşın

CHP Milletvekili Ali Fazıl Kasap Geçici Olarak Saadet Partisi’ne Geçti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, geçici olarak Saadet Partisi’ne katıldı. Saadet Partisi, Ali Fazıl Kasap’ın katılımıyla, TBMM’de yeniden grup oluşturma çoğunluğunu elde etti.

Saadet ve Gelecek Partisi’nin sandalye sayısı, Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in vefatıyla 19’a düşmüş ve Meclis’te grup kurmak için gerekli olan en az 20 milletvekiline sahip olma kriterini kaybetmişti.

Konuya ilişkin açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, yarından itibaren Saadet Partisi Grubu’nun TBMM’de temsil edileceğini söyleyerek, “Muhalefetin söz hakkının kısıtlanmaması amacıyla bu tavrı almış bulunuyoruz. Tüm siyasal partilerden de bu tavra destek bekliyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap Saadet Partisi’ne katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in ölümü ile meclis grubu düşen Saadet Partisi’nin bütçe görüşmelerinde söz sahibi olabilmesi için, Kasap’ın geçici olarak bu partiye geçeceğini bildirdi.

CHP Gençlik Kolları’nın Manisa’da düzenlediği organizasyona katılan Özel, burada yaptığı açıklamada, “Hasan Bitmez hayatını kaybedince İçtüzük gereğince 20 olması gereken grup üye sayısı 19’a düştü ve Saadet grubunun düşmesi söz konusu. Bugün de bütçe görüşmeleri devam ediyor. (…) Eğer Saadet Partisi sözünü söyleyemez hale gelirse, bu demokrasi açısından da çok ayıp, hele hele Hasan Bitmez’in son nefesine kadar kürsüde sözünü söylemeye çalışan gayreti göz önüne getirilince, kendisinin hatırasına da saygısızlık olur. Biz bu grubun düşmemesi gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Partisinin Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, CHP grubu adına fedakarlıkta bulunup bütçe görüşmeleri boyunca Saadet Partisi’nde yer alacağını duyuran Özel, Saadet Partisi genel Başkanı Temel Kararmollaoğlu ile Cuma günü yaptıkları görüşmede, Karamollaoğlu’nun, gruplarının düştüğünü “nezaketle hatırlattığını” ve bunun üzerine kendilerinin, “üzerlerine düşeni yapacaklarını söylediklerini” aktardı.

“CHP kürsü hakkını savunur, muhalefet hakkını, söz hakkını savunur. Bütçe görüşmeleri sırasında Saadet Partisi’ne çeşitli katılımlar olabilecektir. Diğer partilerle iş birliği yaparak grup kuracak sayıyı tuttururlar” diyen Özel, “O sağlanana kadar söz haklarını kaybetmemeleri için bir milletvekilimizi Saadet Partisi grubunda görev yapmak üzere talimatlandırmış durumdayım” ifadelerini kullandı.

Özgür Özel’in bu açıklamasının ardından, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak, Hasan Bitmez’in hayatını kaybetmesinin ardından, Saadet Partisi TBMM Grubu’nun içtüzüğün grup olma şartını kaybetmesi üzerine CHP Grubu’nun aldığı kararı açıkladı.

Günaydın açıklamasında, “TBMM’de muhalefetin söz hakkının kısıtlanmaması, halkın yaşadığı gerçeklerin tüm açıklığıyla ve etkinlikle TBMM kürsüsünden ifade edilmesine olanak tanınması ve bu çerçevede bütçe görüşmeleri süresi ile kısıtlı olmak kaydıyla, Kütahya Milletvekilimiz Sayın Doktor Ali Fazıl Kasap, CHP’den istifa ederek bu amaçla Saadet Partisi Grubu’na geçmiş bulunuyor. Yarından itibaren Saadet Partisi Grubu burada temsil edilecek. CHP olarak muhalefetin söz hakkının kısıtlanmaması amacıyla bu tavrımızı almış bulunuyoruz. Diğer tüm siyasi partilerden de bu tavra destek bekliyoruz” dedi.

Hasan Bitmez’in ölümü

Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili 53 yaşındaki Hasan Bitmez, 12 Aralık’ta Meclis kürsüsünde yaptığı konuşma sırasında kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılmıştı. Yapılan tedaviye yanıt vermeyen Bitmez 14 Aralık’ta hayatını kaybetti.

Paylaşın

Demokrat Parti’den Gelecek Ve Saadet Partisi’ne “Grup” Desteği

Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in hayatını kaybetmesi sonrası Saadet Partisi Grubu’nun düşmemesi için Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun’un Saadet Partisi’ne katılacağı öne sürüldü.

Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, son seçimlere Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden girmiş; toplamda 38 milletvekili çıkarmıştı.

Serbestiyet’ten Hilal Köylü’nün haberinde, bunun önüne geçmek için Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun’un Saadet Partisi’ne katılacağı öne sürüldü.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamaollaoğlu ile temasta olduğu, Demokrat Partili bir vekilin Saadet Partisi’ne geçeceği iddia edildi.

Demokrat Parti, DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi, son seçimlere CHP listelerinden girmiş; toplamda 38 milletvekili çıkarmıştı.

Bu partilerden 15 vekilli DEVA ve 3 vekilli DP grup kurmazken; 10’ar vekili olan Saadet ve Gelecek partileri Saadet Partisi çatısı altında grup kurmuştu. Bitmez’in ölümü, grup kurmak için gerekli 20 milletvekili sayısına ulaşmayı da ortadan kaldırmıştı.

Hasan Bitmez hayatını nasıl kaybetti?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 12 Aralık Salı fenalaştıktan sonra hastanede tedavi altına alınan Hasan Bitmez hayatını kaybetmişti.

Bitmez, fenalaşmadan önce AKP’nin Filistin’e saldıran İsrail’e yönelik politikalarını eleştiriyordu. Buradaki tartışmada AKP sıralarından kendisini hedef alan ifadeler kullanırken; bu ifadelerin en ağırı AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den gelmişti.

Bitmez, konuşması bitirdikten hemen sonra fenalaşarak yere yığıldı ancak AK Partililerin hedef alması devam etmişti. Meclis tutanaklarına göre Bitmez yere yığılınca AK Parti grubundan “Allah’ın gazabı böyle olur” ifadeleri sarf edilmişti.

Gazeteci İsmail Saymaz’a konuşan CHP’liler bu ifadeyi kullananın Özlem Zengin olduğunu öne sürmişlerdi.

Özlem Zengin, Bitmez’in hayatını kaybetti haberi gelince sosyal medya hesabından şöyle bir başsağlığı mesajı paylaştı: “Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, Saadet Partisi camiasına ve Meclisimize başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun.”

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in bu mesajı tepkilere neden olmuştu.

Paylaşın

“Saadet – Gelecek Meclis Grubu” Düştü

Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in hayatını kaybetmesinin ardından, Saadet ve Gelecek Partisi’nin oluşturduğu Saadet ve Gelecek Meclis Grubu’nda vekil sayısı 19’a düştü. Böylelikle iki partinin de Meclis’teki grubu da düşmüş oldu.

Haber Merkezi / 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinden seçime giren ve 10’ar milletvekili çıkaran Saadet ve Gelecek partileri, Temmuz ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ortak grup kurmuştu.

Grubun düşmemesi için Saadet ve Gelecek Meclis Grubu’na bir milletvekilinin katılması gerekiyor. Grubun varlığını devam ettirebilmesi için gözler DEVA Partisi’ne çevrildi. DEVA, 14 Mayıs’taki genel seçim sonrasında grup kurma görüşmelerinden çekilmiş, bunun üzerine Gelecek Partili 10 isim Saadet Partisi’ne geçmişti.

Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin mecliste grup kurması sayesinde Başkanlık Divanında ve İhtisas komisyonlarında üye bulundurma, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda (RTÜK) üye bulundurma, genel kurulda yapılan görüşmelerde grup adına 20 dakika konuşma, Genel Kurul’da genel görüşme açma ve genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı çıkarma gibi haklar elde etmişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grubu olan partiler sahip olduğu bazı haklar nedeniyle grubu olmayan partilere göre daha etkililer.

Saadet Partisi ve Gelecek Partisi TBMM’de grup kurma aşamasında ittifakın gerekçelerini şöyle sıralamışları;

Geniş toplum kesimlerinin önüne daha güçlü bir alternatif koyabilmek,
Siyasi yelpazedeki dağınıklığı giderebilmek,
Muhalefetin TBMM’ndeki denetim gücünü artırabilmek,
Genel seçimler sonrası oluşan alternatifsizlik duygusuna dayalı karamsar toplumsal psikolojiyi dağıtarak yeni bir umut ve vizyon dalgası oluşturmak,

Yerel seçimlere hazırlıkları daha etkin şekilde yürütebilmek,
İktidarın milli ve manevi değerlerimizi istismar ederek sürdürdüğü otoriter yolsuzluk düzenine karşı siyasi ahlak başta olmak üzere ortak değerlerimizi siyasi hayatımıza egemen kılmak,

Yanlış ekonomik politikaların yol açtığı yoksullaşma süreci ile büyük bir çoğunluğu açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakılan halkımızın gür sesi olmak,
Temel hak ve özgürlükler bağlamında siyasi çıkarları değil insan onurunu ve adaleti yücelten bir siyasi iklimin oluşmasını sağlamak,
İktidarın kutuplaştırmaya, sloganlara ve kaba hakaret diline dayalı siyaset yöntemine karşı ortak aidiyet bilincine, akla, vicdana ve siyasi nezakete dayalı bir siyaset yöntemine öncülük edebilmek.

Paylaşın

Yılmaz’dan ‘Enflasyon’ Açıklaması: 2026’da Tek Haneye Çekilecek

TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Para ve maliye politikaları arasındaki şeffaf ve güvenilir eşgüdüm ile 2024 yılının ikinci yarısından sonra enflasyonda yıllık bazda belirgin bir düşüş beklenmekte, bu dönemden itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine geçilmesi öngörülmektedir” dedi ve ekledi:

“Nitekim açıklanan güncel veriler son aylarda bir düşüş eğiliminin başlamış olduğunu göstermektedir. 2022 yılında açıklanan aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 4,26 düzeyindeyken son üç ayda açıklanan aylık enflasyon oranları ortalaması yüzde 3,82 düzeyindedir. Bu oranının önümüzdeki aylarda enflasyon oranlarının açıklanmasıyla daha da düşeceğini öngörmekteyiz.”

Cevdet Yılmaz konuşmasının devamında, “Bu süreçte, dezenflasyon politikalarımızın devamlılığı sağlanarak 2025 yılında istikrar dönemine geçilecek; enflasyondaki gerileme hız kazanacak, öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyon yeniden tek haneye çekilecektir. Bu doğrultuda, enflasyonu istikrarlı ve tek haneli seviyelere çekmek için tüm politika araçlarını kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 14 gün aralıksız sürecek bütçe görüşmeleri öncesi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuştu. Cevdet Yılmaz, konuşmasından satır başları şöyle:

“2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Gazi Meclisimize sunulmuş, Plan ve Bütçe Komisyonunda yoğun bir mesaiyle görüşülerek kabul edilmiştir. Orta Vadeli Program ile On İkinci Kalkınma Planı hedef ve politikalarını gözeterek, 2053 vizyonu doğrultusunda, topyekûn kalkınma anlayışıyla hazırlanan 2024 yılı Bütçesi’nin Genel Kurul görüşmelerine bugün itibarıyla başlamış bulunuyoruz.

2024 yılı bütçemizi; milli teknoloji hamlesi, enerji ve gıda arz güvenliği, yeşil ve dijital dönüşüm gibi stratejik alanlarda milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için kullanacağız. Çığır açan teknolojiler başta olmak üzere her alanda reel sektörümüzün yanında olacak üretim ekosistemimizi destekleyeceğiz. Ülkemizin her köşesinde huzur ve güven ortamını korumaya devam edeceğiz.

Zengin kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkarak aile kurumuzu sağlamlaştıracak, zararlı akımlara karşı nesillerimizi koruyacağız. Küresel ve bölgesel dengelerin belirleyici ülkesi olarak diplomaside aktif rolümüzü sürdüreceğiz. Ekonomi politikalarımızı güçlü bir eşgüdüm ve kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Yatırım ortamını iyileştirecek, güven ve istikrar iklimini daha da güçlendireceğiz.

Para ve maliye politikaları arasındaki şeffaf ve güvenilir eşgüdüm ile 2024 yılının ikinci yarısından sonra enflasyonda yıllık bazda belirgin bir düşüş beklenmekte, bu dönemden itibaren kalıcı bir dezenflasyon sürecine geçilmesi öngörülmektedir. Nitekim açıklanan güncel veriler son aylarda bir düşüş eğiliminin başlamış olduğunu göstermektedir.

2022 yılında açıklanan aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 4,26 düzeyindeyken son üç ayda açıklanan aylık enflasyon oranları ortalaması yüzde 3,82 düzeyindedir. Bu oranının önümüzdeki aylarda enflasyon oranlarının açıklanmasıyla daha da düşeceğini öngörmekteyiz.

Bu süreçte, dezenflasyon politikalarımızın devamlılığı sağlanarak 2025 yılında istikrar dönemine geçilecek; enflasyondaki gerileme hız kazanacak, öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyon yeniden tek haneye çekilecektir. Bu doğrultuda, enflasyonu istikrarlı ve tek haneli seviyelere çekmek için tüm politika araçlarını kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.

Nitekim açıklanan güncel veriler son aylarda bir düşüş eğiliminin başlamış olduğunu göstermektedir. 2022 yılında açıklanan aylık enflasyon oranlarının ortalaması yüzde 4,26 düzeyindeyken son üç ayda açıklanan aylık enflasyon oranları ortalaması yüzde 3,82 düzeyindedir. Bu oranının önümüzdeki aylarda enflasyon oranlarının açıklanmasıyla daha da düşeceğini öngörmekteyiz. Bu süreçte, dezenflasyon politikalarımızın devamlılığı sağlanarak 2025 yılında istikrar dönemine geçilecek; enflasyondaki gerileme hız kazanacak, öngörülebilirlik artacak ve 2026 yılında enflasyon yeniden tek haneye çekilecektir.

İşgücü piyasalarımız olumlu görünümünü korumaktadır. İşsizlik oranları gerilemeye devam etmektedir. İşsizlik oranı 11 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 8,5’e düşmüştür. 2023 geneli için işsizlik oranının OVP’de öngörülen 10,1’in altında tek haneli olarak gerçekleşeceğini ifade edebilir.”

Son dönemde yatırımcı güveni artmış CDS primi belirgin şekilde düşmeye başlamıştır. Merkez Bankası rezervleri 140,1 milyar dolarla tarihi rekor seviyelere ulaşmıştır. Devam eden jeopolitik risklere rağmen CDS primi 350 baz puanın altına gerilemiştir. TL mevduatın payında son 5 ayda artış eğilimi görülmüştür.”

Paylaşın

AK Parti Temsilcileri: Yerel Seçimler Sonrası Meclis Aritmetiği Değişir

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça partilerin seçim çalışmaları hız kazanırken, AK Parti’ye göre ise hem iktidar hem de muhalefet cephesinde yer alan küçük partilerin yerel seçimde varlık göstermesi çok mümkün değil.

Bu partilerin büyüme imkanı olmadığını ileri süren iktidar temsilcileri özellikle DEVA, Gelecek, Saadet Partilerinin bir daha Meclis’e gelemeyeceğine dikkat çekerek, “Yerel seçim sonrası büyük kısmı AK Parti’ye bir kısmı ise CHP’ye gider. Meclis aritmetiği değişir” iddiasında bulunuyor.

14 Mayıs seçimlerinde ortak listelerden Meclis’e giren partileri 31 Mart yerel seçim sınavı bekliyor. Saadet Partisi ve Gelecek Partisi Meclis’te ortak grup oluşturma süreciyle başlayan iş birliğini yerel seçimlere taşıyacak. İki parti birçok kentte iş birliğine gidecek.

DEVA Partisi de 81 ilde kendi adayını çıkaracağını duyurdu. AK Parti listelerinden Meclis’e giren Hüda-Par aday adaylarının başvurusunu almaya başladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a destek veren Yeniden Refah Partisi’nin ise AK Parti ile yeniden bir pazarlık süreci yürüttüğü biliniyor.

AK Parti’ye göre ise hem iktidar hem de muhalefet cephesinde yer alan küçük partilerin yerel seçimde varlık göstermesi çok mümkün değil.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Bu partilerin büyüme imkanı olmadığını ileri süren iktidar temsilcileri özellikle DEVA, Gelecek, Saadet Partilerinin bir daha Meclis’e gelemeyeceğine dikkat çekerek, “Yerel seçim sonrası büyük kısmı AK Parti’ye bir kısmı ise CHP’ye gider. Meclis aritmetiği değişir” iddiasında bulunuyor.

Paylaşın

‘Libya Tezkeresi’ 2 Yıl Daha Uzatıldı

Libya’ya asker gönderilmesi için verilen izin süresinin 2 yıl daha uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşüldü.

Haber Merkezi / Konuşmaların ardından yapılan oylamada Libya tezkeresi kabul edildi.

Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik tehditlere karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almakla yükümlü olduğu vurgulan tezkerede, Libya’da gayrimeşru silahlı gruplar ve terör örgütleri olduğu hatırlatıldı. Tezkerede, kitlesel göç ve terör gibi muhtemel risklere karşı milli güvenliğin sağlanması için bölgede Türk Askeri’nin varlığının gerekli olduğunun altı çizildi.

Tezkerede şunlar kaydedildi: “Türkiye, BM kolaylaştırıcılığında ilgili BMGK kararları çerçevesinde uluslararası meşruiyet kapsamında yürütülen, Libya’nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına, ülkede kalıcı bir ateşkesin tesisine, ulusal uzlaşıyı sağlayacak siyasi diyalog çabalarına güçlü desteğini sürdürmektedir.

Libya’da 24 Aralık 2021 tarihi için planlanan seçimlerin yapılamaması sonrasında ortaya çıkan siyasi belirsizlik ve yönetim sorunu, büyük fedakarlıklarla sahada tesis edilen sükuneti riske atmakta ve kalıcı istikrara ulaşılması önünde ciddi engel oluşturmaktadır. Bu durum Libya’nın ve tüm bölgenin güvenliği bakımından endişeye yol açmaktadır. Türkiye ile Libya arasında imzalanan ve yürürlüğe giren Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası ile daha da gelişen iki ülke arasındaki tarihi, siyasi ve ekonomik köklü ilişkiler dikkate alındığında, Libya’da ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin devamı ile bu sürecin sonucunda barışın tesisi ve istikrarın sağlanması, Türkiye açısından büyük önemi haizdir.

Türkiye’nin, bu kapsamda Libya ile imzalanan ve yürürlüğe giren Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası kapsamında Libya’nın güvenliğine katkı sağlayacak eğitim ve danışmanlık desteğine devam ettiği vurgulanan tezkerede, gelinen aşamada Libya’da kalıcı ateşkesin ve siyasi diyalog sürecinin sonuçlandırılması ve kurumların birleştirilmesinin henüz mümkün olamadığına işaret edildi. BM himayesinde yürütülen askeri ve siyasi görüşmelerin sonuçlanmasını teminen çatışmaların yeniden başlamasının önlenmesinin önem taşıdığı belirtilen tezkerede, bu kapsamda ülkeden Türkiye dahil tüm bölge için neşet eden risk ve tehditlerin devam ettiği, meşru hükümete yönelik saldırıların yeniden başlaması halinde Türkiye’nin gerek Akdeniz havzasındaki gerek Kuzey Afrika’daki çıkarlarının olumsuz etkileneceği vurgulandı.

Bu mülahazalarla Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Libya’daki gayrimeşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye’nin Libya’daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak,

Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak, dönemin UMH tarafından talep edilmiş olan ve bilahare kurulan Milli Birlik Hükümetinin de gerek duyduğunu bildirdiği desteği sürdürmek, bu süreç sonrasında meydana gelebilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin yüksek menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde,

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca 2 Ocak 2020 tarihli ve 1238 sayılı TBMM Kararıyla verilen ve son olarak 21 Haziran 2022 tarihli ve 1320 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı’yla uzatılan iznin süresinin 2 Ocak 2024 tarihinden itibaren 24 ay uzatılması hususunda gereğini bilgilerinize sunarım.”

Paylaşın