Forbes Dergisinden Dikkat Çeken Hakan Fidan Analizi: Görünmez El

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) mazbatasını aldıktan ve yemin ettikten sonra yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni açıkladı. Kabinede en dikkat çeken isimlerden biri Dişişleri Bakanlığına atan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan oldu.

ABD Merkezli Forbes dergisi, ‘Hakan Fidan: Türkiye’nin istihbarat şefi bir numaralı diplomat oldu’ başlığıyla dikkat çeken bir analiz yayımladı. Güney Yıldız imzalı analize göre, Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı’na atanması yalnızca bürokratik bir görev değişikliği değil, ABD’den Avrupa Birliği’ne, Rusya’dan Orta Doğu’nun siyasi labirentine her dış paydaşa açık bir çağrı.

Söz konusu analizde Hakan Fidan’ın yıllardır kendi istihbarat portföyünü kullanarak Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine katılımını dikte ettiği yorumunu yapıldı.

Forbes, şimdi Dışişleri Bakanlığı koltuğunun küresel sahnede silinmez bir iz bırakmak için esaslı bir fırsat sunduğunu yazdı: “Fidan şimdi adını gazetelere yazdıracak, harekete geçirdiği olağanüstü süreçleri onaylayacak, istihbarat toplama ve politika belirleme arasındaki boşlukta köprü kuracak.”

“Görünmez el”

Hakan Fidan’ı halihazırda zaten Türkiye’nin en önemli dış politika aktörlerinden biri olarak tanımlayan Güney Yıldız, BBC muhabirliği yıllarından Birleşik Krallık parlamentsu Dış İlişkiler Komitesi’ndeki danışmanlık ve düşünce kuruluşlarındaki analistliğe kadar uzun süredir konuştuğu herkesin Türk dış politikasındaki MİT etkisinden söz ettiğini kaydetti.

Pakistan’dan Orta Doğu’ya, Avrupa’dan ABD’ye farklı ülkelerden isimlerle yaptığı sohbetlerde Türkiye’nin global faaliyetlerine yön veren MİT’in ‘görünmez bir el’ olarak tanımlandığını aktaran analist, şu ifadeleri kullandı;

”Geniş uluslararası bağlantıları sayesinde Fidan, küresel siyasetin karmaşık dünyasında Türkiye’nin stratejik navigasyonunun birincil tasarımcısı olarak öne çıktı. Bu sebeple, son ilerlemesi şaşırtıcı değil, onunla etkileşime girenler tarafından kabul edilen, yeteneklerinin bir doğrulaması.

Fidan’ın Dışişleri Bakanı olarak atanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tırmanan Rusya-Ukrayna Savaşı ve Türkiye’nin Suriye ile yakınlaşması da dahil olmak üzere Orta Doğu’daki karmaşık uzlaşmaların ortasında Türkiye’nin dış politikasına liderlik edecek daha tecrübeli bir operasyon istediğini gösteriyor.”

Analizin devamında ise şunlar kaydedildi; “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hakan Fidan arasındaki birliktelik, Türkiye’de diplomatik, siyasi ve askeri alanları kapsayan etkileyici bir dış politika uzmanlığı portföyü sunuyor. Nihayetinde, Fidan’ın dışişleri bakanı olarak başarısı, Türkiye’nin çıkarları ile komşularının ve müttefiklerinin çıkarlarını dengeleme yeteneğine bağlı olacaktır.

Ayrıca ülkenin karmaşık iç siyasetini de yönetmesi gerekecek. Fidan yönetimindeki Türkiye’de istihbarat ve siyasi liderliğin kaynaşması, ülkenin gelişen dış politikasında dostlar ve düşmanlar için potansiyel olarak zorlu yeni bir sayfa açıyor.”

Paylaşın

Forbes: Türkiye Hava Gücü Üstünlüğünü Yunanistan’a Kaybedebilir

Amerikan merkezli iş dünyası ve ekonomi dergisi Forbes, ABD’nin Türkiye’nin F-16 talebini geri çevirmesi durumunda teknolojik hava üstünlüğünün Yunanistan’a geçebileceğini iddia etti.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in ABD’ye yaptığı ziyaret sırasında Washington’un Atina’ya F-35 savaş uçakları satmasını, öte yandan Ankara’nın F-16 savaş uçaklarını modernleştirme ve yeni savaş uçakları satın alma projesini engellenmesi için yoğun lobi yaptığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Artık benim için Miçotakis diye biri yok” ifadesiyle buna sert tepki gösterdiğini hatırlatan dergi, Erdoğan’ın sert tepkisinin sürpriz olmadığını belirtti.

Paul Iddon tarafından kaleme alınan yazıda, Türkiye’nin Rusya’dan ileri S-400 hava savunma füze sistemi satın alması sebebiyle F-35 savaş uçağı programından çıkarılması ve 2019’da bu jetleri satın almasının yasaklanmasından bu yana hava gücünün geleceği hakkında soru işaretleri oluştuğu ifade edildi.

F-16’ların uzun süredir Türkiye’nin hava gücünün omurgası olduğu, ancak özellikle Block 30 modellerinin giderek daha fazla eskidiği kaydedilen yazıda, Türkiye’nin bu durumu bildiği için Ekim 2021’de F-16’ların en son ve en ileri modeli olan Block 70/72’lerden 40 adet talep ettiği ve bunun yanı sıra varolan jetleri için piyasa değeri yaklaşık 6 milyar doları bulan 80 adet yenileme kiti istediği hatırlatıldı ve yavaş yavaş yenileyene kadar Türkiye’nin F-16’larını bu anlaşmalarla önümüzdeki on yıl için operasyonel ve güncel tutmasının esas olduğu belirtildi.

Yazıda “Miçotakis’in Washington’ı anlaşmanın reddedilmesi için ikna çabalarının başarılı olursa, Türkiye on yılın sonunda Batılı komşularının çok daha ileri savaş uçaklarına üstünlüğü kaptırarak elindeki F-16’larla kalabilir” ifadesi kullanıldı.

“Süreç çoktan başladı”

Sürecin halihazırda başladığı belirtilen yazıda, Yunanistan’ın 84 adet F-16’sını Block 72 Viper şekliyle güncelleme onayı alması, Ocak 2021’de HAF F-16 ile ilk uçuşu gerçekleştirdiği, HAF’lara Avrupa’nın en ileri F-16’ları unvanı verecek olan Locheeds Martin’in güncelleme programının Haziran 2027’de tamamlanmasını beklediği hatırlatıldı.

Öte yandan Fransa’nın da Yunanistan’ın filosunu güncellemesine Mirage 2000’lerle destek verdiği ve Atina’nın F3R standardın en son modeli 4.5-nesil Dassault Rafale jetlerinden en az 24 adetle bir filo oluşturduğu kaydedildi ve bu jetlerin Türkiye’nin elindeki jetlerin hepsinden üstün olduğuna dikkat çekildi.

Yazıda “Yunanistan’ın Ocak ayında altı Rafale uçağını teslim aldı. 2020’nin sonunda hava filosuna 8-24 adet F-35 katarak Ege Denizi’ndeki güç dengesini daha önce görülmemiş bir şekilde değiştirebilir” ifadeleri kullanıldı.

“Taviz girişimleri geri tepebilir”

ABD Kongresi’nin 2018’den bu yana S-400 konusu ve Erdoğan yönetimindeki Türk politikasının diğer başka anlaşmazlıkları sebebiyle Türkiye’ye silah satışını gizlice bloke ettiği kaydedilen yazıda, ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın Türkiye adına F-16 satışını destekleyeceğinin sinyalini verdiği, Mayıs ayında Biden yönetiminin resmi olmadan F-16’lar için AIM-120 AMRAAM ve AIM-9 Sidewinder havadan havaya füze satışı için onay aradığı bildirildi. Her ne kadar 300 milyon dolarlık bu anlaşma küçük olsa da, onaylanmasının Türkiye’nin talep ettiği ek F-16’lar ve güncelleme anlaşmasının geleceğine dair destek anlamına gelebileceği vurgulandı.

Türkiye’nin Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında Washington’ın iyi niyetini kazanmasına karşın Erdoğan’ın son Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerine muhalefeti ve eşzamanlı olarak Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan müttefiki Kürt gruplara karşı yeniden bir harekat  başlatma tehdidinin bunu hızla değiştirebileceği kaydedilen yazıda, benzer şekilde İskandinav ülkelerinin NATO üyeliğine karşılık F-16 ve Suriye’ye harekat için yeşil ışık gibi taviz girişimlerinin geri tepebileceği ve Erdoğan başta olduğu sürece Türkiye’nin kronik olarak güvenilmez bir müttefik olacağına dair Washington’daki mevcut görüşün daha da sertleşeceği ifade edildi.

“Ankara’nın en iyi senaryosu”

Yazıda ayrıca Türkiye’nin F-16 anlaşmasını eninde sonunda kazansa bile yeni jetlerin tam teslimatının ve 80 jetin yenilenmesinin en az on yılın ikinci yarısını bulabileceği ve o zaman dahi Türk Hava Kuvvetleri’nin 120 adet en ileri F-16’nın karşısında Yunanistan’a ait 84 adet HAF ve en az 24 adet Rafale ve muhtemelen 24 adet F-35’lerin olacağı kaydedildi.

Yazı şu ifadelerle bitirildi: “Bu senaryoya göre Yunanistan’ın 134 adet savaş uçağı hem kalite hem de sayı olarak Türkye’nin elindeki en iyi jetleri geride bırakabilir. Ve bu Ankara’nın en iyi senaryosu”.

Forbes dergisinde geçen yıl yayımlanan bir başka makalede Türkiye’nin filolarını modernleştirme seçenekleri azalırken, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi rakiplerinin ve bölge ülkelerinin filolarını yenilediği ifade edilmişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Özlem Türeci ‘En Güçlü 100 Kadın’ Listesinde

Ekonomi dergisi Forbes’un Dünya’nın En Güçlü Kadınları Listesi’nde bu yıl, alanlarında en fazla yükselen 21 kadın ilk defa yer aldı. Listeye girenler arasında ilk Corona virüsü aşısını geliştiren BioNTech firmasının kurucularından Özlem Türeci de var. Türeci, En Güçlü 100 Kadın listesinde 48’inci sırada.

Merkezi ABD olan dünyaca ünlü ekonomi dergisi Forbes’un Dünyanın En Güçlü Kadınları 2021 Listesi’ne 14 farklı ülkenin bilim, siyaset ve iş dünyası gibi çeşitli alanlarında yükselen isimler girdi.

Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli Özlem Türeci, eşi Uğur Şahin ile birlikte kurdukları BioNTech’in aynı zamanda baş tıbbi sorumlusu. BioNTech’in ABD firması Pfizer ile ortak geliştirdiği elçi RNA aşısı, dünyada ilk resmi onayı alan Corona aşısı olmuştu. Türeci şu an elçi RNA’ya dayalı tedavilerin başta kanser olmak üzere diğer hastalıklara karşı da kullanılmasına yönelik araştırmalarını hızlandırmış durumda.

Almanya’da doğan Türeci’nin Türkiye’den Almanya’ya göç eden annesi biyolog, babası ise cerrahtı. Kanser ve immünoloji alanlarında uzman olan araştırmacı Türeci, BioNTech’in kurulmasından önce eşi Şahin ve ortakları Christoph Huber ile birlikte Ganymed Pharmaceuticals adlı ilaç firmasını kurmuştu.

Türeci, Almanya’daki Kanser İmmünoterapi Derneği’nin (CIMT) başkanı olarak da görev yapıyor.

Türeci’nin 48’inci sırada yer aldığı listenin başında, MacKenzie Scott yer alıyor. Yazar olan Scott, yüzlerce sivil toplum kuruluşuna yaptığı bağışlarla dikkat çekiyor. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un eski eşi milyarder girişimci Scott, boşanmasının ardından yaptığı bir açıklamada, yaşamı boyunca, varlığının yarısını bağışlama vaadinde bulundu.

Listede Scott’ı, ABD’nin hem ilk kadın hem de ilk siyah Başkan Yardımcısı Kamala Harris takip ediyor.

Avrupa Merkez Bankası’nın ilk kadın lideri Christine Lagarde listede 3’üncü, ABD’li otomotiv firması General Motors’un CEO’su Marry Bara 4’üncü, Bill-Melinda Gates Vakfı’nın eş kurucusu, milyarder Bill Gates’in eski eşi Melinda Gates 5’inci sırada.

Listenin oluşturulmasında, sadece mali durumuna ve makamına değil, kişinin malvarlığını ve etki gücünü toplumsal platformlarda nasıl değerlendirdiğine bakılıyor.

Listeye son sıradan giriş yapan isimse eski Facebook çalışanı Frances Haugen. Firmadan sızdırdığı belgelerle dünyada yankı uyandıran Haugen, Facebook’un yanlış bilgileri ele alış biçimi hakkında tartışmaları körükledi ve dünyanın dört bir yanındaki siyasetçileri, sosyal medya devinin daha ayrıntılı bir şekilde denetlenmesi için çağrıda bulunmaya teşvik etti.

(Kaynak: amerikanınsesi.com)

Paylaşın