Sabahattin Kömürcüoğlu kimdir? Hayatı, Eserleri

5 Haziran 1924 yılında Gümüşhane’de dünyaya gelen Sabahattin Kömürcüoğlu, Eğitim hayatını Kelkit Cumhuriyet İlkokulu, Gümüşhane Ortaokulu, İstanbul Erkek Öğretmen Okulu (1944) ve İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü’nde (1959) tamamladı.

Haber Merkezi / 1940’ta çalışma hayatına başlayan Kömürcüoğlu; Gümüşhane, Batı Trakya, Sürmene ve İstanbul’daki çeşitli okullarda Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. 1976’da edebiyat öğretmeni olarak görev yaptığı Suadiye Lisesi’nden emekliye ayrıldı.

Kömürcüoğlu, 1944’te “Özleyiş” ve “Ağlama” adlı ilk şiirlerini İstanbul dergisinde, daha sonra kaleme aldığı yazı ve şiirlerini Türk Dili, Beşinci Mevsim, Ozanca, Kıyı, Güzel Yazılar dergileri ile Zafer, Cumhuriyet, Milliyet, Kuşakkaya, Kadıköy, Aktüalite gazetelerinde yayımladı. Bazı şiir ve yazıları ders kitaplarında da yer aldı. “Kömürcüoğlu’nun şiirlerinde, alaycı bir yaklaşımla, düzene karşı bir başkaldırı gözlenir; fikir ön planda, dil arı, anlatım sadedir. Özgün buluşlarıyla çarpıcı bir söyleyiş özelliğine kavuşturduğu şiirlerinde sevgiyi ve barışı vurgular.”

Sabahattin Kömürcüoğlu, Sana Doğru (1971), Kasım Çiçekleri (1986), Anılarda Memleket (1994), Sönmeyen Ateş (2003) adlı kitaplarıyla şiir türünde, Gün İstanbul Üstünde (1994), Kıyıdaki Adam (1997) adlı kitaplarıyla öykü türünde, Esintiler (2003) ile deneme türünde eserler vermiştir. Ayrıca yazarın Gümüşhaneli Ozanlar (1987), Gümüşhaneli Ozanlar II (1998) adlı antoloji türünde çalışmaları mevcuttur.

“Anılarda Memleket”

Dağlarda bayırlarda yaşamın hızı
Bahçelerde kuş çiçek
Kan dersen akar gülden kırmızı

Baktıkça yoksul ama erdemli
Bin acıyla oluşan bir yaşam
Damarlarında uğuldar sanki

Bir yol ayrımında akşam
Silkip atamam seni ey çocuk
Bin yıl yaşasam

Baktıkça hep böyle boynu bükülü
Yansır uzaklarda bir yaban gülü

Dağlar ateşlerle gönlümüzü!…

“Yitik Çocukluk”

Koynunda uzanıp yatınca
Bahçeler içaçıcı
Dağlarsa sarp dikenli
Düşlere girince güzeldi

Çiçekler göz kamaştırmak içindi
Kuş sesleri hüzünlü mü hüzünlü
Sular girip yıkanınca serindi

Tepeler yüceydi
Dereler derin
Sönüp gittiği
Dağbaşlarında özlemlerin

Şimdi
Yamaçlarda bir dertli ana
Ağlıyor çocukluğumu
Bana…

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir