Beyaz Saray: Erdoğan – Biden Görüşmesi Ertelendi

Beyaz Saray, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Mayıs’ta yapmayı planladıkları görüşmenin, Erdoğan’ın programındaki değişiklikler nedeniyle ertelendiği bildirildi.

Reuters haber ajansı adını vermek istemeyen bir Türk yetkiliye dayandırdığı haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretinin ertelendiğini duyurdu. Aynı yetkili, yakında yeni bir tarih belirleneceğini belirtti.

Beyaz Saray’dan bir sözcü de VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılıklı olarak uygun bir zamanda Beyaz Saray’da ağırlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Ancak programlarımızı uyumlu hale getiremedik ve şu anda duyuracağımız bir ziyaret yok” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 9 Mayıs’ta görüşecekti.

ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, İstanbul’da bir otelde bir araya geldiği Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) heyetine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı görüşmenin hazırlıklarının sürdüğü bilgisini teyit etmişti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika’yı ziyareti konusunda takvime alınmış bir programın olmadığını söylemişti.

ABD Başkanı Joe Biden’la New York eyaletinin Syracuse kentine giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kirby’ye bir gazeteci, “İki hafta içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray’ı ziyaret etmesi bekleniyor. Erdoğan geçtiğimiz Cumartesi günü Hamas liderini ağırladı. Bu görüşmelerde bir konu başlığı olacak mı? Ya da ziyarete gölge düşürür mü?” şeklinde bir soru yöneltmişti.

John Kirby soruya yanıtında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin programlanmış bir şey yok. O nedenle bu konuda bir yorumum yok” ifadesini kullanmıştı.

“Toplantıları konusunda konuşma işini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bırakacağını” kaydeden Kirby, “Hamas’a, kim olduklarına ve neyi temsil ettiklerine ilişkin tutumumuz konusunda çok net olduk.” diyerek başka bir yorum yapmayacağını belirtmişti.

Öte yandan OdaTV’nin yayınladığı bir haberde “Erdoğan’ın Washington ziyaretini iptal ettiği ve iptal etmesinin nedeninin ABD Temsilciler Meclisi’nin İsrail’e yardımı da içeren tasarıyı onaylaması olduğu” iddia edilmişti. OdaTV, haberin kaynağını ise belirtmemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden’la uluslararası zirvelerde görüşmeler gerçekleştirmişti. İki lider, son olarak geçen temmuz ayında Litvanya’da NATO zirvesinde bir araya gelmişlerdi.

Paylaşın

Galatasaray’dan Üst Üste 15. Galibiyet

Süper Lig’in 34. hafta maçında Adana Demirspor ile Galatasaray, Yeni Adana Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Hakem Bahattin Şimşek’in yönettiği karşılaşmadan Galatasaray, 3-0 galip ayrıldı.

Haber Merkezi /Galatasaray, bu sonuçla üst üste 15. galibiyetini aldı ve kendisine ait Süper Lig’de üst üste kazanma rekorunu geçti.

Galatasaray, bu süreçte Süper Lig’de; Kayserispor, Trabzonspor, İstanbulspor, Gaziantep FK, Samsunspor, Başakşehir, MKE Ankaragücü, Antalyaspor, Beşiktaş, Çaykur Rizespor, Kasımpaşa, Hatayspor, Alanyaspor, Pendikspor ve Adana Demirspor’u mağlup etti.

Galatasaray’a galibiyeti getiren golleri 53. dakikada Hakim Ziyech, 64. dakikada Kerem Demirbay ve 90+1. dakikada Mauro Icardi kaydetti. Galatasaray, bu galibiyet ile puanını 93 yaparken, Adana Demirspor 41 puanda kaldı.

Karşılaşmadan dakikalar

1. dakikada sağ kanatta Balotelli’nin ara pasında topla buluşan Mendoza’nın ceza sahası dışından yerden şutunda, kaleci Muslera uzanarak topu kornere çeldi. 12. dakikada sağ kanattan atılan pasla ceza sahası önünde topla buluşan Kerem Demirbay’ın şutunda, top direkten geri döndü.

17. dakikada orta sahadan atılan pasla topu süren Barış Alper Yılmaz’ın sağ kanattan ceza sahasına girdikten sonra sert şutunda, top kaleci Magomedaliyev’den döndü. 25. dakikada Mertens’in ceza sahasına gönderdiği pasta Barış Alper Yılmaz’ın vuruşunda, kaleci Magomedaliyev meşin yuvarlağı ayaklarıyla çeldi.

26. dakikada Mendoza’nın şutunda savunmadan dönen topu sol çaprazda önünde bulan Balotelli’nin ceza sahası önünden şutunda, kaleci Muslera meşin yuvarlağı kornere çeldi. 37. dakikada ani gelişen Adana Demirspor atağında savunmanın arkasına sarkan Yusuf Barasi’den önce kalesini terk edip ceza sahasına dışına çıkan kaleci Muslera, topu uzaklaştırdı.

49. dakikada Balotelli’nin uzun pasında ceza sahası içine hareketlenen Mendoza’nın sağ çaprazdan yaptığı vuruşta kaleci Muslera meşin yuvarlağı kurtardı. 53. dakikada Maestro’nun ceza yayı üzerinde kontrol edemediği topu alan Hakim Ziyech’in yaptığı sert vuruşta meşin yuvarlak ağlarla buluştu (0-1).

62. dakikada Kerem Demirbay’ın ters dokunuşunda kaleciyle karşı karşıya kalan Mendoza’nın vuruşunu kaleci Muslera kalesini terk ederek uzaklaştırdı. 63. dakikada topla ilerleyen Mendoza’nın pasında ceza sahası içine hareketlenen Yusuf Barasi’nin şutunda kaleci Muslera meşin yuvarlağı kurtardı.

64. dakikada ceza sahası içinde sağ tarafta topla buluşan Kerem Demirbay’ın çizgiye inip uzak köşeye yaptığı vuruşta meşin yuvarlak ağlara gitti (0-2). 90+1. dakikada Dries Mertens’in pasında penaltı noktası üzerinde topla buluşan Maurı Icardi düzgün vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi (0-3).

Stat: Yeni Adana

Hakemler: Bahattin Şimşek, Süleyman Özay, Osman Gökhan Bilir

Adana Demirspor: Magomedaliyev, Atal, Gravillon, Semih Güler (Manev dk. 11), Mohammadi, Michut (Tayfun Aydoğan dk. 66), Maestro, Yusuf Barasi (Alioui dk. 66), Mendoza, Yusuf Erdoğan, Balotelli (Aimbetov dk. 85)

Galatasaray: Muslera, Kaan Ayhan (Aurier dk. 82), Abdülkerim Bardakcı, Victor Nelsson (Davinson Sanchez dk. 88), Derrick Köhn, Lucas Torreira (Berkan Kutlu dk. 82), Kerem Demirbay, Hakim Ziyech (Kerem Aktürkoğlu dk.71), Dries Mertens, Barış Alper Yılmaz (Tete dk. 82), Mauro Icardi

Goller: Hakim Ziyech (dk. 53), Kerem Demirbay (dk. 64), Mauro Icardi (dk. 90+1) (Galatasaray)

Paylaşın

Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu’ndan “Türkiye’ye Yaptırım Yok” Mesajı

Fransa’nın Strazburg kentindeki merkez binasında gazetecilerle bir araya gelen Avrupa Konseyi İletişim Direktörü Daniel Höltgen, “Sayısını hatırlayamacağım kadar çok kez Kavala ve Demirtaş’ın serbest bırakılması için üye devletler tarafından çağrı yapıldı” dedi ve ekledi:

“Bu çağrılar karşılık bulmadıkça diplomatik dil giderek sertleşti. Ancak mevcut durumda hiçbir üye devletin yaptırım uygulamaya niyetli olduğunu görmüyorum.”

Daniel Höltgen, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu’nun bu yönde bir hazırlık olmadığını, hatta yaptırım ihtimalinin dillendirilmediğini söyledi.

Avrupa Konseyi İletişim Direktörü Daniel Höltgen, Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu ve bu sene kuruluşunun 75. yıldönümünü kutlayan Avrupa Konseyi’nin Fransa’nın Strazburg kentindeki merkez binasında bir grup gazeteciyle bir araya geldi.

T24’ten Metin Kaan Kurutluş’un aktardığına göre; Höltgen, “Sayısını hatırlayamacağım kadar çok kez Kavala ve Demirtaş’ın serbest bırakılması için üye devletler tarafından çağrı yapıldı. Bu çağrılar karşılık bulmadıkça diplomatik dil giderek sertleşti. Ancak mevcut durumda hiçbir üye devletin yaptırım uygulamaya niyetli olduğunu görmüyorum“ diye konuştu. İletişim direktörü bu yönde bir hazırlık olmadığını, hatta yaptırım ihtimalinin dillendirilmediğini söyledi.

Höltgen, Bakanlar Kurulu’nun alacağı bir yaptırım kararının Rusya örneğinde olduğu gibi üyelikten ihraca kadar gidebileceğini, ancak Türkiye’nin üyelikten çıkarılması gibi bir senaryonun hiçbir şekilde gündeme gelmediğini belirtti. Rusya, 24 Şubat 2023’te Ukrayna’yı topyekûn işgal girişimini başlattıktan sonra üyelikten ihraç edilmişti. Avrupa Konseyi’nden bir ülkenin ihracı için üye ülkelerin üçte ikisinin oyu gerekiyor.

İhlal sürecinin Türkiye’ye bir sinyal vermek için başlatılmış olabileceğini vurgulayan Höltgen şu değerlendirmede bulundu: “İhlal süreci ilk başlatıldığında bile hiçbir üye ülkenin hükûmet mensubu Türkiye’nin üyeliğinin sonlandırılması yönünde bir talep dile getirmedi. Öte yandan ihlal süreci başlatıldıktan sonra Avrupa’da büyük bir savaş başladı.

Üye devletlerimizden biri insan öldürmeye başladı. Kriz üstüne kriz yaşandı. Dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Sanıyorum ki üye devletler dikkatlerinin bölünmesini istemiyorlar. Tabii ki böyle yapınca durum (Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamaması) ortadan kalkacak değil, ama şu anda bu konuda dillendirilecek yeni bir şey yok. Mevcut durumda, Kavala’nın hemen serbest bırakılması için çağrı yapıyoruz“.

Avrupa Konseyi üyeleri arasında Türkiye’nin eninde sonunda AİHM kararlarını uygulayacağına dair bir düşünce olduğunu belirten Höltgen, kararlara uymayan başka ülkeler de bulunduğunu ve bunun Avrupa Konseyi için bir itibar sorunu oluşturduğunu ifade etti.

Paylaşın

Erdoğan: İsrail’le İlişkilerimizi Kestik Kesiyoruz

Katıldığı bir etkinlikte konuşan Erdoğan, “Modern dönem firavunlarını görmek isteyen hiç uzağa gitmesin. 35 bin Filistinliyi acımasızca katledenlere baksın. Günümüzün Hitler’i ve Nazileri Gazze’de 15 binden fazla çocuğu öldüren katillerdir” dedi ve ekledi:

“Netanyahu adını Gazze kasabı olarak tarihe utançla yazdırmıştır. Bu kara leke ne yaparsa yapsın çıkmayacaktır. Biz böyle konuşunca birileri hemen rahatsız oluyor. Cürmü yüzüne söylenen her suçlu gibi İsrail yönetimi de bizi susturabileceğini zannediyor. Ellerindeki basın ve lobi gücüyle cinayetlerin üstünü örtebileceklerini düşünüyorlar. Ne yaparsanız boş, ne kadar uğraşsanız da beyhude.

Tayyip Erdoğan’ın kalbine zincir vuramazsınız. Sizin tehditlerinize ve baskılarınıza asla boyun eğmeyiz. Ey Netanyahu duam şu: Ya Rabb, Kahhar ismi şerifinle tecelli ederek başta Netanyahu olmak üzere bu siyonistleri kahru perişan eyle. Sırf İsrail ve Batılı destekçileri öyle istedi diye Hamas’a terör örgütü iftirası atanlardan olamayız.”

Erdoğan konuşmasının devamında, “İsrail’le artık ilişkilerimizi ticari anlamda başta olmak üzere kestik kesiyoruz. Türkiye 2000 yılı aşan tarihinin hiçbir döneminde asla soykırım yapmamış, sömürgeci olmamış, masumlara dokunmamış bir ülkedir” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşan Erdoğan, şunları söyledi:

“Kalbi Kudüs ve Filistin için atan siz kıymetli parlamenterleri ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Medeniyet, tarih ve kültür şehri güzel İstanbul’umuza hepiniz hoş geldiniz. Sizlerin şahsında Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren, Kudüs’e ve Filistin’e sahip çıkan tüm parlamenterlere teşekkür ediyorum.

Az önce yapılan konuşmaları ilgiyle takip ettik. Parlamenterler arası Kudüs Platformu’nun kuruşundan bu yana geçen sürede önemli bir boşluğu doldurduğunu memnuniyetle müşahede ettik. BM kararlarına, prensiplerine, uluslararası normlara uygun olarak Kudüs’e ve Filistin’e hizmet eden siz kardeşlerimi tebrik ediyorum. Müslüman olmanın, hakkı, hukuku ve adaleti cesaretle savunmanın gerçekten zor olduğu günlerden geçiyoruz.

Bilhassa ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın mahremiyetine yönelik tacizler giderek artıyor. İşgalci İsrail tarafından Kudüs’ün kadim kimliği adım adım yok ediliyor. Haçlı zihniyetinin tekrar hortlatılmak istendiğini görüyoruz. Kudüs’ü tekrar ayağa kaldıran ecdadın torunları olarak Filistin’de yaşanan menfi-müspet her gelişmeyi yakından takip ediyoruz.

Türkiye olarak kuşatıcı anlayışla Kudüs’e sahip çıkmayı bir görev biliyoruz. Mücadelemizi azimle sürdürüyoruz. Barış adına yürüttüğümüz bu kutlu mücadeleye destek veren Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’na şükranlarımı sunuyorum. Buradan Filistinli kahramanlara bir kez daha selamlarımı gönderiyorum. İşgalci zalimler karşısında dik duran Filistin’in yiğit evlatlarını ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Dünyanın dört bir yanında Filistin ve Gazzeli kardeşlerimizle dayanışma sergileyen vicdan sahibi tüm insanlara teşekkür ediyorum.

“İsrail yönetimi bizi susturabileceğini zannediyor”

Modern dönem firavunlarını görmek isteyen hiç uzağa gitmesin. 35 bin Filistinliyi acımasızca katledenlere baksın. Günümüzün Hitler’i ve Nazileri Gazze’de 15 binden fazla çocuğu öldüren katillerdir. Netanyahu adını Gazze kasabı olarak tarihe utançla yazdırmıştır. Bu kara leke ne yaparsa yapsın çıkmayacaktır. Biz böyle konuşunca birileri hemen rahatsız oluyor. Cürmü yüzüne söylenen her suçlu gibi İsrail yönetimi de bizi susturabileceğini zannediyor.

Ellerindeki basın ve lobi gücüyle cinayetlerin üstünü örtebileceklerini düşünüyorlar. Ne yaparsanız boş, ne kadar uğraşsanız da beyhude. Tayyip Erdoğan’ın kalbine zincir vuramazsınız. Sizin tehditlerinize ve baskılarınıza asla boyun eğmeyiz. Ey Netanyahu duam şu: Ya Rabb, Kahhar ismi şerifinle tecelli ederek başta Netanyahu olmak üzere bu siyonistleri kahru perişan eyle. Sırf İsrail ve Batılı destekçileri öyle istedi diye Hamas’a terör örgütü iftirası atanlardan olamayız.

İsrail’le artık ilişkilerimizi ticari anlamda başta olmak üzere kestik kesiyoruz. Türkiye 2000 yılı aşan tarihinin hiçbir döneminde asla soykırım yapmamış, sömürgeci olmamış, masumlara dokunmamış bir ülkedir.

Geçen ay ülkemizde mahalli idareler seçimleri yapıldı. Seçim sürecinde büyük bir iftiraya maruz kaldık. Şahsımızın Filistin davasını savunurken ödediği bedeller ortadayken, birileri ülkemizin ve milletimizin Filistin direnişine verdiği güçlü desteği gölgelemeye çalıştı. Bu kirli kampanyayı hırsları akıl ve vicdanlarının önlerine geçtiği için yürüttüler. Hatta İsrail’e jet yakıtı gönderdiler diyecek kadar ne yazık ki akıl, vicdan ve ahlak dışı bir sürü iddia gündeme taşındı. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının böyle bir adım atması mümkün mü?

Şimdi aynı çevrelerin Kürecik’teki radar üssüyle ilgili benzer yalanlara sarıldığını görüyoruz. Bu meseleyi istismar etmeye çalışıyorlar. Kürecik’teki radar merkezinin ülkemizin ve ittifakımızın güvenliği dışında hiçbir devletle ilişkisi, bağı, irtibatı yoktur ve olamaz. Türkiye böyle bir şeye zaten izin vermez. Bir müslüman olarak her şeyden önce yalan Allah’ın en çok nefret ettiği şeydir.”

Paylaşın

Dünya Genelinde E-Sigara Kullanımı Artıyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, e-sigara kullanımı dünya genelinde arttı. 15 yaşındaki gençlerin yarısından fazlası en az bir kez alkol denedi ve her dört gençten biri sigara içti.

Gençler arasında e-sigara kullanımındaki artış, birçok ülkeyi elektronik sigaraya, özellikle de tek kullanımlık elektronik sigaralara karşı önlem almaya itiyor. Hayatları boyunca en az bir kez e-sigara denemiş olan gençlerin oranının en yüksek olduğu ülke, 15 yaşındaki gençlerin yaklaşık yüzde 60’ının e-sigara içtiği Litvanya oldu.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre 15 yaşındaki gençlerin yarısından fazlası en az bir kez alkol denedi ve her dört gençten biri sigara içti. Avrupa, Orta Asya ve Kanada’da kız ve erkek yaklaşık 280.000 gençle yapılan bir ankete göre, her beş gençten biri son 30 gün içinde e-sigara içti.

Okul Çağı Çocuklarında Sağlık Davranışları Çalışması (HBSC) her dört yılda bir okullarda uygulanıyor. Çalışma, e-sigara kullanımının küresel olarak arttığını vurguladı. Uzmanlar, Avrupa’da gençler arasında zararlı maddelerin yaygın kullanımının ciddi bir halk sağlığı tehdidi olduğu konusunda uyarıyor.

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, “Avrupa Bölgesi’ndeki birçok ülkede ve diğer bölgelerde çocuklar arasında zararlı maddelerin yaygın kullanımı ciddi bir halk sağlığı tehdidi” dedi.

Zararlı ürünlerin hedefli online pazarlamasının bu ürünleri normalleştirdiğine dikkat çeken Kluge, “Beynin 20’li yaşların ortalarına kadar gelişmeye devam ettiği düşünüldüğünde, ergenlerin toksik ve tehlikeli ürünlerin etkilerinden korunması gerekiyor” diye konuştu.

Raporda, “Son yıllarda madde kullanımında (alkol tüketimi ve sigara içimi gibi) yaşanan düşüşlere rağmen, bazı veriler Covid-19 pandemisinin kullanımda yeni bir artışa neden olmuş olabileceğini düşündürmektedir” denildi.

Gençler arasında e-sigara kullanımındaki artış, birçok ülkeyi elektronik sigaraya, özellikle de tek kullanımlık elektronik sigaralara karşı önlem almaya itiyor. İngiltere, ocak ayında bu ürünleri yasakladı.

Hayatları boyunca en az bir kez e-sigara denemiş olan gençlerin oranının en yüksek olduğu ülke, 15 yaşındaki gençlerin yaklaşık yüzde 60’ının e-sigara içtiği Litvanya oldu.

Elektronik sigara kullanımındaki bu artışa rağmen, 11, 13 ve 15 yaşlarındaki gençler arasında en çok kullanılan madde alkol oldu. 15 yaşındakilerin yüzde 57’si alkolü bir kez denemiş ve yaklaşık yüzde 40’ı anketten önceki ay içinde alkol tükettiğini söyledi.

Tarihsel olarak, erkek çocuklar arasında madde kullanımı daha fazla oldu. Anket, 11 yaşındaki erkek çocuklar arasında alkol ve sigara kullanımının aynı yaştaki kız çocuklarına kıyasla daha yaygın olduğunu gösterdi.

Ancak 13 yaşına gelindiğinde, alkol tüketiminde bazı ülke ve bölgelerde cinsiyet farklılıkları azaldı veya tamamen ortadan kalktı. 15 yaşındakiler arasında, kızların erkeklerden daha sık madde kullandığı kaydedildi. Ancak esrar tüketiminde genç erkeklerin kızlardan daha fazla esrar kullandığı belirtildi.

Riskleri azaltmak için ne yapılabilir?

Raporun yazarları, tütün, alkol ve e-sigara gibi ürünlere uygulanan vergilerin artırılmasını tavsiye ediyor. Önerilen bir diğer önlem ise satış saatlerinin veya yerlerinin azaltılması ve ürünlere yaş sınırı getirilmesi yoluyla maddelerin bulunabilirliğinin sınırlandırılması.

Avrupa’da bu tür politikaların en somut örnekleri, belirli bir oranın üzerindeki alkollü içecekler üzerinde devlet tekeline sahip olan Finlandiya, İsveç ve Norveç’te görülüyor. DSÖ ayrıca tütün ürünlerindeki tüm tatlandırıcı maddelerin ve her türlü reklamın yasaklanmasını öneriyor.

Sadece alkol tüketim yaşının geciktirilmesinin bile faydalı olabileceği kaydedildi. Zira araştırmalar içki içmeye ne kadar erken başlanırsa yetişkinlikte alkolü kötüye kullanma olasılığının o kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 34 Bin 356’ya Çıktı

Filistin – İsrail savaşının 203. günü geride kalırken, Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 51 artarak 34 bin 356’ya çıktı. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 75 artarak 77 bin 368’e çıktı.

Haber Merkezi /Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler’e bağlı yardım kuruluşu Dünya Gıda Programı (WFP) Genel Müdür Yardımcısı Carl Skau, kuşatma altındaki bölgeye ulaşan yardım hacminde bir miktar iyileşme kaydedilmesine rağmen, kuzey Gazze’nin hâlâ kıtlık riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

“Kıtlığa doğru gidiyoruz. Kıtlığı önlemek için gereken yaklaşım değişikliğini henüz göremedik” diyen Carl Skau ,Birleşmiş Milletler’de gazetecilere yaptığı açıklamada “Daha fazla hacme, daha fazla öngörülebilirliğe ve kuzeye daha çeşitli yardım ulaştırmak için sürekli bir çabaya ihtiyacımız var” dedi. Skau, kıtlığın önlenmesine yardımcı olmak için besin takviyelerine ve hazır yemeklere de ihtiyaç olduğunu da ekledi.

Carl Skau, geçtiğimiz üç hafta içinde WFP’nin, İsrail ile Hamas savaşının başladığı Ekim’den bu yana yardım dağıtımının büyük ölçüde kesildiği kuzeye yardım konvoyları sokma konusunda bazı ilerlemeler kaydettiğini söyledi. BM yetkilisi, her iki ya da üç günde bir 7 ila 12 WFP gıda kamyonunun kuzey Gazze’ye geçtiğini, ancak bunun yeterli olmaktan uzak olduğunu söyledi.

Skau “Bu gerçekten de okyanusta bir damla; günde en az 30 kamyona ulaşmamız ve bunu her gün yapmamız gerekiyor” dedi. Geçtiğimiz günlerde İsrailli yetkililer Gazze Şeridi’nin kuzey ucundaki Erez Sınır Kapısı’nı açtı ve buğday taşıyan yardım gemilerinin İsrail’in Aşdod Limanı’na yanaşmasına izin vereceklerini söyledi. Skau, “Aşdod’u sadece buğday için değil, diğer mallar için de kullanmak istiyoruz” dedi.

Carl Skau, dördü kuzey Gazze’de olmak üzere 16 fırının yeniden faaliyete geçmesi ve bu sayede Gazze sakinlerine günde 60 bin torba ekmek dağıtmasının geçtiğimiz ayın kaydedilen en önemli gelişmelerden biri olduğunu söyledi. Savaştan önce WFP, Gazze’deki 23 fırınla birlikte çalışarak günde 200 bin kişiye taze ekmek sağlıyordu, ancak fırınlar yakıt yetersizliği ve savaş hasarı nedeniyle kapandı.

Daha önce kuzeyde Filistinlilerin yardım kamyonlarına çaresizce hücum ettiği vakalar yaşanmasına rağmen, fırınlardaki durumun sakin olduğunu ve insanların gözle görülür şekilde heyecanlı olduğunu söyleyen Skau, “İnsanlar sıraya girdi ve altı aydan uzun bir süre sonra ilk ekmek torbalarını alıp gittiklerinde yüzlerinde benzersiz bir sevinç vardı” dedi.

Ayrıca İsrail Refah’a hava saldırılarını sürdürürken Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi Refah’a kara operasyonu düzenlemeye hazırlanan İsrail’i uyardı. Sisi Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı çıktı. Kahire, Hamas’ın Gazze’deki son kalesi olan güneydeki sınır kenti Refah’a yönelik planlı bir operasyonun Mısır’ın Sina Yarımadası’na doğru kitlesel bir göçü tetiklemesinden endişe ediyor.

Sisi televizyonda canlı yayınlanan konuşmasında “Mısır, (savaşın) ilk dakikasından bu yana Filistin davasının tasfiye olmaması ve Mısır’ın ulusal güvenliğini korumak amacıyla Filistinlilerin topraklarından Sina’ya ya da başka bir yere zorla göç ettirilmesini tamamen reddeden net bir tutum benimsedi” ifadelerini kullandı. Sisi, İsrail’in Refah’a kara operasyonunun Gazze’deki insani durum ve bölgesel barış ve güvenlik üzerinde “felaket sonuçları” olacağını söyledi.

Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana, Gazze Şeridi’nin 2,2 milyonu aşan nüfusunun yaklaşık 1,5 milyonu İsrail saldırılarından kaçarak Refah’a sığındı. Yardım grupları savaş sırasında 1 milyondan fazla insanın buraya sığındığını söylüyor.

Hamas, silah bırakma koşulunu açıkladı

Öte yandan Hamas’ın Siyasi Büro üyesi Halid Hayya, “İsrail’in 1967 öncesi sınırları boyunca, Batı Şeria ve Gazze’de tam egemen bir Filistin devletini ve uluslararası kararlarla uyumlu bir şekilde Filistinli mültecilerin geri dönüşünü kabul edeceklerini” kaydetti.

Bunun gerçekleşmesi durumunda Hamas’ın silahlı kanadının lağvedileceğini belirten el Hayya, “İşgalcilere karşı savaşmış kişiler bağımsızlıklarını, haklarını kazanıp kendi devletlerine sahip olduğunda şimdiye kadar yaşanmış deneyimlere bakın. Bu güçler ne yaptı? Siyasi partilere dönüştüler ve muharip güçleri milli ordular haline geldi” ifadelerini kullandı.

Hamas’ın üst düzey yöneticilerinden Siyasi Büro üyesi Halid Hayya, 1967 sınırları içinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması karşılığında silah bırakarak siyasi bir partiye dönüşmeye ve beş yıl ya da daha uzun süreliğine bir ateşkese hazır olduklarını açıkladı.

Kaynaklar Mısırlı, İsrailli ve ABD’li yetkililerin Çarşamba günü yüz yüze ve uzaktan yapılan toplantılarda, ateşkes için aylardır süren müzakerelerdeki çıkmazı aşmak için ne gibi tavizler verilebileceğini ele aldığını söyledi. Ayrıca Mısırlı ve İsrailli yetkililer arasında Cuma günü Kahire’de bir toplantı yapılmasının beklendiği ve sonuca bağlı olarak Hamas’la başka görüşmelerin de yapılacağı öğrenildi.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 3 Milyar Dolar Eridi

19 Nisan itibarıyla Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara geriledi. Banka verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / BDDK verilerine göre ise geçen hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 4 milyar TL’lik düşüş yaşandı. KKM’nin toplam büyüklüğü 2 trilyon 266 milyar TL olarak kaydedildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin istatistikleri açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara düştü.

Bu dönemde altın rezervleri 827 milyon dolar artışla 58 milyar 446 milyon dolardan 59 milyar 273 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 19 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 162 milyon dolar azalarak 128 milyar 446 milyon dolardan 126 milyar 284 milyon dolara geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) aynı haftaya ait Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında 4 milyar TL’lik düşüş yaşandı.

KKM’nin toplam büyüklüğü 2 trilyon 266 milyar TL olarak kaydedildi. Aralık 2021’de uygulamaya alınan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 3,4 trilyon TL büyüklüğe ulaşarak zirveyi görmüştü.

Şimşek, kamuda tasarruf için tarih verdi

Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf ile ilgili yakında yeni adımlar atılacağını söyledi.

Şimşek, yılın ikinci yarısında kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün güçlü bir şekilde devreye gireceğini ifade etti. Şimşek, “Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü ayağında çalışıyoruz. Yakında bazı hususları paylaşacağız, gereken adımları atacağız” dedi.

Paylaşın

Mehmet Şimşek, Kamuda Tasarruf İçin Tarih Verdi

Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf ile ilgili yakında yeni adımlar atılacağını söyledi. Şimşek, yılın ikinci yarısında kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün güçlü bir şekilde devreye gireceğini ifade etti.

Haber Merkezi / Mehmet Şimşek, “Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü ayağında çalışıyoruz. Yakında bazı hususları paylaşacağız, gereken adımları atacağız” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuştu. Şimşek, kamuda tasarruf tedbirlerine yönelik çalışma konusunda bilgi vererek şu ifadeleri kullandı:

“Bu sene harcama ayağına odaklanacağız. Kamuda tasarruf ve harcama üzerine bir süredir çalışıyoruz. Tasarruflar konusunda çalışmalarımızı nihai noktaya getirdik, yakında bazı hususları paylaşacağız, bazı hususlarda gereken adımları atacağız. Kamuda tasarruf artış ve harcama kontrolü 2024’ün ikinci yarısında güçlü şekilde devreye gidecek.”

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin istatistikleri açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara düştü.

Bu dönemde altın rezervleri 827 milyon dolar artışla 58 milyar 446 milyon dolardan 59 milyar 273 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 19 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 162 milyon dolar azalarak 128 milyar 446 milyon dolardan 126 milyar 284 milyon dolara geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları verilerini açıkladı. Verilere göre, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 270 milyar liradan 2 trilyon 266 milyar liraya geriledi.

Aynı haftada krediler 12 trilyon 897 milyar liradan 12 trilyon 899 milyar liraya, mevduat 15 trilyon 595 milyar liradan 15 trilyon 765 milyar liraya çıktı.

Tüketici kredileri 1 trilyon 617 milyar liradan 1 trilyon 622,6 milyar liraya yükselirken, bireysel kredi kartları 1 trilyon 407 milyar liradan 1 trilyon 370,2 milyar liraya indi. Takipteki alacaklar ise 199,9 milyar liradan 202,2 milyar liraya yükseldi.

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat’ Hesaplarında Sınırlı Gerileme

19 Nisan itibarıyla Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları, 4 milyar lira azalarak 2 trilyon 266 milyar liraya geriledi. Aynı dönemde Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervleri 67 milyar 11 milyon dolar oldu.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları verilerini açıkladı. Verilere göre, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 270 milyar liradan 2 trilyon 266 milyar liraya geriledi.

Aynı haftada krediler 12 trilyon 897 milyar liradan 12 trilyon 899 milyar liraya, mevduat 15 trilyon 595 milyar liradan 15 trilyon 765 milyar liraya çıktı.

Tüketici kredileri 1 trilyon 617 milyar liradan 1 trilyon 622,6 milyar liraya yükselirken, bireysel kredi kartları 1 trilyon 407 milyar liradan 1 trilyon 370,2 milyar liraya indi. Takipteki alacaklar ise 199,9 milyar liradan 202,2 milyar liraya yükseldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin istatistikleri açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara düştü.

Bu dönemde altın rezervleri 827 milyon dolar artışla 58 milyar 446 milyon dolardan 59 milyar 273 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 19 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 162 milyon dolar azalarak 128 milyar 446 milyon dolardan 126 milyar 284 milyon dolara geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Şimşek’ten kamuda tasarruf açıklaması

Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf ile ilgili yakında yeni adımlar atılacağını söyledi.

Şimşek, yılın ikinci yarısında kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün güçlü bir şekilde devreye gireceğini ifade etti. Şimşek, “Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü ayağında çalışıyoruz. Yakında bazı hususları paylaşacağız, gereken adımları atacağız” dedi.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Gazze’nin Kuzeyi İçin Kıtlık Uyarısı

Filistin – İsrail savaşının 203. günü geride kalırken, Birleşmiş Milletler’e bağlı yardım kuruluşu Dünya Gıda Programı (WFP) Genel Müdür Yardımcısı Carl Skau, kuşatma altındaki bölgeye ulaşan yardım hacminde bir miktar iyileşme kaydedilmesine rağmen, kuzey Gazze’nin hâlâ kıtlık riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Haber Merkezi / “Kıtlığa doğru gidiyoruz. Kıtlığı önlemek için gereken yaklaşım değişikliğini henüz göremedik” diyen Carl Skau ,Birleşmiş Milletler’de gazetecilere yaptığı açıklamada “Daha fazla hacme, daha fazla öngörülebilirliğe ve kuzeye daha çeşitli yardım ulaştırmak için sürekli bir çabaya ihtiyacımız var” dedi. Skau, kıtlığın önlenmesine yardımcı olmak için besin takviyelerine ve hazır yemeklere de ihtiyaç olduğunu da ekledi.

Carl Skau, geçtiğimiz üç hafta içinde WFP’nin, İsrail ile Hamas savaşının başladığı Ekim’den bu yana yardım dağıtımının büyük ölçüde kesildiği kuzeye yardım konvoyları sokma konusunda bazı ilerlemeler kaydettiğini söyledi. BM yetkilisi, her iki ya da üç günde bir 7 ila 12 WFP gıda kamyonunun kuzey Gazze’ye geçtiğini, ancak bunun yeterli olmaktan uzak olduğunu söyledi.

Skau “Bu gerçekten de okyanusta bir damla; günde en az 30 kamyona ulaşmamız ve bunu her gün yapmamız gerekiyor” dedi. Geçtiğimiz günlerde İsrailli yetkililer Gazze Şeridi’nin kuzey ucundaki Erez Sınır Kapısı’nı açtı ve buğday taşıyan yardım gemilerinin İsrail’in Aşdod Limanı’na yanaşmasına izin vereceklerini söyledi. Skau, “Aşdod’u sadece buğday için değil, diğer mallar için de kullanmak istiyoruz” dedi.

Carl Skau, dördü kuzey Gazze’de olmak üzere 16 fırının yeniden faaliyete geçmesi ve bu sayede Gazze sakinlerine günde 60 bin torba ekmek dağıtmasının geçtiğimiz ayın kaydedilen en önemli gelişmelerden biri olduğunu söyledi. Savaştan önce WFP, Gazze’deki 23 fırınla birlikte çalışarak günde 200 bin kişiye taze ekmek sağlıyordu, ancak fırınlar yakıt yetersizliği ve savaş hasarı nedeniyle kapandı.

Daha önce kuzeyde Filistinlilerin yardım kamyonlarına çaresizce hücum ettiği vakalar yaşanmasına rağmen, fırınlardaki durumun sakin olduğunu ve insanların gözle görülür şekilde heyecanlı olduğunu söyleyen Skau, “İnsanlar sıraya girdi ve altı aydan uzun bir süre sonra ilk ekmek torbalarını alıp gittiklerinde yüzlerinde benzersiz bir sevinç vardı” dedi.

Gazze’de can kaybı 34 bin 356’ya çıktı

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 51 artarak 34 bin 356’ya çıktı. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise son 24 saatte 75 artarak 77 bin 368’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Ayrıca İsrail Refah’a hava saldırılarını sürdürürken Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi Refah’a kara operasyonu düzenlemeye hazırlanan İsrail’i uyardı. Sisi Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı çıktı. Kahire, Hamas’ın Gazze’deki son kalesi olan güneydeki sınır kenti Refah’a yönelik planlı bir operasyonun Mısır’ın Sina Yarımadası’na doğru kitlesel bir göçü tetiklemesinden endişe ediyor.

Sisi televizyonda canlı yayınlanan konuşmasında “Mısır, (savaşın) ilk dakikasından bu yana Filistin davasının tasfiye olmaması ve Mısır’ın ulusal güvenliğini korumak amacıyla Filistinlilerin topraklarından Sina’ya ya da başka bir yere zorla göç ettirilmesini tamamen reddeden net bir tutum benimsedi” ifadelerini kullandı. Sisi, İsrail’in Refah’a kara operasyonunun Gazze’deki insani durum ve bölgesel barış ve güvenlik üzerinde “felaket sonuçları” olacağını söyledi.

Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana, Gazze Şeridi’nin 2,2 milyonu aşan nüfusunun yaklaşık 1,5 milyonu İsrail saldırılarından kaçarak Refah’a sığındı. Yardım grupları savaş sırasında 1 milyondan fazla insanın buraya sığındığını söylüyor.

Hamas, silah bırakma koşulunu açıkladı

Öte yandan Hamas’ın Siyasi Büro üyesi Halid Hayya, “İsrail’in 1967 öncesi sınırları boyunca, Batı Şeria ve Gazze’de tam egemen bir Filistin devletini ve uluslararası kararlarla uyumlu bir şekilde Filistinli mültecilerin geri dönüşünü kabul edeceklerini” kaydetti.

Bunun gerçekleşmesi durumunda Hamas’ın silahlı kanadının lağvedileceğini belirten el Hayya, “İşgalcilere karşı savaşmış kişiler bağımsızlıklarını, haklarını kazanıp kendi devletlerine sahip olduğunda şimdiye kadar yaşanmış deneyimlere bakın. Bu güçler ne yaptı? Siyasi partilere dönüştüler ve muharip güçleri milli ordular haline geldi” ifadelerini kullandı.

Hamas’ın üst düzey yöneticilerinden Siyasi Büro üyesi Halid Hayya, 1967 sınırları içinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulması karşılığında silah bırakarak siyasi bir partiye dönüşmeye ve beş yıl ya da daha uzun süreliğine bir ateşkese hazır olduklarını açıkladı.

Kaynaklar Mısırlı, İsrailli ve ABD’li yetkililerin Çarşamba günü yüz yüze ve uzaktan yapılan toplantılarda, ateşkes için aylardır süren müzakerelerdeki çıkmazı aşmak için ne gibi tavizler verilebileceğini ele aldığını söyledi. Ayrıca Mısırlı ve İsrailli yetkililer arasında Cuma günü Kahire’de bir toplantı yapılmasının beklendiği ve sonuca bağlı olarak Hamas’la başka görüşmelerin de yapılacağı öğrenildi.

Paylaşın