Enflasyon İle Yeniden Değerleme Oranı Arasındaki Fark 20 Yılın Zirvesinde

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon ile Yeniden Değerleme Oranı (YDO) arasındaki yüksek fark, resmi enflasyonun gerçeği yansıtmadığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. YDO yüzde 122,9 olarak açıklanırken yıllık tüketici enflasyonu Ekim ayında yüzde 85,5 oldu. 

Son 20 senede YDO ile enflasyon arasındaki fark hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Bu durum, Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) arasındaki farktan kaynaklanıyor. Çünkü son 15 senede ÜFE ile TÜFE arasındaki fark hiç bu kadar açılmamıştı.

Yeniden Değerleme Oranı nedir, nasıl hesaplanır?

TÜİK’in tanımına göre Yeniden Değerleme Oranı (YDO) Ekim ayı yurtiçi üretici fiyat endeksinin (ÜFE) 12 aylık ortalama değişim oranı. YDO, Vergi Usul Kanununun 298’inci maddesine göre hesaplanıyor. Buna göre Ekim ayından bir önceki yılın aynı dönemine göre üretici enflasyonundaki ortalama fiyat artış oranını yansıtıyor.

Yeniden Değerleme Oranı neden önemli? YDO bir sonraki yıl ceza, harç ve bazı vergilerdeki artışın hesaplanmasında temel alınıyor. Bunlar arasında ehliyet-pasaport harçları, motorlu taşıt vergisi ve trafik cezaları gibi halkı çok yakından ilgilendiren konular var.

Kanun uyarınca “Cumhurbaşkanı, bu surette tespit edilen had ve tutarları yüzde 50’sine kadar artırmaya veya indirmeye yetkili”.

YDO ve TÜFE’nin 24 yıllık seyri

TÜİK, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Resmi Gazete’den alınan verilere bakıldığında 1999 yılından bu yana YDO ile TÜFE’nin birbirine oldukça yakın seyrettiği görülüyor. Bunun istisnası 2002 ve 2022 yılları.

YDO hesaplamasında Ekim ayı verileri esas alındığından haberdeki analizlerde hem ekim ayı yıllık üretici enflasyonunu hem de aralık ayı yıllık enflasyonu ayrı ayrı kullandık.

YDO ile ekim ayı yıllık TÜFE karşılaştırıldığında bazı yıllar YDO’nun daha yüksek bazen de enflasyonun daha yüksek olduğu görülüyor. Bu yıla kadar bakıldığında 1999’dan bu yana kadar iki değer arasındaki en büyük fark 2002’de 26 yüzde puan ile görüldü. 2022’de ise bu fark 37 yüzde puana kadar çıktı.

YDO ile aralık ayı yıllık TÜFE’yi kıyaslamak da mümkün. Ancak henüz 2022 yılı aralık enflasyonu açıklanmadı için bu seneki farkı göremiyoruz. Bu yüzden grafikte 2022 için kasım verilerine yer verdik. Yine 2022’de en büyük fark ortaya çıkıyor. 2002’de 29 yüzde puan olan fark 2022’de 39 yüzde puana kadar çıktı. Diğer yıllarda 10 yüzde puan sadece 2019 yılında 11 yüzde puan ile görülmüştü.

ÜFE-TÜFE farkı iyice açıldı

TÜİK’in açıkladığı yıllık ÜFE ve TÜFE verileri yan yana konulduğunda üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasındaki farkın 2022 yılında nasıl hızla açıldığı ortaya çıkıyor.

Yan yana koyduğumuz ÜFE’den TÜFE’yi çıkararak aradaki farkı görmek mümkün. 2006 yılından bu yana ÜFE-TÜFE farkı hiçbir zaman 2022’deki seviyeye ulaşmadı. Ekim ayı itibariyle yapılan hesaplamada 2022’de ÜFE, TÜFE’den 72 yüzde puan fazla oldu. Bu seneye gelinceye kadar son 17 yılda bu oran en yüksek 26 yüzde puan olmuştu.

TÜİK farkı savundu

TÜİK 11 Aralık 2021’de sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “YDO ile TÜFE ayrı göstergeler olup aralarında farklılık oluşması tabiidir. YDO, TÜFE’nin üstünde veya altında gerçekleşebilmektedir.” açıklamasında bulunmuştu. Ancak 2021 yılındaki fark ile 2022 yılındaki fark çok daha büyük seviyelere erişti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Vergilere ‘Rekor Zam’ Ufukta

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, mayıs ayında açıklanan yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) sonrası ekim ayında oluşacak yeniden değerleme oranının (YDO) netleşmeye başladığını belirterek, vergi zammı ‘tsunamisi’ uyarısı yaptı.

Trafik cezası, emlak vergisi, harç gibi ödeneklere getirilen zam oranı olan ‘yeniden değerleme oranı’nın yüzde 120-125 dolayında geleceği hesaplamasını yapan Aktaş, ortada iki seçenek olduğunu belirtti.

Temmuz 2023’e kadar kira artışına getirilen yüzde 25 sınırlamasını hatırlatan Aktaş “Öyle görünüyor ki şimdi sırada yeniden değerleme oranı var. Yüzde 120 ile yüzde 125 arasında oluşacak bir yeniden değerleme oranı, 2023’te dengelerin inanılmaz şekilde bozulması sonucunu doğuracak. Bunun kabullenilmesi, ‘Ne yapalım mevzuat böyle” denilerek uygulanması pek mümkün görünmüyor” diyerek, şöyle devam etti:

“Mevcut mevzuat bu konuda Cumhurbaşkanı’na belli kalemler için sınırlı bir yetki veriyor. Cumhurbaşkanı’nın yetkisini temelde ikiye ayırmak gerek. Bir kere Cumhurbaşkanı’nın cezalar konusunda yeniden değerleme oranının farklı uygulanmasına karar verme yetkisi yok. YDO ne çıkarsa cezalar aynı oranda artacak. Vergilerde ise durum farklı. YDO’ya bağlı olarak değişen ve vatandaşı en çok ilgilendiren iki vergi var; motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisi.

Cumhurbaşkanı motorlu taşıtlar vergisini YDO’nun yüzde 20’sinden az, yüzde 50’sinden fazla olmayacak şekilde belirleyebiliyor. Örneğin YDO yüzde 120 olursa bu oran yüzde 80 aşağı çekilerek yüzde 24’e kadar indirilebiliyor ya da yüzde 50 artırılarak yüzde 180’e kadar çıkarılabiliyor.

Araç sahipleri yandı ki ne yandı

Şimdi öyle bir gidişat var ki, YDO eğer yüzde 120 olursa Cumhurbaşkanı yetkisini tümüyle kullansa bile MTV artışı yüzde 24’e ancak inecek. Enflasyon bu düzeylerdeyken, MTV artışının böylesine düşük oranda uygulanması da beklenmez.

Eğer bu yılın yüzde 36.2’lik YDO’su ile yüzde 25’lik MTV artışı arasındaki dengenin gözetileceği varsayılırsa MTV’deki 2023 artışı yüzde 80 dolayında olacak demektir. Araç sahipleri yandı ki ne yandı!”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın