Zafer Partisi’nde İstifa Furyası

Ümit Özdağ’ın genel başkanlığını yaptığı Zafer Partisi istifalarla sarsıldı. Zafer Partisi’nin Kurucular Kurulu ve Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri İsmail Türk, Pertev Kasarcı, Canan Çakır, Bekir Şahin, Şahin Çakır, Orhan Ergin ve Ertuğrul Kalafat partilerinden istifa ettiklerini duyurdular.

Yedi isim yaptıkları ortak açıklamada, “Üzülerek belirtiyoruz tek adamlık hastalığı milliyetçi vatansever kesimin en büyük şansızlığıdır” ifadelerini kullandı.

Açıklamada parti yönetimiyle ilgili şu sorunlar sıralandı:

“– Kadının adı yok.

– Liyakatin adı yok.

– Ekip ya da kadro hareketinin adı yok.

– Emeğe saygı yok.

– Sorunları ilk elden çözmek gibi bir iyi niyet yok.

– Parti içi mevcut yönetsel kadroları korumak, sürdürülebilir olmasını sağlamak gibi bir tutum yok.

– Yola çıkılanları, istisnalar haricinde yolda bulunanlarla değişmemek gibi bir ideal yok.

– Nezaket ve Demokrasi dolu bir konuşma, tartışma, çözüm, ifade ve bilhassa dinleme ortamı hiç yok.

– En tepeden en aşağıya görev alan ve katkı sunan ekipler arasında güven yok.

“Son derece hicap duyuyoruz”

Açıklamanın tamamı şöyle:

“Zafer Partisi Kurucular Kurulu ve Genel İdare Kurulu Üyeleri olarak bizler 06/03/2023 tarihi itibariyle partimizle yollarımızı ayırıyor olduğumuzu siz değerli basının huzurunda ifade etmek isteriz. 26/08/2021 tarihinde 193 delege ile MAKAM İÇİN DEĞİL VATAN İÇİN ulvi amaçlarla yola çıktığımız ve tarifsiz maddi ve manevi katkı, emek, özveri ve fedakârlık ile ilerlediğimiz partimizin ne yazık ki bir şahıs şirketi görünümüne bürünmesinden ve de demokratik, saygı dolu bir konuşma, çözüm, tartışma ve dil birliğinden uzaklaşılmasından son derece hicap duyuyoruz.

Kurulduğumuz günden bu yana dördüncü kez İl Başkanlığı değişimi yaşayan ve siyasetin en büyük kalesi olan İSTANBUL başta olmak üzere ülke genelinde büyük coşku ile yaptığımız kongreler sonrası anlam veremediğimiz şekilde kongrelerin tekrarlanması sürekli olarak teşkilatlarda başkan ve yönetimlerin değiştirilerek taşların bir türlü yerine oturmaması ve de secime 69 gün kala hem seçim yeterliliğimizin olup olmadığının bilinmemesi hem de ittifak görüşmelerinin çözüme ulaşıp ulaşmadığının tarafımıza açıklanmaması bizi derinden yaralamaktadır

Bugün geldiğimiz noktada, Zafer Partimizde;

– Kadının adı yok.

– Liyakatin adı yok.

– Ekip ya da kadro hareketinin adı yok.

– Emeğe saygı yok.

– Sorunları ilk elden çözmek gibi bir iyi niyet yok.

– Parti içi mevcut yönetsel kadroları korumak, sürdürülebilir olmasını sağlamak gibi bir tutum yok.

– Yola çıkılanları, istisnalar haricinde yolda bulunanlarla değişmemek gibi bir ideal yok.

– Nezaket ve Demokrasi dolu bir konuşma, tartışma, çözüm, ifade ve bilhassa dinleme ortamı hiç yok.

– En tepeden en aşağıya görev alan ve katkı sunan ekipler arasında güven yok.

Oysa Türkiye Siyasetinin gündemini belirleyen 4’üncü parti konumuna gelecek kadar siyasete hızlı başlayan Zafer Partimiz neredeyse seçime tek başına girebilecek kadar çalışkan ve tutkulu iken, hem ülkemizde hem de dünyada milliyetçiliğin lehimize yükselmiş olduğu bir ortama rağmen, gözlemlerimiz neticesinde Parti içi yaşanan ciddi ayrılıklar, Lidere / Başkan’a odaklı siyaset anlayışı, kasten partimizin büyümesinin engellenmeye çalışılması partimizi adeta kronik bir hastalığın eşiğine getirmiş, özellikle yüzyılın afeti olan 11 ilimizde yaşanan deprem bölgelerine ziyaretler sırasında kullanılan kutuplaştırıcı ve ayırıcı siyasi üslup bizi ve bize gönül verenleri derinden etkilemiştir.

Üzülerek belirtiyoruz ki tek adamlıuk hastalığı milliyetçi vatansever kesimin en büyük şansızlığıdır. Bu olumsuzluklar kapsamında BİLİM, BİRLİK ve BARIŞ Mottosu ile kurduğumuz ama önce kendi içimizde birlik ve barışı oluşturamadığımız, BEN değil BİZ olgusunu yaratamadığımız ve de tüm iyi niyetli çabalarımız, sözlü ve yazılı uyarılarımız ile sorunlar yumağını çözemediğimiz ZAFER PARTİSİ’ nden 06/03/2023 tarihi itibariyle, tüm sıfatlarımızdan, kendi irademizle, istifaen ayrıldığımızı kamuoyu ile paylaşır, bugüne değin yolculuğumuzda bize eşlik eden dava arkadaşlarımız başta olmak üzere çalışma ve tanışma fırsatı bulduğumuz herkese teşekkürlerimizi sunarız. Her ne kadar ayrılıyor olsak bile mücadeleye devam eden arkadaşlarımıza da başarılar dileriz. Saygılarımızla.”

Paylaşın

“600 bin Suriyeli İstanbul’a Götürüldü” İddialarına Yalanlama

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir kanalda katıldığı programda, “600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldü” iddialarını yalanladı.

Göç İdaresi Başkanlığı’ndan iddiaya ilişkin yapılan açıklamada, “bir televizyon programında 600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldüğüne ve bilet paralarının Göç İdaresi Başkanlığı tarafından karşılandığına” ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğu bildirildi.

Açıklamada ayrıca “deprem bölgesinde yaşayan yabancıların farklı illere çıkışlarının kayıtlı ve izinli olarak sağlandığı” kaydedildi. Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyeliler’in bir ilden diğerine seyahat etmek istediklerinde hem şehirden ayrılırken “yol izni” almaları, hem de vardıkları şehirlerde Göç İdaresi Müdürlüğü’ne kayıt yaptırmaları gerekiyor.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında çok sayıda Suriyeli’nin sınırdan Türkiye’ye giriş yaptığı, Türkiye’de yaşayan ve depremden etkilenen çok sayıda Suriyeli’nin de İstanbul gibi büyük şehirlere götürüldüğü gibi iddialar gündeme getirildi. Ancak Göç İdaresi Başkanlığı bu iddiaları yalanladı.

Mülteciler Derneği depremin hemen ardından yaptığı bilgilendirmede, etkilenen 10 ilde ikamet eden geçici koruma altındaki Suriyeliler’den bölgeden ayrılırken yol izin belgesi istenmeyeceğini kaydetti.

Dernek, geçici koruma altındaki Suriyeliler’in deprem bölgesinden ayrıldıktan sonra İstanbul dışında yakınlarının bulunduğu bir ile gitmeleri durumunda, gitmiş oldukları şehirdeki göç idaresine müracaat ederek 90 gün süreli yol izin belgesi almaları gerektiğini de belirtti.

Özdağ’ın iddiasına yalanlama

Ancak Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bir kanalda katıldığı programda, “600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldüğünü” iddia etti.

Göç İdaresi Başkanlığı’ndan iddiaya ilişkin dün akşam yapılan açıklamada, “bir televizyon programında 600 bin Suriyeli’nin İstanbul’a götürüldüğüne ve bilet paralarının Göç İdaresi Başkanlığı tarafından karşılandığına” ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğu bildirildi.

Açıklamada ayrıca “deprem bölgesinde yaşayan yabancıların farklı illere çıkışlarının kayıtlı ve izinli olarak sağlandığı” kaydedildi. Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyeliler’in bir ilden diğerine seyahat etmek istediklerinde hem şehirden ayrılırken “yol izni” almaları, hem de vardıkları şehirlerde Göç İdaresi Müdürlüğü’ne kayıt yaptırmaları gerekiyor.

“42 bin Suriyeli gönüllü olarak ülkesine geri döndü”

Diğer yandan depremlerden bu yana Suriye’den Türkiye’ye “göç akını yaşandığı” iddiaları bulunuyor. Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, “sınırlarımız açık, Suriyeliler gelmeye devam ediyor” açıklamasında bulunurken, bu iddiayı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar önceki gün yaptığı açıklamayla yalanladı.

Akar, “Hiçbir şekilde, Suriye tarafından Türkiye’ye doğru herhangi bir göç ve intikal olmamıştır. Böyle birtakım rivayetler çıktı. Bunlar gerçeği yansıtmıyor. Türkiye’de yerleşik, evini, yakınını, çocuğunu kaybeden ve ülkesine dönmek isteyen yaklaşık 42 bin Suriyeli, gönüllü olarak ülkesine geri döndü” diye konuştu.

Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre Türkiye’de Şubat 2023 itibariyle 3 milyon 500 bin 964 geçici koruma kapsamında Suriyeli bulunuyor.

Özellikle depremin vurduğu Hatay ve Gaziantep gibi şehirlerde yoğun bir Suriyeli nüfusu bulunuyor. Göç İdaresi Başkanlığı’nın deprem öncesi Şubat 2023 verilerine göre Gaziantep’te 460 bin, Hatay’da ise 354 bin Suriyeli yaşıyordu.

Paylaşın