OECD’den Türkiye İçin 2024 Yılı Büyüme Tahmini: Yüzde 2,9

OECD, Türkiye’nin 2024 yılı için büyüme tahminini yüzde 2,9 ile sabit tutarken, 2025 yılı için büyüme tahminini yüzde 0,1 düşürerek yüzde 3,1’e revize etti. Türkiye, 2023 yılında yüzde 4,1 büyümüştü.

OECD, bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 2,7’den yüzde 2,9’a yükseltti.

Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), “Büyüme için Temelleri Güçlendirmek” temasıyla hazırladığı Ekonomik Görünüm Ara Dönem Raporu’nu bugün açıkladı.

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre, küresel ekonomik büyüme 2023’te direnç gösterdi ve enflasyon beklenenden daha hızlı geriledi.

Küresel ekonomi, geçen yıl yüzde 3,1 büyüdü. Büyüme, dördüncü çeyrek de dahil olmak üzere yıl boyunca özellikle ABD’de güçlü kalırken, diğer birçok gelişmiş ülkede enerji krizinin de etkilerini yansıtan şekilde daha zayıf oldu.

Ekonomik büyüme geçen yıl G20 ülkelerinde yüzde 3,3, ABD’de yüzde 2,5 olarak gerçekleşti.

Euro Bölgesi’nde büyüme yüzde 0,5 olurken Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da yüzde 0,1 daralma görüldü. Ekonomik büyüme İngiltere’de 2023’te yüzde 0,3, Fransa’da yüzde 0,9, Çin’de yüzde 5,2, Hindistan’da yüzde 6,7 ve Türkiye’de yüzde 4,1 oldu.

Brezilya ekonomisi yüzde 3,1, Japonya ekonomisi yüzde 1,9 ve Rusya ekonomisi yüzde 3,1 büyüme gösterdi, Suudi Arabistan ekonomisi geçen yıl yüzde 0,9 daraldı.

Ilımlı büyüme sürecek

Küresel ekonomideki büyümenin bu yıl ise yüzde 2,9 olacağı, 2025’te finansal koşulların da iyileşmesiyle yüzde 3’e yükseleceği öngörülüyor.

Söz konusu büyüme öngörüleri OECD’nin geçen kasımda yayımladığı Ekonomik Görünüm raporuyla karşılaştırıldığında, bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahmininin yüzde 2,7’den yüzde 2,9’a yükseltildiği anlamına geliyor. OECD’nin 2025’e yönelik küresel ekonomik büyüme beklentisi değişmedi.

ABD’de ekonomik büyümenin, hane halkı harcamaları ve güçlü işgücü piyasası koşulları tarafından desteklenmeye devam edeceği ancak bu yıl yüzde 2,1’e ve 2025’te yüzde 1,7’ye düşeceği tahmin ediliyor.

Euro Bölgesi’nde ekonomik büyüme tahmini bu yıl için 0,3 aşağı yönlü revize edilip 2025 için değiştirilmezken, sırasıyla yüzde 0,6 ve yüzde 1,3 düzeyinde öngörüldü.

Çin ekonomisinin düşük talep, yüksek borç ve zayıf emlak piyasasının etkisiyle bu yıl yüzde 4,7 ve 2025’te yüzde 4,2’ye gerilemesi bekleniyor.

Türkiye ekonomisinde ise büyümenin bu yıl yüzde 2,9 olması beklenirken, 2025’te yüzde 3,1 olacağı öngörülüyor. OECD, kasımdaki tahminlerine göre, Türkiye ekonomisinde bu yıl için büyüme öngörüsünü değiştirmedi, 2025 için yüzde 0,1 düşürerek yüzde 3,1’e revize etti.

Enerji ve gıda fiyatlarındaki gerileme ve sıkı para politikasına bağlı olarak enflasyon, geçen yıl birçok ülkede düşüş gösterdi.

Öte yandan rapora göre, çekirdek enflasyonun çoğu ülkede hala hedefin üzerinde seyretmesi ve işgücü maliyetlerindeki artışın orta vadeli enflasyon hedefleriyle uyumlu olan seviyeden yüksek olması nedeniyle, 2021’de başlayan enflasyonist sürecin 2025’te sona ereceğinden emin olmak için henüz erken.

Orta Doğu başta olmak üzere jeopolitik gerilimlerin enflasyonda yukarı yönlü baskı oluşturma riski bulunurken, bölgede çatışmanın genişlemesi veya tırmanması deniz taşımacılığını beklenenden daha kapsamlı şekilde kesintiye uğratabilir ve arz darboğazları yoğunlaşabilir.

Orta Doğu’dan Asya, Avrupa ve Amerika’ya petrol ve gaz tedarikinde kilit rotalardaki trafiğin kesintiye uğraması halinde enerji fiyatlarında artış görülebilir.

Bu durum, küresel ekonomik büyümeye zarar vererek doğrudan enflasyon baskılarını artırabilir.

Paylaşın

Türkiye, En Yüksek İşsizlik Oranının Görüldüğü Dördüncü Ülke

OECD ülkeleri  arasında en yüksek işsizlik oranı yüzde 11.9 ile İspanya’da gerçekleşti. İspanya’yı yüzde 10.3 ile Kolombiya ve yüzde 9.4 ile Yunanistan takip etti. Türkiye ve Şili ise, yüzde 9’luk işsizlik oranlarıyla dördüncü sırayı paylaştı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22.7 seviyesinde.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye 38 ülke arasında Türkiye, en yüksek dördüncü işsizlik oranının görüldüğü ülke oldu. OECD ülkelerinde işsizlik oranı, Kasım 2023 itibarıyla yüzde 4.8 ile tarihi düşük seviyelerde seyretmeyi sürdürdü.

Sözcü’den Tolga Uğur’un haberine göre OECD ülkeleri  arasında en yüksek işsizlik oranı yüzde 11.9 ile İspanya’da gerçekleşti. İberya ülkesini, işsizlik oranının yüzde 10.3 olduğu Güney Amerika ülkesi Kolombiya ve yüzde 9.4 ile komşu Yunanistan takip etti. Türkiye ve Şili ise, yüzde 9’luk işsizlik oranlarıyla dördüncü sırayı paylaşıyor.

Kasım itibarıyla Türkiye’de 3 milyon 116 bin kişi işsizken, OECD ülkelerindeki işsiz sayısı 33.3 milyon oldu. 38 üyeli örgütteki neredeyse her 10 işsizden 1’i (yüzde 9.3) Türkiye’de bulunuyor. Aynı dönemde Türkiye’de erkeklerde işsizlik oranı yüzde 7.5, kadınlarda ise yüzde 11.8 olarak tahmin ediliyor.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerdeki işsizlik oranında altıncı sırada, kadın işsizliğinde ise üçüncü sıradayız. Kadınlardaki işsizlik oranında yalnızca İspanya ve Kolombiya, Türkiye’nin üzerinde bulunuyor. Geniş tanımlı işsizlik verilerine göre Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 22.7 seviyesinde bulunuyor.

İstihdam oranında ise Türkiye sonuncu sırada yer aldı. 2023’ün üçüncü çeyreğinde Türkiye’de 15-64 yaş aralığına çalışabilir nüfusun istihdam oranı yüzde 53.9, işgücüne katılım oranı da yüzde 59.5 olarak hesaplandı. Türkiye, mevsimsel etkilerden arındırılmış iki veride de OECD ülkeleri arasında sonuncu oldu.

OECD’de istihdam oranı yüzde 70.1 ile rekor seviyede bulunuyor. İşgücüne katılım oranında ise 38 ülkenin ortalaması yüzde 73.8 oldu. Türkiye’de 31.6 milyon kişi istihdam ediliyor.

En yüksek işsizlik oranına sahip 10 ülke şöyle:

İspanya: 11.9
Kolombiya: 10.3
Yunanistan: 9.4
Türkiye: 9.0
Şili: 9.0

İsveç: 7.9
Finlandiya: 7.6
İtalya: 7.5
Fransa: 7.3
Kosta Rika: 7.2

En düşük işsizlik oranına sahip 10 ülke ise şöyle:

Çekya: 2.4
Japonya: 2.5
Polonya: 2.8
Güney Kore: 2.8
Meksika: 2.8

İsrail: 2.8
İzlanda: 3.1
Almanya: 3.1
Hollanda: 3.5
ABD: 3.7

Paylaşın

Enflasyon, OECD Ülkelerinde Düştü Türkiye’de Arttı

OECD’ye (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) üye ülkelerde gıda enflasyonu ortalaması ekim ayında yüzde 7,4’e gerilerken, Türkiye’de ise yüzde 72 olarak kaydedildi. Türkiye’yi yüzde 11,7 gıda enflasyonuyla İzlanda izledi.

Haber Merkezi / Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, gıda fiyatları kasım ayında bir önceki aya kıyasla değişmeyerek 120,4 puan seviyesinde sabit kaldı.

Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), üye ülkelerin bir yıl içinde değişen enflasyon oranlarına ilişkin bir rapor yayınladı.

Rapora göre; OECD’de eylül ayında yüzde 8,1 olan gıda enflasyonu ekim ayında yüzde 7,4’e geriledi. 32 OECD ülkesinde düşüş gösteren gıda enflasyonu, 3 ülkede yüzde bir puan veya daha fazla arttı. Türkiye’de ise gıda enflasyonu yüzde 72 olarak kaydedildi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Gıda Fiyat Endeksi Kasım 2023 raporunu açıkladı. Buna göre; Gıda fiyatları kasım ayında bir önceki aya kıyasla değişmeyerek 120,4 puan seviyesinde sabit kaldı.

Düşük uluslararası tahıl fiyatlarının yüksek bitkisel yağ fiyatlarını dengelemesi, küresel gıda fiyatlarının kasımda sabit kalmasına sebep oldu.

Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, aylık bazda palm yağı küresel fiyatlarındaki artışın etkisiyle yüzde 3,4 yükseldi.

Uluslararası palm yağı fiyatları, önde gelen ithalatçı ülkelerin alımlarının artması ve büyük üretici ülkelerdeki mevsimsel olarak düşük üretimin etkisiyle kasımda yüzde 6’dan fazla artış gösterdi.

Tahıl Fiyat Endeksi ise mısır fiyatlarında keskin gerilemenin etkisiyle aylık bazda yüzde 3, yıllık bazda yüzde 19,4 düştü.

Şeker Fiyat Endeksi, Hindistan ve Tayland’da kötüleşen üretim beklentileri ve küresel ihracat bulunabilirliğine ilişkin artan endişelerin etkisiyle kasımda aylık yüzde 1,4 arttı, geçen yılın aynı ayına göre de ortalama yüzde 41,1 yükseldi.

Aynı dönemde FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi, Kuzeydoğu Asyalı alıcıların tereyağı ve yağsız süt tozuna yönelik yüksek ithalat talebinin yanı sıra Batı Avrupa’daki kış tatili öncesinde artan iç talep nedeniyle kasımda aylık yüzde 2,2 artarak 114,2 puana çıktı.

Et Fiyat Endeksi de Ekim’de arzın artmasıyla yüzde 0,4 düşüş kaydetti.

FAO, küresel üretim, tüketim, ticaret ve stok eğilimlerine ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Tahıl Arz ve Talep Özeti Raporu’nu da yayımladı. Kuruluş, bu yıl küresel tahıl üretimine ilişkin tahminini önceki yıla göre yüzde 0,9 artışla 2,819 milyar tondan 2,823 milyar tona yükseltti.

Rusya ve Türkiye’de buğday, ABD’de mısır üretiminde yukarı yönlü revizyon yapılırken, Arjantin ve Brezilya’da üretim tahminleri düşürüldü.

Paylaşın

Türkiye, Eğitimde OECD Ortalamasının Altında

PISA 2022 araştırmasına göre; Türkiye’nin matematikteki puanı sabit kaldı, okumada 10 azaldı, fende ise 8 arttı. Türkiye her üç alanda da PISA 2018 araştırmasına göre daha üst sıralarda yer aldı.

PISA, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı anlamına geliyor. Çalışma, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından yürütülüyor.

PISA 2022 araştırmasına katılan ülke sayısı 2018’den bu yana 79’dan 81’e yükseldi. 2022 değerlendirmesinde, OECD genelinde öğrencilerin seviyelerinde benzeri görülmemiş bir düşüş görüldüğü belirtiliyor.

Güçlü performans gösterenler arasında Çin’e bağlı Makao, Tayvan, Japonya, Güney Kore ve Estonya var. Hepsi, üç ana kategorinin her birinde ilk 10’da yer alıyor.

PISA, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı anlamına geliyor. Çalışma, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından yürütülüyor.

Okuma kategorisinde Singapur’u takip eden ülkeler; İrlanda, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Estonya, Makao, Kanada, ABD ve Yeni Zelanda. Türkiye okumada 36. sırada.

2018’e göre bir sıra önde olan İngiltere 13. sırada. Çoğu Avrupa ülkesi ise orta sıralarda bulunuyor. Latin Amerika ülkeleri arasında en üst sırada yer alan Şili ise 37. sırada. Son üç sırada Fas, Özbekistan ve Kamboçya var.

Matematik sıralamasında Singapur’un ardından ikinci sırada yer alan Macau’yu Tayvan, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Estonya, İsviçre, Kanada ve Yeni Zelanda izliyor. Sonraki 10 sırayı (10. ila 20. sıralar arası) Avrupa ülkeleri alırken Türkiye 39. sırada yer alıyor.

Fende Singapur’u sırayla Japonya, Makao, Tayvan, Güney Kore, Estonya, Hong Kong, Kanada, Finlandiya ve Avustralya izliyor. İngiltere ve ABD 15’inci ve 16’ncı sırada yer alırken, çoğu Avrupa ülkesi yine orta sıralarda.

Son sonuçlar, katılımcı öğrencilerin performansının 2018’e kıyasla okumada 10 puan, matematikte ise neredeyse 15 puan düştüğünü gösteriyor.

PISA’ya göre bu, “bir yıllık öğrenimin dörtte üçüne eşdeğer ancak bu düşüşün nedeni yalnızca kısmen Covid-19’a atfedilebilir.”

Okuma ve fen alanlarındaki puanlar pandemi öncesi de düşüşteydi. PISA değerlendirmesi, 2000 yılında başladı ve her üç yılda bir tekrarlanıyor. Ancak OECD’ye göre 2021 değerlendirmesi, “Covid sonrası zorlukları yansıtmak için” 2022’ye ertelendi.

PISA testlerine kimler katıldı?

Her ülke veya bölgede sınava girecek öğrenci sayısı nüfusun büyüklüğüne göre değişiyor. 2022 değerlendirmesine yaklaşık 700 bin öğrenci katıldı.

Tunus yıllardır teste katılan tek Afrika ülkesiydi. Ancak 2018’den beri değerlendirmede yer almıyor. Çin’in Şangay şehri ilk olarak 2009’da PISA’ya katıldı.

Bu kenti 2015’te Pekin, Jiangsu ve Guangdong izledi. 2018’de Guangdong’un yerini Zhejiang aldı. Çin bir önceki testte her üç kategoride de en iyi performansı sergileyen ülke oldu ancak son tura katılmadı.

PISA, 2022’de erkeklerin matematikte kızlardan 9 puan daha iyi performans gösterdiğini ancak OECD ülkeleri genelinde kızların okumada erkekleri ortalama 24 puan geride bıraktığını açıkladı.

Matematik performansındaki cinsiyet farkı, çoğu ülkede 2018 ile 2022 arasında değişmedi çünkü her iki cinsiyetin performansı da düştü.

Öğrencinin geçmişi açısından PISA, göçmen olmayan öğrencilerin çoğu ülkede (ama hepsinde değil) tüm alanlarda göçmen öğrencilerden daha iyi performans gösterme eğiliminde olduklarını tespit etti.

PISA testleri nasıl yapılıyor?

PISA testlerindeki soruların üçte ikisi çoktan seçmeli, geri kalan üçte ikisi ise açık uçlu sorular. Her okulda yalnızca az sayıda öğrenci aynı soruları yanıtlıyor.

Bunun nedeni, PISA’nın kapsamlı bir dizi beceri ve yeteneği ölçmek istemesi. Bu nedenle tek bir çocuğun cevaplayabileceğinden daha fazla soru (yaklaşık 4,5 saatte) hazırlanıyor ve bu sorular farklı sınav kağıtlarına bölüştürülüyor.

PISA daha sonra her öğrencinin potansiyelini tahmin etmek için istatistiksel bir model kullanıyor. Ayrıca her öğrencinin yanıtlarından, diğer tüm soruları yanıtlamış olsalardı nasıl bir performans sergileyeceklerini tahmin ediyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Türkiye’de Her 10 Öğrenciden 3’ü Dışlanmış Hissediyor

PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı ) 2022 araştırmasında Türkiye’de yaklaşık her on öğrenciden üçü okulda kendini yalnız, dışlanmış gibi ve okula ait değilmiş gibi hissettiğini bildirdiği tespit edildi. 

Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Her on öğrenciden yedisi ise kendini okula ait hissettiğini, diğer öğrenciler tarafından sevildiğini ve diğer öğrencilerle kolaylıkla arkadaşlık kurduğunu bildirdi.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde gerçekleştirilen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) araştırması, 15 yaşındaki öğrencilerin modern toplumda yerlerini alabilmeleri için gereken temel bilgi ve becerilere ne ölçüde sahip olduklarını ölçmeyi hedefliyor.

PISA 2022 uygulamasında Türkiye 81 ülke arasında 39’uncu, 37 OECD ülkesi arasında 32’nci sırada yer aldı. Türkiye, PISA 2018’e katılan 79 ülke arasında 42, 37 OECD ülkesi arasında 33’üncü sırada yer almıştı.

Temel olarak öğrencilerin matematik okuryazarlığı, fen okuryazarlığı ve okuma becerileri alanlarındaki becerilerini değerlendiren PISA’nın 2022 araştırmasında ağırlıklı alan olarak matematik okuryazarlığı belirlendi. PISA 2022 uygulaması 37’si OECD üyesi olmak üzere toplam 81 ülkenin katılımıyla gerçekleştirildi

Türkiye’nin 2003 yılından beri katıldığı PISA araştırmasının 2022 raporuna göre katılımcı 81 ülkenin matematik alanındaki ortalama puanı 438, 37 OECD ülkesinin ortalama puanı 472 ’olurken Türkiye’nin matematik alanındaki ortalama puanı 453 olarak ölçüldü.

Türkiye bu puanla Yunanistan, Şili, Meksika, Kosta Rika ve Kolombiya olmak üzere beş OECD ülkesinin de olduğu toplam 42 ülkeden daha yüksek performans gösterdi.

Türkiye fen alanında 81 ülke arasında 34’üncü, OECD ülkeleri arasında 29’uncu sırada yer alırken okuma becerileri alanında ise sırasıyla 36’ncı ve 30’uncu oldu.

COVID-19 salgınından dolayı 2021 yılı uygulaması bir yıl ertelenerek 2022 yılında yapılan PISA sonuçlarına göre Türkiye’de matematik alanında öğrencilerin yüzde 61,3’ü, fen alanında yüzde 75,3’ü ve okuma becerileri alanında yüzde 70,7’si asgari performans düzeyine ulaştı.

Üst performans düzeyindeki öğrenci oranları ise matematik alanında yüzde 5,4, fen alanında yüzde 4, okuma becerileri alanında yüzde 1,9 oldu.

Araştırmada Türkiye’de yaklaşık her on öğrenciden üçü okulda kendini yalnız, dışlanmış gibi ve okula ait değilmiş gibi hissettiğini bildirdiği tespit edildi. Her on öğrenciden yedisi ise kendini okula ait hissettiğini, diğer öğrenciler tarafından sevildiğini ve diğer öğrencilerle kolaylıkla arkadaşlık kurduğunu bildirdi.

Türkiye’de 15 yaş grubundaki öğrencilerin yüzde 67’si her gün ya da hemen hemen her gün ebeveynleriyle birlikte öğle yemeği ya da akşam yemeği yediğini bildirdi.

Yaklaşık iki öğrenciden biri ise her gün ya da hemen hemen her gün ebeveynlerinin kendileriyle sadece konuşarak zaman geçirdiğini ve okulda ne yaptığını sorduğunu söylerken her 10 öğrenciden bir veya ikisi ise ebeveynleriyle bu deneyimleri hiç veya hemen hemen hiç yaşamadığını bildirdi.

Paylaşın

OECD, Türkiye İçin Büyüme Tahminini Yüzde 4.5’a Yükseltti

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye için 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 4.3’ten yüzde 4.5’e, 2024 yılı büyüme tahminini ise yüzde 2.6’dan yüzde 2.9’a yükseltti.

OECD, 2023 yılı küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 3’ten yüzde 2.9 seviyesine düşürürken, 2024 yılı küresel ekonomi büyüme tahminini ise yüzde 2.7’de sabit tuttu.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2023 yılı için Türkiye’nin ekonomik büyüme tahminini eylül ayındaki tahmini olan yüzde 4.3’ten yüzde 4.5’e yükseltirken, küresel ekonomik büyüme tahminini ise yüzde 3’ten yüzde 2.9 seviyesine düşürdü.

OECD bugün yayımladığı Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye ekonomisi için 2024’teki büyüme tahminini 2.6’dan yüzde 2.9’a yükseltirken, küresel ekonomi için 2024 büyüme tahminini de yüzde 2.7’de sabit tuttu.

OECD Türkiye ekonomisinin 2025’te yüzde 3.2 büyümesini beklerken, küresel ekonominin 2025’te yüzde 3 büyümesini öngörüyor.

OECD, Türkiye Cumhuriyet Merkez bankası’nın (TCMB) enflasyon görünümünde önemli bir iyileşme sağlanana kadar para politikasını gerektiği kadar sıkılaştırmaya kararlı olması nedeniyle faizlerin daha da artmasını bekliyor.

OECD, küresel ekonomideki büyümenin önümüzdeki yıl hafif ivme kaybedeceğini ancak yüksek borç seviyeleri ve faizlere yönelik belirsizliğe rağmen sert iniş riskinin azaldığını açıkladı.

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında Zirvede

OECD’ye üye ülkelerde gıda enflasyonu üst üste 10. ayda da gerilerken, ortalama gıda enflasyonu ise yüzde 8,1 oldu. 9 OECD ülkesinde gıda enflasyonu hala yüzde 10’un üzerinde seyrediyor. Türkiye yüzde 75 gıda enflasyonuyla zirvede yer aldı.

ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, gıda fiyatlarının yükselmesinin sebebi olarak tarımsal fiyat endeksindeki artışı gösterdi. Dr. Fatih Özden ise bu durumun yeni olmadığına dikkat çekti.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), geçen hafta üye ülkelerin eylül ayı gıda enflasyonunu yayımladı. Buna göre OECD ülkelerinin genelinde gıda enflasyonunda düşüş sürerken Türkiye yüzde 75’le zirvede yer aldı. Türkiye 2’nci sıradaki Macaristan’ın dahi 62 puan üstünde yer aldı.

OECD’nin raporuna göre üye ülkelerin gıda ortalaması üst üste 10’uncu ayda da geriledi. Ortalama gıda enflasyonu ise yüzde 8,1 oldu. Ancak gıda enflasyonu 9 OECD ülkesinde hâlâ yüzde 10’un üzerinde seyrediyor.

Öte yandan yıllık enflasyon oranı ise ağustos ayındaki yüzde 6,4 seviyesinden eylül ayında yüzde 6,2’ye düştüğünü açıklandı. OECD tarafından yapılan açıklamaya göre enflasyon oranı eylül ayında ağustos ayına göre 27 OECD ülkesinde düşerken diğer sekiz ülkede arttı. Eylül ayında Türkiye, Macaristan ve Kolombiya’da çift haneli enflasyon kaydedildi.

Rapora göre gıda enflasyonunun en düşük olduğu 5 ülke şöyle:

Çekya: -%3
ABD: %2,4
İsviçre: %3,8
Finlandiya: %4,6
Avustralya: %4,7

Rapora göre gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 5 ülke ise şöyle:

Türkiye: %75
Macaristan: %13,2
İzlanda: %12,4
Birleşik Krallık: %12,2
Kolombiya: %11,5

Birgün’den Aycan Karadağ’a tabloyu değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez gıda fiyatlarının yükselmesinin sebebi olarak tarımsal fiyat endeksindeki artışı gösterdi. Gıda enflasyonundaki yükselişin sadece bir sonuç olduğunu ifade eden Suiçmez şöyle devam etti:

“Tarımsal üretim planlaması ile arz talep dengesi sağlanamazsa, girdi maliyetleri düşürülmezse, yeterli destek verilmezse, tarımsal kredi ortamı iyileştirilmezse, aracılık sistemi tekelleşen zincir marketler denetlenmezse gıda fiyatları düşmez. Güçlü, demokratik üretici ve tüketici kooperatiflerinin yetersizliği nedeniyle üretici geliri azalırken tüketiciler fahiş fiyatla gıdaya erişebiliyor. Kamu yönetimindeki düzenleme ve denetim yetersizliği sonucu fiyat spekülasyonu önlenemiyor. Yerli üretimi ve üreticiyi koruyacak kamucu tarım politikaları yerine dışa bağımlı, özelleştirmeci, destekleri azaltıcı neoliberal tarım politikaları durumu bu hale getirdi.”

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Fatih Özden ise bu durumun yeni olmadığına dikkat çekti. Özden şunları söyledi:

“Daha önce döviz fiyatları, girdi fiyatları deniyordu ama bu sefer beklentiler de devreye girmeye başladı. Bu fiyat artışını da beklentiler tetiklemeye başladı. Bu koşullarda insanlar da nerede daha uygun bir şey bulursa onu almaya çalışıyor. Bu da talebi öne çekiyor. Ekonomiyi yönetenlerin de bütün çabası bu talebi baskılamak üzerine. Ancak talep baskılanamadığı için de gıda enflasyonunda artış yaşanmaya devam ediyor.”

Paylaşın

Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında İşsizlikte Zirveyi Zorluyor

Ağustos 2023 itibariyle OECD üyeleri arasında işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (yüzde 11,5), Yunanistan (yüzde 10,9) ve Kolombiya (yüzde 9,5) oldu. Türkiye de bu ülkelerin ardından yüzde 92 ile dördüncü sırada.

OECD’de işsizlik ortalaması yüzde 5,9 olurken OECD’de bu oran yüzde 4,8. İşsizlik oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Güney Kore oldu. Almanya’da yüzde 3 olan işsizlik oranı Fransa’da yüzde 7,3 gerçekleşti.

Türkiye ekonomisi cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığına oturmasıyla “rasyonel zemine” dönmeye çalışıyor. Henüz bu politikaların tesirlerini yansıtan veriler oldukça sınırlı ve Bakan Şimşek’e göre ‘zamana ihtiyaç var’.

Mevcut veriler ise Türkiye açısından çok parlak değil. Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeleri arasında istihdam oranının en düşük olduğu ülke. Türkiye aynı zamanda işgücüne katılma oranının en düşük olduğu üçüncü ülke durumunda. İşsizlik oranın da da Türkiye zirveyi zorluyor.

İstihdam, işsizlik ve işgücüne katılım oranlarında Türkiye OECD ve AB üyeleri arasında kaçıncı sırada?

İstihdamda sonuncu sırada

OECD verilerine göre 15-64 yaş arasındaki kişilerde 2023 ikinci çeyrekte Türkiye’de istihdam yüzde 53,6 oldu. Bu oran OECD’de yüzde 70,1; AB’de ise yüzde 70,5. Tüm üyeler içinde Türkiye son sırada.

Zirvede ise yüzde 84,7 ile İzlanda bulunurken ardından Hollanda (yüzde 82,5) ve İsviçre (yüzde 80,7) geliyor. Almanya’da istihdam oranı yüzde 77,5 olurken Fransa’da yüzde 68,5 gerçekleşti.

İşgücüne katılımda sondan üçüncü

Türkiye işgücüne katılma oranında ise OECD üyeleri arasında sondan üçüncü sırada. Türkiye’de 2023 yılının ikinci çeyreğinde işgücüne katılma oranı yüzde 53,3 oldu. Bu oran AB’de yüzde 57,9; OECD’de ise yüzde 60,9 gerçekleşti.

İstihdamda olduğu gibi işgücüne katılım oranı da en yüksek İzlanda’da (yüzde 75,4)Bu oran Birleşik Krallık’ta yüzde 63,6, ABD’de yüzde 62,6 ve Almanya’da yüzde 61,6 oldu.

İşgücüne katılımın Türkiye’den daha düşük olduğu ülkeler ise İtalya (yüzde 49,8) ve Yunanistan (yüzde 52,4) oldu.

İşsizlikte zirveyi zorluyor

Ağustos 2023 itibariyle işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (yüzde 11,5), Yunanistan (yüzde 10,9) ve Kolombiya (yüzde 9,5) oldu. Türkiye de bu ülkelerin ardından yüzde 92 ile dördüncü sırada.

OECD’de işsizlik ortalaması yüzde 5,9 olurken OECD’de bu oran yüzde 4,8. İşsizlik oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Güney Kore oldu. Almanya’da yüzde 3 olan işsizlik oranı Fransa’da yüzde 7,3 gerçekleşti.

OECD’nin Türkiye verileri Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi verilere dayanıyor.

AK Parti, 12 Haziran 2011 seçim beyannamesinde açıkladığı 2023 ekonomik hedeflerinin oldukça gerisinde kalmıştı. Şimşek yönetimindeki ekonomi yönetimi başta faizler olmak üzere ciddi politika değişikliğine gitti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

OECD Raporu: Türkiye, Eğitim Yatırımlarında 40 Ülke Arasında 38. Sırada

Türkiye’nin eğitim yatırımlarında 40 ülke arasında 38’inci sırada olduğu belirtilen OECD raporunda, Kolombiya, Meksika ve Türkiye’nin öğrenci başına yıllık 5 bin dolardan az harcama yaptığı buna karşılık Lüksemburg’un yaptığı harcamanın hemen hemen 25 bin dolar seviyesinde olduğu ifade edildi.

OECD ülkelerinde öğrenci başına yapılan yıllık harcamanın ortalaması, genel üst orta öğretimde ortalama 11 bin 400 dolar, meslek liselerinde ise 13 bin 200 dolar seviyesinde.

İlk ve ortaöğretim, OECD ülkelerinin birçoğunda zorunlu. Her bir öğrenci için 6 ile 15 yaş arasında yapılan harcamanın OECD ortalaması 112 bin dolar. Avusturya, Danimarka, İzlanda, Lüksemburg ve Norveç’in bu yıllarda öğrenci başına yaptığı yıllık harcama 150 bin doları geçerken, bu meblağ Kolombiya, Romanya ve Türkiye’de ise 50 bin doların altında.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayınladığı yeni rapora göre, Türkiye üst orta eğitim (lise) harcamalarında 40 ülke arasında 38’inci sırada.

OECD raporunda Kolombiya, Meksika ve Türkiye’nin öğrenci başına yıllık 5 bin dolardan az harcama yaptığı buna karşılık Lüksemburg’un yaptığı harcamanın hemen hemen 25 bin dolar seviyesinde olduğu ifade edildi. OECD ülkelerinde öğrenci başına yapılan yıllık harcamanın ortalaması, genel üst orta öğretimde ortalama 11 bin 400 dolar, meslek liselerinde ise 13 bin 200 dolar seviyesinde.

İlk ve ortaöğretim, OECD ülkelerinin birçoğunda zorunlu. Her bir öğrenci için 6 ile 15 yaş arasında yapılan harcamanın OECD ortalaması 112 bin dolar. Avusturya, Danimarka, İzlanda, Lüksemburg ve Norveç’in bu yıllarda öğrenci başına yaptığı yıllık harcama 150 bin doları geçerken, bu meblağ Kolombiya, Romanya ve Türkiye’de ise 50 bin doların altında.

Raporda OECD ülkelerinde ilk ve ortaöğretimin finansmanında hükümetlerin önemli rol oynadığına dikkat çekildi. 2020 yılında ilk ve ortaöğretimde özel finansman payının yüzde 9 civarında olduğu Türkiye’de ise bu oranın yüzde 20’yi geçtiği kaydedildi.

OECD, lise diplomasını işgücü piyasasına başarılı bir biçimde dahil olmak için asgari şart olarak değerlendiriyor. OECD ülkelerinde 25-34 yaş grubunda bulunanların yüzde 14’ü lise mezunu değil. OECD raporunda bu yaş grubunda lise eğitimine sahip olmayanların oranını düşürmede Türkiye, Portekiz ile birlikte başarılı olan iki ülkeden biri olarak gösterildi.

2022 yılında Türkiye’de 25-34 yaş grubunda lise diploması olmayanların oranı yüzde 15’e geriledi. Lise diploması olmayanların oranındaki düşüş, kadınlar özelinde daha da büyük oldu. OECD raporuna göre Türkiye’de 2015 yılında 25-34 yaş grubundaki kadınların yüzde 52’si lise diplomasına sahip değilken 2022 yılında bu oran yüzde 34’e geriledi.

Türkiye eğitim hayatından çalışma hayatına geçişte de “Bir Bakışta Eğitim 2023” başlıklı raporda olumsuz bir görünüm sergiledi. 18-24 yaş grubunda, ne eğitimde ne de iş hayatında olanların oranı, Türkiye’de diğer birçok OECD ülkesine kıyasla yüksek. OECD ülkelerinde bu ortalama yüzde 15 civarındayken Şili, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde söz konusu gençlerin payı yüzde 25’ler seviyesine çıkıyor.

Türkiye’de ne eğitim ne de iş hayatında olanların oranı, 25-29 yaş grubunda da bir hayli yüksek. Lise diplomasına sahip oldukları halde eğitime devam etmeyen ama çalışma hayatına da dahil olmayanların toplama oranı yüzde 33,3.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

OECD Ülkeleri: Türkiye, Kadın Vekil Oranında Sondan Üçüncü

1 Ocak 2023 verilerine göre OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ) ülkelerinde milletvekillerinin yüzde 34’ü kadın. Türkiye’de bu oran yüzde 17. Türkiye 42 ülke içinde sondan üçüncü sırada. Türkiye’den daha kötü durumda olan ülkeler ise yüzde 10 ile Japonya ve yüzde 13 ile Macaristan.

Zirvede ise Yeni Zelanda ve Meksika var. Bu ülkelerde milletvekillerinin yarısı kadın. Diğer bazı ülkelerdeki kadın milletvekili oranı ise şöyle: Norveç ve Finlandiya yüzde 46, Fransa yüzde 38, Almanya ve İngiltere yüzde 35, ABD yüzde 29, Bulgaristan yüzde 24 ve Yunanistan yüzde 21.

42 ülke arasında en fazla kadın bakan oranı Finlandiya ve İspanya’da. Türkiye, OECD üyelerinin de arasında bulunduğu 42 ülke içinde kadın bakan oranında son sırada bulunuyor. 1 Ocak 2023 verilerine göre meclisteki kadın milletvekili oranı Türkiye’de yüzde 17. Türkiye bu alanda sondan üçüncü durumda. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı kabinesinde 18 isim bulunuyor. Bunlardan sadece birisi kadın.

OECD’nin paylaştığı Parlamentolar Arası Birlik (IPU) verileri siyasette kadın konusunda ülkelerin durumunu ortaya koyuyor. OECD’nin “Bir Bakışta Hükümet-2023” raporuna göre 38 OECD üyesi ve ilave 4 ülke içinde en fazla kadın bakan oranı yüzde 64 ile Finlandiya ve İspanya’da. OECD ortalaması ise yüzde 36. Yüzde 6 ile son sıradaki Türkiye’nin hemen üstünde yüzde 7 ile Çekya ve yüzde 8 ile Japonya yer alıyor.

Listedeki 30 Avrupa ülkesinden yarısı OECD ortalamasının üstünde yer alıyor. Almanya, Hollanda, Norveç ve Kolombiya’da bakanların yarısı kadın. Kadın bakan oranı Fransa’da yüzde 35, ABD ve İngiltere’de yüzde 33. Türkiye’nin komşularından Bulgaristan’da kadın oranı yüzde 16; Yunanistan’da ise yüzde 11.

1 Ocak 2023 verilerine göre OECD ülkelerinde milletvekillerinin yüzde 34’ü kadın. Türkiye’de ise bu oran yüzde 17. Türkiye 42 ülke içinde sondan üçüncü sırada. Öte yandan 14 Mayıs 2023 seçimlerinde bu oran yüzde 20’ye yükseldi.

Türkiye’den daha kötü durumda olan ülkeler ise yüzde 10 ile Japonya ve yüzde 13 ile Macaristan. Zirvede ise Yeni Zelanda ve Meksika var. Bu ülkelerde milletvekillerinin yarısı kadın. Diğer bazı ülkelerdeki kadın milletvekili oranı ise şöyle: Norveç ve Finlandiya yüzde 46, Fransa yüzde 38, Almanya ve İngiltere yüzde 35, ABD yüzde 29, Bulgaristan yüzde 24 ve Yunanistan yüzde 21.

Türkiye’de kadın bakanlar aile ve sosyal hizmetlerden sorumlu

28 Mayıs seçimleri sonrasında kurulan kabinede 17 bakan ve 1 cumhurbaşkanı yardımcısı bulunuyor. Kabinenin tek kadın üyesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş.

Öte yandan AK Parti iktidarında aileden sorumlu bakanlarının hepsinin kadın olması dikkat çekiyor. 1990’dan bu yana ise sadece iki kez erkek bakan bu makamda bulundu. 14 Mayıs seçimleri milletvekili listelerinde kadın aday oranında seçilebilir yerlerde CHP AK Parti’nin gerisinde kalmıştı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın