Dokuz Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri Meclis’te: MHP Ve AK Partili Vekil De Var

Aralarında AK Parti Milletvekili Mehmet Faruk Pınarbaşı, MHP Milletvekili Semih Işıkver ve DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş’ında bulunduğu 10 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’na, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan 5 milletvekilinin isimleri şu şekilde:

“AK Parti Milletvekili Mehmet Faruk Pınarbaşı, MHP Milletvekili Semih Işıkver, İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan, İYİ Parti Milletvekili Burak Akburak, DEM Parti Milletvekili Burcugül Çubuk, DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Milletvekili Keskin Bayındır ve CHP Milletvekili Mustafa Sarıgül.”

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın

Kamuda Tasarruf Tedbirleri TBMM’de Kabul Edildi: 1 Ocak’ta Yürürlüğe Girecek

“Kamuda tasarruf” tedbirlerine ilişkin düzenlemeler içeren yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yürürlüğe girme tarihi ise 1 Eylül 2024 yerine 1 Ocak 2025 olarak değiştirildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, “kamuda tasarruf” tedbirlerine ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifinin ikinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

TBMM’de kabul edilen yasanın yürürlüğe girme tarihi ise 1 Eylül 2024 yerine 1 Ocak 2025 olarak değiştirildi.

Yasayla birlikte kamuda birden fazla maaş alma dönemi sona erecek. Yasayla, her statüdeki kamu görevlileri sadece bir görevi için maaş alacak. O maaş en yüksek devlet memuru maaşını yani 98 bin lirayı geçemeyecek.

Huzur hakkı ikramiye gibi ödemelere de üst sınır getirilecek. Kamuda birden fazla maaş alınmasını engelleyen maddenin yürürlük tarihi ise ertelendi. 1 Eylül 2024’te yürürlüğe girmesi beklenen maddeni yürürlük tarihi verilen önergeyle 1 Ocak 2025 olarak belirlendi.

Yasa, kamuda tasarruf tedbirlerine uymayan kamu görevlilerine yönelik yaptırım da getiriyor. Buna göre, Tasarruf tedbirlerine uymayan bürokratlara maaş kesintisi ya da işten çıkarma gibi pek çok idari ceza verilebilecek. Tasarruf tedbirlerine uyumla ilgili denetimi Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak.

Yasayla ayrıca, kamuda ihtiyaç fazlası olan araçların satışı gerçekleştirilecek. Araç dışından şarj edilebilen 70 kilometrenin üzerinde menzile sahip hibrit araçlara Özel Tüketim Vergisi teşviği sağlanacak. Sokak ve caddelerin aydınlatma giderlerinde belediye ve il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından yapılan kesinti oranı yüzde 20’den, yüzde 30’a çıkartılacak.

Paylaşın

Altı Ayda Vekillerin Sağlığına 52,6 Milyon Lira Harcandı

Vatandaş tedavi ve ilaç masraflarını karşılamakta zorlanırken, 2024 yılının ilk altı aylık döneminde milletvekillerinin sağlık harcamaları için bütçeden 52 milyon 567 bin lira harcama yapıldı.

Temmuz’da enflasyon rakamlarının açıklanması ile birlikte milletvekillerinin maaşları da arttı. Milletvekili maaşı 141 bin liradan 169 bin liraya çıktı. Hem bakan hem milletvekili emeklisi olanların aylık geliri 241 bin liradan 288 bin liraya, hem milletvekili olup hem de milletvekili emeklisi aylığı alanların geliri 239 bin liradan 285 bin liraya çıktı.

Vatandaş için sağlığa erişim her geçen gün daha da zorlaşırken Hazine’nin kasasından milletvekillerinin sağlık masrafları için milyonlar çıktı.

Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre; Ocak – Haziran döneminde milletvekillerinin sağlık harcamaları için bütçeden 52 milyon 567 bin TL harcama yapıldı. AKP dönemiyle birlikte sağlığın her kademesi paralı hale geldi. Sağlıkta kamu payının düşmesi, yurttaşın özel sağlık kurumlarına mahkûm hale gelmesine ve harcamalarının artmasına neden oldu.

TÜİK’e göre sağlık harcamalarındaki fiyat artışı yüzde 71,6 ölçülen resmi enflasyon oranının da üzerinde çıkarak yüzde 78,51 olarak hesaplandı. Yurttaş, Genel Sağlık Sigortası primi, muayene ücreti, reçete ücreti, ilaç başı para ödemelerinin altında eziliyor. Ancak milletvekillerinin sağlık harcamaları için kesenin ağzı açıldı. Emekli ve asgari ücret zammına bütçede kaynak olmadığı gerekçesiyle kapıları kapatan iktidar, aldıkları maaşlarla sık sık gündem olan milletvekillerinin sağlık harcamalarını da karşılıyor. Yurttaş tedavi ve ilaç masraflarını karşılamakta zorlanırken milletvekillerinin tedavi, sağlık malzemesi ve ilaç giderleri için bütçeden 52 milyon 567 bin TL harcandı.

Sadece Haziran’da 7,8 milyon TL milletvekillerinin tedavi ve sağlık malzemesi için, 580 bin lira ise ilaç masrafları için ödendi. Geçen yılın Ocak-Haziran döneminde 27 milyon 615 bin TL tutarında olan milletvekili sağlık harcamaları bu yıl yüzde 90,4 oranında arttı.

Asgari ücrete ara zammın yapılmadığı Temmuz’da enflasyon rakamlarının açıklanması ile birlikte milletvekillerinin maaşları da arttı. Milletvekili maaşı 141 bin liradan 169 bin liraya çıktı. Hem bakan hem milletvekili emeklisi olanların aylık geliri 241 bin liradan 288 bin liraya, hem milletvekili olup hem de milletvekili emeklisi aylığı alanların geliri 239 bin liradan 285 bin liraya çıktı.

Paylaşın

Çok Kritik Maddeler “Vergi Paketi” Taslağından Çıkarıldı

Farklı kesimlerden tepkilerin yükseldiği ve bu hafta Meclis’e sunulması beklenen vergi paketi taslağında kritik maddeler üzerinde değişiklik yapıldı. Servet vergisi ve borsada kazanç vergisi gibi maddeler geri çekildi.

Ekonomim‘de yer alan ve 5 kez tadil edilen paketten çıkarılan maddeler ve detayları şöyle:

Servet vergisi: Gelirler İdaresi Başkanlığı, beyana tabi geliri ile yapılan harcamalar arasında yüzde 20’nin üzerinde uyumsuzluk olan mükelleflerden özel gider bildirimi istenmesini, izah edilemeyen fark tutarlarından ise servet vergisi alınmasını talep etti. Bu madde taslaktan çıkarıldı.

Borsada kazanç vergisi: Borsa İstanbul’da (BIST) işlem gören ve 3 yıldan kısa süreyle elde tutulan hisse senetlerinin alım satımından elde edilen kazançlardan vergi alınmak üzere hazırlanan maddeye göre; borsa kazancından kesilecek vergi, hisse senetlerinin elde tutulma süresine göre, 3 aya kadar yüzde 10, 6 aya kadar yüzde 7.5, 1 yıla kadar yüzde 5, 3 yıla kadar yüzde 2.5, 3 yıl üstü için yüzde 0 olması planlandı. Ancak taslaktaki bu madde geri çekildi.

Yeme yüzde 10 gübreye yüzde 20 KDV: Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye’de daha önce uygulandığı gibi yem satışında yüzde 10, gübre satışında ise yüzde 20 KDV alınmasını önerdi. Her iki üründe de hâlen yüzde 1 KDV uygulanıyor. KDV’nin artırılması halinde çiftçilere Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinden doğrudan destek ödemesi yapılması önerildi. Bu kapsamda 2023 yılı satışlarına göre, yemde 15 milyar lira, gübrede ise yaklaşık 19 milyar lira yıllık gelir etkisi bekleniyordu. Ayrıca yatırım teşvik belgesi kapsamında olmayan Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara uygulanan KDV istisnasının kaldırılması da talep edildi. Bu kritik madde de taslaktan çıkarıldı.

Tapuda gerçek bedelle satış: Taslağa eklenen maddelerden biri de emlak vergileri ve tapu harçlarının gayrimenkullerin emlak vergisine esas değeri (belediye rayici) değil bölgesel rayiç bedeli üzerinden tahsil edilmesiydi. Ekspertizler aracılığıyla belirlenen bölgesel rayiç bedeli fiyatları üzerinden tapu harcı ödemeleri ve emlak vergisi ödemelerini tahsil edilmesi üzerinde çalışılırken, söz konusu maddenin taslaktan çıkarılmasına karar verildi.

Kiraya yüzde 20 stopaj ve birden fazla eve vergi: Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın önerdiği maddeye göre; kiracı kirasını her ay bankaya yatıracak. Banka, hesaba düşen kira parasının yüzde 20’sini vergi olarak kesip Maliye’ye gönderecek, geriye kalanı ev sahibinin hesabında bırakacak. Kirada stopaj uygulamasına geçilmesiyle devletin ev sahiplerinden 40 milyar liralık kira vergisi tahsil edeceği hesaplandı. Ayrıca 1’den fazla evi olanlardan da yine fazladan vergi alınması talep edildi. Ancak her iki madde de taslaktan çıkarıldı. Öte yandan kira kontratlarının e-devlet üzerinden yapılması konusunda görüşbirliğine varılsa da taslakta bu konuda herhangi bir adım atılmadı.

Kitapta vergi istisnasının kaldırılması: 3065 sayılı Kanun uyarınca basılı kitap ve süreli yayınların teslimi KDV’den istisna tutuluyor. Uygulamada, istisna kapsamında olmayan yayınlar ve kırtasiye ürünlerine de istisna uygulandığının tespit edildiği, mükelleflerin istisna nedeniyle genel giderleri ve ATİK yüklenimlerini de iade alabildiklerinin belirlendiği gerekçeleriyle bu istisnanın yürürlükten kaldırılması önerildi. Söz konusu istisnanın kaldırılmasıyla toplam 2,3 milyar TL gelir hedeflendi. Bu madde de kabul edilmedi.

Basit usul esnaf ve vergisi muafının kaldırılması: Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın talep ettiği en kritik maddelerden biri de yaklaşık 850 bin esnafı ilgilendiren basit usul vergi muafiyetinin büyükşehirlerde kaldırılarak, söz konusu esnaf için gerçek vergilendirmeye geçilmesiydi. Taksici, berber, marangoz, tesisatçı, tuhafiyeci, terzi gibi işlerle uğraşanları doğrudan etkileyecek olan madde, taslağa eklenmedi.

Yurt dışı çıkış harcı 1500 TL olarak taslakta: Yurt dışı çıkış harcıyla ilgili artış oranı 10 kat olarak belirlenerek, 150 TL’den 1500 TL’ye yükseltilmek üzere taslaktaki yerini aldı. Maddenin kritik ayrıntısı ise yurt dışı çıkış harcının her yıl değerleme oranında artırılacak olması. Bu da harcın yıllar içinde katlanarak artacağı anlamını taşıyor.

Engellilere ÖTV istisnası yerine nakit destek verilmesi: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı engellilere uygulanan ÖTV istisnalarının kaldırılarak nakit destekte bulunulması konusunda öneride bulundu. Ancak söz konusu öneri taslağa girmedi. Engellilerle ilgili ÖTV istisnası araçlar için devam edecek olsa da mevcut durumda beş yılda bir yararlanılan bu sürenin 10 yıla çıkarılması öngörülüyor. Madde taslağa bu şekilde geçirildi.

İdari para cezalarına gecikme zammı: Kabahatler Kanunu’nda düzenleme yapılarak İcra ve İflas Kanunu’na göre takip edilen idari para cezalarını kapsayacak şekilde tüm idari para cezalarına gecikme zammı uygulanması talep edildi. Ancak söz konusu madde taslağa eklenmedi.

BAĞ-KUR ve SSK PRİM gün sayısı eşitlenmesi: EYT düzenlemesinin ardından Bağ-Kur’lu küçük esnafın prim gün sayısının, SSK’lı çalışanlarla eşitlenmesine yönelik herhangi bir madde vergi paketinde yer almadı. EYT’den gelen maddi yükü taşımakta zorlanan hükümet, yaklaşık 1 milyon Bağ-Kur’lunun 5 yıl erken emekli olmasının yolunu açacak olan düzenlemeye sıcak bakmıyor.

Paylaşın

“Meclis İçtüzüğü”nde Değişiklik Hazırlığı

AK Parti Meclis grubunda yaz tatilinde de yeni döneme hazırlık yapılacak. Edinilen bilgiye göre Meclis’in anayasası olarak nitelendirilen Meclis İçtüzüğünde değişiklik için kollar sıvanacak.

Yaz boyunca sürecek çalışmada, yasa görüşmelerinde komisyonların ağırlığının arttığı, Genel Kurul’da sadece oylamaların yapıldığı yeni bir sistem için değişiklik teklifi hazırlanacak.

Yerel seçim nedeniyle Meclis çalışmalarına 1.5 ay ara verildi. Bu durum 1 Temmuz’da tatile girmesi gereken Meclis’in çalışmalarının uzamasına neden oldu. AK Parti’nin planlamasına göre Meclis 2 ay daha çalıştıktan sonra, 1 Ağustos’ta tatile girecek.

2 aylık sürede kripto yasası, ulaştırma alanında düzenlemeler içeren yasa teklifi, 9. yargı paketi ve hayvan hakları kanun teklifi gibi birçok düzenlemenin yasalaşması bekleniyor. Ancak AK Parti Meclis grubunda yaz tatilinde de yeni döneme hazırlık yapılacak.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Meclis’in anayasası olarak nitelendirilen Meclis İçtüzüğünde değişiklik için kollar sıvanacak.

Yaz boyunca sürecek çalışmada, yasa görüşmelerinde komisyonların ağırlığının arttığı, Genel Kurul’da sadece oylamaların yapıldığı yeni bir sistem için değişiklik teklifi hazırlanacak. MHP’nin de sıcak baktığı bu değişiklik konusunda muhalefetle uzlaşma sağlanırsa bunun yeni anayasa yapımının da önünü açabileceği değerlendiriliyor.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2023 seçimlerinde son kez aday oldu. Anayasa değişikliği ya da erken seçim kararı alınmadıkça Erdoğan’ın yeniden aday olması mümkün değil. Ancak AK Parti, Erdoğan’ın tekrar aday olması için bu iki yolu da denemeye kararlı.

Anayasa değişikliği en zoru ama Meclis’in alacağı erken seçim kararı ile Erdoğan’ın görev süresinin bir 5 yıl daha uzatılması çok kolay. Muhalefetin de gündeme gelebilecek bir erken seçim önerisine “hayır” diyemeyeceği savunuluyor.

Peki her ikisi de olmazsa ne olacak? AK Partililer bu soruya yanıt vermek için çok erken olduğunu söylese de kulislerde kısık sesle de olsa Erdoğan sonrası için çeşitli formüller, isimler konuşuluyor. Herkesin emin olduğu tek konu Erdoğan’ın yeniden aday olamasa da siyaseti bırakmayacağı.

Birçok siyasetçi her durumda Erdoğan’ın partisinin genel başkanlığını yürüteceğini söylüyor. Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanı olarak iyi bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarıp çalışmaların yakın takipçisi olacağını söyleyenler “Aday kim olur” sorusuna da “Partide çok deneyimli, etkin olabilecek isimler var” yanıtını veriyor.

Bu isimler içinde ilk dile getirilen Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar. Mevcut Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da, son dönemlerde öne çıkan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da böyle bir durumda aday olabileceği konuşuluyor.

Partililer Erdoğan’ın yeniden adaylığı söz konusu olmazsa zaman içinde farklı isimlerin de gündeme gelebileceğini söylüyor.

Paylaşın

DEM Partili Vekillerden Meclis’te “Kayyım” Nöbeti

DEM Parti Meclis Grubu, “Kayyım atamasının neden olduğu hak ihlallerinin araştırılması” başlıklı grup önerisinin okunmasının ardından Meclis kürsüsünde eylem yaptı.

Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın uyarısına rağmen DEM Partililer kürsüden inmeyince birleşime ara verildi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi DEM Partili vekiller, gece saatlerine kadar Meclis’te nöbet tutacak. DEM Parti Meclis Grubu, “Belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz” yazılı pankart açtı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti),  Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda belediyeye kayyum atanmasının neden olduğu hak ihlallerinin araştırılması için verdiği Meclis araştırılmasının öne alınarak görüşülmesi talebiyle grup önerisi sundu.

Grup önerisinin gerekçesini açıklayan DEM Parti Hakkari Milletvekili Vezir Coşkun Parlak, “Siz kayyım ataması yaparak sadece DEM Parti’ye oy verenlerin iradesini gasp etmiyorsunuz. Seçme, seçilme hakkını ortadan kaldırdığınız için tüm partilere oy veren seçmenin de iradesini elinden alıyorsunuz” dedi.

Hükümetin kayyum kararını eleştiren Parlak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Partimizle olan derdiniz Kürt halkıyla olan derdinizdir. Siz Kürt’ün kimliğini, kültürünü seçme ve seçilme hakkı dahil hiçbir siyasi, sosyal, kültürel hakkını tanımıyorsunuz. Kürtlere düşmanlık hukuku uyguluyorsunuz.

Kayyım sisteminin basit bir idari işlem olmadığını dünya alem biliyor. Kayyım sistemi bir rejimdir, darbe sistemidir. Kürk halkına yeterince zulüm edersek boyun eğerler diye düşünüyorsunuz. Biz parmak ile sayılacak, vurarak tükenecek bir halk değiliz. Kendini galip sayıp böbürlenenler bilsin ki sizin parti militanınız olarak atadığınız kayyum halk iradesini çalan bir gaspçı olarak anılmaya mahkumdur.”

“Hakkari halkının özgür iradesiyle yaptığını siz siyasi yargıyla, polis copuyla, asker tüfeğiyle yıkamazsınız” diye konuşan DEM Partili Parlak, sözlerini, “Biz eş başkanlarımıza, belediyemize, halkımızın demokratik iradesine ne pahasına olursa olsun canımıza da mal olsa sahip çıkacağız. Biz seçimden önce şunu söyledik: ‘Müthiş kazandığımızı göreceksiniz’ dedik. Müthiş direndiğimizi de göreceksiniz. Hakkari’de asla sizlere boyun eğmeyecek ve kazanan bizler olacağız, kaybedecek olanlar da sizlersiniz” şeklinde sürdürdü.

Parlak’ın konuşmasının ardından DEM Partili milletvekilleri Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanmasını protesto etmek için ellerinde ‘Belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz’ yazılı dövizlerle kürsünün etrafında toplandı ve Genel Kurul’da nöbete başladı.

Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın uyarısına rağmen DEM Partililer kürsüden inmeyince birleşime ara verildi.

Öte yandan birçok kentte kayyım protestoları devam ederken DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Parti milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Emek ve Özgür İttifakı bileşenleri, CHP heyeti ve STK temsilcileri de Hakkari’de kayyım kararını protesto ediyor.

Ne olmuştu?

31 Mart yerel seçimlerinde DEM Parti’nin kazandığı Hakkari Belediyesi’ne polisler tarafından baskın yapılmış, Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış da Van’da gözaltına alınmıştı.

İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, seçilen Belediye Başkanı Akış’ın “PKK/KCK yapılanmasında üst düzey görev aldığı” iddia edilerek Hakkari Belediyesi’ne kayyum atandığı belirtilmişti. Açıklamada, Akış’ın “geçici tedbir olarak” görevden alındığı ifade edilmişti.

Paylaşın

AK Partili Vekillerden ‘Daha Etkin Meclis’ Talebi

Geçtiğimiz haftalarda grup başkanvekilleri ile bir dizi toplantıda bir araya gelen AK Partili milletvekilleri “Daha etkin bir Meclis çalışması” talebinde bulundu.

AK Parti’de 31 Mart seçim sonuçlarının değerlendirmesi sürüyor. Haziran ve temmuz aylarında kapsamlı toplantılar yapılacak. Partide değişim içinse sonbaharda yapılması planlanan olağan kongre işaret ediliyor. Kongrenin takvimi de 22 Mayıs’ta toplanacak MKYK’da netleşecek.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Parti yönetimi ve hükümette beklenen değişimin yanı sıra milletvekillerinin Meclis çalışmalarında da değişim beklentisi var. Geçtiğimiz haftalarda grup başkanvekilleri ile bir dizi toplantıda bir araya gelen AK Partili milletvekilleri “Daha etkin bir Meclis çalışması” talebinde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası muhalefetin Meclis’in etkisinin azaldığı yorumlarına bazı noktalarda katılan AK Partili milletvekilleri toplantılarda Meclis’in nasıl daha fonksiyonel hale gelebileceğini tartıştı. Komisyon çalışmalarının daha kaliteli hale getirilmesi, kanun yapma sürecinde altyapının güçlendirilmesi, daha çok milletvekilinin sürece katılımı, Meclis kürsüsünün daha etkin kullanılması, basın toplantılarının artırılması gibi öneriler dile getirildi.

AK Partili milletvekillerinin güncel gelişmeler dışında kendi gündemini inşa edecek faaliyetlere ağırlık vermesi gerektiği konuşuldu. Milletvekillerinin medya ile ilişkisi de ele alındı. Farklı kanalların programlarına katılım sağlanması gerektiği belirtilirken, “Bizi gazeteciler, akademisyenler değil biz temsil edelim” görüşünü dile getirenler oldu.

“AKP Grubu değil, retgiller grubu”

Öte yandan Muhalefet partilerinin toplumun farklı kesimlerinin sorunlarının araştırılması için Meclis’te komisyon kurulmasını talep eden grup önerilerinin neredeyse tamamı AK Parti ve MHP oylarıyla reddediliyor. Saadet Partisi sürekli gerçekleşen bu reddi de grup önerisi yaptı.

Ancak “İktidar partisinin muhalefetten gelen önergelerin tamamına ‘hayır’ demesinin psikolojik, sosyal ve siyasal sebeplerinin irdelenmesi ve yasama faaliyetlerine olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması için alınması gereken tedbirlerin araştırılması amacıyla komisyon kurulması” önerisi de AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.

Önerge üzerinde söz alan Anayasa Hukukçusu Serap Yazıcı Özbudun, son 1 yılda verdikleri 500 önergenin hepsinin iktidar blokunun kararlı tutumuyla reddedildiğine dikkat çekti, İYİ Partili Aykut Kaya tek başına verdiği 15 Meclis araştırması önergesinin kabul edilmediğini söyledi.

DEM Parti Milletvekili Ali Bozan ise, “Sürekli olarak ret oyu kullanmanızdan kaynaklı bence AK Parti grubunun adı bugünden sonra ‘retgiller’ olmalı, AKP Grubu değil, retgiller grubu” dedi.

Paylaşın

TBMM’de ‘Yeni Anayasa’ Trafiği: Kurtulmuş’tan DEM Parti Ve Saadet Partisi’ne Ziyaret

Meclis’teki siyasi partilere gerçekleştirdiği yeni anaya ziyaretlerine devam eden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, son olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Saadet Partisi’ni ziyaret etti.

Haber Merkezi / DEM Parti’ye yapılan ziyarette Numan Kurtulmuş’u, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli karşıladı. Numan Kurtulmuş ve DEM Parti heyeti, daha sonra görüşmeye geçti. Ziyaret sonrası Kurtulmuş ve DEM Parti heyeti basın mensuplarının karşısına geçti.

Numan Kurtulmuş, ziyarete ilişkin basın mensuplarına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Salı günü başlattığımız anayasa çalışmaları çerçevesinde ikinci gün temaslarını bugün parlamentoda grubu bulunan 3 partiyle birlikte sürdürüyoruz. İlk ziyareti DEM Parti ile gerçekleştirdik. Bu sürece ilişkin görüşlerimizi, çerçeveyi kendileriyle paylaştık. Bu sürecin açık, şeffaf ve demokratik bir şekilde sürdürülmesi talebimizi kendilerine ilettik.

Değerli Eş Genel Başkanlar, Grup Başkanvekilleri arkadaşlarıyla müzakere ettikten sonra bu konudaki görüşlerini kamuoyuyla da paylaşacaklar. Bizim temennimiz TBMM’de çok büyük bir çoğunlukla siyasi partilerin uzlaşabileceği bir anayasa çalışmasının ortaya konulması ve bunun da Meclis’te kabul edilmesidir. Buna ilişkin daha detaylı açıklamayı 3 partiyi ziyaretten sonra en sonunda gerçekleştireceğiz. Ben bir kez daha ilginiz için teşekkür ediyorum.”

“Yol temizliğine ihtiyaç var”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğluları ise basın mensuplarına yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “Sayın Meclis Başkanına ziyaretlerinden dolayı sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyoruz. Evet, bizler de DEM Parti olarak bir anayasa yapım sürecine Türkiye’nin ihtiyacı olduğu kanaatindeyiz. Bu konuyla ilgili çeşitli açıklamalarımız olmuştur. 12 Eylül Anayasasının dahi uygulanmadığı bir dönemden geçerken, 12 Eylül Anayasasının değişmesi ve demokratik bir Türkiye’nin inşa edilmesi konusunda adımlar atılmasıyla ilgili görüşlerimiz kamuoyunca bilinmektedir.

Bu dönemde elbette bir yol temizliğine ihtiyaç var. Türkiye’de bir demokratik anayasa yapım sürecini inşa edebilmek için de mevcut olan baskı sürecinin ve antidemokratik uygulamaların ortadan kalkması, anayasa hükümlerinin ve AİHM kararlarının uygulanması bizler açısından çok önemlidir.

Dün 1 Mayıs’ta yaşanan şiddet olaylarını olumsuz gördüğümüzün ve böyle bir zeminde anayasa yapım sürecinin zorluklarının olabileceğinin altını çizdik bugün. En büyük temennimiz; ciddi bir yol temizliğinin yapılması, demokratik bir zeminin oluşturulması, en geniş yelpazede toplumsal bir mutabakatla Türkiye’deki bütün farklılıkların, bütün farklı halkların ve inançların eşit yurttaşlık hakkı temelinde haklarının anayasal güvence altına alındığı bir zeminde bir anayasa yapım sürecinin yapılmasıdır. Bu elbette bizler açısından da önemlidir.

Son olarak Türkiye’nin içinde geçtiği çok derin bir ekonomik kriz ve yoksulluk var. Anayasa tartışmalarının ülkenin bu acil ve alarm veren sorununun üstünü örtmeyecek bir şekilde çözülmesi gerekir. Parlamento zemininde ve hep birlikte bütün siyasi partiler olarak değerli halklarımıza, bu ülkenin yoksullarına, işçi ve emekçilerine karşı bir görev ve sorumluluğumuz var. Biz bir kez daha değerli başkana bu ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

“Süreci de şeffaf açık bir şekilde yürüteceğiz”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, DEM Parti yöneticileriyle görüşmesinin ardından Saadet Partisi yöneticileri ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapan Kurtulmuş, “Genel çerçeveyi, bu süreçle ilgili görüşlerimizi, özellikle TBMM zemininde anayasa çalışmalarını nasıl ilerletebiliriz ve sonuç alırız, bunlarla ilgili görüşlerimi aktardım. Değerli arkadaşlarımızın da görüşlerini alma fırsatımız oldu. Yapıcı bir görüşme oldu.

Önümüzdeki ekim ayı gibi bu işin muhtevasına ilişkin tartışmalara başlanabileceğini görüyorum. Siyaset diyalog içerisinde çözüm üretme yeridir. Bütün siyasi partilerin bu diyaloğun yapıcı unsurları olmasını temenni ederim. Meclis’te grubu olan partilerin görüşünü aldıktan sonra, Meclis’te temsil edilen diğer siyasi partilerin de görüşlerini alacağız. Bu süreci de şeffaf açık bir şekilde yürüteceğiz” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya da verimli bir görüşme olduğunu belirterek, “Anayasaların daha sağlıklı siyasal zeminlerde daha sağlıklı sonuçlar vereceğini dolayısıyla öncelikle Türkiye’deki siyasal iklimi tüm sorularımızı siyaset yoluyla müzakere edebileceğimiz bir zeminde konuşmanın önemine işaret ederek. Saadet ve Gelecek olarak bu siyasal zemine katkı sunacak her türlü çabanın içinde olacağımızı sağlıklı bir zemin inşasının sorunları konuşmaktan daha önemli olduğunu ifade ettik.” dedi.

Saadet Grup Başkanı Selçuk Özdağ ise bu Türkiye’nin bir anayasa değişikliğine ihtiyacı var olduğunu söyleyerek söz konusu görüşmenin değerlendirileceğini söyledi. Özdağ, şunları söyledi: “Mutlaka ki Türkiye’nin bir anayasa değişikliğine ihtiyacı var. Türkiye çok anayasa değiştirdi zaman zaman darbelerle zaman zaman olağanüstü şartlarda değiştirdi, zaman zaman da referandumlarla değiştirdi.

Önemli olan şu, Türkiye’de mevcut bir anayasa var, bu anayasa zaman zaman ihlal ediliyor, zaman zaman ilga ediliyor, bunları görüyoruz, en önemli şey de şudur; bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte kuvvetler ayrılığı ilkesinin daha net bir şekilde ayrılacağı söylenmişti. Ama gördüğümüz şu ki burada ben parlamenter olarak grup başkanlığının ötesinde vermiş olduğumuz soru önergelerinde daha, anayasa bakanlara diyor ki 15 gün içerisinde cevap vermeniz gerekir, cevap vermiyorlar, cevap vermedikleri zaman peki anayasa çiğnendiğinde ne olması gerekiyor ilgasında bir cezası olması gerekiyor. Var mı? Var. Uygulanıyor mu? Uygulanmıyor.

O zaman uygulanabilecek şeyleri yapmamız gerekiyor. Bununla ilgili olarak da çalışmalar yapılmasında fayda var. Mevcut anayasaya göre Türkiye’deki problemleri anayasanın maddeleri engel değil, bugünkü gerek ekonomik gerek dış politik meselelerde, gerekse de hukukun ihlal edilmelerinde bir problem oluşturmuyor kendisi. Oluşturmadığına göre peki ne yapmamız gerekiyor?

Hep beraber daha çok konuşmamız, daha fazla demokratikleşmemiz, daha fazla hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ön plana çıkartan bir anaysa: Bu anayasa için çalışmalara birlikte destek vereceğiz. Bir Türkiye’nin konuşan Türkiye olmasını istiyoruz; susan veya dayatılan Türkiye değil. Diyalogla uzlaşan ve anlaşan bir Türkiye özlemi içerisindeyiz. Bu tür çabaların ve çalışmaların Türk demokrasisine katkıda bulunacağı inancı içerisinde bizler de bu süreç içerisinde yol alacağız. Birlikte çaba göstereceğiz.”

“Terörle mücadele ayrı, anayasa çalışması ayrı”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi yöneticileriyle görüşmesinin ardından İYİ Parti’yi ziyaret etti. Görüşmenin ardından açıklama yapan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Aramızda yaptığımız görüşmeyi arkadaşlarımla da paylaşacağım. Daha sonra yol haritamızı sizinle paylaşacağız” dedi.

Numan Kurtulmuş ise MHP ve AK Parti’yi de ziyaret edeceğini açıkladı. Gazetecilerin DEM Parti ile görüşmesinin eleştirildiği yönündeki sorusuna ise Kurtulmuş “Terörle mücadele ayrı, anayasa çalışması ayrı” yanıtı verdi.

Paylaşın

TBMM’de “Yeni Anayasa” Görüşmesi: Özel’den “Önce Anayasa’ya Uyun” Mesajı

 “Yeni anayasa” görüşmeleri kapsamında CHP Lideri Özgür Özel ile bir araya gelen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Toplumsal mutabakatla yeni anayasanın çıkmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP lideri Özgür Özel ise mevcut Anayasa’ya uyun mesajı vererek, “Vatandaşın söylediği anayasa tartışmaları daha önce de yaşandı siyasetin üstüne sis olup, diğer sorunları görünmez kılınıyorsa bu olmaz. Anayasaya uyulmuyorsa yeni anayasa yapsanız ne olur yapmasanız ne olur” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni Anayasa için siyasi parti ziyaretlerine bugün başladı. Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Meclis’te ziyaret etti. Ziyaret sonrası Kurtulmuş ve Özel basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Kurtulmuş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Parlamentoda oluşabilecek en yüksek konsensusla, toplumsal mutabakatla yeni anayasanın çıkmasını istiyoruz. Yine bir başka kural ise partilerin anayasaları olmaz anayasa teklifleri olur. Mayıs ayının sonuna kadar bu işin usulüne ilişkin değerlendirme almak isteriz. Belki yaz aylarında görüşlerini olgunlaştırarak, önümüzdeki seni müzakere ortamı başlar ve sonrasında da usulüne uygun bu süreçleri götürdüğümüz sürece sonuç alabileceğimizi düşünüyor.

Çok sayıda partinin var olması Türkiye’nin demokratik zeminin güçlendirmesi açısından önemlidir. Anayasa kararını Meclis verecektir. Bu Meclis kurucu Meclis değildir söylemlerinin demokratik olmadığını ifade etmek istiyorum. Milletvekilli oyları anayasa ya yapılacak ya da yapılamayacak. Meclis’te oluşacak komisyonun yöntemi şeklini partilerle uzlaşıp görüşüleceğiz. Bu süreç içinde yapıcı bir diyaloğu tüm partilerle yürüterek, sonuç almayı hedefliyoruz.”

“Anayasa’ya uyacaksak değiştirelim”

Kurtulmuş’un ardından konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Sayın Meclis Başkanımızı bugün ağırladık. Ben kendisini Meclis Başkanlığına aday olduğu günden itibaren, diyaloğa açık tutumundan dolayı her zaman görüşebileceğimizi, her konuyu görüşebileceğimiz söylemiştim. Bugün de bir ziyaret yaparak bizlerle görüşlerini paylaştı” ifadelerini kullandı.

“Kendisi açık bir müzakere ortamı olması gerektiğini söylemişti” diyen Özel, “Biz 31 Mart seçimlerinden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıktık. Sorumluluğunun farkında olan bir partiyiz. Siyaset halkın gündemine duyarsız olamaz. Bugün insanların yoksulluk, açlık, işsizlik, güvencesizlik gibi üst düzeyde beklentileri varken yeni bir anayasa beklentisi toplumun taleplerinin neresindedir, onu bir tartmak lazım” şeklinde konuştu. Özel, şunları söyledi:

“Prensip olarak ben partinin Genel Başkanı olsam da partinin yetkili kurullarında bir konuyu değerlendirmeden, doğrudan bir cevap vermeyi CHP’nin olmazsa olmaz parti içi demokrasi anlayışına ve kendimizin yönetim anlayışına uygun görmem. Sayın Başkanın bugün yaptığı değerlendirmeleri, başta MYK olmak üzere partinin yetkili organları ve grubumuzla değerlendireceğiz. Ancak şunu ifade etmek isterim, Sayın Başkana da söyledim.

Bir şeyin yenisini teklif ediyorsak, örneğin yeni bir elbise alalım, giyeceksek alalım. Giymemek üzere yeni elbise alınır mı? Biz anayasaya uyacaksak, anayasayı değiştirelim. En iyisini yapalım, sonra yine uymayalım. Geçen sefer de iyisini yaptınız. Bu sözümün başkana ait olmadığını herkes bilsin. Geçen sefer de iyisi yapıldı ama yapılan o anayasaya uyulmadı. Uyulmuyor. Bir yeni anayasa konuşurken bir kere mevcut anayasaya tam uyum beklemek bizim hakkımızdır. Bu konudaki hassasiyetlerimizi ilettik.

Vatandaşın sorunları ile ilgili de söyleyeceğim şudur. Anayasa tartışmaları daha önce de yaşandı. Siyasetin üzerine bir sis olarak çöküp de diğer meseleleri görünmez kılıyorsa, burada vatandaşın menfaati olmaz. Bugün sorun yoksulluk, işsizlik ve yüksek enflasyon, artan fiyatlar, insanları yoksullaşmasıyken biz anayasa konuşup, bir sis indirip, bu sorunları görünmez kılıyorsak, biz vatandaşın mesajını alamamış oluruz.

O açıdan Sayın Erdoğan ile yapacağımız görüşme de benim önem atfettiğim görüşmedir. Eğer bir şeyin yenisini alacaksak, kullanacaksak alınır. Anayasa yapacaksak, uyacaksak yapılır. Anayasaya uyulmuyorken yeni anayasa yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? Bu hassasiyetlerimizi Sayın Başkana ben de açıklıkla ifade ettim. Burası parlamento, konuşulan yerdir. Siyasiler el sıkışmazsa, siyaset düşmanları, demokrasi düşmanları el ovuşturmaya başlar.

O yüzden el sıkışılacak, müzakere edilecek ama sorumlu olduklarımız kitleler için de müzakere edilecek. Bizim anlayışımız bu. O açıdan, bugün Sayın Başkan sizin de önünüzde, içeride de el sıkıştık. Bu el sıkışma demokrasiye inananların yapması gereken bir şey. Biz el sıkışmadıkça demokrasi düşmanları ellerini ovuştururlar, onlara gün doğar. Siyasi tarihimiz bunların bedelleri ile doludur. O açıdan bu diyalog zeminini önemsediğimizi de ifade etmek isterim.”

Paylaşın

Dört Vekile Ait Dokunulmazlık Fezlekeleri TBMM’de: DEM Parti Ve TİP

Aralarında DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ında bulunduğu 4 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyası, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.

Haber Merkezi / Meclis Başkanlığı’na, “Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi” sunulan 4 milletvekilinin isimleri şu şekilde:

“DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, DEM Parti Mardin Milletvekili Salihe Aydeniz, DEM Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık.”

Süreç nasıl işliyor?

Hakkında suç isnadı bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmamasına ilişkin talepler, Adalet Bakanlığına sunuluyor. Bakanlık, talebi gerekçeli bir yazıyla Cumhurbaşkanlığına, Cumhurbaşkanlığı ise TBMM Başkanlığına iletiyor.

Meclis Başkanlığına gelen fezlekelerin gündeme alınmasındaki süreç, İçtüzüğe göre işliyor. Milletvekili dokunulmazlığı, İçtüzüğün “Yasama Dokunulmazlığı ve Üyeliğin Düşmesi” başlıklı dokuzuncu kısmının “yasama dokunulmazlığı” alt başlıklı birinci bölümünde düzenleniyor.

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki istemler, TBMM Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.

Söz konusu fezleke ile Meclis’teki mevcut fezlekeler, sevk edildikleri Karma Komisyonda bekletilebiliyor ya da komisyonda gündeme alınabiliyor. Fezlekelerin gündeme alınması halinde süreç başlıyor. Karma Komisyon toplanıyor ve hangi fezlekeye ait dosyayı değerlendireceğine karar veriyor.

Hazırlık Komisyonu kuruluyor

Hazırlık Komisyonu, kurulduğu andan itibaren en geç 1 ay içinde dosyayı inceleyerek raporunu hazırlıyor. Bu komisyon bütün kağıtları inceleyip gerekirse o milletvekilini dinliyor ancak tanık dinleyemiyor.

Hazırlık Komisyonu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması yönünde karar alırsa dosya Karma Komisyona havale ediliyor. Karma Komisyon da 1 ay içinde Hazırlık Komisyonu raporunu ve eklerini görüşerek sonuçlandırıyor.

Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına veya kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.

Karma Komisyon kovuşturmanın ertelenmesini kararlaştırmışsa bu yöndeki raporu Genel Kurulda okunarak bilgiye sunuluyor. Bu rapora milletvekilleri tarafından 10 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşiyor, itiraz edilmesi halinde ise rapor Genel Kurul gündemine alınıyor. İtiraz edilmeyen dosyalar Cumhurbaşkanlığına gönderiliyor.

Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul, raporu kabul ederek dokunulmazlığın kaldırılmasını kararlaştırabileceği gibi, raporu reddederek yargılamanın dönem sonuna ertelenmesine de karar verebiliyor.

Kovuşturma ertelenmiş ve bu karar Genel Kurulca kaldırılmamış ise dönem yenilenmiş olsa bile milletvekilliği sıfatı devam ettiği sürece ilgili hakkında kovuşturma yapılamıyor.

Genel Kurul aşaması

Milletvekillerine dağıtılan Karma Komisyon raporu, Genel Kurulda okunarak görüşülüyor. Biri lehte diğeri de aleyhte olmak üzere, iki milletvekili rapor üzerinde konuşma yapıyor.

Fezlekesi olan milletvekili isterse Hazırlık Komisyonunda, Karma Komisyonda veya Genel Kurulda kendi savunmasını yapabiliyor ya da başka bir milletvekili arkadaşına savunma yapması için bu hakkını verebiliyor.

Söz ve savunma talebi yoksa görüşmeler tamamlanıyor. Daha sonra Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor. Genel uygulamaya göre açık oylama yapılıyor. Genel Kurulda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin oylamada, karar yeter sayısı (151) yeterli oluyor.

Her dosya için ayrı oylama yapılıyor

Genel Kuruldaki oylamada, her milletvekili ve fezleke için ayrı oylama yapılıyor. Bir milletvekili hakkında iki dosya varsa iki dosya ayrı ayrı oylanıp karara bağlanıyor. Dokunulmazlık hangi dosya hakkında kaldırıldıysa yalnızca o fezleke hakkında yargılama yapılabiliyor. Milletvekilinin dönem sonuna bırakılan dosyası hakkındaki dokunulmazlığı devam ediyor.

Genel Kurul kararından sonra milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.

Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyası ilgili savcılığa havale ediyor.

Savcılık da dosyanın ulaşmasının ardından soruşturmaya kaldığı yerden devam ediyor, söz konusu milletvekilini tutuklanması talebiyle mahkemeye de sevk edebiliyor ya da tutuksuz olarak yargılanmasına da devam edebiliyor.

Dokunulmazlık kalkıyor, vekillik devam ediyor

Bir milletvekilinin dokunulmazlığının kalkmasıyla milletvekilliği düşmüyor, devam ediyor. Milletvekili maaşını alıyor ve diğer sosyal haklarından yararlanıyor. Tutuklanmamışsa Meclise gelerek yasama çalışmalarına da katılabiliyor.

Ancak milletvekili hakkındaki ceza kesinleştikten sonra Genel Kurulda okunuyor ve o zaman milletvekilliği düşürülüyor.

Milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptal için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini 15 gün içinde kesin karara bağlıyor.

Paylaşın