Libya Açıklarında Sığınmacı Teknesi Alabora Oldu: En Az 61 Ölü

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Libya’nın Zuvara  kentinden 86 yolcusuyla Akdeniz’e açılan bir teknede aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 61 göçmenin trajik bir deniz kazası sonucu boğulduğunu duyurdu.

IOM sözcüsü Flavio Di Giacomo, bu yıl Orta Avrupa rotasında 2 bin 250’den fazla kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti ve bu rakamın denizde hayat kurtarmak için yeterince çaba sarfedilmediğini gösterdiğine dikkat çekti.

2023 yılında İtalya’ya deniz yoluyla gelen düzensiz sığınmacı sayısı bir önceki yıla göre iki katına çıkarak 140 bine yükseldi. Bunların yüzde 91’i Tunus’tan Lampedusa adasına geçerek İtalya’ya ulaştı.

Avrupa Birliği (AB) ve Tunus insan kaçakçılarıyla mücadele amacıyla Temmuz ayında bir “stratejik ortaklık” anlaşması imzalamıştı.

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM), sosyal medya hesabından Libya açıklarında sığınmacıların bulunduğu bir teknenin batması sonucu en az 61 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.

IOM, açıklamasında, Libya’nın başkent Trablus’a 110 kilometre mesafedeki Zuvara kentinden yola çıkan teknede aralarında kadın ve çocukların da olduğu 86 kişinin bulunduğunu belirtti.

IOM’un açıklamasının devamında “Orta Akdeniz en tehlikeli göç rotalarından biri olmaya devam ediyor” denildi.

IOM sözcüsü Flavio Di Giacomo, bu yıl Orta Avrupa rotasında 2 bin 250’den fazla kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti ve bu rakamın denizde hayat kurtarmak için yeterince çaba sarfedilmediğini gösterdiğine dikkat çekti.

IOM’nin kayıp göçmenler projesine göre, 1 Ocak-18 Kasım tarihleri arasında Libya açıklarında en az 940 göçmen ölürken, bin 248 göçmen kayboldu.

Göç hareketlerini takip eden projeye göre, bu yıl binden fazlası kadın ve 530’dan fazlası olmak üzere yaklaşık 14 bin 900 göçmen yakalanarak Libya’ya geri gönderildi.

Proje 2022 yılında Libya açıklarında 529 ölü ve 848 kayıp rapor etmiş, 24 bin 600’den fazlasının yakalanarak Libya’ya geri gönderildiğini bildirmişti.

Paylaşın

Libya’daki Sel Felaketinde Bilanço Ağırlaşıyor: 11 Bin 300 Ölü

Libya’nın doğusunda yer alan Derne kentinde özellikle etkili olan sel felaketinde ölü sayısı 11 bin 300’e yükselirken, 10 bin 100 kişi ise halen kayıp. Açıklamada arama ve kurtarma çalışmalarının devam etmesi nedeniyle bu rakamların artmasının beklendiği belirtildi.

Yoğun yağışlar Derne yakınlarındaki iki barajın yıkılmasına neden olmuş ve 125 bin kişinin yaşadığı liman kentini sular altında bırakmıştı. Sel sonrasında kent sokaklarının metrelerce çamur altında kaldığı görülmüştü. Libya’nın El Beyda, El Marc, Susa ve Rahat kentlerinin de selden etkilenen bölgeler arasındaydı.

Libya, uzun süre ülkeyi yöneten Albay Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilip öldürülmesinden bu yana siyasi kaos içinde. 2014’ten bu yana iki rakip kuvvet tarafından farklı bölgeleri idare edilen ülkede Bingazi yönetimi ülkenin doğusunu kontrol altında tutuyor. Ancak uluslararası kabul edilen Trablus yönetimi de selden etkilenenlere yardım için harekete geçti.

İlk olarak Ege’de oluşan Daniel Fırtınası, Türkiye’de Marmara Bölgesi’nin batısı ve Trakya’da etkili olmuştu. Eylül’de Ege ve Trakya’da etkisi olan fırtınada Türkiye’de 8, Yunanistan’da 15, Bulgaristan’da da 4 kişi öldü. Yunanistan’da afetin yaralarını sarma çalışmaları halen devam ediyor. Tropik fırtınanın Mısır’a doğru ilerlediği kaydediliyor.

Libya’nın doğu kesimlerinde etkili olan Daniel kasırgası sonrasında meydana gelen sel felaketi nedeniyle ölenlerin sayısı artıyor. Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nden (OCHA) yapılan açıklamaya göre, sadece liman kenti Derne’de 11 bin 300 kişi sel felaketi nedeniyle hayatını kaybederken, 10 bin 100 kişi ise halen kayıp.

Açıklamada arama ve kurtarma çalışmalarının devam etmesi nedeniyle bu rakamların artmasının beklendiği belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından daha önce yapılan bir açıklamada, 4 bin civarında ölünün kimliğinin belirlendiği ifade edilmişti.

Ülkenin kuzeydoğusunda bulunan ve selden en fazla etkilenen Derne’de, halk sağlığını tehdit edici durumlar çıkmasından endişe ediliyor. Cumartesi gününe kadar sağlık merkezlerine 150 ishal vakası geldiği aktarılırken, ülkedeki Hastalıklarla Mücadele Merkezi bunların sebebinin kirli içme suyu olduğunu belirtti. Merkez aynı zamanda selden etkilenen bölgelerde en az bir yıllık bir olağanüstü hâl ilan edilmesi çağrısında bulundu.

Libya’da yeni tehlike

DSÖ’ye göre, sadece Derne’de 35 bin kişi evlerini kaybederken, OCHA, yerinden edilmiş binlerce insanın başka yerlere göç etmesi nedeniyle, ülkede yıllarca süren iç çatışmalardan kalan kara mayınları ile patlayıcı mühimmatla temas etme riskinin arttığını söyledi. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi de sellerin kara mayınlarını başka bölgelere de taşıdığını belirtti.

DSÖ, Cumartesi günü Bingazi’ye 29 ton tıbbi yardım malzemesi gönderildiğini, bunların içerisinde kronik hastalar için hayati önemde olan ve ayrıca salgınlarda kullanılabilecek ilaçlar, acil ameliyatlarda kullanılabilecek malzemeler ve ceset torbaları olduğunu açıkladı.

Açıklamada, bu malzemelerle 250 bin civarında insanın tedavi edilebileceği, malzemelerin Derne’deki hastaneler ve sağlık merkezlerine dağıtılacağı belirtildi. Bingazi ile Derne arasında, tercih edilen yola göre, 300 ila 400 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’na (IFRC) göre, selden etkilenen ve kullanılamaz hale gelen yollar nedeniyle Bingazi ile Derne arasında sadece bir tane yol işler durumda.

Paylaşın

Libya’daki Sel Felaketinde Can Kaybı 11 Bine Yükseldi

Libya’nın doğusunda yer alan Derne kentinde özelliklere etkili olan sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısı 11 bine yükseldi. Arama kurtarma çalışmaları sürerken bu sayının artması bekleniyor

Haber Merkezi / Libya Kızılayı’nın Derne’daki medya merkezi başkanı Salem el-Naas, birçok cesedin kuvvetli rüzgarlar nedeniyle açık denize sürüklendiğini ve yakındaki kasabaların kıyılarında bulunduğunu söylüyor. BM’ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü yaklaşık 30 bin kişinin evsiz kaldığını tahmin ediyor.

Öte yandan Derne Belediye Başkanı Abdülmenam El Hayiti, Suudi TV Haber kanalı Al Arabiya’ya yaptığı açıklamada sel felaketinde 20 bine yakın insanın ölmüş olabileceğini söylemişti.

Yoğun yağışlar Derne yakınlarındaki iki barajın yıkılmasına neden olmuş ve 125 bin kişinin yaşadığı liman kentini sular altında bırakmıştı. Sel sonrasında kent sokaklarının metrelerce çamur altında kaldığı görülmüştü. Libya’nın El Beyda, El Marc, Susa ve Rahat kentlerinin de selden etkilenen bölgeler arasında.

Libya’da bir yandan arama kurtarma ekipleri enkaz altında kalanlara ulaşmak için çalışmalarını sürdürüyor ancak can kurtarma umutları azalıyor. Hayatını kaybedenlerse kitlesel olarak defnediliyor.

Birleşmiş Miletler, Libya’daki yerel kaynaklara dayanarak kayıp sayısının 10 bine yaklaştığını açıklamıştı. Uluslararası yardım çabalarının hız kazandığı ülkede Mısır, Türkiye, Tunus, Katar, İtalya, İspanya kurtarma ekipleri bölgeye ulaştı.

Trablus merkezli hükümet yetkilileri, kentte iki barajın yıkılması ve sele yol açması konusunda soruşturma başlatılması çağrısı yaptı. Barajların bakım ve onarımının uzun yıllar aksatıldığına dair eleştiriler gündeme gelmişti.

Libya, uzun süre ülkeyi yöneten Albay Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilip öldürülmesinden bu yana siyasi kaos içinde. 2014’ten bu yana iki rakip kuvvet tarafından farklı bölgeleri idare edilen ülkede Bingazi yönetimi ülkenin doğusunu kontrol altında tutuyor. Ancak uluslararası kabul edilen Trablus yönetimi de selden etkilenenlere yardım için harekete geçti.

İlk olarak Ege’de oluşan Daniel Fırtınası, Türkiye’de Marmara Bölgesi’nin batısı ve Trakya’da etkili olmuştu. Eylül’de Ege ve Trakya’da etkisi olan fırtınada Türkiye’de 8, Yunanistan’da 15, Bulgaristan’da da 4 kişi öldü. Yunanistan’da afetin yaralarını sarma çalışmaları halen devam ediyor. Tropik fırtınanın Mısır’a doğru ilerlediği kaydediliyor.

Paylaşın

Libya’daki Sel Felaketi: Can Kaybı 20 Bine Yükselebilir

Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye’de onlarca kişinin ölümüne yol açan Daniel Fırtınası, Libya’nın doğusunda yer alan Derne kentinde de etkili oldu. Derne Belediye Başkanı Abdülmenam El Hayiti, sel felaketinde 20 bine yakın insanın ölmüş olabileceğini söyledi.

Haber Merkezi / Suudi TV Haber kanalı Al Arabiya’ya konuşan Abdulmenam Al-Ghaithi, bu rakamı bölgede yaşayan insan sayısına dayandırdı. Libya’da sel felaketinde ölü sayısı 5 bin 300 olarak duyurulmuş, yaklaşık 10 bin kişi de kayıp olarak açıklanmıştı.

Yoğun yağışlar Derne yakınlarındaki iki barajın yıkılmasına neden olmuş ve 125 bin kişinin yaşadığı liman kentini sular altında bırakmıştı. Sel sonrasında kent sokaklarının metrelerce çamur altında kaldığı görülmüştü. Libya’nın El Beyda, El Marc, Susa ve Rahat kentlerinin de selden etkilenen bölgeler arasında.

Libya’da bir yandan arama kurtarma ekipleri enkaz altında kalanlara ulaşmak için çalışmalarını sürdürüyor ancak can kurtarma umutları azalıyor. Hayatını kaybedenlerse kitlesel olarak defnediliyor.

Birleşmiş Miletler, Libya’daki yerel kaynaklara dayanarak kayıp sayısının 10 bine yaklaştığını açıklamıştı. Uluslararası yardım çabalarının hız kazandığı ülkede Mısır, Türkiye, Tunus, Katar, İtalya, İspanya kurtarma ekipleri bölgeye ulaştı.

Trablus merkezli hükümet yetkilileri, kentte iki barajın yıkılması ve sele yol açması konusunda soruşturma başlatılması çağrısı yaptı. Barajların bakım ve onarımının uzun yıllar aksatıldığına dair eleştiriler gündeme gelmişti.

Libya, uzun süre ülkeyi yöneten Albay Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilip öldürülmesinden bu yana siyasi kaos içinde. 2014’ten bu yana iki rakip kuvvet tarafından farklı bölgeleri idare edilen ülkede Bingazi yönetimi ülkenin doğusunu kontrol altında tutuyor. Ancak uluslararası kabul edilen Trablus yönetimi de selden etkilenenlere yardım için harekete geçti.

İlk olarak Ege’de oluşan Daniel Fırtınası, Türkiye’de Marmara Bölgesi’nin batısı ve Trakya’da etkili olmuştu. Eylül’de Ege ve Trakya’da etkisi olan fırtınada Türkiye’de 8, Yunanistan’da 15, Bulgaristan’da da 4 kişi öldü. Yunanistan’da afetin yaralarını sarma çalışmaları halen devam ediyor. Tropik fırtınanın Mısır’a doğru ilerlediği kaydediliyor.

Paylaşın

Libya’yı ‘Daniel Fırtınası’ Vurdu: 5 Binden Fazla Ölü, Binlerce Kayıp

Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan’da onlarca kişinin ölümüne yol açan Daniel Fırtınası, Libya’nın doğusunda etkili oldu. Kasırgada meydana gelen sellerde çok sayıda kişi hayatını kaybederken binlerce kişinin de kayıp olduğu bildirildi.

Haber Merkezi / Libya’nın doğusundaki hükümetin İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Tarık el-Harraz, ülkenin doğusunu etkisi altına alan sel felaketinde yalnızca Derne’de ölenlerin sayısının 5 bin 200 kişiye ulaştığını söyledi.

Selde hayatını kaybeden ve kimlik tespiti yapılanlardan 1300 kişinin naaşının toprağa verildiğini aktaran Harraz, sel felaketinde bazı ailelerin tamamının yok olması dolayısıyla kimlik tespiti yapılamayan çok sayıda ceset bulunduğunu ve bunların şu an defnedilemeyeceğini belirtti.

Derne’de sel felaketinden ölenlerin sayısının 10 bini aşabileceğini ifade eden Harraz, “Halen bulunamayan çok sayıda ceset var ve şu anda Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’dan gelen uzman kurtarma ekipleri sele kapılarak denize sürüklenen cesetleri kurtarmak için çalışıyor.” dedi.

Uluslararası Kızılhaç tarafından yapılan açıklamada kayıp sayısının 10 bin olduğu bildirilmişti. Libya’nın doğusundaki hükümetin Başbakanı Usame Hammad, Derne kentindeki selde ölenlerin sayısının 2 bin 300’ü geçtiğini söylemişti. Hammad, Derne’deki durumu “felaket ve iyi değil” olarak nitelendirmişti.

Libya doğusundaki hükümetin İçişleri Bakanı İsam Ebu Zeribe ise, Derne kentinde şiddetli yağışlar nedeniyle hayatını kaybeden 1500’den fazla kişinin cesedinin bulunduğunu, kayıp kişi sayısının ise 7 bine ulaştığını söylemişti.

Ülkenin doğusunu kontrolünde tutan Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü Ahmed Mismari televizyondan yaptığı açıklamada Derna’dak barajın çökmesi sonucu taşan suların bütün evleri içindekilerle birlikte denize sürüklediğini belirtmişti. Mismari de kayıp sayısının 5-6 bin civarında olduğunu söylemişti.

Öte yandan, Derne Belediye Meclis Üyesi Ahmed Emdur Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, Derne’de çok sayıda bina ve konutun tamamen sular altında kaldığını; altyapının sel sularıyla sürüklendiğini, ana yolların yıkıldığını, kamu ve özel mülklerde önemli kayıpların olduğunu belirtmişti.

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, sel felaketi nedeniyle dün ülke genelinde 3 günlük yas ilan etmiş, Libya Başkanlık Konseyi de kardeş ülkelere ve uluslararası kurumlara sel felaketinden zarar gören bölgeler için yardım çağrısında bulunmuştu.

“Tüm imkanlarımızla kardeşlerimizin yanındayız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Anayasa Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin “bu zor günlerinde tüm imkanları ile kardeşlerinin yanında” olacağını dile getirdi.

“Sahadan aldığımız bilgiler gerçekten çok büyük bir doğal afetin yaşandığını gösteriyor. Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor” diyen Erdoğan, “AFAD Başkanlığımızı, arama kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya hareket etti. Amacımız Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır” ifadelerini kullandı.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bölgeye yardım göndermeyi planladığını duyurdu. Yapılan açıklamada, ülkeye 150 su üstü ve su altı arama kurtarma personeli, çadır ve çadır içi malzeme, iki kurtarma aracı, dört bot ile jeneratörden oluşan ihtiyaç malzemesi gönderileceği ifade edildi.

Libya, uzun süre ülkeyi yöneten Albay Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilip öldürülmesinden bu yana siyasi kaos içinde. 2014’ten bu yana iki rakip kuvvet tarafından farklı bölgeleri idare edilen ülkede Bingazi yönetimi ülkenin doğusunu kontrol altında tutuyor. Ancak uluslararası kabul edilen Trablus yönetimi de selden etkilenenlere yardım için harekete geçti.

Libya’da gazeteci olan Abdulkader Esad, çeşitli yetkililerin doğal felakete hızlı bir şekilde müdahale edemediği için ülkedeki kurtarma çalışmalarının sekteye uğradığını söylüyor.

İlk olarak Ege’de oluşan Daniel Fırtınası, Türkiye’de Marmara Bölgesi’nin batısı ve Trakya’da etkili olmuştu. Eylül’de Ege ve Trakya’da etkisi olan fırtınada Türkiye’de 8, Yunanistan’da 15, Bulgaristan’da da 4 kişi öldü. Yunanistan’da afetin yaralarını sarma çalışmaları halen devam ediyor. Tropik fırtınanın Mısır’a doğru ilerlediği kaydediliyor.

Paylaşın

Libya Şiddetli Çatışmalarla Sarsıldı: 27 Ölü, 100’den Fazla Yaralı

Libya’nın başkenti Trablus, rakip iki grup arasında çıkan çatışmalarla sarsıldı. Çatışmalardaki ölü sayısı belirsizliğini korurken, en az 27 kişinin öldüğü, 100’den fazla kişinin de yaralandı bildirildi.

2011’de NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) destekli bir ayaklanma sonrası Libya’da güvenlik ve barış sağlanamadı. 2014’te ülke birbiriyle savaşan doğu ve batı bölgeleri arasında bölündü.

Doğu güçlerinin batıdaki Trablus’a yaptığı saldırı 2020’de sona ererken, savaşın çoğunu durduran bir ateşkese yol açtı. Trablus hükümetini destekleyen Türkiye, Libya’da askeri varlığını sürdürdü.

Ancak, savaşın kalıcı bir siyasi çözümü için çok az ilerleme kaydedildi. Ülkede resmi statü ve finansman kazanmış silahlı gruplar gücü ellerinde tutmaya devam ediyor.

Çatışmalar, Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı “444 Tugayı” Komutanı Albay Mahmud Hamza’nın pazartesi günü Libya Başkanlık Konseyine bağlı Suç ve Terörle Mücadele Birimi “Rada” tarafından tutuklanmasının ardından başladı. Özel Caydırıcılık Gücü ve 444 Tugayı, Trablus’taki en güçlü askeri güçlerden ikisi.

Her iki grup da geçen yıl kısa süren çatışmalarda geçici Ulusal Birlik Hükümeti’ni (GNU) desteklemişti. İki grubun aniden çatışması, Trablus’ta aylardır süren görece sakinliği bozarak, çözümsüz kalan bir çatışma riskini doğurdu.

Ulusal Birlik Hükümeti Sözcüsü Muhammed Hammude, Mahmud Hamza’nın “tarafsız bir kesime” teslim edilmesi ve ateşkes sağlanması konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı ateşkesi denetlemek üzere bir güvenlik birimi oluşturdu ve şehrin en gergin bölgelerine güçlerini konuşlandırdı.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili dün öğleden sonra yaptığı açıklamada, Trablus’ta “durumun sakinleştiğini” ve Türk birliklerinin güvenliği ile ilgili herhangi bir sorun olmadığını söyledi. Diplomatlar, Mitiga Havaalanı’nda Türk askerinin bulunduğunu söylüyor.

Bir Reuters tanığı, Trablus’taki bir diğer önemli silahlı grup olan İstikrarı Destekleme Birimi’nin kontrol ettiği bölgelerde sokaklarda savaşçıları ve araçları olduğunu, ancak çatışmalara karışmadığını söyledi.

Libya’daki BM misyonu, olayları ve siviller üzerindeki etkilerini endişeyle takip ettiğini belirterek derhal gerilimin düşürülmesi ve diyalog çağrısında bulundu. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, İtalya ve Avrupa Birliği büyükelçilikleri de çatışmaların durdurulmasını istedi.

Paylaşın

Halife Hafter ABD’de Mahkum Edildi

Kuzey Afrika ülkesi Libya’nın önde gelen politik ve askeri simalarından General Halife Hafter, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bir mahkeme tarafından insan haklarını ihlal etmekten suçlu bulundu.

Kısa Dalga’nın aktardığı habere göre, kararı veren mahkemenin hakimi, Hafter’in davada iş birliği göstermediğini bu nedenle “gıyabında” tazminat ödemeye mahkum edildiğini duyurdu.

Ülkesinde “Libya Ulusal Ordusu” adlı gücün liderliğini yapan Hafter aleyhine çok sayıda aile, yakınlarının öldürülmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı olmuştu.

Davacılar, ABD’de görülen mahkemede Hafter’in, “Libya halkına karşı başına buyruk bir savaş sürdürdüğünü” dile getirerek, “O çok sayıda erkeği, kadını ve çocukları bombalı saldırılarla ve başka sivilleri de işkencelerle öldürdü” ifadelerini kullandı.

ABD’de 1991 yılında yürürlüğe giren bir yasa ile, resmi sıfatla yabancı bir ülke adına işkence yapan ya da yargısız infaz uygulayan kişiler yargılanabiliyor.

Yeni davalar görülecek

Davanın başlamasını sağlayan isimlerden biri olan mağdur avukatlarından Faysal Gill, mahkemenin verdiği kararın ardından yaptığı açıklamada, “Adalet kazandı. Hafter işlediği savaş suçları nedeniyle hesap verecek” dedi.

General Hafter’in kararı temyize taşıma hakkı bulunuyor. Ayrıca Hafter’in ödemeye mahkum edildiği tazminatın boyutunun belirlenmesi için yeni davalar görülecek.

Ne olmuştu?

ABD yargısı, geçen yıl Aralık ayında Libya’da yapılması planlanan seçimler nedeniyle, süreci etkilememek adına Hafter’in yargılandığı davayı geçici olarak durdurmuş; ancak daha sonra seçimlerin iptal edilmesinin ardından yeniden başlatmıştı.

Kendini devlet başkanı ilan eden Halife Hafter ise, bu sıfatı nedeniyle dokunulmazlığa sahip olduğunu öne sürerek, dava sürecini durdurmaya çalışmıştı. Hafter’in kontrolündeki Libya Ulusal Ordusu hala ülkenin doğusunda büyük bir bölgeyi kontrolü altında tutuyor.

Paylaşın

Libya’ya Tezkeresi TBMM’de

Libya’ya asker gönderilmesi için verilen iznin süresinin 18 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sunuldu. Tezkere izni 2 Temmuz 2022’den başlıyor.

Tezkerenin gerekçesinde, “Türkiye’nin milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdit ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Libya’daki gayrimeşru silahlı gruplar ile terör örgütleri tarafından Türkiye’nin Libya’daki menfaatlerine yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek, kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımları ulaştırmak” ifadeleri yer alıyor.

Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde Türkiye sınırları dışında harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca

2 Ocak 2020’de verilen karar 2 Ocak 2021’den itibaren 18 ay uzatılmıştı. Yeni tezkere izni 2 Temmuz 2022’den itibaren 18 ay uzatıyor.

Paylaşın

Libya’da Görevli 56 Asker TSK’dan İhraç Edildi

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı Libya Görev Grubu Komutanlığı’nda görevlendirilen 56 uzman çavuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na (CİMER) toplu şikâyet dilekçesi verdi. Komutanlarının kendilerine psikolojik ve fiziksel mobbing yaptığını ileri süren askerler, Libyalı askerlerin çöplerini dahi kendilerinin topladığını iddia etti. Bunun üzerine haklarında disiplin soruşturması başlatılan askerlerin görevlerine son verildi. Türkiye’ye dönen askerler, daha sonra TSK’dan atıldı. Ayrıca haklarında adli soruşturma da başlatıldı.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, CİMER’e yapılan şikâyet dilekçelerinde askerler yaşadıklarını anlattı. İddiaya göre, Yarbay rütbesindeki bir komutan, içtima sırasında askerlere, “Siz aldığınız parayı hak etmiyorsunuz, bu TSK ne generaller yedi, siz hiçbir şeysiniz. Beni istediğiniz yere şikâyet edebilirsiniz, 9 sene Hukuk Şube’de çalıştım. Sizi meslekten atmam 5 dakika. Dışarıda sizin yerinizde olmak isteyen binlerce kişi var” diyerek meslekten atmakla tehdit etti. Üsteğmen rütbesindeki bölük komutanı ise, “Size burayı dar etmezsem bu rütbeyi sökerim, size burada kan kusturacağım, sizi sahilde carettalar gibi süründüreceğim” dedi.

“Bu durum temsil ettiğimiz TSK’yı ayaklar altına almaktır”

Hastayken bile kendilerine spor yaptırıldığını belirten uzman çavuşlar, komutanlarının kendilerine Libyalı askerlerin çöplerini toplattığını da öne sürdü. Şikâyet dilekçesinde, Libyalı askerlerin kendilerine bu sırada küçümseyici ve alaycı gözlerle baktığını belirten askerler, “Bu durum temsil ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ayaklar altına almaktır” dedi. Yaşadıkları nedeniyle meslekten soğuduklarını ifade eden askerler, “Severek başladığım ve devam ettiğim, ölürsek şehit, kalırsak gazi anlayışıyla hiçbir zaman yılmayıp görevimin gerektirdiği şekilde mesleğimi sürdürmüş bulunmaktayım. Burada gördüğüm fiziksel ve psikolojik baskılar beni mesleğimden soğutmaktadır” görüşünü kaydetti.

Askerlerin şikâyet dilekçeleri, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na iletildi. Komutanları hakkında soruşturma açılmasını bekleyen askerler, tersi bir durumla karşılaştı. Askerlerin Libya’da görevlendirilmeleri emri sonlandırıldı, 56 uzman çavuş Türkiye’ye gönderildi. Haklarında idari soruşturma başlatılan askerlerin tümünün sözleşmeleri 9 Aralık’ta feshedildi.

İdari tahkikat raporunda, askerler “koordineli ve işbirliği içerisinde aynı metni kullanarak, CİMER’e şikayette bulunmak, amirlerini sindirmeye yönelik tutum ve davranışlar sergilemek, birlik içinde disiplini bozmak ve askeri atmosferin oluşmasını engellemekle” suçlandılar. Raporda, askerlerin kusurlu oldukları belirtilerek, tazminatlarının da ödenmeyeceği vurgulandı.

Adli soruşturma da başlatıldı

Öte yandan askerler hakkında Milli Savunma Bakanlığı’nın izni üzerine Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet etmekten adli soruşturma da açıldı. Birlikte şikâyette bulunmakla suçlanan askerler üç yıla kadar hapis istemiyle soruşturulacak.

37 askerin davasını üstlenen Avukat Murat Altay, sözleşmelerin feshedilmesi kararına karşı dava açtıklarını ifade etti. Mahkemeden adil bir karar beklediklerini belirten Altay, “Bu hukuksuzluğa son vermek maksadıyla arkadaşlarımıza verilmiş olan soruşturma izinlerine bölge idare mahkemesinde itiraz ettik. 37 arkadaşımızın sözleşmesi fesih davaları da geçen hafta tamamlandı. Uzman çavuş arkadaşlarımız için Edirne ve Hatay İdare Mahkemelerinde davalar açtık. Umarım en kısa sürede bu hukuksuzluk son bularak, adalet tecelli eder” dedi.

Askeri ceza hukuku doktoru olan Avukat Mehmet Erkan Akkuş, sözleşmelerin feshedilmesi kararıyla “Komutan her zaman haklıdır” mesajı verilmek istendiğini söyledi. Akkuş, şunları kaydetti:

“Burada sorun, 56 tane uzman çavuş arkadaşımızın aynı anda CİMER’e başvuru yapması değil. Burada sorun 56 tane uzman çavuş arkadaşımızın CİMER’e başvuru yapmak zorunda bırakılmasıdır. Amirler ve üstler hakkında usulüne uygun soruşturulmuş olsa, usulüne uygun işleme konulmuş olsa, hukuk devleti prensibi gereği adil yargılanmış olsalardı, bu çocuklar da CİMER’e başvuru yapmak zorunda bırakılmayacaktı. Mesleki kaderi bir amirin imzasına bırakılan uzman çavuş arkadaşlarımızın yeri geldiğinde ölüme gönderiliyor olmasındaki vicdanı adaletsizliği de kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.”

Paylaşın