Erdoğan İle Kılıçdaroğlu Arasında “Alkışlaşma” Polemiği: Bırak Palavrayı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki “alkışlama” polemiği, Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’a verdiği cevapla bir adım daha ileri gitti.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Komutanlarımızla coşkumuza tahammül edemedi” sözüne karşı, “Bırak palavrayı, benimle ilgili iftiralarını askerlere alkışlattın” dedi.

Tank Palet Fabrikası’ndaki törende, Kuvvet Komutanlarının, Erdoğan’ın konuşmasındaki Kılıçdaroğlu ile ilgili sözlerini de alkışlamaları üzerine başlayan karşılıklı açıklamalar bugün ilk polemiğe dönüştü.

Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da katıldığı açılış töreninde, daha önce kuvvet komutanlarına “haddinizi bilin” açıklaması yapan Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak, “Gerçi müstemleke zihniyetlilerin kepazelikleri bitip tükenmek bilmiyor. Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne güç katacak bir savunma sanayi projemizin açılışında ordumuzun komutanlarıyla yaşadığımız sevince tahammül edemediklerini hep birlikte gördük” ifadelerini kullandı.

“Bırak palavrayı, iftiralarını alkışlattın, Kenan Evren kafasısın”

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözleriyle, kuvvet komutanlarının Tank Palet Fabrikası’ndaki ‘alkışlama’larının, savunma sanayi projesine ilişkin sözlerine yönelik olduğunu iddia ederken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, alkışlanan sözlerin Erdoğan’ın iddia ettiği gibi projeye yönelik olmadığını belirterek şunları kaydetti:

“Erdoğan bırak palavrayı. Benimle ilgili iftiralarını askerlere alkışlattın. Sen artık Kenan Evren kafasısın, biz özgürlükçüyüz, reformcuyuz. Komuta kademesine tekrar sesleniyorum; siyaset istiyorsanız, o kutsal üniforma ile yapamazsınız. İzin vermem. Türkiye’nin askerisiniz siz!”

Ne alkışlanmıştı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası’nda yapılan ‘Yeni Nesil Fırtına Obüsleri Teslimat Töreni’ndeki konuşmasında “Amerika’dan İngiltere’ye, oradan Almanya’ya kapı kapı dolaşarak benzin istasyonlarındaki afedersiniz restoranlarda bir şeyler yemeye gayret edenler, yabancı yabancı ekonomi komiserlerinden yardım dileniyor” demişti.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan Çiftçiye Ücretsiz Elektrik Sözü

Denizli’de Çardak ve Bozkurt ilçesi muhtarları ile bir araya gelen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, “Beş yıl içinde Türkiye’deki bütün çiftçilerin kırsalda kullandıkları elektriğin tamamı ücretsiz olacak, tabii kooperatif olması şartıyla” dedi ve ekledi:

“Elde edilen elektriğin artan kısmı satılacak oradan kooperatif gelir elde edecek. Kooperatifin gelir elde etmesi ne demektir? Çiftçinin diğer ihtiyaçlarını da kooperatif karşılayacak. Örneğin gübreyi, ilacı daha rahat imkanlarla alacak ve bir dayanışma kültürü de ortaya çıkacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Denizli’de Çardak ve Bozkurt ilçesi muhtarları ile bir araya geldi.

Muhtarların mazot, gübre, elektrik, ilaç, tohum fiyatıyla ilgili rahatsızlıklarını dile getirdiği toplantıda Kılıçdaroğlu, “Elektriğin çiftçilere ücretsiz verilmesi bizim ana hedeflerimizden birisi” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Petrole ihtiyaç yok, doğal gaza, kömüre ihtiyaç yok bunların hepsi dışarıdan geliyor dolar ödüyorsun. Allah’ın güneşi bedava, niye güneş enerjisi sistemini (GES) yapmıyorsunuz?” dedi.

“Bir proje geliştirdik, Şanlıurfa için geliştirdik ve Şanlıurfalılara şu sözü verdik, ‘Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin, bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz.’ Kooperatif kuracaklar. Bütün çiftçiler, ticaret borsası, ziraat odaları hepsi ortak olacaklar ve dolayısıyla elektriği üreteceğiz” sözlerini ekledi.

Kılıçdaroğlu şunları ifade etti:

“Bunu önce Şanlıurfa için dedik, sonra etrafındaki altı il için dedik, beş yıl içinde Türkiye’deki bütün çiftçilerin kırsalda kullandıkları elektriğin tamamı ücretsiz olacak, tabii kooperatif olması şartıyla.

Elde edilen elektriğin artan kısmı satılacak oradan kooperatif gelir elde edecek. Kooperatifin gelir elde etmesi ne demektir? Çiftçinin diğer ihtiyaçlarını da kooperatif karşılayacak. Örneğin gübreyi, ilacı daha rahat imkanlarla alacak ve bir dayanışma kültürü de ortaya çıkacak.”

Kılıçdaroğlu ayrıca Bozkurt Belediyesi Güneş Enerji Santrali’nin açılışına katıldı. “Hep beraber çiftçilerin kazanacağı bir ortamı yaratmak zorundayız ve bunu yaratacağız. Elektrikten başladık. Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda, kırsalda çalışan genç kadınların ve çocukların sosyal güvenlik primini de sosyal devlet olarak biz ödeyeceğiz” dedi.

Paylaşın

“Altılı Masa Adayını Şubat’ta Açıklayacak” İddiası

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa, aday ve Ortak Politikalar Metni için çalışmalarına yoğunluk kazandırdı.

26 Ocak’taki Altılı Masa 11’inci liderler buluşmasından önce ev sahibi konumunda olan İYİ Parti Lideri Akşener, beş liderle makamlarında buluşarak zirveye ilişkin fikir alışverişinde bulunacak. Bu buluşmalarda, cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve belirlenme süreci görüşülecek.

Adayın masa içinden mi yoksa dışından mı olacağına yönelik prensip kararına da büyük oranda bu buluşmalarda karar verilecek. 26 Ocak’ta yapılacak görüşmelerin ardından 30 Ocak Ortak Politikalar Metni’nin ilanı için hazırlıklar hızlandırılacak.

Halka açık lansman

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in muhalefet kulislerinden edindiği bilgiye göre, 30 Ocak’taki lansman, diğer açıklamaların aksine halka açık olacak. Altı parti üyelerinin katılımının planlandığı buluşmada, Hükümet Programı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş süreci anlatılacak. Burada, kamuoyunda tartışmalara da neden olan, “Cumhurbaşkanı olmayan liderlerin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı” kararı da resmen duyurulacak.

Altılı Masa’nın adayı ne zaman açıklanacak?

Altılı Masa’da planlanan bir diğer gelişme, Cumhurbaşkanı adayının kamuoyuna nasıl açıklanacağı olacak. Bu konuda Şubat ayı, kararın verileceği tarih olarak gösteriliyor.

Buna göre, lansmandan yaklaşık 10 gün sonra Saadet Partisi ev sahipliğinde 12’inci liderler buluşmasını gerçekleştirecek olan Altılı Masa, bu tarihe kadar adayını belirleyecek ve Şubat ayının ikinci haftasından sonra aday, İstanbul’da düzenlenecek ortak mitingle kamuoyunun karşısına çıkacak.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Dikkat Çeken ‘Liderlere İmza Yetkisi’ Açıklaması

CHP Lideri Davutoğlu’nun ‘genel başkanlara imza yetkisi’ sözlerine ilişkin CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, “Yüzde 1, yüzde 3, yüzde 25, yüzde 50 diye bakamayız. Çok değerli bu çabalar. İki ayrı kriterimiz var. Altı partinin lideri siyasi partiler yasamıza göre her biri genel başkan olduğu için eşittir” dediği aktaarıldı:

“O nedenle biz öyle bir ikili mekanizma kuracağız ki siyasi partiler kanununa göre altısı da sistemde olsun istiyoruz, başkan yardımcılığı olursa çok güzel olur. Demokratik sistem, temsili demokrasi, hangi partinin yüzde kaç oy aldığıyla da ilgilidir, ona göre şekillenir.

Altı partinin lideri eşittir ve başkan yardımcısı olacaktır. Aynı zamanda seçimde hangi parti ne kadar oy alırsa temsili demokrasinin ruhuna uygun olarak bakanlar kurulu dağılımında bunu esas alacağız. Bunları incelikli bir şekilde çalıştık.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun genel başkanlar doğrudan karar süreçler içerisinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. İster içeriden ister dışarıdan olsun genel başkanlar imza yetkisine sahip olacak. Bu büyük bir teminattır” diye konuşmuştu.

Davutoğlu dün de katıldığı programda, “Seçilen cumhurbaşkanı dedi ki, ben kabul etmiyorum. Aldığınız oylar da düşüktü. Ben bu kararı veriyorum” sorusuna “Dediği anda bir kriz çıkar, çok açık söyleyeyim ve o cumhurbaşkanı Meclis desteğini kaybeder. Ülke yeniden seçime gitmek zorunda kalır” yanıtını vermişti.

Davutoğlu’nun gündeme getirdiği konuyu Halk TV’deki programında değerlendiren İsmail Küçükkaya, CHP liderinin daha önce kendisine aktardığı bilgileri paylaştı.

Buna göre Kılıçdaroğlu, ‘ikili mekanizma’ kuracaklarını belirterek şunları söyledi:

“Altı partinin de bu iş birliğinde olağanüstü stratejik önemi var. Yüzde 1, yüzde 3, yüzde 25, yüzde 50 diye bakamayız. Çok değerli bu çabalar. İki ayrı kriterimiz var. Altı partinin lideri siyasi partiler yasamıza göre her biri genel başkan olduğu için eşittir. O nedenle biz öyle bir ikili mekanizma kuracağız ki siyasi partiler kanununa göre altısı da sistemde olsun istiyoruz, başkan yardımcılığı olursa çok güzel olur. Demokratik sistem, temsili demokrasi, hangi partinin yüzde kaç oy aldığıyla da ilgilidir, ona göre şekillenir.

Altı partinin lideri eşittir ve başkan yardımcısı olacaktır. Aynı zamanda seçimde hangi parti ne kadar oy alırsa temsili demokrasinin ruhuna uygun olarak bakanlar kurulu dağılımında bunu esas alacağız. Bunları incelikli bir şekilde çalıştık.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Komuta Kademesi Haddini Bilsin, Siyaset Askerin İşi Değil

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kendisini eleştirdiği konuşmasının TSK komutanları tarafından alkışlanmasına sert tepki göstererek, “Komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir” dedi.

Haber Merkezi / Konuşmasında HDP’ye yönelik kapatma davasının demokrasi dışı bir uygulama olduğu mesajını veren “Demokrasiye inanıyorsak düşünce özgürlüğüne de inanacağız. Siyasal partilerin kapatılması askeri dönemlere ait bir gelenektir. Artık demokrasilerde siyasal partiler kapatılmaz. Partileri kapatıp, Hazine yardımını kesmek gibi demokrasi dışı uygulamaları asla kabul etmiyoruz, doğru bulmuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sinan Ateş cinayetiyle ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, CHP’nın “şehidin hakkını savunacağını”, bunun CHP ülkücülerine karşı sorumluluğu olduğunu belirtti ve CHP’de önemli bir ülkücü varlığı olduğunun altını çizdi.

CHP Genel Başkanı, Bahçeli’ye hitaben, “Yanında azmettiricileri barındırıyorsan teslim edeceksin. Mafyayla fotoğraf vere vere yanındaki gençlere yanlış mesaj verdin. Bir şehit var bu kan yerde kalmayacak, kapısına gelen azmettiricileri teslim edeceksin. Biz Sinan’ın kızlarına mutlaka adaleti getireceğiz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“CHP olarak demokrasiye inanıyoruz. Olmazsa olmazımızdır. T.C.’nin ikinci yüzyılında cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak bunun içindir ki sloganımızdır.

Yeni bir yüzyıla güzelce, gülümseyerek, huzur içinde girmeliyiz. Önümüzdeki seçimler bu bağlamda önemli. Siyasi partilerin kapatılması askeri dönemlere ait bir dönemdir.

Demokrasilerde siyasi partiler kapatılmaz. O nedenle partileri kapatıp hazine yardımını kesmek gibi demokrasi dışı uygulamaları asla kabul etmiyoruz doğru da bulmuyoruz.

Öyle bir noktaya geldik ki tehdit ediyorlar. Gücü elinde tutan tehdit etmeye başlıyor. ‘Dokunulmazlığınızı kaldırırız’ diyorlar. Ali Mahir Başarır ve Lütfü Türkkan.

Açık ve net söylüyorum bizim, CHP’lilerin, milletvekillerinin ben dahi dokunulmazlıklarını kaldırmazsanız namertsiniz. Biz kul hakkı yemedik ki korkalım.

Düşüncelerimizden ötürü mü yargılamak istiyorsanız, yargılayın. Yolsuzluk yapmadık ki korkalım, sizler gibi değiliz. Sizlere de benzemek istemiyoruz. Hesap verilecekse korkmayız.

Parlamentonun geleneklerini ayaklar altına alıyorlar. Korkmuyoruz, korkmayacağız. İnandığımız yolda kararlılıkla yürüyeceğiz, yürüyeceğiz, yürüyeceğiz.

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Öncelikle kalemini satmayan, haber peşinde koşan, öğrendiği haberi doğrulatan, sonra bunu haberleştiren namuslu bütün gazetecilere hepimizin şükran borcu var. Onurlu bir gazeteci asla kalemini satmaz.

Onuruyla haberini yapar. Bir baskıyla karşılaştığında da çekinmez ve ürkmez. Haberini bir gazeteci ideali içinde yazar ve kamuoyunu bilgilendirir. Gazetecilerin gerçek demokrasilerde dördüncü güç olarak algılanmasının temel felsefesi de budur.

Ocak ayının gazeteciliğimiz açısından büyük acılar barındırdığını bilmenizi isterim. Metin Göktepe, Uğur Mumcu onlardan biriydi. Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink onlardan biriydi.

Bu gazetecilerimiz farklı tarihlerde ama birer ocak ayında katledildiler. Basın özgürlüğünün olmadığını, sansür uygulandığını biliyoruz, doğru haberlere yasak getirildiğinin farkındayız. Kalemini satan ama kendilerine gazeteci diyenleri de biliyoruz.

Televizyonlara çıkıp AK Parti adına konuşan, kalemini satan, düşüncesini satan, aklını saraya kiralayan sözde gazetecileri de biliyoruz. Bu ülkeye demokrasi geldiğinde onlar televizyona çıkamayacaktır.

Kalemini satmayan gazetecilerin günü kutlu olsun. Evrensel gazetesine ilan vermiyorlar. Bunları da yeniden düzenleyeceğiz.

Ahlakı, adaleti egemen kılacağız. Evrensel’e, Yeni Asya Gazetesi’ne ilan verilmiyor. Akıl var mantık var. Bunların tamamını değiştireceğiz. Hiç kimse endişe etmesin, bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz.

Güvenlik güçlerimizin örgütlenmesine izin vereceğiz. Polisin intihar ettiği değil, emekli olduğu bir süreci başlatacağız. Uzman jandarma okullarında geçen sürenin hizmetten sayılmasını sağlayacağız. Bunu da Bay Kemal’in sözü olarak bir köşeye yazın.

“Bay Kemal varsa adalet vardır”

Sözleşmeli uzman çavuş olmaz, vatan savunmasının sözleşmesi olmaz. Tamamını kadrolu yapacağız. Astsubaylarımıza sesleniyorum, verdiğiniz adalet mücadelesini biliyorum.

Bir olay var, bombayı imha et diye emir verene 8 tazminat ödeniyor, bombayı imha ederken şehit olan astsubaya tazminat verilmiyor. Bu garabeti kaldıracağız. Bay Kemal varsa adalet vardır, demokrasi vardır, insan hakları vardır, alın terine değer vardır.

Devletin görevini biliyoruz. Kamu yönetiminin bir amacı var. Toplumda huzuru, güveni sağlamak. Eğer huzuru ve güveni sağlamazsanız o zaman toplum kutuplaşır, kamplaşır ve iç çatışmalara zemin hazırlayan bir ortama sürüklenir.

Türkiye için en büyük risk şu anda budur. Sukunetimizi koruyacağız, vicdanımızın sesini dinleyeceğiz. Sandığa gittiğimiz zaman demokrasiden, insan haklarından yana bir anlayışla oyumuzu kullanacağız. Böylece Saray sosyetesini, beşli çetelere artık bu ülkeden temizleyip atacağız.

Elinizi vicdanınıza koyun ve düşün. Bu memlekette huzur var mı? Bu memlekette yarın sabah neye uyanacağımızı bilmiyoruz. 10 dakika sonra ne olacağını bilmiyoruz.

Ekonomide, hayatta istikrar yok. İşsizlik almış başını gidiyor. İcra memurları giderek artıyor. Bütün bunlardan Türkiye’nin kurtulması lazım.

Bunun için sağlıklı, tutarlı, aklı başında bir iktidarın olması lazım. Hakim dediğiniz kişi saraydan talimat bekliyorsa o gerçek anlamda hakim değildir. İradesini satmış, ipotek altına aldırmış kişidir. Sarayın sofrasına oturan hakimin kararından fayda gelmez.

Bizden toplanan vergilerin toplumun çıkarı için harcanmasıdır. Başkalarının çıkarı için harcanıyorsa ülkede refah olmaz. Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak seçildiğinde kişi başına gelir 12 bin 582 dolardı. Bugün, kişi başına gelir 9 bin 485 dolara düştü.

Beyefendi Tank-Palet fabrikasına gitti bir sürü laf etti. Erdoğan bildiğimiz Erdoğan, sürekli küfür, iftira… Çünkü cumhurbaşkanlığının ne olduğunu bilmiyor.

Mahalle kabadayısı gibi o makama oturulmaz. Maalesef, Erdoğan bildiğimiz Erdoğan. Öyle bir noktaya geldi ki zavallı kendi troll oldu.

Devleti ne kadar çürüttüğünün göstergesi de dün yaşandı. Yalan, dolan, iftiralarını alkışlayan kurmay askerler. Biz CHP olarak bize düşeni cesurca yaptık, kan kusup kızılcık şerbeti içtik ama değişmeyi bildik ve başardık. Her değişim önce içeriden başlar sonra dışarıya taşar.

İç reformlarımızı yapmaya başladık. Kolay olmadı bu dostlar, her taraftan şikayetler geldi. İnanın, hiç kolay olmadı ama önemli olan zoru başarmaktı, başardık.

Şimdi CHP gerçek anlamda halkın partisidir. Biz böyle yaptık. Peki Erdoğan ne yaptı? Eleştirdiği her şeye şimdi bizzat kendisi dönüştü. Korkunç bir tiran oldu. Militarizmin savunucu oldu.

Değişimin önüne büyük bir engel olarak çıktı. Dün beni siyasal olarak eleştirirken askerlere alkışlatır oldu.

“Herkes haddini bilecek”

Askerlerin alkışlaması şahsen hiç umurumda değil ama devlet açısında büyük bir çürümenin göstergesidir bu. Etrafınıza siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsınız elinizde bol yıldızlı, apoletli Orta Doğu üniformaları kalır.

Onun için komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir. Herkes haddini bilecek, bulunduğu makamın ne olduğunu anlayacak.

Son sözüm Bahçeli’ye. Bugün çıkmış bağırıyor. Bağır Bahçeli bağır. Daha çok bağırırsın. Sinan Ateş bizim de evladımızdır. CHP’de ülkücü arkadaşlarımız var. Sinan Ateş onların kardeşi.

CHP, şehidimizin hakkını savunacaktır. Bu benim CHP ülkücülerine karşı sorumluluğumdur.

Yanında cinayeti azmettiricileri barındırıyorsun, teslim edeceksin. Mafyayla fotoğraf vere vere yanındaki gençlere yanlış mesajlar verdin.

Bir şehit var ortada, bu kan yerde kalmayacak. Kapısına gelen polislere hakaret eden azmettiricileri teslim edeceksin. Şimdi çık istediğin kadar bağır. Biz Sinan’ın kızlarına adaleti mutlaka ama mutlaka getireceğiz.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Yargıyı Sopa Olarak Kullanıyorlar

İBB Başkanı İmamoğlu’na verilen hapis cezası ve siyaset yasağı kararını değerlendiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Seçimle gelenin seçimle gitmeyeceğini görüyorlar, başkanın bir sonraki seçimlerde çok daha büyük oy alacağını da biliyorlar. ‘O zaman ne yapalım, ayağını nasıl kaydırırız’. Yargıyı sopa olarak kullanıyorlar. Ama buradan o savcılara da hakimlere de sesleniyorum. Hiçbirinizin adalet duygusuna sahip olmadığınızı biliyorum” dedi ve ekledi:

“Adalet duygusuna sahip olmayan, vicdan sahibi olmayan hiç kimsenin hakim koltuğunda oturmaya hakkı ve yetkisi yoktur. Sanıyorlar ki gelecekler, istediklerini yapacaklar. Türkiye Cumhuriyeti devleti hiç kimsenin babasının malı değildir. Hiç kimse unutmasın, CHP’nin 100 yıllık bir Kuvayi Milliye ruhu vardır, 100 yıllık. Sıradan bir parti değildir CHP.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İstanbul’da Esenyurt Belediyesi Proje Tanıtım Toplantısı’na katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı toplantıda Kılıçdaroğlu, açıklamalarda bulundu.

“Halkı seven, halkı için çalışan belediye başkanlarımızı hazmedemiyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarımızın önüne engeller çıkarıyorlar. Ya niye engel çıkarıyorsunuz, hangi gerekçe ile engel çıkarıyorsunuz. Bırakın belediye başkanları görevlerini yapsınlar, ahlaki temelde yapıyorlar” ifadelerini kullandı.

“Herkesin hakkı ve hukukunu teslim edeceğiz”

Esenyurt’ta ciddi bir konut sorunu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Konut sorunu derken konut mağdurlarının olduğunu biliyorum. Parasını vermiş vatandaş, 30 bin daire yapılacak, 60 bin kişiden para toplamış. Herkes şimdi mağdur. Bu paralar toplanırken, Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, bu paralar toplanırken bu belediye ne iş yapıyordu? Bu paralar toplanırken bu iktidar ne iş yapıyordu? Vatandaş açıkça soyulurken bu iktidar ne iş yapıyordu? Seçimlerden önce tam üç kez salı grup toplantısında bunu dile getirdim, ‘Yapmayın, etmeyin’ dedim.

Bir insan, başını sokabileceği bir ev istiyor. Para istemişsiniz, parasını vermiş. Ama istismar edilmiş, hakkı elinden alınmış. Şimdi bu kişi ne olacak? ‘Paramı ödedim, dairem ne olacak’ diye soruyor. Bunu belediye başkanları çözemezler, bunu merkezi hükümetin çözmesi lazım. Merkezi hükümetin çözmesi için de bunların gitmesi lazım. Esenyurtlulara söz veriyoruz; Millet İttifakı’nın iktidarında göreceksiniz, Allah nasip ederse sizlerin oyları ile geldiğimizde bu sorunun kısa sürede nasıl çözüleceğini göreceksiniz. Herkesin hakkı ve hukukunu teslim edeceğiz.”

“Belediye başkanımızın koltuğunu haczettiler” diyen Kılıçdaroğlu, “Düne kadar niye öbür belediye başkanının koltuğunu haczetmiyordun? Bu belediye başkanı mı borçlandı? Hayır. Diğerlerinin bütün faturaları bizim belediye başkanımıza çıkarılıyor. Ona rağmen belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim; ‘Şikayet etmeyeceksiniz. Her zorluğu aşacaksınız, sizin halka hizmetinizi hiç kimse engellemeyecek, buna izin vermeyeceksiniz’ dedim. Hepsi böyle çalışıyor” ifadelerini kullandı.

CHP Lideri, “Buranın bir beton ormanına dönüştürüldüğünü de biliyorum. Bir beton ormanı. Ya kentte yaşayan birisi çocuğunu alıp en azından bir parka gitmek ister, yaşlı orada oturmak ister, emekliler orada oturup sohbet etmek isterler. Ama bunların hepsinin gözü dönmüş. Nerede bir boş alan gördüler, gökdelenleri diktiler. Beton ormanı. Bir insan, beton ormanında değil, doğa ile iç içe yaşamak ister. Bu da gitti. Şimdi belediye başkanımız, yeşil alanları büyütmek için elinden gelen çabayı gösteriyor. Gösterecek, engeller çıkarılıyor. Engelleri de aşacak. Hakkında toplam 137 soruşturma açmış, açmazsanız namertsiniz. Ne olacak yani, verilmeyecek hesabımız yok ya. Alın teri dökmüşsen mesele yok. Harcadığın her kuruşun hesabını millete vermişsen hiçbir sorunumuz yok” diye konuştu.

“Ekrem Başkan’ı kimseye kaptırmayız”

Açıklamasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek veren Kılıçdaroğlu, “150 günde 150 proje’ diye başladı. 150 günde, biraz fazla hızlı gitti, 190 projeyi gerçekleştirdi. 150 günde 190 proje. İstanbul’un katmerleşen bütün sorunları ile mücadele etmeye başladı. Bütün metro yatırımları durmuştu. Para bulamıyorlardı, çünkü kimse güvenip de kredi açmıyordu. Ekrem Başkan, inşaatı duran bütün metro inşaatlarını yeniden başlattı. Geçen gün en büyük metro hattını açtık.

Şimdi Esenyurt’a da gelecek metro hatlarını başlatıyor ve onları da inşallah kısa süre içinde, bazen öngörülen hedeften önce de hizmete açıyor. Şimdi ona da engel çıkarmaya çalışıyorlar. Onu da engellemeye çalışıyorlar. ‘Nasıl olur da biz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı görevden alırız’, bunun arayışı içindeler. Hiç kimse unutmasın, Ekrem Başkan’ı kimseye kaptırmayız. Onun hesap vereceği tek organ, 16 milyon İstanbulludur” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, açıklamasında şunları kaydetti: “Seçimle gelenin seçimle gitmeyeceğini görüyorlar, başkanın bir sonraki seçimlerde çok daha büyük oy alacağını da biliyorlar. ‘O zaman ne yapalım, ayağını nasıl kaydırırız’. Yargıyı sopa olarak kullanıyorlar. Ama buradan o savcılara da hakimlere de sesleniyorum.

Hiçbirinizin adalet duygusuna sahip olmadığınızı biliyorum. Adalet duygusuna sahip olmayan, vicdan sahibi olmayan hiç kimsenin hakim koltuğunda oturmaya hakkı ve yetkisi yoktur. Sanıyorlar ki gelecekler, istediklerini yapacaklar. Türkiye Cumhuriyeti devleti hiç kimsenin babasının malı değildir. Hiç kimse unutmasın, CHP’nin 100 yıllık bir Kuvayi Milliye ruhu vardır, 100 yıllık. Sıradan bir parti değildir CHP.”

Paylaşın

Altılı Masa’da Milletvekili Seçim Listeleri Konusunda Çalışma Kararı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’da milletvekili listeleri hazırlığı başlıyor…

Altılı Masa, Gelecek Partisi ev sahipliğindeki 10’uncu buluşmada, Cumhurbaşkanı adaylığı dışında milletvekili seçim listeleri konusunda da çalışma kararı aldı.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in muhalefet kulislerinden edindiği bilgiye göre, Altılı Masa’da yer alan partiler büyük oranda seçimlere kendi partileri logosu altında girecek.

Her parti, en az 41 ilde seçime girebilmek için yeterliliklerini tamamlayacak, daha sonra belirlenen aday listeleri ile seçime dahil olacak. Alınan karara göre, parti yöneticileri, ilçe ilçe aday listesi belirlenmesi için koordinasyon içerisinde çalışacak. Kurmaylar, ilçe ilçe çalışarak her partiye uygun adayları belirleyecek.

Adaylarda aynı zamanda “ayrım” izleniminin verilmemesi için taban tabana zıt isimler aynı ilçelerde rakip adaylar olarak karşı karşıya getirilmeyecek. Birbirlerine karşı yarışılacak ilçelerde de uyum aranacak.

Partiler ayrıca bazı ilçelerde ortak listelerle seçime girecek. Kazanacağına kesin gözüyle bakılan adaylar, Altılı Masa ortaklarının listelerinden seçimlere girebilecek. Bu konuda seçim takvimi açıklanmadan hemen önce çalışmaların tamamlanması planlanıyor.

Altı partinin hali hazırda sürdürdüğü sandık güvenliği, sandık görevlisi, her sandığa bir avukat çalışmaları, ortak çalışma grubu tarafından birleştirilecek ve kritik sandıklarda Altılı Masa’nın birden fazla görevlisinin bulunması sağlanacak.

Daha önceki seçimlerde ulaşılamayan sandıklarda da bu yolla en az bir görevli bulundurulacak. Altılı Masa’nın bu kapsamda birçok kentle ilgili özel çalışma yapacağı da aktarıldı.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan “Yanlarına Bırakmayız” Mesajı

Borsa İstanbul’da BİST 100 Endeksinin yüzde 7’nin üzerinde değer kaybetmesi üzerine CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Küçük yatırımcıyı uyardım, göz göre göre soyacaklar sizi dedim. Adalet yok, ahlak yok! Unutulmasın ki bir gün devran döner, herkes yaptıklarının bedelini öder” ifadesini kullandı.

Haber Merkezi / Borsa İstanbul’da BİST 100 Endeksi, yüzde 7’nin üzerinde değer kaybetmiş, endeksteki sert düşüş nedeniyle işlemler iki kez durdurulmuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, küçük yatırımcıyı yönelik borsa uyarısını hatırlatarak, “Küçük yatırımcıyı uyardım, göz göre göre soyacaklar sizi dedim. Adalet yok, ahlak yok! Unutulmasın ki bir gün devran döner, herkes yaptıklarının bedelini öder” ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, mesajının devamında, “Küçük yatırımcıyı korumayan kurumları da haksız zenginleşen çeteler de bedelini öder. Asla yanlarına bırakmayız!” görüşünü paylaştı.

O gün “Küçük yatırımcıyı da uyarıyorum” ifadeleriyle başlayan mesajda CHP lideri şunları kaydetmişti:

“Tasarrufunuz enflasyona ezilmesin diye borsaya giriyorsunuz ama asıl yem, bu gördüğünüz şişirilmiş değerlerde. Maalesef avlanan siz olacaksınız. Sizlere şişirilmiş fiyatlarla hisse satılıyor, yabancılar da bu fiyatlardan sürekli hisse satıp payını azaltarak kaçıyor.

Uyarıyorum, küçük yatırımcı büyük zarar görecek. Küçük yatırımcıyı soymaya hazırlanıyorlar. SPK ve Borsa yönetimi olup biteni görmüyor mu peki? Görüyor. Zamanı gelince onlar da hesap verecekler, bilerek müdahale etmedikleri için… İzliyorum, biliyorum.”

Paylaşın

Altılı Masa ‘Ortak Aday’ Sürecini Başlattı

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’da yer alan siyasi partilerin liderleri Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde 10. Toplantısını gerçekleştirdi. 

Haber Merkezi / Toplantıda, “ortak cumhurbaşkanı adayının tespiti için istişarelere başlanması” kararı alındı.

Altılı Masa’nın dokuz saati aşan en uzun toplantısında, “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritası” ve “seçim bildirgesi, hükümet programı” olarak da nitelendirilen “ortak politikalar metni”nin 30 Ocak’ta yapılacak tanıtım toplantısıyla kamuoyuna açıklanacağı bildirildi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıdan sonra yapılan 4 sayfalık açıklamada, ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarma konusunda bir kez daha kararlılık vurgusu yapıldı ve aday belirlemek için istişarelere başlanacağı belirtildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

“Önemli bir mesafe kat ettik”

“Aziz Milletimiz,

Altı siyasi partinin Genel Başkanları olarak Cumhuriyetimizin 100. Yılına girdiğimiz bu hafta içinde 5 Ocak 2023’te Gelecek Partisi’nin ev sahipliğinde bir araya geldik. 2023 yılının ve Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ülkemize ve milletimize mutluluk, adalet ve refah getirmesini diliyoruz.

Bu yılın ilk toplantısı ile Altılı Masa olarak başlattığımız işbirliği sürecinin ilk yılını da tamamlamış olduk. Bu bağlamda toplantımıza bir yılın genel değerlendirmesi ile başladık. Üstlendiğimiz tarihi sorumluluğumuzun bilincinde olarak işbirliğimizi 12 Şubat 2022’deki ilk zirvemizde kamuoyuna duyurduğumuz ilke ve hedefler doğrultusunda sürdürme kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz.

İki yüz yıllık modernleşme, 150 yıllık Meclis, 100 yıllık Cumhuriyet ve 75 yıllık demokrasi tarihimizdeki bütün ana akımların temsil edildiği bu işbirliği süreci siyasi tarihimizde bir ilk niteliği taşımaktadır. Bütün bu tecrübe birikimimizden hareketle temel amacımız bir taraftan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin devlet ve kamu hayatında yol açtığı tahribatı gidermek diğer taraftan Cumhuriyetimizi gerçek ve kâmil bir demokratik düzen ile taçlandıracak bir dönemi başlatmaktır.

Bu bağlamda, son bir yıl içinde kat ettiğimiz mesafeyi, elde ettiğimiz kazanımları ve karşı karşıya olduğumuz meydan okumaları son derece samimi bir ortamda ve yapıcı bir şekilde değerlendirdik. Her şeyden önce memnuniyetle ifade etmek isteriz ki bu işbirliği süreci ülkemizin siyasi ikliminde psikolojik bir dönüşüme öncülük etmektedir. İktidarın kendisinden farklı düşünen kesimleri düşmanlaştırma ve kutuplaştırma üzerinden tahakkümünü sürdürme çabasına karşı farklı düşünceleri ve yaklaşımları bir masa etrafında bir araya getirerek yeni bir siyasi iklim oluşturduk.

Oluşturduğumuz bu yeni siyasi iklim temelinde önümüzdeki kritik süreçlerde rehber olacak referans metinler ortaya koyduk. Uzun mesailer sonucunda üretilen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni, Temel İlkeler ve Hedefler, Seçim Güvenliği, Kurumsal Reform ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi metinleri siyasi tarihimizde altı siyasi partinin ortak bir zemin inşası için ortaya koyduğu ve demokratik olgunluk seviyemizi gösteren birer başarı örneği olmuşlardır.

Otoriter yolsuzluk düzenini sürdürmek isteyen iktidar demokratik özgürlüklerin kısıtlanması, kutuplaştırma, yargının siyasallaşması ve medya tekeli üzerinden siyasi mühendislik peşindeyken bizler uzlaşıya, ortak akla, siyasi nezakete ve kapsayıcı demokrasiye dayalı yeni bir siyaset mimarisi inşa etme çabası içine girdik ve bu alanda önemli bir mesafe kat ettik.

“30 Ocak’ta yapacağımız ortak bir tanıtım toplantısı ile kamuoyunun bilgilerine sunacağız”

Değerli vatandaşlarımız,

Bu çerçevede, bugün işbirliği sürecimizin somut adımlar bağlamında son derece önemli iki ortak metnini daha tamamlama aşamasına getirdik. Ayrıca bundan sonraki adımlarımızı ve çalışma takvimimizi de oluşturduk.

Bugün tamamlama aşamasına getirdiğimiz Geçiş Süreci Yol Haritasını ve Ortak Politikalar Metnini 30 Ocak’ta yapacağımız ortak bir tanıtım toplantısı ile kamuoyunun bilgilerine sunacağız.

Bu iki metin ile birlikte partilerimizin siyasi işbirliği mimarisi önemli ölçüde tamamlanmış olacaktır.

– Temel İlkeler ve Hedefler metni ile işbirliğimizin dayandığı zemini,

– Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni ile işbirliğimizin siyasi iskeletini,

– Seçim Güvenliği metni ile siyasi sigortasını,

– Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi ile hukuki sütunlarını,

– Kurumsal Reform metni ile kurumsal altyapısını,

açıkladıktan sonra şimdi de Yol Haritamız ile süreç yönetim mekanizmalarını, Ortak Politikalar Metni ile her alandaki ortak somut adımlarımızı tanımlamış olacağız.

Değerli vatandaşlarımız,

Çetin siyasi şartlar altında bir yıllık yoğun bir çaba ile ortaya koyduğumuz bu vizyonun hayata geçirilmesinin iki gerekli şarta bağlı olduğunun da bilincindeyiz: Ortak Adayımızın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve TBMM’de Anayasa reformu için gerekli çoğunluğun elde edilmesi.

Bu temel şartların sağlanabilmesi için,

– Seçim güvenliği için oluşturulan komisyonun aralıksız çalışarak sandıkların tamamındaki her oyun korunmasını temin edecek tedbirlere yoğunlaşmasına,

– Ortak bir komisyon tarafından genel başkanların kararlarına baz teşkil etmek üzere TBMM’de anayasal çoğunluğu elde edebilmek için milletvekili seçimlerinde uygulanabilecek alternatiflerin çalışılmasına ve nihai kararı vermek üzere genel başkanlara sunulmasına,

– Genel Başkanlar arasında ortak Cumhurbaşkanı adayının tespiti ile ilgili istişarelerin başlatılmasına, karar verdik.

“Bir sonraki toplantımız İYİ Parti’nin ev sahipliğinde 26 Ocak tarihinde”

Cumhurbaşkanı adayı ve Milletvekili seçimleri konusunda tam bir uzlaşı kültürüyle hareket edecek ve seçimlerden sonra hem yürütmede hem yasamada yeni bir dönemi başlatacağız.

Bu çalışmaların kısa sürede tamamlanabilmesi amacıyla liderler arası toplantıların daha sık aralıklarla yapılmasına karar verdik. Bu bağlamda, bir sonraki toplantımız İYİ Parti’nin ev sahipliğinde 26 Ocak tarihinde yapılacaktır.

“6 Nisan’dan önce yapılacak bir erken seçime ise destek vermeye hazırız”

Bu vesile ile ayrıca vurgulamak isteriz ki son günlerde gündeme gelen erken seçim tartışmaları bağlamında da ortak tutumumuz açıktır: Geçen sene bir siyasi mühendislik çabası olarak devreye sokulan seçim sistemi ile yapılacak hiçbir erken seçime destek vermeyeceğiz. 2018 seçimlerinde geçerli olan sistemle gerçekleşecek -yani 6 Nisan’dan önce yapılacak- bir erken seçime ise destek vermeye hazırız.

Değerli vatandaşlarımız,

Toplantımızda ayrıca gündemdeki siyasi ve ekonomik konuları da ele aldık.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında verilen ve siyaset yasağını da içeren ceza hükmü, yargının siyasallaşmasının son çarpıcı örneği olmuştur. Yargının siyasallaşması karşısındaki tutumumuzu Saraçhane’de sergilediğimiz dayanışmayla bir kez daha göstermiş olduk. Sayın Erdoğan’ın kendi yaşadığı mağduriyeti başkalarına da yaşatacak adımlar atması güç yozlaşmasının en hazin örneklerinden birini teşkil etmektedir. Seçim sürecini etkilemek üzere yargıya müdahale niteliği taşıyacak benzer siyaset mühendisliği çabalarına karşı da bu dayanışmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.

Son aylarda gündemde yer alan başörtüsü konusunu da son derece samimi bir istişare ortamı içinde ele aldık. 12 Eylül’ün darbeci ve 28 Şubat’ın vesayetçi zihniyetinin eseri olan ve milyonlarca kadının hayatını karartan bu çağdışı yasağın bir daha gündeme gelmesini engelleyecek hukuki bir teminatın sağlanması konusunda tam bir mutabakata sahibiz.

Ancak, insan hakları ve inanç özgürlüğü ile ilgili bir konuyu ve başörtüsü gibi bir sembolü “gollük pas” olarak gören zihniyete de esastan karşıyız. Başörtüsü yasağı dolayısıyla ağır mağduriyetler yaşayan kadınlar için hakaret niteliği taşıyan bu tanımlama Sayın Erdoğan’ın bu meseleyi bir seçim malzemesi olarak gördüğünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İktidar samimi ise, bu düzenlemeler konusunda muhalefetten gelecek önerilere önyargısız şekilde yaklaşarak metinlerin uzlaşı ile çıkmasını desteklemelidir.

Toplantımızda ekonomideki son gelişmeleri de ele aldık. Akıl, bilim ve rasyonalite ile tüm bağlarını koparan, Merkez Bankası bağımsızlığını yok sayan iktidar ülkemize dünyada 7. Avrupa’da 1. en yüksek enflasyona sahip olma utancını yaşatmıştır. TÜİK’in enflasyon hesaplamalarının gerçek hayat ve bağımsız hesaplamalarla hiçbir tutarlılığı kalmamıştır. Ücret ve maaş artışlarında TÜİK’in verilerinin esas alınması milletimize karşı ağır bir hak gaspıdır. İktidarın daha işçinin eline geçmeden bu ay sonunda açlık sınırının altında kalacak olan yeni asgari ücreti bir övünç kaynağı olarak görmesi en hafif tabiriyle hazindir.

Seçimleri kaybedeceğini anlayan hükümet, panik içinde henüz mürekkebi dahi kurumamış olan 2023 bütçesinde yer vermediği ve 24 saat geçmeden değişen adımlar atarak devlet ve bütçe yönetimindeki ciddiyetsizliğini ve umursamazlığını ortaya koymaktadır. Öte yandan hükümet çalışanların zaten hakkı olan EYT düzenlemesini ve alım gücündeki erime karşısında hiçbir anlam ifade etmeyen maaş artışlarını bir müjde gibi sunmaktadır. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ortaya çıkan keyfiliğin, kuralsızlığın ve kamu yönetimindeki çöküşün en somut örneğidir.

Toplantımızda ayrıca, geçtiğimiz hafta içinde Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da güpegündüz sokak ortasında katledilmesi ile daha da aşikâr bir şekilde ortaya çıkan kamu düzenindeki bozulma konusunu da kapsamlı bir şekilde ele aldık. Her şeyden önce Sinan Ateş’in ailesine ve sevenlerine taziyelerimizi sunuyoruz. Bu vahşeti daha da vahim kılan husus ise, cinayet sonrasında başta Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve MHP Genel Başkanı olmak üzere ilgili yetkililerin derin bir sessizlik içine girmeleridir. Daha önce siyasilere, akademisyenlere ve gazetecilere yönelik saldırıların faillerinin hiçbir ceza almadan serbest kalmalarının da verdiği cüretle kendileri gibi düşünmeyen herkese saldıran çetelerin elini kolunu sallayarak gezdiği, mafyatik yapıların karşılıklı infazlar gerçekleştirdiği bir ülkede kamu düzeninden ve demokratik hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir.

Bu cürümleri işleyenlerin ve onların arkasındaki güçlerin hak ettikleri cezaları almasının takipçisi olacağız. Kimse ülkemizi her kesimden gençlerin feda edildiği yetmişli yılların karanlıklarına da, seksenli yılların darbeci 12 Eylül şartlarına da, doksanlı yılların faili meçhullerine de geri götüremeyecektir.

Bizi bir araya getiren en önemli saik olan özgürlükçü kamu düzeni ve hukuk devleti ilkeleri ülkemizde egemen oluncaya kadar ortak bir mücadele vermeye kararlıyız. Bu bağlamda, otoriter düzeni sürdürmek için seçimlere olağanüstü şartlarda gitme senaryolarına karşı adil ve objektif seçim şartlarının korunması yönündeki çabalarımızı da yoğunlaştıracağız.

“Asla ümitsizliğe kapılmayınız”

Bu gelişmeleri kaygı ile izleyen Aziz Milletimiz,

Asla ümitsizliğe kapılmayınız.

Siyaseti bir rant ve güç paylaşımı olarak değil, hak ve adalet temelli bir alan olarak gören bizler bu kara bulutları dağıtmaya kararlıyız.

Kimsenin Cumhuriyetimizin 100. Yılını yolsuzluklarla, yasaklarla, baskılarla ve yoksullukla karartmasına izin vermeyeceğiz.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı toplumsal barışın, insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, demokratik hukuk devletinin, temiz siyasetin ve refah toplumunun gerçekleşmesi yönünde yeni bir başlangıcın yılı olacaktır.”

Paylaşın

‘Altılı Masa’dan Dikkat Çeken Paylaşım: Yarının Türkiyesi İçin Cesaret Zamanı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Atılı Masa’da yer alan siyasi partilerin liderleri Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde 10. kez bir araya geldi.

Haber Merkezi / Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, beş genel başkanı Genel Merkez binası önünde tek tek karşıladı. Liderler, Ahmet Davutoğlu ile beraber fotoğrafı çektirdikten sonra içeriye geçti.

Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanının 13 Şubat 2022 tarihinde başlattığı görüşmelerin ilk tur çalışmaları Saadet Partisi ev sahipliğinde 21 Ağustos 2022 tarihinde tamamlanmıştı.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Altılı Masa’nın ikinci tur görüşmelerinin ilki 2 Ekim’de, CHP Genel Merkezi’nde, ikincisi, 28 Kasım’da Demokrat Parti Genel Merkezi’nde yapılmıştı.

Toplantı öncesinde CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi, sosyal medya hesaplarından ortak bir paylaşım yapıldı.

“Yarının Türkiyesi İçin Cesaret Zamanı” etiketiyle paylaşılan videoda genel başkanların şu sözleri yer alıyor:

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Temiz bir Türkiye, aydınlık bir Türkiye, herkesin mutlu olduğu bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz, beraber inşa edeceğiz, birlikte inşa edeceğiz.

Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Bu toprakların insanı ne badirelerden, ne krizlerden, ne afetlerden, ne savaşlardan çıkarttı bu ülkeyi. Yine başaracağız. El ele, omuz omuza hep birlikte başaracağız.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: Milletin gücü, azmi, kararlılığı her daim önüne örülmüş o duvarları yıkıp atmıştır.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: Geçmişe değil geleceğe, nefrete değil sevgiye, öfkeye değil merhamete, korkuya değil ümide ayarlıyız.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: 2023’te milletimizle birlikte öyle bir tarih yazacağız ki 1923’te kavuştuğumuz bayram havası memleketimize yeniden yayılacak.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: Ülkemizin problemlerine çözüm üretmek adına yola çıktık. Bu masada sadece altı genel başkan yok. 85 milyon insanımız bu masada oturmaktadır.

Paylaşın