Evren Hakkında Çığır Açan Keşif

Yaklaşık 130 bin galaksiye ait görüntüleri inceleyen bilim insanları, evrene dair anlayışımızı değiştirebilecek yeni kanıtlara ulaştı. Bilim insanları, karanlık madde teorisinin gerçek olmayabileceğini öne sürdü.

Çalışmada yer alan araştırmacı Tobias Mistele, “Ya karanlık madde haleleri düşündüğümüzden çok daha büyük ya da kütleçekime dair anlayışımızı temelden gözden geçirmemiz gerekiyor” dedi.

Bilim dünyası bir yandan karanlık madde teorisini destekleyecek daha güçlü kanıtlar ararken, bir yandan da farklı teorilerle evrendeki tuhaf durumlara açıklık getirmeye çalışıyor.

Bilim insanları galaksilerin merkezinden uzaktaki cisimlerin, daha düşük bir kütleçekim kuvvetine maruz kalmasından dolayı daha yavaş hareket etmesi gerektiğini düşünüyor.

Öte yandan bugüne kadar yapılan gözlemlerde, uç kısımlardaki yıldızların da merkezdekilere yakın hızlarda döndüğü görüldü. Bu durumu karanlık madde teorisiyle açıklayan gökbilimciler, bu görünmez maddenin yarattığı kütleçekim kuvvetinin yıldızları etkilediğini öne sürüyor.

Bu teoriye göre galaksilerin merkezinden 300 bin ışık yılı mesafeye uzanan, hale şeklinde karanlık madde kümeleri var. Bundan daha uzağa gidildiğinde yıldızların daha yavaş hareket etmeye başlaması gerekiyor.

Fakat The Astrophysical Journal Letters adlı hakemli dergide yakın zamanda yayımlanan bir makalede merkezden 1 milyon ışık yılı uzaktaki yıldızların, mevcut karanlık ve görünür madde teorileriyle açıklanamayacak hızlarda dönmesi gerektiği öne sürüldü.

Avrupa Güney Rasathanesi’nin Şili’deki VLT Tarama Teleskobu tarafından çekilen yaklaşık 130 bin galaksiye ait görüntüleri inceleyen araştırmacılar, kütleçekimsel merceklenme denen bir olgudan yararlandı.

Kütleçekimsel merceklenme, galaksiler gibi büyük kütleli cisimlerin, uzak bir kaynaktan gelen ışığı bükmesini ifade ediyor. Merceklenmeye dair incelemeler, galaksinin hem görünür madde hem de çok daha yüksek miktarda olduğu varsayılan karanlık madde miktarına dair fikir veriyor.

Bilim insanları kütleçekimsel merceklenme verilerine dayanarak galaksilerin merkezinden 1 milyon, hatta belki 3 milyar ışık yılı ötedeki yıldızların, görünür ve karanlık madde miktarıyla açıklanamayacak hızda dönmesi gerektiğini öne sürdü.

Bulgular ya karanlık maddenin daha yüksek miktarda olması gerektiğine ya da bu teorinin temelden yanlış olduğuna ve galaksilerdeki hareketlerin farklı şekilde açıklanabileceğine işaret ediyor.

Çalışmanın yazarlarından Tobias Mistele, “Bu keşif mevcut modellere meydan okuyor” diyor: Ya karanlık madde haleleri düşündüğümüzden çok daha büyük ya da kütleçekime dair anlayışımızı temelden gözden geçirmemiz gerekiyor.

Galaksilerin uç kısımlarındaki tuhaf hareketleri karanlık maddeye gerek kalmadan açıklayan seçenekler arasında Değiştirilmiş Newton Dinamiği (Modified Newtonian Dynamics / MOND) teorisi var. Bu teoriye göre Isaac Newton’ın kütleçekim yasası sadece bir noktaya kadar geçerli ve yüksek dönme hızlarında farklı türde bir davranış devreye giriyor.

Makalenin ortak yazarı Stacy McGaugh, gözlemlerin bu teoriyle açıklanabileceğini düşünüyor.

Bilim dünyası bir yandan karanlık madde teorisini destekleyecek daha güçlü kanıtlar ararken, bir yandan da farklı teorilerle evrendeki tuhaf durumlara açıklık getirmeye çalışıyor.

Avrupa Uzay Ajansı’nın geçen yıl fırlatılan Euclid Uzay Teleskobu’nun daha iyi kütleçekimsel merceklenme verileri sağlaması bekleniyor. Teleskobun gözlemleri galaksilerin uç kısımlarındaki gizemin aydınlatılmasına katkı sunabilir.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Orantısız Galaksiler, Karanlık Maddenin Hızına Işık Tutuyor

Estonya Tartu Üniversitesi Gözlemevi’ndeki gökbilimciler, karanlık maddenin hızını ölçmek için yeni bir yöntem geliştirdiler; yöntem, evrendeki maddenin yüzde 85’ini oluşturan ve yalnızca kütleçekimsel etkileriyle tespit edilen bulunması zor maddenin doğasına dair bilgiler sunuyor.

Haber Merkezi / Gökbilimciler, karanlık maddenin hızını ölçmek için evrende karanlık maddeye göre hareket halinde olan galaksileri ararlar. Evrendeki her şey hareket halinde olduğundan ve önemli miktarda karanlık madde bulunduğundan, bu tür galaksileri tanımlamak nispeten kolaydır.

Galaksiler, karanlık madde de dahil olmak üzere her türlü maddeyi kendine çeker. Karanlık madde bir galaksinin yanından geçerken galaksi, karanlık madde parçacıklarına kütleçekimsel bir çekim uygulayarak yörüngelerini değiştirmelerine neden olur.

Ancak karanlık madde parçacıklarının yönlerini değiştirmesi zaman aldığından, önemli ölçüde etkilenmeden galaksiyi geçerler.

Sonuç olarak karanlık madde parçacıkları galaksinin içine girmez, galaksinin arkasına doğru hareket eder. Galaksinin arkasındaki bu bölgede madde yoğunluğu artarak dinamik sürtünme olarak bilinen ve galaksinin hareketinde yavaşlamaya neden olan bir olguya yol açar.

Dinamik sürtünmenin gücü, karanlık madde parçacıklarının galaksiyi ne kadar hızlı geçtiğine ve galaksinin yörüngesini etkilemek için ne kadar zamana sahip olduğuna bağlıdır. Daha yavaş hareket eden parçacıklar galaksinin yakınında daha yüksek madde yoğunluğuna yol açarak galaksinin hareketinde daha belirgin bir yavaşlamaya neden olur.

Galaksinin arkasında ortaya çıkan aşırı yoğunluk, galaksinin farklı noktalarında değişen düzeylerde çatışma yaratır. Bu diferansiyel sürtünme galaksinin daha dengesiz bir şekle yol açmasına neden olur. Bu olay, Ay’ın çekimsel etkisinin neden olduğu gelgit döngüleri nedeniyle Dünya’da yaşanan şekil değişikliklerine benzer.

Karanlık madde parçacıklarının ne kadar büyük olduğunun bir önemi yok; yörüngeleri hâlâ galaksinin arkasında kavisli. Parçacıkların boyutu galaksilerin kendisiyle karşılaştırılabilir olsaydı, yöntem doğru sonuçlar vermeyebilirdi.

Orantısız galaksileri tanımlamak nispeten basittir çünkü, orantısız galaksiler uzaydaki tüm galaksilerin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturur.

Ek olarak, bir galaksinin dengesiz şekli yalnızca dinamik sürtünmeye atfedilemez; Galaksi çarpışmalarının sonuçları veya sürekli gaz akışı gibi diğer faktörler de katkıda bulunabilir.

Gökbilimciler araştırmaya ilişkin şunları kaydetti: Karanlık maddenin hızını kesin ölçmek için, diğer galaksilerden mümkün olduğunca izole edilmiş, orantısız bir galaksiye ihtiyacımız var.

Bu araştırmada gelgit döngülerinde galaksileri etkileyen kuvvetlerin tam olarak nasıl hesaplanacağını bulduk. Bir sonraki aşama, karanlık maddenin galaksilere göre hızını incelemek için evrende yeterince dengesiz galaksiler bulmak.

Paylaşın