Kahramanmaraş Merkezli Depremler: Türkiye’de 2,5 Milyon Çocuğun Yardıma İhtiyacı Var

11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin üzerinden 100 gün geçerken, UNICEF’ten çocuklara ve ailelerine sürekli yardım sağlanması çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, Türkiye’yi ve Suriye’yi vuran depremlerde, Türkiye’de 2,5 milyon, Suriye’de ise 3,7 milyon çocuğun kesintisiz yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.

UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, “Depremlerin ardından her iki ülkedeki çocuklar, hayal dahi edilemeyecek bir kayıp ve üzüntü yaşadı. Depremler, halihazırda savunmasız durumdaki birçok ailenin yaşadığı bölgeleri vurdu. Çocuklar, ailelerini ve sevdiklerini kaybettiler. Evleri yıkılan, okulları ve yaşadıkları çevre zarar gören çocukların tüm yaşamları altüst oldu. Toparlanma yolu uzun ve aileler, sürekli desteğimize ihtiyaç duyuyorlar” dedi.

“Yoksulluk oranı artıyor”

Depremlerin etkilediği bölgelerin halihazırda, yoksulluk oranlarının yüksek olduğu yerler olduğuna dikkat çeken UNICEF, “Bölgedeki hanelerin yaklaşık yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşarken, ülke genelinde bu oran yüzde 32 civarındaydı. Nakit yardımlar ve eğitim hizmetleri de dahil olmak üzere yerel ve uluslararası düzeyde kesintisiz destek sağlanmadığı takdirde, bu rakamın yüzde 50’nin üzerine çıkma ihtimali bulunuyor” ifadelerine yer verdi.

Bu bölgedeki çocukların şiddet, zorla evlendirme, okulu bırakma veya zorla çalışma gibi risklerle de karşı karşıya olduğuna dikkat çeken UNICEF, deprem dolayısıyla Türkiye’de 350 binden fazla mülteci ve göçmen çocuk da dahil olmak üzere okula kayıtlı yaklaşık 4 milyon çocuğun eğitiminde kesintiler meydana geldiğini belirtti.

BM Çocuklara Yardım Fonu Suriye’de ise tahmini rakamlara göre 5 yaşın altındaki yaklaşık 51 bin çocuğun orta ve şiddetli derecede akut beslenme yetersizliği çektiğini belirterek, 76 bin hamile ve emziren kadının ise akut yetersiz beslenme tedavisine ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Daha fazla maddi yardım çağrısı

UNICEF, Suriye’de depremden etkilenen yaklaşık 3 milyon çocuğun yardım ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, depreme yönelik Acil Müdahale Planını uygulamak için 172,7 milyon dolar yardım çağrısında bulundu.

Bugüne kadar, 78,1 milyon doların toplandığı, dolayısıyla beslenme, sağlık ve eğitim gibi önemli alanlarda halen ciddi bir fon yetersizliğinin söz konusu olduğu kaydedildi.

UNICEF daha önce Türkiye’de ise yardıma ihtiyaç duyan çocuklara gerekli hizmetleri sağlamak için 196 milyon dolarlık bir fon çağrısında bulunduğunu anımsatarak, “Şu an gerekli yardımlar için halen 85,4 milyon dolardan fazla fona ihtiyaç bulunmakta. Tüm alanlarda ihtiyaçlar olsa da, acil nakit yardım programı şu ana kadar en az finanse edilen alan olmaya devam ediyor” açıklaması yaptı.

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Uçar: İrademizden Korkuyorlar

Kahramanmaraş Pazarcık’ta halka seslenen Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Uçar, “Seçime giderken tek adam rejimi sözcülerinin paçası tutuşmuş. Seçimin kendisini bile darbe olarak nitelendiriyorlar. Biri “14 Mayıs seçimleri darbedir” diyor, diğeri “Eğer iktidar değişirse bu Türkiye’nin bağımsızlığına darbedir” diyor. Şimdi sandığa gidip oy kullanmak bizim anayasal ve doğal hakkımız mı? Ey iktidar bu seçimi kuran, seçim sürecini belirleyen bütün mekanizmalar senin elinde değil mi? O zaman neyden korkuyorsunuz? Bizim irademizden korkuyorlar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu iktidarın topluma hiçbir sözü yok. Kimlere sözü var? Biz açlık sınırının altında yaşarken yüzde 1’lik yandaşlara verdiği söz var. Kazanacak ki onlar yeniden nemalansınlar. Kadın düşmanı tarikatlara verdiği sözler var. Biz kaybedelim onlar güçlensin ki kadınlarımızın ve çocuklarımızın yaşadığı tehlike devam etsin. Bu ülkeyi bir savaş ülkesi haline getirdiler. İnsanlar aç iken İHA ve SİHA, araç üretmekle övünüyorlar. İnsanlar yataklarına aç giriyorlar. Yüzde 1’lik bir kesim zengin olsun diye bize reva gördükleri bu hayatı birlikte değiştireceğiz. Dağlarımız, ormanlarımız, sularımız yabancı şirketlere peşkeş çekildi. Toplumun dışında, toplumun karşısında olan herkese söz verdiler, o yüzden korkuyorlar ve kazanmak istiyorlar. Biz sizlerle birlikte sözümüzü kurduk. Buradayız, birlikte değiştireceğiz. Buradayız, kadınlarla birlikte değiştireceğiz. Buradayız, gençlerle birlikte değiştireceğiz.”

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ve milletvekili adayları Kahramanmaraş Pazarcık’ta Yeşil Sol Parti halk buluşmasına katıldı. Uçar, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Sevgili Pazarcık halkı, hepinizi Yeşil Sol Parti adına selamlıyorum. 6 Şubat depreminde Pazarcık’a ölümü reva gören iktidara karşı yaşamı yeniden örüp, bu dayanışmayı büyütüp, bugün bir araya gelip siyasette bir iradeyi ortaya çıkarmışsınız. Bu irade kazanacak hepinizin emeğine sağlık. 6 Şubat depreminde yitirdiğimiz bütün yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet ve yakınlarını kaybeden halkımıza başsağlığı diliyorum. Bu acı hepimizin. Bu acıyı hepimiz yaşadık ama bu acıyı yaşamayan bir tek iktidarın kendisi.

Tek adam rejiminin sözcüleri açıklama yapıyor “Bayrama kadar kaldırılmadık enkaz kalmayacak” diye. Ama bugün Pazarcık’ta gördük ki bütün yıkık binalar duruyor. Herhangi bir enkaz kaldırılmamış. Deprem bölgelerinde bile ayrımcı bir hizmet verildiğini biliyoruz. Kürt ve Alevi bölgelerine hizmetlerin ya çok az götürülmediği ya da hiç götürülmediğini biliyoruz. Gelin Pazarcık’ı görün, bütün enkazlar ortada duruyor. Buna rağmen yeni bir yaşam kuranlar, güçlü bir irade koyanlar var. Onlar da sizi devirmeye, değiştirmeye geliyor.

HDP’nin, Yeşil Sol Parti’nin bin bir emekle yer aldığı koordinasyona el konuldu. Çünkü bizim içinde yer aldığımız, yaptığımız her iş AKP’nin iş yapmadığını gösteriyordu. O yüzden el koydular koordinasyonumuza. İkinci olarak ne yaptılar? Depremden günler sonra Adıyaman’da boy gösterdiler ve halkımızdan helallik istediler. Verdik mi, vermiyoruz sevgili arkadaşlar. Yaşama hakkı bile vermeyen bu iktidara ne o koltuklar helal ne de iktidar helal. Birlikte değiştireceğiz, birlikte kazanacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

“Kayyımlar olmasaydı bu acıyı daha hızlı atlatabilirdik”

Biz Kürdistan’da belediyeleri kazandıkça, mevcut iktidar kaybettikçe kayyım atadılar. Şunu gördük yerel yönetimler güçlü olsaydı ve kayyım atanmamış olsaydı, biz yaşadığımız bu acıyı ve zulmü daha hızlı atlatabilirdik. Niye? İlk günden itibaren Silopi Belediyesi, Çınar Belediyesi burada eksik olmadı. Emeklerine teşekkür ediyoruz. Kayyım rejimine karşı önümüzdeki yerel seçimlerde hepimiz çok daha güçlü olacağız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ben tekrardan yeni yaşamı kuran sizlere, emek veren bütün arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bu irade seçimlerde onlara kaybettirecek!

Seçime giderken tek adam rejimi sözcülerinin paçası tutuşmuş. Seçimin kendisini bile darbe olarak nitelendiriyorlar. Biri “14 Mayıs seçimleri darbedir” diyor, diğeri “Eğer iktidar değişirse bu Türkiye’nin bağımsızlığına darbedir” diyor. Şimdi sandığa gidip oy kullanmak bizim anayasal ve doğal hakkımız mı? Ey iktidar bu seçimi kuran, seçim sürecini belirleyen bütün mekanizmalar senin elinde değil mi? O zaman neyden korkuyorsunuz? Bizim irademizden korkuyorlar.

Bu iktidarın topluma hiçbir sözü yok. Kimlere sözü var? Biz açlık sınırının altında yaşarken yüzde 1’lik yandaşlara verdiği söz var. Kazanacak ki onlar yeniden nemalansınlar. Kadın düşmanı tarikatlara verdiği sözler var. Biz kaybedelim onlar güçlensin ki kadınlarımızın ve çocuklarımızın yaşadığı tehlike devam etsin. Bu ülkeyi bir savaş ülkesi haline getirdiler.

İnsanlar aç iken İHA ve SİHA, araç üretmekle övünüyorlar. İnsanlar yataklarına aç giriyorlar. Yüzde 1’lik bir kesim zengin olsun diye bize reva gördükleri bu hayatı birlikte değiştireceğiz. Dağlarımız, ormanlarımız, sularımız yabancı şirketlere peşkeş çekildi. Toplumun dışında, toplumun karşısında olan herkese söz verdiler, o yüzden korkuyorlar ve kazanmak istiyorlar. Biz sizlerle birlikte sözümüzü kurduk. Buradayız, birlikte değiştireceğiz. Buradayız, kadınlarla birlikte değiştireceğiz. Buradayız, gençlerle birlikte değiştireceğiz.

Bu seçim kritik. İki oy kullanacağız, birinci oyumuz milletvekili adaylarımızı seçmek üzere. Parlamentoyu 2023 yılından itibaren mevcut Türkiye’nin daha demokratik bir hale getirilmesi için çok önemli buluyoruz. Milletvekili sayısından öte bizim neler yapacağımızın vaatlerini ilettik. Bu beyan bizim bugüne kadar getirdiğimiz mücadelenin ismi. Halkların, kadınların, Türkiye’de yaşayan bütün toplumsal kesimlerin, emekçilerin özgür ve eşit yaşayabileceği bir Türkiye mümkün.

Bunu sizlerle beraber kurmak istiyoruz. Parlamento seçimlerinde adresimiz Yeşil Sol Parti, adresimiz ağacımız. Parlamentoda güçlü olmak, her birimizin güçlü olması demek. İkinci oyumuz ise cumhurbaşkanlığı seçimlerinde. Tek adam rejimini değiştirmek ve faşizmi yıkmak için oylarımızı Kemal Kılıçdaroğlu’na veriyoruz. Bu oylarımız çok kıymetli. Oyumuzu kullanıp sandıklara sahip çıkacağız. Oy sayımı bittiğinde en büyük halayımızı bu iktidara inat çekeceğiz. Varsınız, değil mi?

“Şimdiye kadar yürüttüğümüz mücadele kazansın diye oylar Yeşil Sol’a”

Sevgili kadınlar, genç kadınlar, mücadelenin bugünlere gelmesinde sizlerin de çok değerli emeği var. Biz eşbaşkanlık sistemi dedik. Mevcut iktidar ne kadar kadın düşmanı politikalar yürütürse biz de o kadar kadınlarla birlikte sokakta ve Meclis’te olduk. Kadınlar kazanırsa toplum kazanır dedik ve aynen öyle oldu. Bu depremde en büyük sorumluluğu kadınlar aldı ve hayatı kadınlarla birlikte yeniden inşa ettik.

Kadın düşmanı politikalar karşısında alanları terk etmedik ve AKP iktidarını birlikte gerilettik. Öyle ki Cumhur İttifakı seçimlere giderken genişleme ihtiyacı duydu. Biri Kürt düşmanı, biri kadın düşmanı iki ittifak kurdu. Bu durumun kendisi bile iktidarın kaybetme eşiğinde olduğunu gösteriyor. O zaman şimdiye kadar yürüttüğümüz mücadele kazansın diye her birimiz sandığa ve oylar Yeşil Sol’a. Hepimizin yolu açık olsun.”

Bakan Soylu Açıkladı: Depremlerde Can Kaybı 50 Bin 783’e Yükseldi

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 50 bin 783’e yükseldiği açıklandı. Hayatını kaybedenlerin 7 bin 302’sinin göçmen olduğu ifade edildi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bin 783’e yükseldiğini açıkladı.

CNN Türk’te katıldığı bir programda konuşan Soylu, “Nüfus Vatandaşlık İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından ölüm tescili yapılan toplam kişi sayısı şu anda 50 bin 783” dedi.

Bakan Soylu, hayatını kaybedenlerin 7 bin 302’sinin göçmen olduğunu ifade etti.

985 kişinin kimliği tespit edilemedi

Soylu, depremde ölen 985 kişinin ise hâlen kimliklerinin tespit edilemediğini belirtti.

Ailelerinin yaptığı müracaat sonucu kayıp olarak aranan kişilerin de büyük oranda bu sayının içinde olduğunu tahmin ettiklerini söyleyen Soylu, “Kayıp müraaatı şu anda toplam 297. Bunların 30’u 0-6 yaş, 20’si 7-12 yaş, 36’sı ise 13-17 yaş aralığında olmak üzere toplam 86’sı çocuk” diye ekledi.

Soylu, kimliklendirilemeyen 985 kişi içinde yalnız yaşayanlar ya da hiçbir yakını olmayanlar da bulunduğunu ve bu nedenle DNA alamadıklarını sözlerine ekledi.

Soylu, “Bu 985’in içinde yabancılar da var. Biz örneğin İdlib, Afrin, Cerablus, Azez, Mare’de de kimliklendirme işlerini aileleriyle beraber devam ettirmek istedik. Yani orada da müracaat edenlerin DNA’larını aldık, alıyoruz hâlâ. Burayla beraber karşılaştırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Depremde çıkan yangınların da kimlik tespit çalışmalarını zorlaştırdığını vurgulayan Soylu, “Birkaç yerde yangın oldu. Onla ilgili değerlendirmemiz de devam ediyor. O yangınlar da katbekat enkazın altında olduğu için biraz devam etti” dedi.

Bakan Soylu Duyurdu: Depremlerde Can Kaybı 50 Bin 500’e Yükseldi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 50 bin 500’e yükseldiğini açıkladı.

Haber Merkezi / “57 bin 29 binadan 40 bin 969’unun enkazının kaldırıldığını” söyleyen Bakan Soylu, “Ailesinden hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailesinde kardeşine kadar yapılacak ödemelerle ilgili bir plan yapıldı. Toplam vefat eden vatandaşlarımızın yakınlarına yapılan ödemeler yapıldı. Bunlar miras hukuku şeklinde gerçekleştirildi” dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, 66 bin konteyner evin kurulduğunu, çok yakında 100 bine ulaşacağını da aktardı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş Afet Koordinasyon Merkezi’nde, Afet Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı’nda 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Soylu’nun konuşmasından satır başları şu şekilde:

“Deprem bölgesinde Hatay hariç enkaz kaldırma çalışmalarında birinci periyodu bayramdan önce tamamlamış olacağız. 57 bin 29 yıkık binanın 40 bin 969’unun enkazı kaldırıldı. Tüm bu süreçte ilk önce açıklanan hasarlı hanelere 10 bin lira verilecekti. Yüzde yüzüne yakını olmak üzere ödeme yapılmış oldu.

Taşınma yardımı 15 bin lira verilecekti 431 bin hane sahibine nakit yardımı gönderildi. 50 bin 500 vatandaşımızın hayatını kaybettiği söz konusu. 5 bin kişilik hayatını kaybeden vatandaşımızla ilgili ödemeler bulunmuyor. Ödemeler bloke edildi.

Kira ödemeleri önümüzdeki hafta başlayacak. Konteynerde kalanlar yararlanamayacak. Diğerleri yararlanabilecek. Bu şehirlerde kiralık ev bulmakta zorlanacaklar.

Deprem bölgesinde takibe rağmen kira fiyatlarının iki üç kat arttığına dair tespitlerimiz var. Hepimizi üzmektedir. Devlet üzülmekle kalmaz gereğini yerine getirmekle sorumludur. CİMER’e, 112’ye, karakol ve kaymakamlıklarımıza başvurularında takip başlatılacaktır.

Vatandaşlarımız kiralık ev bulamazsa onlara burada ev sahipliği yapmak görevimiz. 18’inde inşallah Çin’den gelen konteynerlar köylere sevk edilecek. Depremin ilk gününden itibaren sahra hastaneleri hizmete devam etmektedir. Bölgeye yüzde 20 oranında tespit ettiğimiz bir dönüş var.”

Kahramanmaraş Merkezli Depremler Tarım Üretiminin 5’te 1’ine Zarar Verdi

11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin Türkiye’nin tarım üretiminin beşte birinden fazlasına zarar verdiğini duyuruldu.

Depremlerin tarımsal bakımdan 1,3 milyar dolarlık fiziksel hasara neden olduğu, sektördeyse 5,1 milyar dolarlık kayba yol açtığı tahmin edildi. Depremden en çok etkilenen bölgelerde nüfusun üçte birinden fazlasının geçimini tarımdan sağladığına da dikkat çekildi.

Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarından Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Şubat ayında meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye’nin tarım üretiminin yüzde 20’sinden fazlasına zarar verdiğini açıkladı.

FAO, Türkiye’deki yapılan ön değerlendirmeler sonucunda, “toprak mahsulü, hayvancılık, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği dâhil tarımda ve depremin vurduğu bölgelerdeki kırsal altyapıda ciddi zarar tespit edildiğini” belirtti.

FAO tarafından yapılan açıklamada, “Deprem, 11 tarım iline ciddi darbe vurarak 15,73 milyon insanı ve ülkenin gıda üretiminin yüzde 20’den fazlasını etkiledi” denildi.

Sektördeki kayıp 5,1 milyar dolar

Açıklamada, “Depremden etkilenen ve Türkiye’nin bereketli hilali olarak bilinen bölgesi, tarımsal gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 15’ini, Türkiye’nin tarım ürünü ihracatının da yüzde 20’sine yakınını oluşturuyor” denildi.

FAO, depremin Türkiye’de tarımsal bakımdan 1,3 milyar dolarlık fiziksel hasara neden olduğu, sektördeyse 5,1 milyar dolarlık kayba yol açtığı tahminini paylaştı.

Hedeflenen yardımın 1,5 milyon doları toplanabildi

Yapılan açıklamada, FAO’nun Türkiye’de depremden etkilenenlere destek amacıyla acilen 112 milyon dolar yardım toplanması için uluslararası topluma çağrıda bulunduğu belirtildi.

Söz konusu meblağın, BM’nin Şubat ayında depremin ardından kırsalda yaşayan 900 bin kişiye nakit para, besi hayvanı ve tarımsal destek verilebilmesi için yaptığı 25 milyon dolarlık bağış çağrısını da içerdiği açıklandı. Ancak FAO şu ana kadar bu gereksinimlerin sadece 1,5 milyon dolarlık bölümünün toplanabildiğini belirtti.

FAO Orta Asya Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, “Ekim sezonu bitmek üzere. Çiftçilerimize acilen gübre ve tohum vererek destek olmamız gerekiyor” dedi. Gutu, “Bu, bu yılki mahsul üretimi seviyeleri bakımından tek şansımız. Ayrıca hayvanlara da yem sağlamalıyız ki sağlıklarını ve verimliliklerini koruyabilsinler” diye ekledi.

FAO, depremden en çok etkilenen bölgelerde nüfusun üçte birinden fazlasının geçimini tarımdan sağladığına dikkat çekti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Türk Tabipleri Birliği’nden Deprem Bölgeleri İçin “Salgın” Uyarısı

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin büyük yıkıma neden olduğu 11 il için salgın uyarısında bulundu. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB), TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri (ODSH) Kolu ve sağlık emek-meslek örgütlerinin oluşturduğu Deprem Kriz Masası, Deprem Bültenlerinin 19. bugün açıkladı.

“Havalar Isınırken Salgın Riski” temalı çevrimiçi açıklamada, TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Dr. Muzaffer Eskiocak deprem sonrası kalabalık, yıpratıcı yaşam koşulları sonucu sık görülebilecek hastalıklara ilişkin bir sunum yaptı.

İshal, kolera, kızamık ve sıtma hastalıklarının ortaya çıkma koşulları, türleri ve yaygınlığı hakkında bilgiler veren Eskiocak, “Yeterli miktarda güvenli içme ve kullanma suyu ile atıkların uzaklaştırılması şarttır” diyerek sunumunu noktaladı.

Sinek ve böcek yoğunluğu arttı

Saha aktarımları bölümünde Dr. Onur Erden ve Dr. Selçuk Atalay Malatya’dan, Dr. Mihriban Yıldırım Hatay’dan; Dr. Gamze Varol ise Adıyaman’dan bilgi aktardı.

Hekimlerin bölgeden tespitleri şöyle:

Kamuoyu ilgisinin azalması ve dezenformasyon ile birlikte sağlık hizmetlerinin organizasyonundaki eksiklikler artıyor.

Adıyaman’da koruyucu sağlık hizmetlerinde eksiklik dikkat çekiyor.

Sel sonrası içme ve kullanma suyuna erişimde büyük sorunlar gözleniyor. Su ve tuvalet ihtiyaçlarının karşılanamaması, salgın riskinin artmasına sebep oluyor.

Sinek ve böcek yoğunluğuna bağlı hastalıkların önlenmesi için ilaçlama yapılmıyor.

Uyuz vakalarının arttığı gözlemleniyor.

Geçici yerleşim alanlarında yangın tüplerinin dağıtılmaması olası bir yangına hızlı müdahale olanaklarını güçleştiriyor.

İdari yetkililer normalleşme ve tüm poliklinikleri açma yöneliminde olsa da, fiziki koşullar buna elverişli değil.

Acil servislere olan başvuru sayısında, nüfus azalmasına paralel bir azalma söz konusu değil.

Sağlık emekçilerinin barınma sorunu 50 gün geçmesine karşın halen çözülemedi.

Sağlık emekçilerinin ücret ve özlük haklarında sorunlar yaşanıyor. Aile hekimler ve hastanelerde çalışan hekimler teşviklerini alamadıkları gibi nöbet ücretlerini de alamadı.

Hekimlerin çok büyük çoğunluğu temel haklarının gasp edilmesine bağlı olarak tükeniyor ve atama istiyor.

(Kaynak: Bianet)

Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Maliyeti 126,3 Milyar Dolar

11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin maliyetinin 126,3 milyar dolar olduğu rapor edildi.

Raporda, bina kayıp ve hasarının 44,2 milyar dolar olduğu belirtildi. Buna kaybedilen ev eşyaları nedeniyle oluşan 6,6 milyar dolarlık zarar ile kaybedilen araç ve otomobiller nedeniyle oluşan 1,5 milyar dolarlık kayıplar da eklenince yurttaşın gördüğü doğrudan zararın 52 milyar doları aştığı kaydedildi.

Raporda, depremde yaşanan zararın bunlarla da sınırlı olmadığı ve toplam zarar tutarının 126,3 milyar dolar olduğu vurgulandı.

CHP’nin “Kahramanmaraş Depremlerinin Türkiye Ekonomisine Olası Maliyeti, Yansımaları ve Atılması Gereken Adımlar” başlıklı raporu açıklandı.

CHP’nin Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak tarafından kaleme alınan rapora göre, deprem nedeniyle altyapı, tarım, sanayi ve hizmet sektörleri kaynaklı fiziki hasar 24,3 milyar dolara, üretim faaliyetlerinin azalması sonucu oluşacak katma değer kaybı 13,3 milyar dolara ulaşıyor. Yıkım, hafriyat, konteyner, iaşe ve idame harcamaları 18,9 milyar dolar, Türkiye’nin beşeri sermaye kaybı ise 17,6 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in aktardığına göre, raporda, depremin verdiği mevcut zararının yanında, gelecek dönemde ekonomiye vereceği zarar da hesaplandı. Raporda, konuyla ilgili şunlar yer aldı:

“Deprem, bölgedeki fabrika, üretim tesisi gibi yapıları ifade eden ‘sermaye stokunun’ beşte birini yerle bir etti. Bu kayıp, Türkiye’nin sahip olduğu toplam sermaye stokunun yüzde 2,6’sına tekabül ediyor. Bu durum, 2023’te Türkiye’nin büyümesini 1,4 puan geriye çekecek. Yılın ikinci yarısında artan inşa faaliyetleriyle büyümedeki kayıp ise 1 puan olacak.

Deprem etkisiyle vatandaşların gelirindeki artış da önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde sınırlanacak. Örneğin, 2022 yılında doğan bir çocuk 20 yaşına geldiğinde her 100 liralık gelirinin 5 lirasını Kahramanmaraş depreminin ekonomiye verdiği zarar yüzünden kaybedecek. Aynı çocuk 50 yaşına geldiğinde her 100 liralık gelirinin 12 lirasını, 80 yaşına geldiğinde ise 18,5 lirasını deprem yüzünden kaybetmiş olacak.”

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın geçen hafta yayınlanan raporunda ise 6 Şubat depremlerinin yarattığı yıkımın ekonomik maliyeti 103,6 milyar dolar olarak hesaplanmıştı.

Kılıçdaroğlu: Zihniyet değişimine ihtiyaç var

Raporun önsözünü yazan CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’miz elbette büyük bir ülkedir. Yaşanan maddi kayıpları telafi edecek güçtedir. Ancak bu topraklarda benzer acıları bir daha yaşamamak için büyük bir zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. Bu doğrultuda ülkemizde demokrasiye, bilime, kurallara, liyakate, ortak akla ve işbirliğine dayalı yeni bir dönemi başlatmak zorundayız” dedi.

Bakan Özer Açıkladı: Depremden Etkilenen Dört İlde Eğitim Başlıyor

Malatya’da Arapgir, Arguvan, Kale, Pütürge, Yazıhan, Darende, Doğalyol ve Hekimhan ilçeleri, Adıyaman’da Kahta, Gerger, Sincik, Çelikhan ve Samsat ilçeleri, Kahramanmaraş’ta Andırın ve Ekinözü ilçeleri, Hatay’da Yayladağı, Altınözü, Erzin, Reyhanlı, Payas, Dörtyol ve Arsus ilçelerinde eğitim öğretim başlıyor.

Haber Merkezi / Bu 4 ildeki diğer ilçelerde ise eğitim öğretime başlama kararını o ilin valilikleri incelemeleri sonucu belirleyecek.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay’ın bazı ilçelerinde 27 Mart’tan itibaren kademeli şekilde eğitim öğretim başlayacak” dedi. Özer, eğitim öğretimin sadece Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sağlam raporu verdiği okullarda başlayacağını belirtti.

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Hatay’da 27 Mart’ta başlaması planlanan eğitim öğretim süreçleri kapsamında yürütülen hazırlık çalışmalarına ilişkin düzenlenen değerlendirme toplantısına katıldı.

Bakan Özer başkanlığında Hatay Afet Koordinasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Hatay Vali Vekili Oğuzhan Bingöl, Hatay Koordinatör Valisi olan Kütahya Valisi Ali Çelik, Hatay Milletvekilleri Hüseyin Yayman ve Sabahat Özgürsoy Çelik, Bakan Yardımcıları Petek Aşkar ve Sadri Şensoy, Temel Eğitim Genel Müdürü Tuncay Morkoç, Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mustafa Gelen, İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Öztürk ile ilçe milli eğitim müdürleri katıldı.

Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Bakan Özer, afet bölgesinde çocukların eğitimlerini sürdürmesi için tüm imkanları seferber ettiklerini vurgulayarak şunları kaydetti: “Bildiğiniz gibi 6 Şubat depreminden sonra eğitim öğretimi 23 Şubat’a kadar 81 ilimizde ara vermiştik. 20 Şubat tarihinde Elazığ dahil 71 ilimizde eğitim öğretime başladık. Böylece yaklaşık 15 milyon 242 bin öğrencimizi eğitimle buluşturduk. Deprem bölgesindeki 10 ilimizde ise eğitim öğretimi başlatıp hayatı normalleştirmek için mevcut hasar durumlarını göz önüne alarak illerimizi üç kategoriye ayırdığımızı daha önce doyurmuştuk.

Birinci kategoride Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa illerimiz bulunuyordu. Bu illerimizde eğitime 1 Mart tarihi itibarıyla başladık ve böylece bu illerimizde 1 milyon 236 bin 929 öğrencimiz ve öğretmenlerimiz eğitim öğretimle buluşmuş oldu. İkinci kategoride ise Gaziantep, Osmaniye ve Adana illerimiz bulunuyordu. Gaziantep, Osmaniye ve Adana illerimizde ikinci dönem için eğitim öğretimi 13 Mart tarihi itibarıyla başlattık. Burada yaklaşık 1 milyon 258 bin 719 öğrencimiz eğitime başladı. Dolayısıyla 71 ilimiz, birinci ve ikinci kategoride bulunan altı ilimiz ile toplam 77 ilimiz, eğitim öğretimine şu an itibarıyla devam ediyor. Bu illerimizde toplam 17 milyon 737 bin 648 öğrencimiz eğitim öğretimlerini sürdürüyor.”

Deprem bölgesindeki illerden diğer illere naklini aldıran yaklaşık 252 bin öğrencinin de akranlarıyla birlikte eğitime başladığını aktaran Bakan Özer, üçüncü ve son kategoride depremden en çok etkilenen Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya ve Hatay’ın bulunduğuna işaret etti.

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, valilerimiz, kaymakamlarımız, tüm milletvekillerimiz, il millî eğitim müdürlerimiz, ilçe millî eğitim müdürlerimizle kapsamlı bir şekilde istişarelerde bulunduktan sonra üçüncü kategoride yer alan dört  ilimizde eğitimi kademeli olarak başlatma kararı aldık.” diyen Özer; Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da diğer altı ilde olduğu gibi tüm okullarda değil sağlam ilçe ve okullarda tedrici ve suhuletli bir şekilde eğitim öğretime başlanacağını ifade etti.

27 Mart tarihi itibarıyla Malatya’nın Arapgir, Arguvan, Kale, Pütürge, Doğanyol, Yazıhan, Darende ve Hekimhan ilçeleri ile Adıyaman’ın Kahta, Gerger, Sincik, Samsat ve Çelikhan ilçelerinde eğitim öğretime başlanacağını belirten Bakan Özer, “Kahramanmaraş ilimizde sadece Andırın ve Ekinözü ilçelerimizde 27 Mart itibarıyla eğitim öğretimi başlatıyoruz.” dedi.

Özer, Hatay’a ilişkin de çok kapsamlı bir değerlendirme yapıldığını kaydederek, “Valilerimiz, milletvekillerimiz AFAD başkanlarımız, il, ilçe millî eğitim müdürlerimiz ve tüm ilçelerimizin kaymakamlarıyla birlikte yaptığımız kapsamlı değerlendirme sonucunda, Hatay’ın Yayladağı, Altınözü, Erzin, Reyhanlı, Payas, Dörtyol ve Arsuz ilçelerinde 27 Mart tarihi itibarıyla eğitim öğretime başlayacağız.” diye konuştu.

Eğitim öğretim, sağlam raporu verilen okullarda verilecek

Deprem bölgesindeki illerde eğitim öğretimin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sağlam raporu verilen okullarda gerçekleştirileceğini altını çizen Bakan Özer, sağlam okul sayısına göre gerekli durumda ikili ve taşımalı eğitim ile sürecin yönetilebileceğini bildirdi.

Bu dört ilde adı belirtilmeyen ilçelerdeki eğitimin başlama sürecinin ilgili valiliklere bırakıldığını belirten Bakan Özer, “Valiliklerimiz, AFAD merkezlerindeki değerlendirmeler kapsamında, hangi ilçeler 27 Mart’tan sonraki haftalarda hazırsa, hem öğretmenlerimizin kalma yerleri, ihtiyaçları, hem öğrencilerimizin durumlarıyla ilgili gerekli her türlü önlemi alarak inşallah kamuoyuyla paylaşacaklar.” bilgisini paylaştı.

Millî Eğitim Bakanlığı olarak 6 Şubat tarihinden itibaren bölgedeki illerde 1 Mart, 13 Mart ve 27 Mart tarihlerinde kademeli bir şekilde okulların açıldığını anımsatan Bakan Özer, şöyle devam etti:

“Daha önceki tarihlerde çocuklarımızı yalnız bırakmamak ve bu travmayı hızlı bir şekilde atlatmalarına destek olmak üzere, çadırlarda konteynerlerde prefabrik okullarda öğrencilerimiz hiç yalnız bırakmadık. Şu an itibarıyla bölgemizde 1.793 çadır, konteyner ve prefabrik okulda eğitim öğretim kapalı olmasına rağmen çocuklarımız eğitim öğretime devam ediyor çünkü bölge için Bakanlık olarak yaklaşımımız şu:

Müfredata dayalı bir eğitimden ziyade çocuklarınızın hızlı bir şekilde bu travmayı atlatmaları ve normalleşmeleri ve özellikle psikolojik sağlamlıklarını desteklemek için çocuklarımızı hızlı bir şekilde çadırlarda, konteynerler ve prefabrik okullarda öğretmenleriyle buluşturmaya özen gösteriyoruz. Bu özenimizi devam ettireceğiz. Yani burada zikretmemiş olduğumuz ilçelerimizde de çadırlarla, konteynerlerle, prefabrik okullarla her ne kadar eğitim öğretim resmî olarak başlamamış olsa da öğrencilerimize eğitim desteği vermeyi sürdüreceğiz.”

YKS ve LGS destek noktası 734’ten 1.000’e çıkarılacak

YKS ve LGS’ye hazırlanan 8 ve 12. sınıf öğrencileri ile ilgili bir dizi karar aldıklarını hatırlatan Bakan Özer, her iki sınava da ikinci dönem konularının dâhil olmayacağını, ayrıca sınava hazırlık gruplarına destek vermek için afet bölgesinde 734 noktada destekleme ve yetiştirme kursu açtıklarını belirtti.

Özer, “Burada hem bölgedeki öğretmenlerimizle hem de Ölçme ve Değerlendirme Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün 81 ildeki merkezlerinde görev alan öğretmenlerimizle çocuklarımızın LGS ve YKS sınavlarına hazırlanmalarıyla ilgili her türlü desteği vermeye devam ediyoruz. Hiçbir çocuğumuzu mağdur etmeyeceğiz. Aileler de müsterih olsun. Çocuklarımıza bu kapsamdaki destek sayımızı da kapasiteyi de her geçen gün artıracağız. İnşallah, bu hafta sonuna kadar da 734 olan destek noktasını 1.000’e çıkaracağız. Yani çocuklarımıza sınav anına kadar sürekli destek olup aynı zamanda sadece akademik becerileriyle ilgili değil, aynı zamanda sağlamlıklarıyla ilgili de rehber öğretmenlerimiz, psikolojik danışmanlarımız başlangıçta olduğu gibi süreçte aktif olarak yer almaya devam edecekler.” dedi.

Bölgedeki büyük afetten dolayı yatırım programlarının da revize edildiğini kaydeden Özer, şunları söyledi: “Yaklaşık 40 milyar TL’lik bir yatırımı bölgeye ayırdık. İnşallah, hem mevcut yatırımlar hem de bu afetten dolayı revize edilmesi gereken yatırımları hızlı bir şekilde Bakanlığımız İnşaat Emlak Genel Müdürlüğü, valiliklerimiz ve il millî eğitim müdürlüklerimizle koordineli bir şekilde bir iki hafta içinde nihayetlendirmiş olacağız.”

Bölgeye çelik konstrüksiyonlu kalıcı 500 yeni prefabrik okul yapma kararı aldıklarını da hatırlatan Özer, bu okulların Nisan ayından başlayarak tedrici bir şekilde hizmete alınarak çocukların eğitim öğretim süreçlerinin destekleneceğini belirtti.

Bakanlığın bölgedeki çalışmalarına büyük katkı veren Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AFAD, valiler, kaymakamlar, il ve ilçe millî eğitim müdürleri ile milletvekillerine teşekkür eden Bakan Özer, “İnşallah, el birliği yaparak bu süreci atlatacağız. Devletimiz her türlü imkânıyla sahada. Birlik beraberlikle bu zor günlerin üstesinden de inşallah geleceğiz.” dedi.

Kahramanmaraş Merkezli Depremler: Can Kaybı 50 Bin 96’ya Yükseldi

11 ilde büyük yıkıma neden olan 6 Şubat tarihli Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 50 bin 96, yaralananların sayısının ise 107 bin 204 olduğu açıklandı.

Haber Merkezi / Depremlerden etkilenen illerde yıkılan ya da imara aykırı değişiklik tespit edilen binalarla ilgili soruşturmalarda tutuklananların sayısı 298’e yükseldi. Deprem soruşturmalarında 104 müteahhit, 161 yapı sorumlusu, 15 yapı sahibi ve binada değişiklik yapan 18 kişi tutuklandı.

“Yıkımın maliyeti yaklaşık 104 milyar dolar”

Öte taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Depremzedelerimizin barınma, gıda ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesine kadar gereken her türlü gayreti gösteriyoruz. Hasar tespit çalışmalarımız tamamlanmak üzeredir. İlk hesaplarımıza göre depremin yol açtığı yıkımın maliyetinin yaklaşık 104 milyar doları bulacağı anlaşılıyor” açıklamasında bulundu.

Ayrıca, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Türkiye’ye 1 milyar euro vereceklerini açıkladı. Von der Leyen bu paranın deprem sonrası yeniden inşa faaliyetlerine yardım etmek amacıyla verileceğini söyledi.

Depremlerin maliyeti 103,6 milyar dolar olarak açıklanmıştı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli depremler sonucu maddi hasarın boyutunun 2 trilyon TL (103,6 milyar dolar) düzeyinde olduğunun tahmin edildiğini açıklamıştı.

Bakanlık açıklamasında, maddi hasar karşılığının 1,6 trilyon TL olduğu belirtmişti.

Bakanlık açıklamasında, “yapılan acil destek ve harcamalar, enkaz kaldırma faaliyetleri, sigorta ödemeleri, gelir kaybı ödemeleri, diğer tüm destek ve harcamaların yanı sıra milli gelir azalması nedeniyle toplamda 351,4 milyar TL’lik bir kayıp oluşmuştur.” ifadesi de yer almıştı.

Yapılan değerlendirmede, “Bu büyüklüğün 2023 yılı milli gelirinin yaklaşık yüzde 9’una ulaşabileceği öngörülmektedir” denilmişti.

Depremlerin Maddi Zararı 103,6 Milyar Dolar

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler sonucu maddi hasarın boyutunun 2 trilyon TL (103,6 milyar dolar) düzeyinde olduğunun tahmin edildiği açıklandı.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklamasında, “yapılan acil destek ve harcamalar, enkaz kaldırma faaliyetleri, sigorta ödemeleri, gelir kaybı ödemeleri, diğer tüm destek ve harcamaların yanı sıra milli gelir azalması nedeniyle toplamda 351,4 milyar TL’lik bir kayıp oluşmuştur.” ifadelerine yer verdi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, 11 ili vuran depremlerle ilgili yaptığı incelemelerin sonuçlarını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin maliyetinin, 1999 Marmara depreminden 6 kat fazla olduğu belirtilerek, 2 trilyon lira olduğu kaydedildi.

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Oluşan tüm hasar, kayıp ve ihtiyaçları tespit etmek üzere, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız, diğer Bakanlıklarımız ve kamu kuruluşlarımızla birlikte çalışarak Deprem Değerlendirme Raporu’nu hazırladık.

Uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hazırlanan Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirmesi Raporu; Acil Müdahale Sürecinde Alınan Tedbirler, Hasarlar, Makroekonomik ve Sosyal Etki, Depremin Toplam Maliyeti ve Risk Azaltım Önerileri bölümlerinden oluşmaktadır.

Afetin büyüklüğü, verilerin toplanmasını güçleştirmişse de titiz bir çalışmayla bina, konut, işyeri, fabrika, makine ve teçhizat bilgileri tam sayım niteliğine yaklaşmıştır. Sahadan gelen güncel verilere göre, toplamda 1,6 trilyon TL maddi hasar tespit edilmiştir.

Öte yandan, deprem bölgesine yapılan acil destek ve harcamalar, enkaz kaldırma faaliyetleri, sigorta ödemeleri, gelir kaybı ödemeleri, diğer tüm destek ve harcamaların yanı sıra milli gelir azalması nedeniyle toplamda 351,4 milyar TL’lik bir kayıp oluşmuştur.

Asrın felaketinin ülkemize maliyeti yaklaşık 2 trilyon TL (103,6 milyar dolar) olup bu rakam, 2023 yılı milli gelir beklentimizin takriben yüzde 9’una denk gelmekte ve 1999 Marmara Depremi’nden yaklaşık 6 kat daha fazla maddi hasar ve kayıplarımızın olduğunu göstermektedir.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın depremlere ilişkin hazırladığı rapor için TIKLAYIN