6 Şubat Depremlerinin Maliyet 110 Milyar Dolar

11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş Elbistan ve Pazarcık merkezli 6 Şubat depremlerinin maliyetinin 110 milyar dolar olduğu açıklandı.

Haber Merkezi / Toplamda 18 şehrin ve 14 milyon insanın etkilediği depremlerde, 680 bin civarında konut, 170 bin civarında da iş yeri, depo veya ahır gibi müştemilatların yıkıldığı ifade edildi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şurasının Sonuç Bildirgesini”, kamuoyuyla paylaştı. Bakan Özhaseki açıklamasında şunları söyledi:

“6 Şubat’ta yaşadığımız deprem, kayıtlara asrın felaketi olarak geçti ancak ben buna, Malazgirt’ten beri yurt tuttuğumuz bu topraklarda, 1000 yılda yaşadığımız en büyük felaket, bin yılın afeti diyorum.

Deprem, doğrudan 11 şehrimizi, toplamda 18 şehrimizi ve 14 milyon insanımızı etkiledi. Depremin ilk dakikasından itibaren devletimiz sahadaydı, afet bölgesindeydi.

Sayın Cumhurbaşkanımız, 04.17’de hepimizden önce harekete geçmişti. Her şehre bakanlar, valiler, kaymakamlar görevlendirdi. Devletin bütün imkanları seferber edildi. Ben de o dönem AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı olarak 810 belediyemizi ivedilikle bölgeye yönlendirdim.

Yurtdışından gelen yabancı muhataplarımız, ‘Bu depremin dörtte biri bizde olsa üstesinden gelemezdik’ dediler. Hamd olsun, biz böyle bir milletin mensubu olmaktan gurur duyuyoruz. Oralarda bizi derinden etkileyen pek çok duygusal olay yaşadık.

Haccını erteleyip bağış yapan büyüklerden, bisiklet parasını getiren küçüklere, nişandaki takılarını getiren gençlerden, engelli aracıyla yemek yapmaya gelenlere kadar pek çok gurur verici hadiseye şahit olduk.

Şunu net olarak söyleyebilirim: Bütün bir millet ayaktaydı! Biz de Bakanlık olarak afetin ilk anından itibaren çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Zaman zaman itirazlarla bazı ufak değişiklikler olsa da 680 bin konut, 170 bin depo, ahır, dükkan gibi bağımsız bölümün ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldiğini tespit ettik.

Ortaya çıkan maliyet 110 milyar dolar. Hiç kimse merak etmesin en kısa zamanda sağlıklı, güvenli konutlar inşa ederek vatandaşlarımıza teslim edeceğiz.”

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye 400 Milyon Euro Deprem Yardımı

Avrupa Birliği (AB), 50 binden fazla can kaybına ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli depremler nedeniyle Türkiye’ye 400 milyon euro yardım sağlayacak.

DW Türkçe’nin aktardığına göre Avrupa Birliği (AB) Konseyi tarafından yapılan açıklamada, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’ye yardım konusundaki tavsiyesinin onaylandığı belirtildi. Açıklamada Türkiye’nin yanı sıra Romanya ve İtalya’ya da mali destek sağlanacağı vurgulandı.

Buna göre, Romanya’ya bu yılın Mart ve Nisan ayları ile geçen yıl Temmuz-Ağustos aylarında yaşanan kuraklık nedeniyle 33,9 milyon euro mali destek verilecek. İtalya’ya ise ülkenin orta bölgelerinde Eylül 2022’de yaşanan aşırı yağışlar ve meydana gelen sel felaketi nedeniyle 20,9 milyon euro yardım sağlanacak.

Avrupa Birliği’nin (AB) 2023 bütçesinden Dayanışma Fonu’na aktarılacak para ile bu fona başvuruda bulunan Türkiye, İtalya ve Romanya’ya ödeme yapılması öngörülüyor. Ödeme yapılabilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun da onay vermesi gerekiyor. Konunun parlamentonun gündemine Ekim ayının başında gelmesi bekleniyor.

Avrupa Birliği (AB) Dayanışma Fonu, AB üyesi ülkelerle üyeliğe aday olan ülkelerde yaşanabilecek büyük felaketler sonrasında yardım edilmesini öngörüyor.

Kahramanmaraş depremleri

2023 Kahramanmaraş depremleri ya da 2023 Türkiye-Suriye depremleri, 6 Şubat 2023’te dokuz saat arayla meydana gelen, merkez üsleri sırasıyla Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 7,8 Mw  (± 0,1) ve 7,5 Mw  büyüklüklerindeki iki deprem.

Depremler sonucunda Türkiye’de resmî rakamlara göre en az 50 bin 783, Suriye’de ise en az 8 bin 476 kişi hayatını kaybetti ve toplam 122 binden fazla kişi ise yaralandı. Depremlerin ardından büyüklüğü 6,7 Mw ’e kadar varan 40 binden fazla artçı sarsıntı gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş en büyük, en uzun ve en şiddetli deprem olarak kayıtlara geçti.

Pazarcık merkezli ilk deprem, Türkiye ve Suriye’nin yanı sıra Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi. İki büyük deprem, yaklaşık 350.000 km2 (140.000 mil kare) alanda Almanya’nın toplam yüz ölçümü kadar bir bölgede hasara yol açtı ve Türkiye nüfusunun %16’sını oluşturan 14 milyon kişiyi etkiledi.

Türkiye’de en az 35 bin 355 bina yıkıldı ve aralarında Gaziantep Kalesi, Habib-i Neccar Camii, Kahramanmaraş Ulu Camii, Hatay Meclis Binası, Şirvan Camisi, Adıyaman Ulu Camii, Elbistan Ulu Camii ve İskenderun’daki Latin Katolik Kilisesi’nin de bulunduğu birçok tarihî yapı ağır hasar aldı veya yıkıldı.

102 ülke Türkiye’ye yardım teklifinde bulunurken 88 ülkeden 9 bin 315 arama-kurtarma personeli deprem bölgelerine sevk edildi. Onlarca ülke ilk yardım malzemesi, teçhizat, sağlık ekibi gönderdi ve taziye mesajları yayımladı. Ayrıca Ermenistan-Türkiye sınırı yardım sevkiyatı için otuz yıl aradan sonra ilk kez açıldı.

Hükûmet, deprem bölgesi için doğal afet ve salgın gibi acil durumlarda uluslararası kuruluş ve ülkelerden yardım çağrılarını kapsayan en yüksek acil durum olan 4. seviye alarm ilan edildiğini açıkladı. Ayrıca depremlerden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan edilirken Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’yi sarsan depremler için 3. seviye acil durum ilan etti.

Daha sonrasında olağanüstü hal ilan edilen il sayısı 17’ye yükseldi. Türkiye’de eğitim ve öğretime depremlerden etkilenen on ilde 1 Mart’a, kalan illerde ise 20 Şubat’a kadar ara verilirken tüm üniversitelerde 2022-2023 öğretim yılı bahar döneminde ikinci bir karara kadar uzaktan eğitime geçilmesine karar verildi.

Depremlerde hayatını kaybedenler için Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yedi gün, Kosova, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Bangladeş’te ise bir gün ulusal yas ilan edildi. Aralarında Adalet ve Kalkınma Partisi Adıyaman Milletvekili Yakup Taş, eski Gana Millî Futbol Takımı futbolcularından Christian Atsu, Yeni Malatyaspor kalecisi Eyüp Türkaslan ve eski Suriye millî futbol takımı futbolcularından Nadir Çuhadar’ın da yer aldığı isimler enkaz altında kalarak öldü.

Yürütülen çalışmalar kapsamında 883 bin bağımsız bölümden oluşan 17.491 bina acil yıkılacak, 179.786 bina ağır hasarlı olarak tespit edildi. Depremlerden etkilenen illerde yıkılan ya da imara aykırı değişiklik tespit edilen binalarla ilgili soruşturmalarda, 108 müteahhit, 173 yapı sorumlusu, 18 yapı sahibi ve binalarda değişiklik yapan 18 kişi olmak üzere toplam 317 şüpheli tutuklandı. Afet sonrası 2 milyon 273 bin 551 kişi barınma sorunu yaşarken en az 5 milyon kişinin bölgeden farklı kentlere göç ettiği tahmin edilmektedir.

Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 18 Mart 2023’te yayımlanan rapora göre depremlerin Türkiye ekonomisine toplam maliyeti 2 trilyon lira (103,6 milyar dolar) oldu. Ancak 2023 Meclis Deprem Araştırma Komisyonu Raporu’na göre depremin toplam maliyeti 148.8 milyar dolar oldu. Türkiye’nin 2023 gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 9’una denk gelen maddi zarar, 1999 Marmara Depremi’nin yol açtığı maddi kaybın yaklaşık 6 katından fazla oldu.

Dünya Bankası, depremlerin Suriye’ye doğrudan maliyetinin ise toplamda 5,1 milyar $ olduğunu duyurdu. İki ülkede toplam 153.9 milyar dolar maddi zarara yol açan depremler, dünyada en çok maddi zarara sebep olan üçüncü deprem oldu. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), depremler sonucu Türkiye’de 658 bin, Suriye’de ise 170 bin çalışanın geçim olanaklarını kaybettiğini duyurdu.

Pazarcık’ta meydana gelen 7,8 Mw  büyüklüğündeki ilk deprem, büyüklüğü 7,8~8,0 Ms olarak tahmin edilen 1668 Kuzey Anadolu depreminden sonra Anadolu topraklarında gerçekleşen en büyük ikinci deprem ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kaydedilen en büyük deprem olarak kayıtlara geçti. Ayrıca, Elbistan merkezli 7,5 Mw  büyüklüğündeki ikinci deprem, Türkiye’de meydana gelen depremler arasında en büyük üçüncü depremdir.

Deprem bölgesinde 400 km yüzey kırığı oluşurken, bölge 3 ila 9 metre batıya kaydı. 1999 Gölcük depreminin yaklaşık iki katı büyüklüğe, saldığı enerji bakımından ise yaklaşık 2,8 katı güce sahip olan Kahramanmaraş depremleri, 1939 Erzincan depremini geride bırakarak Türkiye’de en çok can kaybına yol açan deprem oldu. Aynı zamanda, 300 binden fazla insanın öldüğü 2010 Haiti depreminden bu yana dünya çapındaki en ölümcül depremdir.

Paylaşın

Deprem Bölgesinde Çalışan Sayısı 136 Bine Düştü

TEPAV’ın İstihdam İzleme Bülteni’ne göre, mayıs ayı itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 9,3 oldu. Çalışan sayısı yıllık olarak 318 bin 748’e (yüzde 17,7), aylık ise 136 bin 864’e (yüzde 8,4) düştü.

Mayıs’ta afet bölgesindeki 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 65 bin 057 (yüzde 37,3), Hatay 70 bin 839 (yüzde 36,1), Malatya ise 36 bin 735 (yüzde 30,3) çalışan kaybı ile istihdamı en yüksek oranda daralan ilk üç il oldu. Bunları 57 bin 498 ile Antep (yüzde 15,6), 9 bin 735 ile Elazığ (yüzde 11,9) izledi. Urfa (yüzde 11,3) ve Kilis (yüzde 11,1) de deprem bölgesinde olan ve istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

Kısa çalışma ödeneğinden faydalananların sayısı deprem sonrasında yaklaşık 100 bin arttı. Buna göre, işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı Mayıs’ta 696 bin 630 iken Haziran’da 826 bin 588’e; faydalananların sayısı ise söz konusu aylarda 302 bin 81’den 362 bin 100’e yükseldi.

Diğer taraftan, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı Ocak’ta bin 261 iken izleyen iki ayda 100 bin 217’ye yükseldi ve Temmuz itibarıyla da 1 bin 879’a geriledi. Bu çerçevede yapılan ödeme miktarı da Mayıs’ta 46 milyon 595 bin TL’den Temmuz’da 1 milyon 971 bin TL’ye düştü.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) her ay yayımladığı verilerden yola çıkartarak hazırladığı İstihdam İzleme Bülteni’nin bir yenisini yayımladı.

31 Temmuz’da yayımlanan ve Mayıs’a ait verilerden yola çıkarak hazırlanan bültene göre depremden etkilenen 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Mayıs’ta toplam sigortalı çalışan sayısı yıllık yüzde 2 (765 bin) azalırken aylık yüzde 0,3 (57 bin) arttı ve 22 milyon 475 bin olarak gerçekleşti.

Ocak- Mayıs dönemine ait kayıtlı istihdam verilerinde deprem nedeniyle önemli değişimler gözlendi. Deprem öncesine kıyasla yaklaşık 374 bin 500 istihdam kaybı yaşanırken Maraş, Malatya, Hatay ve Antep’te düşüşler yüksek seviyelerini korudu.

Ocak’ta deprem bölgesine ait istihdam bildirimlerinde yaşanan keskin düşüşler toplam kayıtlı istihdamda aylık olarak yüzde 3,4 gerilemeye neden olurken Şubat ve Mart aylarında ise sırasıyla yüzde 1 ve yüzde 0,4 artışlar kaydedildi. Nisan’da yüzde 3,6 daralırken Mayıs’ta yine artış eylemine başlayarak yüzde 0,3 olarak gerçekleşti.

Beş aylık değişim toplam istihdamda 2022 yılsonuna göre 374 bin 500 (yüzde 13,3) gerilemeye işaret ederken diğer taraftan, yıllık verilere göre Malatya, Maraş ve Hatay’da yüzde 30 ve üzeri, Elazığ, Kilis, Antep ve Urfa’da yüzde 10 ve üzeri işgücü kayıpları yaşandı. Kilis, Adana, Diyarbakır ve Osmaniye’de ise istihdamda yüzde 5 ve üzeri daralmalar gerçekleşti.

İşsizlik ödeneğine başvuranların sayısı 800 bini aştı

Kısa çalışma ödeneğinden faydalananların sayısı deprem sonrasında yaklaşık 100 bin arttı. Buna göre, işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı Mayıs’ta 696 bin 630 iken Haziran’da 826 bin 588’e; faydalananların sayısı ise söz konusu aylarda 302 bin 81’den 362 bin 100’e yükseldi.

Diğer taraftan, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı Ocak’ta bin 261 iken izleyen iki ayda 100 bin 217’ye yükseldi ve Temmuz itibarıyla da 1 bin 879’a geriledi. Bu çerçevede yapılan ödeme miktarı da Mayıs’ta 46 milyon 595 bin TL’den Temmuz’da 1 milyon 971 bin TL’ye düştü.

Mayıs itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 9,3 oldu. Çalışan sayısı yıllık olarak 318 bin 748’e (yüzde 17,7), aylık ise 136 bin 864’e (yüzde 8,4) düştü.

Mayıs’ta afet bölgesindeki 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 65 bin 057 (yüzde 37,3), Hatay 70 bin 839 (yüzde 36,1), Malatya ise 36 bin 735 (yüzde 30,3) çalışan kaybı ile istihdamı en yüksek oranda daralan ilk üç il oldu. Bunları 57 bin 498 ile Antep (yüzde 15,6), 9 bin 735 ile Elazığ (yüzde 11,9) izledi. Urfa (yüzde 11,3) ve Kilis (yüzde 11,1) de deprem bölgesinde olan ve istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Bakan Tunç Açıkladı: Deprem Soruşturmalarında 351 Kişi Tutuklandı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş merkezli depremler soruşturmasında, 1757 şüpheli hakkında işlem yapıldığı, 351 kişinin tutuklandığını açıkladı.

Tespit davalarının da sürdüğünü belirten Bakan Tunç, “Bunların süratle sonuçlandırılması gerekiyor. Çünkü tespit davalarının neticesine göre hasar gören binaların yıkılıp yıkılmayacağı ortaya çıkacak. Bu süreci de yakından takip ediyoruz” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen Hatay’daki incelemelerinin ardından, AFAD Koordinasyon Merkezi’nde gazetecilere açıklama yaptı.

Depremlerde 231 yargı mensubunun hayatını kaybettiği, 15 adliyenin, 11 cezaevinin ağır hasar gördüğü bilgisini verdi.

Bakan Tunç, deprem bölgesinde 131 yeni mahkeme kurulduğunu, Hatay’da 248 adliye personeli konutu, Samandağ ilçesinde müstakil adliye binası yapılacağını açıkladı.

Deprem soruşturmalarına yönelik de şu açıklamayı yaptı: “Depremin ilk anından itibaren sorumlularla ilgili ceza soruşturmaları açıldı, bir kısım kovuşturmalar da açılmaya başlandı. Şu anda büyük ölçüde dosyalar bilirkişi incelemelerinde. Dosyaların bilirkişi raporlarının savcılıklara intikal etmesi durumunda da tutukluluk süreçleri de yeniden gözden geçirilmeye devam ediyor.”

Bakan Tunç, soruşturmalara dair son bilgileri sıraladı:

1757 şüpheli hakkında işlem yapıldı, Hatay’da bu sayı 725.
351 tutuklama gerçekleşmişti bu sayı Hatay’da 91.
Adli kontrol kararı deprem bölgesinde 642, Hatay’da 254.
764 diğer tedbir kararlarından 380’i Hatay.
118 müteahhit tutuklandı, bunun 26’sı Hatay’da.
192 yapı sorumlusundan 60’ı Hatay’da.
23 yapı sahibinden 3’ü Hatay’da.
Yılmaz Tunç, tespit davalarının da sürdüğünü belirtti:

“Bunların süratle sonuçlandırılması gerekiyor. Çünkü tespit davalarının neticesine göre hasar gören binaların yıkılıp yıkılmayacağı ortaya çıkacak. Bu süreci de yakından takip ediyoruz.”

Kahramanmaraş merkezli depremler

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 7,8 büyüklüklerindeki iki deprem sonucunda resmî rakamlara göre en az 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti ve toplam 122 binden fazla kişi ise yaralandı.

Pazarcık merkezli ilk deprem, Türkiye ve Suriye’nin yanı sıra Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi. İki büyük deprem, yaklaşık 350.000 km2 (140.000 mil kare) alanda Almanya’nın toplam yüz ölçümü kadar bir bölgede hasara yol açtı ve nüfusun yüzde 16’sını oluşturan 14 milyon kişiyi etkiledi.

En az 35 bin 355 bina yıkıldı ve aralarında Gaziantep Kalesi, Habib-i Neccar Camii, Kahramanmaraş Ulu Camii, Hatay Meclis Binası, Şirvan Camisi, Adıyaman Ulu Camii, Elbistan Ulu Camii ve İskenderun’daki Latin Katolik Kilisesi’nin de bulunduğu birçok tarihî yapı ağır hasar aldı veya yıkıldı.

Pazarcık’ta meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki ilk deprem, 1668 Kuzey Anadolu depreminden sonra Anadolu topraklarında gerçekleşen en büyük ikinci deprem ve yüzey dalgası büyüklüğü ölçeğine göre Türkiye tarihinde kaydedilen en büyük deprem olarak kayıtlara geçti.

Ayrıca, Ekinözü merkezli 7,5 büyüklüğündeki ikinci deprem, Türkiye’de meydana gelen depremler arasında en büyük üçüncü depremdi. Deprem bölgesinde 400 km yüzey kırığı oluşurken, bölge 3 ila 9 metre batıya kaydı.

1999 Gölcük depreminin yaklaşık iki katı büyüklüğe, saldığı enerji bakımından ise yaklaşık 2,8 katı güce sahip olan Kahramanmaraş depremleri, 1939 Erzincan depremini geride bırakarak Türkiye’de en çok can kaybına yol açan deprem oldu. Aynı zamanda, 300 binden fazla insanın öldüğü 2010 Haiti depreminden bu yana dünya çapındaki en ölümcül depremdir.

Paylaşın

Kahramanmaraş Merkezli Depremler: Türkiye’de 2,5 Milyon Çocuğun Yardıma İhtiyacı Var

11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin üzerinden 100 gün geçerken, UNICEF’ten çocuklara ve ailelerine sürekli yardım sağlanması çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, Türkiye’yi ve Suriye’yi vuran depremlerde, Türkiye’de 2,5 milyon, Suriye’de ise 3,7 milyon çocuğun kesintisiz yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.

UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, “Depremlerin ardından her iki ülkedeki çocuklar, hayal dahi edilemeyecek bir kayıp ve üzüntü yaşadı. Depremler, halihazırda savunmasız durumdaki birçok ailenin yaşadığı bölgeleri vurdu. Çocuklar, ailelerini ve sevdiklerini kaybettiler. Evleri yıkılan, okulları ve yaşadıkları çevre zarar gören çocukların tüm yaşamları altüst oldu. Toparlanma yolu uzun ve aileler, sürekli desteğimize ihtiyaç duyuyorlar” dedi.

“Yoksulluk oranı artıyor”

Depremlerin etkilediği bölgelerin halihazırda, yoksulluk oranlarının yüksek olduğu yerler olduğuna dikkat çeken UNICEF, “Bölgedeki hanelerin yaklaşık yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında yaşarken, ülke genelinde bu oran yüzde 32 civarındaydı. Nakit yardımlar ve eğitim hizmetleri de dahil olmak üzere yerel ve uluslararası düzeyde kesintisiz destek sağlanmadığı takdirde, bu rakamın yüzde 50’nin üzerine çıkma ihtimali bulunuyor” ifadelerine yer verdi.

Bu bölgedeki çocukların şiddet, zorla evlendirme, okulu bırakma veya zorla çalışma gibi risklerle de karşı karşıya olduğuna dikkat çeken UNICEF, deprem dolayısıyla Türkiye’de 350 binden fazla mülteci ve göçmen çocuk da dahil olmak üzere okula kayıtlı yaklaşık 4 milyon çocuğun eğitiminde kesintiler meydana geldiğini belirtti.

BM Çocuklara Yardım Fonu Suriye’de ise tahmini rakamlara göre 5 yaşın altındaki yaklaşık 51 bin çocuğun orta ve şiddetli derecede akut beslenme yetersizliği çektiğini belirterek, 76 bin hamile ve emziren kadının ise akut yetersiz beslenme tedavisine ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Daha fazla maddi yardım çağrısı

UNICEF, Suriye’de depremden etkilenen yaklaşık 3 milyon çocuğun yardım ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, depreme yönelik Acil Müdahale Planını uygulamak için 172,7 milyon dolar yardım çağrısında bulundu.

Bugüne kadar, 78,1 milyon doların toplandığı, dolayısıyla beslenme, sağlık ve eğitim gibi önemli alanlarda halen ciddi bir fon yetersizliğinin söz konusu olduğu kaydedildi.

UNICEF daha önce Türkiye’de ise yardıma ihtiyaç duyan çocuklara gerekli hizmetleri sağlamak için 196 milyon dolarlık bir fon çağrısında bulunduğunu anımsatarak, “Şu an gerekli yardımlar için halen 85,4 milyon dolardan fazla fona ihtiyaç bulunmakta. Tüm alanlarda ihtiyaçlar olsa da, acil nakit yardım programı şu ana kadar en az finanse edilen alan olmaya devam ediyor” açıklaması yaptı.

Paylaşın

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Uçar: İrademizden Korkuyorlar

Kahramanmaraş Pazarcık’ta halka seslenen Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Uçar, “Seçime giderken tek adam rejimi sözcülerinin paçası tutuşmuş. Seçimin kendisini bile darbe olarak nitelendiriyorlar. Biri “14 Mayıs seçimleri darbedir” diyor, diğeri “Eğer iktidar değişirse bu Türkiye’nin bağımsızlığına darbedir” diyor. Şimdi sandığa gidip oy kullanmak bizim anayasal ve doğal hakkımız mı? Ey iktidar bu seçimi kuran, seçim sürecini belirleyen bütün mekanizmalar senin elinde değil mi? O zaman neyden korkuyorsunuz? Bizim irademizden korkuyorlar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu iktidarın topluma hiçbir sözü yok. Kimlere sözü var? Biz açlık sınırının altında yaşarken yüzde 1’lik yandaşlara verdiği söz var. Kazanacak ki onlar yeniden nemalansınlar. Kadın düşmanı tarikatlara verdiği sözler var. Biz kaybedelim onlar güçlensin ki kadınlarımızın ve çocuklarımızın yaşadığı tehlike devam etsin. Bu ülkeyi bir savaş ülkesi haline getirdiler. İnsanlar aç iken İHA ve SİHA, araç üretmekle övünüyorlar. İnsanlar yataklarına aç giriyorlar. Yüzde 1’lik bir kesim zengin olsun diye bize reva gördükleri bu hayatı birlikte değiştireceğiz. Dağlarımız, ormanlarımız, sularımız yabancı şirketlere peşkeş çekildi. Toplumun dışında, toplumun karşısında olan herkese söz verdiler, o yüzden korkuyorlar ve kazanmak istiyorlar. Biz sizlerle birlikte sözümüzü kurduk. Buradayız, birlikte değiştireceğiz. Buradayız, kadınlarla birlikte değiştireceğiz. Buradayız, gençlerle birlikte değiştireceğiz.”

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ve milletvekili adayları Kahramanmaraş Pazarcık’ta Yeşil Sol Parti halk buluşmasına katıldı. Uçar, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Sevgili Pazarcık halkı, hepinizi Yeşil Sol Parti adına selamlıyorum. 6 Şubat depreminde Pazarcık’a ölümü reva gören iktidara karşı yaşamı yeniden örüp, bu dayanışmayı büyütüp, bugün bir araya gelip siyasette bir iradeyi ortaya çıkarmışsınız. Bu irade kazanacak hepinizin emeğine sağlık. 6 Şubat depreminde yitirdiğimiz bütün yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet ve yakınlarını kaybeden halkımıza başsağlığı diliyorum. Bu acı hepimizin. Bu acıyı hepimiz yaşadık ama bu acıyı yaşamayan bir tek iktidarın kendisi.

Tek adam rejiminin sözcüleri açıklama yapıyor “Bayrama kadar kaldırılmadık enkaz kalmayacak” diye. Ama bugün Pazarcık’ta gördük ki bütün yıkık binalar duruyor. Herhangi bir enkaz kaldırılmamış. Deprem bölgelerinde bile ayrımcı bir hizmet verildiğini biliyoruz. Kürt ve Alevi bölgelerine hizmetlerin ya çok az götürülmediği ya da hiç götürülmediğini biliyoruz. Gelin Pazarcık’ı görün, bütün enkazlar ortada duruyor. Buna rağmen yeni bir yaşam kuranlar, güçlü bir irade koyanlar var. Onlar da sizi devirmeye, değiştirmeye geliyor.

HDP’nin, Yeşil Sol Parti’nin bin bir emekle yer aldığı koordinasyona el konuldu. Çünkü bizim içinde yer aldığımız, yaptığımız her iş AKP’nin iş yapmadığını gösteriyordu. O yüzden el koydular koordinasyonumuza. İkinci olarak ne yaptılar? Depremden günler sonra Adıyaman’da boy gösterdiler ve halkımızdan helallik istediler. Verdik mi, vermiyoruz sevgili arkadaşlar. Yaşama hakkı bile vermeyen bu iktidara ne o koltuklar helal ne de iktidar helal. Birlikte değiştireceğiz, birlikte kazanacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

“Kayyımlar olmasaydı bu acıyı daha hızlı atlatabilirdik”

Biz Kürdistan’da belediyeleri kazandıkça, mevcut iktidar kaybettikçe kayyım atadılar. Şunu gördük yerel yönetimler güçlü olsaydı ve kayyım atanmamış olsaydı, biz yaşadığımız bu acıyı ve zulmü daha hızlı atlatabilirdik. Niye? İlk günden itibaren Silopi Belediyesi, Çınar Belediyesi burada eksik olmadı. Emeklerine teşekkür ediyoruz. Kayyım rejimine karşı önümüzdeki yerel seçimlerde hepimiz çok daha güçlü olacağız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ben tekrardan yeni yaşamı kuran sizlere, emek veren bütün arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bu irade seçimlerde onlara kaybettirecek!

Seçime giderken tek adam rejimi sözcülerinin paçası tutuşmuş. Seçimin kendisini bile darbe olarak nitelendiriyorlar. Biri “14 Mayıs seçimleri darbedir” diyor, diğeri “Eğer iktidar değişirse bu Türkiye’nin bağımsızlığına darbedir” diyor. Şimdi sandığa gidip oy kullanmak bizim anayasal ve doğal hakkımız mı? Ey iktidar bu seçimi kuran, seçim sürecini belirleyen bütün mekanizmalar senin elinde değil mi? O zaman neyden korkuyorsunuz? Bizim irademizden korkuyorlar.

Bu iktidarın topluma hiçbir sözü yok. Kimlere sözü var? Biz açlık sınırının altında yaşarken yüzde 1’lik yandaşlara verdiği söz var. Kazanacak ki onlar yeniden nemalansınlar. Kadın düşmanı tarikatlara verdiği sözler var. Biz kaybedelim onlar güçlensin ki kadınlarımızın ve çocuklarımızın yaşadığı tehlike devam etsin. Bu ülkeyi bir savaş ülkesi haline getirdiler.

İnsanlar aç iken İHA ve SİHA, araç üretmekle övünüyorlar. İnsanlar yataklarına aç giriyorlar. Yüzde 1’lik bir kesim zengin olsun diye bize reva gördükleri bu hayatı birlikte değiştireceğiz. Dağlarımız, ormanlarımız, sularımız yabancı şirketlere peşkeş çekildi. Toplumun dışında, toplumun karşısında olan herkese söz verdiler, o yüzden korkuyorlar ve kazanmak istiyorlar. Biz sizlerle birlikte sözümüzü kurduk. Buradayız, birlikte değiştireceğiz. Buradayız, kadınlarla birlikte değiştireceğiz. Buradayız, gençlerle birlikte değiştireceğiz.

Bu seçim kritik. İki oy kullanacağız, birinci oyumuz milletvekili adaylarımızı seçmek üzere. Parlamentoyu 2023 yılından itibaren mevcut Türkiye’nin daha demokratik bir hale getirilmesi için çok önemli buluyoruz. Milletvekili sayısından öte bizim neler yapacağımızın vaatlerini ilettik. Bu beyan bizim bugüne kadar getirdiğimiz mücadelenin ismi. Halkların, kadınların, Türkiye’de yaşayan bütün toplumsal kesimlerin, emekçilerin özgür ve eşit yaşayabileceği bir Türkiye mümkün.

Bunu sizlerle beraber kurmak istiyoruz. Parlamento seçimlerinde adresimiz Yeşil Sol Parti, adresimiz ağacımız. Parlamentoda güçlü olmak, her birimizin güçlü olması demek. İkinci oyumuz ise cumhurbaşkanlığı seçimlerinde. Tek adam rejimini değiştirmek ve faşizmi yıkmak için oylarımızı Kemal Kılıçdaroğlu’na veriyoruz. Bu oylarımız çok kıymetli. Oyumuzu kullanıp sandıklara sahip çıkacağız. Oy sayımı bittiğinde en büyük halayımızı bu iktidara inat çekeceğiz. Varsınız, değil mi?

“Şimdiye kadar yürüttüğümüz mücadele kazansın diye oylar Yeşil Sol’a”

Sevgili kadınlar, genç kadınlar, mücadelenin bugünlere gelmesinde sizlerin de çok değerli emeği var. Biz eşbaşkanlık sistemi dedik. Mevcut iktidar ne kadar kadın düşmanı politikalar yürütürse biz de o kadar kadınlarla birlikte sokakta ve Meclis’te olduk. Kadınlar kazanırsa toplum kazanır dedik ve aynen öyle oldu. Bu depremde en büyük sorumluluğu kadınlar aldı ve hayatı kadınlarla birlikte yeniden inşa ettik.

Kadın düşmanı politikalar karşısında alanları terk etmedik ve AKP iktidarını birlikte gerilettik. Öyle ki Cumhur İttifakı seçimlere giderken genişleme ihtiyacı duydu. Biri Kürt düşmanı, biri kadın düşmanı iki ittifak kurdu. Bu durumun kendisi bile iktidarın kaybetme eşiğinde olduğunu gösteriyor. O zaman şimdiye kadar yürüttüğümüz mücadele kazansın diye her birimiz sandığa ve oylar Yeşil Sol’a. Hepimizin yolu açık olsun.”

Paylaşın

Bakan Soylu Açıkladı: Depremlerde Can Kaybı 50 Bin 783’e Yükseldi

11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 50 bin 783’e yükseldiği açıklandı. Hayatını kaybedenlerin 7 bin 302’sinin göçmen olduğu ifade edildi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bin 783’e yükseldiğini açıkladı.

CNN Türk’te katıldığı bir programda konuşan Soylu, “Nüfus Vatandaşlık İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından ölüm tescili yapılan toplam kişi sayısı şu anda 50 bin 783” dedi.

Bakan Soylu, hayatını kaybedenlerin 7 bin 302’sinin göçmen olduğunu ifade etti.

985 kişinin kimliği tespit edilemedi

Soylu, depremde ölen 985 kişinin ise hâlen kimliklerinin tespit edilemediğini belirtti.

Ailelerinin yaptığı müracaat sonucu kayıp olarak aranan kişilerin de büyük oranda bu sayının içinde olduğunu tahmin ettiklerini söyleyen Soylu, “Kayıp müraaatı şu anda toplam 297. Bunların 30’u 0-6 yaş, 20’si 7-12 yaş, 36’sı ise 13-17 yaş aralığında olmak üzere toplam 86’sı çocuk” diye ekledi.

Soylu, kimliklendirilemeyen 985 kişi içinde yalnız yaşayanlar ya da hiçbir yakını olmayanlar da bulunduğunu ve bu nedenle DNA alamadıklarını sözlerine ekledi.

Soylu, “Bu 985’in içinde yabancılar da var. Biz örneğin İdlib, Afrin, Cerablus, Azez, Mare’de de kimliklendirme işlerini aileleriyle beraber devam ettirmek istedik. Yani orada da müracaat edenlerin DNA’larını aldık, alıyoruz hâlâ. Burayla beraber karşılaştırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Depremde çıkan yangınların da kimlik tespit çalışmalarını zorlaştırdığını vurgulayan Soylu, “Birkaç yerde yangın oldu. Onla ilgili değerlendirmemiz de devam ediyor. O yangınlar da katbekat enkazın altında olduğu için biraz devam etti” dedi.

Paylaşın

Bakan Soylu Duyurdu: Depremlerde Can Kaybı 50 Bin 500’e Yükseldi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde can kaybının 50 bin 500’e yükseldiğini açıkladı.

Haber Merkezi / “57 bin 29 binadan 40 bin 969’unun enkazının kaldırıldığını” söyleyen Bakan Soylu, “Ailesinden hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailesinde kardeşine kadar yapılacak ödemelerle ilgili bir plan yapıldı. Toplam vefat eden vatandaşlarımızın yakınlarına yapılan ödemeler yapıldı. Bunlar miras hukuku şeklinde gerçekleştirildi” dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, 66 bin konteyner evin kurulduğunu, çok yakında 100 bine ulaşacağını da aktardı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş Afet Koordinasyon Merkezi’nde, Afet Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı’nda 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Soylu’nun konuşmasından satır başları şu şekilde:

“Deprem bölgesinde Hatay hariç enkaz kaldırma çalışmalarında birinci periyodu bayramdan önce tamamlamış olacağız. 57 bin 29 yıkık binanın 40 bin 969’unun enkazı kaldırıldı. Tüm bu süreçte ilk önce açıklanan hasarlı hanelere 10 bin lira verilecekti. Yüzde yüzüne yakını olmak üzere ödeme yapılmış oldu.

Taşınma yardımı 15 bin lira verilecekti 431 bin hane sahibine nakit yardımı gönderildi. 50 bin 500 vatandaşımızın hayatını kaybettiği söz konusu. 5 bin kişilik hayatını kaybeden vatandaşımızla ilgili ödemeler bulunmuyor. Ödemeler bloke edildi.

Kira ödemeleri önümüzdeki hafta başlayacak. Konteynerde kalanlar yararlanamayacak. Diğerleri yararlanabilecek. Bu şehirlerde kiralık ev bulmakta zorlanacaklar.

Deprem bölgesinde takibe rağmen kira fiyatlarının iki üç kat arttığına dair tespitlerimiz var. Hepimizi üzmektedir. Devlet üzülmekle kalmaz gereğini yerine getirmekle sorumludur. CİMER’e, 112’ye, karakol ve kaymakamlıklarımıza başvurularında takip başlatılacaktır.

Vatandaşlarımız kiralık ev bulamazsa onlara burada ev sahipliği yapmak görevimiz. 18’inde inşallah Çin’den gelen konteynerlar köylere sevk edilecek. Depremin ilk gününden itibaren sahra hastaneleri hizmete devam etmektedir. Bölgeye yüzde 20 oranında tespit ettiğimiz bir dönüş var.”

Paylaşın

Kahramanmaraş Merkezli Depremler Tarım Üretiminin 5’te 1’ine Zarar Verdi

11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin Türkiye’nin tarım üretiminin beşte birinden fazlasına zarar verdiğini duyuruldu.

Depremlerin tarımsal bakımdan 1,3 milyar dolarlık fiziksel hasara neden olduğu, sektördeyse 5,1 milyar dolarlık kayba yol açtığı tahmin edildi. Depremden en çok etkilenen bölgelerde nüfusun üçte birinden fazlasının geçimini tarımdan sağladığına da dikkat çekildi.

Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarından Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Şubat ayında meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye’nin tarım üretiminin yüzde 20’sinden fazlasına zarar verdiğini açıkladı.

FAO, Türkiye’deki yapılan ön değerlendirmeler sonucunda, “toprak mahsulü, hayvancılık, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği dâhil tarımda ve depremin vurduğu bölgelerdeki kırsal altyapıda ciddi zarar tespit edildiğini” belirtti.

FAO tarafından yapılan açıklamada, “Deprem, 11 tarım iline ciddi darbe vurarak 15,73 milyon insanı ve ülkenin gıda üretiminin yüzde 20’den fazlasını etkiledi” denildi.

Sektördeki kayıp 5,1 milyar dolar

Açıklamada, “Depremden etkilenen ve Türkiye’nin bereketli hilali olarak bilinen bölgesi, tarımsal gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 15’ini, Türkiye’nin tarım ürünü ihracatının da yüzde 20’sine yakınını oluşturuyor” denildi.

FAO, depremin Türkiye’de tarımsal bakımdan 1,3 milyar dolarlık fiziksel hasara neden olduğu, sektördeyse 5,1 milyar dolarlık kayba yol açtığı tahminini paylaştı.

Hedeflenen yardımın 1,5 milyon doları toplanabildi

Yapılan açıklamada, FAO’nun Türkiye’de depremden etkilenenlere destek amacıyla acilen 112 milyon dolar yardım toplanması için uluslararası topluma çağrıda bulunduğu belirtildi.

Söz konusu meblağın, BM’nin Şubat ayında depremin ardından kırsalda yaşayan 900 bin kişiye nakit para, besi hayvanı ve tarımsal destek verilebilmesi için yaptığı 25 milyon dolarlık bağış çağrısını da içerdiği açıklandı. Ancak FAO şu ana kadar bu gereksinimlerin sadece 1,5 milyon dolarlık bölümünün toplanabildiğini belirtti.

FAO Orta Asya Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, “Ekim sezonu bitmek üzere. Çiftçilerimize acilen gübre ve tohum vererek destek olmamız gerekiyor” dedi. Gutu, “Bu, bu yılki mahsul üretimi seviyeleri bakımından tek şansımız. Ayrıca hayvanlara da yem sağlamalıyız ki sağlıklarını ve verimliliklerini koruyabilsinler” diye ekledi.

FAO, depremden en çok etkilenen bölgelerde nüfusun üçte birinden fazlasının geçimini tarımdan sağladığına dikkat çekti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Türk Tabipleri Birliği’nden Deprem Bölgeleri İçin “Salgın” Uyarısı

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin büyük yıkıma neden olduğu 11 il için salgın uyarısında bulundu. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB), TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri (ODSH) Kolu ve sağlık emek-meslek örgütlerinin oluşturduğu Deprem Kriz Masası, Deprem Bültenlerinin 19. bugün açıkladı.

“Havalar Isınırken Salgın Riski” temalı çevrimiçi açıklamada, TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Dr. Muzaffer Eskiocak deprem sonrası kalabalık, yıpratıcı yaşam koşulları sonucu sık görülebilecek hastalıklara ilişkin bir sunum yaptı.

İshal, kolera, kızamık ve sıtma hastalıklarının ortaya çıkma koşulları, türleri ve yaygınlığı hakkında bilgiler veren Eskiocak, “Yeterli miktarda güvenli içme ve kullanma suyu ile atıkların uzaklaştırılması şarttır” diyerek sunumunu noktaladı.

Sinek ve böcek yoğunluğu arttı

Saha aktarımları bölümünde Dr. Onur Erden ve Dr. Selçuk Atalay Malatya’dan, Dr. Mihriban Yıldırım Hatay’dan; Dr. Gamze Varol ise Adıyaman’dan bilgi aktardı.

Hekimlerin bölgeden tespitleri şöyle:

Kamuoyu ilgisinin azalması ve dezenformasyon ile birlikte sağlık hizmetlerinin organizasyonundaki eksiklikler artıyor.

Adıyaman’da koruyucu sağlık hizmetlerinde eksiklik dikkat çekiyor.

Sel sonrası içme ve kullanma suyuna erişimde büyük sorunlar gözleniyor. Su ve tuvalet ihtiyaçlarının karşılanamaması, salgın riskinin artmasına sebep oluyor.

Sinek ve böcek yoğunluğuna bağlı hastalıkların önlenmesi için ilaçlama yapılmıyor.

Uyuz vakalarının arttığı gözlemleniyor.

Geçici yerleşim alanlarında yangın tüplerinin dağıtılmaması olası bir yangına hızlı müdahale olanaklarını güçleştiriyor.

İdari yetkililer normalleşme ve tüm poliklinikleri açma yöneliminde olsa da, fiziki koşullar buna elverişli değil.

Acil servislere olan başvuru sayısında, nüfus azalmasına paralel bir azalma söz konusu değil.

Sağlık emekçilerinin barınma sorunu 50 gün geçmesine karşın halen çözülemedi.

Sağlık emekçilerinin ücret ve özlük haklarında sorunlar yaşanıyor. Aile hekimler ve hastanelerde çalışan hekimler teşviklerini alamadıkları gibi nöbet ücretlerini de alamadı.

Hekimlerin çok büyük çoğunluğu temel haklarının gasp edilmesine bağlı olarak tükeniyor ve atama istiyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın