Taliban, Kadınlara Baskıyı Artırıyor

Taliban’ın 2021 yılında yönetimi ele geçirdiği Afganistan’da güzellik salonlarının yasaklanmasını protesto eden kadınlar, güvenlik güçleri tarafından havaya ateş açılarak dağıtıldı.

Afganistan’da başkent Kabil ve diğer büyük kentlerde Taliban’ın 2001’de iktidardan düşmesinden sonra birçok güzellik salonu açılmıştı. Taliban’ın 2 yıl önce yeniden iktidara gelmesinden sonra güzellik salonları açık kalmış, ancak tabelaları ve pencerelerinin üstü örtülmüştü.

Taliban’ın Ahlak Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Sadık Akif, “Kadınlara özel güzellik salonlarının kapatılması için bir aylık süre var” açıklamasında bulunmuştu.

Taliban’ın dini ve siyasi lideri Hibetullah Ahundzade, yakın bir zamanda yaptığı açıklamada, şu ana kadar atılan adımların kadınlara “şeriat kurallarına göre konforlu ve müreffeh bir yaşam” sunduğunu iddia etmişti.

Taliban Lideri Ahundzade, “Toplumun yarısı olan kadınların yaşamının iyileştirilmesi için gerekli adımlar atıldı. Tüm kurumlar kadınların evlenebilmesi, miras ve diğer haklarını kullanabilmesi için yardımcı olmakla yükümlüdür” diye konuşmuştu.

“20 yıllık işgalin kadınların örtünmesi ve yanlış yönlendirilmesiyle ilgili olumsuz yönleri yakında son bulacak” diyen Hibetullah Ahundzade, Aralık 2021’de çıkarılan kararnameyle kadınlara tanınan “haklara” dikkat çekmişti.

Güzellik salonları Afgan kadınların ev dışında sosyalleşebilmelerine olanak sağlayan az sayıdaki imkandan biri idi. Zira Ağustos 2021’de iktidarı ele geçiren Taliban, bu tarihten beri kız çocuklarına ve kadınlara lise ve üniversitelerin kapısını kapatırken, parklara, lunaparklara ve spor salonlarına girmelerini de yasakladı.

Ülkede eşine az rastlanan protesto sırasında kadınların taşıdığı pankartlardan birinde “Ekmeğimi ve suyumu almayın” yazması dikkat çekti. Sayıları 50 kadar olan gösterici kadına müdahale eden güvenlik güçleri, havaya ateş açarak ve tazyikli su kullanarak kalabalığı dağıttı.

Protestolara müdahaleyi kınayan Afganistan’daki Birleşmiş Milletler Yardım Misyonu (UNAMA), “Güzellik salonlarının yasaklanmasına karşı kadınların düzenlediği barışçıl bir protestonun zorla bastırılması Afganistan’da kadın haklarının tanınmamasına son örnek olarak son derece endişe vericidir” dedi.

Haziran sonunda Dua, Rehberlik ve Faziletin Teşviki ile Ahlaksızlığın Önlenmesi Bakanlığı salonlara kapanmaları için bir ay süre vermişti.

Bakanlık bu kararı, makyaj için harcanan abartılı meblağların yoksul aileleri zor durumda bırakması ve salonlardaki bazı uygulamaların “İslami olmaması” nedeniyle aldığını söyledi. Bakanlık, çok fazla makyajın kadınların namaz için uygun şekilde abdest almasını engellediğini, kirpik uzatma ve saç eklemenin yasak olduğunu söyledi.

“Afgan kadınların durumu dünyanın en kötüleri arasında”

Afganistan özel raportörü Richard Bennett tarafından geçen ay BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunulan bir raporda, ülkedeki kadın ve kız çocuklarının durumunun “dünyanın en kötüleri arasında yer aldığı” belirtildi.

Bennett, “Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ciddi, sistematik ve kurumsallaşmış ayrımcılık Taliban ideolojisinin ve yönetiminin merkezinde yer alıyor ve bu da cinsiyet ayrımcılığına dair endişeleri artırıyor” dedi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Kız Okulları Bir Bir Kapatılıyor

Taliban’ın 2021 yılında yönetimi ele geçirdiği Afganistan’da kız okulları bir bir kapatılıyor. Taliban’ın, eğitim merkezleri yetkililerine emirlere uyulmaması halinde cezalandırılacakları konusunda uyardığı da aktarıldı.

Mor Cumartesiler Hareketi ise yaptığı açıklamada Taliban’ın bir kez daha “küstahlık ve utanmazlıkla” okulları kapatma kararı aldığına dikkat çekerek “Hükümet, tüm eğitim kurumlarının kapılarını, aşırı ve ortaçağ politikalarını hayata geçirmek için kadınlara kapattı” denildi.

Taliban, Afganistan’da Ağustos 2021’de iktidarı ele geçirmesinden bu yana kız çocukları ve kadınlara yönelik baskıcı politikalarını sürdürüyor.

Bianet’ten Nedim Türfent’in Afganistan merkezli haber kuruluşlarına göre, Taliban güçleri, özel eğitim merkezlerinin gözetiminde kızlara halen açık olan okulları bir bir kapatmaya başladı.

Taliban güçlerinin bugün sabah saatlerinde eğitim merkezlerine gittiği ve altıncı sınıfın üzerindeki veya 14 yaşın üzerindeki kızlara eğitim veren bir dizi özel okulu engellediği belirtildi.

Taliban güçleri, eğitim merkezleri yetkililerini emirlerine uymamaları halinde cezalandırılacakları konusunda uyardığı açıklandı.

“Karar ortaçağ uygulaması”

Mor Cumartesiler Hareketi ise yaptığı açıklamada Taliban’ın bir kez daha “küstahlık ve utanmazlıkla” okulları kapatma kararı aldığına dikkat çekerek “Hükümet, tüm eğitim kurumlarının kapılarını, aşırı ve ortaçağ politikalarını hayata geçirmek için kadınlara kapattı” denildi.

Afganistan’ın aşırılık yanlısı gruplar için “güvenli bir sığınak” haline geldiği uyarısında bulunulan açıklamada, “Afgan yurttaşlardan mevcut hükümetin kadın düşmanı politikalarına sessiz kalmamalarını, kendilerinin ve çocuklarının insani ve İslami hak ve özgürlüklerini savunmalarını istiyoruz” çağrısı yapıldı.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban, Kadınların Ramazan Kutlamalarına Katılmasını Yasakladı

2021 yılında Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban, ülkenin iki (Baghlan ve Thakkar) ilinde kadınların gruplar halinde dışarı çıkması ve Ramazan kutlamalarına katılmasını yasakladı.

Haber Merkezi / Yetkililer, yasağın, kadın ve erkek etkileşiminden kaçınmanın ve başörtüsüyle ilgili kuralları sıkılaştırmanın bir parçası olduğunu söylüyor.

Taliban, bu ayın başlarında, kadınların, aileleri ile otellerde ve açık alanlarda yemek yemeleri yasaklamıştı.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Kız Öğrencilere Bir Yasak Daha

Ağustos 2021 yılında Afganistan’da kontrolü ele geçiren Taliban’ın son olarak, ülkenin güneyinde sivil toplum örgütleri tarafından desteklenen eğitim merkezleri ve enstitüleri ani bir kararla kapattığı bildirildi.

Sivil toplum örgütleri tarafından desteklenen eğitim kurumlarında ağırlıklı olarak altıncı sınıftan sonra okula devam etmeleri yasak olan kız çocukları eğitim görüyordu.

Taliban’a bağlı Eğitim Bakanlığından konuya dair yapılan açıklamada Helmand ve Kandahar vilayetlerinde söz konusu okullarda bir heyet tarafından yapılan inceleme neticesinde kapatma kararının alındığı ve ilgili merkezlere bildirildiği belirtildi.

Adı geçen iki vilayet, Taliban’ın etkisinin en yüksek olduğu yerleşim merkezleri olarak biliniyor. Kapatma kararının gerekçesi ise açıklanmadı.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

İran’da Beş Genç Kız Başörtüsü Takmadan Dans Ettikleri İçin Tutuklandı

İran’da Nijeryalı rapçı Rema’nın şarkısı ‘Calm Down’ (Sakin ol) ‘eşliğinde başkent Tahran’ın yerleşim bölgesi Ekbatan’daki yüksek binaların yakınında dans eden 5 genç kız tutuklandı. Görüntüler özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yoğun bir şekilde izlendi.

Haber Merkezi / Kızların tutuklanma haberinin ardından sosyal medya hesabından dayanışma mesajı yayımlayan rapçı Rema, “Daha iyi bir dünya için savaşan tüm güzel kadınlara, sizden ilham alıyorum, sizin için şarkı söylüyorum ve sizinle hayal kuruyorum.” dedi.

Mahsa Amini isimli 22 yaşındaki Kürt kadının 16 Eylül’de “ahlak polisi” sorgusunda hayatını kaybetmesi sonrası patlak veren ve İran rejimi karşıtı gösterilere dönüşen eylemlere milyonlarca kişi katılmış, olaylar sırasında İran güvenlik güçlerinin açtığı ateşte 500’ün üzerinde insan yaşamını yitirmişti.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Ne olmuştu?

İran’ın Sakız kentinden başkent Tahran’a akrabalarını ziyarete gelen Mahsa Amini erkek kardeşinin kullandığı aracı durduran ahlak polisince gözaltına alınmıştı. Kardeşine, nasihat edilip serbest bırakılacağı söylenerek götürülen genç kadının, gözaltına alındıktan iki saat sonra komaya girdiği ve kaldırıldığı hastanede öldüğü ortaya çıktı.

Devlet televizyonu Amini’nin dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, polisin genç kadını “nasihat etmek ve eğitmek” üzere karakola götürdüğünü ve orada kalp krizi geçirdiğini söyledi. Akrabaları, kadının herhangi bir kalp rahatsızlığı olduğunu yalanladı.

Devlet televizyonu bir polis karakolunda Amini olduğu söylenen bir kadının oturduğu koltuktan bir yetkiliyle konuşmak üzere kalktıktan sonra yere düştüğünü gösteren güvenlik kamerası kayıtları yayınladı. Ancak görüntülerden kadının Amini olduğu doğrulanamadı.

Amini’nin dövülerek öldürüldüğü yolunda sosyal medyada yayılan iddialarını reddeden Tahran emniyeti açıklamasında, “Ayrıntılı araştırmalara göre, Amini’nin araca alınması sonrasında ve tutulduğu karakolda fiziksel bir temas olduğunu” reddetti.

Ancak, İran’ın yarı resmi Fars haber ajansı, Mahsa Amini’nin ahlak polisince dövülmesi nedeniyle komaya girdiğini duyurdu.

Şu ana kadar Tahran, Senendec, Kerec, Tebriz, Meşhed, Kiş, Kirman, Yezd, Reşt, Bender Abbas, Abadan, Kirmanşah, Erdebil, İsfahan, Urumiye, Kazvin, Zencan, İlam, Mazenderan, Hemedan başta olmak üzere birçok şehirde gösteriler düzenlendi. Birçok noktada eylemciler ile güvenlik güçleri arasında şiddetli arbede yaşandı.

Paylaşın

Taliban, Yeniden Açılan Kız Okullarını Çabucak Kapattı

Taliban, Afganistan’ın doğusundaki Paktiye vilayetinde kız çocuklarının gittiği okulları, eğitime başladıktan birkaç gün sonra tekrar kapattı. Paktiye vilayetinin başkenti Gardez’deki bir grup öğrenci bu kararı protesto etti.

Paktiye Kültür ve Enformasyon Birimi’nin başındaki Mevlevi Halikyar Ahmedzadi, 6 Eylül’de yaptığı açıklamada şu ifadelere yer vermişti:

“Birkaç gün önce okullar açıldı. İslami, kültürel ve geleneksel kurallara dikkat edildi. Okulların müdürleri öğrencileri geri çağırdı. Kız çocuklarının gittiği liseler açıldı.”

Aşiret liderleri ve yüzlerce kız öğrencinin talebiyle, 6. sınıf ve üstüne eğitim veren okullar için alınan kararda Milli Eğitim Bakanlığı’ndan resmi izin alınmamıştı. Gardez’de 4, Samkani’de bir okul, faaliyete başlamıştı.

Ancak dün okula giden öğrencilere, eğitimin durdurulduğu ve eve dönmeleri söylendi.

Bu karara kızan öğrenciler Gardez’de protesto gösterisi düzenledi. Organizatörlerden Yasmin adlı aktivist, Taliban üyelerinin eylemden görüntü alınmaması için çaba sarf ettiğini söyledi ve ekledi:

“Hatta bazı protestocuların cep telefonlarını kırdılar.”

AFP’ye konuşan ve adı açıklanmayan bir Gardez sakini de “Öğrenciler barışçıl bir protesto düzenliyordu. Ancak güvenlik güçleri kısa süre sonra yürüyüşü dağıttı” ifadelerini kullandı.

Son dönemde Taliban’ın kız çocuklarının okula gönderilmesi gibi konularda kendi içinde yaşadığı ihtilaflar gündeme gelmişti.

ABD askerlerinin çekilmesiyle geçen yıl 15 Ağustos’ta önce başkent Kabil’in daha sonra da tüm ülkenin kontrolünü ele geçiren Taliban, kadınların çalışmasına ve kız çocuklarının okumasına yönelik kısıtlamalar getirmişti.

Şu anda üniversite ve 6’ncı sınıfa kadar okuyan kadınların ve kız çocuklarının eğitim almasına izin verilirken, ortaokul ve lise düzeyindekilerin okula gitmesi yasak.

Kısıtlamanın martta kaldırılmasına karar verilmiş fakat okulların açılmasına saatler kala uygulama iptal edilmişti. Bu da Taliban’ın yönetim kadrosunda fikir ayrılıkları oluştuğuna dair bir sinyal vermişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Taliban’dan Kadın Hakları Açılımı: Mülk Olarak Görülemezler

Afganistan’da 15 Ağustos’ta iktidarı ele geçiren Taliban, kadın haklarına yönelik bir kararname yayımladı. Kararnamede, kadınların mülk olarak görülmemesi ve evlilikte rızalarının olması gerektiğini belirtilirken, kız çocuklarının eğitime erişiminden ve evleri dışında çalışmasından bahsedilmedi.

Haber Merkezi / Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid’in açıkladığı kararnamede, “Kadın bir mülk değil, asil ve özgür insandır. Hiç kimse bir kadını, barış ve düşmanlıkları sonlandırmak adına başkasına veremez” denildi. Kararnamede, evlilik ve kadınların miras haklarından bahsedilirken, kadınların evliliğe zorlanmaması gerektiği vurgulandı. Ayrıca kadınların ölmüş eşlerinin mallarında hak sahibi oldukları belirtildi.

Mahkemelerin de karar verirken kararnameyi dikkate almaları, dini işler ve enformasyon bakanlıklarının da bu hakları koruyıp teşvik etmesi gerektiği vurgulandı. Ancak kararnamede, uluslararası toplumun başlıca kaygılarından olan kadınların evleri dışındaki etkinliklere ve eğitime erişimlerinden söz edilmedi.

Taliban, 1996-2001 yılları arasındaki ilk iktidar döneminde kadınların yanlarında eş ya da erkek akrabaları olmadan evlerinden çıkmalarını, çalışmalarını ve kız çocuklarının eğitim almalarını yasaklamış, tüm kadınlara burka zorunluluğu getirmişti.

Afganistan Merkez Bankası’nın yurtdışındaki milyarlarca dolarlık rezervlerini ve kalkınma yardımlarını donduran Batılı ülkeler, kaynakların geri verilmesi için aralarında kadın haklarının güvenceye alınmasının da bulunduğu şartlar öne sürüyor. Uluslararası yaptırımlar nedeniyle nakit akışının durma noktasına geldiği ve likidite sıkıntısının yaşandığı Afganistan’da ekonomi çöküşün eşiğinde bulunuyor.

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar Ne Zaman Okula Dönecek?

Taliban’ın Afganistan’da iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra, “güvenli” bir öğrenme ortamı oluşturulana kadar kadınların evde kalmaları gerektiğini açıklamıştı. Sadece erkekler ve ilkokul çağındaki kızlar okula devam edebildi.

Haber Merkezi / Bu yönde olumlu bir gelişme yaşandı; tüm kadınlar yakında okula geri dönebilecek. İçişleri bakanlığı sözcüsü Saeed Khosty, El Cezire’ye verdiği demeçte, “Bilgilerime göre, çok kısa bir süre içinde tüm üniversiteler ve okullar yeniden açılacak ve tüm kızlar ve kadınlar okula ve öğretmenlik işlerine geri dönecek” dedi.

Taliban’ın 1996-2001 yılları arasında yönettiği Afganistan’da kadınların ve kızların eğitim görmeleri yasaklanmıştı. 2001 ABD öncülüğündeki işgalden sonra, kadınlar ve kız çocukları okula ve üniversiteye gitmeye başladı. UNESCO’ya göre, kadın okuryazarlığı 2018 yılına kadar yüzde 30’a ulaştı.

Taliban iktidara geldiğinden beri binlerce kişi Afganistan’dan kaçarken, birçoğu haklarını korumak için mücadele ediyor. Kadınların çalışma hakkı, hareket özgürlüğü, eğitim ve siyasi katılım haklarının talep edildiği protestolar, Taliban tarafından kurşun, cop ve kamçı kullanılarak dağıtıldı. Taliban, ayrıca, Kabil’in belirli bölgelerinde izinsiz toplanmaları yasakladı.

Paylaşın