İstanbul: Elmasburnu Tabiat Parkı

Elmasburnu Tabiat Parkı; İstanbul’un Bekoz İlçesi sınırları içinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 13,34 hektarlık alana sahiptir.

Elmasburnu Tabiat Parkı’nın bitki örtüsünü genel olarak maki vejetasyonuna ait türler oluşturmaktadır.

Bu türler arasında: Koca Yemiş, Meşe türleri, Karaçalı, Akçakeşme, Katırtırnağı, Tüylü Ladin, Defne sayılabilir. Ayrıca ağaçlandırma yoluyla getirilmiş Sahil Çamı, Fıstık Çamı alanda gruplar halinde bulunmaktadır.

Tabiat Parkı’da Kızıl Sincap, Kirpi, Köstebek, gibi memeli türlerin yanında Kafkas Sülün, Ebabil , Yılan Kartalı gibi kuş türleri gözlemlenmiştir.

Elmasburnu Tabiat Parkı, günübirlik ziyaretler için uygundur.

Paylaşın

İstanbul: Dilburnu Tabiat Parkı

Dilburnu Tabiat Parkı; İstanbul’un Adalar İlçesi, Nizam Mahallesi, Dilburnu Mevki’nde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 6,88 hektar alana sahiptir. 

Parkın florası ağırlıklı olarak ibreli ağaçlardan oluşmaktadır özellikle Kızılçam orman kuran tek ağaç türüdür.

Tabiat Parkı’nda Kızıl Sincap, Ada Tavşanı, Kirpi gibi memeli türlerin yanında çeşitli kuş türleri gözlenebilir. Sürüngenlerden ise Tosbağa, Kaya Kertenkelesi, Kurbağa ile çeşitli Yılan türleri bulunmaktadır.

Tabiat Parkı çevresinde yer alan Aya Nikola Manastırı, Adalar Müzesi, Aya Yorgi Kilisesi, Rum Yetimhanesi, II. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye Camii görülmeye değerdir.

Dilburnu Tabiat Parkı günübirlik ziyaretler için uygundur.

Paylaşın

İstanbul: Değirmenburnu Tabiat Parkı

Değirmenburnu Tabiat Parkı; İstanbul’un Heybeliada sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 12,28 hektarlık alana sahiptir. 

Tabiat Parkı’nın florası ağırlıklı olarak ibreli ağaçlardan oluşmaktadır. Kızılçam, Fıstık Çamı, Sahil Çamı.

Tabiat Parkı’nda; Kızıl Sincap, Kirpi gibi memeli türlerin yanında çeşitli kuş türleri gözlenebilir. Sürüngenlerden ise Tosbağa, Kaya Kertenkelesi, Kurbağa ile çeşitli yılan türleri bulunmaktadır.

Tabiat Parkı’nın çevresinde yer alan Ümit Tepesi’ndeki Rum Ortodoks Ruhban Okulu, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi ve Heybeliada Sanatoryumu görülebilecek yerler arasındadır.

Tabiat Parkı, günübirlik ziyaretler ve yüzme için uygundur.

Paylaşın

İstanbul: Çilingoz Tabiat Parkı

Çilingoz Tabiat Parkı; İstanbul’un Çatalca İlçesi, Çilingoz mevkinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 17.75 hektarlık bir alana sahiptir.

Çok çeşitli bitki türlerini barındırmakta olan Tabiat Parkı ve çevresinde ağırlıklı olarak Kayın, Kızılağaç, Gürgen ve Meşe türleri görülmektedir. Planlama alanında daha önceden yapılan çalışmalarda 163 tür ve alt tür olduğu tespit edilmiştir.

Tabiat Parkı’nın faunası Kızıl Sincap, Yaban Domuzu, Çakal, Tilki, Tavşan, Kirpi, Köstebek, Sansar türleri gibi memeli türleri gözlemlenmiştir.

Tabiat Parkı, günübirlik ziyaretler ve yüzme için uygundur.

Paylaşın

İstanbul: Büyükada Tabiat Parkı

Büyükada Tabiat Parkı; Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğü olan Büyükada’dadır. Tabiat Parkı, 4,45 hektar alana sahiptir.

Tabiat Parkı’nın florası ağırlıklı olarak ibreli ağaçlardan oluşmaktadır özellikle Kızılçam orman kuran tek ağaç türüdür.

Parkta, Kızıl Sincap, Ada Tavşanı, Kirpi gibi memeli türlerin yanında çeşitli kuş türleri gözlenebilir. Sürüngenlerden ise Tosbağa, Kaya Kertenkelesi, Kurbağa ile çeşitli Yılan türleri bulunmaktadır.

Tabiat Parkı çevresinde yer alan Aya Nikola Manastırı, Adalar Müzesi, Aya Yorgi Kilisesi, Rum Yetimhanesi, II. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye Camii görülmeye değerdir.

 

Paylaşın

İstanbul: Bentler Tabiat Parkı

Bentler Tabiat Parkı; İstanbul’un Sarıyer İlçesi, Bahçeköy Mahallesi bitişiğinde Belgrad Ormanı içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 16,30 hektarlık alana sahiptir.

Belgrad Ormanındaki en güzel Tabiat Parklarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla birbiri ardına inşa edilen 7 adet bentten Valide Sultan Bendi (1796), Sultan Mahmut (II) Bendi (1839) ve Topuzlu Bend (1750) bu bölgede bulunmaktadır ve tabiat parkının adı buradan gelmektedir.

Günümüzde Belgrad Ormanı, yaklaşık 15 milyon kişiye ev sahipliği yapan İstanbul kentinin başlıca rekreasyonel alanlarından biri olmuştur. Orman, özellikle bahar aylarının başından sonbaharın ortalarına kadar binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Bu ormanda yapılan faaliyetlerin başında da piknik gelir.

Belgrad Ormanı, tarih içinde her ne kadar büyük oranda şehre kaliteli su sağlaması bakımından ön plana çıkmış olsa da, avlanma, yürüyüş, piknik ve kısa süreli konaklamalar gibi çeşitli aktiviteler de bu ormanda gerçekleştirilmiştir. Orman, özellikle Avrupalı seyyahlar, sefirler ve diplomatlar için yüzyıllar boyunca İstanbul’un gözde sayfiyelerinden biri olma özelliğini korumuştur. Belgrad Ormanı’nın su üretimi fonksiyonu nedeniyle dikkatlice korunması, ormanın doğal karakterinin bozulmasını da önlemiş ve dolayısıyla burası bir sayfiye yeri olarak dikkat çekmiştir.

Belgrad Ormanı’nda yer alan Bentler Tabiat Parkı’nda günübirlik piknik, bisiklet ile gezinti, patika yollarda veya bent etrafında yürüyüş yapılabilir. Doğa fotoğrafçılığı, flora veya fauna araştırmaları gibi aktivitelerde bulunulabilir.

Belgrad Ormanı florası içinde 282 değişik tür belirlenmiştir. Bu bitki türlerinden 18’i doğal ağaç türü (Sapsız Meşe, Saplı Meşe, Macar Meşesi, Saçlı Meşe, Mazı Meşesi, Doğu Kayını, Adi Gürgen, Anadolu Kestanesi, Yapışkan Kızılağaç, Gümüşi Ihlamur, Sivri Meyveli Dişbudak, Gürgen Yapraklı Karaağaç, Ova Akçaağacı, Kuş Üvezi, Titrek Kavak, Adi Fındık, Aksöğüt, Boz Söğüt) 9’u ise ağaçlandırmalarla getirilmiş egzotik ağaç türleridir.

Ormanın çalı ve ot katlarında var oldukları belirlenen diğer türler toplam 255 tanedir. Bunlardan 119’u, 574 örnek alandan yalnızca 9 ya da daha azında görülmüşlerdir. Ormanın alt katını oluşturan türlerin sayısı 136 kadardır.

Ormanın ana ağaç türleri meşe (üçte biri) ve gürgen başta olmak üzere kayın ve kestanedir. Ancak bazı Meşe türlerine seyrek rastlanmaktadır. Sapsız Meşe ve Macar Meşesi genel anlamda her yerde yaygın görülürken, Saçlı Türk Meşesi yaygın ama az, Saçlı Meşe, Mazı Meşesi ve Pırnal Meşesi ise dağınık ve daha az miktarlarda bulunmaktadır. Belgrad Ormanı’nda yaklaşık 400 bitki taksonu ve 6 endemik bitki taksonu bulunmaktadır.

Belgrad Ormanı, İstanbul Boğazı ile Karadeniz kıyılarınca kuşatılan arazi parçasının bir bölümünü kaplamakta ve Türkiye’nin önemli kuş alanları içerisinde yer almaktadır. Belgrad Ormanı’ndaki kuşların, yıl içerisindeki sayıları ve türleri değişim göstermektedir. İlkbahar ve sonbahar aylarında tür sayısı artmakta, yaz ve kış aylarında ise azalmaktadır. Bu değişim, kuşların göç davranışına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Belgrad Ormanı; Su kuşu, yırtıcı ve ötücü kuş türlerine göç döneminde ev sahipliği yapar.

Belgrad Ormanı, Karadeniz Köstebeği, nesli küresel ölçekte tehlikede olan Tosbağa, Yalancı Apollo adlı kelebek türünün nesli tehlike altında ve ülkemize endemik bir alttürünü barındırır. Belli başlı hayvan türleri; memelilerde Yaban Domuzu, Çakal, Tilki, Gelincik, Tavşan, Sincap, Kirpi ve Köstebek olup; Yılan, Kaplumbağa, Kertenkele ve Kurbağa türleri de görülmektedir.

Paylaşın

İstanbul: Hacet Deresi Tabiat Parkı

Hacet Deresi Tabiat Parkı; İstanbul’un Tuzla İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 16 hektar alana sahiptir.

Hacet Deresi Tabiat Parkı, günübirlik ziyaretler ve piknik için uygundur.

Tabiat Parkı’nın bitki örtüsünü ağırlıklı olarak kızılçam oluşturmakta olup yer yer saplı meşe ve sapsız meşe gibi meşe türlerinin yanında böğürtlen, ateş dikeni, kelebek çalısı ve dağ muşmulası gibi çalı türleri de bulunmaktadır.

Sahanın faunası gelincik, kızıl sincap, kirpi, köstebek, sansar türleri gibi memeli türlerin yanında çeşitli kuş türleri ve sürüngenler gözlemlenmiştir.

Paylaşın

İstanbul: Ayvadbendi Tabiat Parkı

Ayvadbendi Tabiat Parkı; İstanbul’un Sarıyer İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı, 50,00 hektarlık alan sahiptir.

Belgrad Ormanı içerisinde yer alan dokuz adet tabiat parkından biri olan Ayvatbendi Tabiat Parkı, ismini III. Mustafa zamanında (1765) inşa edilen AyvatBendi’nden almıştır.

Belgrad Ormanı florası içinde 282 değişik tür belirlenmiştir. Bu bitki türlerinden 18’i doğal ağaç türü (Sapsız Meşe, Saplı Meşe, Macar Meşesi, Saçlı Meşe, Mazı Meşesi, Doğu Kayını, Adi Gürgen, Anadolu Kestanesi, Yapışkan Kızılağaç, Gümüşi Ihlamur, Sivri Meyveli Dişbudak, Gürgen Yapraklı Karaağaç, Ova Akçaağacı, Kuş Üvezi, Titrek Kavak, Adi Fındık, Aksöğüt, Boz Söğüt) 9’u ise ağaçlandırmalarla getirilmiş egzotik ağaç türleridir.

Ormanın çalı ve ot katlarında var oldukları belirlenen diğer türler toplam 255 tanedir. Bunlardan 119’u, 574 örnek alandan yalnızca 9 ya da daha azında görülmüşlerdir. Ormanın alt katını oluşturan türlerin sayısı 136 kadardır.

Ormanın ana ağaç türleri meşe (üçte biri) ve gürgen başta olmak üzere kayın ve kestanedir. Ancak bazı Meşe türlerine seyrek rastlanmaktadır. Sapsız Meşe ve Macar Meşesi genel anlamda her yerde yaygın görülürken, Saçlı Türk Meşesi yaygın ama az, Saçlı Meşe, Mazı Meşesi ve Pırnal Meşesi ise dağınık ve daha az miktarlarda bulunmaktadır. Belgrad Ormanı’nda yaklaşık 400 bitki taksonu ve 6 endemik bitki taksonu bulunmaktadır.

Belgrad Ormanı, İstanbul Boğazı ile Karadeniz kıyılarınca kuşatılan arazi parçasının bir bölümünü kaplamakta ve Türkiye’nin önemli kuş alanları içerisinde yer almaktadır. Belgrad Ormanı’ndaki kuşların, yıl içerisindeki sayıları ve türleri değişim göstermektedir. İlkbahar ve sonbahar aylarında tür sayısı artmakta, yaz ve kış aylarında ise azalmaktadır. Bu değişim, kuşların göç davranışına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Belgrad Ormanı; Su kuşu, yırtıcı ve ötücü kuş türlerine göç döneminde ev sahipliği yapar.

Belgrad Ormanı, Karadeniz Köstebeği, nesli küresel ölçekte tehlikede olan Tosbağa, Yalancı Apollo adlı kelebek türünün nesli tehlike altında ve ülkemize endemik bir alttürünü barındırır. Belli başlı hayvan türleri; memelilerde Yaban Domuzu, Çakal, Tilki, Gelincik, Tavşan, Sincap, Kirpi ve Köstebek olup; Yılan, Kaplumbağa, Kertenkele ve Kurbağa türleri de görülmektedir.

 

Paylaşın

İstanbul: Avcıkoru Tabiat Parkı

Avcıkoru Tabiat Parkı; İstanbul’un Şile İlçesi ile Çekmeköy İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Yaklaşık 648.72 hektarlık bir alanı kaplamaktadır.

Tabiat Parkı’nın bitki örtüsü genel olarak geniş yapraklı ağaçlardan oluşmaktadır. Alanda yer alan hakim bitki türleri Saplı Meşe, Sapsız Meşe olup, ayrıca Anadolu Kestanesi, Kayın, Gürgen gibi türler de gözlemlenmiştir.

Çalı türlerinden ise Böğürtlen, Muşmula, Kızılcık, Alıç, Funda, Tavşan Memesi görülmektedir. Otsu türlerden ise Isırgan Otu ve Eğreltiler çoğunluktadır.

Sahanın faunası Kızıl Sincap, Kirpi, Köstebek, gibi memeli türlerin yanında Kafkas Sülünü, Ebabil, Yılan Kartalı gibi kuş türleri gözlemlenmiştir.

Avcıkoru Tabiat Parkı günübirlik kullanım alanı olarak kullanılan doğa ve spor etkinliklerinin yapılabileceği bir alandır.

Paylaşın

İstanbul: Büyük Yeni Hanı

Dünyanın en önemli kültür, turizm, sanat, finans ve ticaret merkezlerinden biri olan İstanbul, gezilecek yerleri ve tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor. Büyük Yeni Hanı; İstanbul’un Fatih İlçesi, Tahtakale Semti, Çakmakçılar Yokuşu üzerinde yer alır.

Kaynaklardan, III. Mustafa döneminde 1764’te yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Dış yüzeyde ilk kat kesme taş, üst iki kat ise taş ve tuğla örgü düzenindedir. Uzun dikdörtgen planında, iki avlulu, üç katlı bir yapıdır. Yalın, özgünlüğünü koruyabilmiş bir yapıdır.

İstanbul’un kısa tarihi

İstanbul’un tarihi, Yenikapı Theodosius Limanı kazılarıyla gün ışığına çıkan Neolitik çağ yerleşimiyle, 8500 yıl geriye uzanmış, bu süreçte kentin geçirdiği kültürel, sanatsal, jeolojik değişim ve kent arkeolojisi hakkında yeni bir dönem açılmıştır. Şüphesiz, İstanbul’un tarihi ile ilgili en göze çarpan özelliği, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç evrensel imparatorluğa başkentlik yapmış olmasıdır.

M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu çok genişlemiş; İstanbul, stratejik konumundan dolayı, İmparator Büyük Konstantin tarafından Roma’nın yerine yeni başkent olarak seçilmiştir. Kent 6 yılı aşkın bir sürede yeniden düzenlenmiş, surlar genişletilmiş, tapınaklar, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edilmiştir. 330 yılında yapılan büyük merasimlerle, kentin, Roma İmparatorluğu’nun başkenti olduğu resmen açıklanmıştır.

Yakın çağın başladığı dönemde İkinci Roma ve Yeni Roma adları ile anılan kent, daha sonra “Byzantion” ve geç devirlerde Konstantinopolis olarak adlandırılmıştır. Halk arasında ise kentin adı tarih boyunca “Polis” olarak anıla gelmiştir. Büyük Konstantin’den sonraki imparatorların da şehri güzelleştirme çabalarının devam ettiği anlaşılmaktadır. Kentteki ilk kiliseler de Konstantin’den sonra inşa edilmiştir. Batı Roma İmparatorluğu’nun 5. yüzyılda çökmesi nedeniyle, İstanbul, uzun seneler Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) başkenti olmuştur.

Bizans döneminde yeniden inşa edilen kent, surlarla tekrar genişletilmiştir. Günümüzdeki 6492 m. uzunluğundaki ihtişamlı şehir surları, İmparator Il. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. 6. yüzyılda nüfusu yarım milyonu aşan kentte, İmparator Justinyen idaresinde bir altın çağ daha yaşanmıştır. Günümüze kadar ulaşan Ayasofya, bu dönemin bir eseridir. 726-842 yılları arasında kara bir devir olan Latin egemenliği, 4. Haçlı seferinin 1204 yılında şehri istilası ile başlamış, tüm kilise ve manastırlar ile abidelere kadar şehir yıllar boyu talan edilmiştir. 1261’de idaresi tekrar Bizanslıların eline geçen kent, eski zenginliğine tekrar kavuşamamıştır.

İstanbul, 53 günlük bir kuşatma sonrası, 1453’te Türklerin eline geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in savaş tarihinde ilk defa kullanılan iri boyutlardaki topları, İstanbul surlarının aşılmasının önemli bir sebebidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti buraya taşınmış, ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen göçmenlerle şehir nüfusu arttırılmış, boş ve harap olan şehrin imar çalışmalarına başlanmıştır. Şehrin eski halkına din hürriyeti ve sosyal haklar tanınarak, yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. Fetihten yüzyıl sonra ise Türk Sanatı şehre damgasını vurmuş, kubbeler ve minareler şehir siluetine hakim olmuştur.

16. yüzyıldan itibaren Osmanlı Sultanlarının Halife olmalarından ötürü, İstanbul tüm İslam dünyasının da merkezi olmuştur. Sultanların idaresinde şehir tamamen imar edilmiş, büyüleyici bir atmosfere bürünmüştür. Eski akropolde kurulu Sultan Sarayı, Boğaziçi’nin ve Haliç’in eşsiz manzarasına hakim kılınmıştır. 19. yüzyıldan itibaren Batı dünyası ile sıklaşan temaslar sonrası, camiler ve saraylar, Avrupa mimarisi tarzında, Boğaziçi kıyılarına inşa edilmeye başlanmıştır.

Kısa sürede inşa edilen birçok saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminin de sembolleridir. 20. yüzyılın başında, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun sona ermesine şahit olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken ve iç ve dış düşmanlar kendi payları için mücadele ederken; Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletinin desteğini alarak, silah arkadaşları ile birlikte, vatan toprağının kurtarılması için mücadeleye girişmiştir. Milletin iradesi ile kazanılan Kurtuluş Savaşı’nı müteakiben; Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

Bu süreçte, başkentin Ankara’ya taşınması, İstanbul’un önemini değiştirmemiştir. Bu eşsiz şehir, büyüleyici görünümü ile dünya üzerindeki en önemli kültür-turizm-sanat-finans ve ticaret başkentlerinden biri olmayı sürdürmektedir.

Paylaşın