IŞİD Liderlerinden Batar, Suriye’de Yakalandı

Radikal İslamcı Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) üst düzey liderlerinden Batar, Suriye’nin doğusunda düzenlenen bir operasyonla yakalandı. Öte yandan IŞİD’in üst düzey liderlerinden Hamza el-Homsi’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda öldürüldüğü açıklanmıştı.

Haber Merkezi / Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Kuvvetleri Komutanlığı (CENTCOM) bugünün ilk saatlerinde açıklama yaparak Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) liderlerinden birinin Suriye’nin doğusunda düzenlenen baskınla yakalandığını duyurdu.

Operasyonun, çatı yapısını Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle (SDG) birlikte yapıldığı bildirilen açıklama şöyle:

18 Şubat’ın ilk saatlerinde CENTCOM ve SDG, Suriye’nin doğusunda helikopterle baskın düzenledi ve IŞİD’in Suriye Bölge Sorumlusu Batar yakalandı. Batar, SDG’nin koruduğu hapishanelere yönelik saldırılar planlıyor ve el yapımı patlayıcılar üretiyordu.

Başarıya ulaşmasını sağlamak için detaylı bir plan hazırladık. Hiçbir sivil ya da ABD ve SDG gücü olayda ölmedi veya yaralanmadı.

IŞİD’in üst düzey liderleri öldürüldü

Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığı, bir ABD helikopterinin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği baskında IŞİD liderlerinden birinin öldürüldüğünü ve dört ABD askerinin yaralandığını bildirmişti.

Yazılı açıklamada, operasyonun dün ABD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin ortaklığında düzenlendiği belirtilmişti.

“Hedefe yönelik bir patlamanın dört ABD askeri ve bir görev köpeğinin yaralanmasına neden olduğu” belirtilen açıklamada, “hedefteki IŞİD üst düzey lideri Hamza el-Homsi’nin öldürüldüğü” belirtilmişti.

Homsi’nin rolünün ne olduğu ayrıntılı olarak açıklanmamıştı.

IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

ABD ordusu geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD liderini öldürülmüştü.

2021 yılının Şubat ayında Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin kuzeybatısında bir ABD baskınında öldürüldü. IŞİD’in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi de, 2019 yının Ekim ayında Amerikalılar tarafından düzenlenen bir baskında yakalanmıştı.

Ekim ayında IŞİD lideri Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin güneyinde Suriyeli isyancılarla girdiği çatışmada öldürülmüştü.

Paylaşın

IŞİD’in Üst Düzey Liderlerinden Hamza el-Homsi Suriye’de Öldürüldü

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) üst düzey liderlerinden Hamza el-Homsi’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda öldürüldüğü açıklandı. Homsi’nin IŞİD içindeki rolünün ne olduğu ise ayrıntılı olarak açıklanmadı.

Geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD lideri öldürülmüştü. IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığı, bir ABD helikopterinin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği baskında IŞİD liderlerinden birinin öldürüldüğünü ve dört ABD askerinin yaralandığını bildirdi.

Yazılı açıklamada, operasyonun dün ABD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin ortaklığında düzenlendiği belirtildi.

“Hedefe yönelik bir patlamanın dört ABD askeri ve bir görev köpeğinin yaralanmasına neden olduğu” belirtilen açıklamada, “hedefteki IŞİD üst düzey lideri Hamza el-Homsi’nin öldürüldüğü” belirtildi.

Homsi’nin rolünün ne olduğu ayrıntılı olarak açıklanmadı.

IŞİD, eski liderinin Suriye’nin güneyinde düzenlenen bir baskın sırasında kendini öldürmesinin ardından Aralık ayında yeni liderini seçmişti.

Baskında yaralanan Amerikalı personel ve köpeğin Irak’ta bir Amerikan tesisinde tedavi altına alındıkları bildirildi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, yaralı dört Amerikalı personelin sağlık durumlarının stabil olduğunu açıkladı.

ABD ordusu geçtiğimiz yıllarda da Suriye’de iki IŞİD liderini öldürdü.

2021 yılının Şubat ayında Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin kuzeybatısında bir ABD baskınında öldürüldü. IŞİD’in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi de, 2019 yının Ekim ayında Amerikalılar tarafından düzenlenen bir baskında yakalandı.

Ekim ayında IŞİD lideri Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi, Suriye’nin güneyinde Suriyeli isyancılarla girdiği çatışmada öldürüldü.

Paylaşın

Somali’de Üst Düzey IŞİD Lideri Öldürüldü

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Afrika’da artan varlığını güçlendirmekten ve Afganistan dahil örgütün dünya çapındaki operasyonlarını finanse etmekten sorumlu olduğu iddia edilen Bilal El Sudani’nin öldürüldüğü açıklandı.

El Sudani’nin yanısıra operasyonda yaklaşık 10 yardımcısının öldürüldüğü bildirilen operasyonda hiçbir sivilin zarar görmediği de belirtildi.

Biden yönetimi, ABD ordusunun Somali’nin kuzeyinde düzenlediği operasyonda üst düzey IŞİD liderinin öldürüldüğünü açıkladı.

Savunma Bakanı Lloyd Austin, bugün Başkan Joe Biden’ın emriyle ABD ordusunun Somali’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği operasyon sonucu aralarında IŞİD’in Somali’deki liderlerinden ve IŞİD’in küresel ağının önemli bir yöneticisi olan Bilal El Sudani’nin de bulunduğu çok sayıda örgüt üyesinin öldüğünü açıkladı.

Operasyonda hiçbir sivilin zarar görmediğini kaydeden Austin yaptığı yazılı açıklamada, “El Sudani, IŞİD’in Afrika’da artan varlığını güçlendirmekten ve Afganistan dahil örgütün dünya çapındaki operasyonlarını finanse etmekten sorumluydu” dedi.

Adlarının açıklanmaması kaydıyla gazetecilere konuşan Biden yönetimi yetkilileri de ABD’nin “Somali’deki IŞİD lideri” olarak tanımladığı Bilal El Sudani’nin yanısıra operasyonda yaklaşık 10 yardımcısının öldürüldüğünü bildirdi.

Yetkililere göre Başkan Joe Biden aylar öncesinden planlanmaya başlanan görevle ilgili olarak geçen hafta bilgilendirildi. Biden son onayı bu hafta verdi.

Yetkililer, El Sudani’nin ABD’ye doğrudan bir tehdit oluşturup oluşturmadığı, herhangi bir istihbarat toplanıp toplanmadığı, ABD güçlerinin operasyonu nasıl gerçekleştirdiği ve hatta kaç Amerikan askerinin operasyonda yer aldığı gibi konularda ise ayrıntı vermekten kaçındı.

Bir yetkili, ABD güçlerinin El Sudani’yi sağ yakalamayı amaçladığını ancak operasyon gerçekleştirilirken bunun “uygulanabilir” olmadığının kanıtlandığını söyledi.

El Sudani, Somali’de faaliyet gösteren bir diğer terör örgütü El Şebab’daki rolü nedeniyle 2012 yılında ABD Maliye Bakanlığı’nın yaptırım listesine alınmıştı.

Operasyon, ABD Afrika Komutanlığı’nın başkent Mogadişu’nun kuzeydoğusunda, Galcad yakınlarında bir toplu savunma saldırısı düzenlediğini açıklamasından günler sonra gerçekleşti.

Bu olayda Somali Ulusal Ordusu güçleri, 100’den fazla El Şebab savaşçısının uzun süreli ve yoğun saldırısının ardından, ağır çatışmalara girmişti.

ABD bu operasyonda yaklaşık 30 El Şebab savaşçısının öldürüldüğünü tahmin ediyor.

Somalili güçlerin El Şebab’a karşı başlattığı saldırı on yılı aşkın bir süredir gerçekleştirilen en önemli saldırı olarak nitelendiriliyor.

Paylaşın

Almanya’dan Dikkat Çeken Karar; Ezidilere Yönelik Suçlar ‘Soykırım’ Olarak Tanındı

Almanya Federal Meclisi, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Ezidilere yönelik suçlarını “soykırım” olarak tanıma kararı aldı. Karar oy birliği ile kabul edilerek yasalaştı. Ezidiler’e yönelik katliamlar Birleşmiş Milletlerce soykırım olarak kabul edilmişti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, kararı sosyal medya hesabından paylaştığı Kürtçe mesajlarla duyurdu:

“Üç yıl önce kuzey Irak’ta Ezidi kadınlarla tanıştım: Kaçırılmış, köleleştirilmiş ve tecavüz edilmişlerdi. Onların bu acısı beni bırakmadı.

Almanya Federal Meclisi bugün IŞİD’in Ezidilere karşı işlediği suçları soykırım olarak tanıma kararı aldı.

Dünyadaki herhangi bir meclisin alacağı herhangi bir kararın acılarını dindiremeyeceğini biliyoruz. Ama bu kararın bir fark yaratacağına inanıyorum: Bu, acılarını dindirme yolunda olduğu kadar hayatta kalanlar için adalet sağlama yolunda da önemli bir adım.

Ülkemiz şu anda dünyanın en büyük Ezidi diasporası durumunda. Bugünkü oylama onların yorulmak bilmez çabaları sayesinde.”

Taslakta ne vardı?

Rudaw haber sitesinin haberine göre, Almanya Federal Meclisi’nin kabul ettiği taslak metinde, “Alman Parlamentosu, IŞİD adlı örgütün Irak ve Suriye’de işlediği suçların kurbanlarını saygıyla anıyor. Ayrıca, IŞİD terör örgütünün yüz binlerce insana çektirdiği acıları kabul ediyor” deniliyordu.

IŞİD’in Ezidilere saldırma amacına değinen taslakta, “IŞİD’in amacı Ezidi toplumunu yok etmekti. Özellikle 2014 yılında 5 bini aşkın Ezidi IŞİD işkencesine maruz kaldı ve vahşice öldürüldü” ifadelerine yer veriliyordu.

IŞİD’in Ağustos 2014’te Şengal’e yaptığı saldırıya değinilen taslakta, “Ezidilerin dinlerini değiştirmeye zorlandığına, buna direndiklerinde ise idam edildiklerine veya zorla köleleştirildiklerine, erkek çocukların Kuran okullarında eğitildiğine, çocuk asker olarak alındıklarına veya intihar bombacısı olarak kullanıldıklarına” atıfta bulunuluyordu.

Ezidi kadınların durumuna ve yaşadıklarına da değinilen taslak metinde, “Kadın, sadece Ezidi kadın ve erkekleri arasında savunulduğundan, aynı şekilde Ezidi toplumu Ezidi bir anne ve babadan olmayan çocukları kabul etmediğinden IŞİD, Ezidi toplumunu küçük düşürmek amacıyla, Kürt Ezidi kadınlara kasıtlı olarak cinsel şiddet uyguladı” deniliyordu:

“Kadınların kaçırılması, köleleştirilmesi ve onlara tecavüz edilmesi IŞİD tarafından en başından beri Ezidilerin bütünlüğünü nesiller boyunca yok etmek için sistematik olarak kullanıldı.”

Ezidi Soykırımı

Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Irak’taki Ezidiler’e yönelik 3 Ağustos 2014’te gerçekleştirmiş olduğu katliamlar silsilesi (Ezidilerin deyimiyle 73. Ferman) Birleşmiş Milletlerce soykırım olarak kabul edildi.

Soykırımda Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki Ezidi kadınlar ve kız çocukları IŞİD mensupları tarafından cinsel köleliğe zorlandı, erkekler sürgün edildi ve binlercesi topluca infaz edildi.

Birçoğu Sincar’da olmak üzere toplamda yaklaşık 5 bin kişinin öldürüldüğü 10 bine yakın kişinin ise esir düştüğü biliniyor.

Ezidi Kürtleri Kurtarma Ofisi verilerine göre, 1500 Ezidi Kürt kurşuna dizildi.

Şu ana kadar örgüt tarafından kaçırılan 3 bin 100 kişi kurtarıldı. Hala yaklaşık 2 bin 700 kişiden hiçbir haber alınamıyor.

Soykırım 2014’te Peşmerge’nin IŞİD saldırıları sonucunda geri çekilmesinden sonra başladı. IŞİD’in Ezidilere yönelik katliamı uluslararası toplumda geniş yer buldu ve tepki olarak ABD, IŞİD’e yönelik hava saldırılarına başladı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Avustralya, Sincar Dağları’na kaçan Ezîdîlere uçaklarla acil yardımlar yaptı ve Ezidileri savunmaya giden Peşmerge, PKK ve YPG güçlerine silah desteği sağladı.

IŞİD’in Ezidi nüfusa yönelik eylemleri yaklaşık 500 bin mülteciye ve binlerce kişinin ölümüne veya kaçırılmasına sebep oldu. Soykırım özellikle Almanya’daki diğer Ezidi topluluklarını da etkiledi.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi 2019’da 3 Ağustos’u “Ezidi Soykırım Günü” ilan etti.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

IŞİD’den Kerkük’te Bombalı Saldırı: 9 Polis Yaşamını Yitirdi

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Irak’ın Kerkük kentinin güneyinde bulunan federal polis gücüne yönelik düzenlediği bombalı saldırıda aralarında bir subayın da bulunduğu dokuz polisin yaşamını yitirdiği duyuruldu.

Kerkük Polisi Müdürlüğü Basın Sorumlusu Amir Nuri, Anadolu Ajansı’na (AA) yaptığı açıklamada, IŞİD’in Kerkük’ün güneyinde bulunan Irak federal polis gücüne yönelik saldırı düzenlediğini söyledi.

Nuri, kentin güneyindeki Rıyad Nahiyesi yakınlarında, IŞİD’in daha önce yola yerleştirdiği bomba düzeneğini, federal polis gücüne ait aracın geçtiği sırada uzaktan kumandayla patlattığını açıkladı.

Saldırıda aralarında bir subayın da bulunduğu dokuz polisin öldüğünü belirten Nuri, saldırı sonrası bölgede operasyon başlatıldığını söyledi.

Euronews’ün Reuters haber ajansından aktardığına göre, saldırı kentin 30 kilometre güneyindeki Safra köyünde gerçekleşti.

AFP haber ajansı ise bombalı saldırının ardından silahlarla doğrudan saldırı düzenlendiğini aktardı. Ajansa konuşan federal polis gücünden bir yetkili faillerden birinin öldürüldüğünü, diğerlerinin arandığını kaydetti.

IŞİD, Haziran 2014’te Irak’ın Musul, Salahaddin ve Enbar vilayetlerinin tamamı ile Diyala ve Kerkük vilayetlerinin bir kısmını ele geçirmiş, söz konusu bölgeler yıllar içinde örgütten geri alınmıştı.

Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, 9 Aralık 2017’de örgüte karşı zafer kazanıldığını duyurmuştu.

IŞİD’in bölgeden çıkarılması ve kentlerin geri alınmasının üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen örgütün özellikle Kerkük, Diyala, Musul, Salahaddin ve Enbar vilayetlerinin kırsal bölgelerindeki saldırıları sürüyor.

Paylaşın

IŞİD’in Geri Dönme Olasılığı Gerçekten Var Mı?

Yıllardır süren hava saldırıları ve örgüt liderlerine yönelik nokta atışı operasyonlara rağmen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tehdidi ortadan kalkmış değil. Peki IŞİD’in güçlü bir şekilde geri dönme olasılığı gerçekten var mı?

Türkiye’nin Suriye’de yeni bir kara harekatı düzenlemesi beklenirken ABD’den böyle bir operasyonun IŞİD’le mücadeleye zarar vereceği uyarısı geldi. Salı günü yaptığı açıklamada Pentagon sözcüsü Patrick Ryder, Türkiye’nin olası operasyonunun IŞİD’le mücadelede elde edilen kazanımları “ciddi şekilde tehlikeye atacağını” söyledi.

Çarşamba ise mevkidaşı Hulusi Akar’la telefonda görüşen ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, “Türkiye’nin Suriye’de yeni bir askeri operasyon düzenlemesine güçlü karşıtlığını” dile getirdi.

Peki IŞİD’le mücadele ne durumda? ABD yönetiminin Ankara’ya itirazının altında ne yatıyor?

DW Türkçe’den Muhammed Kafadar’a konuşan Washington Enstitüsü’nden terörle mücadele uzmanı Devorah Margolin’e göre IŞİD halen Suriye’nin orta ve kuzeydoğusunda aktif.

“Sadece 2022’de Suriye’deki 251 saldırıyı üstlendiler” diyen Margolin, Ocak ayında IŞİD’in Haseke hapishanesinde tutuklu üyelerini kaçırmak için düzenlediği baskına dikkat çekti. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki hapishanede 3000 kadar IŞİD’li tutuluyordu. Baskın sonucu çıkan çatışmada yüzlerce kişi öldü. Hapishane Türkiye sınırına yaklaşık 80 kilometre mesafede.

SDG’nin öncelikleri değişiyor

SDG’nin ana gövdesini ise Türkiye’nin PKK’nın uzantısı olarak gördüğü ve terör örgütü kabul ettiği YPG oluşturuyor. “Eğer Türkiye, Kürtlerin kontrolündeki alanlara saldırırsa SDG önceliklerini değiştirmek zorunda kalacaktır” diyen Margolin, IŞİD tutuklularının bulunduğu tesisleri koruyan güçlerin başka yerlere kaydırılması durumunda söz konusu hapishane ve kampların yeni baskınlara karşı savunmasız kalacağını savundu.

Margolin’e göre bu senaryo halihazırda yaşanıyor:

“Türkiye’nin devam eden hava saldırıları, SDG ve ABD’nin ortak devriyelerinin sayısında azalmaya yol açtı. Olası sonuçlarını şimdiden görüyoruz. SDG güçlerini kaydırdığı için daha az devriye yapılıyor.”

SDG komutanı Mazlum Abdi, “Türkiye’nin hava saldırıları yüzünden ABD liderliğindeki koalisyon ile sürdürdükleri IŞİD karşıtı operasyonları durdurduklarını” söylemişti. Pentagon sözcüsü Ryder da Salı günü SDG devriyeleri sınırlandırdığından kendilerinin katılımının da azaldığını açıklamıştı.

ABD askeri Suriye’de ne yapıyor?

Amerikan ordusunun Suriye’nin kuzeyindeki topraklarda 900 kadar asker bulundurduğu biliniyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council’den Thomas Warrick, bu birliklerin temel misyonuna ilişkin “Temelde SDG’lilere eğitim ve teknik destek sağlıyorlar. Öncelikleri SDG ile ilişkileri geliştirmek. IŞİD’e karşı çatışmalara dahil olmuyorlar” değerlendirmesini yaptı.

Yine de ABD güçleri geçtiğimiz aylarda bazıları Türk askerinin kontrolündeki bölgeler içinde olmak üzere IŞİD liderlerinin yakalanmasına yönelik operasyonlar düzenledi.

Bu arada bölgede sadece asker değil, Amerikalı sivil personel de bulunuyor. ABD iç güvenlik ve dışişleri bakanlıklarında çeşitli görevler yapmış olan Warrick, “ABD’li diplomatlar SDG’li yetkililerle temas halinde, bölgeye giderek görüşmeler yürütüyorlar. Benzer şekilde insani yardım programları için de gidip gelenler var. Bunlar SDG ile değil, yerel yardım gruplarıyla irtibat halinde” dedi.

ABD’nin hafta ortasında diplomatlar dahil bölgedeki sivil personelini Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’e tahliye ettiği iddia edilmişti. Bu gelişmeye dair Warrick, “Askeri tehdit varsa siviller bölgeden çıkarılmış olabilir. ABD’nin isteyeceği son şey bir Amerikalı sivil ya da askerin Türkiye tarafının ateşiyle ölmesi olur. Bu Türkiye’nin de çıkarına olmaz” yorumunu yaptı.

IŞID tehdidi neden bitmiyor?

Yıllardır süren hava saldırıları ve örgüt liderlerine yönelik nokta atışı operasyonlara rağmen IŞİD tehdidi ortadan kalkmış değil. Uzmanlara göre, Avrupa başta olmak üzere Batılı ülkelerin politikaları bunda rol oynuyor.

Thomas Warrick, “IŞİD bölgesel kontrolünü kaybetse de geri dönmeye çalışıyor. Belirli bir alanı kontrol etmiyorlar ancak kuzeydoğu Suriye’de varlıkları sürüyor. Ağları, siviller üzerinde etkileri var” dedi.

Temel problem ise binlerce savaşçı ve yakınlarının tutulduğu hapishane ve kamplar. Warrick, “IŞID’li binlerce savaşçının eşleri ve çocukları SDG kontrolündeki El-Hol kampında tutuluyor. Kamptaki çocukların radikalleşmeye devam ettiği yönünde farklı kaynakların raporları var. Birçok ülke, özellikle Avrupa’nın oradaki vatandaşlarını geri almakta isteksiz olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

“IŞİD’in geri dönebilme riski var” diye ekleyen Warrick, “Özellikle hapishanedeki üyelerini kaçırmakla ilgililer” görüşünü aktardı. Kamplardaki yabancı savaşçı ve yakınlarını kendi ülkelerinde hapsetmek için yeterli kanıt bulamayan Avrupa ülkelerinin, geri alırlarsa “kısa sürede serbest kalmalarından endişe ettiğini” söyleyen Warrick, “Bu yüzden SDG’nin onları Suriye’de tutmasını istiyorlar” dedi.

Hapishane ve gözaltı merkezlerinde aktifler

IŞİD’in SDG kontrolündeki hapishane ve gözaltı merkezlerinde aktif olduğunu kaydeden Margolin de buralarda yaşanan ölümcül şiddet olaylarına ve bunun etkilerine dikkat çekti. El-Hol’de yalnızca bu yıl en az 100 ölüm vakası yaşandı. ABD ve ortaklarının IŞİD karşıtı çabalarının sadece askeri operasyonlarla sınırlı olmadığını kaydeden Margolin, “Bu çabalar, diğer ülkeleri vatandaşlarını geri almaya teşvik ederek kuzeydoğu Suriye’de gözaltında bulunan IŞİD’lilerin sayısını azaltmayı da içeriyor” dedi.

Paylaşın

IŞİD Lideri el-Kureyşi’nin Öldürüldüğü Duyuruldu

IŞİD, liderleri Iraklı Ebu Hasan el-Haşimi el-Kureyşi’nin “Allah’ın düşmanlarıyla savaşırken” öldürüldüğünü duyurdu. Sözcü, yayınladığı sesli mesajında liderlerinin nasıl öldüğüne dair detay paylaşmadı. 

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), liderleri Iraklı Ebu Hasan el-Haşimi el-Kureyşi’nin “Allah’ın düşmanlarıyla savaşırken” öldürüldüğünü duyurdu.

IŞİD sözcüsü, yayınladığı sesli bir mesajda “Müslümanların yeni halifesi” olarak tanımladığı liderlik rolüne Ebu el-Hüseyin el-Hüseyni el-Kureyşi’nin atandığını duyurdu.

Grubun sözcüsü Ebu Ömer el-Muhacir, yayınladığı sesli mesajında ​​Iraklı liderlerinin nasıl öldüğüne dair detay paylaşmadı.

IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi’nin 2014’te Irak ve Suriye’de ‘halifelik’ ilan ettikten sonra Ekim 2019’da İdlib’deki bir ABD operasyonunda öldürülmesinin ardından örgütün lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi olmuştu.

Bağdadi’nin yerine geçen Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi ise şubat ayında ABD özel kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeybatısında düzenlediği bir operasyonda öldürülmüştü. Yeni liderin Ebu Hasan el-Haşimi el Kureyşi olduğu açıklanmıştı.

Kureyşi’nin, geçtiğimiz mayıs ayında Türkiye’de yakalandığı öne sürülmüştü. Fransız haber ajansı AFP, haberi üst düzey bir Türk yetkiliye dayandırmıştı. Ancak iddia resmi kaynaklardan teyit edilmemişti.

Paylaşın

Afrin Ve Azez Yakınlarında IŞİD’e Yönelik Özel Operasyon: 20 Ölü

Rusya ve Suriye askerleri birimlerinin, Şam’da bir otobüsü havaya uçuran Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarını ortadan kaldırmaya yönelik özel operasyon düzenlediği, operasyonda 20 IŞİD militanın etkisiz hale getirildiği duyuruldu.

Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Oleg Yegorov, dünkü basın toplantısında Rus ve Suriyeli askerlerin geçenlerde Şam ilinde bir otobüsü havaya uçuran IŞİD militanlarını ortadan kaldırmaya yönelik özel operasyon düzenlediğini, operasyon sonucu 20 militanın etkisiz hale getirildiğini belirtti.

Sputnik Türkçe‘de yer alan habere göre; Tuğgeneral Yegorov, Rus askeri grubunun, Suriye devlet güvenlik birimleri ve silahlı kuvvetleriyle etkileşim halinde Suriye’nin güneyindeki Der’a eyaletindeki Jasim yerleşiminde, 13 Ekim’de Suriyeli askerlerin bulunduğu otobüsün havaya uçurularak gerçekleştirilen, 19 kişinin hayatını kaybettiği ve 22 kişinin yaralandığı terör saldırısından sorumlu IŞİD militanlarını ortadan kaldırmaya yönelik özel operasyon düzenlediğini, operasyon sonucu 20 militanın etkisiz hale getirildiğini aktardı.

“Rus Hava-Uzay Kuvvetleri Suriye’deki militan hazırlama kampını vurdu”

Suriye’deki Rus Hava-Uzay Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda, Afrin ve Azez yerleşimlerinin bulunduğu bölgede militan hazırlama kampını ve yasadışı silahlı oluşumlarının komuta merkezine vurduğunu ifade eden Yegorov, şöyle konuştu:

Rus Hava-Uzay Kuvvetleri, uluslararası terör örgütlerine karşı koymak amacıyla Katma yerleşiminin 1.3 kilometre kuzeydoğusundaki bir militan eğitim kampına ve Azez yerleşiminin 2.2 kilometre batısındaki alanda yer alan yasadışı silahlı birlik komuta merkezine hava saldırısı düzenledi. 100’e kadar radikal, komuta merkezi, silah, mühimmat ve malzeme depoları, kamp karargahının yanı sıra ağır makineli tüfeklerle donatılmış 15’e yakın otomobil imha edildi.

Paylaşın

’10 Ekim Katliamı’nın 7. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD), sendikalar, sivil toplum örgütleri ve muhalefet partilerinin ortaklaşa düzenlediği Ankara Barış Mitingi’ne düzenlediği canlı bomba saldırısında 104 kişi yaşamını yitirmiş onlarca insan da yaralanmıştı.

Katliamın 7. yılında, bugün Ankara’da düzenlenen anma öncesi hayatını kaybedenlerin ve yaralananların yakınları, siyasi parti temsilcileri ve meslek örgütleri sabah saatlerinde Ankara Garı önünde toplanmaya başladı.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın aktardığına göre Tandoğan Meydanı tarafından Ankara Garı önüne gitmek için bir araya gelenleri ve basın mensuplarını engelleyen polis, aile yakınları haricinde alana girişlere izin verilmeyeceğini söyledi.

Polis gazetecilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişiyi alandan uzaklaştırmaya çalıştı. Edinilen bilgiye göre alana giriş sırasındaki polis yaklaşık 20 kişiyi gözaltına aldı.

Kitle, Ankara Garı önünde anma için bir araya geldi. Burada, katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri okundu.

Hayatını kaybedenlerin aileleri tarafından yapılan açıklamada, anmaya dahi izin verilmemesine tepki gösterildi. Yaşananlara tepki gösterilerek, hesap sorulacağı vurgusu yapıldı.

Anmaya Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve Milletvekili Oya Ersoy, CHP Milletvekilleri Ali Mahir Başarır, Ali Haydar Hakverdi ve Veli Ağbaba da katıldı. Ayrıca, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da anmada yer aldı.

10 Ekim Katliamı

Ankara, Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen Barış Mitingine 10 Ekim 2015’te, saat 10:04 civarında intihar saldırısı düzenlendi. Olay yerinde 69 kişi, toplam 103 kişi ve iki saldırgan hayatını kaybetti.

Öldürülen barış mitingi katılımcılarının isimleri şöyle:

Abdülkadir Uyan, Metin Kürklü, Gökhan Akman, Orhan Işıktaş, Gülhan Karlı Elmascan, Yılmaz Elmascan, Nevzat Sayan, Bilgen Parlak, Hacı Kıvrak, Rıdvan Akgül, Rıdvan Akgül, Hacı Mehmet Şah Esin, Gökmen Dalmaç, Elif Kanlıoğlu, Hakan Dursun Akalın, Ercan Adsız, Ayşe Deniz, Berna Koç, Fatma Esen, Gülbahar Aydeniz, Eren Akın, Canberk Bakış, Tayfun Benol, Nizamettin Bağcı, Kasım Otur,

Başak Sidar Çevik, Nilgün Çevik, Resul Yanar, Mehmet Ali Kılıç, Tekin Arslan, Sezen Vurmaz, Dilaver Karharman,  Onur Tan, Umut Tan, Sarıgül Tüylü, Dilan Sarıkaya, Ali Kitapçı, İsmail Kızılçay, Muhammet Demir, Korkmaz Tedik, Veysel Atılgan, İbrahim Atılgan, Emine Ercan, Kübra Meltem Mollaoğlu, Meryem Bulut, Seyhan Yaylagül, Ebru Mavi, Ali Deniz Uzatmaz, Ziya Saygın,

Vahdettin Özgan, Cemal Avşar, Ahmet Katurlu, Selim Örs, Azize Onat, Dicle Deli, Güney Doğan, Binali Korkmaz, Mehmet Zakir Karabulut, Leyla Çiçek, Metin Peşman, Mesut Mak, Adil Gür, Gökhan Gökbönü, Şebnem Yurtman, Osman Turan Bozacı, İdil Güneyi, Abdullah Erol, Mehmet Hayta, Özver Gökhan Arpaçay, Şirin Kılıçalp, Uygar Coşgun, Ahmed Alkhadi, Nurullah Erdoğan, Gözde Arslan, Aycan Kaya, Yunus Delice,

Sevgi Öztekin, Mehmet Tevfik Dalgıç, Sevim Şinik, Emin Aydemir, Fatma Karabulut, Ramazan Tunç, Erol Ekici, Feyyat Deniz, Necla Duran, Osman Ervasa, Ramazan Çalışkan, Vedat Erkan, Abdülbari Şenci, Niyazi Büyüksütçü, Gazi Güray, Sabri Elmas, Erhan Avcı, Ümit Seylan, Serdar Ben, Nevzat Özbilgi, Hasan Baykara, Fatma Batur, Bedriye Batur, Ata Önder Atabay, Mustafa Budak, Ağa Bayar.

Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016’da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı’nın verdiği ifade edildi.

İddianamede, Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. İddianamede, Balı’nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında “birden çok kasten öldürme” suçundan 100’er kez ağırlaştırılmış müebbet, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi.

Saldırıyla ilgili dava, 7 Kasım 2016’da başladı, halen sürüyor. Öldürülenlerin aileleri her ayın 10’unda garın önünde anma yapıyor.

 

Paylaşın

AİHM, IŞİD’e Katılan 2 Vatandaşının Geri Dönüşünü Reddeden Fransa’yı Suçlu Buldu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Büyük Dairesi, Fransa’nın, Irak-Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) katılan ve Suriye’deki kamplarda tutulan iki vatandaşının ülkelerine dönmesini reddetmesinden dolayı “insan hakları ihlalinde bulunduğuna” hükmetti.

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre, AİHM’in 17 yargıçtan oluşan Büyük Dairesi, iki Fransız vatandaşının ailelerinin yaptığı başvuruda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 4. numaralı protokolünün, 3. maddesinin 1. fıkrasının Fransa tarafından ihlal edildiği görüşüne vardı.

Bu protokolün ilgili maddesi, “AİHS’ne taraf hiç bir ülkenin vatandaşının ülkesi topraklarına sokulmamasını” yasaklıyor.

Fransa’ya dönmek isteyenler için bu dava emsal olabilir

Bu dava Fransa’dan Suriye, Irak veya başka bölgelere savaşmak için gidip Fransa izin vermediği için dönemeyen vatandaşların ülkeye dönüşü için içtihat oluşturması açısından da önem taşıyor.

AİHM’in ilgili dairesi, davanın “hukuken karışık” olduğunu gerekçe göstererek kendi yargılama hakkından feragat ederek, 2019 ve 2020 yılında yapılan başvuruları genelde temyiz duruşmalarına bakan Büyük Daire’ye göndermişti.

Büyük Daire’de 2021 yılında yapılan duruşmaya Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi müdahil taraf olarak katılmış ve sunduğu savunmasında Fransa’yı suçlamıştı.

Başvuruyu yapanlar, ayrıca yakınlarının Fransa’ya girişine izin vermeyerek, Paris’in AİHS’nin işkence ve kötü muamelenin yasaklanmasıyla ilgili 3. maddesini de ihlal ettiği şikayetinde bulunmuştu. Büyük Daire, bu şikayeti ise değerlendirmedi.

Büyük Daire, Fransız yargı makamlarının daha önce verdiği ülkeye girişlerine izin verilmeyen vatandaşlarla ilgili kararları yeniden değerlendirmesine hükmetti.

Kızları Irak-Şam İslam Devleti’ne katılan iki Fransız aile, kızlarının üç torunlarıyla birlikte Fransa’ya geri dönmeleri için Fransız makamlarına başvuruda bulunmuştu. Taleplerinin reddedilmesi üzerine aileler kararı AİHM’e taşımıştı.

AİHM ayrıca, başvurunun yeniden değerlendirilmesinin yanı sıra, Fransa’nın başvuru yapan iki aileye mahkeme masrafları için 18 bin ve 13 bin 200 euro ödemesine karar verdi.

Fransız  mahkemeleri başvuru yapanları geri çevirmişti

Kararın açıklandığı oturumda Fransa’nın Avrupa Konseyi Büyükelçisi’nin yanı sıra Danimarka, İsveç, İngiltere ve İspanya gibi çeşitli ülke temsilcileri de hazır bulundu. Bu ülkeler de Suriye’de bulunan vatandaşlarının geri dönüşlerine izin vermiyor.

Paris İdari Mahkemesi ve Danıştay, 2020 yılında kendilerine yapılan başvuruyu kabul etmemişti.

Fransız hükümeti uzun süredir IŞİD’e katılanların ve ailelerinin yerel mahkemelerde yargılanması gerektiğini belirterek, geri dönüşlerini reddediyor.

Avrupa ülkelerinde IŞİD üyesi olmak için Orta Doğu’ya seyahat edenlerin geri dönüşleri konusunda kamuoyu genel anlamda tepkili. İnsan hakları savunucuları ise IŞİD militanlarının tutulduğu kamplarda kalan çocukların durumundan endişe duyuyor ve en kısa sürede geri getirilmeleri çağrısında bulunuyor.

Paylaşın