İnsanlar, 100 Yıl Sonra Ortalama Ne Kadar Yaşayacak?

Uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek, hayallerini gerçekleştirmek, seyahat etmek, rahat bir emeklilik geçirmek ve çocuklarının büyümesini izlemek için çoğu insanın hedefidir.

Haber Merkezi / Hayat, onu istenilenden daha kısa kesebilecek tehlikelerle dolu olsa da, ortalama insan ömrü artmaya devam ediyor. Peki, şu ankinden daha da fazla artabilir mi?

Günümüzde küresel ortalama yaşam süresi yaklaşık 73 – 77 yıl arasında değişiyor. 20. yüzyılın başında bu süre 30 – 40 yıl civarındayken, tıbbi ilerlemeler (aşılar, antibiyotikler, sağlık hizmetleri) sayesinde önemli bir artış yaşandı.

Bilim insanları, 2100 yılında ortalama yaşam süresinin 100 yıla ulaşabileceğini öngörüyor. Bu tahmin, genetik mühendislik, biyoteknoloji, yapay zeka destekli sağlık sistemleri ve kronik hastalıkların (kanser, kalp hastalıkları) daha etkili tedavileri gibi yeniliklere dayanıyor. Örneğin, 2050’de ortalama yaşam süresinin 88 yıla çıkacağı öngörülüyor.

Bazı bilim insanları, insan ömrünün biyolojik bir sınırı olduğunu ve bu sınırın 122 yıl civarında olduğunu düşünüyor (örneğin, Jeanne Calment’in rekoru). Ancak, genetik düzenlemeler ve yaşlanma karşıtı teknolojiler (örneğin, rapamisin gibi bileşikler) bu sınırı zorlayabilir. Bilim insanları, 2100’e kadar 130 yaşına ulaşan bireylerin görülebileceğini öne sürüyor.

Olumlu faktörler:

Tıbbi ilerlemeler: Kanser, Alzheimer ve diyabet gibi hastalıkların tedavisi gelişebilir.
Yaşam tarzı: Akdeniz diyeti, düzenli egzersiz ve stres yönetimi gibi faktörler yaşam süresini uzatıyor.
Küresel ısınma: Bazı kaynaklar, sıcak iklimlerin uzun yaşamla ilişkili olabileceğini belirtiyor.

Olumsuz Faktörler:

Sağlık harcamaları: Uzayan yaşam, yaşlı nüfusun artmasıyla sağlık harcamalarını artırabilir.
Çevresel sorunlar: Hava kirliliği ve iklim değişikliği yaşam süresini olumsuz etkileyebilir.
Eşitsizlikler: Gelir düzeyi ve sağlık hizmetlerine erişim, yaşam süresinde farklılıklara yol açabilir.

Fütüristik tahminler: Bazı iyimser görüşler, 2080’de ortalama yaşam süresinin 135 yıla ulaşabileceğini öne sürüyor.

Sonuç olarak; 2125 yılında ortalama yaşam süresi, teknolojik ve tıbbi gelişmelere bağlı olarak muhtemelen 100 – 130 yıl arasında olacağı tahmin ediliyor. Ancak bu, genetik, çevresel ve sosyoekonomik faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Sağlıklı yaşam tarzı, biyoteknoloji ve yapay zeka destekli sağlık sistemleri bu süreyi artırabilir, ancak biyolojik sınırlar ve çevresel zorluklar hala belirleyici olacaktır.

Paylaşın

Uzun ve Mutlu Bir Hayat İçin ‘Dokuz Alışkanlık’

ABD’li uzmanlar, daha uzun ve mutlu bir hayat yaşamayı sağlayacak 9 önemli alışkanlığı paylaştı. Uzmanlar, uyku düzeninin, egzersizin ve stresten uzak durmanın önemini vurguladı.

Önde gelen yayın kuruluşlarından CNN’e konuşan Minnesota Üniversitesi’nden William Roberts, “sağlığı etkileyen iyi ve kötü alışkanlıkların etkisinin zamanla ortaya çıktığına” dikkat çekti.

CNN’in tıp analisti Leana Wen de egzersizin ve düzenli muayenenin, kötü alışkanlıkları değiştirmek için iyi bir başlangıç noktası olduğunu vurguladı.

İşte uzmanların kazanılmasını tavsiye ettiği 9 alışkanlık:

1 – Düzenli muayene olun

Wen, düzenli muayenenin ciddi hastalıklara karşı önlem almakta etkili olduğunu belirterek, “Örneğin, muayenede diyabet başlangıcınız olduğu ortaya çıkarsa, bunun diyabete dönüşmesini önlemek için adım atabilirsiniz” dedi.

Analist, düzenli muayenelerin iyi bir hasta-doktor ilişkisi sağlanması için de önemli olduğunu belirtti.

2 – Sürekli fiziksel aktivite yapın

Uzmanlar, düzenli egzersizin diyabet, obezite, kalp hastalığı ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini azalttığını söyledi.

New York Üniversitesi’nden Nieca Goldberg, “Düzenli aerobik egzersizin daha uzun yaşamayı ve geç yaşta bilişsel fonksiyonların sağlam kalmasını sağladığını gösteren epey araştırma var” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü, yetişkinlerin haftada en az 150 dakika orta ve ileri seviyede egzersiz yapmasını öneriyor.

3 – Vücut kitle indeksine dikkat edin

Vücut kitle indeksi, kişinin boy ve kilo ölçümünden yola çıkarak vücuttaki tahmini yağ oranını gösteren ve sağlıklı kilonun belirlenmesini sağlayan bir sistem.

2018’de yapılan bir çalışmada, vücut kitle indeksi sonuçları sağlıklı seviyede olan kişilerin ömürlerinin 10 yıl daha uzayabileceği belirtilmişti. Ayrıca bunun kanser ve kardiyovasküler rahatsızlıkların oluşma riskini düşürdüğü de ifade edilmişti.

4 – Düzgün beslenin

Uzmanlar, kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinin azaltılması gerektiğini belirterek, bunun yerine sebze ağırlıklı beslenmenin önemini vurguladı.

Goldberg, bitki bazlı gıdaların antioksidan üretimi sağladığına, bunun da strese ve yaşlanmaya karşı koruyucu etkisi olduğuna dikkat çekti.

Şubatta yayımlanan bir çalışmada, bu şekilde beslenmeye başlayan 20 yaşındaki bir kadının ömrünün en az 10 yıl, aynı yaştaki bir erkeğinse 13 yıl uzayabileceği ortaya konmuştu.

5 – Akıl sağlığınıza özen gösterin

Wen, akıl sağlığının genelde fiziksel sağlığa kıyasla ikinci plana atıldığını fakat kişinin genel sağlığına önemli etkisi olduğunu söyledi.

Stres ve kaygının yemek seçimlerini etkilediğini, alkol tüketimini artırdığını ve uyku düzenini bozduğunu belirten uzmanlar, günde 15 dakikalık derin nefes egzersiziyle akıl sağlığının korunabileceğini ifade etti.

6 – Uykuya dikkat

Goldberg, günde 7 saatten az uyuyan kişilerde stres ve yüksek tansiyon riskinin artma eğilimi gösterdiğini söyledi.

Uzmanlar, düzenli egzersizin yanı sıra yatak odasının karanlık ve sessiz olmasının da uyku hijyeni açısından önemli olduğunu belirtti.

7 – Alkolü azaltın

Aşırı alkol tüketiminin kan şekerini yükseltip kilo alımına neden olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bunun kalp rahatsızlıklarına da yol açabileceğini ifade etti.

2020’de yapılan bir çalışmada, aşırı alkol tüketiminden kaçınmanın kardiyovasküler hastalıklara, kansere ve diyabete yakalanma riskini azalttığı tespit edilmişti.

8 – Sigarayı bırakın

Wen, sigaranın sadece akciğer kanseri değil meme kanserini de tetikleyebileceğine dikkat çekerek, bunun kişinin yaşam kalitesini düşüren önemli faktörlerden biri olduğunu belirtti.

9 – Güçlü ilişkiler oluşturun

Uzmanlar, pozitif duygular sağlayan yakın ilişkilerin stresi azalttığı gibi mutluluk ve huzuru artırdığını söyledi.

Harvard Üniversitesi’nde yayımlanan bir çalışma, arkadaşlarıyla, ailesiyle ve içinde yaşadığı topluluktaki kişilerle tatmin edici ilişkiler kuranların, depresyona girme ve hastalanma oranlarının daha az olduğunu gösteriyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın