Gazze Şeridi’nde 15 Ay Sonra Ateşkes Sağlandı

İsrail ile Hamas’ın Gazze Şeridi’nde 15 aydır devam eden çatışmaları sona erdirmek için ateşkes anlaşmasına vardığı bildirildi. Anlaşma, Gazze’yi harap eden savaşı sona erdirmek için önemli bir adım olarak görülüyor.

Haber Merkezi / Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 62 artarak 46 bin 707’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 153 artarak 110 bin 265’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Savaş, Gazze’de geniş bir bölgeyi dümdüz etti. Gazze Şeridi’nin 2,3 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ını yerlerinden edildi, birçoğu da birden fazla kez kaçmak zorunda kaldı. Yüzbinlerce kişi, yiyecek ve diğer temel ihtiyaçlara sınırlı erişimle sahil boyunca yayılan çadır kamplarda toplanmış durumda.

Anlaşma neleri içeriyor?

ABD Başkanı Joe Biden’ın hazırladığı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) onaylanan üç aşamalı anlaşmanın ilk ayağında rehine-mahkum takası bulunuyor. Altı hafta sürecek bu ilk aşamada Hamas, Gazze Şeridi’ndeki 33 rehineyi teslim edecek, İsrail tarafı da müebbet hapis cezasına çarptırılmış yüzlerce Filistinliyi gönderecek.

42 gün devam edecek bu aşama sırasında İsrail, Gazze Şeridi’nde insanların yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki birliklerini geri çekecek. Evlerinden edilmiş Filistinliler, mahallelerine dönecek ve Gazze Şeridi’ne her gün 600 kamyon yardım malzemesi ulaştırılacak.

İkinci aşamadaki görüşmeler, henüz birinci aşamanın vaatleri yerine getirildiği sıra gerçekleştirilecek. Taslağa göre Hamas, İsrail’in Gazze Şeridi’nden tam anlamıyla geri çekilmesine karşılık olarak kalan rehineleri teslim edecek. Bu yerler arasında Philadelphi ve Netzarim koridorları da bulunuyor.

Hamas, İsrail Gazze’den çekilmediği sürece rehineleri bırakmamayı, Başbakan Netanyahu da Hamas sona erene kadar savaşın devam edeceğini söylüyordu. AP’nin haberinde, Gazze’de alternatif bir yönetim şekli benimsenmediği sürece Hamas’ın kontrolü elinde tutmaya devam edeceği öngörüsünde bulunuluyor.

Son olarak üçüncü aşamada, Hamas hayatını kaybeden rehinelerin cesetlerini İsrail’e iade edecek ve Gazze’nin yeniden inşasına başlanacak.

Paylaşın

İsrail, Hamas Lideri Haniye’yi Tahran’da Öldürdüğünü Kabul Etti

İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, İsrail’in Hamas lideri İsmail Haniye’yi İran’da öldürdüğünü kamuoyuna açıkladı. Bu açıklama sonrası, İran ile İsrail arasındaki gerginliği daha da artırması bekleniyor.

Yemen’deki Husi liderine karşı da benzer bir eylemde bulunabileceklerini belirten İsrael Katz, “Onlara net bir mesaj iletmek istiyorum: Hamas’ı yendik, Hizbullah’ı yendik, İran’ın savunma sistemlerini kör ettik ve üretim sistemlerine zarar verdik, Suriye’de Esad rejimini devirdik, Yemen’de ayakta kalan son terör örgütü olan Husi terör örgütüne de ağır bir darbe vuracağız” dedi.

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, İsrail’in geçen yaz Hamas’ın üst düzey liderine suikast düzenlediğini teyit ederek, Yemen’deki Husi isyancı grubun liderine karşı da benzer bir eylemde bulunma tehdidinde bulundu. Katz’ın açıklamaları, İsrail’in Temmuz ayında İran’da meydana gelen bir patlama sonucu İsmail Haniye’yi öldürdüğünü ilk kez kabul ettiği anlamına geliyor. Patlamanın arkasında İsrail’in olduğuna inanılıyordu ve liderler de daha önce İsrail’in bu olaya karıştığını ima etmişlerdi.

Katz, Pazartesi günü yaptığı bir konuşmada, Husilerin de Haniye dahil bölgedeki İran liderliğindeki ittifakın diğer üyeleriyle benzer bir kaderi paylaşacağını söyledi. “Haniye, Sinvar ve Nasrallah’a Tahran, Gazze ve Lübnan’da ne yaptıysak Hudeyde ve Sana’da da aynısını yapacağız” diyen Katz, daha önceki İsrail saldırılarında öldürülen Hamas ve Hizbullah liderlerine atıfta bulundu.

Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye, ardından yerine geçen Yahya Sinvar, askeri kanadının başı Muhammed Deif, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve en üst düzey askeri komutanı Fuad Şükr gibi üst düzey liderler bombalı saldırılarda öldürülmüştü.

Katz ayrıca İsrail’in Suriye’de Beşar Esat’ın devrilmesine yardımcı olduğunu ve İran’ın uçaksavar sistemlerini imha ettiğini de belirtti. Israel Katz, “Husiler’in stratejik altyapısını vuracağız ve liderliğin kafasını keseceğiz” dedi.

İran destekli Husiler, Cumartesi günü Tel Aviv’e düşen ve en az 16 kişinin yaralanmasına neden olan bir füze de dahil savaş boyunca İsrail’e çok sayıda füze ve insansız hava aracı fırlattı. İsrail ise savaş boyunca Yemen’de üç hava saldırısı düzenledi ve füze saldırıları durana kadar isyancı grup üzerindeki baskıyı arttırma sözü verdi.

Son olarak geçen hafta Yemen’deki Husiler’in fırlattığı bir füzenin İsrail’in merkezini hedef almasından kısa bir süre sonra İsrail bir dizi yoğun hava saldırısıyla Yemen’in isyancıların elindeki başkenti Sana’yı ve liman kenti Hudeyde’yi vurmuştu. Saldırıda en az dokuz kişinin öldüğü bildirilmişti.

Husiler, Hamas’ın İsrail’e düzenlediği ve 1200 kişinin ölümüne, 250 kişinin de rehin alınmasına yol açan saldırının ardından Ekim 2023’te Gazze Şeridi’nde başlayan İsrail-Hamas savaşından bu yana 100 kadar ticari gemiyi füze ve insansız hava araçlarıyla hedef aldı. Yerel sağlık yetkililerine göre İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları şimdiye kadar 45 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden oldu.

Husiler, İsrail’i Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü kampanyaya son vermeye zorlamak için İsrail, ABD ya da İngiltere bağlantılı gemileri hedef aldıklarını iddia ediyor. Ancak saldırıya uğrayan gemilerin birçoğunun çatışmayla çok az bağlantısı var ya da hiç bağlantısı yok, hatta bazıları İran’a gidiyor.

Husiler, aralarında sivillerin de bulunduğu 150 binden fazla insanın ölümüne neden olan geniş çaplı Yemen savaşında Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonla mücadele ediyor. Çatışma aynı zamanda dünyanın en kötü insani felaketlerinden birine yol açtı ve on binlerce kişinin daha öldüğüne inanılıyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD’den 3’ü Türkiye’de Yaşayan 6 Hamas Yetkilisine Yaptırım

ABD, 3’ü Türkiye’de yaşayan 6 Hamas yetkilisini yaptırım listesine dahil etti. Yaptırım listesine alınan kişiler, ABD’nin terör örgütü olarak tanıdığı Hamas ile bağlantılı olarak “özel olarak belirlenmiş küresel terörist” (SDGT) olarak sınıflandırıldı.

Yaptırım listesine alınan isimlerden Musa Daud Muhammed ve Salame Aziz Muhammed Mari’nin ikamet yerleri Türkiye olarak geçerken üçüncü isim Abd al Rahman Ghanimat ya da Abd al Rahman Ranimat olarak bilinen kişinin Türkiye, Batı Şeria ve Gazze’de ikamet ettiği belirtiliyor.

Türkiye’nin Hamas’a verdiği destek nedeniyle Ankara-Washington hattında gerginlik yaşanırken Katar’dan ayrılan Hamas Siyasi Büro yetkililerinin Türkiye’ye taşındığı yönündeki iddialargözleri Ankara’ya çevirmişti.

ABD Hazine Bakanlığının Terörizm ve Mali İstihbarattan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Bradley T. Smith, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadeleeri kullandı:

“Hamas’ın, terör eylemlerini gerçekleştirmesini sağlayan, örgütün yurt dışındaki çıkarlarını temsil eden, Gazze’ye para ve mal transferini koordine eden kilit role sahip yetkililere bel bağlamaya devam ettiğini” belirterek “Hazine Bakanlığı Hamas’ın ek gelir sağlama çabalarını engellemeye ve örgütün terör eylemlerini gerçekleştirmesine yardımcı olanlardan hesap sormaya devam edecektir.”

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Maliye Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (OFAC), aralarında Hamas’ın yurtdışındaki temsilcileri, askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın üst düzey bir üyesi ve örgütün para toplama çabalarına ve Gazze’ye silah kaçakçılığına destek verdiği belirtilen kişilerin bulunduğu altı üst düzey Hamas üyesini yaptırım listesine aldı.

ABD Maliye Bakanlığı’nın Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Vekili Bradley Smith, “Hamas görünüşte grup içinde meşru, halka dönük roller üstlenen, ancak terör faaliyetlerini kolaylaştıran, yurtdışındaki çıkarlarını temsil eden ve Gazze’ye para ve mal transferini koordine eden kilit yetkililere sırtını dayamaya devam ediyor” dedi.

Smith, ABD Maliye Bakanlığı’nın, “Hamas’ın ek gelir elde etme çabalarını sekteye uğratma ve grubun terör faaliyetlerini kolaylaştıranlardan hesap sorma konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü” söyledi.

3 Hamas üyesinin Türkiye’de olduğu belirtildi

Maliye Bakanlığı’nın açıklamasına göre, yaptırımlarla hedef alınanlar arasında, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın uzun süredir üyesi olan ve şu anda Türkiye’de bulunan Abdülrahman İsmail Ganimet de var. ABD Maliye Bakanlığı Ganimet’i, 1997 yılında Tel Aviv’de bir kafeye düzenlenen bombalı saldırı dahil, çok sayıda terör saldırısı ve saldırı teşebbüsüne karışmakla suçladı.

Bakanlık, Türkiye’de bulunan iki başka yetkiliyi, Gazze’de bulunan ve Hamas’ın Rusya ile yaptığı görüşmelere katılan bir üyeyi ve grup adına kamuoyuna konuşma yetkisine sahip ve daha önce Gazze’deki sınır geçişlerini denetleyen bir yöneticiyi de yaptırım listesine aldı.

Açıklamaya göre bu isimlerden Musa Davud Muhammed Akari, Hamas için Türkiye’den Gazze ve Batı Şeria’ya fon akışını kolaylaştıran Türkiye’de yerleşik üst düzey bir Hamas yetkilisi; Salama Mari de Türkiye’de yaşayan ve Hamas’a mali destek sağlayan bir Hamas yetkilisi olarak tanımlandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın günlük basın brifinginde konuşan Sözcü Matthew Miller, bugünkü yaptırımlara konu olan kişilerin, Doha’dan ayrılarak Türkiye’ye taşındığı iddia edilen Hamas liderleri olup olmadığı ile ilgili soruya ise, “Bu yaptırımlar geçen haftanın öncesinden bu yana hazırlık aşamasındaydı” dedi ve iki konu arasında bağlantı kurmayı reddederek, Türkiye’ye girdiği iddia edilen Hamas üyeleri ile ilgili haberleri doğrulamaktan kaçındı.

ABD Pazartesi günü, Türkiye’yi Hamas liderlerine ev sahipliği yapmaması konusunda uyarmış ve “vahşi bir terör örgütünün liderlerinin Türkiye gibi NATO müttefikleri dahil hiçbir yerde rahatça yaşamaması gerektiğine inandıklarını” bildirmişti.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, aralarında Halid Meşal’in de bulunduğu bazı Hamas liderleri hakkında ABD’de davalar olduğunu ve Washington’un bu kişilerin ABD’ye teslim edilmesi gerektiğini düşündüğünü de belirtmişti. Miller, “Dünyadaki her ülkeye açıkladığımız gibi Türkiye hükümetine de Hamas’la işlerin artık eskisi gibi yürüyemeyeceğini açıkça ifade edeceğiz” demişti.

Hamas İsrail, ABD ve Avrupa Birliği’nin terör örgütü listesinde yer alıyor. NATO üyesi Türkiye ise Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyor. Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı son yaptırımlar, OFAC’ın 7 Ekim 2023’ten bu yana Hamas ve destekçilerini hedef alan dokuzuncu yaptırım paketi oldu. En son 7 Ekim 2024’te Hamas’ın sahte yardım kuruluşlarını kullanması ve önde gelen uluslararası destekçilerinden biri hedef alınmıştı.

Paylaşın

ABD’den Türkiye’ye “Hamas” Uyarısı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, “Vahşi bir terör örgütünün liderlerinin Türkiye gibi NATO müttefikleri dahil hiçbir yerde rahatça yaşamaması gerektiğine inandıklarını” dedi.

Matthew Miller, “Dünyadaki her ülkeye açıkladığımız gibi Türkiye hükümetine de Hamas’la işlerin artık eskisi gibi yürüyemeyeceğini açıkça ifade edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Hamas yöneticilerinin Türkiye’ye taşındığına ilişkin iddialar, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın günlük basın brifinginde de gündeme geldi. Bakanlık Sözcüsü Matthew Miller da iddiaları doğrulamadı; ancak bunları yalanlayacak konumda olmadığını söyledi.

“Vahşi bir terör örgütünün liderlerinin Türkiye gibi NATO müttefikleri dahil hiçbir yerde rahatça yaşamaması gerektiğine inandıklarını” söyleyen Miller, “Dünyadaki her ülkeye açıkladığımız gibi Türkiye hükümetine de Hamas’la işlerin artık eskisi gibi yürüyemeyeceğini açıkça ifade edeceğiz” dedi.

Miller, aralarında Halid Meşal’in de bulunduğu bazı Hamas liderleri hakkında ABD’de davalar olduğunu ve Washington’un bu kişilerin ABD’ye teslim edilmesi gerektiğini düşündüğünü de belirtti.

İsrail’in Times of Israel gazetesi hafta sonu ismini paylaşmadığı Arap bir diplomata dayandırdığı haberinde, Hamas’ın Katar’ın başkenti Doha’da bulunan üst düzey yetkililerinin geçen hafta Ankara’ya kaçtığını iddia etmişti.

Türk diplomatik kaynaklarsa Hamas’ın siyasi büro üyelerinin zaman zaman Türkiye’yi ziyaret ettiğini; ancak büronun Türkiye’ye taşındığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Hamas da iddiaları, “(İsrail) işgalinin zaman zaman yayınlamaya çalıştığı söylentiler” ifadeleriyle reddetmişti.

Katar geçen hafta Hamas ve İsrail’e, her iki taraf da istekli ve ciddi olduğunu gösterene kadar Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasına aracılık etme çabalarını askıya alacağını söylediğini açıklamıştı. Ancak Doha, Hamas’a ülkeyi terk etmesini söylediğine dair basında çıkan haberlerin doğru olmadığını belirtmişti.

İsrail ile Hamas arasında ateşkes görüşmelerine arabuluculuk yapan Katar’ın bu görevden çekildiğini açıklamasının ardından Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed El Sani Türkiye’yi ziyaret etmişti.

NATO üyesi Türkiye, Gazze Şeridi ve Lübnan’daki saldırıları nedeniyle İsrail’i sert bir şekilde eleştiriyor ve Hamas’ı ABD ve İsrail’in aksine terör örgütü olarak tanımlamıyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

İsrail’den “Hamas’ın Üst Düzey Yetkililerinden Biri Daha Öldürüldü” Açıklaması

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF),  Hamas’ın siyasi bürosu üyesi ve Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki diğer gruplarla ilişkiler ve koordinasyon yöneticisi İzzeddin Kassab’ın öldürüldüğünü açıkladı.

Haber Merkezi / Açıklamada, İzzeddin Kassab’ın Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğü belirtildi. Açıklamada, Kassab’ın yardımcısı Ayman Ayesh’inde aynı saldırıda öldürüldüğü bilgisine yer verildi.

Açıklamada ayrıca, “Kassab önemli bir güç kaynağıydı ve rolü gereği Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki diğer gruplarla stratejik ve askeri ilişkilerinden sorumluydu. İsrail Devleti’ne karşı terör saldırılarının yürütülmesini yönetme yetkisine sahipti” ifadeleri kullanıldı.

İzzeddin Kassab’ın ölümünü doğrulayan Hamas, Kassab’ın Gazze’deki yerel grup yetkilisi olduğunu ancak karar alma organındaki siyasi ofiste yer almadığını söyledi.

Öte yandan Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 55 artarak 43 bin 259’a yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 186 artarak 101 bin 827’ye çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan raporda yer alan tahminlere göre, olası bir ateşkes sonrası Gazze’nin ekonomik verilerini 2022 yılı değerlerine ulaştırması 350 yıl sürebilir. Tahminler yapılırken Gazze ekonomisinin 2007 – 2022 arasındaki ekonomik büyüme hızı baz alındı.

Tahminlerin yapıldığı rapor BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlandı. Rapor Gazze’nin yeniden inşaası için gerekli sektörler de dahil temel hizmetlerin yaşadığı yıkımı da ortaya koydu.

Paylaşın

İsrail, Hamas Lideri Yahya Sinwar’ın Öldüğünü Açıkladı

İsrail, Dışişleri Bakanlığı, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği saldırının arkasındaki isim olan Hamas Lideri Yahya Sinwar’ın Gazze’de öldüğünü açıkladı.

Haber Merkezi / Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da Temmuz ayında öldürülmesinin ardından örgütün lideri olan Yahya Sinvar’ın Gazze’nin altında Hamas’ın inşa ettiği tünellerde saklandığı üzerinde duruluyordu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ulusa sesleniş konuşmasında, “Holokost’tan bu yana halkımızın tarihindeki en büyük katliamı gerçekleştiren, binlerce İsrailliyi öldüren ve yüzlerce vatandaşımızı kaçıran baş terörist, kahraman askerlerimiz tarafından öldürüldü” dedi.

Netanyahu, Hamas militanlarına da seslendi ve “Kim silah bırakır ve rehinelerimizi serbest bırakılırsa, gitmesine ve yaşamasına izin verilecek” ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı, Yahya Sinvar’ın Refah’ta öldürülmesinin, buraya girme kararlarının meşruluğunu da kanıtladığını savundu.

Binyamin Netanyahu açıklamalarında, sürekli savaşın devam ettiği anlamına gelen cümleler kullandı. Hamas, İsrail’in Yahya Sinvar’ın öldürüldüğünü doğrulamasıyla ilgili bir açıklama yapmadı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas hareketinden iki kaynak, hareketin çeşitli kademelerinden lideri Yahya Sinvar’ın öldürüldüğüne dair teyitler geldiğini söyledi.

Gazze dışında ikamet eden bir kaynak Hamas güvenlik yetkililerinin hareketin liderinin öldürüldüğüne dair işaretler aktardığını doğrularken, Gazze Şeridi’nden bir başka kaynak ise “haberin Gazze Şeridi’ndeki liderlere olağan güvenlik yöntemleriyle iletmeye başlandığını” belirtti.

Gazze’deki Hamas kaynakları, İsrail’in açıklamasından hemen ardından Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Günlerdir Sinvar Güvenlik Departmanı ike iletişimin kesildiğini ve bu nedenle geçtiğimiz dönemde hiçbir iletişimin saplanamadığını” dedi.

Kaynaklar, “Çevresindeki dar güvenlik çemberi ve bunun sadece 2-3 kişiyle sınırlı olması acil bilgi alınmasına engel teşkil ediyor. Sadece Sinvar’ı çevreleyen kapalı çevre onun hakkında her şeyi biliyordu ve onun başkalarıyla olan iletişiminden sorumluydu” diye konuştu.

Yahya Sinvar kimdir?

Hamas lideri Yahya Sinvar, on binlerce Filistinli’nin öldürüldüğü, Gazze’yi yerle bir eden ve Lübnan’daki müttefiki Hizbullah’a büyük kayıplar verdiren İsrail misillemesini başlatan 7 Ekim saldırılarından pişmanlık duymadığını söylemişti.

İslami gruplar üzerine araştırmalar yapan yazar Hassan Hassan’a göre Sinvar İran’ı ve Hizbullah, Yemen’deki Husiler ve Iraklı milislerden oluşan “Direniş Ekseni”nin tamamını İsrail ile çatışmaya sürükledi.

“Şimdi 7 Ekim’in etkilerini görüyoruz. Sinvar’ın giriştiği kumar işe yaramadı” diyen Hassan, Direniş Ekseni’nin asla toparlanamayabileceği görüşünde.

Hassan, “İsrail’in iki hafta içinde Hizbullah’a yaptıkları neredeyse bir yıl boyunca Gazze’de Hamas’ı geriletmeye eşdeğer. Hizbullah’ta üç liderlik kademesi ortadan kaldırıldı, askeri komuta kademesi yok edildi ve önemli lideri Hasan Nasrallah suikasta kurban gitti” dedi.

Ancak Sinvar’ın Hamas üzerindeki hakimiyeti, Gazzeliler arasındaki bazı muhalefet işaretlerine rağmen sarsılmaz bir şekilde devam etti.

Yahya Sinvar, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin Temmuz ayında Tahran ziyareti sırasında öldürülmesinin ardından İslamcı hareketin genel lideri olarak seçilmişti. İsrail, Haniye’nin öldüğü saldırıyla ilgisi olduğunu doğrulamadı.

İsrail tarafından “Kötülüğün Yüzü” olarak adlandırılan ve Gazze’nin altındaki tünellerde faaliyetlerini sürdüren Sinvar, üç Hamas yetkilisi ve bir bölge yetkilisine göre gizlilik içinde hareket ediyor, sürekli yer değiştiriyor ve dijital olmayan iletişim için güvenilir haberciler kullanıyordu. Sinvar, 7 Ekim 2023’ten beri halk arasında görülmüyordu.

Üç Hamas kaynağı, Katar ve Mısır’ın öncülüğünde aylarca süren ve rehinelerle tutukluların takas edilmesine odaklanan başarısız ateşkes görüşmelerinde Sinvar’ın tek karar verici olduğunu söylüyordu.

Sinvar’ın bir dava uğruna hem kendisinin hem de Filistin halkının çektiği acılara tahammül eşiğinin ne kadar yüksek olduğu, 2011 yılında Gazze’de kaçırılan bir İsrail askerine karşılık kendisi dahil 1027 mahkumun takas edilmesine yardımcı olduğunda ortaya çıkmıştı. Hamas’ın İsrail askerini kaçırma eylemi, İsrail’in Gazze’ye saldırmasına ve binlerce Filistinli’nin ölümüne yol açmıştı.

Sinvar’ı tanıyan bazıları Reuters’a yaptıkları açıklamalarda, Sinvar’ın kararlılığını, Gazze’deki mülteci kamplarında geçen yoksul bir çocukluk ile İsrail tarafından hapiste tutulduğu, zor şartlar altında geçen 22 yılın şekillendirdiğini söyledi.

İsimlerinin açıklanmaması kaydıyla konuşan tüm kaynaklar, rehineler ve esir takası konusunun Sinvar için son derece kişisel olduğunu söyledi. Sinvar, İsrail’de tutulan tüm Filistinli mahkumları serbest bırakma sözü vermişti.

Sinvar 1980’lerde kuruluşundaki kısa bir süre sonra Hamas’a üye oldu ve grubun tarihi Filistin topraklarında bir İslam devleti kurmayı amaçlayan ve İsrail’in varlığına karşı çıkan radikal İslamcı ideolojisini benimsedi.

Bu ideoloji İsrail’i sadece siyasi bir rakip olarak değil, Müslüman topraklarında işgalci bir güç olarak görüyor. İslami hareketler üzerine çalışan uzmanlar, bu açıdan bakıldığında, zorlukların ve acıların Sinvar ve destekçileri tarafından genellikle daha geniş bir İslami fedakarlık inancının parçası olarak yorumlandığını söylüyor.

Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Hamas yetkilisi, Sinvar için, “Onun kararlılığının ardında yatan ideoloji azmi, hedef azmi yatıyor. Çilekeş ve azla yetinen biri” tanımlaması yapıyor.

Gazzeli Wissam İbrahim, Sinvar’ın savaştan önce İsrail’in onlarca yıllık işgali sırasında Gazze’de geçirdiği çocukluğundan bahsettiğini ve bir keresinde annesinin boş Birleşmiş Milletler gıda yardımı çuvallarından giysiler yaptığını söylediğini aktardı.

Hapishanede yazdığı yarı otobiyografik romanında Sinvar, İsrail 2005 yılında Gazze’den çekilmeden önce askerlerin Filistinliler’in evlerini “avının kemiklerini kıran bir canavar gibi” buldozerlerle yıkmasını anlatmıştı.

İsrail için casusluk yaptığından şüphelenilen Filistinliler’i cezalandırmakla görevli olan Sinvar, daha sonra adını bir hapishane lideri olarak duyurmuştu.

İki İsrail askeri ile dört Filistinli’nin kaçırılıp öldürülmesini planlamaktan aldığı 22 yıllık hapis cezasından kahraman olarak çıkan Sinvar, daha sonra hızla Hamas’ın üst kademelerine yükseldi.

Dört gazeteci ve üç Hamas yetkilisi, Sinvar’ın Gazze’deki günlük zorlukları ve acımasız gerçekleri anlamasının Gazzeliler tarafından olumlu karşılandığını, korkutucu şöhretine ve öfke patlamalarına rağmen insanlara kendilerini rahat hissettirdiğini söyledi.

Arap ve Filistinli yetkililer tarafından Hamas’ın stratejisinin ve 2012’de ziyaret ettiği İran’la kurduğu güçlü bağlarla desteklenen askeri kabiliyetlerinin mimarı olarak görülen Sinvar, 7 Ekim baskınını düzenlemeden önce de İsrail’e saldırma arzusunu gizlememişti.

Sinvar, bir yıl önce yaptığı bir konuşmada İsrail’e savaş uçakları ve roketlerle saldırma sözü vermiş, ya İsrail’in 1967’de işgal ettiği topraklarda bir Filistin devleti kurmak için dünyayı birleştirecek ya da Yahudi ulusunu küresel sahnede yalnız bırakacak bir savaşın işaretini vermişti.

Bu konuşmayı yaptığı dönemde Sinvar ve Hamas’ın askeri komutanı Muhammed Deif, saldırı için çoktan gizli planlar yapmışlar, hatta kamuoyu önünde böyle bir saldırıyı simüle eden eğitim tatbikatları bile uygulamışlardı.

1988 yılında tutuklanan Sinvar, iki İsrail askeri ile dört şüpheli Filistinli muhbirin kaçırılıp öldürülmesini organize etmekle suçlanarak, dört kez müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Sinvar’la birlikte 1991 ile 1995 yılları arasında Aşkelon’da hapis yatan eski Lübnanlı komünist militan Nabih Awadah, Hamas liderinin İsrail ile Filistin Yönetimi arasında 1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşmaları’nı “felaket” olarak gördüğünü ve İsrail’in Filistin topraklarından “müzakerelerle değil, ancak güç kullanarak” çıkarılabileceğini söylediğini anlattı.

Awadah, “inatçı ve dogmatik” olarak nitelendirdiği Sinwar’ın Hamas ya da Lübnan Hizbullahı’nın İsrailliler’e saldırılarını duyduğunda sevinçten havalara uçtuğunu söyledi. Sinvar’a göre askeri çatışma “Filistin’i İsrail işgalinden kurtarmanın” tek yoluydu.

Awadah, Sinvar’ın “İslamcı ya da dindar olmayanlar dahil tüm mahkumlar için etkili bir model” olduğunu söyledi.

Hamas liderini hapishanede 180 saat boyunca sorgulayan İsrail’in Şin Bet güvenlik teşkilatının eski yetkilisi Michael Koubi, Sinvar’ın gözdağı verme ve komuta etme yeteneğiyle öne çıktığını söyledi.

Koubi, o zamanlar 28 ya da 29 yaşında olan Sinvar’a neden evlenmediğini sorduğunda, “Hamas benim eşim, benim çocuğum. Hamas benim her şeyim” yanıtını aldığını aktardı. 2011’de hapisten çıktıktan sonra evlenen Sinvar’ın üç çocuğu oldu.

Awadah, keskin içgüdüleri ve dikkatinin Sinvar’ın hapishaneye sızmış Şin Bet muhbirlerini tespit edip ifşa etmesini sağladığını da söyledi.

Awadah, Sinvar’ın liderliğinin 1992 yılında binden fazla mahkumun sadece su ve tuzla hayatta kalmasına öncülük ettiği açlık grevi sırasında çok önemli olduğuna dikkat çekti. Sinvar cezaevi yetkilileriyle müzakere etmiş ve kısmi tavizlerle yetinmeyi reddetmişti. Sinvar ayrıca hapishanede geçirdiği zamanı akıcı İbranice öğrenmek için kullanmıştı.

Birlikte hapisteyken Sinvar’ın sık sık Aşkelon’un ailesinin atalarının memleketi olduğunu hatırlattığını söyleyen Awadah, bugün İsrail’de bulunan Aşkelon hapishanesinin avlusunda çıplak ayakla masa tenisi oynarken Sinvar’ın ayaklarının Filistin topraklarına değmesini istediğini söylediğini aktardı ve “Sinvar bize sık sık ‘Ben hapishanede değilim; toprağımdayım. Burada, ülkemde özgürüm’ derdi” şeklinde konuştu.

Hamas’ın öldürülen liderleri

İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nin işgaline karşı ilk Filistin ayaklanmasının yaşandığı 1987’den bu yana Hamas’ın liderlerine ve kilit isimlerine suikastlar ile öldürmeye çalışıyor.

Örgütün siyasi kanadının lideri İsmail Haniye 31 Temmuz 2024’te Tahran’da kaldığı konut güdümlü füzeyle vurulmasıyla öldürüldü. Haniye, İran’ın yeni cumhurbaşkanının yemin törenine katılmak için Tahran’da bulunuyordu.

İsrail, Haniye’nin öldürülmesiyle ilgili resmi bir üstlenme açıklaması yapmadı. Ancak ülkenin bu konularda genellikle açıklama yapmadığı da biliniyor.

İsmail Haniye: Örgütün siyasi kanadının lideri İsmail Haniye 31 Temmuz 2024’te Tahran’da kaldığı konut güdümlü füzeyle vurulmasıyla öldürüldü. Haniye, İran’ın yeni cumhurbaşkanının yemin törenine katılmak için Tahran’da bulunuyordu.

İsrail, Haniye’nin öldürülmesiyle ilgili resmi bir üstlenme açıklaması yapmadı. Ancak ülkenin bu konularda genellikle açıklama yapmadığı da biliniyor.

Yahya Ayyaş: Filistinli intihar eylemcilerinin arkasındaki “Mühendis” lakaplı Yahya Ayyaş, 5 Ocak 1996’da, o zamanlar Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) yönetimindeki Gazze’de öldürüldü.

Ayaş’ın cep telefonu elinde patlamış, Filistinliler sorumluluğu üstlenmeyi reddeden İsrail’i suçladı. Hamas, Şubat ve Mart aylarında dokuz gün boyunca üç İsrail kentinde 59 kişinin ölümüne yol açan dört intihar saldırısıyla misilleme yaptı.

Halid Meşal: Hamas’ın kurucularından ve eski siyasi lideri olan Halid Meşal, 1997’de Ürdün’ün başkenti Amman’daki ofisine yakın bir sokakta İsrail ajanlarının başarısız bir suikast girişimine uğradı.

Meşal’e yolda yürüdüğü sırada şırınga ile zehir enjekte edildi. Ürdün yetkilileri suikast girişimini ortaya çıkardı ve iki Mossad ajanını tutukladı.

Dönemin Ürdün Kralı Hüseyin, o dönem de İsrail Başbakanı olan Binyamin Netanyahu’dan, Meşal’e enjekte edilen maddenin panzehrini istedi. Aksi halde zanlıları asma ve Ürdün’ün İsrail’le olan barış anlaşmasını feshetme tehdidinde bulundu.

Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın baskısı sonrası, Netanyahu ilk etapta reddettiği bu isteği yerine getirdi. Ayrıca Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin’i serbest bırakmayı kabul etti. Ancak yedi yıl sonra Yasin Gazze’de öldürüldü.

Şeyh Ahmed Yasin: İsrail, Hamas’ın kurucuları arasında yer alan ve dini lideri olan Şeyh Ahmed Yasin’i 22 Mart 2004 tarihinde Gazze’de bir camiden çıkarken helikopterden atılan bir füzeyle öldürdü.

Binlerce Filistinli Gazze’de intikam sloganları atarak yürüdü. Hamas yetkilileriyse, İsrail’in bu suikastle, ‘cehennemin kapılarını açtığını’ söyledi.

Filistin’de ve diğer Müslüman ülkelerde geniş çaplı protestolara ve kınamalara yol açtı, İsrail-Filistin çatışmasında önemli bir tırmanışa işaret etti.

Abdülaziz El Rantisi: İsrail helikopterinin 17 Nisan 2004 tarihinde Gazze’de bir araca düzenlediği füze saldırısında Hamas lideri Abdülaziz El Rantisi ve iki koruması öldürüldü.

Hamas liderliği saklanmaya başladı ve Rantisi’nin halefinin kimliği gizli tutuldu. Suikast, Şeyh Ahmed Yasin’in öldürülmesinin ardından Gazze’de Hamas liderliğini devralmasından kısa bir süre sonra gerçekleşti.

Adnan El Gul: Hamas’ın bombalama uzmanı olarak görülen Adnan El Gul 21 Ekim 2004’te Gazze’de bir İsrail hava saldırısında öldürüldü.

Gul, Hamas’ın askeri kanadında iki numaraydı ve sık sık İsrail kasabalarına atılan “Kassam” roketinin babası olarak biliniyordu. Adnan El Gul, Hamas’ın İzzeddin el-Kassam Tugayları olarak bilinen askeri kanadının lideri Muhammed Deyif’in yardımcısıydı.

Nizar Rayan: Hamas’ın en sert siyasi liderlerinden biri olarak kabul edilen din adamı, İsrail içinde yeni intihar saldırıları düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu. Dört eşinden ikisi ve yedi çocuğuyla 1 Ocak 2009’da Cebaliye mülteci kampındaki bombalamada öldürüldü.

15 Ocak 2009’da da Gazze Şeridi’nde Hamas’ın İçişleri Bakanı Said Seyyam bir İsrail hava saldırısında öldürüldü. eyyam 13.000 Hamas polisinden ve güvenlik görevlilerinden sorumluydu.

Salih Aruri: Beyrut’un güney banliyölerinden Dahiye’de 2 Ocak 2024’te İsrail’e ait bir insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda Hamas’ın siyasi kanadının üst yönetimindeki Salih el Aruri öldürüldü. Aruri aynı zamanda Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın da kurucusuydu.

Paylaşın

Hamas, İsrail’e Karşı Taktik Değiştiriyor

İsrailli medya kuruluşu Kanal 12, Hamas’ın örgüt lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesinin intikamını almak amacıyla yurtdışındaki İsraillilere saldırı düzenleme yönünde stratejik bir karar aldığını öne sürdü.

Filistinli kaynaklara dayandırılan haberde, strateji değişikliğinin, İsmail Haniye’nin Tahran’da öldürülmesinden sadece iki gün sonra yapıldığı iddia edildi.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 42 artarak 40 bin 265’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 163 artarak 93 bin 144’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Hamas’ın, eski lideri İsmail Haniye’ye düzenlenen suikasta misilleme olarak yabancı ülkelerdeki İsraillileri hedef alacağı öne sürülüyor. İsrailli medya kuruluşu Kanal 12’ye konuşan ve kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen Filistinli yetkililer, Hamas’ın bu operasyon kararını Haniye’ye 31 Temmuz’da Tahran’da düzenlenen suikasttan iki gün sonra aldığını iddia ediyor.

Kaynaklar, Gazze Şeridi’nden İsrail’e doğrudan saldırı düzenleme kapasitesi azaldığı için örgütün böyle bir strateji değişikliğine gittiğini savunuyor. Hamas’ın İsrailli sivilleri mi yoksa yetkilileri mi hedef alacağının netleşmediği ileri sürülüyor.

Eski Hamas Siyasi Büro Başkanı Haniye, yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak için Tahran’a gittiğinde kaldığı konutta öldürülmüştü. Hamas ve İran, olaydan İsrail’i sorumlu tutmuş ve suikastın ülke dışından bir füze saldırısıyla düzenlendiğini öne sürmüştü.

Tel Aviv yönetimiyse saldırıyı ne üstlenmiş ne de reddetmişti. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü Daniel Hagari, Haniye’nin öldürüldüğü gün ordunun bölgede hava saldırısı düzenlemediğini savunmuştu.

Diğer yandan Amerikan gazetesi New York Times’ın (NYT) haberinde, suikastın Haniye’nin kaldığı odalara yerleştirilen patlayıcılarla düzenlendiği iddia edilmişti. Ancak Hamas’ın İran’daki temsilcisi Halid el-Kaddumi, iddiaları reddederek Haniye’nin bir füze ya da mermiyle öldürüldüğünü savunmuştu.

Ayrıca İran Devrim Muhafızları Ordusu, suikasta ilişkin inceleme raporunda, operasyonun İsrail tarafından tasarlanıp uygulandığını ve ABD’nin buna destek sağladığını iddia etmişti. Raporda suikastın yaklaşık 7 kilogramlık savaş başlığı taşıyan kısa menzilli bir roketle gerçekleştirildiği ileri sürülmüştü. Washington ise suikast planına dahil olduğuna yönelik iddiaları yalanlamıştı.

Öte yandan Hamas, pazar günü Tel Aviv merkezinde düzenlenen bombalı saldırıyı üstlenmişti. Örgüt, saldırganın hayatını kaybettiği ve bir kişiyi yaraladığı olayı Filistin İslami Cihad Örgütü’yle ortak düzenlediklerini savunmuştu.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Türkiye İle İsrail Arasında “Bayrak” Krizi

Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği ve Filistin nezdindeki Kudüs’teki Başkonsolosluğu’ndaki bayrağın, İsmail Haniye için ilan edilen milli yas nedeniyle yarıya indirilmesi İsrail ile Türkiye arasında yeni bir krizi tetikledi.

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Büyükelçilik temsilcileri yas tutmak istiyorsa Türkiye’ye gitmeli ve terör örgütü Hamas’ı kucaklayan, onun cinayet ve terör eylemlerini destekleyen Erdoğan’ın yanında yas tutmalı” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli ise, Israel Katz’ın açıklamalarına, “Müzakerecileri öldürerek, diplomatları tehdit ederek barışa ulaşamazsınız” şeklinde yanıt verdi.

Türkiye’nin, Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin Tahran’da suikasta uğraması üzerine ilan ettiği 1 günlük milli yas nedeniyle Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği ve Filistin nezdindeki Kudüs’teki Başkonsolosluğunda bayrağın yarıya indirilmesi İsrail’le yeni bir kriz yarattı.

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın tepki olarak İsrail’deki Türk maslahatgüzarı bakanlığa çağırdığını bildirdi.

Israel Katz, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı yetkililerine, terör örgütü Hamas’ın lideri İsmail Haniye’nin ortadan kaldırılmasına yanıt olarak Tel Aviv’deki Türkiye Büyükelçiliği’nde Türk bayrağının yarıya indirilmesinin ardından, Türkiye’nin Büyükelçi vekilini ağır bir kınama için çağırmaları talimatını verdim” dedi.

Israel Katz, açıklamasına şöyle devam etti: “İsrail Devleti, 7 Ekim’de Hamas’ın zulmüne öncülük eden ve televizyondaki korkunç görüntüleri izlerken arkadaşlarıyla birlikte dua ederek, katillere başarılar dileyen İsmail Haniye gibi bir katil için yas ifadelerine tolerans göstermeyecektir. Büyükelçilik temsilcileri yas tutmak istiyorlarsa Türkiye’ye gitmeli ve terör örgütü Hamas’ı kucaklayan, onun cinayet ve terör eylemlerini destekleyen efendileri Erdoğan’ın yanında yas tutmalılar.”

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın açıklamalarına yanıt veren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Müzakerecileri öldürerek, diplomatları tehdit ederek barışa ulaşamazsınız” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: Birgün)

Paylaşın

İsrail, Hamas’ın Askeri Lideri Muhammed Deif’in Öldürüldüğünü Duyurdu

İsrail, Hamas’ın en üst düzey askeri komutanı Muhammed Daif’in 13 Temmuz’da Gazze’nin güneyinde düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü duyurdu. Hamas’tan ise konuya ilişkin bir açıklama gelmedi.

Haber Merkezi / İsrail, Muhammed Deif’in 7 Ekim’de İsrail’in güneyinde düzenlenen ve bin 200 kişinin ölümüne yol açan saldırıların planlanmasından sorumlu kişilerden biri olduğunu öne sürüyor.

Gazze’deki sağlık yetkilileri, 13 Temmuz’da Gazze’nin güneyinde düzenlenen hava saldırısında 90’dan fazla kişinin öldüğünü açıklamış ancak Muhammed Deif’in ölenler arasında olmadığını söylemişlerdi.

Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye de dün İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen suikast sonucu öldürülmüştü. Hamas, suikasttan İsrail’i sorumlu tutmuştu.

12 Ağustos 1965 yılında Han Yunus’ta dünyaya gelen Muhammed Deif, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın komutanıydı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, 8 Eylül 2015’te Muhammed Deif’i Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Teröristler listesine eklemişti.

Hamas, 13 Temmuz’da düzenlenen İsrail saldırısının ardından Muhammed Deyf’in öldürüldüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtmişti.

“İsrail intikam saldırılarının bedelini ağır ödetecek”

Öte yandan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Hamas lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da ve Hizbullah’ın üst düzey bir liderinin Beyrut’ta öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, İsrail’in kendisine yönelik herhangi bir saldırıya sert şekilde karşılık vereceğini söyledi.

Netanyahu, İsrail’in son birkaç günde Hamas ve Hizbullah dahil İran’ın bölgedeki vekil güçlerine ezici darbeler indirdiğini söyledi.

Ancak Netanyahu, açıklamasında Haniye’nin öldürülmesinden bahsetmedi. Haniye’nin ölümü sonrası, çeşitli gruplar İsrail’e yönelik intikam yeminleri etti ve Gazze’deki çatışmanın daha geniş bir Ortadoğu savaşına dönüşmesi yönündeki endişeler arttı.

İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kaldı.

Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim’den beri İsrail’in Gazze’de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 40.000’den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84.700 kişi de yaralandı.

Harabeye dönüşen Gazze’nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor. Güney Afrika’nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırımla suçlanıyor.

Mahkeme, Başbakan Binyamin Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.

Paylaşın

Demirtaş’tan “İsmail Haniye” Paylaşımı: Direnişle Geçirilmiş Her Hayat Anlamlıdır

Selahattin Demirtaş, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da öldürülmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Zulme karşı direnişle geçirilmiş her hayat anlamlıdır, saygındır” dedi.

Haber Merkezi / Edirne  F Tipi Cezaevi’nde bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye’nin Tahran’da öldürülmesine ilişkin paylaşımda bulundu.

Demirtaş paylaşımında, “Zulme karşı direnişle geçirilmiş her hayat anlamlıdır, saygındır. Filistin Halkı’nın liderlerinden Haniye de her daim bu şekilde anılacaktı. Haniye’nin korkakça katledilmesini lanetliyorum, kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm Filistin Halkı’na başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

İsmail Haniye Tahran’da öldürüldü

Hamas, Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da ikamet ettiği konuta İsrail ordusunun düzenlediği hava saldırısında öldürüldüğünü açıkladı.

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, Haniye’nin yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın görevi teslim törenine katılmak için Tahran’da bulunduğu belirtildi. Haniye’nin, İsrail ordusunun tören sonrası Tahran’daki konutuna düzenlenen hava saldırısında hayatını kaybettiği aktarıldı.

İsmail Haniye kimdir?

62 yaşında hayatını kaybeden Haniye, 1962 yılında Filistin’deki mülteci kamplarından birinde doğdu. Genç yaştan itibaren Filistin davasına dahil oldu. İsrail, Haniye’ye 1989 yılındaki ilk Filistin ayaklanması sırasında üç yıl hapis cezası verdi.

1992 yılında hapisten çıkan Haniye, ardından İsrail ile Lübnan arasındaki sahipsiz topraklara sürüldü. Yanında birçok Hamas lideri de bulunuyordu. Sürgün sonrası Gazze’ye geri döndü. 1997 yılında Hamas’ın ruhani liderinin ofisinin yönetimine getirildi ve örgüt içindeki pozisyonunu güçlendirdi.

Haniye 2006 yılında, Hamas’ın seçim zaferi sonrasında, Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas tarafından başbakanlığa getirildi. Ancak bir yıl sonra, El Fetih ile Hamas arasında Gazze’de yaşanan ve bir hafta süren kanlı güç savaşının sonunda görevden alındı.

Haniye görevden almayı “anayasaya aykırı olduğunu” savunarak kabul etmedi ve hükümetinin “Filistin halkına karşı olan ulusal sorumluluklarından vazgeçmeyeceğini” söyleyerek Gazze’yi yönetmeye devam etti.

Haniye, 6 Mayıs 2017’de İslami Direniş Hareketi Şura Konseyi tarafından Halid Mişal’in yerine Hamas’ın siyasi büro başkanı seçildi. Bu, grubun yapısındaki en yüksek pozisyon olarak kabul ediliyor. 2018 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı Haniye’yi terörist olarak tanımladı.

Haniye kısa bir süre sonra Hamas’ın “diplomatik” bir karargahının bulunduğu ve önceki krizlerde İsrail ile bazı müzakerelerin yürütüldüğü Katar’a sürgüne gitti. Örgütü uzaktan yönetmesine rağmen Haniye, Gazze’de Hamas’ın diğer liderlerinden ve kurucularından destek aldı.

Hamas’ın Gazze’deki siyasi kanadının lideri Yahya Sinvar. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nı ise Muhammed Deyif ve sağ kolu Marvan İsa yönetiyor. Halid Meşal ve Mahmud Zahar da Hamas’ın kurucuları ve önde gelen liderleri olarak kabul ediliyor.

Paylaşın