İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’a karşı saldırıları arttırma niyetini vurguladı ve “Gazze’deki Filistinli komşularla” barışa ulaşmak için üç şart gerektiğini belirtti: Hamas yok edilmeli, Gazze Şeridi askerden arındırılmalı ve Filistin toplumu radikalizmden arındırılmalı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre; İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Amerikan Wall Street Journal gazetesinde 25 Aralık’ta yayımlanan makalesinde İsrail’in barış için üç ön koşulu olduğunu yazdı.
Netanyahu, koşullardan ilkini, İran’ın “yakın vekili” olarak tanımladığı Hamas’ın yok edilmesi olarak sıralıyor:
“ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve daha birçok ülke İsrail’in terör örgütünü yok etme niyetini destekliyor. Bu amaca ulaşmak için askeri yeteneklerinin ortadan kaldırılması ve Gazze üzerindeki siyasi egemenliğinin sona ermesi gerekiyor” diyor.
Netanyahu uluslararası hukuka “tam uyumlu hareket etmeye devam edeceklerini” söylüyor ve “broşürler atarak, kısa mesajlar göndererek ve Gazzelileri tehlikeden uzak durmaları konusunda uyarmak için başka yöntemler kullanarak sivil kayıplarını en aza indirmek için” İsrail’in elinden geleni yaptığını savunuyor.
İsrail Başbakanı ikinci ön koşullarının Gazze’nin “silahtan arındırılması” olduğunu söylüyor ve şu ifadeleri kullanıyor:
“İsrail, bölgenin bir daha asla kendisine saldırmak için üs olarak kullanılmamasını sağlamalıdır. Bu, başka önlemlerin yanı sıra, Gazze çevresinde geçici bir tampon bölgesi kurulmasını ve Gazze ile Mısır arasındaki sınırda İsrail’in güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan ve bölgeye silah kaçakçılığını önleyen bir denetim mekanizması kurulmasını gerektirecektir.
Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi silahsızlandıracağı beklentisi boş bir hayal. Şu anda Yahudiye ve Samiriye’deki terörizmi finanse ediyor ve yüceltiyor ve Filistinli çocukları İsrail’i yok etmeye yönelik eğitiyorlar.
Gazze’yi silahtan arındırma konusunda ne kapasite ne de irade göstermemesi şaşırtıcı değil. Hamas 2007’de kendisini bölgeden çıkarmadan önce bunu başaramadı ve bugün de kontrolü altındaki topraklarda bunu başaramadı. Öngörülebilir gelecekte İsrail, Gazze üzerindeki güvenlik sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalacak.”
Netanyahu yazısında üçüncü ön koşulun Gazze’nin radikalleşmesinin önlenmesi olduğunu belirtiyor ve bunu şöyle anlatıyor: “Okullar çocuklara ölümden ziyade yaşama değer vermeyi öğretmeli ve imamlar Yahudilerin öldürülmesi için vaaz vermeyi bırakmalıdır.
Filistin sivil toplumunun, halkının terörü finanse etmek yerine terörle mücadeleyi desteklemesini sağlayacak şekilde dönüştürülmesi gerekiyor. Bu muhtemelen cesur ve ahlaki liderlik gerektirecektir. Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas, 7 Ekim zulmünü kınamaya bile cesaret edemiyor.
Bakanlarından bazıları cinayetlerin ve tecavüzlerin gerçekleştiğini inkar ediyor veya İsrail’i kendi halkına karşı bu korkunç suçları işlemekle suçluyor.”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tüm bunlar gerçekleştikten sonra, Gazze’nin yeniden inşa edilebileceğini ve Orta Doğu’da daha geniş bir barış ihtimalinin gerçeğe dönüşeceğini belirtiyor.
İsrail’in Gazze’yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de kapsamlı saldırı düzenledi. İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 8 bin 200’ü çocuk, 6 bin 200’ü kadın olmak üzere, 20 bin 915 Filistinli öldürüldü, 54 bin 918 kişi de yaralandı. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 159’u karadan işgal sürecinde olmak üzere 492 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani arada” 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 303 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 26 Lübnanlı sivil, 126 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 9 İsrail askeri öldü.