AK Partili Ensarioğlu’ndan “DEM Parti” Açıklaması: Görüşüyoruz

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, “DEM Parti milletvekilleriyle dostluğum var, görüşmelerimiz var, oturuyoruz sohbet ediyoruz. Geçenlerde de yetkilileriyle sohbet ettik” dedi ve ekledi:

“Ne yapabiliriz, Türkiye’de yeniden bir yumuşama için nasıl kapı aralanabilir, birlikte yeniden bir huzur ve şey ortamı nasıl sağlanabilir? Bunları doğal olarak kendi aramızda konuşuyoruz ama parti genel merkeziyle resmi bir temasları var mı benim bundan haberim yok. Ben de dışardan birtakım duyumları duyuyorum.”

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, seçim süreci ve ittifaklara ilişkin Rudaw‘a konuştu. “31 Mart’ta yapılacak seçimler için bir ittifak olmasını istiyor musunuz” sorusunu yanıtlayan Ensarioğlu şu yanıtı verdi:

“Tabii benim DEM Parti milletvekilleriyle dostluğum var, görüşmelerimiz var, oturuyoruz sohbet ediyoruz. Geçenlerde de yetkilileriyle sohbet ettik. Ne yapabiliriz, Türkiye’de yeniden bir yumuşama için nasıl kapı aralanabilir, birlikte yeniden bir huzur ve şey ortamı nasıl sağlanabilir? Bunları doğal olarak kendi aramızda konuşuyoruz ama parti genel merkeziyle resmi bir temasları var mı benim bundan haberim yok. Ben de dışardan birtakım duyumları duyuyorum.”

“Demirtaş’ın mahkemedeki açıklamalarını okuyorum”

“HDP bizi sevsin, bizi övsün, bize oy versin gibi bir şeyimiz yok. Hiçbir zaman olmaz da ki zaten siyasete ters. HDP kendisi olsun, başkasına koltuk değneği olmasın diyoruz” şeklinde konuşan Ensarioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanlığı seçimde de kayıtsız şartsız CHP’ye destek verdi. Geçen yerel seçimde de HDP sayesinde İstanbul, Antalya, Adana ve Mersin gibi büyükşehirleri onlar sayesinde aldılar. Peki, ne aldılar da bu kadar destek veriyorlar ve niye veriyorlar? Çözüm sürecini başlatan, demokratikleşme, Kürt dili ve kimliğini öngöründeki engelleri kaldıran, bir sürü yasal demokratik düzenleme yapan, Doğu ve Güneydoğu’ya bu kadar hizmet eden bir partiye elinden gelen bütün düşmanlığı yapacaksın ama gideceksin Kürdün düşmanıyla işbirliği yapacaksın.

Asıl meseleniz Kürd meselesi ise CHP Kürd sorununun anasıdır, babasıdır, varlık sebebidir. Bu Kürd sorununun sebebi olan bir partiye kayıtsız şartsız destek vereceksin! Kürde hizmet eden, Kürd sorunun çözümü için çok önemli süreçler başlatan bir partiye düşmanlık edeceksin. Hayrola derdiniz nedir? Bu günlerde Selahattin Demirtaş’ın mahkemedeki açıklamalarını okuyorum.

Rotayı sol marjinal çizgiden tam 180 derece döndürüp Kürdi çizgiye dönüştürmüş. Sanki geçen seçimlerde “seni başkan yaptırmayacağız” da başlayıp “Kemal yürü” diyen kendisi değilmiş gibi. CHP’ye kayıtsız şartsız destek verip sol marjinal anlayışa parti içindeki o ittifak ortakları olan marjinal solla birlikte Kürdün oyuyla Türk soluna hizmet eden kendileri değilmiş gibi. Çünkü halktan tepki gördüler, yüzde 2-3 oyları düştü.”

Çözüm sürecinin bittiğini ve ölen bir şeyin diriltilemeyeceğini savunan Ensarioğlu; “Ancak PKK silahlı varlığına Türkiye’de son verir, bunun gereğini yapar, HDP’de demokratik siyasetin kuralları içinde siyaset yapar o zaman yeni bir şey belki kurgulanır” şeklinde konuştu.

Ensarioğlu kayyımların devam edip etmeyeceğine dair soruya da şu yanıtı verdi: “Demokratik açıdan baktığınız zaman kayyum meselesi sorunlu bir meseledir. Ancak realiteye baktığınız zaman kayyımlar 17 yıllık HDP yönetiminin 100 misli fazla hizmet etmiştir bu millete. Bu şehirlerin, ilçelerin imajı değişti, hizmet değişti, hizmet gördüğü şehirler, hizmet yapmasını bilmezler. Ama demokratik açıdan kimin hizmet yaptığı değil halkın iradesini nasıl tecelli ettiği önemlidir.

Halkın iradesinin tecellisine baktığınız zaman da burada çok ciddi çelişkiler var. İşin realitesi öyle değil. Halkın realitesi midir Cizre’ye hayatında Cizre’yi görmemiş Almanya’dan bi kızı getirip aday yapmak? Halkın realitesi midir Diyarbakır’da bir üniversite mezunu kızcağızı götürüp Lice’de alakası olmayan bir yere aday yapmak? Halkın realitesi midir ki Diyarbakır’a kadın ve Diyarbakırlı olmayan Diyarbakır’ı tanımayan Diyarbakır’ın kültürüne de aslında biraz uzak birini aday yapmak?”

Kandil’in kayyımıyla devletin kayyımı arasında ne fark var deseniz, devletin kayyımı en azından biraz daha kamu kaynaklarını harcarken daha dikkatli harcıyorlar. Hesap verdikleri bir devlet memuriyetleri vardır. Keşke orda da demokrasi tam işlese yani siyasi partiler yasasına göre veyahut da siz kayyım atanmak için acaba zorladınız mı?

Paylaşın

AK Partili Ensarioğlu’ndan “Çözüm Süreci” Açıklaması: Öcalan Daha Samimiydi

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Çözüm Süreci’nde en büyük hatalarının PKK’yi muhatap almaları olduğu belirterek, olası yeni bir sürecin bittiği yerden başlamasının mümkün olmadığını söyledi.

Önceki süreçte PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı samimi bulduğunu söyleyen Galip Ensarioğlu, “Süreci Kandil yönetimi ve Selahattin Demirtaş bitirdi” ifadesini kullandı.

Temeli 2009’da Oslo görüşmelerinde atılan, ancak AK Parti’nin 2002’den sonra ilk kez parlamentodaki tek başına iktidar çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran ve seçimlerin yenilendiği 1 Kasım 2015 arasında sona eren Kürt sorunu konusundaki ‘çözüm süreci’, halen tartışılmaya devam ediyor.

Bu dönemde yürütülen koalisyon görüşmeleri sırasında MHP’yle yakınlaşan AK Parti, akabinde ‘milliyetçi / militarist politikalar’ benimsemiş ve süreç, iktidar kanadınca günümüzde de kullanılmaya devam edilen “Uzattığımız eli ısırdılar. Bu sefer terörü kaynağında bitirme stratejisini devreye alarak, onların anlayacağı dilden konuştuk” gibi suçlamalarla bitirilmişti.

Geçtiğimiz 14 Mayıs’ta AK Parti’den Diyarbakır Milletvekili seçilerek beş yıllık aradan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) dönen Galip Ensarioğlu, konuyla ilgili olarak Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın sorularını yanıtladı.

En büyük hatalarının PKK’yi muhatap almaları olduğundan bahseden Ensarioğlu’na göre, olası yeni bir sürecin bittiği yerden başlaması mümkün değil. Önceki süreçte PKK lideri Abdullah Öcalan’ı samimi bulduğunu söyleyen Ensarioğlu, “Süreci Kandil yönetimi ve Selahattin Demirtaş bitirdi” ifadesini kullandı.

Bursalı’nın yönelttiği sorular ve Ensarioğlu’nun bunlara verdiği yanıtların bir kısmı şöyle:

Selahattin Demirtaş’ın bazı söylemleri PKK ve HDP’yle ayrışıyordu…

Buna katılmıyorum. Demirtaş geçmişte Kandil ile doğru orantılı ilerliyordu. Abdullah Öcalan’la değil.

Öcalan ile Kandil arasında bir fark var olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Var elbette. Bu fark Çözüm Süreci’nde çok bariz bir şekilde ortaya çıktı. Öcalan daha samimiydi.

Çözüm Süreci’ni bitiren kimdi, Kandil’deki örgüt yöneticileri miydi?

Kandil’in ve Selahattin Demirtaş’ın sürecin bitmesinde günahı var. Kandil’e isteyerek veya istemeyerek boyun eğdi. Öcalan’ı ve Çözüm Süreci’ni boşa çıkarmada irade ortaya koyamadı.

7 Haziran seçimlerinden önce “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı sürecin bitmesine mi neden oldu?

“Seni başkan yaptırmayacağız” lafının arkasında sadece Kandil yoktu. Bu laf Batı’nın da lafıydı.

Abdullah Öcalan bu sözü desteklemiyor muydu?

Desteklemiyordu. Ama sonuçta millet iradesi hakim oldu.

Samimiyetine inandığınızı söylediğiniz Abdullah Öcalan’ın olası bir süreçte, yeniden muhatap yapılmalı mı?

Demokratikleşecekseniz Kürt sorununu çözecekseniz hiç kimseyi muhatap almak zorunda değilsiniz. Başarabiliyorsanız, dünyadaki demokratik, evrensel normlar çerçevesinde eşit yurttaşlık temelinde Türkiye’de demokrasiyi tesis edebiliyorsanız sizin muhataba ihtiyacınız yok. Ama hani şiddetin muhatabı örgüttür. Örgüt ile -diyalog kurulur mu kurulmaz mı onu devletin ihtiyacı belirler.

Yeni dönemde reformist bir AK Parti mi göreceğiz?

İnşallah. Yeni anayasa en önemli şeydir. 1921 anayasası, demokratik ve sivil bir anayasaydı. O da zaten kısa sürdü. Türkiye’ye yakışır, kalıcı bir anayasa yapmamız gerekiyor.

Paylaşın