CHP’li Öztrak: Krizin Faturası Emekçilere Ciro Ediliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Sözcüsü Faik Öztrak, 2018 yılı üçüncü çeyrek rakamların ilişkin yaptığı açıklamada, “Ekonomide başlayan sert yavaşlama ve durgunluğun maliyeti ise emekçilere ciro ediliyor” dedi.

CHP’li Öztrak, yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinin mevsim ve takvim etkilerinden arınmış rakamlarla yüzde 1.1 küçüldüğünü belirttiği açıklamasında, “Türkiye, ekonomik durgunluğa ilk adımını resmen attı” ifadelerini kullandı.

2018’in üçüncü üç ayında geçen yılın ayını dönemine göre makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 8,5, inşaat yatırımları ise yüzde 1,8 gerilediğini ifade eden Öztrak, “Aynı dönemde toplam yatırımlardaki gerileme ise yüzde 3,8 oldu. Böylece yatırım harcamaları 34 çeyrek sonra ilk kez düştü” dedi.

Faik Öztrak, 2018 yılı üçüncü çeyrek büyüme rakamlarıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtti:

Ekonomik durgunluğa resmen ilk adım

2018’in üçüncü üç ayına ilişkin büyüme verileri, Türkiye ekonomisinin sert bir yavaşlama sürecine girdiğini ve ekonomide durgunluğun başladığını gösteriyor. Piyasalar 2018’in üçüncü üç ayında yüzde 2 büyüme beklerken, gerçekleşen büyüme yüzde 1,6 oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış milli gelir rakamlarına göre ise yılın üçüncü üç ayında ekonomi, bir önceki üç aya göre, yüzde 1,1 daraldı. Böylece Türkiye ekonomisi ekonomik durgunluğa ilk adımını resmen attı.

Yatırım harcamaları 34 çeyrek sonra ilk kez geriledi

Özellikle yatırım harcamalarındaki sert daralma önümüzdeki günler için parlak bir tablo ortaya koymuyor. Yatırım harcamaları, 2009 krizinden bu yana ilk kez bu yılın üçüncü üç ayında daraldı. 2018’in üçüncü üç ayında, geçen yılın ayını dönemine göre makine ve teçhizat yatırımları yüzde 8,5, inşaat yatırımları ise yüzde 1,8 geriledi. Aynı dönemde toplam yatırımlardaki gerileme ise yüzde 3,8 oldu. Böylece yatırım harcamaları 34 çeyrek sonra ilk kez geriledi.

Sadece yatırım harcamalarında değil, hane halkı tüketim harcamalarında da sert bir yavaşlama olduğu dikkati çekiyor. Hane halkı tüketim harcamaları üçüncü üç ayda sadece yüzde 1,1 artarken, özellikle dayanıklı tüketim malı harcamalarında yüzde 23,9; yarı dayanıklı tüketim malı harcamalarında yüzde 4,5 daralma olması, tüketicinin zaruri harcamaları dışında harcamalarını kestiğini gösteriyor.

Sanayide çok sert fren; İnşaat sektörü resmen durdu

Gerek yatırım gerekse dayanıklı tüketim malları harcamalarında yaşanan sert yavaşlamanın üretim cephesinde, özellikle sanayi üretimini olumsuz etkilediği görülüyor. Nitekim, sanayi katma değeri yılın üçüncü üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 0,3 artış gösterdi, mevsim ve takvim etkilerinden arınmış sanayi katma değeri ise bir önceki üç aya göre yüzde 1,8 daraldı.

İnşaat sektöründe mevsim ve takvim etkisinden arınmış katma değer, ikinci üç aydaki yüzde 0,4’lük daralmanın ardından, üçüncü üç ayda da yüzde 0,9 daraldı. Böylece inşaat sektörü iki çeyrek üst üste gerilemeyle resmen resesyona (durgunluğa) girdi.

Krizin faturası emekçiye

Ekonomide başlayan sert yavaşlama ve durgunluğun maliyeti ise emekçilere ciro ediliyor. 2018’in üçüncü üç ayında işgücünün milli gelirden aldığı payın geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse bir puan gerilediği ve yüzde 31,6’ya düştüğü dikkati çekiyor.

Milli gelir 2011 seviyelerine indi

Yaşanan kur şoku ve ekonomik durgunluk dolar cinsinden milli geliri de aşağıya çekiyor. 2018’in üçüncü üç ayında 12 aylık dolar cinsinden GSYH 833 milyar dolar ile 2011 seviyelerine kadar indi.

En kötüsü geçmedi, önümüzde duruyor

Açıklanan yılın üçüncü üç ayına ilişkin veriler Türkiye ekonomisinde durgunluğun resmen başladığını teyit ediyor. Ekonomide yaşanan kur şokunun esasen 2018’in son çeyreğinde etkisini göstereceği dikkate alındığında Türkiye ekonomisi için en kötünün geçmediği, tersine tam önünde durduğu anlaşılıyor.

Saray algı yönetimini bıraksın, işini yapsın

Saray idaresi ise durumun ciddiyetini görmezden gelerek, algı yönetimi ve ardı gelmeyen aspirin cinsinden tedbirlerle seçimlere kadar durumu idare etmeye çalışıyor. Yaşanan krizin ağır yükünü ise başta emekçiler olmak üzere 81 milyon beraberce ödüyoruz. Saray İdaresinin atladığı ve görmek istemediği gerçeği biz kendilerine hatırlatalım: Milletimiz sağlam ferasetiyle, faturayı millete kesenlere, acı reçeteyi 81 milyona bölüştürmek isteyenlere Mart seçimlerinde okkalı bir tokat atmaya hazırlanıyor.

Paylaşın

CHP’den TÜİK’in Açıkladığı Enflasyon Rakamlarına Tepki!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kurmayları, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarına tepki gösterdi. Öztrak, “Bu düşüşün arkasında ne var? Bir kere her şeyden önce ekonomideki yavaşlama var öyle anlaşılıyor” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına tepki gösterdiler.

Öztrak, “Bu düşüşün arkasında ne var? Bir kere her şeyden önce ekonomideki yavaşlama var öyle anlaşılıyor” ifadelerini kullanırken, Erdoğdu ise, “ÜFE’nin yüzde 41 olduğu yerde, TÜFE’de aylık düşüş gerçekçi değil. Bu tamamen ücretlerdeki artışı düşük tutmak için bir oyun” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK sonrası yaptığı açıklamada konuya ilişkin özetle şu ifadeleri kullandı:

“Kasım’da tüketici fiyatlarındaki düşüş beklentilerin de ötesinde gerçekleşti. Tüketici fiyatlarında piyasalar yüzde 0,6 civarında bir gerileme beklerken, gerçekleşme bunun iki katına çıktı ve Kasım ayında tüketici fiyatlarındaki düşüş yüzde 1,44 oldu. 12 aylık enflasyon ise Kasım’da yüzde 21,6 olarak gerçekleşti. Bir önceki 12 aylık enflasyon yüzde 25,2’ydi. Peki bu düşüşün arkasında ne var? Bir kere her şeyden önce ekonomideki yavaşlama var öyle anlaşılıyor. İthalat verilerinden, diğer göstergelerden de ekonomide gerçekten ani duruş diyebileceğimiz ölçüde hızlı bir yavaşlama dikkati çekiyor. Bu da tabi fiyatların aşağı doğru gitmesine neden oluyor.

İkincisi, yapılan çeşitli vergi indirimleri var. Yine ulaştırma fiyatlarında, kurdaki gerilemeyle birlikte akaryakıt fiyatlarında yapılan indirimler var. Bunlarında etkili olduğu gözüküyor. Çünkü gerçekten indirimin en fazla göze çarptığı alan ulaştırma fiyatları. Ve birde tabi en önemlisi TÜİK’te değişen bir Başkan Yardımcısı var. Tüm bu gelişmeler enflasyonu Kasım ayında aşağıya çekmiş gözüküyor.

“Hala enflasyonu en yüksek 10. ülkeyiz”

Ancak Kasım ayında yüzde 21,6 enflasyon ile Türkiye hala daha dünyada enflasyonu en yüksek 10 ülkeden biri, 10. Ülke. Peki enflasyonu bize yakın kimler var diye baktığımız zaman işte Zimbabve, Liberya, Sierra Leone gibi ülkeler yer alıyor. Dolayısıyla enflasyonu G-20’de en yüksek ikinci ülke Arjantin’den sonra Türkiye gözüküyor. Kasım’da da üretici fiyatları yüzde 2,5 düşmüş, yıllık üretici enflasyonu yüzde 38,5 olmuş. Üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasında makasın daha hala çok açık olduğunu görmek mümkün. Ama özellikle dar gelirlinin enflasyon sepetinde ağırlığı olan temel gıda ürünlerinde fiyat artışlarının hala çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Kuru soğanın fiyatı bir ayda yüzde 51 artmış. Patatesin fiyatı yüzde 15 artmış, kuru fasulyenin fiyatı % 14 artmış. Listeyi böyle uzatıp götürmek mümkün. Vatandaşın mutfağında yangının devam ettiğini bu fiyatlar gösteriyor. Kaldı ki ürün sepetine baktığımızda öyle tüm mallara yaygın bir fiyat düşüşü olmadığını aslında düşüşün büyük ölçüde ulaştırma sektöründen kaynaklandığını biraz önce ifade etmiştim. 261 kalem ürünün fiyatı artmış, 28 kalem ürünün fiyatı değişmemiş, sadece 108 kalem üründe fiyatlar düşmüş.

“TÜİK’in açıkladığı bu enflasyon rakamlarına zerrece güvenmiyoruz”

Erdoğdu ise, geçtiğimiz ay açıkladığı enflasyon rakamı beğenilmediği için TÜİK Başkan Yardımcısı Enver Taştı’nın görevden alındığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Başkan Yardımcısı görevinden alındıktan sonra enflasyon gerçeklerden uzak şekilde düşük açıklandı. Üretici fiyatlarının yıllık yüzde 41’lerde olduğu bir ülkede, enflasyonun düştüğünü söylemek, ekonominin temel ilkelerine ve hayatın gerçeklerine aykırı bir durum. Herhalde dünyada fiyatlar artarken enflasyonu düşen tek ülkeyiz. Kağıt üzerinde enflasyonu istediğiniz gibi düşürebilirsiniz ama vatandaş, marketlerde, elektrik ve doğalgaz faturalarında, ödediği vergilerde enflasyonun düşüp düşmediğini yaşayarak görüyor. Market rafları, faturalar bu verinin tam tersi rakamlarla dolu. Daha önce de milli gelir hesaplarında hile yapan TÜİK’in açıkladığı bu enflasyon rakamlarına zerrece güvenmiyoruz.”

“Ücretlilerin hakkı hükümetin üzerinde”

Enflasyonun düşük gösterilmesindeki amacın ücretlilere yapılacak zammı düşük tutmak olduğunu vurgulayan Erdoğdu şöyle devam etti:

“Bugün açıklanan rakamlar, ücretlilere yapacakları maaş artışını düşük tutmak için yaptıkları bir matematik oyunu. Muhtemelen Aralık’ta biraz daha düşürecekler. İşçiye, memura ve emekliye o rakamdan zam yapacaklar. Yani ücretlilerin zamlarını yaşanan gerçek enflasyonun altında bırakacaklar. Ücretlilerin hakkı, hükümetin talimatı doğrultunda enflasyon rakamını düşüren TÜİK ve bu kurumun başkan yardımcısını görevden alarak yandaşını atayan hükümetin üzerindedir.”

“Yaptıkları zamları geri alsınlar”

Hükümetin, TÜİK’in açıkladığı rakamları doğrultusunda elektrik ve doğalgaz ile vergilerde indirim yapması gerektiğini ifade eden Erdoğdu, “Eğer enflasyon düşüyorsa hükümet Ağustos ve Eylül aylarında doğalgaz ve elektriğe yaptığı fahiş zamları geri almalı, trafik cezaları ile vergilerdeki Yeniden Değerleme Oranlarını da bu rakamları baz alarak güncellemelidir. Aksi halde açıkladıkları enflasyon rakamlarına kendilerinin de inanmadığını ortaya koymuş olurlar” diye konuştu.

Paylaşın

CHP’den Enflasyon Rakamları Üzerinden İktidara Sert Eleştiriler

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, açıklanan eylül ayı enflasyon rakamları üzerinden iktidara sert eleştiriler yöneltti.

Öztrak, açıklamasında, “Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 45, tüketici fiyatlarında artış yüzde 24,5 iken bu işi zabıtaya havale ederek düzeltemezsiniz. Bir an önce ekonomide kötü gidişi durduracak önlemleri almanız lazım.” dedi.

Sadece bir aylık fiyat artışının tüketici fiyatlarında yüzde 6,3 olduğunu vurgulayan Öztrak, “Sene başından bu yana gerçekleşen enflasyon ise yüzde 19,37 oldu. Yıllık tüketici enflasyonu ise yüzde 24,5 olmuş. Bütün bu rakamlar son 15 yılın istisnasız hepsi rekoru.” ifadesini kullandı.

Üretici fiyatlarında ise durumun çok daha vahim olduğunu anlatan Öztrak, üretici fiyatlarında bir aylık artışın yüzde 10,9 oranında gerçekleştiğini bildirdi.

Faik Öztrak, şöyle devam etti:

“2002’de AKP iş başına geldiğinde üretici enflasyonu yüzde 30,8’di. Hazine ve Maliye Bakanı olan damat, ‘En kötüsü geride kaldı diyor.’ Dün de kayınpederi diyordu. İkisi de ağız birliği etmiş gibi ‘en zorunu geride bıraktık’ diyor ama burada yüzde 46’lık üretici fiyat artışı, yüzde 25’lik tüketici fiyat artışı daha turpun büyüğünün heybede olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Bütün bu rakamlara baktığınız zaman hep beraber şunu düşünmemiz lazım, bu fiyat artışının karşısında emeklinin, memurun, asgari ücretlinin, işçinin satın alma gücü ne oldu? Şunu açıkça ifade etmek isterim ki; bu iktidar maalesef ekonomiyi yönetemiyor.Aslında baştan itibaren yönetemedi. Dün bakıyorum Sayın Erdoğan Meclis’te çıkmış diyor ki ‘tarih bizi öyle bir noktaya getirdi ki ülkemizin kaderiyle partimizin kaderini birleştirdi. Allah korusun AK Parti’nin yıkılması Türkiye için felaket olacak.’ Bu ne demek? Partiler ülkenin hizmetindedir, hizmet ederler gelirler, giderler. Bu ülkenin kaderini bir partinin kaderine bağlamak, bu ne cürettir. Kendilerini ne sanıyorlar. Bugüne kadar ekonomiyi yönetememelerine rağmen, hukuk devletinin yıpranmasına rağmen, bugün bu ülke hala ayaktadır, yarın da öbür gün de ayakta kalacaktır.”

“Türkiye’nin sıkıntıları her gün biraz daha artacak”

Ekonominin bu noktaya gelmesinin arkasında “beka üzerinden siyaset yapmanın” geldiğini belirten Faik Öztrak, “Türkiye’nin bu beka sorunu, işin hala ciddiyetinin farkında olmayan bu kadrolardadır. Bu kadrolar değişmedikçe Türkiye’nin sıkıntıları her gün biraz daha artacaktır.” ifadesini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, “McKinsey, Türkiye’de sadece danışmanlık yapacak.” dediğini aktaran Öztrak, Albayrak’ın New York’ta yatırımcılara ise “Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. Bu ofis tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek.” dediğini ifade etti.

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı enflasyon rakamlarının olağanüstü yüksek olduğunu tekrarlayan Faik Öztrak, bu rakamların faizlerin ve hayat pahalılığın daha da artacağını gösterdiğini belirtti.

Öztrak, şunları söyledi:

“Bütün bunlar yaşanırken iktidar çıkıp bu işin sorumluları kendileri değilmiş gibi çıkıp zabıtaları, Ticaret Bakanlığını göreve davet ediyor. Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 45, tüketici fiyatlarında artış yüzde 24,5 iken bu işi zabıtaya havale ederek düzeltemezsiniz. Bir an önce ekonomide kötü gidişi durduracak önlemleri almanız lazım. Bu işi aspirin tedavisi ile geçirebilmemiz mümkün değildir. Sayın Erdoğan bir önce zabıtaları elektrik kurumuna ve BOTAŞ’a göndermeli, oradaki fiyatlara müdahale etmeli. Son üç ayda iki kurum da tüketiciye ulaşan fiyatlarda yüzde 30 artış yaptı. Küresel sermayenin dibe vurduğu bir ortamda ekonomiyi yönetmeyi bilmiyorlar. Bunu bilmedikleri için de beka gibi hamasi konuların arkasına sığınıyorlar. Bir an önce gerekli önlemler alınmalıdır. Bu enflasyon rakamlarına göre milletin gelirleri ayarlanmalıdır. Bu iktidarın ekonomiyi yönetemediği bu rakamlarla açık seçik ortaya çıkmıştır. Bu konuya TBMM derhal el koymalıdır. Bütün partileri bir araya getirmek suretiyle, Türkiye’de iş yapacak, CHP’nin de bundan önce açıkladığı 13 maddelik çözüm önerilerini de dikkate alacak bir programı, bir çözümü ortaya koymak gerekiyor. Aksi takdirde bu sıkıntının altından milletimiz zor kalkacaktır.”

Açıklamalarının ardından soruları da yanıtlayan Faik Öztrak’a, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in dün McKinsey şirketiyle ilgili bir değerlendirmesi sırasında CHP’ye yönelik sözleri anımsatıldı.

Öztrak, “CHP’nin yurt dışından danışmanlık alma gibi bir ihtiyacı yoktur. CHP, sosyal demokrat parti nasıl olur, her gün bunun en iyi örneklerini ortaya koymaktadır.” dedi.

Bakan Albayrak’ın, McKinsey firmasıyla ilgili sözlerine tekrar değinen Öztrak, hükümetin uluslararası piyasada kredibilitesinin kalmadığını gördüğünü ve uluslararası tanınırlığı olan bir firmanın kredibilitesinin arkasına sığındığını ileri sürdü.

“Türkiye çok ciddi bir kriz yaşamaktadır”

Faik Öztrak, TBMM’ye yaptığı çağrının sorulması üzerine de bu görevin TBMM Başkanı’na düştüğünü belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, “Türkiye çok ciddi bir kriz yaşamaktadır. Bu krizin atlatılması için bir geniş mutabakatın, milli mutabakatın sağlanması gerekir. Ancak bu mutabakatı sağlayan bir program Türkiye’de yatırım yapacakların güvenini sağlayabilir.” dedi.

Faiz Öztrak, İşsizlik Fonu’ndan üç kamu bankasına para aktarıldığı iddialarına yönelik soru üzerine, “Burada yapılan operasyon şudur; bu bankalarda ciddi borçlar var ve geri dönmüyor ve bu nedenle bu bankalarda bir takım yeniden sermayelendirme ihtiyacı ortaya çıkmış. Benim anladığım; işsizlik fonu bu bankalara kağıt vermek suretiyle, kendi elindeki hazine kağıtlarıyla, bankanın sermaye benzer kağıtlarını değiştirmek suretiyle ortak olmuş. İddialar var ama daha ne yapıldığına ilişkin derli toplu bir açıklama yok… Şimdi bu özel kesimin borcu hazine kağıtlarıyla değişiyor, ne oluyor? Bizlerin, milletin borcu olmaya başlıyor. Bu son derece tehlikeli gidiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

Öztrak, CHP’nin HDP ile bir ittifak yapıp yapmayacağına yönelik soru üzerine de CHP’nin sürekli başka partilerle ittifak iddialarının gündeme getirilmesini anlamakta zorluk çektiğini aktardı.

Faik Öztrak, “Biz mahalli idare seçimlerinde en yüksek oyu alacak, en kaliteli hizmeti verebilecek adayları bularak herkesin oyuna talibiz. Biz, CHP kadrolarının bu büyük mutabakatı sağlayabileceğini düşünüyoruz.” dedi.

Paylaşın