Çin’den ABD’ye “Tayvan” Uyarısı: Dikkatli Olun

ABD’nin Tayvan ile her türlü resmi teması kesmesini isteyen Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, Washington’u Tayvan meselesinin “aşırı karmaşıklığı ve hassasiyeti konusunda dikkatli olmaya” çağırdı.

Tayvan, bu ay Senato’dan geçen ancak Temsilciler Meclisi’nde bekleyen 95 milyar dolarlık yardım paketin bir parçası. Paket, Tayvan’a sağlanan ABD silahlarının yenilenmesi için 1,9 milyar dolar içeriyor.

Washington, 1979 tarihli bir yasa uyarınca Tayvan’a işgali caydıracak yeterli askeri donanım ve teknoloji sağlamakla yükümlü. Adayı Çin topraklarının bir parçası olarak gören ve gerekirse güç kullanarak ele geçirmeyi taahhüt eden Pekin ise Tayvan’a yapılan silah satışlarına karşı çıkıyor.

Çin, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nden bir heyetin Tayvan’a yaptığı ziyarete sert tepki gösterdi. Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Ziyaret sonrası tepkisini dile getiren Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin kendi kendini yöneten ada ile her türlü resmi teması kesmesini istedi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, Washington’u Tayvan meselesinin “aşırı karmaşıklığı ve hassasiyeti konusunda dikkatli olmaya” çağırdı. Sözcü “Çin, ABD ve Tayvan makamları arasında her türlü resmi etkileşime karşıdır ve ABD’nin Tayvan işlerine her ne şekilde ya da her ne bahaneyle olursa olsun müdahalesini reddetmektedir.” dedi.

Pekin ve Washington’ın ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında kasım ayında yapılan görüşmenin ardından sarsılan ilişkilerini istikrara kavuşturma arayışında.

Bu ortamda ziyaret Çin’de beklenenden daha şiddetli bir tepki çekti. Ancak Kongre heyetinin temaslarının 2022 yazında dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı ziyaret sonrasında Çin’in yaptığı askeri tatbikatlar gibi büyük eylemleri tetiklemesi beklenmiyor.

Tayvan’a askeri ekipman satışı

Öte yandan, Kongre heyetinin ziyareti Tayvan’a askeri ekipman satışıyla ilgili anlaşmayı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın onayladığı güne denk geldi. Çin’in ABD’li şirketlere yaptırım getirmesine yol açan satış, iletişim ve küresel konumlandırma sistemlerini ve ilgili teknolojiyi kapsıyor. Nispeten küçük boyuttaki satış silah içermiyor.

Tayvan, bununla birlikte, bu ay Senato’dan geçen ancak Temsilciler Meclisi’nde bekleyen 95 milyar dolarlık yardım paketinin de bir parçası. Ukrayna ve İsrail’e odaklanan paket, Tayvan’a sağlanan ABD silahlarının yenilenmesi için 1,9 milyar dolar içeriyor.

Washington, 1979 tarihli bir yasa uyarınca Tayvan’a işgali caydıracak yeterli askeri donanım ve teknoloji sağlamakla yükümlü. Adayı Çin topraklarının bir parçası olarak gören ve gerekirse güç kullanarak ele geçirmeyi taahhüt eden Pekin ise Tayvan’a yapılan silah satışlarına karşı çıkıyor.

Paylaşın

Çin’den ABD’ye “Gazze” Tepkisi

Gazze’de acilen insani ateşkes edilmesi çağrısında bulunan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tasarısını veto eden ABD’ye tepki gösteren Çin’in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun, Pekin’in bu veto nedeniyle “büyük bir hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik duyduğunu” söyledi.

Haber Merkezi / Açıklamaları Çin resmi haber ajansı Şinhua tarafından aktarılan Zhang Jun, “Gazze’deki durumu daha da tehlikeli bir hâle iten ABD vetosu, yanlış bir mesaj veriyor” dedi.

Ateşkese karşı çıkılmasının “kıyımın devam etmesine yeşil ışık yakılmasından hiçbir farkı olmadığını” belirten Çinli temsilci, ateşkes çağrısını, “BM Güvenlik Konseyi’nin kaçınamayacağı bir ahlaki yükümlülük” olarak tanımladı.

Çatışmaların yayılmasının Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırdığını ve daha büyük bir savaş çıkma riskini artırdığını ifade eden Zhang, “Dünya ancak Gazze’deki savaşın alevlerini söndürerek tüm bölgeyi cehennem ateşinin sarmasına engel olabilir” dedi.

Gazze’de ölenlerin sayısı 29 bini aştı

Öte yandan Gazze Şeridi’nde İsrail Saldırılarında can kaybı 29 bin 92’ye yükseldi. Yaralıların sayısı ise 69 bin 28’e yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

ABD, Gazze tasarısını veto etti

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Cezayir tarafından sunulan ve Gazze’de acil insani ateşkes talep eden karar tasarısını veto etti. 15 üyeli Güvenlik Konseyi’nde(BMGK), daimi üyelerden ABD, ‘hayır’ yönünde veto hakkını kullanırken İngiltere ‘çekimser’ kaldı. Güvenlik Konseyi’nin diğer 13 üyesi ise lehte oy kullandı.

Bu, ABD’nin 7 Ekim’de başlayan savaşta, Gazze’de ateşkes talep eden bir BM Güvenlik Konseyi kararını üçüncü kez veto edişi olarak kayıtlara geçti.

Oylamadan önce konseye seslenen Cezayir’in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama, “Bu karar taslağı lehinde oy kullanmak Filistinliler’in yaşam hakkına destek vermek anlamına gelir. Buna karşılık, aleyhte oy kullanmak, onlara uygulanan acımasız şiddeti ve toplu cezalandırmayı onaylamak anlamına gelir” diye konuştu.

Keza her Filistinlinin “ölüm ve soykırım”ın hedefinde olduğunu belirten Bendjama, “Konsey ateşkes çağrısı yapmadan önce daha kaç masum canın kurban edilmesi gerek?” sorusunu yöneltti.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield oylama öncesinde konseye hitaben yaptığı açıklamada, “Konseyin şu anda atacağı her adım bu hassas ve devam etmekte olan müzakerelere engel değil, yardımcı olmalıdır. Biz şu anda masada olan karar tasarısının aslında bu müzakereleri olumsuz etkileyeceğine inanıyoruz” dedi.

Thomas-Greenfield, “Hamas’ın rehineleri serbest bırakmasını gerektiren bir anlaşma olmaksızın derhal ve koşulsuz bir ateşkes talep etmek, kalıcı bir barış getirmeyecektir. Aksine Hamas ve İsrail arasındaki çatışmaları uzatabilir” şeklinde konuştu.

ABD’nin vetosu sonrası ne olacağını zaman gösterecek. Ancak Cezayir öncülüğündeki ‘Arap Grubu’, karar tasarısını BM üyesi 193 ülkenin tamamını kapsayan BM Genel Kurulu’na götürebilir. Zira tasarının burada ezici çoğunlukla onaylanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak BM Genel Kurul kararlarının yasal bağlayıcılığı bulunmuyor.

Aralık ayında 193 üyeli BM Genel Kurulu’nun dörtte üçünden fazlası acil insani ateşkes talebine onay verdi. Bu arada BM Genel Kurul kararları Her ne kadar bağlayıcı olmasa da, savaşa dair küresel görüşü yansıtan siyasi bir ağırlık taşıyor.

Paylaşın

Çin’den İran’a Gözdağı: Ticari İlişkiler Zarar Görür

Çinli yetkililerin, İranlı mevkidaşlarına Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılarını durdurmalarını, aksi takdirde Pekin – Tahran ticari ilişkilerinin zarar göreceği uyarısında bulunduğu belirtildi.

Çin ile İran arasında, Kızıldeniz’deki saldırılar ve ticarete ilişkin görüşmelerin yakın zamanda Pekin ve Tahran’da yapılan birkaç toplantıda gerçekleştiği ancak görüşmelerin ne zaman veya kimin katıldığı konusunda ayrıntılı bilgi paylaşılmadı.

Çinli yetkililerin, İranlı mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmede Kızıldeniz’deki Husi saldırılarının durdurulmasını istediği belirtildi.

Reuters’ın konuyla ilgili 4 İranlı kaynak ve bir diplomata dayandırdığı bugünkü haberinde, Pekin’in İran’ı iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin tehlikeye girebileceği yönünde uyardığı aktarıldı.

İranlı bir yetkili, “Çin basitçe şunu söylüyor: ‘Eğer çıkarlarımız bir şekilde zarar görürse, bu Tahran’la ticareti de etkiler. Bu yüzden Husilerden itidal göstermelerini isteyin” ifadelerini kullandı.

İranlı kaynaklar, Çinli yetkililerin iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin nasıl etkileneceği konusunda herhangi bir yorum yapmadığını belirtti.

Kaynaklardan biri, Çin’in Tahran için önemini hatırlattı ancak karar alma mekanizmalarında Gazze, Lübnan, Suriye ve Irak’taki vekil güçler ve bölgesel müttefiklerin daha etkili olduğunu vurguladı.

Reuters’a konuşan 4 İranlı kaynak, Tahran’ın Çin’le yapılan toplantıların ardından konuyla ilgili bir adım atıp atmayacağının belirsiz olduğunu söyledi.

Konuyla ilgili gelen yorum talebini yanıtlayan Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Çin, Ortadoğu ülkelerinin samimi bir dostudur. Bölgesel güvenliğin ve istikrarın sağlanması ve ortak kalkınma ve refah arayışı taahhütlerimize bağlıyız” dendi.

Filistinlilere destek için Kızıldeniz’deki gemilere saldıran İran destekli Husiler’in eylemleri, bölgedeki deniz taşımacılığını sekteye uğratmış, nakliye ve sigorta masraflarının artmasına neden olmuştu.

Asya’yla Avrupa arasındaki kilit ticaret rotalarından biri olan Kızıldeniz, çoğunlukla Çinli şirketlerin gemileri tarafından kullanılıyor.

Çin, son 10 yıldır İran’ın en büyük ticari ortağı konumunda. Yaptırım baskısı altındaki İran petrol ihracatının yüzde 90’ını Çinli rafinerilere yapıyor. Pekin, yaptırımlar nedeniyle alıcı bulamayan İran’dan petrolü büyük indirimlerle satın alıyor.

Paylaşın

Çin’in Nüfusu 1 Milyar 409 Milyona Geriledi

Çin Ulusal İstatistik Bürosunun (UİB) verilerine göre, 2022 yılında 1 milyar 411 milyon olan nüfus, 2023 yılında 1 milyar 409 milyona geriledi. Çin nüfusu, 2022’de 1960’ların başında kuraklık ve kıtlık yıllarından bu yana ilk kez azalmıştı.

2022 yılı, Çin’de nüfusun uzun vadeli azalma eğiliminin başladığı yıl olmuştu. Çin’de 2023’te 9,02 milyon bebek dünyaya gelirken, doğum sayısı 9,56 milyon bebeğin dünyaya geldiği 2022’ye göre yüzde 5,6 azaldı.

Doğum oranı, binde 6,39 ile ulusal kayıtların tutulmaya başlandığı 1949’dan bu yana en düşük seviyeye geriledi. Çin’de doğum oranı 2022’de binde 6,77’ye düşmüştü. Ülkede 2023’te 11,1 milyon ölüm kaydedilirken, ölüm oranı binde 7,87’ye yükseldi. Ölüm oranı, 2022’te binde 7,37 olmuştu.

Ölüm oranında geçen yıla kıyasla hızlı artış dikkati çekti. Çin hükümeti, 2022’nin sonunda Kovid-19 tedbirlerinin kaldırılmasının ardından virüsle bağlantıların can kayıplarının sayısını açıklamayı bırakmıştı.

Çin’de 1980’den 2015’e kadar uygulanan tek çocuk politikası ve bu dönemdeki hızlı kentleşme sonucunda ülkedeki doğumlar on yıllardır düşüyor. Tıpkı Japonya ve Güney Kore’deki ekonomik patlamalarda olduğu gibi, büyük nüfuslar, Çin’in kırsal bölgelerinden çocuk sahibi olmanın daha pahalı olduğu şehirlere taşındı.

“Doğurganlıktaki düşüşü tersine çevirmek çok zordur”

VAO Türkçe’nin aktardığına göre; Michigan Üniversitesi’nden demograf Zhou Yun, “Doğurganlığın düşük olduğu diğer ülkelerde de defalarca gözlemlediğimiz gibi, doğurganlıktaki düşüşü tersine çevirmek genellikle çok zordur” dedi.

2023’te Çin’de bebek yapma iştahı daha da azalırken, genç işsizliği rekor seviyelere ulaştı. Birçok beyaz yakalı çalışanın ücretleri düştü ve hane halkı servetinin üçte ikisinden fazlasının depolandığı emlak sektöründeki kriz derinleşti.

Yeni veriler, dünyanın iki numaralı ekonomisinin büyüme beklentilerinin daha az işçi ve tüketici nedeniyle azaldığı yönündeki endişeleri arttırırken, yaşlı bakımı ve emeklilik yardımlarının artan maliyetleri, borçlu yerel yönetimler üzerinde daha fazla baskı yaratıyor.

Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre Hindistan geçen yıl dünyanın en kalabalık ülkesi olarak Çin’i geride bırakmıştı. Özellikle Pekin ile Washington arasında jeopolitik gerilimler artarken, Çin merkezli bazı tedarik zincirlerinin başka pazarlara taşınmasının yararları konusunda daha fazla tartışma yaşanıyor.

BM uzmanları Çin nüfusunun 2050’e kadar 109 milyon azalacağını öngörüyor ki bu da 2019’da yaptıkları bir önceki tahminin üç katından daha yüksek bir azalma anlamına geliyor.

Çin’in 60 yaş ve üzeri nüfusu 2022’de 280,04 milyon iken 2023’te 296,97 milyona ulaşarak toplam nüfusun yaklaşık yüzde 21,1’ini oluşturuyor. Çin’in 2023’te 1000 kişi başına 7,87 ölüm oranı, 2022’deki 7,37 ölüm oranının da üzerinde.

Ülkenin 60 yaş ve üzerindeki 280 milyonluk nüfusunun 2035 yılına kadar 400 milyonun üzerine çıkması bekleniyor. Bir başka ifadeyle Çin’deki emekli nüfus, tek başına Türkiye toplam nüfusunun dört katından fazla olacak. Devlete bağlı çalışan Çin Bilimler Akademisi, emeklilik sisteminin 2035 yılına kadar parasının tükeneceğini düşünüyor.

Kuzeybatı Gansu eyaletinde çiftçilik yapan 57 yaşındaki Zhu Guoping, yıllık yaklaşık 20 bin yuan (85 bin 600 TL) olan gelirinin ailesine yetmediğini söyledi. Kendisi 60 yaşına geldiğinde 685 TL’ye denk gelen 160 yuan aylık emekli maaşı alacak. Zhu, “Bu para kesinlikle yeterli değil. Belki çocuklarımız gelecekte bize biraz destek sağlayabilir” dedi.

Yüksek çocuk bakım ve eğitim masrafları birçok Çinli çifti çocuk sahibi olmaktan alıkoyarken, iş piyasasındaki belirsizlik de kadınları kariyerlerine ara vermekten caydırıyor. Demografi uzmanları, cinsiyet ayrımcılığı ve kadınların ailede bakıcı rolünü üstlenmesine yönelik geleneksel beklentilerin sorunu daha da derinleştirdiğini söylüyor.

Başkan Xi Jinping geçen yıl kadınların “iyi aile geleneği hikâyeleri” anlatmaları gerektiğini söylemiş ve ulusal kalkınmayla ilişkilendirdiği “yeni bir evlilik ve çocuk doğurma kültürünü aktif olarak geliştirmek gerektiğini” eklemişti.

Yerel yönetimler doğumları teşvik etmek için vergi indirimleri, daha uzun doğum izni ve konut sübvansiyonları gibi çeşitli önlemler açıkladı.

Ancak Pekin’deki bir politika enstitüsü, yetersiz finansman ve yerel yönetimlerin motivasyon eksikliği nedeniyle bu politikaların çoğunun uygulanamadığını belirterek, bunun yerine ülke çapında birleşik bir aile sübvansiyonu programı çağrısında bulundu.

Bir internet şirketinde çalışan 36 yaşındaki Pekinli Wang Weidong, kendisinin ve eşinin ikinci bir çocuk sahibi olma konusunda isteksiz olduğunu söyledi. Wang, “İnsanlar bu teşvikler yüzünden çocuk sahibi olmayacak. Teşvikler yardımcı unsur, asıl neden değil. Bu yüzden bu eğilimi tersine çevirmenin daha zor olduğunu düşünüyorum” dedi.

Paylaşın

Çin’den ABD Merkezli Savunma Şirketlerine Yaptırım

Çin, ABD’nin Tayvan’a silah satışı ve Çinli şirketlere ve bireylere uyguladığı yaptırımlara yanıt olarak, ABD merkezli beş savunma şirketine yaptırım uygulanacağını duyurdu.

Haber Merkezi / Çin Dışişleri Bakanlığı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, uygulamaya konulan yaptırımlarla birlikte şirketlerin Çin’deki mal varlıklarının dondurulacağı, şirketlerle ilişkili kurum ve kişilerin ülkede iş yapmasının yasaklanacağını belirtti.

Dışişleri Bakanlığı, açıklamasının devamında, ABD’nin Çin’in egemenlik ve güvenlik çıkarlarına zarar verdiğini, Tayvan Boğazı’ndaki barış ve istikrarı baltaladığını ve Çinli şirketlerin ve bireylerin hak ve çıkarlarını ihlal ettiğini vurguladı.

Bakanlık açıklamasının sonunda, Çin hükümetinin, ulusal egemenlik, güvenlik, toprak bütünlüğünün korunmasında ve Çinli şirketlerin ve vatandaşların yasal hak ve çıkarlarının korunmasında taviz verilmeyeceğini belirtti.

Yaptırım uygulanan şirketler arasında BAE Systems Land and Armament, Alliant Techsystems Operation, AeroVironment, ViaSat ve Data Link Solutions yer alıyor.

Çin, ülkenin doğu kıyısı açıklarında yer alan Tayvan’ı, gelecekte bir noktada Pekin’in kontrolü altına girmesi gereken bir eyalet olarak görüyor.

Paylaşın

Tesla, Çin’de Satılan 1 Milyon 600 Binden Fazla Aracını Geri Çağırdı

ABD merkezli teknoloji devi Tesla, Çin’de satılan bir milyon 6 binden fazla elektrikli aracını otomatik destekli direksiyon ve kapı mandalı kontrollerindeki sorunlar nedeniyle geri çağırdı: Model S, Model X, Model 3 ve Model Y.

Söz konusu araçlar, 26 Ağustos 2014 ile 20 aralık 2023 tarihleri arasında üretilmiş modelleri ve Ekim 2022 ile Kasım 2023 arasında üretilerek Çin’e ihraç edilmiş 7 bin 500’den fazla aracı kapsıyor.

Tesla, geçen yılın son çeyreğinde Çin’e 484 bin 507 araç teslim etmişti. 2023 yılının tamamında ise yaklaşık 1 milyon 810 bin araç satan şirket, yıllık satış hedefini yakalamıştı.

Çin Devlet Piyasa Düzenleme İdaresi, Pekin ve Şangay’daki Tesla Motors’un sorunları gidermek için uzaktan yükseltmeler kullanacağını, bu nedenle çoğu durumda araç sahiplerinin Tesla servis merkezlerini ziyaret etmelerine gerek kalmayacağını duyurdu.

Bildirimde, otomatik direksiyon işlevi devreye girdiğinde, sürücülerin kombine sürüş işlevini yanlış kullanabileceği ve bunun kaza riskini artırabileceği belirtildi.

Model S ve Model X EV’ler için kapı kilidi açma kontrolünü düzeltmeye yönelik geri çağırma, 26 Ekim 2022 ile 16 Kasım 2023 tarihleri arasında üretilen 7.538 aracı etkiliyor. Bu işlemin çarpışma sırasında kapı mandallarının açılmasını önlemek için gerekli olduğu kaydedildi.

ABD’de geçen ay sürücü izleme sistemini iyileştirmek için 2 milyondan fazla Tesla EV, geri çağrılmıştı. Araçlarda otopilot kısmen kullanımdayken meydana gelen bir dizi kaza sonrası ABD Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği İdaresi iki yıllık bir soruşturma yürütmüştü.

Güncellemeler, Tesla’nın otopilot sistemini kullanan sürücülerin yola daha fazla dikkat etmelerini sağlamayı amaçlıyor. Tesla tarafından ABD hükümetine sunulan belgelerde, çevrimiçi yazılım değişikliğinin sürücülere ellerini direksiyon simidinde tutmaları için uyarı ve ikazları artıracağı belirtildi.

Ancak uzman kurumların yaptığı araştırmalar, sadece direksiyon simidindeki torku ölçmenin sürücülerin yeterli dikkati gösterdiğini garanti etmediğini gösteriyor.

Paylaşın

Çin, 6,2 Büyüklüğünde Depremle Sarsıldı: En Az 118 Öldü

Çin’in kuzeybatısındaki Gansu ve Çinhay eyaletlerini kapsayan dağlık bölgede meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde en az 118 kişi öldü ve en az 500 kişinin de yaralandığı duyuruldu.

Haber Merkezi / Çin’in son yıllardaki en ölümcül depremi 2008 yılında Sichuan’ı vuran 8,0 büyüklüğündeki deprem olmuş, yaklaşık 70 bin kişi hayatını kaybetmişti.

1920’de Gansu eyaletinde meydana gelen depremde ise 200 binden fazla kişi yaşamını kaybetmiş, bu deprem 20. yüzyılın en fazla can kaybına yol açan depremlerinden biri olarak tarihe geçmişti.

Bu deprem ise 2010’dan bu yana en fazla kişinin hayatını kaybettiği deprem oldu.

Deprem, Çin Deprem Ağları Merkezi’ne göre Pazartesi günü Gansu eyaletinin Jishishan ilçesinde yerel saatle 23.59’da 10 kilometre derinlikte meydana geldi.

Depremden etkilenen bölgelerde halka, arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü yerlerden uzak durma ve yolları görevlilere bırakma çağrısı yapıldı.

Elektrik ve su sıkınıtısının bazı bölgelerde arama ve kurtarma çalışmalarını aksattığı bildiriliyor.

Meteroloji yetkilileri Gansu eyaletinde hava sıcaklığının bugün eksi 10 dereceye kadar düşeceğini duyurdu. İtfaiye ve kurtarma ekipleri bölgede çalışmalar yürütürken, demiryolu idaresi depremin etkilendiği bölgeden trenlerin geçişini yasakladı.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, enkaz altındaki insanların kurtarılması için bütün olanakların seferber edilmesi çağrısında bulunarak, yüksek rakımlı deprem bölgesindeki dondurucu soğuk hava nedeniyle yetkilileri uyardı.

Görgü tanıkları depremin ardından bölgede çok sayıda evin, yol ve altyapının zarar gördüğünü, ilçeye bağlı birçok köyde elektrik ve su kesintilerinin olduğunu bildiriyor.

Paylaşın

ABD’den Türkiye, Çin Ve BAE Merkezli 130 Firma Ve Kişiyi Rusya Yaptırımı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Türkiye, Çin ve BAE merkezli 130 firma ve kişiyi Rusya yaptırımları listesine aldığını açıkladı. Türkiye merkezli Berk Türken ve firmaları yer alıyor.

ABD Hazine Bakanlığı, Türken’in yaptırımların arkasından dolanarak malları Türkiye’den Rusya’ya taşımak için ödemeleri ve nakliyeleri ayarladığını söyledi.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre; Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna işgali  sonrası Rusya’nın askeri araç ve ekipmanlara erişimini engellemek amacıyla Türkiye, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli 130 firma ve kişiyi yaptırım listesine aldığını açıkladı.

Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi tarafından uygulanan yaptırımlar, savaş alanında ihtiyaç duyulan ekipmanın tedarikinde Moskova’ya yardım ettiği iddia edilen tedarikçi ve nakliyeciler gibi üçüncü taraf firmalar ve kişileri hedef alıyor.

Buna ek olarak Dışişleri Bakanlığı da, Rusya’nın enerji üretimi ile metal ve madencilik sektörünü hedef alan diplomatik yaptırımlar uyguladı.

Perşembe günü açıklanan yaptırımların hedefinde Rus istihbaratıyla bağlantılı olduğu iddia edilen Türk uyruklu Berk Türken ve firmaları yer alıyor.

ABD Hazine Bakanlığı, Türken’in yaptırımların arkasından dolanarak malları Türkiye’den Rusya’ya taşımak için ödemeleri ve nakliyeleri ayarladığını söyledi.

Havacılık ekipmanı, veri aktarımı için makineler sevk ettiği iddia edilen bir dizi Birleşik Arap Emirlikleri firmasına da yaptırım uygulandı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli ARX Financial Engineering adlı şirket ise, yaptırım altındaki Rus bankası VTB Bank’tan Rus rublesi gönderilip ABD dolarına çevrilmesinde rol oynadığı gerekçesiyle yaptırıma uğradı.

Paylaşın

ABD İle Çin Arasında Buzlar Eriyor Mu?

ABD ile Çin arasındaki son diplomatik temaslar ve Xi Jinping’in İkinci Dünya Savaşı’nda Çin adına savaşan ‘Uçan Kaplanlar’a yazdığı mektup, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalle döneceği yönündeki yorumları artırdı.

Haber Merkezi / Son birkaç aydaki gelişmelere bakacak olursak, ilk olarak Çin’in üst düzey diplomatı Wang Yi, 15 ve 16 Eylül tarihlerinde ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile bir araya geldi. Bunun ardından, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Çin Başkan Yardımcısı Han Zheng ile görüştü.

Geçtiğimiz aylarda Blinken ve John Kerry, Hazine Bakanı Janet Yellen ve Ticaret Bakanı Gina Raimondo birbiri ardına Çin’i ziyaret ettiler. Bütün bu görüşmeler veya ikili diyaloglar, iki süper güç arasında, telefon çipleri, uyuşturucu ve Tibet’ten Tayvan’a kadar pek çok konuda gerilimlerin olduğu bir dönemde yaşandı.

Bu yılın şubat ayında yaşanan ‘casus balonu’ olayı ve ABD Başkanı Joe Biden’ın Xi’yi ‘diktatöre’ benzetmesi bu görüşmelere engel teşkil etmedi.

Buzları eriyor mu?

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’dan Duffles Paul, bir yıl öncesine kadar Çin ile diyaloğun ABD’de neredeyse ‘tabu bir kelime’ olduğunu söyledi ve ekledi: Diyalog yollarının açılması iyi yönde bir değişiklik.

Pekin Üniversitesi’nden profesör Jia Chunguo ise, “ABD’nın çabaları esas olarak diyaloğu yeniden başlatmak ve bu da kendi başına iki ülke arasındaki ilişkinin ne kadar güvensizlik ve siyasi engellerle dolu olduğunu gösteriyor” dedi.

Biden ve Xi buluşacak mı?

Beyaz Saray, Wang Yi ile Jake Sullivan arasındaki görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, önümüzdeki haftalarda daha üst düzey görüşmelerin gerçekleşebileceğini duyurdu.

Kasım ayında Asya-Pasifik Ekonomik İşler Kurumu (APEC) toplantısı San Francisco’da yapılacak. Bu, Joe Biden ve Xi Jinping’in buluşması için bir fırsat olabileceği belirtiliyor.

Ancak şu ana kadar ABD ve Çin böyle bir görüşmenin sinyalini vermezken, Çin, APEC’e katılıp katılmayacağının sonra açıklayacağını duyurdu.

Bu açıklamaya rağmen, uzmanlar Xi Jinping’in bu toplantıya katılabileceğini söylüyor.

Uçan Kaplanların rolü nedir?

Blinken ve Han arasındaki görüşmenin ardından Çin medyası, Xi Jinping’in Uçan Kaplanlara yazdığı bir mektubu yayınladı.

Mektupta Xi, Çin ile ABD arasındaki ilişkilere vurgu yaparken, ‘her iki ülkenin de karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve işbirliği sağlaması gerektiğini’ yazdı.

ABD askeri birliği Uçan Kaplanlar, İkinci Dünya Savaşı’nda Çin adına savaşmıştı.

Tayvan meselesine ne olacak?

Tayvan hala iki ülke arasında hassas bir nokta. Çin’in uluslararası yayıncısı China Global, yakın zamanda yayımladığı bir haberinde, “ABD’nin alması gereken ilk ders, Çin’in Tayvan’a çizdiği kırmızı çizgiyi ihlal etmemesidir” ifadelerine yer verdi.

Çin Komünist Partisi gazetesi Global Times ise, Jake Sullivan’ın Wang Yi ile görüşmesi sırasında, Tayvan konusunda 12 saat süren bir tartışmanın yaşandığını bildirdi.

Çin Renmin Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler uzmanı Xi Yinhong, iki ülke arasındaki ilişkilerde “önemli ve geniş kapsamlı” bir değişiklik olmadığını söyledi. Xi Yinhong, yakın zamanda Tayvan üzerinden geçen 103 Çinli askere dikkat çekerek, “Gerçek bu” dedi.

Paylaşın

Çinli Virolog Uyardı: Kovid 19’dan Daha Acımasız Bir Virüs

Çin’in dünya çapında tanınmış virologlarından biri olan ve “yarasa kadın” olarak da anılan Shi Zhengli, gelecekte başka bir koronavirüsün salgının ortaya çıkma olasılığı konusunda uyardı.

Haber Merkezi / Hayvanlardan, özellikle de yarasalardan insanlara bulaşan virüsler üzerine yaptığı araştırmalar nedeniyle “yarasa kadın” lakabı alan Shi, dünyanın Kovid-19 gibi başka bir hastalığa karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.

Koronavirüsler, dünya çapında binlerce insanın ölümüne neden olan şiddetli akut solunum sendromu (Sars) salgınının yanı sıra Kovid-19 salgınına da neden oldu.

Shi’nin Wuhan Viroloji Enstitüsü’nden ekibi son çalışmalarında, 40 koronavirüs türünün insana yayılma riskini değerlendirdi ve bunların yarısını “yüksek riskli” olarak derecelendirdi.

Bunlardan altısının insanları enfekte eden hastalıklara neden olduğu zaten biliniyor, diğer üçünün ise hastalığa neden olduğu veya diğer hayvan türlerini enfekte ettiğine dair kanıtlar var.

Çalışma; popülasyon, genetik çeşitlilik, konakçı türler ve hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar olan zoonoz hastalıklarının geçmişi de dahil olmak üzere viral özelliklerin analizine dayanıyor.

Birçok bilim insanı, Kovid 19’un muhtemelen hayvanlarda, yarasalarda bulunan ve daha sonra tanımlanamayan bir konakçı aracılığıyla insanlara sıçrayan bir virüsten kaynaklandığına inanıyor.

Wuhan Viroloji Enstitüsü, Kovid-19’un laboratuvardan kazara bir sızıntıdan kaynaklandığı yönündeki şüphelerle gündeme gelmişti.

Haziran ayında yayınlanan ABD istihbarat belgeleri, laboratuvar sızıntısı teorisini destekleyecek hiçbir kanıt olmadığını ancak bunun göz ardı edilemeyeceğini belirtmişti.

Paylaşın