Birleşmiş Milletler: Lübnan İnsani Krizle Karşı Karşıya

Lübnan’ın tarihindeki en ölümcül dönemlerin birinden geçtiğinin altını çizen BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü  İmran Rıza, ihtilafın çok acı hatıraları da geri getirdiğini belirterek, yarısı çocuk ve kadın olmak üzere 600 binden fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini söyledi.

Okulların 4 Kasım’da açılmasının planlandığını dile getiren Rıza, halihazırda okulların yüzde 75’inin sığınaklara dönüştürüldüğünü ifade etti. Rıza, son anda gece yarısında İsrail ordusunun “boşalt emri”ni alan kişilerin ise sokaklarda kaldığını, yaklaşık 300 bin kişinin komşu ülkelere kaçtığını belirtti.

Sağlık çalışanları, su sistemleri gibi temel hizmetlerin de saldırıya uğradığını kaydeden Rıza, “Bu acilen durdurulmalı. Savaşların bile kuralları vardır. dedi.

Birleşmiş Milletler Lübnan Özel Koordinatörü (UNSCOL) Jeanine Hennis – Plasschaert ve BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü İmran Rıza, Beyrut’tan video konferans yöntemiyle gazetecilere açıklama yaptı. Hennis – Plasschaert, Lübnan’ın korkunç boyutlarda bir ihtilaf ve insani krizle karşı karşıya olduğuna dikkati çekti.

Acımasız bombardımanın Lübnan’da günlük hayatın parçası haline geldiğine işaret eden Hennis – Plasschaert, 2 binden fazla kişinin öldürüldüğünü ve binlerce kişinin yerinden edildiğini söyledi. Hennis – Plasschaert, 7 Ekim’in İsrail’in “tehdit algısını tamamen değiştirdiğini” açıkça gösterdiğini belirterek, “Ancak şu da açık ki ölüm ve yıkımın sürmesi güvenliği beraberinde getirmez” değerlendirmesinde bulundu.

Bu yolla kısa vadeli taktiksel kazanımlar ele etmenin mümkün olabileceğini söyleyen Hennis – Plasschaert, uzun vadeli stratejik hedeflerin ise zarar göreceğine işaret etti. Netanyahu’nun “Lübnan halkına çektiği videodaki” ifadelerinin nasıl karşılandığına ilişkin ise Hennis – Plasschaert, “Tahmin edersiniz ki memnuniyetle karşılanmadı. Birçok insan tehdit olarak algıdı, endişe ve kaygıya neden oldu” dedi.

Hennis – Plasschaert, İsrail’in BM’nin ateşkes çağrısına uyup uymayacağına ilişkin ise bunun gerekli ancak kolay olmadığını dile getirdi. Gazze’den edinilen dersler konusunda bir soruya Hennis – Plasschaert, “BM Sekretaryasının günün sonunda yapabilecekleri kısıtlı. Tüm sistemin çalışır olması gerekiyor. Gazze’de çok fazla fırsat kaçırıldığını görmek zor değil” yanıtını verdi.

“Savaşların bile kuralları vardır”

BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü Rıza da Lübnan’ın tarihindeki en ölümcül dönemlerin birinden geçtiğinin altını çizdi. Rıza, ihtilafın çok acı hatıraları da geri getirdiğini belirterek, yarısı çocuk ve kadın olmak üzere 600 binden fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini söyledi.

Okulların 4 Kasım’da açılmasının planlandığını dile getiren Rıza, halihazırda okulların yüzde 75’inin sığınaklara dönüştürüldüğünü ifade etti. Rıza, son anda gece yarısında İsrail ordusunun “boşalt emri”ni alan kişilerin ise sokaklarda kaldığını, yaklaşık 300 bin kişinin komşu ülkelere kaçtığını belirtti.

Sağlık çalışanları, su sistemleri gibi temel hizmetlerin de saldırıya uğradığını kaydeden Rıza, “Bu acilen durdurulmalı. Savaşların bile kuralları vardır. dedi. Rıza, daha fazla insani yardımla durumun düzelmeyeceğine, temelde uluslararası insancıl hukuka uyulmasının kilit öneme sahip olduğuna dikkati çekti.

Diplomatik bir sürecin ateşkese gitmesi gerektiğini belirten Rıza, “Aksi halde, acı sadece derinleşir ve yayılır. Uluslararası toplum daha fazla acıyı engellemek için acilen harekete geçmeli” uyarısında bulundu. Rıza, Lübnan halkının Gazze’deki duruma bakarak korku ve travma yaşadığını dile getirerek, bunun engellenmesi için ülkelerin tüm gücüyle mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Gazze Açıklaması: Amansız Bir Trajedi

Gazze’ye düzenlenen saldırıları “amansız bir trajedi” olarak niteleyen OCHA Koordinatörü Joyce Msuya “Hiçbir istatistik veya kelime, gerçekleşen fiziksel, zihinsel ve toplumsal yıkımın boyutunu tam olarak anlatamaz” dedi.

Msuya, “Sivillerin sağlık hizmetlerine, gıdaya ve elektriğe erişimi ya çok kısıtlı ya da hiç yok. Çocuklar bir yıldır eğitimden uzak. Ailelerin sığındığı okullar defalarca bombalandı, sağlık çalışanları ve hastaneler sistematik biçimde hedef alındı” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) İsrail’in son bir yıldır Gazze’ye düzenlediği saldırıları “amansız bir trajedi” olarak niteledi.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; OCHA Koordinatörü Joyce Msuya 7 Ekim’in yıl dönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Hiçbir istatistik veya kelime, gerçekleşen fiziksel, zihinsel ve toplumsal yıkımın boyutunu tam olarak anlatamaz” dedi.

Avrupa Birliği (AB) üyesi devletleri, “Uluslararası hukuk ve insan haklarına saygı duyulmasını sağlamak için” nüfuzlarını kullanmaya çağırdı.

OCHA, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısını ve 200’den fazla kişinin rehin alınmasını kınadı. İsrail verilerine göre, Hamas’ın 7 Ekim saldırısında bin 200 kişi öldürüldü, yaklaşık 5 bin 500 kişi yaralandı ve 200’den fazla kişi de rehin alındı.

Msuya, “Sivillerin sağlık hizmetlerine, gıdaya ve elektriğe erişimi ya çok kısıtlı ya da hiç yok. Çocuklar bir yıldır eğitimden uzak. Ailelerin sığındığı okullar defalarca bombalandı, sağlık çalışanları ve hastaneler sistematik biçimde hedef alındı” ifadelerini kullandı.

Çatışmalarda çoğu BM’nin Filistinli mültecilere destek ajansı UNRWA personeli 300’den fazla yardım görevlisi öldü. Msuya, Gazze’nin yardım görevlileri için dünyanın en tehlikeli yeri olduğunu söyledi, mevcut hiçbir çatışmada bu kadar fazla yardım personelinin ölmediğine dikkat çekti.

İnsani yardım görevlilerinin korunmak zorunda olduğunu kaydeden Msuya, “Saldırganlar ihlallerinden sorumlu tutulmalı, Gazze’ye saldırılar durmalı” dedi.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 39 artarak 41 bin 909’a yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 137 artarak 97 bin 303’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Filistin Merkez İstatistik Bürosu (PCBS), Gazze’de İsrail saldırılarında kısmen hasar gören konut sayısının yaklaşık 297 bin, tamamen yıkılan konut sayısının ise 87 bin olduğunu açıkladı.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den “Gazze’de Derhal Ateşkes İlan Edilsin” Çağrısı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Ortadoğu’da alevlenen yangınların hızla bir cehenneme dönüştüğünü” belirterek, yaşanan acıların sonlanması için Lübnan’da çatışmaların durdurulması ve Gazze’de derhal ateşkes ilan edilmesi çağrısında bulundu.

Antonio Guterres, Hamas tarafından 7 Ekim’de düzenlenen terör eylemlerin üzerinden neredeyse bir yıl geçtiğini ifade ederek, “İsrail’in askeri operasyonları, yerleşim yerleri inşası, tahliyeler, toprak gaspları ve yerleşimci saldırılarının yoğunlaşması ile giderek kötüleşmeye devam etmekte ve iki devletli bir çözüm ihtimalini giderek zayıflatmaktadır.

BM Güvenlik Konseyi, İran’ın İsrail’e 200’e yakın balistik füze fırlatması ve İsrail’in Lübnan’a “sınırlı” kara harekatı başlatmasının ardından Ortadoğu’da tırmanan gerilimi görüşmek üzere olağanüstü toplandı.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun aktardığına göre; Toplantının açılış konuşmasını yapan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Ortadoğu’da alevlenen yangınların hızla bir cehenneme dönüştüğünü” belirterek, yaşanan acıların sonlanması için Lübnan’da çatışmaların durdurulması ve Gazze’de derhal ateşkes ilan edilmesi çağrısında bulundu.

Genel Sekreter, bir hafta önce Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada Lübnan’da yaşanan gelişmelerin son derece endişe verici olduğunu vurguladığını hatırlatarak, “O zamandan beri işler kötüden çok daha kötüye gitti. Hizbullah ve Lübnan’daki diğer silahlı gruplar ile İsrail kuvvetleri arasında neredeyse her gün yaşanan çatışmalar 1701 sayılı Güvenlik Konseyi kararının ihlalidir” dedi.

Lübnan’da devlet dışı milislerin silah kullanmasının Güvenlik Konseyi’nin 1559 ve 1701 sayılı kararlarını ihlal ettiğini, Lübnan’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini belirten Guterres, “Son bir haftadan bu yana geçen birkaç gün içinde dramatik bir tırmanış gördük. O kadar dramatik ki Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararla oluşturduğu çerçeveden geriye ne kaldığını merak ediyorum” dedi.

İsrail kuvvetlerinin Beyrut dahil Lübnan’ın dört bir yanında aralıksız hava saldırıları düzenlemeye devam ettiğini kaydeden Guterres, ABD, Fransa ve bazı ülkelerin de desteğiyle müzakerelerin yeniden başlamasına imkan tanıyacak geçici bir ateşkes önerisinde bulunduklarını anımsattı. BM Genel Sekreteri, “Ancak İsrail bu öneriyi reddetti ve liderinin öldürüldüğü Hizbullah karargahının bombalanması dahil saldırılarını arttırdı. Hizbullah İsrail’e roket ve füze saldırılarını sürdürdü. Dün de İsrail, güney Lübnan’a sınırlı saldırılar düzenlediğini açıkladı. BM barış gücü askerleri yerlerinde kalmaya ve İsrail’in yer değiştirme talebine rağmen BM bayrağı dalgalanmaya devam etmektedir. Tüm BM personelinin güvenliği ve emniyeti sağlanmalıdır” diye konuştu.

Bölgede sivillerin korkunç bedeller ödediğini belirten Guterres, geçtiğimiz Ekim ayından bu yana Lübnan’da aralarında 100’den fazla çocuk ve 194 kadının da bulunduğu 1700’den fazla kişinin öldürüldüğünü, 346 binden fazla kişinin evlerinden olduğunu, Lübnan’dan Suriye’ye kaçışların başladığını kaydetti. Guterres, “Lübnan’da derin ve yıkıcı sonuçları olacak bir savaştan kaçınılmalı” ifadesini kullandı.

İran’ın dün İsrail’e doğru yaklaşık 200 balistik füze fırlattığını, bu saldırıyı Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah ve diğer üst düzey komutanlarının öldürülmesine tepki olarak yapıldığını açıkladığını kaydeden Guterres, “İran’ın İsrail’e dünkü büyük füze saldırısını bir kez daha şiddetle kınıyorum. Bu saldırıların, Filistin halkının davasını desteklemek ya da acılarını azaltmak adına hiçbir katkısı olmayacaktır” dedi.

“Bu ölümcül kısasa kısas şiddet döngüsü sona ermelidir”

BM Genel Sekreteri Guterres, Hamas tarafından 7 Ekim’de düzenlenen eylemlerin üzerinden neredeyse bir yıl geçtiğini ifade ederek, “İsrail’in askeri operasyonları, yerleşim yerleri inşası, tahliyeler, toprak gaspları ve yerleşimci saldırılarının yoğunlaşması ile giderek kötüleşmeye devam etmekte ve iki devletli bir çözüm ihtimalini giderek zayıflatmaktadır” dedi ve ekledi:

“Gazze’de derhal ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması, Gazze’deki Filistinliler’e insani yardımların etkin bir şekilde ulaştırılması ve iki devletli çözüm yolunda geri dönülmez bir ilerleme kaydedilmesinin tam zamanıdır. Lübnan’da çatışmaların durdurulmasının, sürdürülebilir barış için diplomatik çabaların önünün açılmasının tam zamanıdır. Bu ölümcül kısasa kısas şiddet döngüsü sona ermelidir. Zaman daralıyor.”

Paylaşın

Antonio Guterres: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Modası Geçti

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyanın raydan çıkmakta olduğunu ve yeniden rayına oturması için zor kararlara almaya ihtiyaç duyulduğunu için liderlere bu zirve çağrısında bulunduğunu belirterek, “Birleşmiş Milletler yaklaşık 80 yıl önce kurulduğunda 51 üye devlet vardı şimdiyse 193 üye ülke var ” dedi ve ekledi:

“Küresel ekonomi bugünkü büyüklüğünün on ikide birinden daha azdı. Sonuç olarak, barış ve güvenlik araçlarımız ve kurumlarımız ile küresel mali mimarimiz geçmiş bir dönemi yansıtmaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin modası geçmiştir ve yetkileri aşınmaktadır. Yöntemleri reforme edilmediği takdirde, eninde sonunda tüm güvenilirliğini yitirecektir.”

İki gün sürecek ‘’Geleceğin Zirvesi’’, salı günü başlayacak 79’uncu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu üst düzey toplantıları öncesinde bugün liderlerin katılımıyla New York’ta başladı.

Aralarında sürdürülebilir kalkınmanın ve kalkınma için ihtiyaç duyulan finansmanın sağlanması, gelecek nesillerin küresel sorunlarının çözülmesi, teknoloji işbirliği, dijital işbirliği ve uluslararası barış ile güvenlik konusunda küresel işbirliği ve BM’nin yapısında gerekli reformlar için adım atılmasının da yer aldığı son yıllarda gerçekleşen en önemli ve tarihi bir anlaşma olarak nitelendirilen ’Gelecel Paktı’ 143 üye ülkenin ‘evet’ oyuyla kabul edildi.

Kabul edilen “Gelecek Paktı” BM’ye üye 193 ülkenin liderlerini ve hükümetlerini dünyadaki tüm insanların yaşamında fark yaratacak vaatleri gerçek eylemlere dönüştürmeye davet ediyor.

BM 79’uncu Genel Kurul Başkanı Philemon Yang, oylama sonrasında yaptığı teşekkür konuşmasında kabıul edilen ‘Gelecek Paktı’nın’, yalnızca acil krizleri ele almakla kalmayıp tüm halklar ve uluslar için sürdürülebilir, adil, barışçıl bir küresel düzenin temellerini atma sorumluluğunu temsil ettiğini söyledi. Yang, kabul edilen pakt ve eklerinde yer alan taahhütlerin BM’ye üye olan ülkelerin kolektif iradesini yansıttığını kaydetti.

“BM Güvenlik Konseyi’nin modası geçti”

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun haberine göre; BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünyanın raydan çıkmakta olduğunu ve yeniden rayına oturması için zor kararlara almaya ihtiyaç duyulduğunu için liderlere bu zirve çağrısında bulunduğunu belirterek, ‘’ Birleşmiş Milletler yaklaşık 80 yıl önce kurulduğunda 51 üye devlet vardı şimdiyse 193 üye ülke var. Küresel ekonomi bugünkü büyüklüğünün on ikide birinden daha azdı. Sonuç olarak, barış ve güvenlik araçlarımız ve kurumlarımız ile küresel mali mimarimiz geçmiş bir dönemi yansıtmaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin modası geçmiştir ve yetkileri aşınmaktadır. Yöntemleri reforme edilmediği takdirde, eninde sonunda tüm güvenilirliğini yitirecektir ‘’ dedi.

Guterres,’Gelecek Paktı’nın’, Küresel Dijital Sözleşme ve Gelecek Nesiller Bildirgesiyle birlikte yeni imkan ve fırsatlara giden yolları açtığını belirterek, ‘’Barış ve güvenlik konusunda, BM Güvenlik Konseyi’nin günümüz dünyasını daha iyi yansıtmasını sağlayacak ve Afrika, Asya-Pasifik ve Latin Amerika’nın tarihsel olarak yetersiz temsilini ele alacak reformlar konusunda bir atılım vaat etmektedirler. Daha hızlı bir barış sağlayacaktır. Kabul edilen pakta yer alan ‘Küresel Dijital Mutabakat , teknolojinin herkese fayda sağlaması gerektiği ilkesine dayanmaktadır. Yapay Zekanın uluslararası yönetişimine ilişkin ilk gerçek evrensel anlaşmayı içermektedir.

Hükümetleri, yapay zekâ konusunda bağımsız bir uluslararası Bilimsel Panel kurmaya ve Birleşmiş Milletler bünyesinde yapay zekânın yönetişimine ilişkin küresel bir diyalog başlatmaya davet etmektedir. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde yapay zeka konusunda kapasite oluşturmak için ağları ve İnsan haklarına saygı, kültürel çeşitlilik ve toplumsal cinsiyet eşitliği her üç anlaşmada da yer almaktadır. Kadın düşmanlığının artması ve kadınların üreme haklarının geriye götürülmesi karşısında hükümetler, kadınların ve kız çocuklarının her alanda potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önündeki yasal, sosyal ve ekonomik engelleri kaldırmayı açıkça taahhüt etmişlerdir’’ dedi.

BM, ‘Gelecek Paktı’ ile ilgili yaptığı resmi açılamada, dünya liderlerinin bugün, ‘’Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesi’’ ve Gelecek Nesiller Deklarasyonunu’’ içeren bir Gelecek Paktı kabul ettiğini, uzlaşı sağlanan ‘’Geleceğin Pakt’ı’’ ile uluslararası işbirliğini bugünün gerçeklerine ve yarının zorluklarına uyarlamak için yıllar süren kapsayıcı bir sürecin sonucu olduğunu duyurdu.

BM, son yılların en geniş kapsamlı uluslararası anlaşması olan ve tamamen yeni alanların yanı sıra onlarca yıldır üzerinde anlaşmaya varılamayan konuları da kapsayan ‘Gelecek Paktı’nın ‘, uluslararası kurumların, kuruldukları günden bu yana dramatik bir şekilde değişen bir dünya karşısında görevlerini yerine getirebilmelerini sağlamayı amaçladığını belirtildi.

Açıklamada, ‘’BM Genel Sekreter’in a Antonio Guterres’in söylediği gibi, “büyükanne ve büyükbabalarımız tarafından inşa edilen bir sistemle torunlarımıza uygun bir gelecek yaratamayız” ifadesini kullandı.

’Pakt anlaşması ülkelerin BM’ye uluslararası sisteme ve uluslararası hukuka olan bağlılıklarının güçlü bir ifadesinin dile getirilmesidir. Liderler, vaatlerini yerine getirebilen, günümüz dünyasını daha iyi temsil eden ve hükümetlerin, sivil toplumun ve diğer kilit ortakların enerji ve uzmanlığından yararlanan bir uluslararası sistem için net bir vizyon ortaya koymuşlardır’’ ifadesi kullanıldı.

Uzlaşı sağlanan paktın ekinde yer alan ‘’Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesi’nde’’, ilk kez dijital işbirliği ve yapay zeka için kapsamlı küresel çerçeve çizildiği kaydedildi. ’Küresel Dijital İlkeler Sözleşmesi’’ne göre, teknolojinin herkesin yararına olacak şekilde tasarlanarak kullanılması ve yönetilmesi taahhüdü yer alıyor. Dünya liderleri imzaladıkları yeni paktla birlikte tüm insanlara, okulları ve hastanelere internet hizmeti sağlamak, dijital işbirliği kapsamında insan hakları ve uluslararası hukuka uymayı taahhüt ediyor.

Hükümetler, teknoloji şirketleri ve sosyal medyayı başta alanı başta çocuklar olmak üzere herkes için güvenli hale getirmeyi taahhüt ediyor. Paktta, yapay zeka kullanımına da uluslararası standartlar getirilerek devletlerden bu taahhütlerini yerine getirme güvencesi alınıyor. Gelecek Paktı’na göre, yapay zeka kullanımı için oluşturulacak iki küresel mekanizma oluşturulacak. “Uluslararası Bilimsel Panel” ve “Yapay Zeka Küresel Politika” belirlenecek bir yol haritasıyla yapay zekayı yönetecek.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Gazze Nüfusunun Yüzde 90’ı Yerinden Edildi

Gazze Şeridi’ndeki nüfusun yüzde 90’ını yerinden edildiğini açıklayan Birleşmiş Milletler (BM) Özel Koordinatör Yardımcısı Muhannad Hadi dün yaptığı açıklamada, “Aileleri, genellikle ateş altında ve yanlarında taşıyabildikleri az sayıda eşyayla, giderek daralan bir alana tekrar kaçmaya zorluyorlar” dedi.

Filistinli sivillerin barınaklarının ve insani yardım malzemelerinin ellerinden alındığını ve tıbbi yardımdan mahrum bırakıldıklarını kaydeden Hadi, “Önümüzdeki yol acil olduğu kadar nettir: Sivilleri koruyun, rehineleri serbest bırakın, insani erişimi kolaylaştırın, ateşkes üzerinde anlaşın” diye ekledi. Hadi, İsrail’in sadece bu ay 12 tahliye emri verdiğini dile getirdi. Gazze Şeridi’nde 2,1 milyon kişi yaşıyor.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 42 artarak 40 bin 265’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 163 artarak 93 bin 144’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

ABD, Katar ve Mısır Kahire’de bir ateşkes anlaşması üzerinde uzlaşmaya varmak için çabalarken, Gazze Şeridi’ndeki çatışmalar bugün de sürüyor.

Gazze’deki molozların temizlenmesi en az 15 yıl sürer

Ayrıca Birleşmiş Milletler (BM), Gazze’deki molozların temizlenmesinin en az 15 yıl süreceğini ve yaklaşık 600 milyon dolara mal olacağını bildirdi. BM’nin son raporunda, 9 aydır süren savaşta İsrail bombardımanları nedeniyle Gazze Şeridi’nde en az 40 tonluk moloz oluştuğu belirtildi.

Bu moloz yığınının temizlenmesinin en az 15 yıl süreceği ve işlemin 500 milyon ila 600 milyon dolara mal olacağı aktarıldı. Gazze’de 137 bin 297 binanın hasar gördüğü, bunlardan en az dörtte birinin yıkıldığı, yaklaşık onda birinin ağır hasar aldığı, üçte birininse orta derecede hasarlı olduğu bildirildi.

BM’nin değerlendirmesinde molozların dökülmesi için 250 ila 500 hektarlık devasa bir depolama alanının gerekeceğine işaret edildi. Okulların, sağlık tesislerinin, yolların, kanalizasyonların ve diğer kritik altyapıların İsrail saldırıları sonucu büyük zarar gördüğü belirtildi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Gazze’nin yeniden inşasının olası maliyetinin ocakta yapılan tahminlerin iki katına çıktığına ve bu sayının savaşta her gün arttığına dikkat çekti. UNDP’nin mayısta yayımladığı raporda, Gazze’de savaş sırasında yıkılan evlerin yeniden inşasının en iyimser senaryoda 2040’a kadar sürebileceği aktarılmıştı.

Bölgedeki çatışmaların Gazze Şeridi’ndeki sağlık, eğitim ve refah seviyelerini 1980’deki duruma geriletebileceği ve 44 yıllık kalkınmanın etkisini ortadan kaldırabileceği belirtilmişti.

İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyindeki Şucaiyye bölgesinden 9 Temmuz’da çekildiğinde de ardında büyük bir yıkım bırakmıştı. Gazze Şeridi’ndeki sivil savunma ekipleri, saldırılar sonucu bölgedeki binaların yüzde 85’inin kullanılmaz hale geldiğini ve 120 bin kişinin evsiz kaldığını söylemişti.

Paylaşın

2023 Yılı “İnsani Yardım” Topluluğu İçin En Ölümcül Yıl Oldu

2023 yılında 33 ülkede 280 insani yardım çalışanı öldürüldü. Yardım Çalışanları Güvenlik Veri Tabanı’na (AWSD) göre 2023 yılında öldürülen 280 çalışanın 272’si kökenlerinin dayandığı ülkede, 8’i ise yabancı bir ülkede görev yapıyordu.

AWSD bu yılın başından beri öldürülen yardım örgütü çalışanlarının sayısını ise 187 olarak açıkladı. 19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü vesilesiyle uluslararası kalkınma örgütleri ve Birleşmiş Milletler (BM), bu alanda çalışanlara yönelik şiddetin durdurulmasını talep etti.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), geçen yıl 33 ülkede insani yardımlarda görev yapan 280 çalışanın hayatını kaybettiğini duyurdu. Açıklamada çalışanların çoğunun İsrail’in Gazze’ye saldırılarında öldürüldüğü belirtildi. Geçen yıl Filistin bölgelerinde 163 yardım örgütü çalışanı hayatını kaybederken, bu yılın başından beri öldürülenlerin sayısı ise 120’yi geçti.

Uluslararası insani yardım çalışanlarına yönelik saldırıları izleyen Yardım Çalışanları Güvenlik Veri Tabanı’na (AWSD) göre 2023 yılında öldürülen 280 çalışanın 272’si kökenlerinin dayandığı ülkede, 8’i ise yabancı bir ülkede görev yapıyordu. AWSD bu yılın başından beri öldürülen yardım örgütü çalışanlarının sayısını ise 187 olarak açıkladı.

19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü vesilesiyle uluslararası kalkınma örgütleri ve BM, bu alanda çalışanlara yönelik şiddetin durdurulmasını talep etti. Protestan Kilisesi’nin yardım kuruluşu Diakonie’nin Afet Yardım Organizasyonu, can kayıplarındaki hızlı yükselişte Gazze Savaşı’nın etkili olduğunu açıkladı.

Diakonie Afet Yardım Organizasyonu Başkanı Martin Keßler, yardım personeli çalışanlarına yönelik şiddetinin bedelini yardıma muhtaç insanların ödediğine de dikkat çekerek, “Yardım faaliyetleri giderek bir tehlikeye dönüşüyorsa en kötü durumda yardımlar kesiliyor” diye konuştu.

Keßler, küresel çapta 120 milyon insanın evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldığını, 300 milyon kadın, çocuk ve erkeğin de yardıma muhtaç halde olduğunu hatırlatarak insani yardımların önemine dikkat çekti.

Keßler, açıklanan rakamların sadece doğruluğu kayıtlara geçenler olduğunu hatırlattı ve gerçek sayının çok daha yüksek olduğundan yola çıktıklarını belirtti. Bunun nedenini uluslararası toplumun pek çok savaş ve kriz ülkesinden çekilmek zorunda kalmasına bağladı ve Myanmar ile Haiti’deki durumu örnek gösterdi.

Özellikle yerel insani yardım personelinin tehdit altında olduğunu vurgulayan Keßler, uluslararası yardım kuruluşları çalışanlarına yönelik saldırılar gibi yerli insani yardım görevlilerine yönelik saldırıların da kayıt altına alınması, açıkça dile getirilmesi ve kınanması gerektiğini vurguladı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: 733 Milyon İnsan Aç

Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Cindy McCain, gezegen üzerinde yaşayan herkesi doyurabilecek kadar gıda üretildiğini vurgulayarak, buna rağmen yüz milyonlarca insanın açlık çektiğini ifade etti.

Cindy McCain, gıda ürünlerinin üretimi ve dağıtımını sağlayan sistemlerin altının, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerce oyulduğunu belirterek, dünyanın pek çok bölgesinde artan gıda fiyatlarına dikkat çekti.

WFP İcra Direktörü, son dört yılda yaklaşık 40 ülkede gıda fiyatlarının en az yüzde 50 arttığını ve çok sayıda ailenin temel gıda maddelerine erişemediğini aktardı.

Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Raporu, 2023 yılında dünya genelinde yaklaşık 733 milyon insanın açlık çektiğini ortaya koydu. Dünya nüfusunun yüzde 9,1’ine denk gelen bu sayı, açlıkla mücadelede 2021 ve 2022 yıllarına oranla kayda değer bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Bu da, küresel açlık sorununun 2020’lerin sonunda aşılması hedefinden gittikçe uzaklaşıldığı anlamına geliyor.

Yapılan çalışmalarla 2019 yılında açlık sınırının altında yaşayan insan sayısı 581 milyon kişiye, bir başka tabirle dünya nüfusunun yüzde 7,5’ine indirilmişti. Ancak bir yıl sonra başlayan korona pandemisi ile birlikte yaşanan küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar ve birçok ülkedeki ekonomik kriz açlıkla mücadeleyi sekteye uğrattı.

Açıklanan güncel rapora göre, şu an yaşanan açlığın pek çok sebebi var. Sudan’da ve Ortadoğu’daki savaşlar, kuraklıklar, seller ve diğer aşırı hava olayları ile sağlıklı gıdaya erişim zorluğu ve yoksulluk öne çıkan sebepler olarak sıralanıyor.

Her yıl yayınlanan rapor bu sene, BM’ye bağlı pek çok kuruluşun yöneticisi tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, konuyla ilgili video mesajında, açlık, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme gibi sorunların küresel birer kriz olmayı sürdürdüğünü, raporun bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdiğini vurguladı.

BM Dünya Gıda Raporu’nda, 2030 yılında dünya üzerinde 582 milyon insanın yetersiz besleneceği ve bu insanların yarısının Afrika’da yaşayanlar olacağı öngörüsü de yer alıyor.

“Herkese yetecek gıda üretiliyor”

Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Cindy McCain, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede küresel eşitsizliğin aşılabilmesi için daha fazla çaba sarfedilmesi gerektiğini dile getirdi. Gezegen üzerinde yaşayan herkesi doyurabilecek kadar gıda üretildiğini vurgulayan McCain, buna rağmen yüz milyonlarca insanın açlık çektiğini ifade etti.

Gıda ürünlerinin üretimi ve dağıtımını sağlayan sistemlerin altının, ekonomik ve sosyal eşitsizliklerce oyulduğunu belirten Cindy McCain, dünyanın pek çok bölgesinde artan gıda fiyatlarına dikkat çekti. McCain, son dört yılda yaklaşık 40 ülkede gıda fiyatlarının en az yüzde 50 arttığını ve çok sayıda ailenin temel gıda maddelerine erişemediğini aktardı.

WFP raporuna göre açlık en çok yoksul ülkelerde ve özellikle de bu ülkelerin, aşırı fakirlik ve gıda güvensizliğinin kökleşmiş sorunlar haline geldiği kırsal kesimlerinde yaşayanları etkiliyor.

En fazla risk altında olan grupların kadınlar, gençler ve yerli halklar olduğunu vurgulayan raporda, içinde bulunduğumuz dönemde, Afrika, Batı Asya ve Karayip bölgelerinde açlığın yayıldığı, Asya’nın bazı bölgelerinde ise olumlu gelişmeler yaşandığı ifade ediliyor. Güney Amerika’da ise yetersiz beslenen insan sayısının 2021 yılına kıyasla 2023’te 5,4 milyon azaldığı belirtiliyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Filistinliler İçin “Bağış” Çağrısı

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Filistin Yardım ve Çalışma Ajansı’nın (UNRWA) finansman sorunu yaşadığını belirterek, örgüte bağış yapılması çağrısında bulundu.

Yaklaşık 30 bin çalışanı bulunan UNRWA, Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Lübnan ve Suriye’deki yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteciye, eğitim ve sağlık başta olmak üzere çeşitli alanlarda destek sağlıyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında şu ana kadar en az 38 bin 345 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Filistinlileri zorla yerinden etmekle suçladığı İsrail’i, “yıkım ve ölüm diyarında tilt oyunundaki (pinball) toplar gibi Filistinlilerin yerlerini değiştiriyor olmakla” suçladı.

Cuma günü Filistin Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Başkanı Philippe Lazzarini ile katıldığı bağışçılar toplantısında konuşan Guterres, “(Gazze’de) çatışmaların ve yıkımın ulaştığı aşırı düzey akıl almaz ve affedilemez” dedi. Guterres, “Tam Gazze’deki durumun mevcut durumdan daha da kötüye gidemeyeceğini düşündüğümüzde, bir şekilde, tiksindirici bir biçimde, siviller cehennemin daha da derin tabakalarına itildi” diye konuştu.

Öte yandan Guterres, UNRWA’nın “devasa bir finansman sorunu” yaşadığını dile getirdi. UNRWA’nın fonlarının bitmesiyle Filistinlilerin “hayati bir can simidini” kaybedeceği uyarısında bulunan Guterres, “Şunu açıkça ifade edeyim: UNRWA’nın alternatifi yoktur” diye konuştu ve örgüte bağış yapılması çağrısında bulundu.

Kuruluşa yapılan bağış miktarının gelecek hafta belli olacağını kaydeden Guterres, yeni bağışlar sayesinde UNRWA’nın, faaliyetlerini Eylül ayı sonuna kadar yürütebileceğine inandığını söyledi.

Savaşta şu ana kadar 195 UNRWA çalışanının öldürüldüğünü kaydeden Guterres, bu rakamın BM tarihinde en yüksek rakam olduğunu vurguladı.

UNRWA Başkanı Philippe Lazzarini de, buna parallel olarak, kuruluş olarak Filistinlilere yardım edebilmek için yalnızca Ağustos ayının sonuna kadar fonlarının kaldığını ifade etti. Lazzarini, faaliyetlerini sürdürebilmek adına, UNRWA’nın gelecek aylarda fon arayışını sürdüreceğini kaydetti.

İsrail, bir grup UNRWA çalışanını, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırıda örgüte destek vermekle suçlamıştı. Bunun üzerine Almanya, UNRWA’ya geçici olarak yeni fonların onaylanmayacağını duyurmuş, daha sonra iş birliğini yeniden başlatmıştı. Bu gelişmelere atfen Lazzarini, “Ajansımıza güveni yeniden inşa etmek için ortaklarımızla yorulmadan çalıştık” diye konuştu.

ABD Kongresi, UNRWA’ya fon desteğini durdurmuş durumda. Başkan Joe Biden yönetimi, Filistinli sivillere yönelik maddi desteği diğer kuruluşlara yönlendirmiş bulunuyor.

İsrail devletinin aktardığı verilere göre, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırıda, çoğu sivil bin 195 kişi hayatını kaybetti. Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise, İsrail’in verdiği karşılık sonucunda, en az 38 bin 345 kişi öldü.

Yaklaşık 30 bin çalışanı bulunan UNRWA, Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Lübnan ve Suriye’deki yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteciye, eğitim ve sağlık başta olmak üzere çeşitli alanlarda destek sağlıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

BM’den Gazze İçin Ateşkes Çağrısı: Çocuklar Açlıktan Ölüyor

İsrail’in Gazze Şeridi’nde yönelik saldırılarında 278. gün geride kalırken Birleşmiş Milletler, uluslararası topluma insani yardımın karadan ulaştırılmasına öncelik verilmesi, İsrail kuşatmasının sona erdirilmesi ve ateşkes sağlanması çağrısında bulundu.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı ise 38 bin 243’e, yaralananların sayısı ise 88 bin 33’e yükseldi. Ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarıldı.

Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlarından oluşan bir heyet, Cenevre’de yaptığı açıklamada, kıtlığın Gazze Şeridi’ne yayıldığını söyledi. Uzmanlar son günlerde, yetersiz beslenmeden altı aylık, dokuz yaşında ve 13 yaşında üç çocuğun öldüğüne dikkat çekti.

Panelin açıklamasında, “Her üç çocuk da yetersiz beslenme ve yeterli sağlık hizmetine erişememe nedeniyle öldü. Bu çocukların Gazze’nin merkezinde tedavi görmesine rağmen açlıktan ölmesi, kıtlığın Gazze’nin kuzeyinden orta ve güney Gazze’ye yayıldığına şüphe bırakmıyor” denildi.

Birleşmiş Milletler (BM) heyeti açıklamasında, uluslararası topluma insani yardımın karadan ulaştırılmasına öncelik verilmesi, İsrail kuşatmasının sona erdirilmesi ve ateşkes sağlanması çağrısında bulundu.

Öte yandan Hamas’ın ABD’nin ateşkes önerisinin önemli bir bölümünü kabul etmesinin ardından Gazzeliler arasında çatışmaların duracağına dair umutlar yeniden canlanmıştı. Ancak Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby yaptığı açıklamada, iki taraf arasında hala derin anlaşmazlıklar olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, anlaşmanın İsrail’in Hamas’ı bir tehdit unsuru olarak ortadan kaldırmak başta olmak üzere hedeflerine ulaşana kadar savaşa devam etmesini engellememesi gerektiğinde ısrar ediyor.

Arabuluculuk çabalarına yakın bir Filistinli yetkili ise bir sonraki hamleyi İsrail’in yapması gerektiğini söyledi. Yetkili yaptığı açıklamada, “Artık her şey Netanyahu’ya bağlı. Hamas pozisyonunu netleştirdi ve bir anlaşmayı mümkün kılacak kadar esneklik gösterdi, ancak İsrailliler bile her şeyin Netanyahu’ya ve onun bir anlaşma isteyip istemediğine bağlı olduğunu söylüyorlar” şeklinde konuştu.

Mısır Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns’un Gazze savaşında ateşkes sağlanması çabalarını görüştüğünü açıkladı. Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanı, Mısır’ın Gazze Şeridi’nde askeri operasyonların devam etmesini reddeden tutumunu yineledi” denildi.

ABD’li üst düzey yetkililer Hamas’ın geçen hafta verdiği tavizlerin ardından ateşkes için bölgede bulunuyordu. Ancak Hamas, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği yeni saldırının ateşkes görüşmelerini kritik bir anda tehdit ettiğini söyledi ve arabuluculara İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’yu dizginlemeleri çağrısında bulundu.

Mısır devletine bağlı El Kahire News’in üst düzey bir kaynağa dayandırdığı haberine göre Mısırlı bir güvenlik heyeti Doha’ya giderek “mümkün olan en kısa sürede bir ateşkes anlaşmasına varmak amacıyla Hamas ve İsrail arasındaki bakış açılarını yakınlaştırmayı hedefleyecek.”

Hamas’ın en üst düzey siyasi lideri İsmail Haniye, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına devam etmesi halinde arabulucuları “feci sonuçlara” karşı uyararak, görüşmelerin çökmesinin “tüm sorumluluğunu” Netanyahu ve ordunun taşıyacağını söyledi.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Gazze’de Yüksek Derecede Kıtlık Riski Sürüyor

Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora göre; Gazze Şeridi’nde nüfusun yüzde 96’sını oluşturan 2 milyon 150 bin kişi kriz seviyesi olarak ifade edilebilecek akut gıda güvensizliği içinde bulunuyor.

Raporda, Gazze’de nüfusun yüzde 22’si oluşturan yaklaşık 500 bin kişinin gıda güvensizliği yüzünden “beşinci aşama” olarak nitelendirilen felaket koşulları içinde yaşadığı kaydedildi. Bu aşamada, hanelerde aşırı derecede yiyecek kıtlığı yaşandığı, açlıkla başa çıkma kapasitelerinin adeta tükenme noktasına geldiği kaydedildi.

Gazze nüfusunun yüzde 33’ünü oluşturan 745 bin kişinin ise felaket koşullarına yakın “dördüncü aşama” içinde olduğu belirtildi.

Birleşmiş Milletler ile küresel gıda güvenliği izleme kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Sınıflandırma Aşaması’nın (IPC) ortaklaşa hazırladığı son raporda, Gazze’de çatışmaların sürmesi ve insani yardıma erişimin kısıtlanmasının devam etmesi durumunda Gazze Şeridi’nin tamamında kıtlık riskinin Eylül ayına kadar en üst düzeyde olacağı tespiti yapıldı.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu‘nun rapordan aktardığı son güncellemelere göre, Gazze Şeridi’nde nüfusun yüzde 96’sını oluşturan 2 milyon 150 bin kişi kriz seviyesi olarak ifade edilebilecek akut gıda güvensizliği içinde bulunuyor.

Raporda, Gazze’de nüfusun yüzde 22’si oluşturan yaklaşık 500 bin kişinin gıda güvensizliği yüzünden “beşinci aşama” olarak nitelendirilen felaket koşulları içinde yaşadığı kaydedildi. Bu aşamada, hanelerde aşırı derecede yiyecek kıtlığı yaşandığı, açlıkla başa çıkma kapasitelerinin adeta tükenme noktasına geldiği kaydedildi.

Gazze nüfusunun yüzde 33’ünü oluşturan 745 bin kişinin ise felaket koşullarına yakın “dördüncü aşama” içinde olduğu belirtildi. Raporda, İsrail’in Refah’taki operasyonları sonrasında bölgeden kaçanların sayısının bir milyonu aştığı ifade edildi. Gazze Şeridi’nde Mayıs ayı sonu itibariyle tarım üretimi yapılan toprakların yüzde 57’sinin tahrip edildiği veya ciddi şekilde hasar gördüğü belirtildi.

Gazze Şeridi’nde insani yardımın ulaştığı alanın sürekli daralmaya devam ettiği, Filistinliler’e güvenli bir şekilde yardım ulaştırma yeteneğinin azaldığı kaydedilerek, “Bu olumsuz ve son derece istikrarsız durum böyle devam ederse, Nisan ayında az da olsa görülen iyileşmeler hızla tersine çevrilebilir” ifadesi kullanıldı.

BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland, Güvenlik Konseyi’nin bugün yapılan Filistin oturumunda yaptığı konuşmada, Gazze’de açlık ve gıda güvensizliğinin devam ettiğini söyledi.

Özel Koordinatör Wennesland, Gazze’nin kuzeyinde yaklaşmakta olduğu öngörülen kıtlığın gıda dağıtımlarındaki artışla önlendiğini belirterek, “Güneyde gıda güvensizliği daha da kötüleşti. Gazze nüfusunun neredeyse tamamı yüksek düzeyde gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Yaklaşık yarım milyon insan felaket düzeyinde gıda güvensizliğiyle karşı karşıya” dedi.

“İsrail’e baskı yapmaya devam ediyoruz”

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas–Greenfield, Güvenlik Konseyi’nde yaptığı Filistin ve Gazze’deki ateşkes çabalarıyla ilgili görüşlerini aktardıktan sonra yayınlanan son raporla ilgili endişelerini dile getirdi. Thomas – Greenfield, Gazze’de insani ihtiyaçların felaket boyutlarına ulaştığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Son yayınlanan IPC raporunun endişe verici bir şekilde açıkça ortaya koyduğu gibi Gazze’ye insani yardımın arttırılması ve ihtiyaç sahibi herkese ulaşması gerekiyor. Gazze nüfusunun büyük bir kısmı felaket düzeylerinde açlıkla karşı karşıyayken, yardımların ulaştırılmasında sürekli yaşanan kesintiler yüzünden durum hızla kötüleşme riski içerisinde.

Yardım ulaştırmakla görevli BM personeli ve sahada yardım için çalışanların güvenliğini de birinci öncelik olarak görüyoruz. İsrail’e, Gazze’ye yardım dağıtımını kolaylaştırmak için daha iyi koşullar yaratması konusunda baskı yapmaya devam ediyoruz.”

Paylaşın