Gazeteci Banu Güven, DW Türkçe için kaleme aldığı ‘Erdoğan’ın hedefi 2032’ye kadar başkanlık’ başlıklı yazısında, “Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yapılan sistem değişikliğini milat olarak yorumluyor. Buna göre, 2014’teki cumhurbaşkanlığını hesaba katmıyor, kronometreyi 2018’den itibaren çalıştırıyor” ifadeleri kullandı.
Banu Güven, yazısının devamında, Erdoğan’ın bu hedefleri belediye başkanı seçilmeden önce planladığını belirterek, “1996’da “Demokrasi bizim için asla amaç olamaz” diye konuşurken, belki bu kadar ayrıntılı bir hesap yapmamıştı, ama hedefinde mutlak iktidar ve Türkiye’yi değiştirmek vardı. 2023 seçimi, Erdoğan’ın çıktığı yolda gireceği en kritik dönemeç olacak” dedi.
“Erdoğan iktidarının Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bitip bitmeyeceği, muhalefet bloklarının beraberce bu hamleye vereceği karşılığa bağlı” diyen Güven’in yazısı şöyle;
“Recep Tayyip Erdoğan 1954’te doğdu. Tam bir ay önce 68 yaşını doldurdu. İlk hedefi, 2023 seçimlerinde yeniden seçilmek, yani 70’inci yaşına da cumhurbaşkanı olarak girmek. Aslında Erdoğan sistemi değiştirmeden önce varolan Anayasa maddesi, bir kimsenin en fazla iki dönem cumhurbaşkanlığı yapabileceğini söylüyor. Ne var ki, Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yapılan sistem değişikliğini milat olarak yorumluyor. Buna göre, 2014’teki cumhurbaşkanlığını hesaba katmıyor, kronometreyi 2018’den itibaren çalıştırıyor. Erdoğan’ın adaylığına karşı Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yapılacak itirazların nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek ise zor değil.
Erdoğan 2023’te kazanabilirse, bir sonraki hedefi de belli. Onun hazırlığını da 2017’deki Anayasa değişikliğiyle yapmıştı. Buna göre, “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen meclisin ve cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni meclisin ve cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder. Bu şekilde seçilen meclis ve cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.” Seçim Kanunu’na göre, cumhurbaşkanının üçüncü kez aday olabilmesi için, seçimleri yenileme kararının öngörülen tarihten en az 1 yıl önce alınması gerekiyor. Toplayın çıkarın, 2032 ediyor.
AKP’nin Bartın Milletvekili ve Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Tunç da, bu niyeti doğrulayana açıklamalar yapmış, “2023’te seçilirse, 2028 yılındaki seçimler öncesinde, meclisin erken seçim kararı alması durumunda, Erdoğan yeniden aday olabilir ve 2032 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı yapabilir” demişti.
MHP yasası, Bahçeli barajı
Erdoğan’ın önümüzdeki dönemde erken seçim silahını çekebilmek için mecliste en az 360 sandalyeye ihtiyacı var. Dolayısıyla MHP’nin meclise girmesi yetmiyor, bir de olabildiğince çok vekil sokmasını sağlamak gerekiyor. 2023 Haziran’ı yaklaşırken, gerekli önlemleri alıp öyle yola devam etmek istiyor Erdoğan. Dolayısıyla, bu değişiklik için Anayasa Komisyonu’nu sabahlara kadar çalıştırmanın ardında, ilk bakışta görünenden daha uzun vadeli ve daha çok seçenekli bir plan var. Evet, bir ihtimal daha var.
Diyelim ki, Erdoğan 2023’te cumhurbaşkanı seçilemedi. Muhalefetin adayı yemin etti, göreve başladı. Memlekette bir bayram havası yaşanıyor. Erdoğan Bahçeli ile birlikte 360 milletvekili hedefine ulaşırsa, bu bayram havası uzun sürmeyebilir. Erdoğan ne zaman isterse, meclis 360 oyla kendini feshedip yeniden seçim kararı alabilir. Seçim Kanunu’ndaki bu değişiklik işte bu ihtimal de düşünülerek yapılıyor. Seçim ittifaklarına dönük değişiklik önerisindeyse AKP’nin geçen seçimde uğradığı kayıplar var.
2018 seçimine Cumhur İttifakı olarak giren AKP ve MHP’nin oyları, ayrı ayrı hanelere yazılsaydı, iki parti de daha fazla sandalye çıkaracaktı. Dolayısıyla Erdoğan Millet İttifakı’nın işine yarayan bu formülü değiştirmek, ittifakları anlamsızlaştırmak istiyor. Böylece muhalefet ittifakı içinde yar alan DEVA ve Gelecek Partisi’ne oy vermeyi düşünen seçmenin, “Benim oyum bir işe yarayacak mı” sorusunu sormasını hedefleyen bir manevra bu. MHP için ise sorun yok. MHP’li adayları 2023’te belli seçim bölgelerinde AKP listelerinde göreceğimizden kuşkunuz olmasın.
Bütün bunların üzerine Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen, HDP kapatma ve 451 HDP’liye siyaset yasağı davası var. Bugüne kadarki deneyimlerden yola çıkarak, iktidarın seçime kısa bir süre kala, HDP’nin kapatılması ve kadrolarına da siyaset yasağı getirilmesi için tam saha pres yapacağını söylemek yanlış olmaz.
Erdoğan, bu hedefleri çok önceden, bana sorarsanız belediye başkanı seçilmeden önce planlamış bir siyasetçi. 1996’da “Demokrasi bizim için asla amaç olamaz” diye konuşurken, belki bu kadar ayrıntılı bir hesap yapmamıştı, ama hedefinde mutlak iktidar ve Türkiye’yi değiştirmek vardı. 2023 seçimi, Erdoğan’ın çıktığı yolda gireceği en kritik dönemeç olacak. O virajda savrulup savrulmayacağı, iktidarının Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bitip bitmeyeceği, muhalefet bloklarının beraberce bu hamleye vereceği karşılığa bağlı. O da başka yazının konusu olsun.”