Kredi Büyüme Hızı Yüzde 45’i Aştı

Tüketici kredileri ve ticari krediler belli bir süredir artış trendinde. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre kredi büyüme hızındaki yükseliş geçen hafta da devam etti.

Bloomberg HT’nin haberinde 13 haftalık, yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış kredi büyüme hızının yüzde 45’i aştığı belirtildi. Bu da kredilerde Temmuz 2020’den beri ilk defa bu kadar hızlı bir büyümenin kaydedilmesi demek.

Bunun iki temel nedeni var: Alım gücünün düşmesi ve enflasyonun yüksek olması.

BBC Türkçe’den Özge Özdemir’in haberine göre, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, alım gücünün düşmesiyle insanların hayatlarını idame ettirebilecekleri gelirlerinin azaldığını vurguluyor.

Arzova’ya göre geliri düşen vatandaşlar, bunun bir kısmını kredi kartlarıyla bir kısmını da tüketici kredileriyle idare etmeye çalışıyor.

İkinci olarak enflasyona karşı gelirini korumak isteyenler de kredilere koşuyor.

Konut fiyatlarının yükselmesiyle konutun da bir yatırım aracı olmaktan çıktığını söyleyen Arzova, insanların enflasyona karşı bütçelerini korumak için gelecekte yapmayı planladığı alışverişlerini bugünden gerçekleştirdiğini anlatıyor:

“Otomobil, televizyon, buzdolabı gibi hangi varlık söz konusuysa yarın bunun fiyatı artar diye insanlar bugünden almaya çalışıyor.”

“Tasarruf etmektense parayı harcamak mantıklı”

Spinn Danışmanlık Kurucu Ortağı Özlem Derici Şengül, alım gücündeki düşüşün kredi kullanmaya mecbur bıraktığını söylüyor:

“Enflasyonun yarattığı talebi öne çekmek söz konusu, tasarruf etmektense parayı harcamak mantıklı.”

BDDK’nın verilerine göre tüketici kredileri tutarı 15 Nisan itibarıyla 810 milyar TL’ye çıktı.

Bu kredilerin 315 milyar TL’si konut, 16 milyar TL’si taşıt ve 479 milyar TL’si ihtiyaç kredisi.

Ekonomist Derici, ekonomi politikalarının da kredi artışını körüklediği görüşünde.

Derici, daha önce nereye gittiği belli olmayan kredilerin önünü kesmek için büyük yatırım projelerine ya da katma değerli projelere kredi verilmesi için hedef odaklı kredi politikasına geçildiğini, ancak son dönemde bunun değiştiğini aktarıyor.

Derici’ye göre yine büyümenin krediyle pompalandığı bir döneme girilmesi söz konusu.

“Kredi ile borçları enflasyona ödetiyorlar”

15 Nisan haftasında ticari kredilerdeki artış yüzde 50’e yaklaştı.

Bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi ise 5 trilyon 525 milyar TL’ye çıktı.

“Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımızda hem hanehalkı hem şirketler açısından borçluluk görece daha düşük” diyen ekonomist Arzova’ya göre Türkiye, kredi hızı büyümesinde henüz tehlikeli bir bölgede değil.

Arzova, üretim enflasyonunun yüksek olduğu yerde şirketlerin TL kredi ile borçlanmasının da mantıklı olduğu görüşünde:

“Kredilerin faizinin olması gereken yer bu değil. O yüzden şirketler burada akıllıca bir şey yapıyor. Kredi taksitleri ile borçlarını enflasyona ödetiyorlar.”

Mart ayında üretici enflasyonu yüzde 114 olarak gerçekleşti.

Tüketici enflasyonu ise yüzde 61 oldu.

Ancak bir yandan da tüketici kredilerinin ve ticari kredilerin artması, olumsuz bir döngünün başladığına işaret.

Kredilerin artmasıyla enflasyon yükselişi tetikleniyor, yarın yapılacak tüketim bugüne çekiliyor, böylece yarın tüketim azaldığında şirketlerin üretim yapması zorlanıyor.

Kredi büyüme hızı ne kadar olmalı?

2008’deki küresel finansal krizin ardından Merkez Bankası, 2013 yılında yayımladığı bir raporunda orta vadede ortalama yüzde 15 civarında bir yıllık kredi büyümesinin makul ve sağlıklı olabileceğini açıklamıştı.

2013’te kredilerdeki büyümenin yüzde 40’a yaklaştığı dönemler olmuştu.

O yıl ekonomik büyüme ise yüzde 4 oranındaydı.

O dönem bilinçli olarak kredi büyümesinin durdurulmasının amaçlandığını ve bu yüzden taksitlere sınırlama getirildiğini hatırlatan Derici’ye göre bugün için en tehlikeli durum hanehalklarının borçlandırılması.

Bu yüzden asıl yapılması gerekenin enflasyonla mücadele olduğunu vurgulayan Derici, “Şu an ekonomi politikasında bir tane bile enflasyonla mücadele adımı yok” diyor.

Arzova da ileride önce tüketimin sonra üretimin yavaşlamasıyla istihdam kayıplarının ve borcu ödeyememe durumlarının yaşanabileceğine dikkati çekiyor:

“Şirketler daha düşük hızda çalışmaya başladıkları zaman istihdam kayıpları yaşanacak. Böylece insanlar işsiz kalabilecek ve bu borcu ödeyemeyecek hale gelecekler. O yüzden bu döngüye girerken yüzdelerin bu kadar yüksek olmaması gerek. Hanehalkının borçlu olması çok istenen bir durum değildir.”

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat’ın Devlete 3 Aylık Maliyeti 14 Milyar TL

Kur korumalı mevduat (KKM) sisteminde 3 aylık hesapların vadesi önümüzdeki hafta doluyor. Bu 3 aylık süreçte dolar yüzde 26 değerlendi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre mart ayı itibariyle kur korumalı mevduat hesaplarındaki toplam tutar ise 561 milyar 869 milyon TL.

Bu tutarının 70 milyar TL’lik bölümü 23-30 Aralık 2021 dönemde büyük çoğunluğu TL hesaplardan geçişle KKM’ye bağlandı. Birinci grupta ortalama kur seviyesi 11.84 liradan 70 milyar TL’ye verilen döviz garantisinin devlete ilk maliyeti, -önümüzdeki hafta doların 14.72 lira (14-19 Mart ortalaması) olduğu varsayımıyla- 14 milyar lirayı buluyor.

Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre bankacılık uzmanı, ekonomist Erol Taşdelen, sürekli Türk Lirası’nda kalıp paralarını vadeli hesapta tutanların kur korumalı hesaplarda kârlı çıkacağını söyledi.

Taşdelen, “İlk açan grupta dolar 11.62 liraydı. Şu an görünen faiz gelirini düştüğümüzde +2 TL fazladan kazançları olacak. Bu normal faiz gelirinin iki katından fazla ek gelir demek” dedi.

Bu farkı Hazine’nin ödeyeceğine işaret eden Taşdelen, “Asıl sorun bu. Hangi kamu yararı var da kur farkı vatandaşın vergileri ile Hazine tarafından karşılanıyor. Bu durumda Hazine’nin sosyal transfer harcamaları ihtiyacı olana değil parası olana gidiyor. Devlet eli ile zenginden alıp fakire verilmesi gereken kaynak, parası olan zenginlere gidiyor” yorumunda bulundu.

Paylaşın

Vatandaşların Bankalara Borcu İlk Kez 1 Trilyon Lirayı Aştı

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre banka ve özel kuruluşlardan çekilen bireysel kredi miktarı ilk kez 1 trilyon lira seviyesini aştı. Kişi başına çekilen ortalama kredi miktarı ise 29 bin TL’yi geçti.

TBB verilerine göre enflasyon ve kur artışı nedeniyle alım gücü düşen halk, alım gücünü artırmak için bankalara gitti. 2021 Kasım verilerine göre banka ve finansal şirketlerde gerçekleşen bireysel kredi ve kredi kartı borç tutarı ilk kez 1 trilyon 17 milyar lira seviyesine ulaştı. Bireysel krediler Kasım 2020’ye göre yüzde 18 artış gösterdi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haftalık verilerine göre sadece bankacılık sektöründen kullanılan krediler 14 Ocak itibariyle 987 milyar 131 milyon liraya çıktı. 34.8 milyon kişi bireysel kredi kullanırken kişi başı ortalama kredi bakiyesi de 29.2 bin düzeyine çıktı.

Yüzde 18 artış

Bireysel krediler kasım 2020’ye göre yüzde 18 artış gösterdi. Bireysel kredilerin yüzde 46’sını ihtiyaç kredileri, yüzde 30’unu konut kredileri yüzde 19’unu kredi kartları ve yüzde 5’ini taşıt kredileri oluşturdu. TBB verilerine göre tarihte ilk kez bireysel kredi ve kart borcu 1 trilyon lira eşiğini geçti. BDDK’nın 14 Ocak itibariyle haftalık verisinde sadece bankacılık sektöründe kredi ve kredi kartı borçlarının 987.1 milyar lira seviyesinde olduğu görülüyor.

Takibe dönüşüm arttı

TBB verilerine göre bireysel kredi ve kart borcunda takibe dönüşüm yüzde 2,6 seviyesine çıktı. BDDK’nın sağladığı erteleme avantajının ilk adımı eylül itibariyle kaldırılmıştı. Kasımda ise takibe dönüşüm oranı yüzde 2,6’ya yükseldi. Ekimde yüzde 2,4, eylülde ise yüzde 2,3 seviyesindeydi.

TBB verilerine göre kasım itibariyle 34.8 milyon kişinin bireysel kredi ve kart borcu bulunuyor. Bireysel kredi kullanan kişi sayısı takipteki krediler hariç olmak üzere son bir yılda 800 bin kişi arttı. Kasım itibariyle ilk defa ihtiyaç kredisi kullananlarda da artış gözlendi. TBB verilerine göre kasımda 197 bin kişi ilk defa kredi kartı, 134 bin kişi tüketici kredisi kullanırken konut kredisi ilk kez kullanan kişi sayısı 30 bin oldu. 120 bin kişi ise ilk kez kredili mevduat hesabı kullandı.

Paylaşın

Batık Krediler 200 Milyar Liraya Yaklaştı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, izlemedeki krediler 450 milyar liraya yükselirken bu kredilerin bir bölümünün gelecek 3-4 ayda donuk alacağa dönüşeceği ve bu miktarın 200 milyar liraya doğru gideceğine dikkat çekiliyor.

BDDK verilerine göre, Kasım 2021’de bankaların sektörlere kullandırdığı toplam nakdi kredi miktarı bir önceki yıla göre yaklaşık 1 trilyon 170 milyar TL artışla 4 trilyon 944 milyar liraya yükseldi. Bankaların batık kredi oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artışla 150 milyar 305 milyon liradan 159 milyar 943 milyon liraya yükseldi.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre, yakın izlemedeki krediler 450 milyar liraya yükselirken bu kredilerin bir bölümünün gelecek 3-4 ayda donuk alacağa dönüşeceği ve bu miktarın 200 milyar liraya doğru gideceğine dikkat çekiliyor.

BDDK’nin verilerine göre en fazla kredi batıran sektörler ise şöyle:

Perakende ikinci oldu

Miktar olarak en fazla krediyi son bir yılda inşaat sektörü batırdı. Toptan ve perakende ticaret, motorlu araçlar servis hizmeti sektöründe takipteki kredi miktarı 23 milyar 774 milyon lira oldu. Geçen yıl aynı dönemde bu miktar 24 milyar 110 milyon liraydı. Perakende sektörü takipteki kredinin en fazla olduğu ikinci sektör oldu.

2020 Kasım döneminde imalat sanayisinde takipteki kredi miktarı 27 milyar 832 milyon lirayken geçen yılın aynı döneminde bu miktar 23 milyar 417 milyon liraya indi. Bu rakamla imalat sanayisi en fazla takipteki kredi miktarı olan sektörler arasında üçüncü oldu.

Turizm sektöründe son bir yılda batık kredi miktarı 785 milyon liralık artışla 8 milyar 262 milyon liraya yükseldi. Bu dönemde taşımacılık, depolama ve haberleşme sektöründe takipteki kredi miktarı 6 milyar 901 milyon lira olurken tarım sektöründeki batık miktarı ise 4 milyar 416 milyon liraya çıktı.

Paylaşın

Dijital Bankalar 2022’den İtibaren Faaliyete Giriyor!

Şubesiz faaliyet gösterecek dijital bankalara yönelik yeni düzenleme Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Söz konusu bankaların faaliyet izni alabilmesi için asgari 1 milyar lira ödenmiş sermayeye sahip olması gerekecek. 

Haber Merkezi / Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK), şubesiz faaliyet gösterecek dijital bankalara yönelik yeni düzenlemesi “Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik”, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Yönetmeliğe göre, dijital bankalar, mevduat ya da katılım bankası olmalarına göre kredi kuruluşlarının gerçekleştirebileceği tüm faaliyetleri yerine getirebilecek. Dijital bankaların kredi müşterileri, yalnızca finansal tüketicilerden ve KOBİ’lerden oluşabilecek.

Dijital bankalar genel müdürlük ile genel müdürlüğe bağlı hizmet birimleri dışında muhabirlik, acentelik, temsilcilik gibi her ne ad altında olursa olsun teşkilatlanmaya gidemeyecek, fiziksel şube açamayacak ve genel müdürlüğe bağlı hizmet birimlerini amacı dışında fiziksel şube gibi kullandıramayacak.

Söz konusu bankaların faaliyet izni alabilmesi için asgari 1 milyar lira ödenmiş sermayeye sahip olması gerekecek.

Müşteri şikayetlerini ele almak üzere en az bir fiziksel büro kurması zorunlu kılınan dijital bankalar, kendi kuracakları ATM ağları ya da diğer ATM ağları üzerinden müşterilerine hizmet verebilecek.

Paylaşın

BDDK’dan 26 Kişi Hakkında Suç Duyurusu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), sosyal medyada döviz kurlarındaki hareketlilik konusundaki paylaşımları dolayısıyla Rüşdü Saraçoğlu, Mustafa Sönmez, Şeref Oğuz, Okan Aybar, Erk Acerer, Emin Çapa ve Evren Bolgün’ün de aralarında bulunan 26 kişi hakkında daha suç duyurusunda bulundu.

BDDK’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, sosyal medya ve yayın organları üzerinden kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşımları dolayısıyla Bankacılık Kanunu’nun 74. maddesinde yer alan, “Bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz” hükmüne aykırı davrandığı belirlenen 21 gerçek kişi ve sosyal medya kullanıcısı hakkında 162. madde kapsamında suç duyurusunda bulunuldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun suç duyurusu üzerine, eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ile Güldem Atabay, Burhanettin Bulut, Emin Çapa ve Selçuk Geçer hakkında soruşturma başlatmıştı.

Bugün öğle saatlerinde BDDK’nın kurlardaki hareketliliği sosyal medya hesaplarında değerlendiren beş ekonomist hakkında suç duyurusunda bulunduğu açıklanmıştı. Ancak kurumun akşam saatlerinde paylaştığı liste ile bu sayının daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Gazeteci Mustafa Sönmez Twitter hesabınan yaptığı paylaşımla BDDK’ya tepki göstererek suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.

Gazeteci Emin Çapa ise Halk TV’de yaptığı açıklamada kendilerine gözdağı verilmek ve susturulmak istendiğini belirterek “Beni bir kenara bırakın Durmuş Yılmaz gibi Merkez Bankası’nda yöneticilik yapmış olan bir insan itibarsızlaştırılıyor. Öyle yağma yok. Ben kendi adıma şunu söylemek isterim halkıma karşı vicdanen rahat olmak ve ekonomi habercisi olarak görevimi yapmaya devam ediyorum” dedi. Çapa son paylaşımında suçlananlardan ikisinin eski merkez bankası başkanı olduğuna işaret etti.

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut da, Twitter hesabından “BDDK hakkımda suç duyurusunda bulunmuş. BDDK önce 20 Aralık’ta yüklü miktarda kim alım, kim satım yaptı onu araştırsın” ifadelerini paylaştı. Selçuk Geçer de Medyascope’a yaptığı açıklamada “Dikkate bile almıyorum. Ben ömür boyunca hapis yatmaya razıyım. O geceyle ilgili bütün olayları araştırsınlar. Kim, nasıl manipüle etmiş? Konuyla ilgili BDDK’dan araştırma bekliyoruz” dedi.

Paylaşın