Ankara: Hacı Bayram Veli Camii

Hacı Bayram Veli Camii; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Hacı Bayram Mahallesi, Sarıbağ Sokak üzerinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Taş kaideli, tuğla duvarlı kiremit çatılı bir camiidir. Planı uzunlamasına dikdörtgen olan cami, doğusunda Augustos Tapınağı duvarına, güneyde Hacıbayram Veli Türbesi’ne dayanmıştır. Kuzeyde ve batıda haremin yarıdan fazlasını kaplayan son cemaat yeri sonradan ilave edilmiştir.

Kare taş kaideli, silindirik tuğla gövdeli ve iki şerefeli minare türbenin güneydoğu duvarında yükselir. Dışta alt pencereler sivri kemerli taş nişlerle kuşatılmıştır. Alçı şebekeli üst pencereler sivri tuğla kemerlidir. Son cemaat yerinde, ayrıca; dikdörtgen ara pencereler sıralanır. Son cemaat yerinin güneye bakan çıkıntı duvarında yeşil sırlı tuğlaya benzer yağlıboya ile sülüs yazı ile “Kelime-i Tevhid“ yazılıdır.

Harem tek sahınlıdır ve kasetleme işçiliği ile yapılmıştır. Ahşap tavanlıdır. Kuzeyde ahşap kadınlar mahfili yer alır. Tavan, kenarlarda çeşitli çiçek desenleriyle süslü bir pervaz ile çevrilidir. Haremde duvarlar pencere üstlerine kadar, yenilenmiş olan çinilerle kaplıdır. Müezzin mahfilinin altında eski çiniler mevcuttur. Bunlar 18’inci yüzyıla ait Kütahya çinileridir.

Kalıplama tekniği ile yapılmış olan mukarnas nişli mihrap sonradan boyanmıştır. En dışta mukarnas frizi ile kuşatılmıştır. Tepesi mazgal gibi palmet yaprakları ile taşlanmıştır. İkinci bordürde neshi yazı ile “Kelime-i Tevhid“ tekrarlanır. Üçüncü bordür yıldızlar meydana getiren çokgenlerle doldurulmuştur. Dördüncü bordür yine “Kelime-i Tevhid” in tekrarlandığı neshi yazı ile süslenmiştir. Taklit kündekari tekniği ile yapılmış ahşap üzerine boyalı minber kaliteli bir işçilik sergiler.

Camide ahşap üzerine boyalı bütün nakışlar Nakkaş Mustafa tarafından yapılmıştır. Camii Haci Bayram-ı Veli’nin torunlarından Mehmet Baba tarafından 1714 tarihinde tamir ettirilmiştir. İlk yapılışı 1427–1428 tarihlerinde olan camii, tavan, mihrap-minber işçiliği süslemesi, müezzin mahfili altındaki çinileri ve tavan yapımı ile tamamen 17’nci yüzyıl sonu 18’inci yüzyıl başı Ankara camilerinin karakterini kazanmıştır. Tamir kitabesi de bunu gösterir. Hacı Bayram Veli Cami Ankara’nın en önemli camilerindendir.

Paylaşın

Ankara: Zafer Anıtı

Zafer Anıtı; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Ulus Semti, Atatürk Bulvarı üzerinde, Orduevi önündedir. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

tatürk’ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir. Tabanında kabartma halinde zafer çelenkleri yer almıştır. Herhangi bir yazı yoktur.

İtalyan heykeltıraş Pietro Cannonica tarafından 1927 yılında yapılmıştır. Milli bayram ve kurtuluş yıl dönümlerinde çelenklerle süslenen bir anıttır.

Paylaşın

Ankara: Ziraat Bankası Müzesi

Ziraat Bankası Müzesi; Ankara’nın Altındağ İlçesi, Doğan Bey Mahallesi, Atatürk Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Ziraat Bankası Müzesi, 1926-1929 yılları arasında İtalyan Mimar Giulio Mongeri tarafından yapılan ve I. Ulusal Mimarlık Dönemi yapılarından biri olan Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası Şeref Salonu’nda yer almaktadır. Bankanın 118’nci kuruluş yıldönümünün kutlandığı 20 Kasım 1981 tarihinde, dönemin Danışma Meclisi Başkanı Şadi Irmak tarafından açılmıştır.

Ülkemizin ilk ve tek banka müzesi olma özelliğini taşır. Başlangıcından bugüne kadar Türkiye bankacılık sisteminin ticari, ekonomik, siyasi, kültürel, sanatsal ve eğitsel değişimi ile günümüze kadar gelinen gelişimi gösteren Ziraat Bankası Müzesi, bu özellikleri içinde barındıran ve bankacılık sisteminde kullanılan pek çok antika nesneyi, tarihi bir atmosfer içinde sergilemektedir.

Ziraat Bankası’nın çekirdeği olarak tanımlanan, 1863 yılına ait orijinal “Memleket Sandığı”; yüz yılın üzerinde tarihi geçmişi olan yevmiye defterleri, bugün artık kullanılmayan altın alım ve satım kayıt defterleri, “Kinin” tevzi ve satışına ait defterler, Genel Müdürlük ve şubelerde kullanılan hesap ve yazı makineleri ile kristal hokka takımları, eski telefonlar, çeşitli altın ve mektup terazileri, bekçi kontrol saatleri, eski yazı banka kapı levhaları ile çeşitli kurum ve kuruluşların bankaya verdiği madalyon ve berat örnekleri teşhirde bulunan değerli eşyalar arasındadır.

Yine geçmiş dönemlerde kullanılan “Kura Çarkı”, bazı şubelere ait resmi banka mühür örnekleri, 60-70 yıllık haberleşme kopya defterleri, tasarruf hesabı cüzdan örnekleri, fiş ve makbuz dipkoçanlarından örnekler, eski yazı çekler, kasa esas defterleri, tarihi nitelikteki teftiş defterleri ve raporları gibi geçmişi belgeleyen önemli belgelerin yanı sıra 1929 yılında Genel Müdürlük Binasının açılışında kullanılan altın orak ve tepsi ile Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına ait para örnekleri de ilgi çeken değerli objeler olarak sayılabilir.

Paylaşın

Ankara: Seğmenler Parkı

Seğmenler Parkı; Ankara’nın Çankaya İlçesi, Kavaklıdere Semti sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Atatürk Bulvarı ile İran Caddesi arasında kalan vadide 67 bin metrekarelik bir alanda kurulmuştur.

1983 yılında acılan parkta büyük bir amfi tiyatro vardır. İçinde havuzlar, bir çocuk bahçesi, geniş gezi alanları ve Ankara folklorunun simgesi olan Seymenler Anıtı yer alır.

 

Paylaşın

Ankara: Şefik Bursalı Müze Evi

Şefik Bursalı Müze Evi; Ankara’nın Çankaya İlçesi, Ahmet Mithat Efendi Sokak üzerinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

1903 yılında Bursa’da doğan Şefik Bursalı, hocaları olan İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Feyhamam Duran, Namık İsmail ve Avni Lifij’in Türk Ressamlar Birliği sergilerine öğrenciyken katılmaya başlamıştır. Daha sonra Avrupa’ya gitmiş ve birçok sanat merkezinde çalışma imkânı bulmuştur.

İzmir, Konya ve İstanbul liselerinde öğretmenlik yapmış 1934-1936 yılları arasında Konya’da step karakterini yansıtan Selçuk, Mevlana konulu resimleriyle ün kazanmıştır. 1937-1938 yılları arasında Atatürk’ün arzusuyla eserlerini Moskova, Leningrad, Kiev, Bükreş, Belgrat, Atina ve Paris şehirlerinde sergilemiştir. Avrupa’nın diğer şehirlerinde de sergilere katılmış ve olumlu eleştiriler almış olan ressam 20.04.1990 tarihinde vefat etmiştir.

Yaşadığı ev Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Şefik Bursalı Müzesi olarak düzenlenmiştir. Ressam Şefik Bursalı, eserlerinin tamamına yakın kısmını ve “atölye-ev”ini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağışlamıştır. Bağışlanan eserler sanatçının kendisi tarafından, sanat yaşamının tüm dönemlerini kapsayacak şekilde seçilmiştir.

Müze düzenlenirken ev, eserlerin konulabilmesi için gerekli teknik yapılarla donatılmış ve yeniden döşenmiştir. Evin bahçesi eski doğal özellikleri ile korunmuş ve evin ön kısmına da sanatçının bir büstü yerleştirilmiştir. Bu atölye müze ev sayesinde şimdiki ve gelecek kuşaklar ünlü ressamın sanatını bir bütünlük içinde ve sanatçının yaşadığı atmosferin bir parçası halinde inceleyip tanıyabileceklerdir.

Paylaşın

Ankara: Mogan Gölü

Mogan Gölü; Ankara’nın Gölbaşı İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Mogan Gölü’nün kıyısında plaj ve gazinoların yanı sıra lokanta ve kahveler yer alır. Sıcak yaz aylarında deniz özlemini bir parça da olsa gideren bir gezi ve mesire yeridir.

Kıyısında bir yüzme havuzu olan göl, kayık gezileri için elverişlidir. Gol kenarında bulunan Mogan Park da Ankaralılar’ın eğlenip hoş vakit geçirdiği bir piknik alanıdır.

Paylaşın

Ankara: ODTÜ Arkeoloji Müzesi

Arkeoloji Müzesi; Ankara’nın Yenimahalle İlçesi, İnönü Bulvarı. ODTÜ Yerleşkesi içerisinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

ODTÜ Arkeoloji Müzesi Türkiye’nin ilk üniversite müzesi olarak 1960’lı yıllarda üniversitenin kuruluş sürecinde dönemin rektörü Sayın Kemal Kurdaş’ın öngörüleri ile hayat bulmuştur. Müze düşüncesinin ortaya çıkmasına yol açan gelişme yerleşke içinde bulunan arkeolojik alanlarda kazıların başlaması olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kazısı olan ve Atatürk tarafından bizzat başlatılan Ahlatlıbel Arkeolojik Alanı günümüz ODTÜ yerleşkesi içinde kalmaktadır. 1962 yılında başlatılan Yalıncak kazıları ve daha sonra Koçumbeli’de yürütülen arkeolojik kazılarda ele geçen arkeolojik eserler ile 1967-1968 yıllarında yine ODTÜ tarafından yürütülen Ankara Frigtümülüs kazılarında çıkan eserlerden oluşan bir müzenin kurulması 1969 yılında gerçekleştirilmiştir.

ODTÜ Müzesinin asma katında Koçumbeli ve Yalıncak merkezlerinde yapılan kazılardan ele geçen eserler sergilenmektedir. M.Ö. 2500-2300 yıllarına tarihlenen Koçumbeli’nden gelen eserler daha çok günlük çanak-çömlek örnekleri, taş ve kemik aletler, idoller, hayvan figürinleri, ağırşaklar ve damga mühürlerden oluşmaktadır. Yalıncak’ta ele geçen eserler ise, burada M.Ö. 7.’nci yüzyıldan günümüze kadar kesintisiz bir yerleşim olduğunu göstermektedir.

Yerleşmedeki zaman dizini en iyi şeklide çanak-çömlek örnekleri ve sikkelerden izlenebilmektedir. ODTÜ arazisi ile Atatürk Orman Çiftliği ve Bahçelievler arasında kalan Frignekropolünde yapılan kazılardan ele geçen eserler ise müzenin birinci katında sergilenmektedir. Frignekropolünde saptanabilen on dört tümülüsten ODTÜ yerleşkesine yakın olan üçünün yeni bilimsel kazı teknikleri ile açılması Frigkültürüne ait ilginç bulguları ortaya koymuştur.

Ayrıca Beştepeler- Gençlerbirliği Tümülüsü ölü yakma alanında 1986-1988 yıllarında yapılan kurtarma kazılarından çıkarılan çok sayıda ve çeşitli formlarda ölü yakma kapları ile yanmış tören arabası parçaları da bu tarihten sonra müzede Ankara Frig Eserleri katında diğer üç tümülüs eserleriyle beraber sergilenmeye başlanmıştır.

Eserlerin tümü her yıl Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen araştırmacıların çalşmalarına konu olmakta, universite öğrencileri eserler üzerinde tezler hazırlamaktadır. Ayrıca müze farklı üniversitelerin eğitim  fakülteleri ve müzecilik programları kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara da ev sahipliği yapmaktadır.

Paylaşın

Ankara: Beypazarı, Kent Tarihi Müzesi

Kent Tarihi Müzesi; Ankara’nın Beypazarı İlçesi, Rüstem Paşa Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

1928 yılında inşa edilen Rüstem Paşa Okulu Beypazarı Belediyesi tarafından İl Özel İdaresinden alınarak Beypazarı Kent Tarihi Müzesi olarak düzenlenmiştir.

İlk çağlardan günümüze kadar geçen sürede Beypazarı ile ilgili tüm tarihi dönemler, maketler, kalıntılar, her döneme özgü eserler ve tüm belgeler müzede görülebilir. Akademik çalışmalar için de bir arşivi olan müze, ilçenin tarihini tüm ayrıntılarıyla canlandırmaktadır.

Paylaşın

Ankara: 100. Yıl Müzesi

100. Yıl Müzesi; Ankara’nın Çankaya İlçesi, Sıhhıye Semti, Atatürk Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

100. Yıl Müzesi Atatürk’ün doğumunun 100. yılı nedeniyle 24 Kasım 1981 tarihinde Ankara Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde kurulmuştur.

Müze kaybolmaya yüz tutmuş etnografik eserleri korumak, yaşatmak, yeni nesillere aktarmak, enstitüyü ziyaret eden yerli ve yabancı konuklara Türk kültürü ve el sanatlarını tanıtmak amacıyla kurulmuştur. Müze üç bölümden oluşmaktadır. Eserlerin büyük bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu son dönemine aittir.

Birinci bölümde gümüş kullanım eşyaları ve takılar, ikinci bölümde el emeği göz nuru nakışlar ve üçüncü bölümde Atatürk’e ait fotoğraflar ve müze anı defterinin bulunduğu Şeref Köşesi yer alır.

Paylaşın

Ankara: Harikalar Diyarı

Harikalar Diyarı; Ankara’nın Sincan İlçesi, Yunus Emre Mahallesi, Ayaş Yolu Caddesi üzerinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Yaklaşık 771 bin metrekaresi yeşil alan, 330 bin metrekaresi yol ve meydanlar, 40 bin metrekaresi otopark alanı, 67bin metrekaresi yapı alanı ve 92 bin metrekaresi de su alanları olarak planlanan Harikalar Diyarı içinde, çocuklar için 25bin metrekarelik bir alanda kurulmuş bir Masal Adası da yer alır.

Özel bir peyzaj ve ışıklandırma sistemiyle yapılan Masal Adası’nda, çeşitli masal kahramanlarının kendilerine has mekanlarında canlandırıldığı ve filmlerinin gösterildiği 12 adet cep sineması bulunmaktadır. Bu bölümde; Ergenekon adlı Türk destanında adı geçen Asena isimli dişi kurt, bir Türk kahramanı olan Tarkan, Dedem Korkut hikayelerinde destanı anlatılan Boğaçhan yer alırlar.

Halk edebiyatımızda saygın bir yeri olan halk şairimiz Karacaoğlan, hiciv ustası ve bilge Hoca Nasrettin, masal kahramanlarımız Keloğlan gibi şahsiyetler, masal dünyasının şaheserlerinden Alaaddin ile Sihirli Lambası, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun vazgeçilmez kahramanları Hacivat ve Karagöz aynı mekanı paylaşırlar.

Yabancı kahramanlar arasında ise Roma dönemi çizgi film kahramanı Asteriks, Taş Devri kahramanları Fred Çakmaktaş ve Ailesi ile evrensel insani değerleri yansıtan J.Swift’in unlu eseri Gulliver’in Seyahatleri’nde adı geçen Dağ Adam, Amerikan yaşam tarzının bir kesitini yansıtan Red Kit ve Daltonlar gibi karakterler sergilenmektedir.

Parkta, 2 bin 800 metrekarelik bir alanda, 550 kişilik büyük ana salon ve 2 yarı salondan oluşan bir nikah salonu, göl ve 5 bin kişilik yarı açık göl anfisi, kıyı çay bahçesi, Anadolu mutfağının örneklerini sergileyen Anadolu Sofrası Lokantası, deniz ürünleri lokantası, atıştırma mutfakları, büfeler ve su depoları yer alır. Büyük bir yönetim binası, 350 kişilik modern toplantı salonu, sergi, sinema ve tiyatro salonları bulunan parkta özürlülerin de yararlanabileceği açık ve kapalı yüzme havuzları bulunur.

Futbol, basketbol, voleybol, hentbol sahalarını da içeren parkta, kır kahvesi, kafeteryalar, piknik alanları, otoparklar, bisiklet ve yaya yolları bulunmaktadır. Türkiye’nin en büyük parkı olan Harikalar Diyarı, başkent ve yakın çevresine hizmet verecek olan 1 milyon 300 bin metrekarelik alanıyla aynı zamanda Avrupa kıtasının da en büyük kentsel parklarından birisidir.

Paylaşın