Fransa’da Okullarda “Abaya” Yasağı Kesinleşti

Fransa’da Danıştay, hükümetin abaya ve entari tarzı uzun elbiselerin laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle okullarda giyilmesini yasaklamasına ilişkin yapılan itirazı reddetti. Bu kararla, okullarda abaya yasağı kesinleşmiş oldu.

Fransa’da Eğitim Bakanı Gabriel Attal, yeni eğitim dönemi öncesinde laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle devlet okullarında abayanın yasaklanacağını açıklamıştı.

Bakan erkeklerin de “kamis” adı verilen uzun gömlekleri giymesinin yasaklandığını duyurmuştu. Bakan, yasağa gerekçe olarak ülkede geçerli olan laiklik ilkesini göstermiş, laiklik ilkesi gereğince devlet okullarından dini sembollerinin yerinin olmadığını belirtmişti.

Hükümet Sözcüsü Olivier Veran, 28 Ağustos’ta ülkedeki okullarda giyilmesinin yasaklanacağı abaya ve benzeri uzun elbiseler için “politik bir saldırı aracı” olduğu yorumunu yapmıştı.

Mahkemenin kararına göre, abaya yasağı özel hayata saygı, din özgürlüğü, eğitim hakkı ve çocuğun refahı haklarını ihlal etmediği gibi, ayrımcılık yasağı ilkesine de aykırılık teşkil etmiyor.

Fransa Danıştayı, okullarda abaya gibi tesettür giysilerinin daha fazla giyilmesinin “dini bir arka planı” olduğu değerlendirmesinde bulundu. Mahkeme, bunun öğrencilerin ifadelerinden anlaşıldığını vurguladı. Yüksek Mahkeme, yasanın devlet okullarında herhangi bir dine aidiyet göstergesi olan giysileri yasakladığına dikkat çekti.

Fransa’da 2004 yılında çıkan bir yasada devlet okullarında derslere dini simge ve objelerle girilmesi yasaklanmıştı. Bu kararın ardından okullarda baş örtüsü yasağı gelmişti.

Bundan sonra ne olacak?

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara gönderilen talimatnameye göre, abaya giymekte itiraz eden öğrencilerin aileleriyle önce “diyalog süreci” başlatılacak, bunun sonucunda bu giysiyi giymek isteyenler ısrar ederse okuldan atılacak.

Danıştay’ın ilgili dairesi, hükümetin abaya ve entari tarzı uzun elbiselerin laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle okullarda giyilmesini yasaklamasına ilişkin yapılan itirazla ilgili önceki gün bir duruşma düzenlemişti.

Müslümanların haklarını savunan ADM Derneğinin yaptığı başvuruyu değerlendirmek üzere düzenlenen duruşma yaklaşık iki saat sürmüştü.

Yasak kararını temel özgürlüklere aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay’a götüren dernek, duruşmada birkaç ay önceye kadar abayanın “dinle ilgisi olmayan kıyafet” olarak kabul gördüğünü ve bu konuda derin bir tartışma olduğu yolunda savunma yaptı.

Bu yasak nedeniyle abaya giydiği için okula giremeyen öğrencilerin özel hayatının ve kişisel özgürlüğünün ihlal edildiğini savunan derneğin avukatı, bu öğrencilerin kıyafetlerinden dolayı “damgalandığı” görüşünü dile getirdi.

ADM Derneği avukatı Vincent Brengarth, Eğitim Bakanlığının “abayanın” ne tarz bir giysi olduğunu tam anlamıyla tarif eden bir belgesi olmadığını kabul ettiğini söyledi. Brengarth, “Bir şeyin dini nitelikte olup olmadığını belirlemek Eğitim Bakanlığının görevi değil.” ifadesini kullandı.

Abaya kıyafetinin dinle ilgisi olmadığını belirten Brengarth, Fransa İslam Konseyi’nin (CFCM) de bu görüşte olduğunu bildirdi.

Paylaşın

Fransa’da Bir İlk: Tesettür Okullarda Yasaklanıyor

Fransa Eğitim Bakanı Gabriel Attal, devlet okullarında bazı Müslüman öğrencilerin giydiği abaya adı verilen kıyafetin yasaklanacağını söyledi. Attal, abaya giyilmesinin yasaklanmasını “gerekli ve adil” bir karar olarak değerlendirdi.

Eğitim Bakanı Attal, yeni kılık kıyafet yönetmeliğinin okulların açılacağı 4 Eylül öncesinde okul yönetimlerine gönderileceğini söyledi. Attal, “Bir sınıfa adım attığınızda, bir bakışta öğrencilerin hangi dine mensup olduğunu anlayamamalısınız” dedi.

Sağ siyasetçiler çoğunlukla yasağı savunurken, siyasi yelpazenin solunda yer alan bazı politikacılar Müslümanlar kadın ve kızların haklarının çiğnendiği konusunda endişelerini dile getirdi.

Muhalefette yer alan Boyun Eğmeyen Fransa partisinden Clementine Autain, “kıyafet polisliği” yapıldığı eleştirisini yapıyor ve yasağın “anayasaya aykırı” olduğunu savunuyor.

Fransa’daki Müslümanların çatı kuruluşu Fransa Müslüman Konseyi (CFCM) de kıyafetlerin tek başlarına dini semboller olmadığı şeklinde bir açıklama yaptı.

Abaya daha çok Kuzey Afrika, Arap Yarımadası, İran, Mısır gibi ülkelerde giyilen, omuzlardan ayak bileklerine kadar vücudu örten kadın giysilerine deniliyor.

Din ve devlet işlerinin katı bir şekilde ayrıldığı laik bir ülke olan Fransa’da son zamanlarda söz konusu giysilerin dini nitelik taşıdıkları bu yüzden de okullarda yasaklanması gerektiği yönünde tartışmalar yapılıyor.

Fransa’da 1994 yılında kabul edilen bir yasa çerçevesinde okullarda dini sembollerin dikkat çekmeyecek şekilde yer almasına izin verildi. Bundan 10 yıl sonra ise başörtüsü okullarda tamamen yasaklandı. Ancak kipa ve haç yasak kapsamına alınmadı.

2010 yılında da Fransa’da kamuya açık alanlarda yüzün peçe ile kapatılmasına yasak getirildi. 67 milyon nüfuslu Fransa’da tahminlere göre 3,5 ila 6 milyon Müslüman yaşıyor.

Milli Eğitim Personeli Sendikaları Snpden ve Snalc, öğrencilerin çarşafla okula girmesini kabul veya reddetme sorumluluğunun artık öğretmenlere ve okul yönetimi personeline bağlı olmamasının önemli bir gelişme olduğunu ve kararı desteklediklerini açıkladı.

Snpden, X hesabından (eski Twitter), üniversite giriş sınavlarını yeniden Haziran ayına alan ve çarşafla okullara girişi yasaklayan kararlarının “netlik ve cesaret niteliği taşıdığı” mesajını paylaştı.

Devlet okulları, ilk, ortaokul ve liselerde örgütlü Snes-FSU Sendikası Genel Sekreteri Sophie Venetitay da “bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladıklarını” ancak çarşafla gelen öğrencilerle diyaloğun ve okul yönetimlerine destek verilmesinin önemine dikkat çekti.

Venetitay, “Eğer bu karar iyi bir akılla, diyalog içinde, gerginlik ve dışlanma durumlarına yol açmadan yapılırsa, bana kalırsa alınan en iyi karardır” diye konuştu.

Fransız medyasında geçen hafta “eğitim ve istihbarat kurumlarının okullarda laikliğe yönelik saldırılarda patlama yaşandığını ortaya koyan” raporlar yayınlanmıştı.

Raporlarda, 2021-2022 öğretim yılında okullarda laikliğe karşı 2 bin 167 vaka tespit edilirken, 2022-2023 öğretim yılında bu rakamın 4 bin 710’a yükseldiğine dikkat çekilmişti.

Raporda, bu vakalar arasında özellikle kıyafet yasağıyla ilgili ciddi bir artış yaşandığı belirtilmiş; Eylül-Kasım 2021 tarihleri arasında bakanlığa “dini kıyafet ve işaretlerin taşınması” ile ilgili 91 vaka rapor edilirken, Nisan- Temmuz 2023’te bu rakamın 923’e yükseldiği, bunun da “laikliğe yönelik saldırıların yüzde 49’una denk geldiği” bilgisine yer verilmişti.

Yasak nasıl savunuluyor?

Yasağı savunan Bakan Attal, laiklik tanımına ilişkin de konuştu ve “Laiklik kişinin kendisini okul aracılığıyla kurtarma özgürlüğüdür” dedi.

Attal sözlerinin devamında, abaya için “laikliğin sığınağı olması gereken okullar üzerinde cumhuriyetin direnişini test eden bir dini dışavurum” ifadesini kullandı.

Devlet okullarında başörtü yanında, Hristiyan semboller ve kipa takılması da yasak.

Ülkede Samuel Paty adlı öğretmen 2020 yılında ifade özgürlüğü ile ilgili bir ders sırasında, Muhammed Peygamber’in karikatürlerini öğrencilerine göstermesinin ardından başı kesilerek öldürülmüştü.

Fransa’da bu cinayet büyük tepki doğurmuş ve ifade özgürlüğünü desteklemek için ülke genelinde yapılan yürüyüşlere on binlerce kişi katılmıştı.

Paylaşın