7 Ayda 1014 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

İSİG tarafından yayımlanan rapora göre, yılın ilk 7 ayında en az 1014 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Rapora göre, 199 ölümle en fazla iş kazası orman işkolunda oldu. Çalışırken ölen çocuk işçi sayısı 24’e yükseldi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, “2022 Yılı İlk Yedi Ay İş Cinayetleri Raporu” ile Temmuz ayı iş cinayeti raporunu açıkladı. Buna göre 2022 yılının ilk yedi ayında en az 1014 işçi hayatını kaybetti. Temmuz ayında 169 işçi hayatını kaybetti.

İSİG verilerine göre;

Temmuz ayında tarım, orman işkolunda 55 iş cinayeti meydana geldi. Böylece bu yıl işkolundaki ölümler 199’a ulaştı. Özellikle mevsimlik tarım işçilerinin çalıştıkları bölgelere ya da tarlaya yolculuğu sırasında uygun olmayan ulaşım araçlarının kullanılması, eskiyen traktörler, işçilerin barınma-dinlenme-temizlik alanlarının yetersizliği, son dönemde kene ısırmaları vb. ölümlerin temel nedenlerini oluşturuyor.

Temmuz ayında 28, bu yıl ise şu ana kadar 192 inşaat işçisi hayatını kaybetti. Dış cephe iskele, çatı, asansör boşluğu vb. yüksekten düşmeler ölümlerin yarıdan fazlasını oluştururken diğer iki temel neden ise ezilme/göçük ile elektrik çarpmaları.

En çok işçi ölümünün meydana geldiği üçüncü işkolu ise taşımacılık. Ölümlerin yüzde 75’ini trafik kazaları oluştururken diğer önemli bir neden ise çalışma koşullarına bağlı kalp krizleri.

Şu ana kadar en az 18 moto kurye ölümü kayıt altına alındı.

Sanayi işkollarında ölümlerin yüzde 25’i metal, madencilik, enerji, tersane/gemi, kimya, tekstil… işkollarında meydana geldi.

İlk 6 ayda çalışırken ölen çocuk sayısı 24 iken sadece Temmuz ayında bu sayı 15 oldu. Ölen çocukların 1/3’ü de 14 yaş ve altında.

İlk 7 ayda 55 mülteci/göçmen işçi ölümü kayıt altına alındı. Bu işçilerden 24 işçi Suriyeli; 12 işçi Afganistanlı; 4 işçi Özbekistanlı; 3 işçi İranlı; 2 işçi Türkmenistanlı, 1’er işçi Azerbaycan, Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı oldu.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin aylara göre dağılımı şöyle: Ocak ayında 120, Şubat ayında 109, Mart ayında 122, Nisan ayında 129, Mayıs ayında 176, Haziran ayında 189 ve Temmuz ayında 169 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin istihdam biçimlerine göre dağılımına bakıldığında 867 ücretli (işçi ve memur) ve 147 kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf) hayatını kaybetti. Yani ölenlerin yüzde 86’sını ücretliler yüzde 14’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturuyor.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Tarım, Orman işkolunda 199 emekçi (97 işçi ve 102 çiftçi); İnşaat, Yol işkolunda 192 işçi; Taşımacılık işkolunda 124 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 65 emekçi; Metal işkolunda 62 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 52 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 46 işçi; Madencilik işkolunda 42 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 40 işçi; Enerji işkolunda 35 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 26 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 23 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 21 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 19 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 12 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 10 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 8 işçi; Basın, Gazetecilik işkolunda 5 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 2 işçi; İletişim işkolunda 1 işçi; işkolu belirlenemeyen 30 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 220 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 189 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 152 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 112 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 50 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 49 işçi; İntihar nedeniyle 49 işçi; Covid-19 nedeniyle 42 işçi; Şiddet nedeniyle 41 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 33 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 15 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 8 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 54 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 68 kadın işçi ve 946 erkek işçi hayatını kaybetti.

Yaş gruplarına göre

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 14 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 25 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 148 işçi, 28-50 yaş arası 483 işçi, 51-64 yaş arası 217 işçi, 65 yaş ve üstü 69 işçi, yaşı bilinmeyen 58 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk yedi ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 27’si (yüzde 2,66) sendikalı işçi, 987’si ise (yüzde 97,34) sendikasız. Sendikalı işçiler metal, kimya, madencilik, sağlık, belediye, iletişim, enerji, taşımacılık ve güvenlik işkollarında çalışıyordu.

2022 yılının ilk yedi ayında en fazla iş cinayetinde ölüm İstanbul’da yaşandı, 136 işçi hayatını kaybetti.

Not: İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak değerlendiriyor.

Paylaşın

6 Ayda 842 İşçi İş Kazalarında Yaşamını Yitirdi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından paylaşılan rapora göre 2022 yılının ilk 6 ayında en az 842 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerden 53 kadın 789 ise erkekti.

İSİG Meclisi tarafından paylaşılan raporda, devam eden işçi direnişleri selamlanırken; yeniden belirlenen asgari ücret ve sonrasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in yaptığı açıklamalar eleştirildi. Bilgin’in açlık sınırının 3 bin 600 lira ile 4 bin lira arasında olduğuna ilişkin açıklamasına karşı farklı sendikalar tarafından yapılan araştırmalar hatırlatılırken, enflasyon ile birlikte fiyatlarda yaşanan artışlara dikkat çekildi.

“İşçi sınıfı sağlıklı ve güvenli çalışmak, yaşamak için örgütlenmelidir” ifadeleri ile raporda yer alan bölümde, “6331 Sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası’nın Resmi Gazete’de yayınlanmasının üzerinden 10 yıl geçti. Bu süreçte 18 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti, yüzbinlerce işçi yaralandı, birçok arkadaşımız sakat kaldı” denilirken, “Meslek hastalıklarına dair ise bir bilgimiz yok, zira tespiti yapılmıyor, gizleniyor” ifadeleri yer aldı.

2022 yılının ilk 6 ayında iş cinayetlerinde ölenlerin 26’sının (yüzde 3,08) sendikalı işçi, 816’sının ise (yüzde 96,92) sendikasız olduğu bilgisi raporda yer aldı. Söz konusu tabloya karşı örgütlenmenin önemine dikkat çekilen açıklamada, çözüme ilişkin öneriler de yer alırken, mücadeleye devam edileceği vurgulandı.

2022’nin ilk 6 ayındaki cinayetlerde öne çıkan noktalara da vurgu yapılırken, çocuk işçi ve mülteci/göçmen işçi ölümlerinde artışa işaret edildi. Göçmen/mülteci işçi ölümlerine dair, “Büyük bir çoğunluğunun kayıtdışı olarak çalıştıklarını ve yine bu yüzden iş cinayetlerinin gizlendiğini de unutmamalıyız” denildi.

181 günlük süreçte hayatını kaybedenlerden 729’unun ücretli (işçi ve memur) ve 113’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştuğu belirtildi.

İş cinayetlerinin iş kollarına göre dağılımı şöyle:

  • İnşaat, Yol iş kolunda 165 işçi
  • Tarım, Orman iş kolunda 144 emekçi (69 işçi ve 75 çiftçi)
  • Taşımacılık işkolunda 98 işçi
  • Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema iş kolunda 58 emekçi
  • Metal iş kolunda 55 işçi
  • Belediye, Genel İşler iş kolunda 49 işçi
  • Sağlık, Sosyal Hizmetler iş kolunda 40 işçi
  • Madencilik iş kolunda 34 işçi
  • Konaklama, Eğlence iş kolunda 32 işçi
  • Enerji iş kolunda 30 işçi
  • Savunma, Güvenlik iş kolunda 22 işçi
  • Gemi, Tersane, Deniz, Liman iş kolunda 21 işçi
  • Petro-Kimya, Lastik iş kolunda 19 işçi
  • Tekstil, Deri iş kolunda 18 işçi
  • Ağaç, Kâğıt iş kolunda 11 işçi
  • Çimento, Toprak, Cam iş kolunda 7 işçi
  • Gıda, Şeker iş kolunda 6 işçi
  • Basın, Gazetecilik iş kolunda 4 işçi
  • Banka, Finans, Sigorta iş kolunda 2 işçi
  • İletişim işkolunda 1 işçi
  • İş kolu belirlenemeyen 26 işçi

İş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:

  • Trafik, Servis Kazası nedeniyle 165 işçi
  • Ezilme, Göçük nedeniyle 155 işçi
  • Yüksekten Düşme nedeniyle 128 işçi
  • Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 100 işçi
  • İntihar nedeniyle 46 işçi
  • Covid-19 nedeniyle 42 işçi
  • Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 41 işçi
  • Elektrik Çarpması nedeniyle 40 işçi
  • Şiddet nedeniyle 31 işçi
  • Patlama, Yanma nedeniyle 29 işçi
  • Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 12 işçi
  • Kesilme, Kopma nedeniyle 6 işçi
  • Diğer nedenlerden dolayı 47 işçi

2022 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle:

  • 53 kadın işçi
  • 789 erkek işçi

İş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:

  • 14 yaş ve altı 5 çocuk işçi
  • 15-17 yaş arası 17 çocuk/genç işçi
  • 18-27 yaş arası 116 işçi
  • 28-50 yaş arası 416 işçi
  • 51-64 yaş arası 183 işçi
  • 65 yaş ve üstü 58 işçi
  • Yaşı bilinemeyen 47 işçi

2022 yılının ilk 6 ayında 48 mülteci/göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin geldikleri ülkeler ise şöyle:

  • 19 işçi Suriyeli
  • 12 işçi Afganistanlı
  • 4 işçi Özbekistanlı
  • 3 işçi İranlı
  • 2 işçi Türkmenistanlı
  • 1’er işçi Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı.

Not: İSİG, iş kazalarını iş cinayetleri olarak değerlendiriyor.

Paylaşın

Yıllık Enflasyon 2022 Ve 2023 Sonunda Ne Kadar Olacak?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık enflasyon haziranda yüzde 79’a dayandı. Muhalefet partileri ve bağımsız kurumlar Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) daha yüksek olduğunu savunurken iktidar enflasyonu kontrol altına aldığını ve aralık ayından itibaren düşeceğini iddia ediyor.

Peki, 2022 yılı sonunda enflasyon kaç olacak? Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tahminleri 2023 yılı sonunda enflasyonu kaç gösteriyor?

OECD’nin Haziran 2022 tarihli Ekonomik Görünüm Raporu’nda yer alan tahminlere göre Türkiye’de 2022 sonunda yıllık enflasyon yüzde 72 olacak. Türkiye bu oranla tüm OECD ülkeleri arasında zirvede yer alacak. OECD ortalaması ise yüzde 8,8 olacak.

OECD tahminine göre 2022 yılı enflasyon sıralamasında Türkiye’nin ardından ikinci sırada yüzde 60,1 ile Arjantin olacak. Bu iki ülkeden sonra gelen ülkelerde ise enflasyon belirgin şekilde düşük seyrediyor. Üçüncü sıradaki Rusya’da yüzde 16,2 olacak. Rapor, OECD üyesi olmayan önde gelen ülkeleri de kapsıyor. Rusya ve Çin bunların başında geliyor.

En düşük Japonya, Çin ve S. Arabistan’da

OECD tahminlerine göre 2022 yılı sonunda en düşük yıllık enflasyon yüzde 1,9 ile Japonya’da olacak. Bu oran Çin’de yüzde 2 ve Suudi Arabistan’da yüzde 2,2 seviyesinde seyredecek. Diğer bazı ülkelerde 2022 sonunda yıllık enflasyon şöyle olacak: Hollanda yüzde 9,2; Yunanistan yüzde 8,8; Almanya yüzde 7,2; ABD yüzde 7 ve Fransa yüzde 5,2.

2023’te Türkiye’de enflasyon yüzde 39 olacak

OECD’nin 2023 yılı tahmini ise Türkiye için yüzde 39. Türkiye 2023’te yüzde 51 ile zirvede yer alması beklenen Arjantin’in ardından ikinci sırada olacak. OECD ortalamasının ise yüzde 6,1 olması bekleniyor.

2023’te en düşük TÜFE ise yüzde 1,8 ile İsviçre ve yüzde 1,9 ile Japonya’da olacak. 2023 sonunda yıllık enflasyon diğer ülkelerde ise şöyle tahmin edildi: Yunanistan yüzde 3,4; Almanya yüzde 4,7; Hollanda yüzde 4,8 ve İngiltere yüzde 7,4.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Son 5 Ayda En Az 646 İşçi İş Kazalarında Hayatını Kaybetti

İş Sağlığı ve İşçi Meclisi Güvenliği (İSİG), 2022 yılının ilk beş ayını kapsayan İş Cinayetleri Raporu’nu yayımladı. Açılanan rapora göre 151 günde en az 646 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

Hayatını kaybeden işçilerden 563’ü ücretli (işçi ve memur) ve 83 kendi nam ve hesabına (çiftçi ve esnaf) çalışan işçilerdi.

İlk beş ayda iş cinayetlerinde ölenlerin 23’ü (yüzde 3,56) sendikalı, 623’ü ise (yüzde 96,44) sendikasızdı. Sendikalı işçiler metal, kimya, sağlık, madencilik, taşımacılık, enerji, güvenlik ve belediye iş kollarında çalışıyordu.

İş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerden 43’ü kadın, 603’ü ise erkekti.

İş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı

İlk beş ayda: 38 mülteci/göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerden 16’sı Suriyeli, 8’i Afganistanlı, 4’ü Özbekistanlı, 3’ü İranlı, Belaruslu, Endonezyalı, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Türkmenistanlı ve Ukraynalı.

14 yaş ve altı 3 çocuk işçi hayatını kaybetti.

15-17 yaş arası 12 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 86 işçi, 28-50 yaş arası 322 işçi, 51-64 yaş arası 143 işçi, 65 yaş ve üstü 43 işçi, yaşı bilinmeyen ise 37 işçi hayatını kaybetti.

2022 yılının ilk beş ayındaki iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:

  • İnşaat, yol işkolunda 118 işçi;
  • Tarım, orman işkolunda 103 emekçi (49 işçi ve 54 çiftçi)
  • Taşımacılık işkolunda 76 işçi
  • Metal işkolunda 48 işçi
  • Ticaret, büro, eğitim, sinema işkolunda 43 emekçi
  • Belediye, genel işler işkolunda 39 işçi
  • Sağlık, sosyal hizmetler işkolunda 34 işçi
  • Madencilik işkolunda 28 işçi
  • Konaklama, eğlence işkolunda 27 işçi
  • Enerji işkolunda 21 işçi
  • Savunma, güvenlik işkolunda 21 işçi
  • Petro-kimya, lastik işkolunda 18 işçi
  • Tekstil, deri işkolunda 15 işçi
  • Gemi, tersane, deniz, liman işkolunda 10 işçi
  • Ağaç, kâğıt işkolunda 8 işçi
  • Çimento, toprak, cam işkolunda 5 işçi
  • Gıda, şeker işkolunda 4 işçi
  • Basın, gazetecilik işkolunda 4 işçi
  • Banka, finans, sigorta işkolunda 2 işçi
  • İşkolu belirlenemeyen 22 işçi.

En fazla ölüm İstanbul’da

Türkiye’nin 73 kentinde ve yurtdışında 11 ülkede iş cinayeti gerçekleşti. En fazla iş cinayetinin gerçekleştiği kent, 96 ölümle İstanbul oldu.

96 ölüm İstanbul’da; 27 ölüm Kocaeli’nde; 24’er ölüm Antalya ve Muğla’da; 23 ölüm İzmir’de; 22 ölüm Mersin’de; 21’er ölüm Bursa ve Manisa’da; 19 ölüm Denizli’de; 18’er ölüm Aydın ve Kayseri’de; 17 ölüm Ankara’da; 16’şar ölüm Gaziantep ve Samsun’da; 15’şer ölüm Konya ve Şanlıurfa’da; 12 ölüm Adana’da; 10’ar ölüm Malatya ve Zonguldak’ta; 9’ar ölüm Balıkesir ve Sakarya’da; 8 ölüm Çanakkale’de; 7’şer ölüm Batman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta; 6’şar ölüm Bolu, Eskişehir, Mardin, Sivas ve Trabzon’da; 5’er ölüm Adıyaman, Ağrı, Bilecik, Çorum, Kütahya, Tekirdağ ve Uşak’ta; 4’er ölüm Diyarbakır, Düzce, Erzurum, Karabük, Kırıkkale, Kırşehir, Ordu, Rize, Sinop ve Yalova’da; 3’er ölüm Artvin, Burdur, Çankırı, Giresun, Kastamonu, Nevşehir, Niğde, Siirt ve Tokat’ta; 2’şer ölüm Afyon, Bartın, Edirne, Hakkari, Iğdır, Kars, Kırklareli, Osmaniye, Şırnak ve Van’da; 1’er ölüm Aksaray, Ardahan, Bayburt, Elazığ, Isparta, Karaman ve Kilis’te meydana geldi.

16 ölüm ise yurtdışında (3’er Irak ve Kuzey Kıbrıs; 2 Rusya; 1’er Azerbaycan, Çin, Dominik, İsrail, Libya, Makedonya, Malta, S.Arabistan) gerçekleşti.

İşçi intiharlarındaki artış

İSİG raporda şu başlıklara da dikkat çekti:

  • Mayıs ayı ile birlikte (havanın ısınması, sezonun başlaması) güvencesiz çalışmanın en yoğun olduğu inşaatlarda ve tarımdaki iş cinayetlerinde bir sıçrama meydana geldi. Bu ay 46 tarım emekçisi ve 35 inşaat işçisi hayatını kaybetti.
  • Diğer yandan geçtiğimiz yıllarda yaz süreciyle birlikte azalan sanayi işkollarındaki ölümler de sürüyor. Benzer bir gerçeklik OHAL sürecinde de (2016-2018) meydana gelmiş ve sanayi işçilerinin ölümünde oransal bir artış yaşanmıştı.
  • İşçiler hayat pahalılığı ve işten çıkarma tehdidi nedeniyle güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edildi. Asgari ücret düzeyinin tüm ücretliler içindeki oranı yüzde 70’e ulaşırken birçok işyerinde sigortalar asgari ücret üzerinden yatırılsa da belli miktarlar elden geri alındı.
  • İşten atılma baskısıyla işçiler daha çok çalıştırıldı, üç işçinin yapacağı iş iki işçiye yaptırıldı. Başta temel gıda, kira, ısınma, ulaşım olmak üzere her şeye yapılan zam furyasında düşük ücret-işsizlik-güvencesiz çalışma cenderesindeki işçilerin fiziki ve ruhsal sağlığı çok etkilendi.
  • Servis/trafik kazalarında tarım sektöründeki hareketlilik ve buna bağlı olarak özellikle traktör taşımacılığı dikkat çekiyor. Tarımda işçilerin kapalı kasa kamyonet, römork, eski araçlar vb. taşınması ile kapasite fazlası yolculuk ve çiftçilerin traktörlerindeki eksiklikler ölüm ve yaralanmalarda başlıca nedenler.
  • Sanayi işkollarında iş cinayetlerinin oransal olarak artışı ile birlikte ezilme, patlama, yanma, elektrik çarpması, zehirlenme vb. ölüm nedenlerinde de gözle görülür bir yaygınlaşma mevcut. Bu noktada İstanbul, Kocaeli, İzmir, Manisa, Bursa, Ankara, Tekirdağ, Sakarya, Gaziantep, Samsun, Konya gibi şehirlerde endüstriyel kazalar olarak adlandırılan iş cinayetleri öne çıkıyor.
  • Ekonomik kriz, mobbing ve fazla çalışmaya bağlı işçi intiharları devam etmektedir. Özellikle geçinemeyen işçilerin banka ve tefecilerden aldıkları borçları geri ödeyememeleri sonucu yapılan baskılar bu intiharların önemli bir nedeni. Yine genç işçi/işsizlerin güvencesizleştirme kıskacında geleceksizleştirilmeleri intiharların diğer önemli nedeni.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), iş kazalarını iş cinayeti olarak tanımlıyor…

Paylaşın

Otomotiv Pazarında Daralma Nisan Ayında da Devam Etti

Nisan ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,8 azalarak 45 bin 564 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 10,4 artarak 14 bin 471 adede çıktı. Ocak-Nisan döneminde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı yıllık bazda yüzde 18,5 oranında azalarak 212 bin 85 adet olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), ‘2022 Nisan Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazar Değerlendirme’ raporunu yayınladı. Buna göre,  Nisan’da otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,8 azalarak 45 bin 564 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 10,4 artarak 14 bin 471 adede çıktı.

Ocak-Nisan döneminde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı yıllık bazda yüzde 18,5 oranında azalarak 212 bin 85 adet olarak gerçekleşti. Otomobil satışları, 2022 yılı Ocak-Nisan döneminde geçen yıla göre yüzde 20,7 oranında azalarak 162 bin 398 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 10,2 azalarak 49 bin 687 adet oldu.

ODD tarafından yayınlanan raporda, “2022 yılı Ocak-Nisan döneminde otomobil ve hafif ticari araç pazarı yüzde 18,5 oranında azaldı. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2022 yılı Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,5 oranında azalarak 212.085 adet olarak gerçekleşti. Otomobil satışları, 2022 yılı Ocak-Nisan döneminde geçen yıla göre yüzde 20,7 oranında azalarak 162.398 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 10,2 azalarak 49.687 adet oldu.

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2022 Nisan ayında yüzde 2,4 ve otomobil pazarı yüzde 5,8 azalırken, hafif ticari araç pazarı yüzde 10,4 oranında arttı. 2022 yılı Nisan ayı otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2021 yılı Nisan ayına göre yüzde 2,4 azalarak 60.035 adet oldu. 2022 Nisan ayında otomobil satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,8 azalarak 45.564 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 10,4 artarak 14.471 adet oldu.

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Nisan ayı ortalama satışlara göre yüzde 5,1 azaldı. Otomobil pazarı, 10 yıllık Nisan ayı ortalama satışlara göre yüzde 6,8 azalış gösterdi. Hafif ticari araç pazarı, 10 yıllık Nisan ayı ortalama satışlara göre yüzde 0,9 arttı.” şu ifadelere yer verildi.

Otomobil pazarı segmentlere göre; Pazarın yüzde 89,8’i vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlar oluşturdu. C segmenti otomobiller 76.091 adetle yüzde 46,9 pay, B segmenti otomobiller 68.737 adetle yüzde 42,3 pay aldı.

Otomobil pazarı gövde tiplerine göre; Gövde tiplerine göre değerlendirildiğinde ise en çok tercih edilen gövde tipi SUV otomobiller (yüzde 40,5 pay, 65.720 adet) oldu. SUV otomobilleri; yüzde 34,5 pay ve 56.069 adet satış ile Sedan, yüzde 23,1 pay ve 37.434 adet satış ile H/B otomobiller takip etti.

Otomobil pazarı motor tipine göre; Benzinli otomobil satışları 115.094 adetle yüzde 70,9 pay, Dizel otomobil satışları 25.576 adetle yüzde 15,7 pay, Hibrit otomobil satışları 16.606 adetle yüzde 10,2 pay, Otogazlı otomobil satışları 3.734 adetle yüzde 2,3 pay aldı. 1.388 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşti.

Otomobil pazarı motor hacmine göre; 1600cc altındaki otomobil satışları yüzde 22,5 azalarak yüzde 88 pay, 1600-2000cc aralığındaki otomobil satışları yüzde 49,9 azalarak yüzde 0,8 pay, 2000cc üstü otomobil satışları yüzde 45,3 azalarak yüzde 0,2 pay aldı.

Otomobil pazarı emisyon seviyelerine göre; 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 63.924 adetle yüzde 39,4 pay, 120-140 gr/km arasındaki otomobiller 42.310 adetle yüzde 26,1 pay aldı.”

Paylaşın

2022 İçin Ekonomi Kehanetleri

Yeni Kovid varyantından enflasyona kadar, küresel ekonomi yeni yılda bazı göz korkutucu risklerle karşı karşıya. Son iki yıldaki çalkantıdan sonra, ekonomi uzmanları 2022’nin daha sakin olacağı yönünde hem fikir.

Ancak 2019’un sonlarında, yeni bir koronavirüs tipinin ilk vakaları Çin’deki Wuhan’dan gelmeye başladığında, birkaç ay içinde dünya ekonomisinin bir pandemi tarafından dümdüz olacağı öngörülmemişti. Peki önümüzdeki yıl için büyük riskler neler?

Guardian için yeni yılın ekonomi öngörülerini yazan Larry Elliott, Türkiye’yi de inceledi. İşte 2022 için ekonomi kehanetleri…

1 – Omicron varyantı ne yapar?

Virüsün Omicron varyantının ne kadar ciddi olacağını söylemek için henüz çok erken, ancak hayatın pandemi öncesi normale dönmek üzere olduğuna dair umutları çoktan boşa çıkardı.

Tüketicilerin kısıtlamalara uymaları için talimat ihtiyacı yok; çoğu zaman böyle anlarda eğilim olarak kendi davranışlarını yumuşatırlar Tam ölçekli karantinalara dönüşün çok daha ciddi sonuçları olabilir.

BCA Research’te ekonomist olan Dhaval Joshi, giderek daha fazla varyantın ortaya çıkacağını ve bunlardan birinin sorun çıkaracağını söylüyor.

“Bir varyanttan kaynaklanan tehlike şu üç özellikten gelir” diyen uzman şöyle açıklıyor:

Bulaşıcılığı, aşılardan ve doğal bağışıklıktan kaçma yeteneği; ve neden olduğu hastalığın şiddeti. Burada büyük sorun Omicron varyantının bir ‘süper varyant’ olup olmadığı değil. En büyük sorun, eninde sonunda yeni bir varyantın bir ‘süper varyant’ haline gelme ihtimali.

2 – Enflasyon uçuşa geçebilir

Fiyat baskılarındaki beklenmedik artış, 2021’in önemli gelişmelerinden biri oldu. İngiltere Merkez Bankası, ABD Federal Rezervi ve Avrupa Merkez Bankası, artan enerji fiyatlarının birleşiminden kaynaklanan enflasyondaki keskin artışa hazırlıksız yakalandı.

Yıl, artan fiyatlar, işgücü kıtlıkları ve arz yönlü darboğazlarla geçti. İngiltere Merkez Bankası, yaşam maliyetindeki yıllık artışın önümüzdeki Nisan ayına kadar %5’in üzerinde olmasını, ancak daha sonra düşmeye başlamasını bekliyor.

Ancak enflasyonun tahmin edilenden daha fazla kök salması durumunda merkez bankaları bazı zor kararlarla karşı karşıya kalacak.

Noel’den hemen önce, Saxo bankası, 2022 için olası olmayan ancak yeterince takdir edilmeyen olaylara ilişkin 10 “çirkin” tahminini ortaya koydu ve bunlardan biri, dünyanın en büyük ekonomisinde enflasyonu %15’in üzerine çıkaran ABD’de bir ücret-fiyat sarmalıydı.

Çok daha mütevazı bir artış bile Fed’in agresif bir şekilde politika sıkılaştırmasına neden olabilir.

3 – Çin toslaması

Yıllardır dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin ciddi bir ekonomik gerileme yaşamak üzere olduğuna dair spekülasyonlar yapıldı ve bu hiç gerçekleşmedi.

Ancak eski sorunlar, şimdi mükemmel bir fırtınayı kanıtlayabilecek şeyleri kamçılamak için mevcut zorluklarla birleşmeye başladı.

Geçmişten gelen sorunlar, Pekin’in emlak şirketi Evergrande’nin başarısızlığını yönetme ve sorunlarının tüm ekonomiye bulaşmasını önleme girişimleriyle örnekleniyor.

Sektördeki diğer birçok şirketle birlikte Evergrande, Pekin politikasını gevşettiği anda büyüdü ve yetkililer ekonominin aşırı ısınmasıyla başa çıkmak için adımlar attığında ise başı belaya girdi.

Çin, Covid-19’a risksiz bir yaklaşım benimsedi ve küresel ekonominin arz yönlü sorunlarının merkezinde yer aldı. Ekonomi soğudukça, Xi Jinping’in milliyetçi söylemi, özellikle Tayvan’a doğru hızlandı. Ekonomi ve jeopolitika, 2022’de çarpışma riskiyle karşı karşıya

4 – Gelişmekte olan piyasalarda kriz

Sadece Kasım ayında Türk lirasındaki %30’luk düşüş, finans piyasalarını gelişen piyasalardaki bir krizin tehlikeleri konusunda alarma geçirdi.

Aslında, Türkiye’nin sorunlarının çoğu, Türkiye’nin cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın para politikasına alışılmışın dışında yaklaşımından kaynaklanan ülkeye özgü bir durum.

Döviz satıcıları, Erdoğan’ın yükselen enflasyonla başa çıkmanın yolunun faiz oranlarını düşürmek olduğu konusundaki ısrarından etkilenmedi. Yüksek riskli olarak görülen diğer büyük yükselen piyasa ekonomisine olan inanç da Arjantin örneğinde olduğu gibi yetersiz durumda.

Bununla birlikte, daha sistemik bir sorun var ki, birçok yükselen piyasa, genellikle gelecekteki ihracat kazançlarını teminat olarak kullanarak ABD doları cinsinden ağır borç aldı.

ABD Federal Rezervinin politikayı sıkılaştırması durumunda, doların güçlenmesi ve daha yoksul ülkelerin borçlarını ödemesini daha zor hale gelmesi muhtemel.

Küresel ekonomi de yavaşlarsa, çifte darbeyle karşı karşıya kalınabilir. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun zaten artan borç sıkıntısı konusunda uyarılar yaptığını da hatırlatalım.

5 – Finansal bir çöküş

Varlık fiyatları -hisseler, tahviller ve mülkler- pandeminin başlangıcından bu yana arttı.

Sektörün, en düşük faiz oranları ve finansal piyasaların niceliksel genişleme programları tarafından yaratılan parayla dolup taşması, ev değiştirmeyi ve spekülatif faaliyetler için borç para almayı daha kolay hale getirdi.

Merkez bankalarından herhangi bir sıkılaşmanın sınırlı ve kademeli olacağı mesajı da varlık fiyatlarını yükseltti.

Ancak, karantinaların ardından büyümeyi yakalayan bir dönemin ardından ekonomiler yavaşlamaya başladı.

Burada risk, merkez bankalarının, beklenenden daha yüksek enflasyon oranları nedeniyle daha sert para politikaları için zorlanmaları ve böylece değerli varlıklar için desteği ortadan kaldırmaları.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

2022 ‘Hayat Pahalılığı’ Yılı Olacak

Son iki yılı Kovid 19 pandemisinin etkisi altında geçiren Türkiye ekonomisi, 2021’i ekonomi yönetiminde yaşanan karmaşa ve kur krizi ile geride bırakıyor. Ekonomide 2022’nin gündemi ise yüksek enflasyon, bir başka deyişle ‘hayat pahalılığı’ olacak. Zira enflasyonun yeni yılın ilk yarısında yüzde 40’lara dayanması bekleniyor.

DW Türkçe’ye konuşan ekonomistler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın enflasyonu düşürmeden “düşük faiz” politikasında ısrar etmesi halinde, vatandaşın cebindeki yangının 2022’de daha da artacağı görüşünde.

Türkiye ekonomisi, 2022 yılına pek çok sorun ile birlikte giriyor. Özellikle 2021’in son aylarına damgasını vuran yüksek enflasyon, yeni yılda gündemin en önemli maddelerinden biri olacak. Son bir yılda Dolar ve Euro karşısında yüzde 50 değer kaybeden Türk Lirası’nın 2022’de nasıl bir seyir izleyeceği de merak edilen konular arasında. Son açıklanan Kasım 2021 enflasyon verilerine göre TÜFE yüzde 21,3’e, ÜFE ise yüzde 54,62’ye çıktı. Böylelikle 2003 yılından beri TÜFE-ÜFE farkı en yüksek seviyesine ulaşmış oldu. 3 Ocak 2022’de açıklanacak Aralık ayı rakamları ile birlikte, enflasyonun son 19 yılın en yüksek seviyesine çıkması bekleniyor. Hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program’da 2022 için enflasyon hedefi yüzde 9,8 olarak belirlenmiş durumda.

“TÜİK’in enflasyon verileri gerçeği yansıtmıyor”

Gerçek enflasyonun TÜİK’in açıkladığı verilerin çok üzerinde olduğunu dile getiren ekonomistlere göre, 2022 yılının ilk yarısında enflasyon yeni rekorlar kırabilir. DW Türkçe’ye konuşan Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz’a göre, TÜİK’in enflasyon verileri enflasyon sorununda gerçek tabloyu göstermiyor. “TÜİK’in asli görevine geri dönmesi, kurumsal olarak erozyona izin vermeden bize verileri doğru vermesi durumunda, şu anda enflasyonun kesinlikle yüzde 30’ların üzerinde olacağını göreceğiz” diyen Prof. Yılmaz,resmi rakamlara göre yüzde 55’e dayanan üretici enflasyonu ile yüzde 20’yi aşan tüketici enflasyonu arasındaki farka dikkat çekiyor.

Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’nda yaşanan değişimler, 2021’de ekonomi gündemini yoğun olarak meşgul etti. Özellikle Kasım 2020’de Merkez Bankası Başkanlığına getirilen Naci Ağbal’ın başlattığı faiz artırımı süreci ile döviz kurları ve enflasyonda yaşanan iyileşme, Ağbal’ın görevden alınması ve yeni başkan Şahap Kavcıoğlu’nun Eylül 2021’de başlattığı faiz indirim süreci ile, yerini Türk Lirası’nda tarihi değer kaybı ve yüzde 30’lara varan yüksek enflasyona bıraktı. Son iki yılda dört başkan gören Merkez Bankası’nın bağımsızlığı 2021’in en çok tartışılan konularından biri oldu. Yine bu dönemde Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifası sonrasında, önce Lütfi Elvan, ardından da Nurettin Nebati bu göreve getirildi.

Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifleriyle, Eylül 2021’den bu yana politika faizini yüzde 19’dan yüzde 14’e indirdi. Merkez Bankası, böylelikle enflasyon ile faiz arasındaki makası da 7 puana çıkarmış oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Finansal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olan Prof. Dr. Ege Yazgan, faiz indirimleriyle çok ciddi bir finansal çalkantı yaratıldığını söylüyor. Faiz indirimlerinin iddia edildiği gibi reel sektörde üretim artışı ve ihracatta büyük bir sıçrama yaratmadığına işaret eden Prof. Yazgan, “Bu faiz indirimleri, öyle ya da böyle istikrarda olan bir finansal sektörü çok zor duruma sokmuş, ciddi biçimde üretim yapan reel sektörü de üretim yapamaz hale getirmiş durumda” diye konuşuyor.

Peki, hükümet, ekonomide attığı tartışmalı adımlarla neyi hedefliyor?

Prof. Dr. Kamil Yılmaz’a göre, atılan adımları erken seçimin habercisi olarak okumak gerekiyor. Dünyada enflasyon dalgası nedeni ile bütün ülkelerin faiz artırdığı bir dönemde Türkiye’nin faiz indirmesini ekonomi mantığı ile açıklamanın mümkün olmadığını savunan Kamil Yılmaz, “Bu tamamen siyasi mantıkla açıklanabilecek bir şey. Ben son dönemde gelen bu asgari ücret zammı ve bugünlerde açıklanması beklenen memur ve emekli maaş zamlarının bizi seçime doğru götüren bir hükümet tarafından alınmış kararlar olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulunuyor.

“Enflayon yüzde 40’ları görebilir”

Yılın son günlerinde Erdoğan tarafından açıklanan “TL’yi Özendirme Paketi” ile döviz kurlarındaki ateş şimdilik söndürülmüş gözüküyor. Ancak yükselişini sürdüren enflasyon nedeni ile vatandaşlar hâlâ büyük oranda birikimlerini döviz alarak korumaya çalışıyor. 2022’de de, yükselen enflasyona bağlı olarak döviz talebinin artacağını ifade eden Prof. Ege Yazgan, şöyle konuşuyor: “Enflasyon konusunda yüzde 35-40 gibi seviyeleri görebilmemiz çok mümkün. Ondan sonra da bu seviyelerden düşmek o kadar kolay olmayacak.”

2020’yi yüzde 1,8 büyüme ile kapatarak pandemi yılında büyümeyi başaran sayılı ülkelerden biri olan Türkiye, 2021’in ilk çeyreğinde yüzde 7,2, ikinci çeyreğinde ise yüzde 20’nin üzerinde büyümüştü. Bu yüksek büyüme oranı, hükümetin kamu bankaları üzerinden açıkladığı kredi paketleri ile gerçekleşti. Üçüncü çeyrekte de yüzde 7,4 büyüme kaydeden Türkiye’nin 2021’i yüzde 10’a yakın büyüme ile kapatması bekleniyor. 2022 yılında yüksek döviz kurlarının etkisi ile ihracat ve turizmin ekonominin büyümesinde etkili olması bekleniyor. Bununla birlikte, asgari ücret artışının da, enflasyon daha fazla yükselmeden önce, konut, otomobil, mobilya gibi alanlarda satışları artırabileceği belirtiliyor.

“Büyüme son çeyrekte düşecek”

Ancak, 2022’nin sonuna doğru döviz kurlarının etkisiyle, büyümede ciddi bir yavaşlama yaşanması ihtimali güçleniyor. Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, dünyada bu yıl yüzde 5,5 olan büyümenin 2022’de yüzde 4,5 seviyelerine gerilemesinin beklendiğini belirtiyor. Türkiye ekonomisinin 2022 yılını yüzde 4,5 seviyelerinde bir büyüme ile kapatmasının muhtemel olduğunu belirten Prof. Aslanoğlu, “Ancak son çeyrek, gelecek yıl muhtemelen görece daha yavaş bir çeyrek olacak. İlk dokuz ayda büyüme daha güçlü olabilir kanaatindeyim. Fakat sonraki dönemler, gelecek yılın son çeyreği ve ötesi özellikle döviz piyasası, enflasyonun seyri ve buralardaki istikrara bağlı olarak şekillenecektir” diye konuşuyor.

Türkiye’nin kronik sorunlarından biri olan işsizlik de, 2021 yılında ekonomi gündemin ilk sıralarında yer aldı. Temmuz ayı ile birlikte yükselişe geçen işsizliğin yılı yüzde 12 ile kapatması bekleniyor. Ancak geniş tanımlı işsizlik, son açıklanan eylül ayı iş gücü istatistiklerine göre yüzde 21,9’a çıkmış durumda. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı da yüzde 21,5 seviyesinde bulunuyor.

2022 yılında hükümetin hedefi işsizlikte bu seviyenin korunması ya da bir miktar aşağıya düşürülmesi olacak. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel’e göre, 2022’de işsizlikte dramatik bir artış yaşanma ihtimali düşük. 2022’de asgari ücrete yapılan yüzde 50 zammın işsizlik üzerinde ciddi bir olumsuz etkisi olmayacağını ifade eden Prof. Gürsel, “Buna karşın özellikle küçük şirketlerde kayıt dışı istihdam artacak. Ancak büyümede düşüş başlarsa, istihdam artışı da azalışa dönebilir” diyor.

Paylaşın

Merkez Bankası’nın 2022 Enflasyon Hedefi Yüzde 5

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2022’nin Para ve Kur Politikası’nı açıkladı. 2022’de enflasyon için yüzde 5 hedefini koruyan Merkez Bankası temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu ifade etti.

Para politikasının da enflasyonu bu hedefe kademeli olarak yaklaştıracak şekilde oluşturulacağını kaydetti. Merkez Bankası ayrıca temel politika aracının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı olduğunu hatırlatarak bunun fiyat ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda destekleyici bir araç olarak kullanacağını kaydetti.

Bunun için de Merkez Bankası  2022’de, Rezerv Opsiyon Mekanizması’nın tamamen sonlandırılacağını, yabancı para yükümlülüklerin maliyetleri artırılırken, Türk lirası mevduat gelişimini destekleyecek mekanizmaların önceliklendirileceğini duyurdu.

Piyasa koşullarının uygun olması durumunda rezervlerini artırmaya devam edeceğini bildiren Merkez Bankası yine 2022’de dalgalı döviz kuru rejiminin sürdürüleceğini ve döviz kurlarının serbest piyasa koşullarında, arz ve talep dengesine göre oluşacağını aktardı. Merkez Bankası enflasyonda olduğu gibi kurlar için bir tahminde bulunmadı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre resmi enflasyon Kasım 2021 itibariyle aylık yüzde 3,51, yıllık da yüzde 21,31. Fakat TÜİK’e alternatif hesaplama yapan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise aylık yüzde 9,9, yıllık da yüzde 58,65. 2021 için resmi yıllık enflasyon 3 Ocak’ta açıklanacak.

TCMB tarafından yayınlanan raporun tamamına BURADAN ULAŞABİLRSİNİZ

Paylaşın

Dünya Ekonomisi 2022’de 100 Trilyon Doları Aşacak

Ekonomi ve İş Araştırması Merkezi’ne göre dünya ekonomisi 2022 yılında ilk defa 100 trilyon doları aşacak. Daha önce dünya ekonomisinin 100 trilyon doları 2024 yılında aşacağı tahmin ediliyordu.

Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre; Londra merkezli düşünce kuruluşuna göre küresel çapta gayri safi yurt içi hasıla salgından toparlanma sürecinde yükselecek. Bununla birlikte enflasyon devam ederse politika belirleyiciler için ekonomilerini resesyondan çıkarmak zor olabilir.

Düşünce kuruluşunun başkan yardımcısı Douglas McWilliams 2020’ler için önemli olanın ülkelerin enflasyonla nasıl mücadele edeceği konusu olduğunu söyledi.

McWilliams, nispeten ılımlı ayarlamaların artışları kontrol altına alacağını umduklarını eğer bunun olmaması halinde dünyanın kendisini 2023 ya da 2024 yılında resesyona hazırlaması gerektiğini belirtti.

Merkezin raporuna göre Çin, dünya ekonomisi liderliğini 2030 yılında Amerika’dan devralacak. Bu tarihin daha önce 2028 olacağı belirtiliyordu.

Hindistan gelecek yıl dünyanın altıncı büyük ekonomisi olacak ve Fransa’nın yerini alacak. Rapora göre 2031 yılında Hindistan dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olacak. Daha önce Hindistan’ın 2030’da dünyanın üç numarası olacağı tahmin ediliyordu.

İngiltere 2036 yılında Fransa ekonomisinden yüzde 16 daha büyük olacak Avrupa Birliği’nden ayrılmasına rağmen.

Almanya 2033 yılında Japon ekonomisini geride bırakacak. Raporda dikkat çeken bir başka sonuç da iklim değişikliğinin tüketici harcamalarını 2036 yılına kadar yılda 2 trilyon dolar azaltacağı.

Paylaşın