Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Daha Çok Sürprizlerim Var

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tazminat davası açtığı yolsuzluk iddiaları ile ilgili konuştu. Erdoğan’ın ıslak imzasının olduğu belgeyi gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Daha çok sürprizlerim var ona. Öyle tazminat davası açtım, Kılıçdaroğlu susacak… Yemezler!” dedi.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Benim parayla, pulla işim yok. Birisine muhtaç değilim. Ben onlar gibi değilim. Ben hesabını sorarım. Bu ihale yapılmış zaten. Resmi belge zaten. Sen alıyorsun, iptal ediyorsun ve 21b’ye göre yapıyorsun ikinci ihaleyi. 6 milyar lira daha pahalıya Kalyon İnşaat’a veriyorsunuz. Niye veriyorsun kardeşim?” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de Suat Toktaş’ın sunduğu ‘Liderler Özel Programı’na katıldı. “Erdoğan’ın imzası bulunan belgeyle ilgili 3 grup başkanvekilimiz önümüzdeki hafta basın toplantısı yapacaklar. Bu belgeler Meclis Genel Kurulu’nda da indirilecek çünkü AK Parti milletvekillerinin de bunu bilme hakkı var. Onların dünyadan haberi yok” dedi.

Erdoğan’a yeni sürprizleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; *Ben o yayında Erdoğan’ın imzası olduğu iki belge gösterdim. Erdoğan’a daha çok sürprizim var. Öyle tazminat davası açtım Kılıçdaroğlu susacak, yemezler. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağım.

Onların parayla işi var benim çok şükür karnım doyuyor, parayla işim yok. Ben onlar gibi değilim, hesabını sorarım. Benim bu belgelerden hiçbir kuşkum yok. Bunlar resmi belge. Bu ihale yapılmış zaten. Sen alıyorsun iptal edip 21b’ye göre yapıyorsun ikinci ihaleyi.

Ne demek 21b; savaş, deprem, olağanüstü hal olacak ki bunu yapabilesiniz. Niye 2 yıl sonra yapıyorsunuz bu ihaleyi de 6 milyar fazladan veriyorsunuz? Bu belgelerle ilgili milletvekilimiz suç duyurusunda da bulundu. Diyorlar ya ‘neden savcıya vermiyorsun?’ Biz bu belgeleri savcıya da verdik. Suç duyurusunda da bulunduk. Niye yapıyorsun sen bunu, savaş hali mi var? Ek iş için uzatıldı diyorlar, Bunu yandaşa vermek için bir bahane gerekli zaten.

“Her yerden belgeler yağmur gibi yağıyor”

“Bürokrasi, ‘iktidar gidici’ okuması mı yapıyor?” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Öyle düşünenler olabilir. Ama bu haksızlara artık tahammül edemiyoruz diyenler var. İmzalamayanlar var. İmzalamadıkları için görevden alınanlar var. Onlarla görüşüyorum da” dedi ve daha önceden dile getirdiği ‘Memur Teoman’ ile ilgili olarak, “Memur Teoman’a rüşveti teklif ediyorlar. Rüşveti gümrükte çalışan memur Teoman almıyor. Memur Teoman’ı sürüyorlar” diye konuya açıklık getirdi.

Bir kez daha bürokratlara seslenen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: Buradan bütün namuslu bürokratlara sesleniyorum. Siz bu ülkenin gerçek sahiplerisiniz. Siz, devletin gerçek sahiplerisiniz. Siz liyakatin egemen olduğu bir devlette çalışmayı hak ediyorsunuz.

Sizin hakkınızı hukukunuzu sonuna kadar savunmak benim boynumun borcu olacaktır. Sakın ola ki tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen bir evrakın altına imza atmayın. Namusunuzla şerefinizle görevinizin başında bekleyin. Sizi görevden alabilirler, alsınlar. Sizi görevden alacak olan yazı, sizin çocuklarınıza göstereceğiniz şeref belgesi olacaktır.

“Keşke cesaret edebilse. Keşke o da burada olsaydı, beraber tartışsaydık”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayına bağlanmasını isteyen Kılıçdaroğlu, “AKP’nin genel başkanı bağlanmak isteyebilir. Düşüncelerini ifade etmek isteyebilir. Yeni bir tazminat davası açacağım da diyebilir ama cesaret edemez. Keşke cesaret edebilse. Keşke o da burada olsaydı, beraber tartışsaydık” ifadelerini kullandı.

Yapay gündemler oluşturulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Mesela bir kar yağdı bütün tartışma İstanbul oldu. Koca Türkiye’nin sorunları var. İnsanlar geçinemiyor. Her evde bir işsiz var. Bu sorunlar varken neden böyle kısır tartışmaların içine giriyoruz?” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın kendisine tazminat davası açmasına yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Kaçan insan dava açar. Niye dava açıyorsun kardeşim? Gelirsin buraya. Bütün bilgiler senin elinde. Gelirsin buraya oturursun, ‘Ben sana devletin belgelerini açıklıyorum’ dersin” dedi.

Erdoğan’ın açtığı davaları üst mahkemeden kazandığını belirten Kılıçdaroğlu, “En son da AİHM’den kazandım ve bu devlet bana 13 bin avro para ödedi. Çünkü ben haklıyım” ifadelerini kullandı.

“Beşli çete diye ifade edilen 5 müteahhidin şirketinin sizinle görüşme talebi size net bir şekilde iletildi mi?” sorusuna yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Net bir şekilde iletilmedi dolaylı olarak (iletildi). Görüşmedim. Niye görüşeyim? Anlatacakları varsa, ellerinde dosyalar varsa…Belki onlar da haksızlığa uğradıklarını söyleyeceklerdir. Belki ‘Bizden şu kadar rüşvet istediler ödemek zorunda kaldık’ diyeceklerdir. Bunlar da gelecek. Kime ne kadar rüşvet ödedikleri bugün olmasa bile yarın onlar da gelecek” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, açıkladığı belgelerin devamının geleceği sinyalini verdi ve Bakan Karaismailoğlu’na seslenerek şöyle konuştu:

“Sevgili bakanım, ‘İstanbul’daki kupon arazileri önce bana soracaksın’ diyen ben miydim? Kupon arazilerden haberi olmadan kimse satamazken, milyar dolarlık ihaleleri sen ondan habersiz yapabilir misin? Onun istediği adama vermeden seni o koltukta bir saniye bile tutmaz. Ben bunları bilmiyor muyum? Bizi enayi mi sanıyorlar? Bunların rakamlarını da doğru dürüst kamuoyu bilmiyor. Benim çok sürprizlerim var. Kul hakkı yiyeni rahat uyutmayacağım.”

“Sizin Türkiye Cumhuriyetini rezil etmeye hakkınız var mı?”

İstanbul’da kar yağışıyla ilgili yaşanan tartışmalara değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: Bir sorun olabilir itirazım yok. Bütün mesele sorunların çözülmesidir. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elinden gelen bütün çabayı gösterdiğini biliyorum. (O gece İmamoğlu) ile irtibatım vardı, sonrasında da vardı.

Yeni yaptıkları havalimanının kargo terminalinin çatısı çöktü, orada binlerce turist slogan attı. Tartışıldı mı? Hayır. Sizin Türkiye Cumhuriyetini rezil etmeye hakkınız var mı? Oradaki turistleri alıp otele dahi götüremediniz. İnsanlara karton dağıttınız. Asıl tartışılması gereken nokta bu değil mi? Bunlar olurken bu devletin valisi, bakanı neredeydi mi diyeceğiz?

İktidarsınız, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanını devletin rakibi olarak görüyorsunuz. Akıl tutulmasıdır bu. Siz bir kişiyi hedef alıp, o kişiyi karalayarak kendi kusurlarınızı örtmeye çalışırsanız yanılırsınız. Bir sorun yaşanıyorsa, devleti yönetenler sorunun çözümüne katkıda bulunurlar. İstanbul’u kaybetmeyi bir türlü içine sindiremiyor beyefendi. Beyefendi, sindireceksin sindireceksin! Ankara’yı, İstanbul’u, Antalya’yı, Mersin’i, Adana’yı da sindireceksin, sindirecekler.

CHP’li belediyelerin 2 milyon 794 bin 69 aileye yardım yaptığını açıklayan Kılıçdaroğlu, toplam yardım tutarının 1 milyar 750 milyon 893 bin 500 lira olduğunu söyledi ve “Bana sorsunlar, yapabiliyorlar mıydı? Oturup kalksınlar, CHP’li belediyelere dua etsinler. Talimat verdik, belediye başkanlarımıza söyledik. Bulunduğunuz beldede bir çocuk bile yatağa aç girmeyecek. Herkese koşacağız” dedi.

Kar yağışının yaşandığı günler için, “Büyükşehir belediyesinin bütün kadroları çalışıyordu” diyen Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun restorana iş yemeğine giderken MOBESE görüntülerinin servis edilmesiyle ilgiliyse şunları söyledi;

“Benim, ailemin, çocuklarımın telefonlarını dinliyorlar dedim. CHP’li belediye başkanlarının telefonlarını dinliyorlar dedim. Bir gerçek daha ortaya çıktı. Bir de izliyorlar. İnsan biraz utanır. İzleyip ne yapacaksınız? İzlemezseniz, dinlemezseniz namertsiniz. Bizim verilmeyecek hesabımız mı var? Ama ben demokrasi adına utanıyorum.”

Özel işletmelere ait otoyolların kar yağışında kapanması ve çok sayıda vatandaşın mahsur kalmasıyla ilgili olarak Kılıçdaroğlu, “Hükümetin tazminat istemesi lazım” görüşünü paylaştı. Kılıçdaroğlu, ülkenin durumunu şu ifadelerle özetledi;

“Adalet yok, bilgi yok, birikim yok, liyakat yok, bir kişiye teslim etmişsiniz o da zaten memleketi batırmış. Savaş halindeyiz sanki. Sanki 2. Dünya Savaşı koşulları var. Elektrik yok. Doğal gaz yok. Her şey perişan vaziyette. Zam üstüne zam yağıyor. Saray ışıl ışıl.”

“Bu milleti barıştıracağız”

‘Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer’ ifadesiyle ilgili Kılıçdaroğlu, şunları söyledi; Bu ülkeye demokrasiyi kesinlikle getireceğiz. Diyarbakır’da çekilen zulümleri, Diyarbakır hapishanesinde yaşanan zulümleri bilmiyor muyuz? Ben boşuna mu helalleşme dedim? Helalleşme dedim her taraftan saldırı geldi. Bu kardeşiniz ateşten gömleği giydi. Ben bu helalleşmeyi yapacağım. Bu milleti barıştıracağız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Öcalan’ın, Demirtaş’ın oradan vermiş olduğu mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek” sözlerini de yorumlayan CHP lideri, “Hani görüşmüyorlardı? Demek ki görüşüyorlar. Kendisi de söylüyor” dedi ve  “Selahattin Demirtaş niye tutuluyor içeride? Haksız yere tutuluyor. Osman Kaval haksız yere tutuluyor. Ellerine silah mı aldılar, birisini mi öldürdüler? Bir insan siyasi görüşü dolayısıyla hapse atılır mı? Demirtaş’ın içeride kalmasının tek sebebi ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ demesidir” diye ekledi.

İttifak çalışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi; 6 lider görüşüyoruz. Hepimizin ortak bir hedefi var o da bu ülkeye demokrasi getirmek. 6 liderin ortak kararıyla güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmalarında bir metin ortaya çıktı.

Her bir genel başkan bu çalışmaları gördü ve anlaşma sağlandı. 6 lider güçlendirilmiş parlamenter sistemin açıklamasını yapacak. Genel başkan yardımcısı arkadaşlar yine görüşecekler ve 6 liderin Ankara’da olduğu bir günde biz bu metne sahip çıkacağız. Şubat ayı içerisinde bunun altına imza atacağız

“Türkiye’yi bu cendereden çıkarmak istiyoruz”

Erken seçim çağrısını bir kez daha yineleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; 6 parti arasında eşitler arasında bir ilişki olmasını istiyoruz. Biz samimiyiz ve Türkiye’yi bu cendereden çıkarmak istiyoruz. Söz konusu olan vatandır gerisi teferruat. Biz güçlendirilmiş parlamenter sistem yapmak istiyoruz. Hiç kimse merak etmesin liderler nasıl bir sorumluluk aldıklarının bilincindeler.

Bütün partilerin iyi kurmayları var. Bunların büyük bir kısmı devlette uzun yıllar çalışan, deneyim sahibi olan kurmaylar var. İktidar da denetlensin, TBMM’de denetlensin. Her bir lider bunu biliyor. Biz devlette liyakatin önüne geçmeliyiz. Oraya en yetkin insanı getirmeliyiz. Türkiye’de bu zulmün sona ermesi için bir an önce sandık gelmeli.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir