HDP’li Günay: Amacımız Tarihsel Bir İttifakı Gerçekleştirmek

Partisinin genel merkezinde gündeme dair değerlendirmelerde bulunan HDP Sözcüsü Ebru Günay, ittifak çalışmalarına ilişkin, “Üçüncü seçenek olan demokrasi ittifakını sadece seçimler için önemsemiyoruz. Devletçi bloklar dışında üçüncü yolu temsil etmek, demokratik ülke hayalini haklar lehine gerçekleştirmek istiyoruz. Hangi ortak zeminde bulunabileceksek, dostlarımız ve müttefiklerimizle o zemini bulup gerçekleştireceğiz. Tek bir vicdanlı muhalifin bu ittifakın dışında kalmayacağı tarihsel bir ittifakı kurmaktır. Bizler HDP olarak demokratik ittifakı gerçekleştirmek için çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz. ” dedi.

Haber Merkezi / Altı muhalefet partisinin görüşmesine ilişkinde konuşan HDP’li Günay, “Geçen hafta siyasi bloklar arasında yaşananlar bu gerçeği bir kez daha ispatladı. Çizilmiş çemberi aşamayan, resmi kodların ötesine geçemeyen, inkar zihniyetini aşamayan bu siyasetin Türkiye’ye bir hayrı yoktur. Bizler siyaseti diyalog, müzakere ve çözüm sanatı olarak görüyoruz., O yüzden siyasi partilerin birbirleriyle istişare halinde olması, görüşmesi elbette önemli ve anlamlıdır. Ancak çerçevesini iktidarın belirlediği, kimin katılıp katılmayacağını dahi milliyetçi dayatmaların belirlediği buluşmalar ülkenin sorunlarına çözüm olmaz. Ülkenin sorunlarını derinleştirir, kalıcı bir çözüm anlayışını gerçekleştirmez” ifadelerini kullandı.

Dün gece Adana’da HDP Yüreğir İlçe Örgütü’ne yönelik saldırıya dikkat çeken Günay, “Bizler bu saldırganların iktidarın beslediği, büyüttüğü ve yetiştirdiği çeteler olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu saldırılarla asla sonuç alamayacaklar. Bizleri direniş, geleneğimizle ve mücadelemizle bugüne kadar hiçbir baskı aygıtı ile bizi yıldıramadılar. Bu saldırılarla asla bizleri yıldıramayacaksınız. Zaten bugün oradaki duruma ilişkin partili arkadaşlarımız daha detaylı açıklamalar yapacaklardır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Günay’ın açıklamaları şöyle;

“Geceden beri hepiniz yakından takip ettiniz, Yüreğir ilçe binamıza saldırı gerçekleştirildi. Bizler bu saldırganların iktidarın beslediği, büyüttüğü ve yetiştirdiği çeteler olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu saldırılarla asla sonuç alamayacaklar. Bizleri direniş geleneğimizle ve mücadelemizle bugüne kadar hiçbir baskı aygıtı ile bizi yıldıramadılar. Bu saldırılarla asla bizleri yıldıramayacaksınız. Zaten bugün oradaki duruma ilişkin partili arkadaşlarımız daha detaylı açıklamalar yapacaklardır.

“ATK Tuğluk için tıbbi normlardan uzak bir rapor hazırladı”

Ülkenin kanayan yarası cezaevlerindeki hasta mahpuslar meselesi maalesef hala Türkiye’deki bütün sorunlar gibi çözülmeyi ve adaleti bekliyor. Son olarak Aysel Tuğluk ile ilgili Kobanî Kumpas Davasında savunma yapıp yapamayacağını sordu. ATK, ilgili soruyu cevaplamadan cezai sorumluluğunun tam olduğunu söylediği bir rapor düzenledi. Mahkeme başka bir soru sordu,  ATK ise tıbbi normlardan uzak bir rapor hazırladı. Bir kez daha ATK söz konusu hasta tutsaklar olduğunda ne kadar düşmanca yaklaştığını, kendisini yargının ve iktidarın yerine koyarak raporlar düzenlediğini bir kez daha gördük. Bizler hep söyledik cezaevleri artık ölüm evlerine dönüştü, iktidarın 90’lardaki faili meçhullerin yerini cezaevleri politikaları aldı, hasta tutsaklara yönelik düşmanlık politikalarının yerini aldı. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere bütün hasta mahpuslar bir an önce salıverilmeli, serbest bırakılmalı hasta mahpuslara yönelik düşmanca ve intikam politikalarından vazgeçilmelidir.

“Ev baskınlarında insanlık dışı uygulamalar sıradanlaştı”

AKP iktidarda kalmak için uzun süre kendisinden önceki iktidarların yaptığı işkenceleri yer yer yargılayarak gündemleştirdi ve bu işkence uygulamalarını her defasında reddetti. Fakat devletin tüm olanaklarını ele geçirdikten sonra kendisinden önceki tüm iktidarların uyguladığı toplam işkence uygulamasını hayata geçiriyor. Son olarak Bingöl Karlıova’da gerçekleşen ev baskınlarında kameralarının önünde kolluğun ev sahiplerine uyguladığı işkence görüntüleri kamuoyuna yansıdı. Gerçekten o ev baskınlarından insanlık dışı uygulamaların sıradanlaştığını gördük. Şok geçiren kadınlar, darp edilenler, zil çalınsa açılacak kapılar balyozlarla kırıldı. Yine görüntülerde de görüldüğü gibi dili tutulan, konuşamayan çocuklar kameralara yansıdı.

Bu talimatları kimler veriyor, bu orantısız güç kullanma cesaretini kolluk nereden buluyor. Bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; işkence insanlık suçudur. Bunun hesabını mutlaka ama mutlaka vereceksiniz. İktidarınıza güvenmenizin bir yararı yok. Sizler elbette tarafsız ve bağımsız yargı nezdinde yargılanacaksınız. Aklınızı başınıza alın.

“Çerçevesini milliyetçi dayatmaların belirlediği buluşmalar sorunlara çözüm olmaz”

HDP’nin Türkiye demokrasisi için vazgeçilmez ve aynı zamanda umut adresi olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Geçen hafta siyasi bloklar arasında yaşananlar bu gerçeği bir kez daha ispatladı. Çizilmiş çemberi aşamayan, resmi kodların ötesine geçemeyen, inkar zihniyetini aşamayan bu siyasetin Türkiye’ye bir hayrı yoktur. Bizler siyaseti diyalog, müzakere ve çözüm sanatı olarak görüyoruz., O yüzden siyasi partilerin birbirleriyle istişare halinde olması, görüşmesi elbette önemli ve anlamlıdır. Ancak çerçevesini iktidarın belirlediği, kimin katılıp katılmayacağını dahi milliyetçi dayatmaların belirlediği buluşmalar ülkenin sorunlarına çözüm olmaz. Ülkenin sorunlarını derinleştirir, kalıcı bir çözüm anlayışını gerçekleştirmez.

“Amacımız vicdanlı tek bir muhalifin dışarda kalmadığı tarihsel bir ittifakı gerçekleştirmek”

Bizler HDP ve bileşenleri, sosyalistlerle, demokrasiden yana olanlarla, Alevilerle, demokratik İslami değerlere inananlarla, emekçilerle, kadınlar ve gençlerle ve en önemlisi sistem tarafından dışlanmış bütün kimliklere dayanan bir partiyiz. HDP benzeri olmayan ve Türkiye siyasetinde ezberleri bozan bir partidir. Bu çerçevede üçüncü seçenek olan demokrasi ittifakını sadece seçimler için önemsemiyoruz. Devletçi bloklar dışında üçüncü yolu temsil etmek, demokratik ülke hayalini haklar lehine gerçekleştirmek istiyoruz. Hangi ortak zeminde bulunabileceksek, dostlarımız ve müttefiklerimizle o zemini bulup gerçekleştireceğiz. Tek bir vicdanlı muhalifin bu ittifakın dışında kalmayacağı tarihsel bir ittifakı kurmaktır. Bizler HDP olarak demokratik ittifakı gerçekleştirmek için çalışmalar yürütmeye devam edeceğiz.

“Yönetememe haliniz bu ülkenin krizlerini her geçen gün derinleştiriyor”

Dün kabine toplantısı sonrası tekrardan toplumu kandıran ve oyalayan açıklamalarda bulundu iktidar. Gelip geçici olan sizin iktidarınızdır. Krizi yaratan sizsiniz, krizin sebebi sizin yalana ve talana dayalı yönetim anlayışınızdır. Yönetememe haliniz bu ülkenin krizlerini her geçen gün derinleştiriyor. Sizler enflasyonun üstesinden gelemezsiniz çünkü enflasyonun sebebi sizlersiniz. Halklarımız bunların farkında ve bunun cevabını elbette verecektir. Hal böyle olunca vergiyi indirdik gibi hamlelerin sorunun çözümüne dönük olmadığını herkes biliyor. Bu türden girişimlerin ne çarşı pazardaki gıdaya ne de mutfaktaki aşa yansımadığı ortada. Bu köklü sorunlar karşısındaki çözümler de köklü ve sonuç alıcı olmak zorunda. Bu nedenle palyatif çözümler sonuç vermez. Türkiye halkları büyük bir felaketle cebelleşmek zorunda bırakılmıştır.

“İşçi ve emekçiler iktidarın sömürü çarkına karşı itiraz ediyor”

İktidar ülke kaynaklarını Saray’a, savaşa, yandaşa ve talana aktararak halkı yoksulluk, sefalet ve ölümle yüz yüze bırakıyor. Bir yandan elektrik faturalarına karşı protestolar diğer yandan emekçilerin emek mücadelesi büyümeye devam ediyor. İşçi ve emekçiler iktidarın sömürü çarkına karşı itiraz ediyorlar, seslerini yükseltiyorlar, grevlerini büyütüyorlar. Farklı iş yerlerinde halen 50’den fazla grev var. İşçilerin talepleri ne? Evlerine ekmek götürmek, kışın soğuğunda evlerinin ısınması, çarşı pazarda el yakan fiyatlara karşı insanca yaşam en önemlisi de güvencesiz esnek çalışma saatlerine karşı insan onuruna yakışan çalışma iş ve emek rejimi talep ediyorlar. Talepler asgari talepler, meşru ve haklı taleplerdir. Emek mücadelesi ülkenin geleceğidir. Emeğini ve alın terini savunan, sömürü çarkına itiraz eden emekçiler polis şiddetine maruz kalıyor.

“Emekçilerin haklı taleplerinin yanındayız, talepleri taleplerimizdir”

Emekçiler ve işçiler işten atılma, şiddete maruz kalma, işsiz kalma tehdidine karşı direnmeye devam ediyorlar. Emekçilerin haklı talepleri bir an önce karşılanmalıdır. Bizler HDP olarak işçi direnişlerinde yer almaya, emekçi yoldaşlarımızla omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. Onların talepleri bizlerin de talebidir. Bizler mücadele etmeye devam edeceğiz, çünkü bu ülkenin geleceği emek mücadelesinde, bu ülkenin geleceği işçi ve emekçiler için hakça ve adilane bir paylaşımın, insan onuruna yakışır çalışma koşullarının düzenlenmesinde elbette olacaktır. Bizler bunun farkındayız. Bu nedenle devam eden bütün grevlerde, onlarla yan yana omuz omuza mücadele ettik. Her yerde il ve ilçe örgütlerimiz ve yine her yerde vekil arkadaşlarımız direnen işçilerle birlikte mücadele etti bugüne kadar, bundan sonra da direnmeye devam edecektir.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir