Türkiye’nin en büyük mağarası ‘Tınaztepe’

Tınaztepe Mağarası; Konya’nın Seydişehir İlçesi, Madenli Köyü, Tınaztepe Mevkii’ndedir. Dünyanın üçüncü, Türkiye’nin ise en büyük mağarasıdır. Konya’ nın 7 Harikası içinde yer almaktadır.

Tınaztepe Mağarası  1968 yılında Fransız bilim adamı Michel Bakalowichz tarafından; ilk olarak bulunup, mağaraların krokisi çıkarılmıştır. Bu kroki de dünyaya Bilgi Dergisi tarafından yayınlanmıştır.

Ayrıca Dr. Michel Bakalowichz mağaraların tıbbi araştırmasını yapmış; astım hastalığı için doğal bir tedavi ortamı olduğunu belirtmiştir. 1970 yılında başka bir araştırma grubu; kaptan Jacgues Cousteau’nun ekibi alman Reinhold Messner ve arkadaşları Suğla Gölü ve onu besleyen su altı kaynaklarını araştırmak için bölgeye gelmişlerdir.

Fası boğazı ve Tınaztepe mağaralarının irtibatlarını keşfetmişler ve buranın yer altı göllerinin 22 km uzunluğunun olduğunu tespit etmişlerdir. Aynı ekip mağaraları o zaman ki imkanlarıyla fotoğraflandırmışlar, jeolojik yapısını ve jeolojik dökümanının (aşağıda belirtildiği gibi), yaşadıkları macerayı Almanya da Dünya Harikaları adlı bir kitapta yayınlamışlardır.

Mağaranın uzunluğu 1580 metre olup sondaki 30 metrelik iniş dışında tamamen yatay özellikte bir mağaradır. Bölgede Akdeniz iklimi ile Karasal iklim arası geçiş arz eden bir iklim hüküm sürer. En yüksek sıcaklık 36,5 °C en düşük sıcaklık –18,4 °C olarak ölçülmüştür. Tınaztepe Mağarası ve çevresi karışık jeolojik ve jeomorfolojik bir değişim geçirmiştir.

Oligosen ve Miyosen dönemine ait alpin dağ oluşumlarıyla bugünkü tektonik konumlarına ulaşan bölgede genç ve yaşlı birimlerin içiçe olduğu görülmektedir. Giden Gelmez dağlarının kuzeyinde bulunan Tınaz dağı, komprehensif serinin en üs katını oluşturan Eosen Yaşlı Nümmülitli kireç taşlarından meydana gelmiştir.

Tınaztepe Mağarasının bulunduğu bölgede üst seviyelerde kiltaşı-kumtaşı-marn ve konglomera ardalanmasından oluşan fliş ile birlikte ofiyolitik karakterli kayaçlarda yer almaktadır. Tınaztepe Mağarasının gelişmesinde eğim atımlı normal faylar etkili olmuştur.

Bu iki eğim atımlı normal fayların arasında kalan alan graben durumundadır. Mağaralar oldukça saf üst kretase kireç taşları içerisinde yer alıp, kapalı havza durumundaki boşalım sahasının geçirdiği morfolojik dönem sayısı, mağaranın altında ve üstünde yer alan basamak şeklindeki düzlükler ve buralardaki fosil mağaralardan çıkarılabilir. Mağara içerisinde eski taban seviyesi izleri taraça şeklindedir.

Bu taraçalar ile bugünkü taban arasında 5-7 metre seviye farkı tespit edilmiştir. Eski tabanın çökemediği yerlerde doğal köprüler oluşmuştur. Mağara tabanı; girişte toprak,bazı yerlerde blok ve konglomeralar (Paleozoik ve Kretaşe Yaşlı) ile kaplıdır. Suların mağara içerisinde hareket ettikleri yerlerde kalker tüfleri ; tavan ve yan taraflardaki çatlaklardan sızan sularla çok güzel travertenler ,sarkıt ve dikitler oluşmuştur.

Mağaranın son kısmındaki büyük alan bütünüyle ana faya bağlı olarak gelişmiş ve içerisinde göl mevcuttur. Üst sistemi fosil bir mağaradır. Altta bulunan ve havzanın sularını toplayan düden,morfolojik bakımdan tınaztepe mağarasının devamıdır. Tavandaki çatlaklardan sızan sular, içeride gölcükler oluşturmaktadır. Mağaranın sonundaki göl ise büyük boyutludur.

Özellikle ilkbahar aylarında kar ve yağmur sularıyla beslenen dere ve yatakları en alt seviyedeki mağaraya ulaşmadan önce sular; şelale ve devkazanı tipi çok ilgi çekici görüntüler ortaya koymaktadır. Tınaztepe Mağarası şimdiki durumuna yapılan araştırmalara göre yaklaşık 230 milyon yıl gibi uzun bir süreçte meydana gelmiştir. Mağaranın iç kısımlarında ayrıca taban–tavan arası yükseklik farkının 65 metreye çıktığı yerler görülmektedir.

 

Paylaşın

Fotoğraflarla Doğunun İncisi Diyarbakır

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin orta bölümünde yer alan Diyarbakır, tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz’i Basra körfezine, Karadeniz’i Mezopotamya’ya bağlayan bir konuma sahiptir.

Tarihi MÖ 7500 yıllarına kadar uzanan Diyarbakır, 28 den fazla medeniyete beşiklik etmiştir. Binlerce yıldır toplamda milyonlarca insanın yaşam merkezi olan Diyarbakır, adeta bir açıkhava müzesidir.

Doğunun incisi Diyarbakır’dan eşsiz fotoğraflar:

Paylaşın

Dünyanın En Güvenli Şehirleri!

Dünya ülkeleri ve kentleriyle ilgili en büyük veri tabanına sahip olan Numbeo portalı, 2019’un en güvenli ülkeleri listesini paylaştı. Türkiye 59.62 puanlık güvenlik endeksiyle listenin 49. sırasında yer aldı.

118 ülkenin bulunduğu listenin zirvesinde Katar yer alırken, Türkiye ise 59.62 puanlık güvenlik endeksiyle listenin 49. sırasında yer aldı.

Güvenlik endeksi 78.5 olan İsviçre, 2019’un En Güvenli Ülkeleri listesinin 10. sırasında yer aldı.

78.53 puanla Singapur, listenin 9. sırasında.

Avusturya, 2019’un En Güvenli Ülkeleri sıralamasında 8. oldu.

Yüzde 79.20 güvenlik oranına sahip olan Estonya, listede 7. sırada.

Gürcistan, yüzde 80.14 güvenlik endeksiyle listenin 6. sırasında yer aldı.

Hong Kong, 80.86 puanlık güvenlik endeksiyle listenin 5.’si oldu.

Tayvan, 82.62 puanla sıralamada dördüncü.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 83.68 puanla sıralamada 3. sırada yer aldı.

Japonya, 86.27 puanla listenin 2. sırasına yerleşti.

Katar, 2019’un En Güvenli Ülkeleri sıralamasının zirvesine oturdu.

Paylaşın

Geleneksel ‘Pantolonsuz Metro Yolculuğu’ Gerçekleşti

”Improve Everywhere” grubunca düzenlenmeye başlanan ve dünya genelinde onlarca şehre yayılan ‘Pantolonsuz Metro Yolculuğu’ (No Pants Subway Ride) bu yıl da yoğun ilgi gördü. Bu etkinlikten haberi olmayanlardan bazıları ise şaşkınlıklarını gizleyemedi.

2002 yılında Improv Comedy isimli grup tarafından başlatılan ve ‘ahmaklığı kutlamayı’ amaçlayan ‘Pantolonsuz Metroya Yolculuğu’ etkinliğine katılanlar bu yıl da metrolarda iç çamaşırlarıyla yolculuk etti.

Dün 18.si düzenlenen etkinliğe ABD’nin New York kenti başta olmak üzere Londra, Kopenhag, Buenos Areos, Berlin ve San Francisco gibi ülkeler de katıldı.

Havanın soğuk olması ABD’li vatandaşları etkilemezken, bu etkinlikten haberi olmayanlardan bazıları ise şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Paylaşın

Kış Tatiline Farklı Bir Renk Katmak İsteyenler İçin: Buzdan Oteller

Kış tatiline farklı bir renk katmak isteyenler için ideal bir tercih ‘Buzdan Oteller’.  Bu oteller sadece buzlar erimeye başlayana kadar hizmet veriyor. İşte… Dünya üzerindeki en iyi tasarlamış buzdan oteller:

İtalya’nın kuzeyindeki San Simone di Valleve köyünde bulunan Igloo oteli, kayak severler için adeta ideal bir tatil yeri olarak adlandırılabilir.

Rusya’nın Kamçatka bölgesinde hizmet veren ‘Mountain Territory’ buzdan oteli hem yerel sakinlerin, hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Romanya’nın “Buzdan Otel”i, ya da orijinal adıyla Hotel of Ice, Doğu Avrupa’nın ilk buz oteli olma özelliğini taşıyor. Karpatlar’ın üzerinde, Blake Gölü’ne komşu olarak kurulan tesis, olağanüstü güzellikte bir konuma sahip. Sadece teleferikle ulaşım sağlanabilen Hotel of Ice, odalarını her sene yeni bir temayla baştan inşa ediyor.

Hollanda’nın Zwolle kentinde hizmet veren ve ülkenin ilk buzdan oteli olma özelliğini taşıyan otelin odasında kalan misafirler.

Kuzey İsveç’in Jukkasjärvi bölgesinde bulunan Icehotel, Kuzey Kutup Dairesi’nden sadece 200 km aşağıda yer alıyor. Otel, dünyanın ilk ve en büyük buzdan oteli olarak kabul ediliyor ve her yıl yeniden inşa ediliyor. 5500 metrekarelik bir alanı kaplayan otel, her yıl Aralık ayından Nisan ayının ortalarında buzlar erimeye başlayana kadar hizmet veriyor.

Kuzey İsveç’in Jukkasjärvi bölgesinde bulunan Icehotel’de hemen hemen tüm mobilyalar buzdan yapıldı.

Kanada’nın Quebec yakınlarında bulunan Hotel de Glace, her yıl birkaç hafta içinde baştan tasarlanıp yeniden inşa ediliyor. Buzlar içinde düğün yapmayı arzu edenler için, otelin kendisi gibi buzdan yapılma devasa bir de şapeli var. Hotel de Glace, türünün en lüks ve seçkin örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.Odalar ve heykellerin çoğu Disney tasarımcıları tarafından hazırlandığı için otelde masalsı bir atmosfer hakim.

Finlandiya’da 20000 metrekarelik bir alana kurulu olan Snow Village, yani “Kar Köyü”, her yıl kış aylarında misafirlerini farklı bir şekil ve boyutla karşılıyor. Kar odaları, süitler, buz restoranı ve buz barının yanı sıra Snow Village, buzdan yapılmış heykeller ve sanat eserlerinin sergilendiği buzdan koridorları ile de konuklarını ağırlıyor. Her sene 15.000 ton kar ve 300 ton kristal berraklığındaki doğal buz karışımıyla yeniden inşa edilen otelde 30 oda bulunuyor. Otelde, buzun üzerinde uyumak istemeyenler için özel ısıtmalı odalar da mevcut.

 

 

Paylaşın

2018 Kainat Güzeli: Catriona Gray

Tayland’da düzenlenen Kainat Güzellik Yarışması’nın (Miss Universe 2018) kazananı Filipinli Catriona Gray oldu. Miss Turkey yarışmasında 2. olan ve yarışmada Türkiye’yi temsil eden Tara Madelein De Vries ise dereceye giremedi.

24 yaşındaki Filipinli güzel Catriona Gray 93 rakibini geride bırakarak birinci oldu. Yarışmada ikinci güzel Güney Afrikalı Tamaryn Green, üçüncü ise Venezuelalı Sthefany Gutiérrez oldu. Türkiye’yi temsil eden Tara Madelein De Vries dereceye giremedi.

Bu sene yarışmaya 94 ülke katıldı ve böylece geçen yıl 92 kişiyle kırılan rekor, bu yıl egale edilmiş oldu. Ayrıca, juri üyelerinin tümünün kadınlardan oluşması da yarışma tarihinde bir ilk oldu.

Birinci seçilen 24 yaşındaki Catriona Gray, kainat güzeli olarak bir yıl boyunca ‘güzellik maaşı’ alacak. Gray ayrıca New York’ta lüks bir dairede bir yıl boyunca oturma hakkını elde etmiş oldu.

2018 Kainat Güzeli tacının sahibi 24 yaşındaki Gray, Avustralya’nın Cairns şehrinde doğdu, 18 yaşındayken Filipinler’e yerleşti. Avustralya’dan Filipinler’e gideceği uçak biletini alabilmek için modellik yapmaya başlayan Catriona Gray daha sonra modellik kariyerini geliştirdi.

Yarışmanın kazananı Filipinli Catriona Gray’in kendine has bir podyum yürüyüşü var. Podyumda imza niteliğinde kendine has dönüşler yapıyor. Yarışmanın mayolu yürüyüş bölümünde de bu ‘ağır çekim dönüş’leri yaptı ve görüntüler internette popüler hale geldi.

Tam bir seyahat tutkunu olan Gray, dünyayı gezmeyi çok seviyor. Cat’elle adlı bloğunda deneyimlerini paylaşıyor. Bloğunda Filipinler, Çin, ABD ve Vietnam seyahatlerine dair yazılar var.

Paylaşın

2018’de Dünyanın En Çok Kazanan Mankenleri!

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) iki haftada bir yayınlanan iş dergisi Forbes, 2018 yılında dünyanın en çok kazanan mankenler listesini açıkladı.

ABD’li Kendall Jenner’ın 22.5 milyon dolarlık geliriyle en çok kazanan model olduğu Forbes’in yayınladığı sıralamaya girmeyi başaran modeller şöyle:

8 milyon dolar ile Doutzen Kroes, 10. sırasında yer aldı.

Joan Smalls 8,5 milyon dolarlık geliriyle sıralamanın 9’uncusu oldu.

Hadid kardeşlerden biri olan Filistin asıllı Bella Hadid, 8,5 milyon dolarla listenin 8. sırasına yerleşti.

Gigi Hadid ise kardeşini geride bırakarak 2018 yılında kazandığı 9.5 milyon dolarla listenin 7. sırasında yer aldı.

Cara Delevingne 2018’de elde ettiği 10 milyar dolarla sıralamanın 6’ıncısı oldu.

38 yaşındaki Gisele Bundchen, bu yıl 10 milyon dolar kazanarak sıralamanın 5’incisi oldu.

Rosie Huntington-Whiteley, 2018’de 11.5 milyon dolar kazanıp listenin 4. sırasında yer aldı.

32 yaşındaki ABD’li Chrissy Teigen ise 11.5 milyon dolar ile üçüncülüğü elde etti.

Karlie Kloss, 13 milyon dolar ile listedeki mankenler arasında ikinci oldu.

Kendall Jenner, 22.5 milyon dolarlık geliriyle bu yıl da Forbes’un dünyanın en çok kazanan mankenler listesinde zirveye yerleşti.

 

Paylaşın

‘Miss Universe 2018’in Adayları Geleneksel Kıyafetlerini Sergiledi

Miss World, Miss Earth ve Miss International ile birlikte dünyanın en büyük dört güzellik yarışmasından birisi olarak kabul edilen Miss Universe (Kainat Güzellik Yarışması) 17 Aralık’ta Tayland’da düzenlenecek.

Miss Universe Organisation tarafından her yıl düzenlenen güzellik yarışması Miss Universe’de yarışacak adaylar, geleneksel kıyafetlerini sergiledi.

Kosta Rika güzeli Natalia Carvajal

Fransız güzel Eva Colas

Kazakistan’ın adayı Sabina Azimbayeva

Almanya temsilcisi Celine Willers

İsviçre’nin adayı Jastina Doreen Riederer

Filipinler’i temsil eden Catriona Gray

Uruguay güzeli Sofia Marrero

İzlanda temsilcisi Katrнn Lea Elenudуttir

Polonya temsilcisi Magdalena Swat

İspanya’yı temsil eden Angela Ponce

Namibya güzeli Selma Kamanya

ABD temsilcisi Sarah Rose Summers

Şili güzeli Andrea Dhaz

Çekya’yı temsil eden Lea Steflickova

Rusya’nın adayı Yuliya Polyaçihina

Yunanistan’ın adayı Ioanna Bella

Japonya’nın adayı Yuumi Kato

El Salvador temsilcisi Marisela de Montecristo

Güney Kore’nin adayı Baek Ji-hyun

Peru güzeli Romina Lozano

Güney Afrika’nın adayı Tamaryn Green

Brezilya’yı temsil eden Mayra Dias

Zambiya’nın adayı Melba Shakabozha

Vietnam temsilcisi H’Hen Nie

Myanmar’ı temsil eden Hnin Thway Yu Aung

Porto Riko’yu temsil eden Kiara Ortega

Kenya güzeli Wabaiya Kariuki

Çin’in adayı Meisu Qin

Mısırlı güzel Nariman Khaled

Tayland güzeli Sophida Kanchanarin

Türkiye’yi temsil edecek olan Tara Madelein De Vries

 

 

Paylaşın

İşte… Dünyanın En Tehlikeli Seri Katilleri!

Hayatları pek çok film ve diziye ilham olan seri katiller kimileri için yalnızca bir şehir efsanesi olarak hafızalarının bir köşesinde yer edinir… Ancak gerçek tam tersidir… Kan dondurucu cinayetlere imza atan, dünyanın en tehlikeli seri katillerini sizler için sıraladık…

Mihail Popkov

İşlediği sabit 22 cinayet nedeniyle tutukluluğu devam eden eski polis memuru Mihail Popkov, 60 kişiyi öldürdüğü itirafından bulundu.

Mahkeme, toplamda 56 cinayete dair kanıt bulurken, cinayet kurbanlarının 55’inin kadın ve diğer bir kurbanının da Rusya’nın İrkutsk kenti yakınlarında bir polis memuru olduğunu ortaya çıkardı.

Arabasında yapılan aramalarda, DNA testinin pozitif çıkması sonrası 2012 yılında tutuklanan Popkov 22 ayrı cinayetten ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

Öldürdüğü polis memuru haricinde tüm kurbanları 16 ila 40 yaşlarındaki kadınlardan oluşan Popkov, vahşice katlettiği kadınları geç saatlerde gidecekleri yere bırakmayı teklif ederek kandırdığını itirafında bulunmuştu.

Popkov, öldürdüğü 56 kişi ile birlikte son zamanların en çok cinayet işleyen seri katillerinden biri olarak tarih sahnesinde yerini aldı.

Aleksander Piçuşkin

Rusya’nın başkenti Moskova’da, 2002 ile 2006 yılları arasında 48 kişiyi öldürmesi sonrasında tutuklanarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Aleksander Piçuşkin, 64 kareli bir satranç tahtasının her bir karesi için bir kişi öldürmek istediğini ve her cinayet sonrasında tahtaya bir çizik attığını söylemişti.

Piçuşkin’in kurbanları genellikle Moskova’nın dışındaki bir parkta tanıştığı alkolik ve yaşlı erkeklerden oluşmaktaydı.

Andrey Çikatilo

Andrey Çikatilo, 1978 ile 1990 yılları arasında aralarında çocukların, gençlerin ve cinsel dürtülerini tatmin amacıyla öldürdüğü kadınların da olduğu 52 kişi katletmişti.

Rostov Kasabı olarak ta bilinen ve eski bir öğretmen olan Çikatilo, 1994 yılında idam edilmişi.

Samuel Little

Tutuklu bulunduğu ABD’nin Teksas eyaletinde yargılanmasına devam edilen Samuel Little, yaptığı itirafla tüm ABD’yi şoka uğratmıştı. Little, bu yılın kasım ayında görülen duruşmasında, 90 kişiyi öldürdüğünü itiraf etmişti.

ABD’nin Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) raporunda, Little’ın, onlarca yıl boyunca işlediği cinayetlerde genellikle uyuşturucu bağımlıları ve seks işçilerini kurban seçtiği belirtiliyor.

Öte yandan Little, 90 kişiyi öldürdüğünün kanıtlanması durumunda ABD tarihinin en çok cinayet işleyen seri katili olma unvanını elde edecek.

Niels Hoegel

Daha önce 6 kişiyi öldürdüğü kesinleşen ve yargılanmasına devam edilen Niels Hoegel, Ekim ayında görülen duruşmasında, 100 hastasını öldürdüğünü itiraf etmişti.

Eski bir hemşire olan Hoegel, son anda hastlarını yeniden canlandırmaya çalışmaktan duyduğu heyecan nedeniyle onlara aşırı dozda ilaç verdiğini açıklamıştı.

Soruşturmayı yürütenler, Hoegel’in kurbanlarının toplam sayısının 200’e çıkabileceğini görüşünde.

Gary Ridgway

ABD’li bir kaportacı olan Gary Ridgway, 2003 yılında 48 seks işçisi kadını öldürdüğünü itiraf etse de 1982 ile 1984 yılları arasında toplamda 90 kadar cinayetin zanlısı olduğundan şüphelenilmektedir.

İlk kurbanı ABD’nin Seattle kentinde bir su yolunda bulunması üzerine ‘Yeşil Nehir katili’ lakabını alan Ridgway, halen hapiste bulunmakta.

Harold Shipman

Aile doktoru Harold Shipman 2000 yılında,15 yaşlı hastasına ölümcül dozda morfin vererek ölümlerine neden olduğunu itiraf etmesi sonrasında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

‘Doktor ölüm’ lakabıyla da bilinen Shipman hakkında yürütülen soruşturmada, 1971 ile 1998 yılları arasında yaklaşık 250 hastasını öldürdüğü ortaya çıkmıştı.

İngiltere’nin en kötü seri katili olarak bilinen Shipman, 2004 yılında hapiste olduğu sırada kendisi asarak intihar etmişti.

Luis Alfredo Garavito

Seyyar satış görevlisi olan Luis Alfredo Garavito, 1991’den 1996 yılına kadar olan süre içerisinde, 189 erkek çocuğunu öldürmekten 2000 yılında 835 yıllık bir hapis cezasına çarptırılmıştı.

‘Genova Canavarı’ olarak ta bilinen ve Kolombiya doğumlu olan Garavito, kurbanlarıyla hayırsever, satıcı, rahip veya engelli birimiymiş gibi yaparak tanıştığı biliniyor.

Pedro Lopez Monselve

Ekvador’da genç bir kadını kaçırmaya çalıştığı sırada bir markette yakalanarak 1980 yılında tutuklanan Pedro Lopez Monselve,  Ekvador’un ceza kanunundaki üst sınır olan 16 yıllık hapis cezasına çarptırılan ‘And Dağları Canavarı’ daha sonra Kolombiya’ya iade edilerek, bir akıl hastanesine gönderilmişti.

Gönderildiği akıl hastanesinden kaçtığına inanılan Monselve’nin şu an 70 yaşında olduğu tahmin ediliyor.

Paylaşın

Latin Amerika, Ölüler Günü’nü Kutluyor

İspanyolar ve Latin Amerikalıların kutladığı bir festival olan ‘Ölüler Günü’ Meksika’da renkli görüntülere sahne oldu. Meksiko City’de düzenlenen Ölüler Günü’nden renkli kareler haberimizde.

Başlangıcının Azteklere dayandığı bilinen Ölüler Günü, Cadılar Bayramı’ndan farklı olarak korkutma amaçlı değildir.

Burada bulunan iskeletler ölenleri simgeler.

İşte… Meksiko City’de düzenlenen Ölüler Günü’nden renkli kareler:

Paylaşın