Gelecek Partisi’nden Dikkat Çeken ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ İddiası

Millet İttifakı ve yeni kurulan partilerin ortak Cumhurbaşkanı Adayı kim olacak sorusu gündemden düşmüyor. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ile DEVA Partisi’nden oluşan 6’lı masa parlamenter sisteme dönüş için bir araya gelirken, son olarak CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayının 6 parti liderinden biri olduğunu belirtmesi yeni polemiklere yol açtı.

Flash TV’de Gizem Fidan’ın konuğu olan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Gözel, Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili olarak çarpıcı bir iddiada bulundu. Mustafa Gözel, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı Ahmet Davutoğlu” cevabını verdi.

İşte o diyalog; 

Peki şöyle bir soru sormak isterim belki de önemli bir bilgi aktarırsınız bize. Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?

Yani Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı Ahmet Davutoğlu. Bu ifadeleri okuduğum zaman ben bir gelecek Partili olarak bunu anlarım. Çünkü demiş ki devlet tecrübesi olacak, tarafsız yaklaşacak vesaire… Bana göre benim partimin lideri bu özellikleri haiz. Tabi ki yani her parti kendi liderini doğal olarak Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek ister, isteyecektir de. Bizim de doğal Cumhurbaşkanı adayımız bizim açımızdan Ahmet Davutoğlu’dur.

Ahmet Davutoğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığına konusunda nasıl yaklaşıyor. Gelecek Partisi içerisinde böyle duyumlar var mı?

Şimdi şöyle, partilerin talebi her zaman budur. Liderlerini orada en üst makam neredeyse orada görmek isterler.  Biz de zaman zaman bunları konuşuyoruz. Ama az önce bahsettiğim gibi nereye oturacağını dahi arka planda tutan bir liderin şu anda ben Cumhurbaşkanı olayım gibi bir hususta da asla böyle bir diretmesi olmaz.

Tabi gönlümüzden geçer. Ama şu anda önemli olan sayın Kılıçdaroğlu’nun da bahsettiği gibi 6 partinin veya başka bileşenlerde katılırsa, o geniş mutabakatın üstünde uzlaştığı ve memleketin faydasına olacak isim kimse onun aday olmasıdır. Şayet başka bir isim belirlenir ise Sayın Genel Başkanımız da bu konuda destek verecektir, feragat edecektir aday olma hakkından.

Olması gerekenin de eğer bu mutabakat devam ederse bütün genel başkanlar açısından da veya bütün adaylık düşünen unsurlar açısından da böyle olduğunu düşünüyorum. Liderlerden birisi olabilir, dışarıdan birisi de olabilir. Mutabakat sağlanan isme karşı herkesin fedakârlık gösterip destek vermesi ve memleketin hayrına neyse o konuda adım atması gerekir diye düşünüyorum.”

Paylaşın

Altından ‘Kur Korumalı’ TL’ye Geçişte Esaslar Belirlendi

Kur korumalı mevduat sistemi kapsamında altın varlıkların finansal sisteme kazandırılmasına ilişkin esasları belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tebliği yayımlandı.

Uygulamaya katılmak isteyen yurt içi yerleşik gerçek ve tüzel kişiler, yani vatandaşlar ve şirketler, fiziki altınlarını, gram cinsinden has altın miktarının tespiti için yetkili kuyumcuya veya bankaya teslim edecek.

Teslim alınan altınlar işlenmek üzere yetkili rafineriye teslim edilecek. Tebliğde yer alan ayrıntılar şöyle:

  • Altın hesabına 3, 6 ve 12 ay vade
  • Altın hesabı sahipleri has altın bakiyesini, dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çevirerek üç, altı ay veya bir yıl vadeli TL mevduat veya katılma hesabı açabilecek.
  • TL mevduat veya katılma hesabına dönüştürülen altınlar bankalarca dönüşüm fiyatı üzerinden Merkez Bankası’na satılacak.
  • Bankanın mevduat hesabına uygulayacağı faiz oranı Merkez Bankası’nca belirlenen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının altında olamayacak.
  • Katılma hesabına sağlanacak getirinin Merkez Bankası’nın katılım bankalarıyla açık piyasa işlemleri kapsamında yaptığı bir hafta vadeli geri satım vaadiyle alım işlemlerinde oluşan maliyetten düşük olması halinde aradaki fark katılım bankasınca karşılanabilecek, karşılanmayan kısmı Merkez Bankası ödemeyecek.
  • Merkez Bankası, bankanın mevduat hesabına uygulayacağı azami faiz oranını belirlemeye yetkili olacak.
  • Merkez Bankası’nca bu hesaplara vade sonunda yenilenme imkânı tanınabilecek. Yenilenen hesap ilk açılışta dönüştürülen altın tutarı ve vade sonu fiyatı üzerinden destekten yararlanmaya devam edecek. Hesabın yenilenmesine ilişkin esaslar Merkez Bankası’nca belirlenecek.

İlave getiri

  • TL mevduat veya katılma hesaplarının vade sonu fiyatının dönüşüm fiyatından yüksek olması ve fiyat farkı üzerinden hesaplanan tutarın banka tarafından ödenecek faiz veya kâr payından yüksek olması durumunda, fiyat farkı üzerinden hesaplanan tutardan faiz veya kâr payı düşülerek hesaplanan tutar Merkez Bankası’nca mevduat veya katılma hesabı sahibine ödenmek üzere ilgili bankaya aktarılacak.
  • Vadeden önce çekim yapılması halinde Merkez Bankası’nca fiyat farkı ödenmeyecek.
  • Uygulama kapsamında açılan TL mevduat veya katılma hesaplarına Merkez Bankası’nca belirlenecek usul ve esaslara göre vade sonunda ilave getiri ödenebilecek. İşlenmiş ve hurda altın karşılığının TL’ye dönüştürülmesiyle açılan hesaplar da ilave getiriden yararlanabilecek.
  • Tebliğ kapsamında işlem yapan yetkili kuyumcu, yetkili rafineri ve bankalara, Merkez Bankası’nın belirleyeceği esaslar çerçevesinde komisyon veya masraf ödenebilecek.
  • Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin 28 Aralık 2021’de, yurt içi yerleşik tüzel kişilerinse 31 Aralık 2021’de mevcut altın hesaplarının, talep edilmesi halinde dönüşüm fiyatı üzerinden TL’ye çevrilmesine de imkan tanınacak.
Paylaşın

‘AK Partili 14 Vekil Aylardır Erdoğan’dan Yanıt Alamıyor’ İddiası

Parti politikalarını tartışmak ve çeşitli önerilerde ya da uyarılarda bulunmak isteyen 14 AK Partili vekilin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşme talebine 6 aydır yanıt verilmediği öne sürüldü. 

Gazete Duvar’ın Duvar Arkası bölümünde yer alan iddiaya göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte yürütme tamamen Meclis dışına çıkınca bu durum AK Partili milletvekillerinden de çok sayıda şikayet gelmesine neden oldu.

Cumhurbaşkanı ile görüşemeyen vekiller bakanlara dahi ulaşamaz hale geldi. Birçok toplantıda dile getirilen bu sorunu çözmek için Meclis’te “nöbetçi bakan” uygulaması başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da gruplar halinde milletvekilleri ile bir araya geldi. Ancak bu buluşmalar da milletvekillerinin seçim bölgelerine yönelik taleplerini dile getirdiği toplantılara dönüştü.

Parti politikalarını tartışmak, çeşitli önerilerde ya da uyarılarda bulunmak isteyen milletvekilleri bu kalabalık toplantılarda görüşlerini paylaşamadı.

Siyasi değerlendirmelerini aktarmak, tespit ettikleri eksiklikleri iletmek, yanlış gittiği düşünülen işlerin düzeltilmesi için önerilerde bulunmak isteyen vekiller bu kez ayrı randevular talep etmeye başladı.

Ancak bu randevulara da yanıt verilmedi. İddiaya göre AK Partili 14 milletvekilinin talep ettiği bir randevuya 6 aydır yanıt gelmedi.

Paylaşın

NATO’dan Rusya’ya Kimyasal Silah Uyarısı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte Rusya’yı kimyasal silah kullanmaması konusunda uyardı. Rusya, Ukrayna hükümetini ABD tarafından desteklenen laboratuvarda biyolojik silah üretmeye çalışmakla suçlamıştı.

Geçen günlerde kimyasal ve biyolojik laboratuvarlar konusunda bazı “saçma iddiaların” gündeme geldiğini hatırlatan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Kremlin haklı çıkarılamayacak şeyleri haklı çıkarmak için yanlış bahaneler icat ediyor” dedi.

ABD: Rusya kimyasal silah saldırısında bulunursa ağır bedel öder

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullanması durumunda “ağır bir bedel” ödeyeceğini söyledi. CBS televizyonuna konuşan Sullivan, NATO’ya yönelik herhangi bir saldırının ittifakın tam yanıtını tetikleyeceğini söyledi ve potansiyel bir kimyasal silah saldırısı tehdidini incelediklerini kaydetti.

Sullivan, herhangi bir harekete karşı uyarmak için Moskova ile doğrudan temas halinde olduklarını da sözlerine ekledi. Sullivan, “Kitle imha silahlarının kullanılması, Putin’in uluslararası hukuka ve uluslararası normlara saldırısı açısından aştığışok edici ek bir çizgi olacaktır” dedi.

Birçok kente hava saldırıları şiddetlendi

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı işgal üç haftaya yaklaşırken birçok kente hava saldırıları şiddetlendi. Lviv kenti savaşın başlamasından bu yana ilk kez şiddetli saldırılarla sarsıldı. Alman Haber Ajansı (dpa) muhabiri kentte sabaha karşı çok sayıda patlama sesi duyulduğunu aktardı.

Saldırının Polonya sınırına 80 kilometre uzaklıkta düzenlendiği ve patlama seslerinin Polonya’dan da duyulduğu bildirildi. Lviv Belediyesi saldırının hedefinin bir askeri tesis olan Uluslararası Barışı Koruma ve Güvenlik Merkezi olduğunu duyurdu.

360 kilometrekare büyüklüğündeki merkezde askeri birliklerin tatbikatlar yapıldığı bildirildi. Lviv bölgesi valisi Maksim Kozitski, saldırıda 30’dan fazla roket atıldığını, 9 kişinin öldüğünü ve 57 kişinin yaralandığını açıkladı.

Ukrayna medyası saldırı doğrudan Lviv’e düzenlenmese de yetkililerin vatandaşlara yine de sığınaklarda kalması çağrısı yaptığını duyurdu. Kent Rus ordusunun düzenlediği saldırılardan kaçan

Ukraynalıların toplandığı nokta olarak biliniyor. Ukraynalılar Lviv üzerinden Batılı ülkelere göç etmeye çalışıyor. Lviv şimdiye dek Ukrayna’daki en güvenli kentler arasında sayılıyordu. Bazı ülkeler bu nedenle büyükelçilerini Kiev’den Lviv’e yerleştirme kararı almıştı.

Paylaşın

Rusya: Güvencemiz Çin

Rusya’da Maliye Bakanı Anton Siluanov, batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle altın ve döviz rezervlerinin neredeyse yarısının dondurulduğunu ve alınan ekonomik darbeye karşı Çin’e güvenildiğini açıkladı.

Bir ay önce Rusya’nın bol rezervler sayesinde yaptırımlara dayanabileceğini söyleyen Bakan Siluanov, pazar günü yaptığı açıklamada, yaptırımların Rusya’nın sahip olduğu 640 milyar dolarlık altın ve döviz rezervlerinin yaklaşık 300 milyar dolarını dondurduğunu söyledi.

Siluanov’un bir televizyon programındaki beyanları, Moskova’nın, yaptırımların etkisini azaltmak için Çin’den yardım isteyeceğine dair şimdiye kadarki en net açıklaması oldu.

“Altın ve döviz rezervlerimizin bir kısmını Çin para birimi Yuan cinsinden aldık” diyen Maliye Bakanı, “Çin ile karşılıklı ticaretimizi sınırlamak için Batılı ülkelerin Çin’e nasıl bir baskı uyguladığını görüyoruz. Ancak Çin ile ortaklığımızın, Batı pazarlarının kapandığı bir ortamda elde ettiğimiz işbirliğini sürdürüp artırmamıza izin vereceğini düşünüyorum” dedi.

Rus Bakan, Rusya’nın devlet borç yükümlülüklerini yerine getireceğini ve devlet rezervleri dondurulana kadar borç sahiplerine ruble ödeyeceğini söyledi.

Son olarak 4 Şubat’ta Pekin’de bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ABD’nin etkisine karşı koymayı amaçladıklarını söyledikleri “stratejik bir ortaklık” ilan etmiş ve bunu “sınırsız bir dostluk” olarak nitelendirmişti.

Rusya ile Ukrayna’dan barış umudu

Öte yandan Rus ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna’daki savaşla ilgili müzakereler hakkında şu ana kadarki en iyimser değerlendirmelerde bulundu. Hem Rus hem de Ukrayna tarafı birkaç gün içinde olumlu sonuçların alınabileceğini öne sürdü.

RIA haber ajansına konuşan Rus delege Leonid Slutsky de barış umutlarını yeşerten bir açıklamada bulunarak, görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildiğini söyledi. Slutsky, “Şahsi beklentim, bu ilerlemenin önümüzdeki günlerde her iki delegasyonun ortak pozisyonuna ve imza konulacak bir belgeye dönüşmesi” dedi.

Rus ve Ukraynalı makamlardan eş zamanlı olarak verilen olumlu mesajlarda anlaşmanın kapsamı hakkında ise detay paylaşılmadı.

Paylaşın

Davutoğlu’ndan Dikkat Çeken İttifak Açıklaması: Yeniden Yapılanmalı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İzmir programının ikinci gününe basın toplantısıyla başladı. Basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Davutoğlu, soruları yanıtladı. Toplantıda Davutoğlu’nun yanı sıra Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı ve partinin genel başkan yardımcıları da yer aldı.

İz Gazete’den Gizem Taban’ın haberine göre, İzmir ziyaretine ilişkin bilgiler verirken ülke gündemine ilişkin görüşlerini de açıklayan Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, “İzmir’de birçok temasta bulundum. Esnafımızı bezgin halkımızı alışverişten uzak gördük. Orta sınıfın yok olduğu bir ülke olduk. Ülkemizde özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hayata geçtikten sonra öyle bir ekonomik tablo ortaya çıktı ki orta sınıf yok oldu. Kutuplaşmaları aşmak üzere yoğun bir çaba içerisindeyiz. STK’larla bir araya geldik. Tüm o masaların ortak kanaati: iktidarın artık gitmesi gerektiği… Ekonomi biliminden uzak, kurumsal akıldan kopmuş bir iktidar Türkiye’nin felaketin eşiğine getiriyor. Gençlerimiz gelecek kaygısı yaşıyor. Kutuplaşmaları aşmak üzere 6 lider bir masada bir araya geldik. Bunu toplumumuz tarafından büyük bir kabul gördüğünü görmekten mutlu olduk. Halkımız yoruldu. Bu yorgunluğun aşılmasının yolu da karşılıklı olarak siyasi nezaket geliştirmek. Herkesin kendi parti tabanı var ama tüm bunlardan önemlisi milletin ortak geleceğini demokrasiyi yeniden inşa ederek, özgürlükleri yeniden hakim kılarak yeni Türkiye’yi inşa etmek” diye konuştu.

“İzmir’de iddiamız en güçlü parti olmak” diyerek açıklamalarını sürdüren Davutoğlu, “Bu yönde de önemli mesafeler kat ettik… İzmir’de kısa sürede tüm ilçelerde teşkilatlanacağız, seçime hazır olacağımız. Halk yeni çözümler duymak istiyor, Gelecek Partisi de bunun adresi olarak İzmir’de faaliyetlerini sürdürecek” dedi.

Gelecek Partisi kurulduğundan bu yana İzmir İl Başkanlığı görevinde 5’inci kez değişiklik olmasının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Siyasi partiler dinamik yapılar. Özellikle yeni kurulan partilerde dinamizmi hayat emaresi olmak görmek gerekiyor. Yeni kurulmuş iddiasız bir partide rekabet söz konusu olmaz. Çekim alanı olmaz. AK Parti’de ilk yıllarda ekip oluşturma döneminde bazı değişimler yaşanmıştı. Bunu dinamizm olarak görüyorum.”

Anketlerde çok farklı tablolarla karşılaştıklarını belirten Davutoğlu, “Anketlerin doğru netice vermesinin birkaç ön şartı vardır. Birincisi korku iklimi olmayacak. Yani insanlar kanaat beyan ederken endişe etmeyecek.  Ancak şu anda iktidarda bulunan bazı dostlarımız taziye mesajını bile diğer dostlarımız aracılığıyla mesaj gönderiyor. Taziye mesajında bile korku ortamı söz konusu…” ifadelerini kullandı.

‘İttifak yeniden yapılanmalı’

Gelecek Partisi’nin, Millet İttifakı’na dahil olup olmayacağı noktasındaki soruyu yanıtlayan Davutoğlu, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda elde edilen mutabakat çok önemli… Çünkü mesele kişi meselesi değil, sistem meselesi…. Sistem sağlam bir zemine oturmadıkça, iyi kurgulanmamışsa siyasi şartların kişileri nasıl etkileyebileceğini kötü örnekleriyle gördük. O yüzden önce sistem, sonra sistem, sonra sistem… Bu bakımdan elde edilen mutabakat çok önemli. Mutabakat açıklamasında da ortaya konduğu gibi bu bir iş birliği, birliktelik… Ancak ittifak bir seçim ile ete kemiğe bürünür. Bu bir seçim ittifakı değil. Benim şahsi kanaatim; mümkün olan en kısa sürede ilkeleri açık bir şekilde ortaya konmuş, gelecek planlaması itibarıyla da ana bir perspektifin verildiği bir ittifak yapılanmasının, ittifakın yeniden yapılanmasının doğru olacağı… Ama bu konular istişareye açık konular… Bütün liderler bu konuda kanaatlerini dile getirecek ve partilerimizin Türkiye’nin ortak vizyonu çerçevesinde daha geniş tabanlı bir iş birliği yapmasının imkanlarını araştıracağız. Önemli olan iyi niyet, önemli olan şahsi hesaplarımızın ülke vizyonunun önüne geçmemesi… Bizleri o masada memnun neden liderler arasında bu konuda karşılıklı güvene dayalı bir psikolojinin oluşmuş olması…” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Beş lider de isterse Cumhurbaşkanı adayı olurum” yönündeki açıklaması hakkında görüşlerinin sorulması üzerine Davutoğlu, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu hiç konuşmadık. Liderler arasında bu konunun, günü geldiğinde konuşulması gereken bir husus olduğu konusunda kanaat birliği var. Tabii ki gazeteciler soru sorduğunda görüşler beyan ediliyor. Nihayetinde Cumhurbaşkanı adayı konusu da o masada istişare edilecek. Ve kişilerden daha çok Cumhurbaşkanlığı makamının getirdiği niteliklerin öne çıkması, o niteliklerin gerektirdiği şartlar oluşturulduktan sonra kişiler konuşulabilir. Şu anda öncelikli konumuz isim tespiti değil.”

Rusya-Ukrayna geriliminin en çok Türkiye’yi etkilediğini söyleyen Davutoğlu, “Çatışmanın bir an önce bitmesi ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması gerekir. Türkiye’nin çıkarına olacak tek şey budur. Türkiye birçok savaşı geç bir şekilde, yavaş adımlarla takip etti. Cumhurbaşkanının bir rüzgarın, fırtınanın yaklaştığını görememiş olması bize zaman kaybettirdi. Türkiye’nin Ukrayna ile ilgili NATO zirvelerine katılamaması Türkiye’nin NATO’daki etkinliğini zayıflattı. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü esastır, Rusya uluslararası hukuku çiğnemiştir. Bir an önce ateşkes sağlanması gerekir” açıklamalarında bulundu.

Yerel medyayı çok önemsediklerini dile getiren Davutoğlu, “Yerel medya Türkiye’de göz ardı edilen en önemli kamuoyu oluşturma araçlarından biri… Yerel medyanın mutlaka desteklenmesi lazım. Başbakanlığım dönemimde yurt dışında giderken yerel medya temsilcileri ilk kez Başbakanlık uçağına alınmıştı. Böylece yerel medyaya duyduğumuz güveni göstermiştik. Yeniden bir iktidar nasip olduğunda yerel medyanın en iyi şekilde basın hayatı içinde yer alacağını taahhüt ederim” dedi.

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu: ‘Ekonomik Pandemi’ İle Karşı Karşıyayız

SP Lideri Karamollaoğlu, “Kapanma döneminden sonra şimdi de kapatma dönemini yaşıyoruz. ‘Ekonomik pandemi’ ile karşı karşıyayız adeta! Evde vatandaşımız kombisini kapatıyor, Esnafımız kepenk kapatıyor, Dolmuş, otobüs ve taksi şoförlerimiz kontak kapatıyor; kapatmak zorunda kalıyor…” dedi.

Haber Merkezi / Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, akaryakıt, doğal gaz ve gıda ürünlerine üst üste gelen zamlara tepki gösterdi. SP Lideri Karamollaoğlu, “Hükümet ise gözünü, kulağını kapatmış; ya da daha vahimi görmezden, duymazdan geliyor” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama şöyle:

“Kapanma döneminden sonra şimdi de kapatma dönemini yaşıyoruz. ‘Ekonomik pandemi’ ile karşı karşıyayız adeta! -Evde vatandaşımız kombisini kapatıyor, -Esnafımız kepenk kapatıyor, -Dolmuş, otobüs ve taksi şoförlerimiz kontak kapatıyor; kapatmak zorunda kalıyor…

Hükümet ise gözünü, kulağını kapatmış; ya da daha vahimi görmezden, duymazdan geliyor. Halbuki, hayat pahalılığına karşı virüsle mücadele eder gibi ciddiyetle tedbir alınması gerekir. Gelinen noktada, öncelikle ‘eşel mobil sistemi’ derhal yeniden hayata geçirilmelidir.”

Paylaşın

Avrupa Birliği Liderlerinden ‘Versay Bildirisi’

Avrupa Birliği (AB) liderleri, üye ülkelerin ithal ettiği çip, gıda ve ham maddeye bağımlılığın azaltılması konusunda anlaştı. Paris’te Versay Sarayı’nda gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi sonunda yayımlanan Versay bildirisi ile AB’nin küresel gıda, mikroişlemciler, ilaç, ham madde ve dijital teknoloji tedarikçilerine olan bağımlılığını düşürmesi taahhüdünde bulunuldu.

Kovid 19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali AB’nin ilaç, gıda, çip ile birlikte buğday, petrol ve doğalgaza bağımlılığını bir kez daha gündeme getirmişti.

“Rusya’nın açtığı savaş Avrupa tarihinde tektonik bir değişim oluşturmaktadır” denilen bildiride, Avrupa ülkelerinin kendi güvenlikleri ve Avrupa’nın egemenliği, bunun yanı sıra bağımlılıklarının azaltılması için daha fazla sorumluluk alma kararını verdiği ifade edildi.

Bildiri “savunma kabiliyetlerinin güçlendirilmesi”, “enerji bağımlılıklarının azaltılması” ve “daha sağlam ekonomik temel inşa edilmesi” başlıklarından oluştu.

Savunmaya daha fazla yatırım

“Savunma kabiliyetlerinin güçlendirilmesi” başlığında Aralık 2021’de Avrupa ülkelerinin stratejik özerkliği artırma yönünde aldığı karara atıf yapılarak transatlantik ilişkiler ve AB-NATO iş birliği ile AB’nin karar almada özerkliğinin altı çizildi.

AB’nin güçlü olmasının NATO’ya tamamlayıcı olacağı vurgulanan bildiride, AB ülkelerinin savunmaya ve yenilikçi teknolojilere daha fazla yatırım yapması gerektiği kaydedildi.

Bunun için stratejik eksiklikleri belirleyerek savunma harcamalarının artırılması, üye ülkeler arasında ortak projeler ve ortak alımlarla iş birliklerinin geliştirilmesi, kritik ve yükselen teknolojilere yatırım yapılması, KOBİ’ler de dahil olmak üzere savunma sanayisinin güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Ayrıca siber alanda dayanıklılığın kuvvetlendirilmesi, bunun için altyapının geliştirilmesi, dezenformasyonla mücadelenin artırılması, uzay sanayisinin güçlendirilmesi gibi unsurlara işaret edildi.

AB liderleri, bildiride AB Komisyonunun savunma yatırımlarının nerelere yönlendirilmesi gerektiği konusunda Avrupa Savunma Ajansı ile koordinasyon içinde mayıs ortasına kadar analiz hazırlamasını, burada Avrupa savunmasının sanayi ve teknolojik temelinin güçlendirilmesi için öneriler sunmasını istedi.

Bildiride aynı zamanda AB’nin ortaklarının Avrupa Barış Fonu’nun kullanımının artırılması da dahil olmak üzere tüm araçlarla destekleneceği vurgulandı.

Enerjide bağımlılık düşürülecek

“Enerjide bağımlılığın azaltılması başlıklı” kısımda AB’nin 2050 yılı iklim hedefleri kapsamında iddialı hedefler belirlediği kaydedildi.

Bildiride “Mevcut durum enerji kaynaklarımızın güvenliğini nasıl sağladığımıza dair kapsamlı bir yeniden değerlendirmeyi gerektiriyor” ifadesi kullanıldı.

Rus gaz, petrol ve kömürüne bağımlılıktan en kısa sürede aşamalı biçimde çıkılmasında uzlaşıldığına işaret edilen bildiride, üye ülkelerin enerji kaynakları tercihlerinde fosil yakıtlara bağımlılıklarını hızla azaltması gerektiği belirtildi.

Doğalgaz arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) rotalarının kullanımı ile Avrupa’da hidrojen piyasasının geliştirilmesinin önemi vurgulandı.

Yenilenebilir enerji yatırımlarına ve bunların lisans süreçlerine hız verilmesinin önemine işaret edilerek, Avrupa’daki gaz ve elektrik bağlantılarının kuvvetlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

Bildiride enerji verimliliğinin artırılması gerektiğine dikkat çekildi. Depolarda yeterli seviyede doğalgaz olmasını sağlamak ve ortak dolum operasyonları konusunda çalışılacağı belirtilen bildiride, elektrik piyasalarının faaliyetinin gözlemleneceği ifade edildi.

Ekonomik temel kuvvetlendirilecek

“Daha sağlam ekonomik temel inşa edilmesi” başlıklı bölümde Tek Pazar’ı tamamlamaya ve güçlendirmeye devam edileceği vurgulandı.

Bildiride Avrupa’nın ekonomik temelinin daha dayanıklı, rekabetçi, yeşil ve dijital geçişlere uygun hale getirileceği, stratejik bağımlılıkların azaltılacağı belirtildi.

Kritik ham maddeler konusunda AB’nin stratejik ortaklıklar yapacağına, stratejik depolama ve kaynakların verimli kullanımına yöneleceğine işaret edilerek, çipler konusunda arz zincirinin çeşitlendirileceği vurgulandı ve AB’nin bu alana daha fazla yatırım yapacağı, üretimini artıracağı kaydedildi.

  • AB ülkeleri çip ihtiyacının önemli bir kısmını ABD ve Tayvan’dan karşılıyor.

Bildiride bitki bazlı protein üretimi artırılarak ithal temel tarım ürünlerine ve girdilere bağımlılığın azaltılacağı, gıda güvenliğinin iyileştirileceği belirtildi.

AB Komisyonu açıklamaları

Rusya’ya yeni yaptırım paketi yolda

Bildiriye ilişkin açıklamalarda bulunan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın işgaline de değinerek Rusya’ya yönelik dördüncü yaptırım paketini hazırladıklarını söyledi.

Von der Leyen, Rusya’ya karşı şimdiye kadar 3 güçlü yaptırım paketini uyguladıklarını hatırlatarak, “Dördüncü yaptırım paketini getireceğiz. Bu yaptırımlar Rusya’yı küresel ekonomik sistemden daha da izole edecek. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgalinin maliyetini daha da artıracak” diye konuştu.

Ukrayna’nın AB üyeliği ve ek bütçe

Ukrayna’nın AB’ye yaptığı üyelik başvurusuna da değinen Von der Leyen, “Ukrayna’nın AB’ye üyelik başvurusu, ülkenin ulusal egemenliği ile iradesinin, kendi kaderini seçme hakkının ifadesidir. Bugün Ukrayna için bize doğru gelen yolu açtık. Ukraynalılar Avrupa ailesinin parçasıdır” ifadesini kullandı.

Ursula von der Leyen, AB üyeliği için bazı şartların yerine getirilmesi gerektiğini hatırlatarak, süreçle ilgili müthiş bir hız bulunduğunu, böylece Ukrayna’nın Avrupa ailesinin parçası olduğunun görüldüğünü sözlerine ekledi.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel de Ukrayna’ya yapılacak askeri yardımlar için daha önceki 500 milyon Euro’ya ek olarak 500 milyon Euro’luk bütçeyi kabul ettiklerini söyledi.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanından Ortak Açıklama

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) 11 büyükşehir belediye başkanından akaryakıt fiyatlarıyla ilgili ortak açıklama geldi. Yapılan açıklamaya İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu.

İBB Başkanı İmamoğlu, söz konusu açıklamayı, “11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak açıklamamızı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız” paylaştı. Açıklamada, art arda gelen akaryakıt zamlarına karşı toplu ulaşımda ÖTV alınmaması önerilerinin defalarca merkezi idare tarafından duymazdan gelindiği belirtildi.

11 belediye başkanının imzasıyla yapılan ortak açıklamada, “Toplu ulaşım ücretlerine yakın zamanda ciddi artışlar olması kaçınılmaz hale gelmiştir. Üzülerek ifade ederiz ki, elimizde olmayan nedenlerle bu artışları vatandaşlarımıza yansıtmak durumunda kalacağız.” denildi.

Açıklama şöyle:

“Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği zor süreçte, ekonomik öngörülebilirlik yerini ne yazık ki günlük fiyat artışları ve istikrarsız süreçlere bırakmıştır. Yeni koşullar vatandaşlarımızı olduğu gibi yerel yönetimlerimizi de ciddi zorluklarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bir süre öncesine kadar dövizdeki hızlı yükseliş nedeniyle akaryakıt fiyatlarında hızlı yükselmeler olmuştur. Bu yükselişler devam etmekte olup, tarihte ilk kez ülkemizde art arda 7 gün boyunca akaryakıt fiyatları zamlanmıştır.

Öyle ki, sadece yılbaşından bu yana geçen 70 günde akaryakıt ücretleri yüzde 94’ten daha fazla artış göstermiştir. Benzer artış, enerji fiyatları için de geçerlidir. Bu sıra dışı artışlar bir süre önce toplu taşımada gerçekleşen fiyat artışlarını artık kadük hale getirmiş hatta durumu öncekinden bile zorlaştırmıştır.

Büyükşehirlerimizde sağlıklı ve sürdürülebilir toplu taşıma hizmeti belediyelerimizin en önemli vazifelerindendir. Toplu taşımada kullanılan akaryakıt ve elektrik gibi artan personel maliyetleri, yurt dışı yedek parça kaynaklı bakım onarım maliyetleri de artık belediyeler tarafından kaldırılamayacak kadar zamlanmıştır. Ne yazık ki daha önce defalarca talep ettiğimiz, toplu taşımada kullanılan akaryakıttan en azından ÖTV alınmasın önerimiz de merkezi idare tarafından duymazdan gelinmiştir.

Tüm bu süreçleri ele aldığımızda toplu taşıma ücretlerinde yakın zamanda çok ciddi artışlar olması kaçınılmaz hale gelmiştir. Üzülerek ifade ederiz ki, elimizde olmayan nedenlerle bu artışları vatandaşlarımıza yansıtmak durumunda kalacağız. Ayrıca, yasa gereği ve Meclis kararları çerçevesinde toplu taşımayı ücretsiz kullanan çok sayıda vatandaşımız vardır.

Vatandaşlarımızın sağlıklı hizmet alması adına, 2016 yılında yayınlanan yönetmelikle, belediyelerin şehir içi toplu taşıma yetkisi verdiği özel şahıslara ait araçlara ödenen 1.000 TL’lik destek ise aradan geçen yıllara rağmen artırılmamıştır. Bu durum, kimi zaman taşımacılarla, toplu ulaşımı ücretsiz kullanan vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmektedir. Hükümetin, bu destek uygulamasında da fiyat artışına giderek, toplu taşımada yaşanan tatsızlıkların önüne geçmesi çok kolaydır.”

Paylaşın

‘Gıda Fiyatlarında Yüzde 20’ye Kadar Artış Olabilir’ Uyarısı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Ukrayna’daki çatışmalar nedeniyle uluslararası gıda ve yem fiyatlarının yüzde 8 ila yüzde 20 arasında artabileceği uyarısında bulundu. FAO, ayrıca Ukrayna’da savaşın uzaması durumunda mahsullerin hasadı ve Rusya’nın gıda ihracatına yönelik belirsizlik olduğunu belirtti.

FAO, fiyatlardaki artışın yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalan insanların sayısını da artırabileceğini kaydetti. FAO Genel Direktörü Qu Dongyu, “Temel gıda ürünleri ihracatında bu iki önemli ülkenin tarımsal faaliyetlerinde oluşabilecek aksaklıklar, dünya genelinde gıda güvensizliğini ciddi olarak artıracak” şeklinde konuştu.

FAO’nun verdiği bilgilere göre, dünyada buğday ihraç eden ülkeler arasında Rusya ilk, Ukrayna ise beşinci sırada yer alıyor. Dünyada arpa arzının yüzde 19’u Ukrayna ve Rusya tarafından karşılanıyor. Dünyadaki buğday arzının yüzde 14’ünü karşılayan bu iki ülke, mısır arzının ise yüzde 4’ünü tedarik ediyor. Dünyadaki toplam tahıl ihracatının üçte birinden fazlası bu iki ülke tarafından yapılıyor.

Zelenskiy’den çiftçilere çağrı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Cuma günü yaptığı açıklamada, Ukraynalı çiftçilere Rus işgaline rağmen mümkün olduğunda çok tahıl ekme çağrısında bulundu. Zelenskiy, “Bu ilkbaharda da, her ilkbaharda olduğu gibi, kapsamlı bir tohum ekme kampanyası yürütmeliyiz” diye konuştu.

Ukrayna’da tarlaları ekme faaliyetleri geleneksel olarak Şubat sonu veya Mart ayının başında başlıyor. Çiftçiler de, mümkün olan en kısa süre içinde güvenli bölgelerde tarlaların ekilmesine başlayacaklarını duyurdu. Ancak Tarım Bakan Yardımcısı Taras Vysotskiy, çiftçilerin yeterli tohumunun olduğunu ancak savaş nedeniyle yaşanan yakıt sıkıntısının çiftçiler için büyük bir sorun olduğuna dikkat çekti.

Afrika ülkeleri olumsuz etkilenebilir

Buğday ithal eden ülkelerin başında ise Kuzey Afrika ülkeleri ile Türkiye ve bazı Asya ülkeleri yer alıyor. Almanya’nın Kiel kentinde bulunan Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün (IfW) yaptığı bir araştırma ise Ukrayna’daki savaş nedeniyle ortaya çıkacak arz açığının özellikle Afrika ülkelerinin durumunu kötüleştireceğini ortaya koydu.

IfW’nin ticaret araştırmaları uzmanı Hendrik Mahlkow, Ukrayna’daki durumu “Savaşın bir sonucu olarak Ukrayna’nın dünya ekonomisi ile bağlantısı kesilebilir- ticaret yolları kapatılabilir, alt yapı hasar görüyor ve geriye kalan bütün üretim güçleri savaş ekonomisine yönelebilir” sözleriyle değerlendirdi.

Mahlkow, bu durumun Afrika ülkeleri için muhtemel sonuçlarını ise şu sözlerle aktardı: “Ülke özellikle de Afrika kıtası için dünyanın en önemli tahıl ihracatçılarından biri olması nedeniyle, buradaki arz durumu oldukça kötüleşecek.” Enstitü’nün tahminlerine göre, Ukrayna’dan buğday ihracatının durması halinde Tunus’un ithal ettiği buğday uzun vadede yüzde 15 azalacak. IfW, Mısır’ın buğday ithalatının yüzde 17, diğer tahıl ürünlerinin ithalatının ise yüzde 19 azalacağını tahmin ediyor.

FAO’nun verdiği bilgilere göre, aralarında az gelişmiş ülkelerin de bulunduğu 50 ülke, buğday sevkiyatının en az yüzde 30’unun karşılanmasında Rusya ve Ukrayna’ya bağımlı durumda. FAO, raporunda “2022-2033 döneminde dünya genelinde yetersiz beslenenlerin sayısı 8 milyondan 13 milyona çıkabilir” denildi. Raporda, bu durumdan özellikle Asya-Pasifik bölgesinin, Sahra Altı Afrika ülkelerinin, Ortadoğu’nun ve Kuzey Afrika’nın etkilenebileceği kaydedildi.

Paylaşın