TÜİK Açıkladı: Son Bir Yılda En Çok Borsa Kazandırdı

Finansal yatırım araçları içerisinde BIST 100 endeksi; yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 65,47,  tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 51,04 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Haber Merkezi / Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,96 ve euro yüzde 7,83 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, dolar yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 21,57 ve DİBS yüzde 43,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 4,02 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken, euro yüzde 1,57, dolar yüzde 8,73, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,42 ve DİBS yüzde 48,24 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları Eylül 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Eylül ayında en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,81 oranlarıyla BIST 100 endeksinde gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 1,69, dolar yüzde 3,16, külçe altın yüzde 3,59, euro yüzde 5,18 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 11,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) yüzde 2,96, dolar yüzde 4,41, külçe altın yüzde 4,83, euro yüzde 6,41 ve DİBS yüzde 12,59 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 26,01, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 19,35 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 28,27, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 32,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,06, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 18,33 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken, aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 39,75, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 42,06 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 65,47, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 51,04 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 13,96 ve euro yüzde 7,83 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken, dolar yüzde 0,01, mevduat faizi (brüt) yüzde 21,57 ve DİBS yüzde 43,30 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 4,02 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken, euro yüzde 1,57, dolar yüzde 8,73, mevduat faizi (brüt) yüzde 28,42 ve DİBS yüzde 48,24 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Paylaşın

“Merkez Bankası’nın Kura Müdahalesi 226 Milyar Dolara Ulaştı” İddiası

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ağustos ayıyla birlikte kura müdahalesinin 226 milyar dolara çıktığı öne sürüldü. Banka’nın hali hazırda negatif olan net rezervlerinin (swap hariç) daha da negatife itebileceği de iddia edildi.

Serbest piyasada 27,4650 liradan alınan dolar 27,4670 liradan satılıyor. 29,0040 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 29,0060 lira olarak belirlendi. Cuma günü doların satış fiyatı 27,4170 lira, euronun satış fiyatı ise 29,0060 lira olmuştu.

Bloomberg ekonomisti Selva Baziki, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) kura müdahalesine ilişkin hesaplarını şöyle aktardı:

“TCMB’nin arka kapı müdahalelerinin Ağustos ayı itibarıyla 226 milyar dolara çıktığını hesaplıyoruz. Bu ortalama aylık 11 milyar dolar müdahaleye tekabul ediyor.

KKM’den çıkışları teşvik eden regülasyon değişiklikleri ilerisi için bir zorluğa işaret ediyor. Büyük rezerv kaynaklarından birinin kurumasıyla, aynı hızda devam eden müdahaleler TCMB’nin hali hazırda negatif olan net rezervlerini (swap hariç) daha da negatife itebilir.

Veri yetersizliğinden hesaplarımız bazı varsayımlara dayanıyor. Ihracat geliri devirleri düşükse, bu daha düşük müdahale hacmi demektir. Diğer taraftan YP kaynaklı KKM oranı daha yüksekse, müdahale hacmi daha fazla olabilir.”

Paylaşın

Goldman Sachs’tan Dikkat Çeken Dolar Kuru Tahmini

Goldman Sachs’ın “Türkiye yeniden oyuna dahil oluyor” başlıklı raporunda, vadeli işlem kontratlarının Dolar/TL ‘nin üç ay sonra 30, altı ay sonra 33 seviyesinde işlem göreceğini fiyatladığına dikkat çekildi.

Goldman Sachs raporda ayrıca, üç ay sonra dolar/TL’nin 28 ve altı ay sonra 29 seviyelerinde olacağı tahmininde bulundu.

BlombergHT’de yer alan habere göre; Goldman Sachs, reel faizlerin yıl sonu itibarıyla pozitif bölgeye geçebileceğini, TL carry trade işlemlerinin de uzun yıllar sonra yeniden mümkün olabileceğini öngördü.

Goldman Sachs, 27 Eylül tarihli “Türkiye yeniden oyuna dahil oluyor” başlıklı raporda risklerin devam etmesine rağmen ülkede “önceki yılların aksine pozitif reel faiz stratejisine yönelik söylem ve destek” olduğuna dikkat çekildi.

Ekonomi yönetiminin yeniden pozitif reel faiz vermeye yönelik kararlılık gösterdiğine dikkat çekilen raporda bu sürecin “Vadeli (forward) fiyatlamalarda beklenen TL değer kaybının üzerinde getiri sağlamanın mümkün olabileceğini ve dolayısıyla TL’de carry trade’in yeniden mümkün” olabileceğini gösterdiği belirtildi.

Raporda, “Yüzde 40 ya da üzerinde bir politika faizi yıl sonu itibarıyla beklenen enflasyona göre pozitif reel faiz verilmeye başlanacağı anlamına geliyor” denildi.

Türkiye carry trade de dahil olmak üzere yabancı yatırımcılardan son yıllarda neredeyse hiç ilgi görmüyordu. Mayıs ayındaki genel seçimler ardından ise bu durum yavaş da olsa değişmeye başladı.

Raporda, vadeli işlem kontratlarının Dolar/TL ‘nin üç ay sonra 30, altı ay sonra 33 seviyesinde işlem göreceğini fiyatladığına dikkat çekildi. Goldman Sachs üç ay sonra dolar/TL’nin 28 ve altı ay sonra 29 seviyelerinde olacağı tahmininde bulundu.

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat’ta Asgari Faiz Zorunluluğu Kalktı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına yönelik dikkat çeken bir karara imza attı. Banka, kararla birlikte KKM hesaplarında asgari faiz zorunluluğunu kaldırdı.

BloomberHT’de yer alan habere göre, kararla birlikte bankaların Türk lirası dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebilmesinin önü açıldı.

Son dönemde ekonomi yönetimi KKM’nin misyonunu tamamladığı mesajı verirken, birçok düzenlemeyi de hayata geçirmişti.

Ağustos ayında menkul kıymet ve zorunlu karşılık uygulamalarında kur korumalı hesapların TL mevduata dahil olduğu TL payı rasyosunu yürürlükten kaldırılarak, yerine kur korumalı hesapları TL mevduat olarak dikkate almayan ve standart yerel para olan TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmayı hedefleyen yeni bir TL payı rasyosu getirilmişti.

Eylül ayında ise TL’ye geçişlerin hızlandığını gösteren veriler doğrultusunda gerçek kişiler için aylık yüzde 2 olarak belirlenen TL payı artış hedefi, yüzde 2,5’e yükseltilmişti. Ayrıca, TL’ye geçiş ve yenileme ile TL payı hesaplamalarında revizyona gidilmişti.

Eylül ayının ortasında Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 6 aya kadar vadeli kur korumalı mevduat (KKM) hesapları için zorunlu karşılık oranı yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltilmişti.

Geçen gelen düzenlemeyle ise kur korumalı hesapların TL mevduat sayıldığı komisyon uygulaması sona erdi. Bu düzenlemelerin etkisiyle KKM’lerin gerilediği izlenmişti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduat toplamı geçen hafta 26 milyar TL düşüşle 3,31 trilyon TL oldu. Dolar cinsi karşılığı ise 123 milyar doların altına geldi. KKM’de son bir ayda 101,4 milyar TL’lik düşüş gerçekleşti.

Öte yandan, bu adımın duyurulduğu anlarda İİT-İSEDAK Merkez Bankaları Forumu Toplantısı Açılış Konuşmasında konuşan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, şunları söyledi:

“2024 yılında dezenflasyonu tesis etmeye yönelik yol haritamızı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz… Son dönemdeki düzenlemelerimiz Türk lirası mevduat payının artırılmasını hedeflemektedir…

Öncü göstergeler, yerli ve yabancı yatırımcıların portföylerindeki Türk lirası varlıkların payını artırmaya başladığına işaret etmektedir… Türk lirası varlıklara yönelik yerel ve uluslararası talebi artırmaya kararlıyız…”

Paylaşın

Merkez Bankası’nın Yıl Sonu Dolar Kuru Beklentisi 30,14 Lira

Merkez Bankası ağustos ayında 29,82 lira olan yıl sonu dolar kuru beklentisini eylül ayında 30,14 liraya yükseltti. Banka, 12 ay sonrası döviz kuru beklentisini ise 4,58 liradan 37,26 liraya yükseltti.

Haber Merkezi /Merkez Bankası ağustos ayında yüzde 59,46 olan yıl sonu enflasyon beklentisini eylül ayında yüzde 67,22’ye, 12 ay sonrası enflasyon beklentisini ise yüzde 42,01’den 44,94’e yükseltti.

Banka, cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisini yüzde 19,34’ten yüzde 29,26’ya, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisini ise yüzde 19,19’dan yüzde 30,00’a yükseltti.

Merkez Bankası ağustos ayında yüzde 3,7 olan yıl sonu büyüme tahminini eylül ayında yüzde 3,9’a yükseltti. Banka, 2024 yılı büyüme beklentisini ise yüzde 4,0’ten yüzde 3,8’e çekti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 2023 yılı Eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarını açıkladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 59,46 iken, bu anket döneminde yüzde 67,22 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 42,01 iken, bu anket döneminde yüzde 44,94 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 22,54 ve yüzde 23,87 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 19,34 iken, bu anket döneminde yüzde 29,26 oldu. Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 19,19 iken, bu anket döneminde yüzde 30,00 olarak gerçekleşti.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 29,82 TL iken, bu anket döneminde 30,14 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 34,58 TL iken, bu anket döneminde 37,26 TL olarak gerçekleşti.

Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3,7 iken, bu anket döneminde yüzde 3,9 olarak gerçekleşmiştir. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 4,0 iken, bu anket döneminde yüzde 3,8 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

KKM’de Yeni Gelişme: Merkez Bankası’ndan Bankalara Talimat

Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) vadeli TL’ye aylık dönüşüm hedefi yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltildi. KKM’den TL mevduata geçiş için TL mevduatın vadesi en az 32 gün olarak belirlendi.

Katılım bankalarına TL mevduata geçiş hedefi için Nisan 2024’e kadar süre tanındı. Katılım bankalarına bu süreye kadar KKM’de aylık yüzde 25, Döviz dönüşümlü KKM’de yüzde 5 TL mevduat dönüşüm hedefi getirildi. TL payı hesaplamasında standart TL mevduatın toplam mevduat içindeki payına bakılacağı ifade edildi.

Kur korumalı mevduatları azaltma hedefini Resmi Gazete’de yayımlayan düzenlemeyle ortaya koyan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bankalara bu enstrümanla ilgili gönderdiği uygulama talimatında detayları belirledi.

Bloomberg HT’de yer alan habere göre bankalar için gerçek kişi dönüşüm hesaplarından vadeli TL’ye aylık dönüşüm hedefi yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltildi.

KKM’den TL mevduata geçiş için TL mevduatın vadesi en az 32 gün olarak belirlendi. Talimatta katılım bankalarına TL mevduata geçiş hedefi için Nisan 2024’e kadar süre tanındı. Katılım bankalarına bu süreye kadar KKM’de aylık yüzde 25, Döviz dönüşümlü KKM’de yüzde 5 TL mevduat dönüşüm hedefi getirildi. TCMB talimatta TL payı hesaplamasında standart TL mevduatın toplam mevduat içindeki payına bakılacağını ifade etti.

Dönüşüm hesaplarında yüzde 95 yenileme hedefine, gerçek ve tüzel kişi dönüşüm hesaplarının yenilenmesi veya TL’ye geçişi ya da vadesi gelen dönüşüm hesaplarının (gerçek ve tüzel) en fazla yüzde 10’u kadar olmak üzere gerçek kişiler için açılan yeni dönüşüm hesapları ile ulaşılabilecek.

TL payı hesaplamasında standart TL mevduatın toplam mevduat içindeki payına bakılacak. Faiz/kâr payı oranına göre menkul kıymet tesisi uygulamasına ihracat ve yatırım kredilerinde 1,4 kat tek kademe uygulamasına geçilmekte, diğer TL ticari kredilerde 1,8 kat ve ihtiyaç kredilerinde 2 kat olan tek kademe uygulanmasına devam ediliyor.

TCMB, yeni uygulama talimatı ile bankalardan gelen yüzde 95 dönüşüm hedefine ulaşma güçlüklerini gidermek amacıyla yeni bir adım daha attı. Bankalara yeni açacakları Döviz Dönüşümlü Mevduatları da dönüşüm hedefine sayma imkanı getirildi.

Böylece bir banka yüzde 95 dönüşüm hedefini tutturabilmek için en az yüzde 75’lik kısmı yenileme yapacak. Kalan 20 puanlık kısmın 10 puanı gerçek kişi hesaplarında TL mevduata dönüşümü ile gerçekleştirilecek.

Kalan 10 puanlık kısım ise istenirse yenileme, istenirse TL mevduata geçiş, istenirse de yeni Döviz Dönüşümlü Mevduat açılımı ile tamamlanabilecek.

Paylaşın

“KKM’den TL Mevduata Dönenlere Yüzde 45 Faiz Verilecek” İddiası

Bankaların, TL dönüşümlü KKM’den normal TL mevduata dönenlere yüzde 45 civarında faiz önereceği öne sürüldü. Buna karşılık mevcut uygulama uyarınca, politika faizi esas olduğu için, devam edecek TL’den dönüşümlü KKM hesaplarında bankalar en az yüzde 25 faiz oranı uygulamak zorunda kalacaklar.

Bankacılar, üç ay içerisinde TL dönüşümlü KKM hesaplarının yarısını eritmek zorunda olduklarını, bunu yaparken hacmi yüksek normal TL mevduat hesaplarındaki faizi fazla yükseltmek istemediklerini söylüyorlar. Merkez Bankası’nın ise TL mevduata verilen faizin artmasını istediği biliniyor. Bu nedenle Merkez Bankası’nın normal TL mevduat faizlerini artırmaları için bankalara baskı yapıp yapmayacağı henüz bilinmiyor.

Ekonomi gazetecisi Erdal Sağlam, TL dönüşümlü Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabından geri dönüşler için en yüksek TL mevduat faizinin uygulanacağını öne sürdü. Mevcut TL mevduat hesaplarına daha düşük bir oranda faiz önerileceğini aktaran Sağlam, “Bu farklı faizlerin piyasalarda bir miktar kargaşa ve tasarruf sahipleriyle tartışmalar yaratması kaçınılmaz olacak” diye iddia etti.

10 Haber’e yazan Sağlam’ın yazısından ilgili bölüm şöyle: “Bankacılardan aldığımız bilgiye göre TL dönüşümlü KKM hesabından geri dönüşler için en yüksek TL mevduat faizi uygulanacak. Zorunlu oldukları dönüşü cazip kılmak için, bankaların TL dönüşümlü KKM’den normal TL mevduata dönenlere yüzde 45 civarında faiz önereceklerini öğrendik.

Buna karşılık mevcut uygulama uyarınca, politika faizi esas olduğu için, devam edecek TL’den dönüşümlü KKM hesaplarında bankalar en az yüzde 25 faiz oranı uygulamak zorunda kalacaklar. Üç farklı faiz oranı içinde ortada kalan ise mevcut TL mevduat hesapları olacak. Şu anda ortalama yüzde 25 olarak uygulanan TL mevduat hesaplarına, bankaların KKM’den dönüşümlü TL hesabı açanların altında faiz uygulayacakları anlaşılıyor. Normal TL mevduatta vadesi dönen tasarruf sahiplerine mevcut yüzde 25-26 yerine, yüzde 32-33 oranlarında yeni faiz önereceklerini öğrendik.

Bankacılar, üç ay içerisinde TL dönüşümlü KKM hesaplarının yarısını eritmek zorunda olduklarını, bunu yaparken hacmi yüksek normal TL mevduat hesaplarındaki faizi fazla yükseltmek istemediklerini söylüyorlar. Merkez Bankası’nın ise TL mevduata verilen faizin artmasını istediğini biliyoruz. Bu nedenle Merkez Bankası’nın normal TL mevduat faizlerini artırmaları için bankalara baskı yapıp yapmayacağını henüz bilmiyoruz.”

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduatın Devlete Zararı 565 Milyar Lira

Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasını bir ”hata” olarak tanımlayan CHP’li Cevdet Akçay, uygulamadan kademeli çıkış adımlarının Hazine üzerinde oluşturacağı maliyet yüküne işaret etti. Akay, uygulamanın kamuya olan zararının 565 milyar lira olduğunu aktardı.

CHP’li Akay, ”İktidar; çaresizlerin parası işsizlik maaşındaki damga vergisinden, ateşe verdiği mutfağın mutfak tüpündeki ÖTV’den, açlığa mahkum ettiği beşikteki bebeklerin bezindeki KDV’den, kısacası vatandaşa hizmet için toplanan vergileri zenginlere dağıtmıştır” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) Kur Korumalı Mevduatla (KKM) ilgili son tebliği piyasalar kapandıktan sonra açıklanmasına rağmen bilgiyi alan yurtdışı fonlarının seans başlar başlamaz satışa geçtiği görülmüştü. Borsada yabancı yatırımcıya bakanlık içerisinden bilgi taşındığı iddia edildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Üyesi Cevdet Akay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında konuyu gündeme getirdi.

Kur Korumalı Mevduat uygulamasını bir ”hata” olarak tanımlayan Akay, uygulamadan kademeli çıkış adımlarının Hazine üzerinde oluşturacağı maliyet yüküne işaret etti. Uygulamanın kamuya olan zararının 565 milyar lira olduğunu aktaran Akay, ”İktidar; çaresizlerin parası işsizlik maaşındaki damga vergisinden, ateşe verdiği mutfağın mutfak tüpündeki ÖTV’den, açlığa mahkum ettiği beşikteki bebeklerin bezindeki KDV’den, kısacası vatandaşa hizmet için toplanan vergileri zenginlere dağıtmıştır” dedi.

Kur Korumalı Mevduattan çıkış ve Merkez Bankası’nın faiz artırımı hamlelerini ”nafile” çabalar olarak değerlendiren Akay, ”’U’ dönüşleriyle meşhur AKP iktidarı, şimdi de yanlış ekonomi politikalarından ‘U’ dönüşü yapmaya çalışıyor. Gelir adaletsizliğini katlayarak artıran, vatandaşı açlığa savuran irrasyonel ekonomi modelinden ekonomiyi rasyonel zemine döndürmeye çalışıyor. Ama kısa vadede bu yapmanın olanağı yoktur, çünkü iktidar ekonomiyi bataklığa saplamış durumdadır” ifadelerini kullandı.

‘Borsada vurgun yapıldı, devlet seyirci kaldı’

Borsa İstanbul’da vurgun yapıldığı iddialarını da Meclis’e taşıyan Akay, şöyle konuştu: ”Merkez Bankası’nın KKM ile ilgili son tebliği, piyasalar kapandıktan sonra açıklanmasına rağmen bu bilgiyi önceden haber alan Amerikan ve İngiliz yatırım fonları seans başlar başlamaz satışa geçti. Yani Amerikan ve İngiliz bankaları tebliği daha önceden öğrendiği için hisseleri boşalttı ve ciddi bir vurgun yaptı.

Piyasada birkaç haftadan beri “bankalar ucuz, yabancı yatırımcılar banka hisselerinde yüklü alım yapıyor” haberleri pompalanıp fiyatların yükselmesine neden olundu. Aracı kurumların hemen hepsinin model portföylerinde birkaç bankanın yer alması yerli yatırımcıyı da bankacılık sektörü hisselerine yöneltti. Ucuz kalmış bankacılık sektöründe kimse yüzde 5’lere varan bir düşüş yaşandı. Tebliğ öncesi bankacılık sektöründe milyonlarca lot hissenin satışıyla çöküş başladı.

Yasadışı olan İnsider Trading (içeriden bilgi alanların ticareti) yoluyla haksız kazanç sağlama olarak değerlendirilen KKM haberinin sızdırılması yerli ve küçük yatırımcılar büyük bir zarara uğratıldı. Piyasalar kapalıyken bu tebliğin yayınlanacağını kimler sızdırdı? Bakanlık içindeki köstebekler kimler? Devletimizi zarara uğratan bu vatan hainleri kimler? Bu sızdıranlar hakkında neden hala bir soruşturma açılmadı? Borsada haksız kazanç elde edenler neden açıklanmıyor?”

(Kaynak: Sol Haber)

Paylaşın

Kur Korumalı Mevduat 3 Trilyon 407 Milyar Liraya Ulaştı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 18 Ağustos haftasına ilişkin bankacılık sektörü verilerini paylaştı. Verilere göre, Kur Korumalı Mevduat (KKM), 3 trilyon 407 milyar liraya ulaştı. Verilere göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) büyüklüğü, dolar bazında 125 milyar doları geçti.

Haber Merkezi / Bankacılık sektörünün kredi hacmi ise bir önceki haftaya göre sınırlı bir düşüş kaydederek, 10 trilyon 366 milyar liraya geriledi.

Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 18 Ağustos itibarıyla 2 milyar 801 milyon lira azalışla 1 trilyon 418 milyar 933 milyon liraya geriledi. Söz konusu kredilerin 445 milyar 286 milyon lirası konut, 86 milyar 674 milyon lirası taşıt ve 886 milyar 974 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Takipteki alacaklar ise geçen hafta 172 milyar 29 milyon TL’den 172 milyar 186 milyon liraya yükseldi.

KKM nedir?

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca (TCMB), her gün saat 11.00’de dolar, euro ve sterlin üzerinde alış kuru duyurulmaktadır.

Kur dönüşüm miktarı miktarı oranlanırken vade nihayetindeki TCMB dolar, euro ve sterlin alış kuru ile ilk zamanda yürürlükte olan TCMB USD, EUR ve GBP alış kuru arasındaki oransal ayrım göz önünde bulundurulacaktır.

KKM TL Hesabı ile alakalı bütün tediyeler Türk Lirası cinsinden yapılır. Açılışta her zaman TCMB tarafından duyurulan USD, EUR ve GBP döviz kuru dikkate alınır.

KKM hesabı nasıl açılır?

Kur Korumalı Mevduat Hesabı, hali hazırda müşterisi olduğunuz bankanın mobil internet bankacılığı ya da bankanın uygulamaları üzerinden açılabilir.

Aynı zamanda bank şubesine giderek KKM hesabı başvurusunda bulunabilirsiniz. Kur Korumalı Mevduat TL hesabı açtırmak için müşterisi olduğunuz banka önemli değildir. Dilediğiniz bankada bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz.

Kur Korumalı kur farkı nasıl hesaplanır?

Kur koruması ile hesabınızın kapanış tarihindeki döviz kuru, hesabınızın açılış tarihindeki döviz kurundan yüksek ise aradaki fark size ödenecektir.

Kur Korumalı mevduat hesabı şartları nelerdir?

Hesap sahibinin “yurt dışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşı ya da Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek kişi olması” gerekmektedir. Bunun dışında Kur korumalı mevduatta kapsam genişliyor.

KKM riskli mi?

Normal koşullarda kişi kur riskini kendisi üstlenmektedir. KKM ise kur riskini tamamen kamunun üstlenmesine neden olan bir araçtır.

Eğer kur artarsa, aradaki farkı bizzat devlet kendi ödemeyi taahhüt etmektedir. Nitekim 2022 yılında KKM’nin devlete maliyeti yaklaşık 200 milyar lira civarında olmuştur.

Kur Korumalı Hesap en az kaç olmalı?

Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı açmak için minimum tutar 1.000 (bin) TL, maksimum tutar 500.000.000 (beş yüz milyon) TL’dir.

KKM günah mı?

ALO 190 Fetva Hattı ‘kur korumalı mevduat’ uygulaması için “Vadeli mevduatta da faiz geçerli kur korumalıda da. Sonuçta banka fazlalık veriyor, yani faiz tahakkuk ediyor. Bu yüzden sakıncalı, haram” ifadesini kullandı.

Paylaşın

KKM’den Çıkış İçin Düzenlemeler Hangi Sonuçları Doğurabilir?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirası (TL) mevduatları artıracak, Kur Korumalı Mevduat’ı (KKM) azaltacak düzenlemeye gitmişti. Resmi Gazete’de yayımlanan dört farklı tebliğe göre Merkez Bankası yabancı para mevduattan KKM’ye dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasına son vermişti.

Değişiklikle, vadesi gelen kur korumalı mevduat hesaplarını standart TL mevduata dönüştürme hedefi getirilmişti. Bu konudaki kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak. Öte yandan döviz ve kıymetli maden mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırılmıştı.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp BBC Türkçe için iki tür KKM’den hangisi için çıkış sinyali verildiğini ve kararın dolarizasyon, döviz kuru, enflasyon ve borsa üzerindeki olası etkilerini yazdı.

Eylül 2021’de uygulamaya konulan Yeni Ekonomi Modeli (YEM)’in “medarı iftiharı” sayılabilecek, dönemin Merkez Bankası başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun “bir taşla beş kuş vuracağız” diye tasvir ettiği Kur Korumalı Mevduat hesabından (KKM) ilk çıkış sinyali hafta sonu geldi.

Gelen regülasyonlar, aylık maliyeti 10 milyar ABD dolarını aşan ve toplam mevduatın dörtte birine erişen bu “canavarı” küçültme konusunda ne kadar etkili olur tartışılır. Ancak seçim öncesi dönemde teşvik edilen ve beslenen bu canavarın en azından daha fazla büyümesinin engellenmesi bile doğru yolda atılmış bir adım.

Regülasyonlar KKM’yi küçültmeye yarar mı?

KKM’nin doğmasına sebep olan “düşük faizle büyüme” tercihi değişmiş değil.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) gelen ürkek faiz artışları, Başkan Gaye Erkan’ın “ekonomiye zarar vermeden” faiz artışı yapacaklarını vurgulaması, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından 2023 büyümesinin (potansiyelin üzerinde) %4,5 olarak öngörüldüğünün not edilmesi bu izlenimimi güçlendiriyor.

Karar alıcılar, gerektiğinde büyümeden feragat edip enflasyon beklentilerini çıpalama konusunda isteksizler.

Siyasi baskı ile politika faizini artıramayan Merkez Bankası dolaylı yoldan faizleri artırmaya çalışıyor. Bu “kısıtlı optimizasyon” para politikasının işleyişini ve iletişimini bozuyor.

Bir ay önceki enflasyon raporu toplantısında mevduat faizlerindeki düşüşle gurur duyan TCMB, yeni gelen regülasyonlarla mevduat faizlerinin artmasını teşvik ediyor.

Bu şartlar altında KKM’den çıkış yolunda atılan adımların etkinliği zayıf kalacaktır.

İki tür KKM’den hangisi için çıkış sinyali verildi?

KKM hesaplarının TL’den geçişli ve dövizden geçişli iki türü var. Toplamda 125 milyar ABD dolarına yaklaşan KKM’nin kabaca %70’i dövizden geçişli, kalanı ise TL den geçişli KKM’de duruyor.

Yapılan düzenlemeler TL geçişli KKM hesaplarını eritmeyi ve bu hesapları TL mevduata dönüştürmeyi hedefliyor. Döviz geçişli olan ve toplam KKM’nin aslan payını oluşturan kısım içinse henüz cazip bir alternatif sunulamadığından bu hesaplar şimdilik rölantide bırakılmış.

Söz konusu dönüşümü yapabilmek amacı ile TL geçişli KKM hesaplarının vade bitiminde TL mevduata dönüştürülmesi için bankalara “sopa” gösterilmiş.

Vadesi gelen KKM’lerin %50’si TL mevduata dönmezse ek menkul kıymet tutulması zorunluluğu konmuş.

Döviz bazlı KKM hesaplarının vade bitiminde ise tekrar KKM’de tutulması için eskiden gösterilen “sopa” masadan kaldırılmış. Yüzde 5 gibi mütevazi bir düşüş hedeflenmiş.

Peki bu yeni sopalar KKM’nin tasfiyesi üzerinde etkili olur mu? Bunun için dolarizasyona sebep olan şartların (yani negatif reel mevduat faizi ve döviz kurunda artış beklentisi) ortadan kalkması lazım ki aşağıda detaylandırdığım üzere henüz o ortamdan oldukça uzağız. Bu nedenle gelen düzenlemelerle KKM’de anlamlı bir azalma beklemek iyimser bir tahmin olur.

Atılan adımların etkilerini şu şekilde değerlendirebiliriz:

Piyasa faizleri üzerindeki etkiler

Mevduat faizi: TL geçişli KKM’yi TL mevduata dönüştürebilmek için bankaların müşterilerine cazip bir mevduat faizi vermesi gerekiyor.

Kredi faizi: Bankaların mevduat faizini kısmi olarak artırıp “cezadan kaçabilmeleri” için kredi faizlerini de mevduat faizlerine paralel artırabilmeleri ve pozitif bir kâr marjını koruyabilmeleri lazım. Şayet bankalar kredi faizlerini artıramazlarsa iki senaryo söz konusu olabilir:

Kredi faizini artıramayan bankalar mevduat faizini de artırmazlar ve “sopa” devreye girer. Yani bankalar düşük faizli devlet tahvili almak zorunda kalırlar.
Cezadan kaçmak isteyen bankalar mevduat faizini artırırlarsa bu sefer de kar marjları azalır.

Düzenlemeler sonrası (ve hatta regülasyonların hafta sonu açıklanacağına dair bir bilgi sızıntısı şüpheleri ile geçtiğimiz Cuma gününden itibaren) bankacılık hisselerinin değer kaybetmesi bu ihtimallerin fiyatlandığını gösteriyor. Yani piyasa oyuncuları KKM’nin başarılı bir tasfiyesi olmayacağını, bankaların kredi faizlerini yükseltemeyeceğini, yeni regülasyonların banka karlarını olumsuz etkileyeceğini fiyatlıyorlar.

Bankalar kredi faizini neden artıramıyor?

Seçim öncesi dönemde gelen regülasyonlar sebebiyle bankaların eli kredi faizini belirleme konusunda serbest değil. Politika faizinin 1,8 katından yüksek kredi faizi veren bankalar menkul kıymet tutmak zorunda.

Eğer TCMB gerçekten KKM’den çıkış konusunda kararlı ise 24 Ağustos’taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bu üst sınırı yükseltmesi gerekir. Bu şekilde kredi faizlerinin artması ve bankaların kar marjının daha sağlıklı seviyelere tutulması mümkün olacağından bankaların mevduat faizlerini yükseltme konusunda eli rahatlar.

Öte yandan ekonomide bir durgunluk yaratma konusunda son derece tedirgin olan yönetimin eli rahat olsaydı enflasyon beklentisi %58 iken politika faizini iki ayda sadece 9 puan mı artırırdı? Bu seneki büyüme öngörüsü potansiyelin üzerinde tutulabilir miydi? Enflasyon raporundaki tahmin ufku boyunca çıktı açığı yaratmadan enflasyonu düşürmek gibi bir iddia olabilir miydi? Şayet TCMB’nin eli rahat olsaydı o zaman esas aracı olan politika faizini yükseltip yan yollara sapmadan çok daha etkin bir beklenti yönetimi yolunu seçmesi gerekmez miydi? Politika faizinde eli bu kadar sınırlı olan bir Merkez Bankası kredi faizlerinde üst sınırı ne kadar yükseltebilir?

Bu sorulara tatmin edici cevaplar alınamadığı sürece KKM’de anlamlı bir düşüşten bahsedebilmek zor.

Dolarizasyon ve döviz kuru üzerindeki etkiler

KKM’den çıkmaya niyet etmek güzel. Ancak bu niyetin gerçekleşebilmesi için tasarruf sahibini dolarizasyona teşvik eden iki temel sebebin ortadan kalkmış olması yani döviz kuru istikrarı ve TL mevduat faizinin enflasyona karşı koruma sağlaması gerekir.

Bu noktaya yakın mıyız? Hayır.

TCMB’nin 2024 sonu enflasyon beklentisi %33 iken (ki tarihi olarak bu tahminlerin hep yukarı yönlü revize edildiğini biliyoruz) mevduat faizleri yüzde 30’lerde seyrettiği için halen negatif bir reel mevduat faizi var.

KKM hesaplarından çıkanlara yüksek faiz verilse bile diğer mudiler genelinde bu imkan söz konusu değil. Bu durum bir taraftan harcamayı teşvik ederken diğer yandan dolarizasyon ve kur üzerinde baskının devamı ile enflasyonu da yukarı itecektir.

Borsa üzerindeki etkiler

Orta ve uzun vadede seçim öncesi dönemden miras alınan regülasyonları kaldıracak her adım bankacılık sistemini olumlu etkileyecektir. Moody’s’in bankacılık sektörü görünümünü durağana yükseltmesi de bu görüşü destekliyor.

Ancak kısa vadedeki belirsizlikler bankacılık hisselerinde Cuma gününden beri gözlenen olumsuz fiyatlamayı doğurmuş olabilir.

Paylaşın