Babacan: Hedefleyerek, Bilerek Hastaneleri, Sivilleri Vurmak İnsanlık Suçudur

Dün akşam gerçekleşen El Ehli Hastanesi saldırısı da dahil olmak üzere savaşta sivillerin yaşadıkları acılara dikkat çeken DEVA Lideri Babacan, “Bölgemizde 10 gündür büyük bir insanlık faciası yaşanıyor. Gazze’de hayatını kaybeden tüm Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Filistin halkıyla bizim halkımız arasında 500 yıllık bir beraber yaşama tecrübesi vardır. Filistin davası bizim davamızdır. İktidar, muhalefet ayrımı olmadan her dönemde Türkiye Filistin davasına sahip çıkmıştır.” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Filistin davası evrensel bir adalet ve vicdan meselesidir. Haklı ve meşru davaların da tüm dünyada sembolü haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler kararları ile de uluslararası hukuki meşruiyeti olan bir davadır. Dün akşam Ahli Arab Hastanesi’ne yapılan saldırıda 500’den fazla insan hayatını kaybetti, muhtemelen yarısı çocuk. O enkazın altında gerçekten kaç can vardı bilemiyoruz. Bugüne kadar hayatını kaybeden sivillerin sayısı 3.000’i geçti, çocukların sayısı bin civarında. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum; hedefleyerek, bilerek sivilleri, hastaneleri, okulları vurmak, bombalamak savaş suçudur, insanlık suçudur.”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Filistin Büyükelçisi Faed Mustafa’yla bir araya geldi. Görüşmenin ardından Babacan ve Mustafa ortak basın açıklaması yaptı. Ali Babacan’ın sözlerinden öne çıkan ifadeler şöyleydi;

“Bölgemizde 10 gündür büyük bir insanlık faciası yaşanıyor. Gazze’de hayatını kaybeden tüm Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Filistin halkıyla bizim halkımız arasında 500 yıllık bir beraber yaşama tecrübesi vardır. Filistin davası bizim davamızdır. İktidar, muhalefet ayrımı olmadan her dönemde Türkiye Filistin davasına sahip çıkmıştır.

Filistin davası evrensel bir adalet ve vicdan meselesidir. Haklı ve meşru davaların da tüm dünyada sembolü haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler kararları ile de uluslararası hukuki meşruiyeti olan bir davadır. Dün akşam Ahli Arab Hastanesi’ne yapılan saldırıda 500’den fazla insan hayatını kaybetti, muhtemelen yarısı çocuk. O enkazın altında gerçekten kaç can vardı bilemiyoruz. Bugüne kadar hayatını kaybeden sivillerin sayısı 3.000’i geçti, çocukların sayısı bin civarında. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum; hedefleyerek, bilerek sivilleri, hastaneleri, okulları vurmak, bombalamak savaş suçudur, insanlık suçudur.

Af Örgütü İsrail’in beyaz fosfor bombası kullandığıyla ilgili de bir açıklama yaptı. Sadece bomba da değil; su kesik, elektrik kesik, sınırlar kapalı. En temel ihtiyaç malzemelerine erişim yok. Gıda, ilaç gibi temel malzemelere ulaşımın engellenmesi hukuka aykırıdır, zulümdür. Aynı zamanda su kesik, elektrik kesik sınırlar kapalı, en temel ihtiyaç malzemeleri ulaştırılamıyor. Gıda, ilaç gibi temel ihtiyaç maddelerinin ulaşmasını engellemek hukuka aykırıdır, zulümdür.

Bir milyondan fazla insanı göçe zorlamak hukuka aykırıdır, zulümdür. Milyonlarca sivil insanın toplu cezalandırılması insanlık değildir. Şu anda Filistin’in Gazze şeridinde 50.000’in üzerinde bebek bekleyen kadın var, bunların yüzde 10’u önümüzdeki bir ay içinde doğum yapacak. Hastanelerin bombalandığı, suyun, elektriğin kesik olduğu bir ortamda sadece hayattakilerin değil, daha doğmamış bebeklerin bile canı tehlike altındadır.

Şu ana kadar uluslararası toplumun ateşkes ve insani yardım konusundaki çabalarını yeterli bulmuyoruz. Şu anda iki acil konu var: Bombalamanın durması ve insani yardımın ulaştırılması. Fakat uluslararası toplum çok sessiz, çok pasif. Avrupa’da bazen vicdan sesleri yükseliyor, o yükselen sesleri de hemen bastırmaya çalışıyorlar.

İsrail’in Gazze’yi işgal planı çok uzun sürecek bir insanlık faciasına sebep olacaktır, çok uzun sürecek bir güvenlik kaosuna sebep olacaktır. Bu akıldışı plandan derhal vazgeçilmelidir. Çözüm açık; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, 1967 sınırlarına uygun bir şekilde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devleti kurulmalıdır. Çözüm, Filistin halkının zaten meşru hakkının uluslararası hukuk ve uluslararası camia tarafından da teslim edilmesidir.”

“Tek isteğimiz bağımsız bir vatan”

Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, Ali Babacan ve beraberindeki heyete dayanışmaları için teşekkür etti ve şu ifadeleri kullandı: “Tüm dünyanın vicdanını yaralayan hastane saldırısı kabul edilemez. 21. yy.’da uluslararası toplum olanları nasıl kabul edebiliyor? Türk halkı birçok şehirde protesto eylemleri gerçekleştirdi. Gösterdikleri dayanışma için Allah herkesten razı olsun. Tek isteğimiz bağımsız bir vatan, vatanımızın başkenti de Doğu Kudüs’tür. Aksi halde bölge güvene ve istikrara kavuşamayacaktır; yalnız bölge değil, tüm dünya kriz halinde olacaktır.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir