14 Mayıs Seçimleri: İttifakların Liste Stratejileri Ne Anlama Geliyor?

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. İttifaklar ve siyasi partiler milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu.

Saadet Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve İYİ Parti’den 80’e yakın isim CHP’den aday olarak gösterilirken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti ile yapılan “fermuar modeli” kapsamında 16 ilde ortak aday çıkardı.

81 ilde seçime giden Emek ve Özgürlük İttifakı Yeşil Sol Parti listelerinden adaylarını belirlerken sadece Türkiye İşçi Partisi (TİP) 53 seçim bölgesinde aday çıkardı.

Adalet ve Kalkınma Partisi’de (AK Parti) 27. Dönem’de görev alan milletvekillerinin yaklaşık yarısı değişti. Kabinede ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy hariç tüm üyeler aday gösterildi.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) listesinde mevcut 48 milletvekilinden 43’ü yeniden aday oldu, 5 milletvekili ise listede yer almadı.

Zafer Partisi’nden milletvekili adayı gösterilen isimler de Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) teslim edildi. Böylece ittifakların Meclis’te en yüksek vekil çoğunluğunu sağlayabilmek için uzunca bir süredir sürdürdüğü vekil listesi mesaisi de son buldu.

Peki ittifakların liste stratejileri ne anlama geliyor? MHP’nin kendi adaylarıyla seçime girmesi Cumhur İttifakı’nı nasıl etkileyecek?

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Derya Kömürcü, geçen yıl seçim kanununda yapılan değişiklikle birlikte Cumhur İttifakı’nın yaklaşık 20 vekil kaybedeceğini ifade ediyor.

Kömürcü’ye göre nedenlerinden biri MHP’nin ayrı liste çıkarması:

‘’Cumhur İttifakı’nın diğer partileri de vekil sayısını arttıracak bir etki yaratmıyor. Örneğin, Yeniden Refah’ın bir oy potansiyeli var. Ama bu ittifakın toplamına yani ortak listeye yazılmayınca fayda sağlamıyor. Tüm bu ittifak genişlemesinin temel kaygısının Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın oyunu arttırmak. Buraya pozitif bir etkisi olabilir ama ben getirisinden çok götürüsü olacağı kanısındayım.’’

CHP listelerinde diğer ortaklara çok fazla kontenjan verildiğine dair yapılan tespitlerin “beklentiler doğrultusunda” olduğunu söyleyen Kömürcü, liste stratejisinin CHP tabanına iyi anlatılması gerektiğine dikkat çekiyor:

‘’İstanbul 1. Bölge DEVA, Gelecek, Saadet listelerine ayrılmış. Bunun CHP tabanına iyi anlatılması gerekiyor, yoksa bir tepki oluşması muhtemeldir. Bu tepkinin nerelere gidebileceğini düşünürsek, Memleket ve TİP avantajlı çıkabilir. Ama CHP, uzun yıllar sonra iktidar olma ihtimalini koyuyor partililerin önüne. Bence bu önemli. Bu beklenti bir takım memnuniyetsizliklerin belli bir süre ertelenmesine, seçime tek bir ruhla girilmesini sağlayabilir’’

Llistelerin kamuoyunda bir karşılığı olacağını düşünen Kömürcü, seçimin odak noktasının ise “Cumhurbaşkanı seçimi” olduğu görüşünde.

Derya Kömürcü’ye göre vekil seçimlerinde bir süpriz olabilir. Düşük oy alan partilerin oylarının yükselebileceğini söyleyen Kömürcü, ana akım partilerden protesto amaçlı kopuşlar yaşanabileceğini belirtiyor:

‘’300 üzerinde vekil çıkarmak isteyen bir ittifak her yerde tek liste olarak girmeliydi. Bu olmadı. O nedenle benim öngörüm iki ittifakın 300’ü bulamayacağına yönelik. 260-290 her iki ittifak için… Yeşil Sol Parti de 60-70 civarında vekil alabileceğini düşünüyorum.’’

AK Parti listeleri seçim sonucuna nasıl yansır?

Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir ise AK Parti listesine baktığında “ciddi bir değişim” olduğunu belirtiyor.

Siyasi partilerin listelerini genel olarak sıkıntılı bulduğunu dile getiren Daşdemir, AK Parti’nin bu sorunu güçlü kadrolarla aşabileceği fikrinde:

‘’Mesela, Kayseri’de Ayşe Böhüler’in olması Kayserilileri biraz rahatsız edebilir. Çünkü oralı değil ve orada yaşamıyor. Ama bu aşılabilir. Hulisi Akar gibi güçlü bir figürün olması da önemli. Akar’ın Kayseri yapısına uygun olduğunu düşünmüş olabilirler. ’’

AK Parti listelerinde özellikle bakanların, genel başkan yardımcılarının yer almasının önemli olduğunu belirten Daşdemir, bu durumun seçim çevrelerinde etki yaratabileceği görüşünde.

Daşdemir, AK Parti’nin “gençleşmiş” bir parti olduğunu ve toplumun farklı kesimlerden isimleri aday gösterdiğine dikkak çekiyor:

‘’AK Parti genel olarak gençleşmiş parti olarak karşımıza çıkıyor. Her kesimden bilim insanı, sporcular ve sanatçıların olmasına dikkat edilmiş. Milli Görüş hareketinden önemli isimler var. Üç dönem kuralı tartışılıyordu, Hamza Dağ yok. Bu tartışmaya son verildi. Bakanları yazarken mesela Urfa önemliydi. Deneyimli bir siyasetçi yazıldı Bekir Bozdağ. Bu Urfa’ya verilen önemi de gösteriyor. Tuğrul Türkeş var. Listelerin üzerine çalışıldığı özellikle de Cumhurbaşkanının özel olarak listelerde çalıştığı bilgisi var bende.’’

Genel olarak seçmenin listelerle yakalanmaya çalışıldığını söyleyen Daşdemir, bu kadar polarize olmuş bir ortamda seçmenin cumhurbaşkanı adaylarına bakacağını ifade ediyor.

Bununla birlikte, Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti listelerinde yerel aktörlerin yer almasının etki yaratacağını belirtiyor.

Her ne kadar bölge illerinde seçmen motivasyonunun farklılık gösterebileceğini düşünse de yapılan yatırımların etkili olabileceğini ve bu durumun AK Parti ya da Cumhur İttifakı açısından az da olsa oya dönüşebileceğinin altını çiziyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir