Papa’dan ABD Başkanlık Seçimi Yorumu: Daha Az Kötüyü Seçin

Papa Francis, Kamala Harris ve Donald Trump’ın kürtaj ve göç konusundaki tutumlarını eleştirerek, Amerikalı Katoliklere oy vermelerini ve “daha az kötüyü” seçmelerini tavsiye etti.

Haber Merkezi / Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, Asya’dan dönüşü uçakta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Kasım ayında yapılacak olan ABD başkanlık seçimine ilişkin soruyu yanıtlayan Papa Francis, mevcut başkan yardımcısı Kamala Harris ve Donald Trump’ı kürtaj ve göç konusundaki politikaları nedeniyle eleştirdi.

Papa Francis, ABD’de yaşayan Katoliklere oy vermelerini ve “daha az kötüyü” seçmelerini tavsiye etti.

Harris ve Trump’ın kürtaj ve göç konularındaki duruşları

Başkan adayları Demokrat Kamala Harris ve Cumhuriyetçi Donald Trump, 10 Eylül’de canlı yayında karşı karşıya geldi. Kamala Harris ve Donald Trump, kürtaj ve göç konusunda politikalarını açıkladılar.

Donald Trump, kendi eyaleti olan Florida’da oylamaya sunulacak olan altı haftalık kürtaj yasağını destekleme kararını savunarak, daha önceki duruşunu değiştirdi. Kürtaj politikalarında “Demokratlar’ın radikal” olduğunu söyleyen Trump bu meselenin eyaletlere bırakılması gerektiğine inandığını kaydetti.

Donald Trump, muhafazakar çoğunluklu Anayasa Mahkemesi’nin kürtajı serbest bırakma kararını geri çevirmesine vesile olmasıyla ilgili olarak “Ben ABD’de 51 yıllık bölünmeye son verdim” diye konuştu. Trump ayrıca Kamala Harris’in başkan yardımcısı adayı Tim Walz’a kürtaj konusundaki tutumu nedeniyle saldırarak Walz’ın “doğumdan sonra idamı” desteklediğini iddia etti.

Başkan Yardımcısı Kamala Harris, “Trump kürtaj yasakları” olarak nitelediği süreci eleştirdi; “Hükümetin ve Donald Trump’ın bir kadına bedeniyle ne yapacağını söylememesi gerektiğini kabul etmek için kimsenin inancını ya da derin inançlarını terketmesi gerekmez” dedi.

Trump’ın kürtajla ilgili politikalarında tecavüz ya da ensest için herhangi bir istisna bulunmadığını belirten Harris, bunu “ahlaksızlık” olarak nitelendirdi. Harris daha sonra, başkan seçilmesi halinde, Kongre’nin desteğiyle Roe v. Wade’in korumalarını geri getiren bir yasa tasarısını “gururla” imzalayacağını söyledi.

Başkan Yardımcısı, “Amerikan halkının bazı özgürlüklerin, özellikle de kişinin kendi bedeni hakkında karar verme özgürlüğünün, hükümet tarafından verilmemesi gerektiğine inandığını düşünüyorum” diye konuştu.

Kamala Harris’in eski başkanın ulusal bir kürtaj yasağı getireceği iddiasına karşı çıkan Trump ise, “İşte yine başladı, bu bir yalan. Yasağı imzalamayacağım ve imzalamak için de bir neden yok çünkü herkesin istediğini elde ettik” dedi.

İki aday yasadışı göç konusunda da uzun bir tartışmaya girdi. Başkan Yardımcısı Harris, “Biden yönetimi göçü sınırlamak için neden seçimden altı ay öncesine kadar bekledi ve siz bu konuda Başkan Biden’dan farklı bir şey yapar mıydınız?” sorusunu yanıtladı.

Harris, Trump’ın müttefiklerinin geçen Şubat ayında sunulan ve son on yılların en katı önlemlerinden bazılarını yürürlüğe koyacak olan iki partili bir göçmenlik yasa tasarısını engellemelerine odaklandı. Harris, “Bir sorunu çözmek yerine bir sorun üzerinde çalışmayı tercih ediyor” dedi.

Trump ise kendisine yöneltilen, “Bu tasarıyı neden öldürdünüz?” soruna net bir yanıt vermeden, göçmenlik hakkında konuştu, “ABD’deki kasabalarda neler olduğunu görüyorsunuz. Springfield, Ohio’ya bakın. Springfield’da köpekleri yiyorlar. Buraya gelen insanlar kedileri yiyor” sözleriyle asılsız iddiaları yineledi.

Trump’ın bu sözleri, Springfield’daki Haitili göçmenlerin yemek için komşularının evcil hayvanlarını çaldıkları ve yemek için ördek ve kazları öldürdükleri yönündeki asılsız iddialara bir göndermeydi.

Trump’ın iddialarını şaşkın bir yüz ifadesiyle dinlediği görülen Harris, bunun, eski başkanın söyleminin ne kadar “aşırı” hale geldiğini gösterdiğini söyledi.

Paylaşın

Seçim Anketi: CHP, AK Parti’nin Yüzde 5.3 Puan Önünde

31 Mart’a yapılan seçimlerde ikinci parti konumuna gerileyen AK Parti’de erime devam ediyor. İktidara yakınlığıyla bilinen Betimar Araştırma’nın son seçim anketine göre, CHP AK Parti’nin yüzde 5.3 puan önünde.

Ankete katılan katılımcıların, yüzde 31.1’i CHP’ye oy vereceklerini, yüzde 26.3’ü ise AK Parti’ye oy vereceklerini belirttiler. Katılımcıların, yüzde 4.6’sı oy kullanmayacağını, yüzde 4.4’ü kararsız olduğunu, yüzde 1.4’ü ise cevabının olmadığın söyledi. Bu oylar dağıtıldıktan sonra, CHP oy oranını yüzde 34.7’ye çıkarırken, AK Parti oy oranını yüzde 29.4’e yükseltti.

Betimar Araştırma, ‘Türkiye Siyasi Gündem Araştırması’nın Ağustos 2024 sonuçlarını açıkladı.

Anket sonuçlarına göre, CHP AKP’nin yüzde 5.4 önünde görünüyor. CHP ile ilgili de dikkat çekici soruların yanıtlandığı ankette, Özgür Özel genel olarak başarılı bulunurken, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a olan destek göze çarpıyor.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, “Hükümete yakın” dediği BETİMAR Araştırma şirketinin her ay düzenli olarak yaptığı ‘Türkiye Siyasi Gündem Araştırması’nın Ağustos 2024 sonuçlarını paylaştı. Aytunç Erkin’in aktardığına göre; Türkiye genelini kapsayan 26 ilde 1500 kişi ile gerçekleştirilen anketin sonuçları şu şekilde:

Ankete katılanlar, “siyasi fikir” sorusuna şu yanıtları verdi: Muhafazakar yüzde 12.5, Müslüman/İslamcı yüzde 21.3, Atatürkçü/Laik yüzde 24.8, Türk Milliyetçisi yüzde 21.1, Kürt Milliyetçisi yüzde 1.9, Demokrat/Sosyal Demokrat yüzde 7.5, Diğer yüzde 6.1, Cevap Yok yüzde 4.9.

“Bu pazar bir milletvekili genel seçimi olsa hangi partiye oy verirdiniz?” sorusuna verilen yanıtlar şöyle:
Kararsızlar dağıtılmadan önce sonuçlar:

CHP yüzde 31.1,
AKP yüzde 26.3,
MHP yüzde 8.7,
DEM yüzde 7.6,

Yeniden Refah Partisi yüzde 5.7,
Zafer Partisi yüzde 3.4,
İYİ Parti yüzde 2.6,
TİP yüzde 0.9,
Diğer 3.1,

Oy kullanmayacağım yüzde 4.6,
Kararsızım yüzde 4.4,
Cevap yok 1.4,
Geçersiz atacağım yüzde 0.3.

Peki kararsızlar dağıtıldıktan sonra sonuç:

CHP yüzde 34.7,
AKP yüzde 29.4,
MHP yüzde 9.9,
DEM yüzde 8,

Yeniden Refah Partisi yüzde 6.5,
Zafer Partisi yüzde 3.9,
İYİ Parti yüzde 3.2,
TİP yüzde 1,
Diğer yüzde 3.5.

Soru: CHP’de 4-9 Eylül’de yapılacak Tüzük Kurultayı’ndan çıkacak sonuca göre, olabilecek bir genel başkanlık seçimini sizce kim kazanır?

Özgür Özel yüzde 35.8
Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği aday yüzde 23.6
Mansur Yavaş’ın desteklediği aday yüzde 16.9
Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklediği aday yüzde 4.3
Diğer yüzde 2
Bilmiyorum/Fikrim Yok/Cevap Yok yüzde 17.4

Soru: CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, genel olarak ülkenin sorunlarına yaklaşımı ve siyaset tarzını ne kadar başarılı buluyorsunuz?

Çok başarılı yüzde 10.4
Başarılı yüzde 22.8
Kısmen başarılı yüzde 37.9
Başarısız yüzde 19.2
Çok başarısız yüzde 9.7

Soru: Özgür Özel’in, normalleşme adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi, ileride sizce CHP’de bir genel başkan krizine yol açar mı?

Evet yol açabilir yüzde 35.1
Hayır yol açmaz yüzde 52.5

Soru: CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yeni genel başkanı Özgür Özel arasında yaşanan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile el sıkışma polemiğinde kimi haklı buluyorsunuz?

Özgür Özel yüzde 47.4
Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 14.2

Soru: Türkiye’nin yeni sivil anayasaya ihtiyacı var mı?

Evet var yüzde 67.6
Hayır yok yüzde 32.4

Paylaşın

MHP’den Muhalefetin “Erken Seçim” Çağrılarına Yanıt

Muhalefet partilerinin erken seçim çağrılarına ilişkin açıklama yapan MHP’li Semih Yalçın, “Bilhassa muhalefetteki partilerin, tribünlere oynamak ve ‘erkenden erken seçim rüyaları görmek’ yerine, Türkiye’nin önündeki iç ve dış engellerin aşılmasına ne mikyasta katkı sağlayacakları önem arz etmektedir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “MHP; Türkiye’nin hızını kesmek için yoluna düşürülen suni heyelan taşlarını temizlemek için üzerine düşen görevi, yeni dönemde de olanca gücü ve samimiyetiyle yerine getirme gayretinde olacaktır.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, MHP’nin yeni dönemde gerçekleştireceği siyasi faaliyetlere dair yazılı bir açıklama yaptı. Semih Yalçın, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bilindiği üzere MHP, Türkiye’de millî bilincin ve varlık refleksinin diri kalmasında kritik rol oynayan bir siyasi partidir. Dolayısıyla partimizin yıllardır gerçekleştirdiği her siyasi faaliyet, ortaya koyduğu her tavır ve hayata geçirdiği bütün politikalar; bu işlevi dikkate alınarak sürdürülmektedir.

MHP, siyaset platformunda yer alan herhangi bir partiden ibaret değildir. Derin bir tarih şuuruna, kökü binlerce yıla uzanan millet ve devlet aklına dayanan siyaset felsefesine malik MHP kadroları; sosyal, kültürel ve fikir hayatımızda da önemli bir fonksiyon icra etmektedir.

Hayat sürdüğümüz coğrafyada vuku bulan olaylar, dünyada meydana gelen son hadiseler, MHP’nin üstlendiği tarihî misyonun ehemmiyeti kadar, hem karar vericilerin hem de millî birlik ve bütünlüğümüz istikametinde siyaset yapan partilerin sorumluluk payını katbekat arttırmıştır.

Gerek bölgemizde, gerekse yerküremizde insanlığın geleceği açısından köklü değişikliklerin yaşanacağı, yeni bir küresel düzenin ayak seslerinin hissedildiği sancılı bir süreçten geçmekteyiz.

Dünyaya nizam vermek bahanesiyle asırlardır insan hak ve hürriyetleri gibi temel kavramları istismar eden küresel aktörler tarafından, yeni bir sömürü düzeni tesis etmek için bu kez bütün yüksek beşerî normların çiğnendiğine şahit olunmaktadır.

Beşeriyetin akıbeti açısından endişe verici bu gelişmeler; coğrafyamızın barış ve sükûna kavuşması, yeryüzünün selamete erişebilmesi, insanı insan yapan değerlerin yaşatılabilmesi için 21. asrın Türkiye yüzyılı olması yolunda çaba gösteren herkese ağır mesuliyetler yüklemektedir.

Bu çerçevede; TBMM’nin Ekim ayında açılmasıyla başlayacak yeni yasama döneminden itibaren, iç meselelerle ilgili atılacak adımlar yanında, ülkemizin bölgesinde ve dünyada sürdürmekte olduğu küresel politikaların devamı, global aktörlerin Türkiye’ye dönük planları gibi hususlar, gündemde önemli yer işgal edecektir.

Yeni dönem; hem Türkiye’nin iç sorunlarının aşılmasına, hem de küresel ölçekteki hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunmak üzere birlik ve bütünlüğümüze, dirlik ve düzenimize varlığını adayan siyasi partiler için büyük bir imtihan evresi olacaktır.

Bilhassa muhalefetteki partilerin, tribünlere oynamak ve ‘erkenden erken seçim rüyaları görmek’ yerine, Türkiye’nin önündeki iç ve dış engellerin aşılmasına ne mikyasta katkı sağlayacakları önem arz etmektedir. MHP; Türkiye’nin hızını kesmek için yoluna düşürülen suni heyelan taşlarını temizlemek için üzerine düşen görevi, yeni dönemde de olanca gücü ve samimiyetiyle yerine getirme gayretinde olacaktır.

Önümüzdeki siyasi sürece hazırlık bağlamında; partimizce öncelikle 19 Eylül 2024 tarihinde genel merkezimizde saat 14.00’te Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin başkanlığında MYK toplantısı gerçekleştirilecektir. Bilahare 21 Eylül 2024 tarihinde de yine genel merkezimizde saat 14.00’te İl Başkanları toplantısı yapılacaktır.

Toplantılar vesilesiyle Türkiye gündemindeki bütün öncelikli konular masaya yatırılarak fikir teatisinde bulunulacaktır. Söz konusu toplantılarda ortaya atılan görüşler doğrultusunda varılacak ortak kararlar, partimizin daha sonraki siyasi adımlarının tayininde yol gösterici olacaktır.”

Paylaşın

Son Anket: AK Parti Ve İYİ Parti’de Erime Devam Ediyor

AK Parti ve İYİ Parti’nin oy oranı erimeye devam ediyor. Son yapılan bir ankete göre; AK Parti’nin oy oranı yüzde 28,8’e gerilerken, İYİ Parti’nin oy oranı ise yüzde 5’e düştü.

Ankete, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) oylarını hatırı sayılır şekilde artırdığı gözlendi. CHP’nin oy oranı yüzde 31,3’e yükselirken, YRP’nin oy oranı ise yüzde 5,4’e çıktı.

Araştırma şirketleri erken seçim tartışmalarının gündemde yer bulmasının ardından yaptıkları seçim çalışmalarını kamuoyuyla paylaşıyor.

Hbs Araştırma şirketi de 14-16 Ağustos tarihlerinde yüz yüze görüşme gerçekleştirdiği 2.400 seçmenle yaptığı ‘Türkiye Gündem Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.

14 Mayıs 2023 milletvekili seçimleriyle karşılaştırıldığında AK Parti ve İYİ Parti ciddi oranda oy kaybederken CHP ve Yeniden Refah Partisi’nin oylarını hatırı sayılır şekilde artırdığı görülüyor.

AK Parti’nin ayrıca aynı şirketin geçen ayki anketinde yakaladığı yüzde 29,1 oy oranının da gerisinde kaldığı dikkat çekiyor.

Oyların partilere göre dağılımı:

CHP: Yüzde 31,3 (14 Mayıs 2023: Yüzde 25,33).
AK Parti: Yüzde 28,8 (14 Mayıs 2023: Yüzde 35,61).
MHP: Yüzde 10,2 (14 Mayıs 2023: Yüzde 10,07).
DEM Parti: Yüzde 8,6 (14 Mayıs 2023: Yüzde 8,82 / Yeşil Sol Parti).

Yeniden Refah Partisi (YRP): Yüzde 5,4 (14 Mayıs 2023: Yüzde 2,81).
İYİ Parti: Yüzde 5,0 (14 Mayıs 2023: Yüzde 9,68).
ZAFER Partisi: Yüzde 2,0 (14 Mayıs 2023: Yüzde 2,23).
TİP: Yüzde 1,2 (14 Mayıs 2023: Yüzde 1,73).
Diğer: 1,7
Oy kullanmayacağım: 5,8

Paylaşın

Suriye’de Parlamento Seçimlerini İktidardaki Baas Partisi Kazandı

Suriye’de parlamento seçimlerinde iktidardaki Baas Partisi, beklenen çoğunluğu elde etti. 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası yapılan dördüncü seçimde katılım oranı yüzde 40’ın altında kaldı.

Haber Merkezi / Ülkenin kuzeyinde Türkiye’nin desteklediği muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde, Kürtlerin kontrolündeki kuzeydoğuda ve kuzeybatıda ve cihatçıların kontrolündeki İdlib de yaşayanlar seçimlerde oy kullanmadı.

Milletvekilleri ilk oturumda bir başkan ve hükümet seçecek, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kabineyi kurmakla görevli yeni bir başbakan atayana kadar geçici rol üstlenecek.

Beşar Esad’ın Baas Partisi ve müttefik partiler parlamentoda 185 sandalyenin sahibi oldu. 250 sandalyeli Halk Meclisi (Suriye parlamentosu) için yapılan seçim, Şam yönetiminin kontrolündeki 15 bölgede kurulan toplam 8.151 sandıkta gerçekleşti.

Suriye Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Cihad Murad, ilk seçim sonuçlarına göre Baas Partisi ve müttefiklerinin 185 sandalye kazandığını duyurdu. Murad, 19,3 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede seçimlere katılımın yüzde 38 oranında gerçekleştiğini söyledi.

Seçim yetkililerinin usulsüzlükler olduğunu açıkladığı Halep, Lazkiye, Hama ve Dera şehirlerinde seçimler tekrarlandı. Ülkede yapılan seçimlerde, Baas Partisi ön seçimlerini geçerek nihai listeye girmeye hak kazanan isimler genellikle parlamentoya girmeyi başarıyor.

2011 yılında başlayan iç savaşın ardından Suriye’de 2012, 2016 ve 2020 yıllarında 3 kez genel seçim yapıldı. 2020 yılında yapılan parlamento seçimlerinde Beşar Esad başında olduğu Baas Partisi 166 sandalye kazanmıştı. Baas müttefiki partiler 17 sandalyenin sahibi olmuş, 67 bağımsız aday da parlamentoya girmişti.

Beşar Esad’ın önümüzdeki dönemde 2028 yılında başkanlığını sona erdirecek dönem sınırlamasına karşı görev süresini uzatmak için anayasa değişikliğini parlamentodan geçirmesi bekleniyor.

Paylaşın

Metropoll’ün Haziran Anketi: AK Parti Yüzde 32,4 CHP Yüzde 32,8

Metropoll’ün haziran ayı seçim anketine göre; kararsız, cevapsız ve protesto oyların oransal olarak dağıtılmasından sonra AK Parti, desteğini yüzde 32,4’e yükseltirken, CHP yüzde 32,8’e geriledi.

14 Mayıs 2023 milletvekili seçim sonuçlarına göre, AK Parti yüzde 3’e yakın, MHP yüzde 3’ten fazla oy kaybederken, CHP oylarını yüzde 25,41’den yüzde 32,8’e, DEM Parti yüzde 8,79’dan yüzde 10,5’e, Yeniden Refah Partisi de yüzde 2,86’dan yüzde 4,5’e yükseltti.

Metropoll’ün Nisan, Mayıs ve Haziran, “Türkiye’nin Nabzı” anketlerinin karşılaştırılması CHP’nin AK Parti karşısında küçük farkla birinci parti konumunu korumakla birlikte Haziran’da nispeten gerilediğini, AK Parti’nin ise 14 Mayıs 2023 Milletvekili Seçim sonuçlarına yaklaşmaya başladığını gösteriyor.

“Bu Pazar bir milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna verilen yanıtlara göre, kararsız, cevapsız ve protesto oyların oransal olarak dağıtılmasından sonra AK Parti, Nisan ve Mayıs’a oranla desteğini yükselterek yüzde 32,4’e ulaşırken CHP ise yüzde 32,8’e geriliyor.

14 Mayıs 2023 milletvekili seçim sonuçlarına göre, AK Parti Haziran 2024 itibariyle yüzde 3’e yakın, MHP yüzde 3’ten fazla oy yitirirken muhalefet partileri oylarını yükseltiyor: CHP oylarını yüzde 25,41’den yüzde 32,8’e, DEM Parti yüzde 8,79’dan yüzde 10,5’e, Yeniden Refah Partisi yüzde 2,86’dan yüzde 4,5’e çıkartıyor.

Metropoll Araştırma’nın sahibi ve yöneticisi Prof. Özer Sencar, 5 Temmuz’da sosyal medya hesabından yayımladığı yorumlarda, Erdoğan’ın merkezi hükümet gücünü kullanarak CHP’nin kazanmasına izin verdiği büyükşehir belediyelerini finansal olarak zayıflatmaya ve daha sonra çökertmeye girişeceğini ileri sürdü.

Sencar’ın yorumları şöyle: “Erdoğan’ın İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir adaylarının çok yanlış olduğunu düşünmüş ve ifade etmiştim. Böyle büyük bir hatayı O’nun ustalık ve siyasal zekasına yakıştıramamıştım. Anlaşılan Erdoğan CHP’yi en güçlü olduğunu alandan, belediyeler üzerinden vurmayı amaçlıyormuş.

Satrançta fili verip veziri alma tabiri vardır. Uygulanacak maliye politikaları ile CHP’li belediyeler büyük mali sıkıntılar yaşayabilir ve başarısız olabilirler. Büyük oyuncu belediyeleri vererek Başkanlığı garantilemeye çalışıyor. Kanımca O’nun oyun planının en önemli ayağı bu.”

Paylaşın

Fransa’da “Sol İttifak”ın Büyük Zaferi

Fransa’da Komünist Parti, Boyun Eğmeyen Fransa, Yeşiller ve Sosyalist Parti ittifakından oluşan Yeni Halk Cephesi, ülke tarihinin en önemli seçimi olarak ilan edilen seçimde birinci oldu.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisinin yer aldığı ittifakın da sürpriz yaparak ikinci sırayı aldı. Aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) ise üçüncü sırada kaldı.

Fransa’da erken genel seçimlerin ikinci turu yapıldı. Aşırı sağın yüzde 33’le birinci çıktığı 30 Haziran’daki ilk tur oylamanın ardından ikinci turda farklı bir tablo oluştu.

Sandık çıkış anketlerinin ilk sonuçlarına göre seçimleri Komünist Parti, Boyun Eğmeyen Fransa, Yeşiller ve Sosyalist Parti ittifakından oluşan Yeni Halk Cephesi (NFP) birincilikle bitirdi.

Ipsos’un sandık çıkış anketlerine göre Yeni Halk Cephesi (NFP) 172 – 192 milletvekili, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi ve ittifaka gittiği Horizons, UDI ve MODEM’den oluşan “Ensemble/Birlikte” hareketi 150 – 170 milletvekili, aşırı sağ Ulusal Bütünleşme 132 – 152 milletvekili çıkarıyor.

Araştırma şirketi Elabe anketine göreyse NFP 175-205, RN 115-150, “Ensemble/Birlikte” hareketi ise 150-175 milletvekili çıkarıyor.

Sol ittifak içindeki Boyun Eğmeyen Fransa partisinin lideri Jean-Luc Melenchon, sandıkların kapanmasının ardından yaptığı ilk değerlendirmede, sonuçların milyonlarca kişi için bir “rahatlama” anlamına geldiğini söyledi.

Melenchon, Macron’un merkez partisinden olan Başbakan Gabriel Attal liderliğindeki hükümetin derhal istifa etmesini ve yönetme sorumluluğunun kendilerine verilmesini de talep etti.

Sosyalist Parti’nin lideri Olivier Faure de, Parlamento’daki en büyük blok olan Yeni Halk Cephesi’nin hükümeti kurması gerektiğini söyledi.

Emmanuel Macron’un ofisinden ise “Fransızların tercihine saygı duyulacağı” açıklaması geldi. Cumhurbaşkanı’nın yeni hükümete dair bir adım atmadan önce resmin netleşmesini bekleyeceği ifade edildi.

Seçimlerden önce Fransa’nın yeni başbakanı olarak gösterilen, RN’nin 28 yaşındaki lideri Jordan Bardella, “Fransa aşırı solun eline itildi” dedi. Sandıkların kapanmasından kısa süre sonra yaptığı açıklama ile sonuçları kabullendi.

Ancak bazı seçim bölgelerinde Macron’un merkez partisi ve sol parti adaylarının kendilerine karşı hareket etmesine tepki gösterdi, bu durumu “Utanç ittifakı” olarak niteledi.

RN’nin önde gelen ismi ve 2027’de cumhurbaşkanı adayı olması beklenen Marine Le Pen de “Zaferimiz sadece ertelendi. Bugünkü sonuçla yarının zaferinin tohumlarının atıldığını düşünüyorum” dedi.

İkinci turda seçimlere katılım oranı da yüksek. Ipsos, yerel saatle 18:25 itibariyle katılım oranının yüzde 67,1 ile 1997’den bu yana görülen en yüksek oran olduğunu ve 2022’de seçimlerindeki yüzde 46,2’lik katılım oranından çok daha yüksek olduğunu açıkladı.

Fransız anayasası, farklı partilerden bir cumhurbaşkanı ve başbakan ile “birlikte yaşama,” diğer adıyla “kohabitasyon,” kurmaya izin veriyor. Bu durum en son 1997-2002 yılları arasında Sosyalist Lionel Jospin’in merkez sağcı Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile birlikte yürüttüğü dönemde yaşanmıştı.

Öte yandan, hiçbir partinin koalisyonlar olmadan çoğunluğu kazanamaması daha önce görülmemiş bir durum. Bu yüzden Fransa, kendini alışılmadık bir çıkmazın içinde bulabilir.

Fransa’da iki turlu bir seçim sistemi bulunuyor. Sadece 30 Haziran’da yapılan oylamada yeterli oyu alanlar bugünkü ikinci turda yarışabildi. Ancak aşırı sağ karşıtı oyların bölünmemesi için, üç ya da daha fazla kişinin seçildiği seçim bölgelerinde hafta boyunca yaklaşık 215 milletvekili adayı istifa etti.

Güvenlik önlemleri artırıldı

Cumhurbaşkanı Macron, Fransa’da 9 Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Ulusal Birlik’nin ilk sırada yer almasının ardından Ulusal Meclis’i feshetmiş ve erken seçim kararı almıştı.

Fransa’da genel seçimin ikinci turunda yoğun güvenlik önlemleri alındı, ülke çapında 30 bin polis konuşlandırıldı.

Ülkede şok etkisi yaratan erken seçim kararı ve aşırı sağın ilk kez iktidara bu kadar yaklaşması, seçim kampanyasının gergin bir atmosferde geçmesine neden oldu. Macron’un “iç savaş” riskinden söz etmesi dikkat çekiciydi.

Fransa İçişleri Bakanlığı, seçim gecesi için 5 bini başkent Paris’te olmak üzere 30 bin ek polis görevlendirdi.

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, ikinci tur öncesi adaylar ya da parti görevlilerine 50’den fazla saldırı düzenlediğini açıkladı. Darmanin, seçim sonuçları açıklanınca “aşırı sağ ya da aşırı solun” olay çıkarmasını önlemek için güvenlik önlemlerinin artırıldığını söyledi.

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimi 2027’de yapılacak. Macron daha önce 2017 ve 2022’de, ikinci turda Ulusal Birlik (eski adıyla Ulusal Cephe) Partisi’nin adayı Marine Le Pen’i yenerek Fransa Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Paylaşın

İşçi Partisi, İngiltere Genel Seçimlerini Ezici Çoğunlukla Kazandı

İngiltere’de dün gerçekleştirilen genel seçimlerde Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi, 14 yıl sonra parlamentoda büyük çoğunluğu elde etti. İktidarda olan Rishi Sunak liderliğindeki Muhafazakar Parti ise hezimete uğradı.

Haber Merkezi / 61 yaşındaki İşçi Partisi lideri Keir Starmer, seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı ilk değerlendirmede, “Sıra verdiğimiz sözleri yerine getirmeye geldi. Değişmiş bir İşçi Partisi olarak ülkeyi yöneteceğiz” dedi.

Starmer seçim kampanyası boyunca değişim vurgusu yaparak, seçilmesi halinde İngiltere’nin gerileyen kamu hizmetleri ve düşen yaşam standartlarının iyileştirileceği vaadinde bulunmuştu.

Seçimi kaybeden Muhafazakar Parti lideri Rishi Sunak ise, yenilginin tüm sorumluluğunu üstlendiğini ifade ederek, yoğun çaba sarfederek çalışan Muhafazakar Partililer’den özür diledi.

Şimdiye kadar açıklanan resmi seçim sonuçlarına göre, 650 sandalyeli parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası’nda, İşçi Partisi 410, Muhafazakar Parti 119, Liberal Demokrat Parti 71, ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi (SNP) 8, göçmen karşıtı Reform Partisi ise 7 sandalye kazandı.

İngiltere’de bir partinin iktidara gelebilmesi için 650 koltuğun en az 326’sını kazanması gerekiyor. İşçi Partisi’nin eski lideri Jeremy Corbyn bağımsız aday olarak girdiği seçimi önde bitirdi.

İlk kez 1983’te milletvekili seçilen Corbyn’in parti üyeliği, Ekim 2020’de Yahudi düşmanlığı ile ilgili yürütülen bir soruşturma gerekçesiyle askıya alınmıştı.

İşçi Partisi Corbyn’in partiden genel seçimde milletvekili adayı olmasını yasaklamıştı. Londra’daki seçim bölgesinden bağımsız aday olarak yarışan Corybn 24 bin 120 seçmenin oyunu aldı ve milletvekili seçildi.

Seçimin bir diğer dikkat çekici sonucu ise Avrupa Birliği (AB) ve göçmen karşıtı görüşleriyle bilinen Nigel Farage’ın Reform Partisi’nden ilk kez milletvekili seçilmesi oldu. 60 yaşındaki Farage, sosyal medya hesabından bir mesaj paylaşarak seçildiği bölgeye teşekkür etti ve “Bu sadece başlangıç” diye yazdı.

Boris Johnson’ın Muhafazakarlar adına  büyük bir zafer kazandığı ve siyasi yorumcuların İşçi Partisi’nin ağır yenilgisi sonrasında partinin en az 10 yıl boyunca iktidarda kalacağını öngördüğü 2019 seçimlerinde hiç kimsenin gerçekleşebileceğini aklından bile geçirmediği sonuçlarla Birleşik Krallık, Muhafazakar saltanatına son verdi.

İngiliz basını seçim sonuçlarını nasıl gördü?

Ipsos tarafından BBC, Sky News ve ITV için yapılan sandık çıkış anketlerine göre İşçi Partisi büyük bir zafer ilan etti. Bu aynı zamanda 14 yıldır iktidarda olan Muhafazakar Parti için büyük bir hezimet anlamına geliyor. Gazetelerin manşetlerinde de sandık çıkış anketleri yer aldı.

Times gazetesi eski İngiltere Başbakanı ve İşçi Partisi lideri Tony Blair iktidarını hatırlatarak, İşçi Partisi’nin şimdiki genel başkanı Sir Keir Starmer’in “Blair’vari bir çoğunlukla başbakan olacağını” yazdı. Sun gazetesi İşçi Partisi’nin kırmızı rengine atıfta bulunarak, “Britanya kırmızıya döndü” dedi.

I gazetesi, “İşçi Partisi zaferi” manşetini attı. Gazete, Muhafazakar Parti’nin 14 yıl içinde en kötü seçim sonucuyla karşılaştığını hatırlattı. Daily Mail de İşçi Partisi’nin “tarihi zaferini” manşetine taşıdı. Gazete, Starmer’in Tony Blair’den bu yana partisi için en büyük zaferi elde ettiğini, sağcı Farage’ın Reform Partisi’nin de 13 sandalye kazandığını aktardı.

Daily Telegraph gazetesi de diğer birçok gazete gibi manşet fotoğrafında Sir Keir Starmer ve eşi Victoria Starmer’in oy kullanmaya giderken el ele çekilen fotoğrafına yer verdi. Manşette ise “İşçi Partisi zaferi” ifadesine yer verdi. Gazete spotta ise “Modern tarihte Muhafazakar Parti için en kötü sonu. Sunak’ın istifa etmesi bekleniyor” diye yazdı.

Daily Mirror gazetesi manşetinde bir kelime oyunu yaptı. İngilizcede “Hadi başlıyoruz” anlamına gelen “Here we go” sözüne atıfla, Starmer’in adına yer vererek “Keir we go” diye yazdı. Sandık çıkış anketlerinden İşçi Partisi ve Starmer adına “büyük bir zafer” olarak bahsetti.

Metro gazetesi de tıpkı Mirror gibi, Keir Starmer’in ismi üzerinden kelime oyunu yaptığı bir manşetle çıktı. Gazete İşçi Partisi liderinin soyadını “fırtına” anlamına gelen “storm” kelimesine benzetti. Gazete, Starmer’in başbakanlık konutuna gideceğini vurguladı.

Guardian’ın manşetinde “Sandık çıkış anketine göre büyük bir İşçi Partisi zaferi bekleniyor” ifadesi yer aldı.

İşçi Partisi lideri Keir Starmer kimdir?

1961 yılında Londra’da doğan Starmer, 2008-2013 yılları arasında kamu kovuşturmaları direktörü olmadan önce insan hakları avukatıydı.

Seçim kampanyası sırasında işçi sınıfı geçmişinden bahsetmeye istekliydi. Televizyondaki tartışmalar sırasında babasının sosyalist ve mavi yakalı bir işçi, annesinin ise bir hemşire olduğunu defalarca dile getirdi.

Aslına bakılırsa sol siyasetle olan ilişkisi çok eskilere dayanıyor. Adını 19. yüzyılın sonlarında İşçi Partisi’ni kuran Keir Hardie ile paylaşıyor. 2015 yılında Kuzey Londra’nın Camden seçim bölgesinden yarışarak milletvekili olan Starmer, o tarihten bu yana avam kamarasında.

Starmer, 2020’den beri İşçi Partisi’nin lideri. 12 Aralık 2019’daki seçimlerde tarihi bir yenilgi alan İşçi Partisi’nin o dönemki lideri Jeremy Corbyn’in liderlikten çekilmesi üzerine “Sir” ünvanı da bulunan Starmer, oyların yüzde 56,2’sini alarak partinin başına geçti.

Starmer aynı zamanda Avrupa meseleleriyle de yakından ilgiliydi. 2016’dan 2020’ye kadar Corbyn’in Brexit sözcüsü olarak görev yaptı.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde (AB) kalmasını destekledi ve daha sonra hükümeti daha gelişmiş bir çıkış stratejisi bulması, hatta konuyla ilgili yeni bir referandum düzenlemesi konusunda defalarca zorladı.

Fakat fikrini değiştirmiş olabilir. Starmer’ın mevcut seçim kampanyası, AB’nin tek pazarına veya gümrük birliğine dönüş olmayacağını vaat ediyor. Ancak Starmer, Boris Johnson döneminde imzalanan Brexit anlaşmasını iyileştirmek istediğini söyledi.

İktidar ihtimali yaklaştıkça Starmer’ın pragmatik kararlarla gözle görülür bir değişim yaşadığı tek alan bu değil. Yeşil yatırıma yılda 28 milyar sterlin (33 milyar euro) fon sağlama taahhüdünden yakın zamanda geri adım atması, sendikalar ve çevre kampanyacıları tarafından eleştirilmişti.

Ayrıca kendi partisinin sol tabanıyla, özellikle de Starmer’ın anti-Semitizm skandalı nedeniyle partiden uzaklaştırdığı Corbyn ile ilişkilerini onarmayı da başaramadı.

Corbyn, 1980’lerden bu yana milletvekili olduğu Londra seçim bölgesinde bağımsız bir aday olarak İşçi Partisi’ne karşı duruyor. Londra’da Islington North seçim bölgesinde yarışan İşçi Partisi’nin eski lideri yayınlanan seçim sonuçlarına göre yeniden milletvekili seçildi.

Paylaşın

Fransa’da “Aşırı Sağ” Kazandı

Marine Le Pen ve Jordan Bardella liderliğindeki aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) Partisi, Fransa’da düzenlenen erken genel seçimlerin ilk turunda birinci parti olarak çıktı. Seçimin ikinci turu 7 Temmuz’da yapılacak.

Haber Merkezi / Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 7 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri sonrası sürpriz biçimde Ulusal Meclisi feshetmiş ve erken genel seçim kararı vermişti.

Fransa’da erken genel seçimlerin ilk turunda, aşırı sağcı Ulusal Bütünleşme (RN) partisi büyük zafer elde etti. Yüzde 34 oyla açık ara birinciliği alan aşırı sağ RN’i, yüzde 29 ile dört sol partinin birleştiği Yeni Halk Cephesi (NFP) takip etti. Seçimlerin ardından iktidar partisi ve sol muhalefet, “RN’e karşı baraj oluşturarak” aşırı sağ karşısındaki adayları destekleme çağrısı yaptı.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iktidardaki partisi Rönesans ve ittifak ortakları yüzde 20 ile üçüncü sırada yer aldı. Merkez sağda bulunan Cumhuriyetçiler Partisi’nin oy oranı yüzde 10’da kaldı.

Aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin gerçek lideri Marine Le Pen, sonuçlar açıklandıktan sonra yaptığı konuşmada “Macron yanlısı bloğun tamamen silindiğini” savundu. Aday olduğu seçim bölgesinde oyların yüzde 57’sini alarak ilk turda milletvekili seçilen Le Pen, seçmenden ikinci turda mecliste mutlak çoğunluk istedi ve RN lideri Jordan Bardella’nın Başbakan olmaya hazır olduğunu söyledi.

28 yaşındaki Jordan Bardella ise sonuçlara ilişkin konuşmasında 7 Temmuz’da yapılacak ikinci turun “Beşinci Cumhuriyet tarihinin en belirleyicisi olacağını” ileri sürdü.

Fransa’da genel seçimler ne kadar önemli?

Mutlak çoğunluğa sahip bir parti başbakanı ve hükümeti atama hakkına sahip olacak. Her ne kadar Macron cumhurbaşkanlığından istifa etmeyeceğini söylemiş olsa da.

2022 genel seçimlerinde %18,7 oy oranıyla üçüncü olan Le Pen, 2. Dünya Savaşı’ndaki Nazi işgalinden bu yana Fransa’da ilk aşırı sağcı hükümeti kurmasını sağlayacak 289 sandalyeyi kazanmayı umuyor.

Bu gerçekleşirse, en son 1997-2002 yılları arasında muhafazakar Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Sosyalist Başbakan Lionel Jospin ile birlikte olduğu gibi, farklı partilerin liderleri arasında kohabitasyon dönemi yaşanabilir.

Fransa basını sonuçları nasıl değerlendirdi?

Fransız sağının önde gelen gazetelerinden Le Figaro, seçim sonuçlarına ilişkin “Fransız trajedisi” başlıklı değerlendirmesinde Fransa’nın önünde “siyasi serüven ya da kurumsal blokaj olmak üzere çifte perspektif bulunduğu”, bunun da “bir rejim krizinin çifte yüzü olduğu” görüşünü savundu.

Merkez sol eğilimli Liberation gazetesi ise “Şok sonrası blok yapmak” manşetli haberinde, RN’nin iktidarın eşiğinde olduğunu, birleşen solun direndiğini, Macron cephesinin diz çöktüğünü ve ancak cumhuriyetçi bir cephenin en beter senaryoyu engelleyebileceğini” yazdı.

İlk tahminler ikinci tur sonunda mecliste RN’nin 240-270, sol ittifakın 180-200, merkez partilerin 60-90, Cumhuriyetçilerin ise 30-50 arası milletvekiline sahip olacağını gösteriyor.

Sol parti militan ve sempatizanları, seçim sonuçları açıklandıktan sonra başta başkent Paris olmak üzere ülkenin birçok kentinde aşırı sağa karşı spontane mitingler düzenledi.

Aşırı sağ güçlü yükselişini teyit etti

Cumhuriyet tarihinde ender görülen bir oranla yüzde 70’e yakın katılımın yaşandığı seçimlerde Jordan Bardella’nın liderliğini yaptığı RN, üç hafta önce Avrupa seçimlerinde gözlemlenen güçlü yükselişini doğruladı.

Sandık çıkış anketlerine göre, merkez sağdan koparak aşırı sağı destekleme kararı alan Cumhuriyetçiler (LR) Genel Başkanı Eric Ciotti ile işbirliği yapan RN, oyların yüzde yaklaşık 34’ünü alarak ilk turu açık ara önde bitirdi. Bu rakam, RN’nin 2022’deki son parlamento seçimlerine kıyasla yaklaşık 16 puanlık bir artış elde ettiği anlamına geliyor.

Ifop’un tahminlerine göre, bu artış sayesinde, RN’in, 7 Temmuz’da yapılması planlanan ikinci turda Meclis’teki 577 sandalyeden 240 ila 270’ini alabilecek orana yükseliyor.

Oyların yaklaşık yüzde 29’unu alan dört sol partinin bir araya gelerek oluşturduğu Yeni Halk Cephesi’nin (NFP), bu oy oranıyla gelecek hafta yapılan ikinci turun ardından 180 ila 200 arası sandalye sahibi olması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Macron’un partisi Rönesans ile onu destekleyen merkez partileri UDI ve MODEM’in oluşturduğu “Ensemble/Birlikte” hareketi de oyların yüzde 22’sini alarak, üçüncü sıraya yerleşti.

Seçimlere 250 milletvekiliyle katılan merkez bloğun, bu oy oranıyla önümüzdeki hafta büyük kayıplar vermesi ve yalnızca 60 ile 90 arasında sandalyeye sahip olacağı öngörülüyor.

Liderleri Eric Ciotti aşrı sağ ile ittifaka gitmesine rağmen, kendi parti isimleri altında seçimlere giden ülkenin köklü merkez sağ partisi Cumhuriyetçiler ise anketlerde öngörüldüğü kadar oy kaybetmeyerek küçük bir sürpriz yarattı.

Son anketlerde yüzde 6-7 civarında oy alacağı tahmin edilen Cumhuriyetçiler (LR) oyların yüzde 9,7’sini almayı başardı. Eski cumhurbaşkanları Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy’nin geleneğinden gelen LR, bu oy oranı ile parlamentoda 30 ila 50 milletvekili çıkarabiliyor.

Fransa’daki iki turlu seçim sistemi nasıl işliyor?

Fransa’da milletvekili seçimleri tek isim usulü iki turlu çoğunluk sistemine göre yapılıyor. Meclisteki 577 milletvekili için 577 ayrı seçim bölgesi bulunuyor. Her parti istediği kadar seçim bölgesinde tek bir adayla seçime katılıyor. Oy vermek için en az 18 yaşında ve seçmen kütüğüne kayıtlı olmak gerekiyor.

Seçimin ilk turunda geçerli oyların mutlak çoğunluğunu (yüzde 50 + 1 oy) elde eden aday doğrudan milletvekili seçiliyor. Bir seçim bölgesinde hiçbir aday ilk turda yüzde 50 barajını aşamaz ise ikinci tur yapılıyor. Bir seçim bölgesinde ikinci turda yarışabilmek için, ilk turda kayıtlı seçmenlerin en az yüzde 12,5’inin oyunu almış olmak gerekiyor.

Siyasi partiler ikinci turda genel olarak ideolojik duruşlarına göre aralarında ittifaklar kuruyor. Merkez, merkez sağ, merkez sol ve sol partilerin geçmişte ittifak kurmaya yanaşmadığı aşırı sağcılar son yıllarda bu tür seçimlerin ikinci turunda geleneksel sağcı ve muhafazakar seçmenden oy toplayabiliyor.

Paylaşın

AK Parti’de Yeni Seçmen Kitlesine “Ulaşılamadığı” Eleştirileri

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde ikinci parti konumuna gerileyen AK Parti’de, yıllar içerisinde değişim gösteren yeni seçmen kitlesine “ulaşılamadığı” eleştirileri yapılıyor.

Partide “Genç seçmenin tercihinin genellikle CHP’den yana olduğu” değerlendirmesi yapılırken, “Partinin yeni ve genç seçmenlerin de birinci tercihi olması için artık yeni şeyler de söylemek lazım. Gençlere yönelik yeni atılımlar, onların isteklerine kulak veren ve bu istekleri yerine getiren bir anlayışla hareket edilmeli” görüşleri dile getiriliyor.

31 Mart yerel seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinde seçim yenilgisinin nedenleriyle ilgili detaylı çalışmaların yapılması talimatını vermişti. Erdoğan’ın talimatları sonrası seçim yenilgisini masaya yatıran AK Parti’de, partiye yönelik özeleştiriler de ön plana çıkmaya başladı.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre; AK Parti’de, seçim yenilgisinin en başlı nedenlerinden birinin Türkiye’deki artan enflasyon ve ekonomi yönetimi olduğuna dikkat çekiliyor. Ancak AK Parti’de, en önemli nedenlerden birinin ekonomi olmasına karşın en az ekonomi kadar önemli nedenlerden bir diğerinin ise “sorunların görülememesi” olduğuna da dikkat çekiliyor.

Bu nedenle sorunları yerinde tespit edebilmek ve çözüm önerileri belirleyebilmek için TBMM’nin yaz tatiline girmesinin ardından gerek parti yöneticilerinin gerekse milletvekillerinin “oy kayıplarının en yüksek olduğu il ve ilçelerde bire bir iletişime geçerek, yurttaşların söylemlerine ve isteklerine kulak verecekleri” kaydedilirken, AK Parti’nin 2028 yılına giden süreçte de “icraatın içinden” stratejisini yürüteceğine işaret ediliyor.

Sorunların yerinde tespit edilmesinin ardından AK Parti’nin o sorunların çözümüne yönelik icraatlara yöneleceği, bu süreçte partinin bugüne değin yaptıkları ve bundan sonra atacakları adımlar konusunda bizzat parti yöneticileri, milletvekillerinin kamuoyunu bilgilendireceği de ifade ediliyor.

“Gençlere yönelik yeni atılımlar…”

AK Parti’de, yıllar içerisinde değişim gösteren yeni seçmen kitlesine “ulaşılamadığı” eleştirileri de yapılıyor. “Genç seçmenin tercihinin genellikle CHP’den yana olduğu” değerlendirmesi yapılırken, “31 Mart yerel seçimleri gösterdi ki yeni seçmen kitlesine ulaşmakta zorluk yaşıyoruz.

Burada bir yanlış var ve bu yanlış, gazetecilerin ekranlarda partimizi anlatmasıyla düzelmiyor aksine yurttaşlarda partiye güveni azaltıyor. Bu güvenin yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Partinin yeni ve genç seçmenlerin de birinci tercihi olması için artık yeni şeyler de söylemek lazım. Gençlere yönelik yeni atılımlar, onların isteklerine kulak veren ve bu istekleri yerine getiren bir anlayışla hareket edilmeli.

Ancak tüm bunları yapabilmek için de genç ve yeni seçmenle de parti üyelerinin bire bir buluşması, oturup onların geleceğe ve ülke yönetimine dair fikirlerinin dinlenmesi elzem. Bu nedenle sahayı boş bırakmayacağız. Gerekirse kapıları tek tek çalacağız. Bu süreç devamlılık arz edecek” görüşleri dile getiriliyor.

Paylaşın