Zonguldak: Bozhane Hamamı

Bozhane Hamamı; Zonguldak’ın Ereğli İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yapı 19. yüzyıl klasik Türk hamamı tipindedir. Hamam bölümü taştan, soyunma bölümleri ahşaptır. Ahşap bölümlerin üst örtü sistemi alaturka kiremit çatıyla sağlamlaştırılmıştır.

Hamamın girişinde yer alan soyunma kısmından iki kubbeli ılıklık bölümüne geçilmektedir. Merkezi yıkanma salonu büyük bir kubbe ile örtülüdür.

Giriş cephesi iki katlıdır. Alt alta kapının sağında ve solunda birer pencere yer alır. Yapının kuzeyindeki sekizgen kubbeli ahşap bölüm, arkada da simetrik olarak yer almaktadır.

Paylaşın

Zonguldak: Bölüklü Yaylası

Bölüklü Yaylası; Zonguldak’ın Alaplı İlçesi, Gümeli Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Bölüklü Yaylası, Zonguldak İl Merkezi’ne 80, Alaplı İlçe Merkezi’ne 35 km uzaklıktadır. Yaylada, halen yaylacılık gelenekleri sürdürülmektedir.

Yaylaların yüzyıllardır devam eden klasik amaçlı kullanımlarına günümüzde yeni fonksiyonlar eklenmiştir. Son yıllarda bu alanlar turizm için oldukça ilgi çekmektedir.

Yayla turizmi, yaz aylarında serinleme, dinlenme, dağ-yayla havası teneffüs etme, doğal ortamda doğal yaşamı gözlemleme, doğal ürünler tüketme gibi birçok faaliyetin gerçekleştirilebildiği turizm türüdür. Ayrıca yaylalar yerel, kültürel, sosyal ve etnolojik özellikleri ile de ilgi çeken alanlardır.

Muhteşem görüntüsüyle gürültülü şehir ortamından kaçıp doğanın sesini dinlemek isteyenlere kucak açan Bölüklü Yaylası’na gitmeden önce her ihtimale karşı tüm ihtiyaçlarınızı karşılamanızı öneririz. Yöre halkı, oldukça sıcak ve samimidir. Size her türlü yardımda bulunacağından şüpheniz olmasın.

 

Paylaşın

Zonguldak: Harmankaya Şelaleleri

Harmankaya Şelaleleri; Zonguldak’ın Merkez İlçesi, Kardeşler Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Şelalelerin yer aldığı vadi içine orman içindeki patika yoldan iniş yapılır. Vadinin çoğu yerinde 10 metre genişliğinde düz alanlar vardır. Vadi içinde, ortalama 1100 metrelik bir yürüyüş sonrası birinci şelale karşınıza çıkar. Birinci şelalenin hemen yanından yokuş yukarı 10 metresi % 80 eğimli, 15 metresi % 60 eğimli tırmanış ve yine çalılar arasındaki patikada 20 metre ilerledikten sonra 1. şelalenin akış tepesindeki vadiye inilir.

Buradan 250 metre ilerleme yapıldıktan sonra 2. şelale karşınıza çıkar. Burada da hemen şelale yanından yukarıya orman içine % 70 eğimli 30 metre bir tırmanış ve tırmanıştan sonra 20 metrelik patika yoldan yüründüğünde 2. şelalenin üzerine çıkılır. Burada vadi içinde 200 metre daha ilerledikten sonra karşınıza 3. şelale çıkar. Parkur boyunca ziyaretçilere yemyeşil bir bitki örtüsü eşlik eder.

Vadi içindeki ormanlık alanda kestane, meşe, gürgen, ıhlamur, şimşir, kızılcık, kızılağaç, kavak, çınar, karayemiş, kocayemiş, yabani elma, yabani kiraz, yabani fındık, defne, muşmula, yılkın çalısı, geyik üzümü, yabani üzüm, ovaz, ahlat, orman gülü, böğürtlen, kuşburnu gibi bitki türlerine rastlamak mümkündür. Ayrıca zılbıt, çiçekli ve çiçeksiz sarmaşık türleri, ısırgan, katırtırnağı, ballıbaba, papatya türleri, siklamen, mor menekşe, çuha çiçeği, böcek kapan, çaydanlık çiçeği, yabani çilek, yosun gibi endemikler de bulunmaktadır.

Paylaşın

Zonguldak: Ereğli Kalesi

Ereğli Kalesi; Zonguldak’ın Ereğli İlçesi sınırları içerisinde askeri yasak bölgede yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Tepenin üzerinde deniz seviyesinden 150-160 m. yükseklikte bulunmaktadır.Bu kale W.Hoebfner tarafından incelenmiş ve bir de plânı çıkarılmıştır.Denize dik yamaçlar üzerindeki bu tepede antik çağlarda M.Ö. IV. yüzyılda Klearchos tarafından kurulan,Herakleia Pontike şehrinin akropolü vardı.

Kale XIII. yüzyılın başlarında Bizans döneminde yapılmıştır. W.Hoepfner’e göre bu kalenin,Cenevizliler tarafından yapıldığı ileri sürülmüşse de bu iddia kesinlik kazanamamıştır.  Kale plân olarak düzensiz bir plân göstermekte olup,moloz taş ve tuğladan yapılmıştır.Yapımında tuğla ve harç dolgu ile birlikte gri tüf taşlarına da yer verilmiştir.Bunların arasında açık kırmızı tuğlalar,avlu kapısında da koyu kırmızı renkli tuğlalar kullanılmıştır.

Kale iç avluyu çevreleyen duvarlar ve onu takviye eden kulelerden meydana gelmiştir.Ön avlunun solunda bir kulenin kalıntıları görülmektedir.Sağ tarafta ise yine başka bir kule kalıntısı dikkati çekmektedir.Kalenin dış avlusunda mühimmat depolarına yer verilmiştir.Dış avludan,iç avluya kemerli bir kapı ile geçilmektedir.İç avlunun büyük bir bölümünde de su sarnıcı bulunmaktadır.

Kalenin üst katında iki oda kalıntısı dikkati çekmektedir. Tuğladan yapılan bu odaların üst örtüsü ile duvarların büyük bir bölümü yıkılmıştır.Ancak bunların üzerinin tonozlarla örtülü olduğu günümüze gelebilen izlerinden anlaşılmaktadır. Bu odalara,avlu yönündeki bir merdivenle çıkılmaktadır…

Paylaşın

Zonguldak: Ereğli Müzesi

Ereğli Müzesi; Zonguldak’ın Ereğli İlçesi, Orhanlar Mahallesi, Yalı Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ereğli Müzesi, Halil Paşa Konağı olarak bilinen zemin + 3 katlı, orta sofalı plan tipinde ve kagir olan bir yapı içinde hizmet vermektedir. Halil Paşa Konağı 19. yüzyıl sonlarında (tahminen 1870’li yıllar) Padişah 2. Abdülhamit döneminde sancak beyi (mirimiran) olan Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmıştır. Bozhane Yalı caddesi üzerinde, eski bir kilisenin temeli üzerine inşa edilen konakta, Roma dönemine ait binalardan toplanan antik spoli malzemeler şapolyen (devşirme) olarak özellikle cephe süslemesinde kullanılmıştır.

Bir dönem ortaokul ve kız meslek lisesi olarak kullanılan, uzunca bir süre ise sahipsiz kalan ve büyük ölçüde tahribata uğrayan bina restore edilmek üzere 1989 yılında Kültür Bakanlığına tahsis edilmiştir. Yaklaşık 10 yıllık bir restorasyon çalışmasından sonra müze 01.08.1998 tarihinde hizmete açılmıştır. Müzenin zemin katında Ereğli ve çevresinden toplanan Hellen, Roma, Bizans dönemlerine ait mermer mezar atelleri, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar, takılar, çeşitli madeni eserler, kandiller ve figürlerden oluşan arkeolojik eserler sergilenmektedir.

Birinci katında pişmiş toprak amforalar, Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi, Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri koleksiyonlarından oluşan eserler teşhir edilmektedir. İkinci katta çeşitli erkek ve kadın giysileri ile yöreye özgü bir dokuma olan “elpek” kumaşı ve ipliği, dokuma aletleri, mendil, bohça, örtü gibi dokuma türleri, silahlar,mühürler, tütünle ilgili eşyalar, tespih, saat, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri ve yazma eserlerden oluşan yöresel etnografik eserler sergilenmektedir.

Üçüncü kat ise Osmanlı dönemine uygun döşenmiş olup, müze-ev düzenlemesine uygun olan bu katta sırasıyla oturma odası, misafir odası, günlük oda ve yatak odası bulunmaktadır. Müze bahçesinde ise, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait sütun başlıkları, sütun gövde ve kaideleri, çeşitli mimari parçalar, lahitler ile pandomim sanatçısı Krispos’un anıt mezarı vardır.

Paylaşın

Zonguldak: Gökgöl Mağarası

Gökgöl Mağarası; Zonguldak’ın Merkez İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. Zonguldak-Ankara karayolunun Zonguldak girişinde, yolun sağ kenarındadır.

Jeolojik yapı bakımından yörenin jeomorfolojik ve hidrolojik gelişim evrelerini ve özelliklerini de içeren Gökgöl Mağarası birbirinden farklı dört kattan oluşmuştur. Birinci katı oluşturan ağız kısmı ve çevresi (mağaranın ilk oluşan bölümü) ile Büyük Çöküntü Salonu’nda bulunan damlataşların yer aldığı ikinci kat tamamen fosilleşmiştir. Mağaranın en genç bölümü olan üçüncü ve dördüncü katlarda Damlataşlar Salonu, yer altı deresi ve aktif küçük kol bulunur.

Mağaranın ikisi fosilleşmiş, biri aktif olmak üzere üç ağzı vardır. Girişi sağlayan fosil ağızlardan büyük olanı, görkemli görünümüyle dikkat çekicidir. Dar ve sulu olan aktif ağız ise giriş için uygun değildir. Kollarıyla birlikte toplam uzunluğu 3350 metre olan Gökgöl Mağarası, doğu, güneydoğu – batı, kuzeybatı yönünde gelişen ana galeri ile iki büyük yan koladan meydana gelmiştir.

Dar ve sulu bir sifonla sona eren ana galeriden sonra, yan kollardan gelen suların birleşerek oluşturduğu Büyük Çöküntü Salonu’nda yer altı deresi görülür. Yürüyüş yolu üzerinde bulunan ve köprülerle geçilen bu dere, mağaranın aktif ağzından Erçek Deresi’ne dökülür. Mağara içi damlataş birikimi yönünden son derece zengin olan Gökgöl Mağarası, her traverten, sarkıt, dikit sütunlar yanında, bayrak, perde, akma damlataşları ile süslüdür. Aktif ve yarı aktif katlarda duvar damlataşları, makarna sarkıtlar, mağara gülleri, mağara iğneleri ve içi su dolu damlataş havuzları bulunmaktadır.

Gelişim halinde olan bu damlataşlar, mağaradaki oluşumun hala devam ettiğinin belirtileridir. Gökgöl Mağarası’nın ilk 875 metresi turizm amaçlı kullanıma açılmıştır. Girişten Büyük Çöküntü Salonu’na kadar uzanan bu bölüm 2-15 metre genişlik, 1-18 metre yükseklikte olup, Fosil Giriş, Damlataşlar Galerisi, Çöküntü Salonu, Muhteşem Salon, Büyük Çöküntü Salonu ve Harikalar Salonu gibi adlarla nitelendirilmiştir. Aydınlatması yapılan bu alanda yürüyüş parkuru, köprüler ve seyir terasları bulunmaktadır.

 

Paylaşın

Zonguldak: Tios Antik Kenti

Tios Antik Kenti; Zonguldak’ın Çaycuma İlçesi, Filyos Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Efsaneye göre kent, MÖ 7’nci yüzyılda kurulmuştur. Tarihi boyunca değişik isimlerle (Tios, Tieion, Tianon, Tium) anılmıştır. Tarihi boyunca siyasi güç oluşturamayan ve Ereğli ile Amasra’nın gölgesinde kalan kent, Roma Dönemi’nde MÖ 70 yılında yakılmış ve yağmalanmıştır.

Daha sonra yeniden inşa edilmiş ve bir ticaret ve balıkçı kenti olarak yaşamını devam ettirmiştir. Kent, Bizans Dönemi’nde MS 5.’inci yüzyılda önemli bir dini merkez olmuştur. Selçuk ve Osmanlı dönemlerinde ise (14-15’nci yüzyıl) giderek önemini yitirmiş ve küçük bir balıkçı köyüne dönüşmüştür.

Bugün Filyos Beldesi’nin bulunduğu alanda eski kentten toprak üstü kalıntı olarak; Roma, Bizans ve Orta Çağ dönemlerine tarihlenen kalede; sahil surları, su kemeri, tonozlu galeri, tiyatro, savunma kulesi ve çeşitli mezarlar görülebilmektedir. Tios Kenti’nin bilimsel olarak araştırma ve kazıları, 2006 yılından beri devam etmektedir.

Prof. Dr. Sümer Atasoy’un bilimsel başkanlığında yapılan çalışmalarda, kale içinde, Hellenistik Devir’e (MÖ 4’üncü yüzyıl) ait yapılar ve çanak çömlek çeşidinin bol olması, yapılan ticaretin zenginliğini göstermektedir. Sahil surunun güneyindeki tarlalarda yapılan radar ölçümlerinde eski kentin yapıları tespit edilmiştir. Buradaki sondajlarda, Hellenistik Devir’e tarihlenen sur duvarları, Roma-Bizans dönemine ait yapı kalıntıları, Roma Dönemi sikkeleri ve çanak-çömlek parçaları ortaya çıkarılmıştır.

Su kemerinin hemen yakınında ise; anıtsal bir meydan çeşmesi olması muhtemel bir yapı bulunmuştur. Tiyatroda yapılan temizlik çalışmalarında; mermer iki heykel parçasına rastlanmıştır. Ayrıca bir uzman grubu tarafından, ortaya çıkan tüm küçük ve büyük buluntuların yapı kalıntılarının çizimleri yapılmaktadır.

Tios Kentinin araştırılması ve kazılması, Karadeniz tarihi ve arkeolojisi için büyük önem taşımaktadır. Çünkü Türkiye’nin Karadeniz kıyılarında kazılan ilk ve tek antik kentidir. Buradan elde edilecek bilgi ve belgeler büyük önem taşımakta olup, toprağın hemen altında yolları, meydanı, hamamı, dini yapıları, evleri depoları, dükkanları, mezarlarıyla büyük bir kentin varlığı düşünülmektedir.

Paylaşın

Zonguldak: Filyos Kalesi

Filyos Kalesi; Zonguldak’ın Çaycuma İlçesi, Filyos Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen Filyos Kalesi, kentin denize hakim bir noktası olan bir burun üzerinde kurulmuştur. Güçlü ve heybetli bir görünüm kazandırmak düşüncesiyle yapımında iri taşlar kullanılmıştır.

Kale uzunca bir süre harabe durumda kaldıktan sonra, 2003 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onarım çalışması yapılmıştır. İlk yerleşim yeri, kentin kuzeyindeki kale tepesi üzerindedir.

Bugün burada Ortaçağ Kalesi’ne ait duvarlar ile Helenistik-Roma dönemlerine tarihlenen kule kalıntıları bulunmaktadır. Kale tepesinin doğusunda mermer sütun ve kaidesi, mermer yazıtlı levha, taş lahitler ve tuğla mezarlar ortaya çıkarılmıştır.

Paylaşın

Zonguldak: Gazi Alemdar Gemisi Müzesi

Gazi Alemdar Gemisi Müzesi; Zonguldak’ın Ereğli İlçesi, Müftü Mahallesi, Atatürk Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

1914 yılında I. Dünya savaşının başlaması ile birlikte kömür ocaklarının işletim hakkı Almanlar’a verilir. Buna kızan Ruslar, 2 yıl süreyle Karadeniz Ereğli kıyılarını sık aralıklarla bombardımana tutarlar. Dünya savaşının ardından Anadolu’nun, Avrupalı devletler tarafından işgal edilip paylaşılmasıyla Fransızlar Karadeniz Ereğli’ye gelirler ancak işgal etmeyi başaramazlar.

Kurtuluş Savaşı sırasında işgal altındaki İstanbul’dan vatanseverler tarafından kaçırılan Alemdar isimli küçük bir savaş gemisi, Zonguldak’a ve Karadeniz’e hakim olan Fransızlar tarafından ele geçirilmek istenmiştir. 9 Şubat 1920 günü Alemdar’ı Karadeniz Ereğli limanına getiren vatanseverler gemiyi karaya oturtmuşlar ve Fransızlara teslim etmemişlerdir. Vatanseverlerin Karadeniz Ereğli’ye sığınmalarına kızan Fransızlar, kenti işgal etmek istemişler ancak Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu başarılı olamamışlardır.

Şehrin hastanesi dahil kıyıya yakın bölgelerini denizden bombalayan Fransızlar, Alemdar gemisinin gizlice yüzdürülmesi sonucunda karşı saldırıya maruz kalmıştır. 18 Haziran 1921 tarihinde Karadeniz Ereğli halkı tarafından esir alınan bazı Fransız komutan ve askerler, henüz kurulmamış olan Türkiye Cumhuriyeti ile anlaşma imzalamak zorunda kalmışlardır. Bu anlaşma, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndaki ilk uluslararası anlaşması olmuştur ve Milli Kurtuluş Hükümeti’nin kabul edildiğinin bir göstergesidir.

Kurtuluş Savaşı sırasında Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu elde edilen bu başarı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kazandığı zaferlerin temelini oluşturmuştur. Bu şekilde, Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve tek deniz savaşı Karadeniz Ereğli’de gerçekleşmiştir. Tarihi önemi olan bu olayı yaşatmak için Gazi Alemdar Gemisi’nin bire bir örneği yapılarak 08.08.2008 tarihinde müze olarak hizmete açılmıştır.

Paylaşın

Zonguldak: Cehennemağzı Mağaraları

Cehennemağzı Mağaraları; Zonguldak’ın Ereğli İlçesi, İnönü Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ereğli Müzesi’ne bağlı ören yeri olarak faaliyet gösteren Cehennemağzı Mağaraları yan yana sıralanmış üç mağaradan oluşmaktadır. Birinci mağara, iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Birinci bölümde, zemin orijinal bitki ve geometrik motifli mozaik ile döşelidir. İkinci bölümün doğu duvarında küçük bir apsis açılmıştır ve önünde kademeli basamaklar bulunmaktadır. Çok eski bir Hıristiyan kilisesi olan bu mağara, Hıristiyanlığın yayıldığı ilk yıllarda gizli ibadet yeri olarak kullanılmıştır.

İkinci mağara, yol kenarındaki 10-12 metre yükseklikteki yamaç üzerinde bulunmakta ve yöre halkınca Koca Yusuf Mağarası olarak adlandırılmaktadır. Yamaç üzerinde yer alan dar bir girişten geçilerek 3 basamaklı dikey bir merdiven yardımıyla inilen mağara, 1,5 kilometre dağın içine doğru devam etmektedir. 1960’larda tavandan düşen bir kaya yolu kapattığından, ancak 350 metre kadar derinliğe gidilebilmektedir.

İnsan elinden çıktığı taşçı kalem izlerinden anlaşılan mağara, yaklaşık 400 metrekarelik bir alanı kaplamakta ve iki fil ayağı ile desteklenmektedir. Üçüncü mağara, yüzölçümü bakımından en geniş olanıdır. Zemini taban suyu ile kaplıdır. İnsan eli ile yapılan mağara birinci ve ikinci mağaralara su sarnıcı görevi görmüştür.

Paylaşın