El Şebab’dan Somali’de Bombalı Saldırı: 54 Asker Öldü

Somali’nin Başkenti Mogadişu’nun 120 km güneybatısında bulunan Bulo Marer’de bomba yüklü bir araç ve intihar bombacıları kullanılarak gerçekleştirilen saldırıda 54 Ugandalı asker hayatını kaybetti.

Bombalı saldırının ardından şiddetli çatışmaların yaşandığı saldırıyı El Kaide’ye bağlı radikal İslamcı El Şebab örgütü üstlendi. Saldırı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği tarafından kınandı.

Afrika Birliği (AfB) tarafından desteklenen Somali hükümetinin ağustos ayında başlattığı askeri operasyondan bu yana en ölümcül saldırılardan biri olarak kayda geçen saldırıda ölü sayısı ilk kez açıklandı.

Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Aralarında bir komutanın da bulunduğu 54 askerin cansız bedenini bulduk” dedi.

Saldırıdan iki gün sonra Museveni, öldürülen askerlerin ailelerine başsağlığı dileyerek kayıplar olduğunu dolaylı olarak kabul etmiş, “tüm gerçeklerin kamuoyuna açıklanacağını” sözlerine eklemişti.

Museveni, “800 teröristin” saldırısıyla karşı karşıya kalan “bazı askerlerin beklendiği gibi tepki vermediğini ve paniklediğini, bunun da onları dağıttığını ve El Şebab’ın bu durumdan faydalanarak üssü işgal edip bazı teçhizatı imha ettiğini” sözlerine ekledi.

El Şebab

Hareket eş-Şebab el-Mücahidin (Mücahit Gençlik Hareketi), veya kısaca eş-Şebab, Somali’de Federal Geçiş Hükûmeti’ni ortadan kaldırmak için savaşan bir silahlı örgüt. 2011 yılı itibarıyla ülkenin güneyinin çoğunu kontrol etmektedir. Bu bölgelerde sıkı bir şeriat uyguladığı bildirilmektedir. Örgütün şu anki lideri Ahmed Ömer’dir.

Örgüt, 2006 yılında Etiyopya kuvvetleri tarafından dağıtılıp parçalara ayrılan İslami Mahkemeler Birliği kaynaklıdır. “İslam’ın düşmanları”na karşı cihat ettiğini öne sürmekte ve Federal Geçiş Hükûmeti ile Afrika Birliği Somali Görevi’ne karşı savaşmaktadır.

Eş-Şebab üyeleri yardım için çalışanları korkutmuş, kaçırmış ve öldürmüştür, bu da yardım örgütlerinin bölgeden çekilmesiyle sonuçlanmıştır. Örgüt pek çok batılı devlet ve kuruluş tarafından terörist olarak tanımlanmaktadır. Örgüt, Şubat 2012’de yayınlanan bir video mesajla el-Kaide’ye bağlandığını ilan etti.

Paylaşın

Mogadişu’da Lüks Otele Silahlı Saldırı: En Az 4 Ölü

Somali’nin başkenti Mogadişu’da bir otele düzenlenen silahlı saldırıda en az dört kişi öldü, onlarca kişide yaralandı. Saldırıyı Eş Şebab örgütü üstlendi. Eş Şebab, Somali’de hükümeti devirerek kendi katı şeriat yorumuna göre bir düzen kurmayı hedefliyor.

Ülke basınındaki habere göre, otel çevresinde güvenlik güçleriyle silahlı kişiler arasında dün akşam başlayan ve halen devam eden çatışmalar devam ediyor. Ölü ve yaralı sayısının artabileceğinden endişe ediliyor.

Eş Şebab, Afrika Birliği güçlerinden ve yerel milislerden destek alan hükümet kuvvetlerinin büyük bir alanı yeniden ele geçirmesine rağmen saldırılarını sürdürüyor.

Reuters haber ajansının sorularını yanıtlayan Somali polis yetkilileri, Pazar gecesi düzenlenen saldırıya katılan silahlı ve bombalı militanların sayısını bilmediklerini söylüyor.

Bir görgü tanığı “önce büyük bir patlama ardından da şiddetli bir silahlı çatışma sesi duyduğunu” anlattı.

Otelin yakınında yaşayan Ahmed Aldullahi, “İçerideyiz, silah seslerini dinliyoruz” dedi.

Polis memuru Muhammed Abdi, oteldeki bazı üst düzey bürokrat ve siyasetçilerin pencerelerden kaçırılarak kurtarıldıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, görevi devraldıktan üç ay sonra, Ağustos ayında, yine Mogadişu’daki lüks bir otele yönelen ve 20’den fazla kişinin ölümüne yol açan bir saldırıdan sonra, İslamcı militanlara topyekun savaş açtığını ilan etmişti.

Bu açıklamadan iki ay sonra Mogadişu’daki kalabalık bir caddede iki otomobile konan ve infilak eden bombalar yüzünden en az 100 kişi hayatını kaybetmiş ve saldırıyı yine Eş Şebab üstlenmişti.

Cumhurbaşkanı Mahmud bu olaydan sonra ülkede geniş bir bölgeyi kontrol eden Eş Şebab’dan köy ve kasabaları geri almak amacıyla Somali ordusunu ve hükümeti destekleyen aşiret milislerini harekete geçirdi.

Eş Şebab, Somali’de hükümeti devirerek kendi katı şeriat yorumuna göre bir düzen kurmayı hedefliyor.

Paylaşın

Somali’de Bomba Yüklü Araç Saldırılarında Ölenlerin Sayısı 100’e Çıktı

Somali’nin başkenti Mogadişu’da eğitim bakanlığı önünde bomba yüklü iki aracın infilak etmesi sonucu en az 100 kişi hayatını kaybetti, 300’den fazla kişi de yaralandı. Yetkililer saldırılardan El Şebab’ı sorumlu tutarken, saldırıyı henüz üstlenen olmadı.

Haber Merkezi / Saldırı, 2017 yılının aynı ayında, Somali’nin en büyük bombalı saldırısının gerçekleştiği noktada gerçekleşti. 2017’deki saldırıda aynı noktada patlayıcı yüklü bir kamyon patlatılmış ve en az 600 kişi ölmüş, 1.000 kişi de yaralanmıştı.

Devlet Başkanı Hasan Şeyh Mohamud bu sabah yaptığı açıklamada “Ölü ve yaralı sayıları artmaya devam ediyor” dedi ve ekledi: Somali halkı beş yıl önce aynı noktada düzenlenen saldırıların yarasını saramadan bir saldırı daha gerçekleşti.

Devlet Başkanı Mohamud, yabancı ülkelerden doktor ve ilaç talebinde bulundu: Uluslararası kamuoyuna sesleniyoruz: Lütfen bize ilaç ve doktor gönderin. Tüm yaralıları, gerekli tedavileri için yurt dışına gönderebilecek vaktimiz yok. Durumları her an kötüleşebilir.

Polis sözcüsü Sadiq Doodishe ise, “Gece 2’de Eş-Şebab teröristleri çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere sivilleri hedef alan iki patlama gerçekleştirdi” dedi.

Reuters’e açıklama yapan polis memuru Nur Farah, ilk patlamanın bakanlığı vurduğunu, ikinci patlamanın ise çevredekilerin yaralılara yardım etmek için toplandığında meydana geldiğini söyledi.

Acil yardım ekibinden Abdikadir Abdirahman Reuters’e yaptığı açıklamada, “İlk patlama sonrası yaralı olanlara müdahale etmek için geldiğimizde ikinci patlama meydana geldi” dedi.

On yıldan fazla bir süredir Somali’de savaşan El Kaide müttefiki El Şebab, merkezi hükümeti devirmek ve şeriatın katı bir yorumuna dayanan kendi yönetimini kurmak istiyor.

El Şebab,, hem Somali’de hem de başka yerlerde bombalı eylemler gerçekleştiriyor. El Şebab’ın hedefleri arasında askeri tesislerin yanı sıra oteller, alışveriş merkezleri ve trafiğin yoğun olduğu yerler bulunuyor.

Somali 1991’de Siad Barre liderliğindeki askeri yönetimin devrilmesinden bu yana siyasi istikrarsızlık içinde.

Somali, bu yıl çatışmaların yanı sıra son 40 yılın en kötü kuraklığı nedeniyle de zor bir dönem yaşıyor. İklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alması beklenen Somali’nin, bu değişimin etkilerini gidermeye yönelik hazırlık yapma imkanı da bulunmuyor.

Dışişleri Bakanlığı, hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayımladı. ABD, Almanya ve Katar’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülke saldırıyı kınadı.

Paylaşın

10 Ülkede ‘Akut Açlık’ Çekenlerin Oranı Yüzde 123 Arttı

Somali, Haiti, Cibuti, Kenya, Nijer, Afganistan, Guatemala, Madagaskar, Burkina Faso ve Zimbabve’de yaklaşık 48 milyon kişinin akut açlık yaşadığı raporlara yansıdı. Bu ülkelerde akut açlık çekenlerin oranı 2016 yılında 21 milyondu.

Raporda, iklim değişikliğiyle artan felaketlerin “küresel eşitsizliğin vurucu bir göstergesi” olduğu ifade edildi. Öte yandan akut açlık yaşayan söz konusu 10 ülkenin, küresel karbon salımına etkisiyse yalnızca yüzde 0,13 oranında.

Raporda, BM’nin 49 milyar dolar insani yardım çağrısı yapıldığı hatırlatılarak, fosil yakıt şirketlerinin kârlarıyla bu miktarı 18 günde karşılayabileceğine dikkat çekildi.

Birleşik Krallık merkezli yardım kuruluşu Oxfam’ın raporunda, aşırı hava olaylarından etkilenen 10 ülkede son 6 yılda akut açlığın yüzde 123 arttığı belirtildi.

Raporda, Somali, Haiti, Cibuti, Kenya, Nijer, Afganistan, Guatemala, Madagaskar, Burkina Faso ve Zimbabve’de yaklaşık 48 milyon kişinin akut açlık yaşadığı ifade edildi. Söz konusu sayı 2016’da 21 milyondu.

Araştırmada, 48 milyon kişiden 18 milyonununsa açlıktan ölme sınırında olduğu belirtildi.

Çalışmada küresel açlığı yaratan unsurlar arasında, dünyadaki savaşlara ve ekonomik sorunlara ek olarak, iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı hava olaylarının da yer aldığı ifade edildi.

Oxfam Amerika’dan Lia Lindsey, Fransız haber ajansı AFP’ye açıklamasında, “Aşırı hava olaylarının etkileri halihazırda hissedilmeye başlandı” diyerek, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki (BMGK) ülkelere harekete geçme çağrısı yaptı.

Çalışmada, Somali’nin tarihinin en kötü kuraklıklarından biriyle mücadele ettiği ve ülkede en az 1 milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtildi.

Pakistan’da da 9 Eylül’de yaşanan yoğun muson yağışları nedeniyle oluşan selde ülkenin üçte biri sular altında kalırken, 1500 kişi hayatını kaybetti.

Raporda, iklim değişikliğiyle artan felaketlerin “küresel eşitsizliğin vurucu bir göstergesi” olduğu ifade edildi.

Ayrıca G20’de yer alan sanayileşmiş ülkelerin, dünyadaki karbon salımının 4’te üçünden daha fazlasını gerçekleştirdiğine dikkat çekildi. Öte yandan akut açlık yaşayan söz konusu 10 ülkenin, küresel karbon salımına etkisiyse yalnızca yüzde 0,13 oranında.

Oxfam Uluslararası’nın direktörü Gabriela Bucher, “Zengin ve çevre kirliliği yaratan ülkelerin liderleri, vadettikleri karbon salımı kesintilerini yerine getirmeli” dedi.

Bucher, bu ülkelerin düşük gelirli ülkelerdeki ekonomik kayıpları karşılaması gerektiğini de söyleyerek, “Bu hayır değil etik sorumluluktur” ifadelerini kullandı.

Raporda, BM’nin 49 milyar dolar insani yardım çağrısı yaptığı hatırlatılarak, fosil yakıt şirketlerinin kârlarıyla bu miktarı 18 günde karşılayabileceğine dikkat çekildi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Somali’yi Kuraklık Vurdu: Bir Milyon Kişi Evini Terk Etti

Doğu Afrika ülkesi Somali, son on yılın en kötü kuraklığı ile karşı karşıya. Birleşmiş Milletler (BM) ve Norveç Mülteci Konseyi (NRC), Somali’de kuraklık yüzünden 2021 yılı ocak ayından bu yana yaklaşık 1 milyon kişinin evini terk etmek zorunda kaldığını bildirdi.

Somali’de sadece, bu yıl içinde ülke içinde evini terk etmek zorunda kalanların sayısı ise 750 bine ulaştı. Gelecek aylarda bu ülkede açlık tehlikesi yaşayanların sayısının ise 7 milyona ulaşması bekleniyor.

NRC Somali Temsilcisi Muhammed Abdi, evini terk etmek zorunda kalanların sayısının bir milyona ulaşmasını “alarm verici işaret” olarak yorumlayarak, “Şu anda bütün ülkede kıtlık çekiliyor. Gittikçe daha fazla ailenin köylerinde su ve yiyecek olmadığı için her şeyden vazgeçmek zorunda kaldığını görüyoruz. Çok geç olmadan bu ülkeye mali yardımı artırmak için acil bir plana ihtiyaç var” dedi.

2021 ve 2022’de son 40 yılın en kurak dönemini yaşayan Somali’de küresel ısınma ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte artan gıda fiyatları, açlık sorununu daha fazla körüklüyor.

Dünya Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) geçen hafta yaptığı açıklamada, ülkedeki 8 bölgede eylül ayından bu yana kıtlık yaşandığı uyarasında bulundu.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Somali Temsilcisi Magatte Guisse, haziran ayında yaptığı açıklamada Somali, Kenya ve Etiyopya’da kuraklık yüzünden evlerini terk ekmek zorunda kalan 1.5 milyon kişi için acilen 42,6 milyon dolara ihtiyaç olduğunu bildirmişti.

Somali’de ülkenin neredeyse yüzde 90’ını kapsayan kuraklığın 4.5 milyon kişinin hayatını etkilediği düşünülüyor. En büyük nehir olan Juba Nehri’nin ise neredeyse tamamen kurumuş durumda olduğuna dikkat çekiliyor.

Kırsal bölgelerde köyler ve kasabalar terk ediliyor. Köylüler, hızla artan su ve gıda fiyatları yüzünden kentlere göç etmeye başlıyor.

Çok sayıda insan normal şartlarda gelir kaynakları olan hayvanlarıyla birlikte yola çıkıyor ama hayvanların birçoğu yolda ölüyor. Köylerde ise hareket edecek durumda olmayan yaşlılar yağmuru bekliyor veya gençlerin su getirmesini umuyor.

Kuraklık sadece Somali’yi değil, Afrika Boynuzu’nun tamamını ve kıtanın geri kalanının birçok bölgesini etkiliyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Afrika’da insanların yaklaşık yüzde 25’inin gıda güvenliği krizi yaşadığını bildiriyor.

Uzmanlar ise krizin Rusya-Ukrayna savaşı yüzünden gölgelendiğini, tüm desteğin Ukrayna’ya yöneldiği ve Afrikalıların unutulduğunu söylüyor.

Afrika’da çalışan insani yardım kuruluşları, bölgedeki destek faaliyetlerinin çok ciddi bir finansman krizinden etkilendiğini ve gerekli bütçenin yalnızca yüzde 3’üne ulaşabildiklerini ifade ediyor.

Kuraklık, çok sayıda ailenin bölünmesine neden oluyor. Erkekler kentsel alanlarda iş ararken kadınlar ve çocuklar yardım bulunan bölgelere yöneliyor.

İnsani yardım kuruluşları bu bölgelere yardım göndermek için çalışmalarına devam ediyor, ancak yeterli maddi desteğe ulaşamadıkları durumda önümüzdeki haftalarda devam edemeyeceklerini söylüyor.

Paylaşın