Finlandiya Başbakanı Marin: İsveç’le Aynı Zamanda NATO Üyesi Olmak İstiyoruz

Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile birlikte ortak bir açık oturuma katılan Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, ülkesinin NATO’ya İsveç ile aynı zamanda üye olma isteğini bir kez daha vurguladı.

Finlandiya Başbakanı Marin, Finlandiya ve İsveç hükümetlerinin, iki ülkenin NATO’ya eşzamanlı katılmasının “herkesin çıkarına” olduğu yönünde Türkiye ve Macaristan’a “açık mesaj” verdiğini belirtti.

Finlandiya’da dün parlamento NATO’nun kurucu anlaşmalarının onaylanması için 28 Şubat tarihinde oylama kararı almıştı. Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto parlamentonun kararına ilişkin “Bu bizim irademizin bir ifadesidir. Bu irademize yönelik göstereceği yaklaşım sadece ve sadece Türkiye’nin kendi elindedir” demişti.

Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine onay vermeme kararı alması durumunda da Finlandiya’nın NATO’ya katılabileceğini açıklayan Finlandiya Cumhurbaşkanı, “Adaylık başvurumuzu geri çekemeyiz, bunu yapmak da istemiyoruz” diye konuşmuştu.

Finlandiya’da 28 Şubat’ta NATO’nun kurucu anlaşmalarını onaylayacak yasanın parlamentodan geçmesine kesin gözüyle bakılıyor. Zira milletvekillerinin neredeyse tamamı adaylığa sıcak bakarken üyelik yarışında yasanın Finlandiya’yı İsveç’in bir adım önüne geçirecek olması da kabul edilmesini daha da mümkün kılıyor.

Geçen mayısta Finlandiya ve komşusu İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline tepki olarak ittifaka başvuruda bulunmuştu. Ancak Türkiye, İskandinav ülkelerini “terörist grupları barındırmakla” suçlayarak üyeliklerine karşı çıkmıştı.

Başından beri İsveç’in üyeliğine daha temkinli yaklaşan Türkiye, başkent Stockholm’da Kur’an yakma eylemine izin verilmesi sonrasında İsveç’e onayın mevcut koşullarda söz konusu olmayacağı, ancak Finlandiya’ya yeşil ışık yakılabileceği mesajı vermişti.

NATO şefi Jens Stoltenberg de, adaylıkların en kısa sürede onaylanması durumunda iki ülkenin NATO’ya eş zamanlı katılmasının “önem arzetmediğini” söylemişti.

Paylaşın

İsveç Ve Finlandiya’dan NATO Üyeliği Açıklaması: Birlikte Hareket Edeceğiz

İsveç’in başkenti Stockholm’de bir araya gelen Finlandiya ve İsveç’in Başbakanları Sanna Marin ve Ulf Kristersson, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliği sürecini birlikte yürütmeye kararlı olduklarını söylediler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Stockholm’de Kuran-ı Kerim’in yakılması ve yırtılması eylemlerinin ardından İsveç’in NATO üyeliğini desteklemeyeceklerini bildirmişti. Buna karşın Erdoğan Finlandiya’nın üyelik başvurusuna ise olumlu yaklaştıklarının sinyalini vermişti.

Finlandiya ve İsveç’in Başbakanları Sanna Marin ve Ulf Kristersson, Perşembe günü İsveç’in başkenti Stockholm’de bir araya geldi.

Görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen liderler, Türkiye’nin son dönemde İsveç’e yönelik itirazı ve Finlandiya’ya yeşil ışık yakmasına rağmen NATO üyeliği sürecini birlikte yürütmeye kararlı olduklarını söyledi.

Ocak ayında Türkiye’nin Stockholm’deki diplomatik temsilciliği önünde aşırı sağ görüşlü bir kişinin Kuran yakma eylemi, Türkiye ile İsveç arasındaki gerilimi tırmandırmış; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin İsveç’ten önce Finlandiya’nın NATO üyeliğini onaylayabileceğini söylemişti.

Ancak Finlandiya Başbakanı Marin, iki kuzey ülkesinin güvenliklerinin birbirlerine karşılıklı olarak bağlı olduğunu; bir ülkenin NATO üyesi olup diğerinin olmaması gibi bir durumun söz konusu olmayacağını söyledi: İsveç’in sınıftaki sorunlu çocuk gibi resmedildiği bu atmosferden, bu durumdan hoşlanmıyorum. Bence şu an durum bu değil. İki ülkenin NATO’ya birlikte olması herkesin çıkarına.

Finlandiya Başbakanı Marin ayrıca, “İsveç de NATO üyeliği için gerekli tüm şartları sağlıyor” diye ekledi.

İsveç Başbakanı Kristersson da, ülkesinin geçen yıl imzalanan mutabakata bağlı olduğunu ve buna aykırı bir adım atmadığını savundu. Kristersson, son yaşanan Kuran yakma eylemlerinin bu konuyla ilgisi olmadığını söyledi ve ekledi: Bu yola beraber çıktık ve üyelik yolculuğunu beraber sürdüreceğiz.

Türkiye’nin çekinceleri

Avrupa Birliği’nin (AB) iki İskandinav üyesi İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması üzerine geçtiğimiz yılın Mayıs ayında NATO’ya katılmak için başvurdu. NATO iki ülkeyi bünyesine almak istiyor ancak bunun için ittifak üyesi 30 ülkenin tamamının onayı gerekiyor.

Ancak Türkiye iki ülkenin NATO’ya katılmalarına çekince koymuş, bu tutumuna gerekçe olarak da iki ülkenin “teröristlerle mücadele konusunda yeterince kararlı olmamasını” göstermişti.

Son olarak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Stockholm’de Kuran-ı Kerim’in yakılması ve yırtılması eylemlerinin ardından İsveç’in NATO üyeliğini desteklemeyeceklerini bildirdi.

Buna karşın Erdoğan Finlandiya’nın üyelik başvurusuna ise olumlu yaklaştıklarının sinyalini verdi. Perşembe günü Fin gazetesi “Ilta-Sanomat” tarafından yayınlanan bir ankete katılanların çoğunluğu, İsveç’in başvurusunun onaylanmasının uzaması halinde Finlandiya’nın beklememesi gerektiğini savundu.

Şimdiye kadar 28 NATO ülkesi İsveç ve Finlandiya’nın başvurusuna onay verirken Türkiye ve Macaristan bu konuda henüz yeşil ışık yakmadı.

Paylaşın

Finlandiya Ve İsveç Liderlerinden Türkiye’ye ‘NATO’ Mesajı

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında, NATO askeri ittifakına eş zamanlı olarak katılmaya kararlı olduklarını söylediler.

Sanna Marin, NATO’ya katılım süreci ile ilgili konuştu ve Türkiye’nin endişelerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçen günlerde Prag’da görüştüğünü kaydetti. Marin, “Kendisi Finlandiya söz konusu olduğunda çok fazla soru olmadığını, ancak İsveç söz konusu olduğunda bazı sorular olduğunu ifade etti” dedi.

Sanna Marin, “NATO başvurularımız artık NATO üyesi ülkelerin tamamında onaylanmıştır. Hala onaylamayan iki ülke var, Macaristan ve Türkiye ve tabii ki Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya el ele katılması bizim için çok önemli, zira bu süreci bugüne kadar getirdik” diye konuştu.

İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle Mayıs ayında NATO’ya katılma başvurusunda bulunmuş, ancak bu iki ülkeyi PKK ve diğer terör gruplarının militanlarını barındırmakla suçlayan Türkiye’nin itirazlarıyla karşılaşmışlardı.

Geçen hafta göreve başlayan İsveç Başbakanı Kristersson da ülkesinin Finlandiya tarafından sürecin gerisinde bırakılmasından endişe duymadığını ve yakın gelecekte Ankara’da Erdoğan ile görüşeceğini söyledi.

Kristersson, “Her ülkenin bu konuda kendi kararını vermesi gerektiğine saygı duyuyoruz. Ama tabii ki İsveç ve Finlandiya mümkün olduğunca çabuk onaylanmasını istiyor. Bu çok açık. İşte bu nedenle geçen gün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir telefon görüşmesi yaptım ve Ankara’ya gitmeye ve daveti kabul etmeye hazır olduğumu söyledim. Bu davet üzerinde resmi olarak mutabık kalınır kalınmaz ve kesinleşir kesinleşmez, size bu seyahatle ilgili bilgi vermek üzere geri döneceğim” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin karar alma sürecinin İsveç ve Finlandiya için çok büyük önem taşıdığını ve işlerin bu şekilde yürümesine saygı duyduklarını kaydeden Ulf Kristerrson, “Ancak biz de üzerimize düşeni yapmak zorundayız ve yapıyoruz. Üçlü mutabakata göre sahip olduğumuz çok açık yükümlülükler dışında başka bir taviz verilmiyor. Bu da yeterince adil. Dolayısıyla İsveç’in yapması gerekenleri yerine getirmek için çok sıkı çalışıyoruz ve elbette bu yılın başlarında Madrid’de yapılan üçlü anlaşmadan bu yana neler başardığımızı, neler yaptığımızı çok detaylı bir şekilde rapor edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kristersson, “Türkiye’nin İsveç’in anlaşma çerçevesinde taahhüt ettiklerini yerine getirdiğine dair teyit alması tamamen meşrudur” dedi.

NATO Genel Sekreteri Türkiye yolcusu

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleriyle ilgili diplomasi trafiği hızlanırken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in 4 Kasım tarihinde Türkiye’yi ziyaret edeceği bildirildi. İsmi verilmeyen bir Türk yetkili, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada Stoltenberg’in 4 Kasım’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geleceğini belirtti.

Stoltenberg Çarşamba günü yaptığı açıklamada İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye ile “her düzlemde” yakın temas halinde olmasını memnuniyetle karşıladığını vurgulamış, kendisinin de kısa süre içinde İstanbul’da Erdoğan ile görüşmeyi planladığını söylemişti.

Erdoğan’a randevu talebinde bulunan İsveç’in yeni Başbakanı Kristersson’un da Türkiye’ye giderek Cumhurbaşkanı ile görüşmesi bekleniyor. AFP’ye konuşan Türk yetkili, Kristersson’un ziyareti için 8 Kasım tarihinin gündemde olduğunu belirtti. Kristersson’un ofisi ise AFP’nin konuyla ilgili sorusuna “Tarihi teyit edemiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor” yanıtını verdi.

Erdoğan bu hafta Kristersson ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, “Erdoğan’ın Kristersson’u Ankara’da misafir etmekten memnuniyet duyacağını ve İsveç hükümetiyle ikili ilişkileri her alanda ileriye taşımaya hazır olduklarını” söylediği bildirilmişti.

Türkiye’nin talepleri, İsveç’in attığı adımlar

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından uzun yıllardır uyguladıkları askeri tarafsızlık ilkesini terk eden İsveç ve Finlandiya, NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuştu. Türkiye, Haziran ayında Madrid’de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde imzalanan mutabakatla başvuru önündeki vetosunu geri çekmişti.

Ancak iki ülkenin üyelikleri için gerekli meclis onayı TBMM’den hala çıkmadı. Türkiye’nin mutabakattaki koşulları arasında “terör örgütlerine desteğin sonlandırılması, Türkiye’ye yönelik silah ihracat kısıtlamalarının kaldırılması ve iade taleplerinin karşılanması” öne çıkıyor.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği askeri operasyonlar nedeniyle İsveç’in 2019’da yürürlüğe koyduğu silah ihracat kısıtlamaları 30 Eylül’de kaldırılmıştı. İsveç, Ağustos ayında da dolandırıcılık suçundan hakkında Türkiye’de hapis cezası bulunan bir kişi için iade izni vermiş, ancak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Türkiye’ye adi suçluları iade ederek sözlerini yerine getirdiklerine inandıracaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar… İade kararı verdiği kişi terör suçlarıyla ilgili değil” açıklaması yapmıştı.

Paylaşın

Finlandiya: Türkiye’ye Sınır Dışı Edilmeler Konusunda Karar Yargıya Ait

PKK ile ilişkili kişileri sınır dışı etmeye yönelik talep alıp almadıkları konusunda değerlendirmede bulunan Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, “Bunlar siyasetçilerin vereceği kararlar değildir. Bu tür kararları kamu görevlileri ve yargı kurumları verir” dedi.

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Fransa’nın Strazburg kentindeki Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda yaptığı konuşmadan sonra AP Başkanı Roberta Metsola ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Sputnik’te yer alan habere göre, Marin, Finlandiya’nın NATO üyeliği başvurusu ve Türkiye ile ilişkileri hakkındaki bir soru üzerine, şu anda başvuruyla ilgili NATO üyesi ülkelerdeki onay süreçlerinin devam ettiğini hatırlatarak, şunları dile getirdi:

“Onay sürecinin tüm NATO ülkelerinde mümkün olan en hızlı şekilde ilerlemesini istiyoruz. Tabii Türkiye ile sık sık gündeme getirdikleri konuları görüşüyoruz ve üzerinde mutabık kaldığımız zeminde çalışıyoruz. Şu anda bir onay sürecinin ortasındayız ve olmayan sorunlar hakkında spekülasyon yapmam istemem.”

PKK ile ilişkili kişileri sınır dışı etmesine yönelik talep alıp almadıkları sorulan Marin, şu yanıtı verdi:

“Finlandiya için hukukun üstünlüğü çok önem taşımaktadır. Bu önem verdiğimiz bir değerdir. Bunlar siyasi kararlar değildir. Finlandiya’dan birilerinin sınır dışı edilip edilmemesini hükümette tartışmıyoruz. Bunlar siyasetçilerin vereceği kararlar değildir. Bu tür kararları kamu görevlileri ve yargı kurumları verir.”

‘Ukrayna, bizim desteğimizle kazanacak’

Marin, AP Genel Kuruluna hitabında da Avrupa’nın Ukrayna’daki durum, enerji piyasasındaki istikrarsızlık, enflasyon artışları, kuraklık ve yangınla kendini gösteren iklim değişikliği nedeniyle olağanüstü zamanlardan geçtiğini vurguladı.

Marin, “Putin savaşı kaybedecek. Ukrayna, bizim desteğimizle kazanacak” ifadesini kullandı. Ülkesinin Rus gazına büyük oranda bağımlı olmadığını, enerji çeşitliliğini sağladığını ancak AB düzeyinde çözümler gerektiğini iddia eden Marin, “Yaptırımlar sıradan Rus vatandaşının günlük hayatını etkileyecek düzeyde olmalı” dedi.

Marin, savaşın savunma sanayisi ve enerji bağımsızlığının önemini gözler önüne serdiğini kaydederek, şunları kaydetti: “İtiraf etmeliyiz ki Rusya’ya karşı çok naif bir tavır benimsedik ve beklentilerimizi Rusya’nın işleyişine dayandırdık. Sovyet yönetimi altında yaşamış Baltık’taki ve Polonyalı dostlarımızı dinlememiz gerekirdi.”

Paylaşın