AYM’den 10 Yıl Sonra Yaşam Hakkı İhlali Kararı

2011 yılında Mardin Nusaybin’de askerlerin düzenlediği bir operasyonda ellerinde hilti uzun namlulu silah sanılan işçilere ateş açılması sonucu bir işçi yaşamını yitirmişti, bir işçi de yaralanmıştı. Anayasa Mahkemesi 10 yıl sonra yaşam hakkı ihlali kararı vererek yeniden yargılanma yolunu açtı. 

İnşaat işçileri “terörist”; “Hilti” uzun namlulu silah sanıldı. Düzenlenen operasyonda bir işçi hayatını kaybederken, bir işçi yaralandı. Operasyona katılan güvenlik güçleri hakkında açılan dava cezasızlıkla sonuçlandı. Anayasa Mahkemesi; 10 yıl sonra “yaşam hakkı ihlal edildi” dedi. Yargılamanın yenilenmesine karar verdi. Hayatını kaybeden işçinin eşi ve yaralanan işçiye 175’er bin TL tazminat ödenmesi kararlaştırıldı.

Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberine göre; Olay 2011 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesi kırsalındaki bir köyde meydana geldi. Bir eve teröristlerin geldiği yönündeki ihbarı değerlendiren güvenlik güçleri operasyon düğmesine bastı. Söz konusu eve akşam saatlerinde baskın düzenlendi. Termal kameradan elinde uzun namlulu silah olduğu değerlendirilen iki şüpheliye ateş açıldı. Biri hayatını kaybederken, biri yaralandı.

Ancak; iki ismin evde tadilat yapan işçiler olduğu, ellerinde bulunan ve silah olarak değerlendirilen şeyin ise Hilti olduğu ortaya çıktı. Olaya dair soruşturma başlatıldı. Savcılık; köylülerin ve tim görevlilerinin ifadesini aldı. Operasyon timinin komutanı; termal kamera görüntülerinden Hilti’nin silah olarak görüldüğü ifade etti. Kendilerine bölgeden ateş açıldığını savunan tim komutanı, bu nedenle karşılık verilmek durumunda kalındığını söyledi.

Ancak soruşturmasını tamamlayan Savcılık; 5 tim görevlisi hakkında “taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan dava açtı. Yargılama 2016 yılında tamamlandı. Mahkeme, “güvenlik güçleri Hilti’yi silah sanıp hataya düştü” diyerek; ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Bu karar istinaf tarafından da onaylandı.

AYM’den 10 yıl sonra ihlal kararı

Bu gelişme üzerine saldırıda hayatını kaybeden işçinin eşi ve yaralı kurutulan işçi Anayasa Mahkemesi’nin kapısını çaldı. Yüksek Mahkeme “yaşam hakkının usul boyutu ihlal edildi” dedi. Yeniden yargılama yapılmasına hükmetti. Ayrıca başvuruculara 175’er bir TL tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

AYM kararında; davanın makul bir özen ve süratle yürütülmediği vurgulandı. Bu durumun; benzer yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesinde sahip olunan önemli rolün zarar görmesine neden olabileceği kaydedildi.

Paylaşın

Mardin: Mor Evgin (Augen) Manastırı

Mor Evgin (Augen) Manastırı; Mardin’in Nusaybin İlçe merkezinin 25 km uzaklığındaki Bagok (Tuz İzla) dağında yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

800 metre rakımda yer alan manastır,  milattan sonra 363 yılında inşaa edilmiştir. 1700 yıllık Mor Augin Süryani Manastırı iki yıl önce ibadete açıldı.

Mor Augin Manastırı’nda iki rahip görev yapmaktadır. Manastır yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağındadır.

Kurulduğu yıllarda 340’tan fazla rahibin görev yaptığı, rahiplerin ve azizlerin yetiştiği Süryani cemaatinin en önemli manastırı olan Mor Augin, Süryani cemaati için ikinci Kudüs olarak biliniyor.

Paylaşın

Mardin: Marin Merdis Kalesi

Marin Merdis Kalesi; Mardin’in Nusaybin ilçesinin 15 km. kuzeydoğusunda yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Kale, eski Merdis kentinin üzerindeki kayalık alanda yapılmıştır. Kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamakla beraber, duvar işçiliğinden Bizans döneminde yapıldığı veya onarıldığı anlaşılmaktadır.

Kalenin çevresi 1.500 m. genişliğinde olup, 12 kule ve burçla desteklenmiştir. Güneyde demir bir kapısı bulunmaktadır. Kalenin sur ve burçları iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir.

Kalenin doğusunda Merdis Kralının şatosu yer almaktadır. Kayalar üzerindeki bu şato 5.00×18.00 m. ölçüsünde olup, derinliği de 5.00 m.dir. Şatonun altında ayrıca kayalara oyulmuş mahzenler ve bir sarnıç vardır.

Paylaşın

Mardin: Aznavur Kalesi

Aznavur Kalesi; Mardin Nusaybin İlçesinin 14 km. kuzeydoğusunda yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Geniş bir vadi üzerindeki bu kale Hamdan Bin A1 Hasan Hasır Al-davla Bin Abdullah Bin Hamdan tarafından 970 yılında yaptırılmıştır.

Kale yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, doğudan batıya 400 m. uzunluğundadır. Genişliği ise 30-60 m. arasında değişmektedir. Üzerinde kurulduğu düzlük alan doğuda 800 m., batıda da 300 m. yüksekliğindedir.

Kalenin güneydeki kapısı dışında başka bir girişi bulunmamaktadır. Kalenin 14 burcu ile 2 gözetleme kulesi bulunmaktadır. Bunlardan Suriye Ovası’na hâkim olan kule iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir.

Paylaşın

Mardin: Rahabdium (Hafemtay) Kalesi

Rahabdium (Hafemtay) Kalesi; Mardin’in Nusaybin İlçesinin 20 km. kuzeydoğusunda, Suriye sınırına yakın bir tepe üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Kale, MS.II.yüzyılda Romalılar tarafından yaptırılmıştır. Doğusundaki Nusaybin-Midyat kervan yolunu kontrol altında tutmak amacıyla yapılmıştır. Ayrıca Suriye’den gelecek Arap akınlarına karşı karakol görevini de üstlenmiştir. Tarihi kaynaklardan öğrenildiğine göre Araplar ile Romalılar arasında sürekli savaşlar bu kale için yapılmıştır.

Kale yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, güneyden kuzeye kadar uzanan sur duvarları 14 burç ve 2 gözetleme kulesi ile desteklenmiştir. Uzunluğu 1.500 m.yi bulan surların yüksekliği 10 m., burç ile gözetleme kulelerinin yüksekliği de 20 m. yi bulmaktadır. Kalenin güney yönünden tek bir girişi vardır. Kale içerisinde su sarnıçları, erzak depoları, mahzenleri ve ne oldukları anlaşılamayan yapı temel kalıntıları bulunmaktadır.

Paylaşın

Mardin: Haytam Kalesi

Haytam Kalesi; Mardin’in Nusaybin İlçesi Günyurdu ve Dibek köyleri arası yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

eniz seviyesinden 1.254 m. yükseklikteki İzlo Dağı’nın doğusunda bulunan bu kale, MS.351 yılında Büyük Constantinius’un oğlu Custas tarafından yaptırılmıştır.

Kalenin yakınında Deyrul Umur Manastırı bulunmaktadır. Kale Akkoyunlular ile Bizanslılar arasında birkaç kez el değiştirmiş, 1462’de de Uzun Hasan tarafından ele geçirilmiştir.

Yöresel kesme taş ve moloz taştan yapılan kale günümüze harap bir durumda gelebilmiştir. Planı ve duvar işçiliği günümüze gelen kalıntılarından tam olarak anlaşılamamaktadır.

Paylaşın

Mardin: Yeni Kale (Saçlı Ali)

Yeni Kale (Saçlı Ali); Mardin’in Nusyabin İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Midyat-Nusaybin kervan yolu üzerindeki boğazın dar geçidinde, dağın bittiği yerde, derin vadide, tek parça bir kayalık düzlükte kurulan bu kaleyi Bizans İmparatoru II.Constantinius’un emri ile Dimitrios yaptırmıştır.

Kaleye halk arasında yakıştırılan Saçlı Ali isminin nereden kaynaklandığı bilinmemektedir. Kale Midyat-Nusaybin kervan yolunu kontrol amacıyla kayalık bir alanda yapılmıştır.

Kale oldukça geniş bir alana yayılmış olup, çevresi 1.000 m.yi bulmaktadır. Oturma odaları, su sarnıçları, kuleleri ve burçları vardır.

Paylaşın

Mardin: Sirvan Kalesi

Sirvan Kalesi;  Mardin’in Nusaybin İlçesi, Turgutlu ile Değirmencik Köyleri arasında yer almaktadır.

Kaleye, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kale, V. yüzyılda Sasaniler tarafından Bizanslılara karşı korunmak amacı ile yapılmıştır.

Kale kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Günümüzde harap bir durumda olduğundan ve kalede yeterince bir araştırma yapılmadığından planı ve yapı şekli hakkında bilgiler yetersizdir.

Paylaşın

Mardin: Zeynel Abidin Camii ve Türbesi

Zeynel Abidin Camii ve Türbesi; Mardin’in Nusaybin İlçesi, Mor Yakup Mahallesi, Zeynel Abidin Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Zeynelabidin Camii külliyesiyle ilgili Müze arşivinde yapılan incelemede, Camiinin 1991 yılında külltür varlığı olarak tescil edilerek koruma altına alındığı anlaşılmıştır. Zeynelabidin Camii Külliyesi: Cami, minare, iki türbe: Zeynelabidin ve onun kız kardeşi Sitti Zeynep Türbeleri, Şadırvan, Medrese odaları (günümüzde, Kız öğrenci Kuran Kursu),Mezarlık alanı ve yeni abdesthane yapılarından müteşekkildir.

Türbe üzerindeki kitabeye göre yapı hicri altıncı yüzyıl- miladi 12. yüzyılda yapılmıştır. Külliye yapı olarak bahçeli açık avlulunun içerisinde şekillenmiş olup; genel olarak L plan şemasında kesme taş malzemeyle inşa edilmiştir. Avlunun doğu kısmındaki minare 1956 yılında yapılmıştır. Kuzeyden giriş yapılan, Cami harim mekânı kare planda olup kalınpayelerle destekli çapraz tonozla örtülmüştür.

Caminin mermer mihrap ve minberi yeni yapıdır. Yapı sonraki dönemlerde onarılmış ve bu onarımlarla revaklı son cemaat mekânının üzerinde bayan ibadet mahfili eklenmiştir. Cami ibadet mekânının güney batı köşesinde taş basamakla inilen ve kubbe ile örtülü kare planlı mekânda: Hazreti Muhammedin (s.a.v) ehli beytinden hazreti Hüseyin’e 13. Kuşaktan torun olan Molla Zeynelabidin Türbesi yer almakta olup; türbenin batı bitişiğinde ise Zeynelabidirıin kız kardeşi: Seyyidete Sitti Zeynep Türbesi mevcuttur.

Söz konusu mezarlar kubbe ile örtülü sanduka tipli olup; üzerleri Arapça ayet yazılı yeşil örtüyle kaplanmıştır. Türbe kapısı üzerindeki Arapça kitabede yapının hicri 553 yılında inşa edildiği yazılıdır. Bu hicri yıl, miladi 1159 yılına denk gelmektedir; böylece Külliye yapısı miladi 12. Yüzyıla tarihlenmektedir. Ayrıca Sitti Zeynep türbesinin cephesindeki başka bir onarım kitabesinde miladi: 1821 tarihi okunmaktadır.

Külliyenin batı kısmı eskiden medrese iken günümüzde Kız Kuran Kursu ve Türbe ziyaret mekânlarındarı müteşekkildir, bu bölümlerin batısında ise yeni abdest mekanları mevcuttur. Avlunun kuzey kesimi bahçe ile çevrelenmiştir. Avlunun batı köşesinde abdest şadırvanı yer almaktadır. Caminin doğu ve güney cephelerinde büyük mezarlık alanı mevcut olup; doğu bitişiğindeki süslemeli (sarıklı) taş sanduka tipli mezarlar Tayyi aşireti şeyhlerine ait olup; 19. yüzyıl geç Osmanlı dönemine tarihlenmektedir. Diğer mezarlar ise günümüze aittir.

Ayrıca Müze arşivinde bu mezarlıkla ilgili herhangi bir tescil kaydı bulunmamaktadır. Zeynelabidin Camii Külliyesinin doğu avlu cephesi bitişiğinde ise miladi: 4.yüzyıla tarihlenen Mor Yakup Kilisesi (Manastır) yer almaktadır. Günümüzde iki yapı Cami ve Kilise arası tek avlu olarak birleştirilmiş ve kilise tarafı kazısı tamamlanmıştır. Söz konusu alan ve yapıların Bakanlığımız tarafından kültür inanç parkı olarak turizme açılması planlanmaktadır.

Paylaşın

Mardin: Mor Yakup Manastırı

Mor Yakup Manastırı; Mardin’in Nusaybin İlçesi, Mor Yakup Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Mor Yakup Manastırı MS 419’da Aziz Yakup (Mor Yakup) adına inşa edilir. Mor Yakup MS 330 yılında Mısır’da doğmuş ve İskenderiye’de küçük bir manastırda rahip olmuştur. Mısır’dan deniz yoluyla Tarsus’a oradan da Diyarbakır’a gelir.

Daha sonra Turabdin’deki Şiluh (Salıh) köyüne yerleşir. Hayatı hastalara şifa vermek, sakat ve topalları iyileştirmek, bir haftalık bebeği konuşturmak gibi mucizelerle geçen Mor Yakup daha sonraları azizlik mertebesine yükselmiştir.

Daha eski çağlarda, bugün Mor Yakup Manastırının bulunduğu yerde Pers döneminden kalma bir mabet olduğu bilinmektedir. Binanın etrafını dolaşırsanız, eski kemerlerin kalıntılarını görebilirsiniz.

MS 4’ncü yüzyılın sonlarında Pers komutanı mabede tanrılara kurbanlar sunmak için gelir ama orada Mor Bar Şabo ve 11 öğrencisini şehit eder. Mor Yakup buraya yerleşir ve hastalara şifa verir. Mor Yakup MS 421’de ölür. Öğrencisi Mor Daniel burada tek başına kalır. Zaman içinde manastıra yüzlerce rahip yerleşir.

Manastırı büyütmek gerekir. 5’nci yüzyılın sonlarına doğru Mor Daniel de ölür ve 6’ncı yüzyılın başında, 508-510 yıllarında çilekeş Mor Yakup adına büyük bir kilise inşa edilir. Tüm bu inşa işleri Başrahip Teofil başkanlığında yapılır. 7’nci yüzyılın başlarına kadar bu kilise sağlam kalmıştır.

Mezbah kapısının üstündeki kitabede çoğunluğu köy halkından olan ve manastıra bağış yapanların ve yaptıkları bağışların listesi bulunmaktadır. Manastırdaki kitabelerde de 770-1364 yılları arasında bu manastırda ölen rahip, keşiş, patriklerin ve diğer din adamlarının adları bulunmaktadır.

Mor Yakup Manastırı 8’nci yüzyılda Metropolitlik merkezi, 1364-1839 yılları arasında da Turabdin bölgesi için Patriklik makamı olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’na kadar faal durumda olan manastır 1965 yılına kadar sahipsiz kalır. 1965’te rahip Yakup Tekin Episkopos Mor Iyawennis Efrem Bilgiç tarafından manastıra atanır.

Paylaşın