Uluslararası Basın Özgürlüğü Ve Gazetecilik Kuruluşlarından Türkiye’ye Eleştiri

Türkiye’de temaslarda bulunan beş uluslararası basın özgürlüğü ve gazetecilik kuruluşu, temaslarının ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin basın özgürlüğü krizinin geçtiğimiz yıl daha da derinleştiği” ifadelerine yer verildi ve eklendi:

“Gazetecilerin keyfi tutukluluk ve kovuşturma dahil olmak üzere, mesleki faaliyetlerinden ötürü ağır tehditlerle karşı karşıya kaldığı ve basına yönelik saldırı ve tehditlerden sorumlu olanlara karşı cezasızlığın artarak devam etti.”

Açıklamada ayrıca, “Gazetecilerin fiziksel güvenliği ciddi bir endişe konusu olmaya devam ediyor. Heyet, gazetecilerle yaptığı görüşmelerde, muhabirlerin güvenliğini tehdit eden birçok endişe verici örnekle karşılaştı ve yetkililerin bazı durumlarda etkili bir soruşturma yürütme ve güvenlik önlemleri sağlama görevlerini yerine getirmek yerine bu tehditlere göz yumduklarını gördü” denildi.

Açıklamanın devamında, siyasetçiler, hükümet yetkilileri ve mahkemelerin, eleştirel gazeteciliği “terör propagandası”, dezenformasyon veya ulusal güvenliğe tehditle eş tutmaya devam ettiği vurgulanırken, bu durumun “gazetecilerin fiziksel ve yasal savunmasızlığını daha da artırdığını” belirtildi.

Türkiye’yi ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulunan beş uluslararası basın özgürlüğü ve gazetecilik kuruluşu misyonunu tamamlamasının ardından bir açıklama yayınladı.

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve IPI Türkiye Ulusal Komitesi öncülüğünde Türkiye’ye gelen heyette yer alan Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Transavrupa Balkanlar ve Kafkasya Gözlemevi (OBCT) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütlerinin temsilcileri tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye’nin basın özgürlüğü krizinin geçtiğimiz yıl daha da derinleştiği. Gazetecilerin keyfi tutukluluk ve kovuşturma dahil olmak üzere, mesleki faaliyetlerinden ötürü ağır tehditlerle karşı karşıya kaldığı ve basına yönelik saldırı ve tehditlerden sorumlu olanlara karşı cezasızlığın artarak devam ettiği” ifade edildi.

Bu yıl yapılan TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, Türkiye’de basın özgürlüğü açısından herhangi bir rahatlama görülmediği belirtilen açıklamada, “Aksine, gelecek yıl yapılacak yerel seçimler öncesinde eleştirel gazeteciler üzerindeki baskı artmaya devam ediyor. Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremler sırasında yerel medyanın özellikle hedef alınması, yetkililerin haber ve bilgi akışını kontrol etmeye yönelik çabalarının açık bir örneğiydi” denildi.

Türkiye’deki temasları esnasında gazetecilik kuruluşları, sivil toplum grupları, Anayasa Mahkemesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu gibi kişi ve kurumlarla görüşen uluslararası gazetecilik kuruluşu üyeleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrasi ve İlerleme Partisi (DEVA), Emek Partisi (EMEP) ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSP) milletvekilleriyle de bir araya geldi.

Uluslararası heyetin, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile görüşme talebi ise yanıtsız kaldı.

Heyetin açıklamasında, “Temel hakların ve hukukun üstünlüğünün korunmasından ve ülkede medya özgürlüğü ve medyada çok sesliliğin sağlanmasından sorumlu görevliler ve kamu makamlarıyla diyalog kurma fırsatı bulamamaktan üzüntü duyulduğu” dile getirildi.

Heyet, bu yıl yapılan ziyaretlerin öne çıkan başlıklarından birinin dezenformasyon yasası olduğunu, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun AKP’li başkanı tarafından geçn yıl, dezenformasyon yasasının gazetecileri cezalandırmak için kullanılmayacağı konusunda kendilerine güvence verildiğini, ancak geçen süreçte başta deprem haberleriyle ilgili olmak üzere, en az 20 gazetecinin dezenformasyon yasasına dayanılarak hedef alındığını ve bunlardan üçünün hapse atıldığını aktardı.

Beş basın özgürlüğü ve gazetecilik kuruluşunun açıklamasında, “Gazetecilerin fiziksel güvenliği ciddi bir endişe konusu olmaya devam ediyor. Heyet, gazetecilerle yaptığı görüşmelerde, muhabirlerin güvenliğini tehdit eden birçok endişe verici örnekle karşılaştı ve yetkililerin bazı durumlarda etkili bir soruşturma yürütme ve güvenlik önlemleri sağlama görevlerini yerine getirmek yerine bu tehditlere göz yumduklarını gördü” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın devamında, siyasetçiler, hükümet yetkilileri ve mahkemelerin, eleştirel gazeteciliği “terör propagandası”, dezenformasyon veya ulusal güvenliğe tehditle eş tutmaya devam ettiğini vurgulayan heyet, bu durumun “gazetecilerin fiziksel ve yasal savunmasızlığını daha da artırdığını” belirtti.

Bir sonraki yerel seçimlerin önümüzdeki yıl Mart ayında yapılmasının planlandığını hayırlatan heyet, “Bağımsız haber ve bilginin serbest dolaşımı tüm demokratik seçimler için hayati bir koşul” ifadesini kullanarak, Türk hükümetini, “Özellikle seçim döneminde gazetecilerin işlerini tehditlere ve ihlallere maruz kalmadan yapabilmelerini güvence altına almaya” davet etti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir