Türkiye’de 57 Gazeteci Tutuklu, 280 Gazeteci Yargılanıyor

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, 2023 yılında sansürden haber takibinin engellenmesine, tutuklamalardan basın ve medya organlarına yönelik baskılara kadar tüm engellemelere rağmen, gazetecilerin karşı karşıya kaldıkları saldırılara karşı direndiğini söyledi ve ekledi:

“Başta özgür basın emekçileri olmak üzere onurlu gazeteciler bu saldırılar karşısında kalemi, fotoğraf makinesi ve kamerasını hakikatten yana tutarak gerçeğin karartılamayacağını ortaya koydu.”

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) kuruluşunun 4’üncü yılında 2023 yılı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Dernek binasında yapılan açıklamanın Kürtçesini Hakkı Boltan, Türkçesini ise DFG Eşbaşkanı Serdar Altan okudu. Raporda, 2023 yılında yaşanan hak ihlallerine yer verilerek, mücadele ve dayanışmanın önemine işaret edildi.

Bugün aynı zamanda kuruluş yıldönümleri olduğunu dile getiren ve kuruldukları günden bu yana gazetecilere yönelik haksızlıklara ve baskılara karşı mücadele edildiğini dile getiren Altan, 4 yılda önemli çalışmalara imza atıldığını belirtti.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; 2023 yılı için de kara bir tablonun oluştuğunu ifade eden Altan, “Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (IFJ) 31 Aralık’ta yaptığı açıklamaya göre, 2023 yılında 11’i kadın 120 gazeteci ve medya çalışanı öldürüldü. Federasyon, bu yıl dünya çapında öldürülen gazetecilerin ve medya çalışanlarının yüzde 68’inin Gazze’de öldürüldüğünü kaydetti. Gazze’deki savaş sonucunda 75 Filistinli, 4 İsrailli, 3 Lübnanlı gazeteci öldürüldü. Suriye’de ise 3 gazeteci cinayeti işlendi. KDP asayişi tarafından 25 Ekim’de alıkonulan Rojnews editörü Silêman Ehmed’ten ise 72 gündür haber alınamıyor” dedi.

Türkiye’de her yıl olduğu gibi 2023 yılında da gazetecilere yönelik şiddet ve baskı tutumundan vazgeçilmediğini altını çizen Altan, şunları söyledi: “Deprem gibi büyük bir krizin yaşandığı zamanlarda bile depremi sahada takip eden meslektaşlarımız defalarca kolluk kuvvetleri tarafından engellendi. Onlarca gazeteciye deprem merkezli yaptıkları haberlerden ötürü soruşturmalar açıldı. Kriz anlarında toplumun ihtiyacı olan doğru ve faydacı gazetecilik iktidar eliyle engellenerek, insanların haber alma hakkı da bu şekilde yok sayıldı. Bu vesileyle geçtiğimiz yıl yaşanan Şubat depremlerinde alınmayan önlemlerden ötürü hayatını kaybeden 25 basın emekçisi arkadaşımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.”

Yıl içerisinde onlarca gazetecinin soruşturmalara, gözaltılara, haksız hukuksuz tutuklamalara maruz kaldığına da dikkat çeken Altan, “8 Haziran 2022 tarihinde Diyarbakır merkezli soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan 16 Kürt gazeteci, 13 ay boyunca cezaevinde tutuldu. 25 Ekim 2022 tarihli Ankara merkezli soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan ve ilk duruşmada serbest bırakılan 9 Kürt gazeteci de benzer bir şekilde zulme tabi tutuldular. Aynı şekilde 25 Nisan ve 29 Nisan 2023 tarihinde iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alının gazeteciler, aylarca hapiste tutuldular.

Bu gazeteciler içerisinde yer alan Eşbaşkanımız Dicle Müftüoğlu halen hukuksuz bir şekilde hapiste tutulmaktadır. Tüm bu örnekler ile birlikte 2023 yılında Türkiye, gazeteci tutuklamakta bir ilke de imza attı. ‘Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’le suçlanarak gözaltına alınan 5 gazeteci arasında yer alan Fırat Can Arslan, 1991 tarihli TMK 6/1’den tutuklanan ilk gazeteci oldu. Yine Gerçek Gündem editörü Furkan Karabay, ‘Terörle mücadelede görev almış kişiyi hedef gösterme’ ve ‘İftira’ suçlamalarıyla yılın son günlerinde tutuklandı” diye belirtti.

“Sansür yasası devrede”

2022 yılının en tartışmalı yasalarından biri olan ve “sansür yasası” olarak bilinen 7418 sayılı dezenformasyon yasasının amaç dışı kullanıldığına da tanıklık edildiğini vurgulayan Altan, bu yasadan tutuklanan ilk gazetecinin de Sinan Aygül olduğunu belirtti. Yine aynı yasa gerekçesiyle gazeteci Tolga Şardan, editör Dinçer Gökçe ve muhabir Cengiz Erdinç’in gözaltına alındığını, gazeteci Şardan’ın tutuklandığını hatırlatan Altan, “Yasanın yürürlüğe girişinin birinci yılında en az 26 gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı. Toplamda 29 vaka kayıtlara geçti. Tüm bu yaşananlara baktığımızda 2023 yılında gazetecilerin mesailerinin büyük bölümünü adliyede geçirdiğini görmekteyiz. Şöyle ki; bir yıl içerisinde 280 gazeteci en az 821 kez hakim karşısına çıktı” diye belirtti.

2023 yılında onlarca kez gazetecilerin haber takibinin engellendiğini ve saldırıya uğradığını ifade eden Altan, “Bitlis’in Tatvan ilçesinde gazetecilik yapan ve belediyedeki usulsüzlük iddialarını yazan gazeteci Sinan Aygül, Tatvan Belediye Başkanı Emin Geylani’nin korumalığını yapan polis memuru ve belediye çalışanının saldırısına uğradı. Verilerde de aktaracağımız üzere yıl içerisinde çok sayıda internet sitesi kapatılırken binlerce habere ve sanal medya içeriğine erişim engeli getirildi” dedi.

2023 yılında sansürden haber takibinin engellenmesine, tutuklamalardan basın ve medya organlarına yönelik baskılara kadar tüm engellemelere rağmen, gazetecilerin karşı karşıya kaldıkları saldırılara karşı direndiğini aktaran Altan, “Başta özgür basın emekçileri olmak üzere onurlu gazeteciler bu saldırılar karşısında kalemi, fotoğraf makinesi ve kamerasını hakikatten yana tutarak gerçeğin karartılamayacağını ortaya koydu. Yeni yıla girdiğimiz şu günlerde 2024 yılının başta derneğimizin Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu olmak üzere tüm gazetecilerin özgür olduğu, güvenli bir ortamda mesleğini icra ettiği bir yıl olması dileğiyle” diyerek, sözlerini noktaladı.

DFG tarafından 2023 yılında yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporun detaylarında ise şu veriler yer aldı: “ 36 gazeteci saldırıya uğradı, 43 gazetecinin evi basıldı, 119 gazeteci gözaltına alındı, 36 gazeteci tutuklandı. Yıl içerisinde 64 gazeteci kötü muameleye maruz kalırken, 38 gazeteci tehdit ve ajanlık dayatmasına, 110 gazeteci de haber takibinde engellemelerle karşılaştı. 37 gazeteci cezaevinde ihlallere maruz kaldı.”

Yine Gazeteciye yönelik düşünce ve ifade özgürlüğü İhlalleri kapsamında şu veriler paylaşıldı: 75 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. 66 gazeteci hakkında dava açılırken, 44 gazeteci ceza aldı. Toplamda gazetecilere 48 yıl 9 ay 14 gün hapis, 147 bin 486 TL para cezası verildi. 280 gazetecinin yargılaması devam ederken, gazeteciler 821 kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu gazeteci sayısı (04 Ocak 2024 itibariyle) 57, işine son verilen gazeteciler 58, RTÜK 68 yayına 84 ceza verdi, 112 habere yayın yasağı getirildi. 83 internet sitesi kapatılırken, 7 bin 106 habere erişim engeli getirildi, 3 bin 761 sosyal medya içeriğine engel. “

Paylaşın

Uluslararası Basın Özgürlüğü Ve Gazetecilik Kuruluşlarından Türkiye’ye Eleştiri

Türkiye’de temaslarda bulunan beş uluslararası basın özgürlüğü ve gazetecilik kuruluşu, temaslarının ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin basın özgürlüğü krizinin geçtiğimiz yıl daha da derinleştiği” ifadelerine yer verildi ve eklendi:

“Gazetecilerin keyfi tutukluluk ve kovuşturma dahil olmak üzere, mesleki faaliyetlerinden ötürü ağır tehditlerle karşı karşıya kaldığı ve basına yönelik saldırı ve tehditlerden sorumlu olanlara karşı cezasızlığın artarak devam etti.”

Açıklamada ayrıca, “Gazetecilerin fiziksel güvenliği ciddi bir endişe konusu olmaya devam ediyor. Heyet, gazetecilerle yaptığı görüşmelerde, muhabirlerin güvenliğini tehdit eden birçok endişe verici örnekle karşılaştı ve yetkililerin bazı durumlarda etkili bir soruşturma yürütme ve güvenlik önlemleri sağlama görevlerini yerine getirmek yerine bu tehditlere göz yumduklarını gördü” denildi.

Açıklamanın devamında, siyasetçiler, hükümet yetkilileri ve mahkemelerin, eleştirel gazeteciliği “terör propagandası”, dezenformasyon veya ulusal güvenliğe tehditle eş tutmaya devam ettiği vurgulanırken, bu durumun “gazetecilerin fiziksel ve yasal savunmasızlığını daha da artırdığını” belirtildi.

Türkiye’yi ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulunan beş uluslararası basın özgürlüğü ve gazetecilik kuruluşu misyonunu tamamlamasının ardından bir açıklama yayınladı.

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve IPI Türkiye Ulusal Komitesi öncülüğünde Türkiye’ye gelen heyette yer alan Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Transavrupa Balkanlar ve Kafkasya Gözlemevi (OBCT) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütlerinin temsilcileri tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye’nin basın özgürlüğü krizinin geçtiğimiz yıl daha da derinleştiği. Gazetecilerin keyfi tutukluluk ve kovuşturma dahil olmak üzere, mesleki faaliyetlerinden ötürü ağır tehditlerle karşı karşıya kaldığı ve basına yönelik saldırı ve tehditlerden sorumlu olanlara karşı cezasızlığın artarak devam ettiği” ifade edildi.

Bu yıl yapılan TBMM ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, Türkiye’de basın özgürlüğü açısından herhangi bir rahatlama görülmediği belirtilen açıklamada, “Aksine, gelecek yıl yapılacak yerel seçimler öncesinde eleştirel gazeteciler üzerindeki baskı artmaya devam ediyor. Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremler sırasında yerel medyanın özellikle hedef alınması, yetkililerin haber ve bilgi akışını kontrol etmeye yönelik çabalarının açık bir örneğiydi” denildi.

Türkiye’deki temasları esnasında gazetecilik kuruluşları, sivil toplum grupları, Anayasa Mahkemesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu gibi kişi ve kurumlarla görüşen uluslararası gazetecilik kuruluşu üyeleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrasi ve İlerleme Partisi (DEVA), Emek Partisi (EMEP) ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSP) milletvekilleriyle de bir araya geldi.

Uluslararası heyetin, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile görüşme talebi ise yanıtsız kaldı.

Heyetin açıklamasında, “Temel hakların ve hukukun üstünlüğünün korunmasından ve ülkede medya özgürlüğü ve medyada çok sesliliğin sağlanmasından sorumlu görevliler ve kamu makamlarıyla diyalog kurma fırsatı bulamamaktan üzüntü duyulduğu” dile getirildi.

Heyet, bu yıl yapılan ziyaretlerin öne çıkan başlıklarından birinin dezenformasyon yasası olduğunu, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun AKP’li başkanı tarafından geçn yıl, dezenformasyon yasasının gazetecileri cezalandırmak için kullanılmayacağı konusunda kendilerine güvence verildiğini, ancak geçen süreçte başta deprem haberleriyle ilgili olmak üzere, en az 20 gazetecinin dezenformasyon yasasına dayanılarak hedef alındığını ve bunlardan üçünün hapse atıldığını aktardı.

Beş basın özgürlüğü ve gazetecilik kuruluşunun açıklamasında, “Gazetecilerin fiziksel güvenliği ciddi bir endişe konusu olmaya devam ediyor. Heyet, gazetecilerle yaptığı görüşmelerde, muhabirlerin güvenliğini tehdit eden birçok endişe verici örnekle karşılaştı ve yetkililerin bazı durumlarda etkili bir soruşturma yürütme ve güvenlik önlemleri sağlama görevlerini yerine getirmek yerine bu tehditlere göz yumduklarını gördü” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın devamında, siyasetçiler, hükümet yetkilileri ve mahkemelerin, eleştirel gazeteciliği “terör propagandası”, dezenformasyon veya ulusal güvenliğe tehditle eş tutmaya devam ettiğini vurgulayan heyet, bu durumun “gazetecilerin fiziksel ve yasal savunmasızlığını daha da artırdığını” belirtti.

Bir sonraki yerel seçimlerin önümüzdeki yıl Mart ayında yapılmasının planlandığını hayırlatan heyet, “Bağımsız haber ve bilginin serbest dolaşımı tüm demokratik seçimler için hayati bir koşul” ifadesini kullanarak, Türk hükümetini, “Özellikle seçim döneminde gazetecilerin işlerini tehditlere ve ihlallere maruz kalmadan yapabilmelerini güvence altına almaya” davet etti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın