En Uzun Oy Pusulası İstanbul’da, En Kısa Oy Pusulası Hakkari’de

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere günler kalırken, oy pusulaları Ankara’da basılmaya başlandı. En uzun oy pusulası İstanbul’da olacak. En kısa oy pusulası ise Hakkari’de olacak.

31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri’ne katılabilecek siyasi partilerin adayları ve bağımsız adaylara ilişkin kesin listeler, il ve ilçe seçim kurullarınca 3 Mart’ta ilan edildi.

TRT Haber’den Yiğit Can Karatepe’nin haberine göre; Oy pusulaları Ankara’da basılmaya başlandı. En uzun oy pusulası 97 santimetre ile İstanbul’da olurken, en kısa oy pusulası ise Hakkari’de oldu.

İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İl Seçim Kurulu da kesin aday listesini askıya çıkardı. Buna göre, 22 partili, 27 bağımsız olmak üzere 49 aday İBB başkanlığı için yarışacak.

AK Parti’den Murat Kurum, İyi Partiden Buğra Kavuncu, Memleket Partisinden Emre Berk Hacıgüzeller, Anavatan Partisinden Umut Çınar, Demokratik Sol Partiden (DSP) Nesim Pakır, Yeniden Refah Partisinden Mehmet Altınöz, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinden Meral Danış Beştaş, Türkiye Komünist Partisinden Orhan Gökdemir, Anadolu Birliği Partisinden Osman Tekin, Zafer Partisinden Azmi Karamahmutoğlu,

Türkiye Komünist Hareketinden Ziya İncedere, Bağımsız Türkiye Partisinden Cihan Erdoğanyılmaz, Yeni Türkiye Partisinden Burhanettin Aktürk, CHP’den Ekrem İmamoğlu, Hak ve Özgürlükler Partisinden Mustafa Aytaş, Ocak Partisinden Osman Çelik, Adalet Birlik Partisinden Muharrem Mutlu, Millet Partisinden Hasan Hüsnü Güler, Milli Yol Partisinden Hüseyin Işık, Demokrasi ve Atılım Partisinden İdris Şahin, Saadet Partisinden Birol Aydın, Vatan Partisinden İbrahim Okan Özkan partili başkan adayları olarak kesin aday listesinde yer alıyor.

Bağımsız adaylar listesinde ise Vedat Taylan Yıldız, Yüksel Özden, Adem Bayraktar, Memet Ali Aydoğmuş, Burak Emre Çetin, Mirhat Tekin Brusk, Ahmet Soytürk, Orhan Çebi, Merve Karataş, Güven Akıcı, Ahmet Birikmen, Yaşar Polat, Habip Aksu, İshak Akbay, Hülya Kavuzlu Karaman, Vedat Öztürk, Galip Menteşe, Cemal Tarancı, Polat Erdoğan, Fatma Ragibe Kanıkuru Loğoğlu, Hüseyin Durmaz, Sena Elest Akıncı, Uğur Etlik, Atakan Bozyayla, Bilen Akpınar, Ömer Karvan ve Abdullah Arli isimleri bulunuyor.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 26 kişi siyasi partilerden, 3 kişi de bağımsız olarak yarışacak. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için de 23’ü siyasi partilerden, 5’i bağımsız 28 aday pusulada yer alacak.

Antep’te 26’sı siyasi partilerden, 3’ü bağımsız 29 aday yarışacak. Malatya’da 23’ü siyasi partilerden, 5’i bağımsız 28 aday seçimlere girecek.

Başkent Ankara’da 19’u siyasi partilerden, 5’i bağımsız 24 aday seçime katılacak. İzmir’de 21’i siyasi partilerden, 6’sı bağımsız 27 aday yarışacak. Ankara’da 19’u siyasi partilerden, 5’i bağımsız 24 aday seçime girecek. İzmir’de 21’i siyasi partilerden, 6’sı bağımsız 27 aday pusulada yer alacak.

Erzurum, Manisa ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlıkları için bağımsız aday yok. Şırnak’ın Uludere ilçesinin Hilal beldesinde ise sadece AK Parti’den Cevher Benek aday gösterildi.

Paylaşın

Reuters’tan Dikkat Çeken ‘İstanbul Seçimi’ Analizi

Metropoll Araştırma Başkanı Özer Sencar, “İstanbul’da Ekrem İmamoğlu seçimi alırsa ve bu seçim bir şekilde itirazlarla iptal edilmezse 2028 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimini alacağı kanaatine sahibim…Çünkü gidiş o istikamette” dedi.

Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi siyaset bilimci Berk Esen muhalefetin 2023 seçimini kaybetmesinin ardından ortaya çıkan umutsuzluğun da seçmende etkilerinin görüldüğünü söyledi. Esen, dağılan ittifakın hatta aynı parti içinde farklı kanatların birbirlerini suçlaması nedeniyle seçmenin odağının dağıldığına işaret etti.

Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Murat Gezici ise, yerel seçimlerde İstanbul’da %44.1’i AKP ve MHP ortak adayı Murat Kurum’u, %43.5’inin CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nu desteklediğini söyledi.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, bu ay sonu yapılacak yerel seçimler öncesinde dikkat çeken bir analiz hazırladı. Sözcü’nün aktardığı analiz şöyle:

“Muhalefet seçmeninin hayal kırıklığı yaşadığı genel seçimlerin ardından ittifakın da dağılmasıyla gözler yerel seçimlere ve özellikle de muhalefet ve iktidarın bundan sonraki politik resmin neresinde olabileceğine dair ipucu verecek İstanbul’a çevrildi” ifadesiyle aktarılan haberde şu ifadelere yer verildi:

“Analist ve araştırma şirketi yöneticilerine göre, İstanbul seçimlerinde mevcut durumda Kürt seçmen ve İYİ Parti seçmeninin 2019 yılındaki desteğini göstermeyecek olması, CHP’de aday gösterilmeyenlerin sahadaki olumsuz etkisi zemini AKP’nin lehine çevirirken, AKP’nin elinden yıllar sonra İstanbul’u alan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yeniden seçilmesini zora sokuyor. Araştırma şirketlerinin genel sonuçlarına göre, İstanbul’da İmamoğlu birkaç puan farkla önde görünüyor. Ancak seçime günler kala bu sonuçların nasıl değişeceği net değil.”

CHP içerisinde belediye başkanlığına aday gösterilmeyenlerin yarattığı olumsuz etkinin muhalefet adaylarını etkileyebileceği öngörülürken Metropoll Araştırma Başkanı Özer Sencar, “İstanbul’da Ekrem İmamoğlu seçimi alırsa ve bu seçim bir şekilde itirazlarla iptal edilmezse 2028 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimini alacağı kanaatine sahibim…Çünkü gidiş o istikamette” sözlerine de yer verildi.

Haberde görüş bildiren Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi siyaset bilimci Berk Esen muhalefetin 2023 seçimini kaybetmesinin ardından ortaya çıkan umutsuzluğun da seçmende etkilerinin görüldüğünü söyledi. Esen, dağılan ittifakın hatta aynı parti içinde farklı kanatların birbirlerini suçlaması nedeniyle seçmenin odağının dağıldığına işaret etti.

Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Murat Gezici ise, yerel seçimlerde İstanbul’da %44.1’i AKP ve MHP ortak adayı Murat Kurum’u, %43.5’inin CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nu desteklediğini söyledi.

İstanbul’da kentsel dönüşüm, ulaşım trafik ve su gibi kent yaşamını doğrudan etkileyen temel sorunların seçimde etkili olduğunu söyleyen Gezici, “Seçimin kaderini ideolojik tercihlerin değil, İstanbul’un karşı karşıya olduğu temel sorunların çözümüne odaklanacak bir belediye başkanı arayışının belirleyeceği gözlemlenmektedir” dedi.

MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat da İstanbul seçiminin Erdoğan için önemini vurgulayarak, “Eğer bir kere daha kaybederse bunun iki anlamı var. Önümüzdeki yıllarda Türkiye siyasetinde bir Ekrem İmamoğlu faktörü çok önemli bir aktör haline gelmiş olacak. İkincisi tabii AK Parti için de kaybedilen ama kaybedildiği tescillenen bir şehir haline gelmiş olacak… Bu seçimi eğer Ekrem İmamoğlu kaybetmiş olursa Ekrem İmamoğlu efsanesi büyük oranda sıkıntıya girer” dedi.

2019 yılı seçimi ile en önemli farkı ise Kulat, “Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun bulunduğu Millet İttifakı, o zamanki var olan Millet İttifakı şu anda yok. Bunlar Ekrem İmamoğlu’na dün oy veren seçmenlerin olduğu partiler. Bunlar Ekrem İmamoğlu’ndan oy alacaklar doğal olarak. Ama çok alacaklar, az alacaklar. Sonuç itibariyle belli düzeyde bir oy almış olacaklar” dedi.

MAK Danışmanlık’ın son anketine göre Ekrem İmamoğlu %41.5, Murat Kurum ise %40 oy oranına sahip bulunuyor. Ankara’da Mansur Yavaş %44, AKP Adayı Turgut Altınok’un ise %38 oy oranı var.

“Murat Kurum beklenen performansı gösteremiyor”

AKP adayı Kurum’un ise şu ana kadar beklenen performansı gösteremediğini belirten Kulat, “Onun öyle bir dezavantajı var. Bir de Yeniden Refah Partisi, geçen seçimde olmayan bir parti olarak bu seçimde şu anda önemli partilerden birisi halinde. Ve ne kadar oy alırsa alacağı oyların hepsini AK Parti’den almış olacak” dedi.

Aksoy Araştırma Başkanı Ertan Aksoy da İstanbul’da muhalefet için en büyük riski “muhafeletin hiç olmadığı kadar parçalanmış gidiyor olması” olarak tanımladı ve İstanbul seçiminin mikro hedef kitlelerini kim ikna edebilirse onun kazanabileceği bir seçime dönüştüğünü söyledi.

Son anketlerini 40 gün önce yaptıklarını söyleyen Aksoy “Ankette İmamoğlu 3-4 puan öndeydi ve bunun devam ettiğini düşünüyoruz” dedi.

Paylaşın

Kurum, İmamoğlu’nu ‘Rabia’ Üzerinden Hedef Aldı

Ekrem İmamoğlu’nu ‘Rabia’ üzerinden hedef alan Murat Kurum, “En son ne yaptı hatırlayın. Bizim Rabia işaretimizle aklı sıra dalga geçerek, kendince Cumhur İttifakı seçmenini aşağıladı. Milletimizin değerleriyle alakası olmayan, kibri aklının önüne geçmiş mevcut CHP’li İBB başkanı milletin değerleriyle dalga geçmeye utanmıyor” dedi ve ekledi:

“Bak buradan net söylüyorum, senin o parmakların sayısına değil, manasına itirazın var. Senin itirazın tek devlete, senin itirazın tek bayrağa, senin itirazın tek millete, senin itirazın tek vatana. 31 Mart’ta, bu aziz millet, o eller, öyle bir demokrasi tokadı atacak ki öyle bir sallayıp seni tatile gönderecek ki sen de ne olduğunu anlayacaksın. 31 Mart’ta gümbür gümbür geliyoruz.”

AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum, Bağcılar Belediyesi Halk Sarayı’nda düzenlenen Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Buluşması’nda İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı.

İmamoğlu’nun ‘Rabia’ işaretiyle dalga geçtiğini öne süren Murat Kurum, şu ifadeleri sarf etti: “En son ne yaptı hatırlayın. Bizim Rabia işaretimizle aklı sıra dalga geçerek, kendince Cumhur İttifakı seçmenini aşağıladı. Milletimizin değerleriyle alakası olmayan, kibri aklının önüne geçmiş mevcut CHP’li İBB başkanı milletin değerleriyle dalga geçmeye utanmıyor.

Bak buradan net söylüyorum, senin o parmakların sayısına değil, manasına itirazın var. Senin itirazın tek devlete, senin itirazın tek bayrağa, senin itirazın tek millete, senin itirazın tek vatana. 31 Mart’ta, bu aziz millet, o eller, öyle bir demokrasi tokadı atacak ki öyle bir sallayıp seni tatile gönderecek ki sen de ne olduğunu anlayacaksın. 31 Mart’ta gümbür gümbür geliyoruz.”

‘Rabia’ olayı

Murat Kurum’un bu açıklamaları 2019’daki yerel seçimlerde AK Parti’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım için sarf edilen sözleri hatırlattı. Yıldırım’dan çok kendisi meydanlarda oy toplayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönemde anlaşamadığı ve ‘darbeci’ ilan ettiği Mısır’ın lideri Abdülfettah Said Hüseyin Halil es-Sisi’yi Ekrem İmamoğlu’yla bir tutmuştu.

Sisi’nin, Mısır’da Müslüman Kardeşler’e (İhvan) yönelik tutumunu beğenmeyen Erdoğan, her fırsatta bu örgütün işareti olan Rabia’yı kullanıyordu. Sisi ile olan anlaşmazlığını muhalefeti hedef almak için kullanan Erdoğan, 2019’daki seçimlerde, “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz” demişti.

Mısır’da, İhvan’ın iktidardan çekilmesiyle sonuçlanan sürecin ardından mevcut Sisi ile gerilimli bir dış politika izleyen ve Sisi’yi ‘darbeci’ ifadesiyle sık sık eleştiren Erdoğan, Mısır’a gitmişti.

Erdoğan, Sisi ile düzenlediği ortak basın toplantısında, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için çaba sarf edeceklerini söylemişti. Sisi için ‘değerli kardeşim’ ifadesini kullanan Erdoğan, şunları demişti: “Değerli kardeşimi konsey toplantımızı gerçekleştirmek üzere ilk fırsatta Ankara’ya beklediğimi söyledim.”

Erdoğan, Sisi yönetimiyle ilişkileri iyileştirmeyi sürdürdükçe mitinglerinin vazgeçilmezi olan Rabia işaretini daha az kullanmaya başladı.

(Kaynak: Birgün)

Paylaşın

İstanbul, Ankara Ve İzmir’de Hangi Aday Önde?

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere sayılı günler kalırken, anket şirketleri de araştırmalarına hız verdi. Son olarak Metropoll Araştırma’nın Kurucusu Özer Sencar, İstanbul, Ankara ve İzmir için ellerindeki anket sonuçlarını paylaştı.

Özer Sencar, İstanbul, Ankara ve İzmir’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adaylarının rakiplerine oranla önde olduğunu ifade etti.

Metropoll Araştırma’nın Kurucusu Özer Sencar, 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Sözcü TV’de katıldığı programda Sencar, Ankara için 10 gün önce yaptıkları araştırmanın sonucunu paylaşarak, “Mansur Yavaş, AK Parti adayı Turgut Altınok’un tam 14 puan önde” dedi.

Sencar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Eğer Mansur Yavaş’tan başka parti adayları ve AK Parti adayı 10 puan çekemezse Ankara’nın Mansur Yavaş’ta kalacağı konusunda çok eminim.”

Sencar, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun rakibi Murat Kurum’un önünde olduğunu ifade etti. Sencar, “İmamoğlu kesin kazanır demem için en az 5 puanlık bir farka ihtiyacı var” diye konuştu.

İzmir’de CHP için bir problem görmediğini belirten Sencar, “Yaptığımız anketlere göre İzmir’de de CHP’nin adayı Cemil Tugay rahat bir şekilde kazanıyor. CHP’nin İzmir’de ithal bir adaya oy vereceğini düşünmüyorum” diye konuştu.

Paylaşın

AK Parti’de “Yeni Hikaye Yazamıyoruz” Özeleştirisi

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere sayılı günler kala, Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti) “yeni hikaye yazamıyoruz” özeleştirisi yapıldığı öne sürüldü:

“İdeal adayları bulup çıkartamadık, kampanyalarda vadettiklerimiz halka çok bildik ve tanıdık geliyor, muhalefete yönelik son seçimlerde kullanılan ‘teröristlerle iş birliği yapıyorlar’ algısı artık iş yapmıyor.”

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, seçim sürecine ilişkin kaleme aldığı bugünkü köşe yazısında, AK Parti içerisinde yapılan eleştirileri yazdı.

Babacan AK Parti kulislerine dayandırdığı yazısında, AK Parti’de “yeni hikaye yazamıyoruz” özeleştirisi yapıldığını belirterek, yapılan eleştirileri 3 maddede topladı.

Babacan’ın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

“AKP kulislerinde, ‘yeni hikaye yazamıyoruz’ özeleştirisi ise sürüp gidiyor. Yapılan değerlendirmeleri şu noktalarda toplamak mümkün;

1- İdeal adayları bulup çıkartamadık. Adayların yanlış belirlenmesinden çok, aday adaylarının yeterince iyi olmaması sorunu yaşadık. Güçlü ve dinamik isimler bulamadık. Her aday, diğerlerinden iyi olduğu için gösterildi.

2- Kampanyalarda vadettiklerimiz halka çok bildik ve tanıdık geliyor. Bunca seçimin ardından söylenecek yeni bir söz kalmadı. Zaten genel seçimlerden yeni çıktığımız için seçmene her şey bildik geliyor. İnandırıcılık sorunu yaşanıyor.

3- Muhalefete yönelik son seçimlerde kullanılan ‘teröristlerle iş birliği yapıyorlar’ algısı artık iş yapmıyor. Güvenlik ve savunma alanında atılan adımlar eskisi gibi coşku yaratmıyor, ekonomik krizin gölgesinde kalıyor. Türk astronot ve ilk savaş uçağı Kaan’ın yarattığı rüzgar ise bir yere kadar.”

Paylaşın

“AK Parti’de Emekli Ve Yaşlı Seçmen Yüzde 30 Azaldı” İddiası

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere sayılı günler kala, Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, AK Parti’de emekli ve yaşlı seçmen yüzde 30 oranında eridiğini öne sürdü.

Nuray Babacan, emeklilerin yaşadığı hayat pahalılığı, emekli aylığında yaşanan sorunlar ve 3 bin lirayla sınırlı kalan bayram ikramiyesinin bu çözülmede etkili olduğunun konuşulduğunu belirtti.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, “AKP’lileri telaşlandıran durum: Emekli seçmen eriyor…” başlıklı yazısından aktardığı kulis bilgisine göre, AKP’de emekli ve yaşlı seçmen yüzde 30 oranında eridi.

Babacan’ın yazısına göre, emeklilerin yaşadığı hayat pahalılığı, emekli aylığında yaşanan sorunlar ve 3 bin lirayla sınırlı kalan bayram ikramiyesinin bu çözülmede etkili olduğu konuşuluyor.

Babacan’ın yazısının ilgili bölümü şu şekilde: “Yerel seçimlerden avantajlı çıkma planı yapan iktidar partisi, sıkıntılı alanları belirlemek ve buna yönelik pozisyon almak için çabalıyor. Yapılan son araştırmalar gösterdi ki, AKP’nin en güvendiği yaşlı ve emekli tabanda ciddi çözülme var. Ekonomik krizden en çok etkilenen kitlenin, partiden uzaklaştığı ortaya çıktı.

Parti yönetimi, tabanlarının halen kendileriyle hareket edip etmediğini araştırırken, ilginç sonuçlara ulaştılar. AKP’nin seçmen tabanında, 65 yaş üstü önemli bir yer tutuyor. Ancak, son dönemdeki ekonomik kriz ve bir türlü dizginlenemeyen enflasyonun sonuçları seçmen tabanının uzaklaşmasına neden oldu. AKP’den uzaklaşan bu grupta, yüzde 30 oranında erime olduğu ortaya çıktı. Gençlerin oyları konusunda sıkıntı yaşayan parti, orta yaş seçmenine kıyasla emekli ve yaşlı seçmeninde çözülme saptadı.

Emeklilerin ekonomik durumu, son yıllarda katlanarak artan hayat pahalılığı, emekli maaş artışında son dönemde yaşanan sorunlar ve son olarak Çalışma Bakanı tarafından 5 bin lira planlandığı açıklanmış olmasına rağmen 3 bin lirayla sınırlı kalan bayram ikramiyesinin bu olumsuz sonucun nedeni olduğu konuşuluyor.”

Paylaşın

Bakırhan: Kayyımcı Zihniyete Cevabımızı Vereceğiz

31 Mart’ta yapılacak seçimlere sayılı günler kalırken, partilerinde seçim çalışmaları hız kazandı. Bu kapsamda Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, Dargeçit, Midyat ve Nusaybin’de halk buluşmalarına katıldı.

Haber Merkezi / “31 Mart’ta kayyımcı zihniyete cevabımızı vereceğiz” diyen Tuncer Bakırhan, Nusaybin’deki halk buluşmasında konuşmasında şunları söyledi:

“Çok değerli Nusaybinli barış anneleri, kadın arkadaşlar, değerli gençler, emektar Nusaybin halkı hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlarken 92 Newrozu’nda Nusaybin’de katledilen yurttaşlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. Yine, bu toprakların bağrından çıkmış Kürt kültürü, dili için onurluca mücadele etmiş ve kalleşçe kurşunlarla katledilmiş Apê Musa’yı saygı ve minnetle anıyorum. Apê Musa şahsında özgürlük ve demokrasi mücadelesi verirken kalleşçe katledilen bütün yoldaşlarımıza saygı ve minnet dileklerimizi iletiyoruz.

Değerli halkımız, buradan cezaevinde bulunan Ayşe Gökkan’a, Sara Kaya’ya da bin selamlarımızı yolluyoruz. Sara ve Ayşe başkanlar emin olsunlar ki Nusaybin 31 Mart’ta yeniden onların mücadelesini, yürüttükleri demokratik, toplumcu, halkçı, şeffaf belediyecilikle kesinlikle buluşacaktır. Sizler Ayşe Gökkanlara, Sara Kayalara söz veriyor musunuz? Bu hırsızları, bu usülsüzlük yapanları, bu yolsuzluk yapanları, Kürt halkının iradesini gasp edenleri yollamaya var mısınız? Biz de Nusaybin’i çok iyi biliriz. Direnişiyle Nusaybin Kürtlerin kalbidir, Kürtler için çok önemli bir merkez ve ilçemizdir. Eminim ki 31 Mart’ta Nusaybin halkı geçmişte olduğu gibi yüzde 90’larla Kürdistan’da en fazla oyu alarak birinci çıkacaktır.

Değerli halkımız, Recep Tayyip Erdoğan geçen gün ‘teröristan kesinlikle kurulmayacak’ dedi. ‘Teröristan’ dediği yer bugün hemen 100 metre ilerimizdeki Qamişlo’dur, Rojava’dır, orada yaşayan Kürtleri kast ediyor. Onlara göre 4 parçada yaşayan Kürtlerin tamamı teröristtir. Biz bu vesileyle buradan Qamişlo’ya bin selam gönderiyoruz. Qamişlo halkının, Rojava halkının, 4 parça Kürdistan’da yaşayan halkımızın terörist olmadığını, bin yıllardır bu kadim topraklarda yaşadığını ve bütün zulüm politikalarına rağmen yaşayacağını belirtmek istiyorum.

Recep Tayyip Erdoğan ‘Kandil ittifakı kuruldu’ diyor. Kandil ittifakının kurulduğu konusunda söylediği şeyler tamamen yalan. Kandil İttifakı yok ama Kürt düşmanı bir ittifak, Kürt karşıtı bir ittifak var. Kürtlerin dilini, geleceğini, yaşamını inkar eden bir ittifak var. Kürt halkının iradesine kayyım atayan bir ittifak var. Önümüzdeki seçim Kürt düşmanı ittifaka kaybettirme seçimi olacaktır. Kürt halkıyla, emekçilerle, yoksullarla, Türkiye’deki ezilenlerle birlikte halklar; emekçiler karşıtı, kadın ve çevre karşıtı bu ittifaka gereken cevabı verecektir.

Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılında diyor ki ‘savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz’. Burada doğru söylüyor ama Sakarya’da yine aynı Erdoğan şunları söylüyor: Barış ve huzur istiyorsanız savaşa hazır olmalısınız. Ukrayna’da barışın kaybedeni olmaz diyen, Filistin için adil barış çağrısı yapan Erdoğan sıra Rojava’ya, Kürtlere gelince ‘savaşa hazır olun’ diyor. Biz Nusaybin’den bir kez daha sesleniyoruz iktidara: 40 yıllık savaşın, çatışmaların, Türkiye’nin savaş politikalarının kimseye bir yararı olmamıştır.

Nusaybin’i yakıp yıktınız, 2 dönemdir iradesine kayyım atadınız. Bugün Nusaybin halkı bütün zulüm politikalarına, red ve inkar politikalarınıza rağmen barış anneleriyle, gençleriyle, kadınlarıyla, zılgıtlarıyla bu meydandadır. Demek ki savaş politikanız sonuç almadı. Türkiye’nin bütçesini Kürtler dilini konuşmasın diye, Kürtler iradesini seçmesin diye Suriye’de demokratik bir zeminde Kürtlerin, Arapların ortak yönettiği Rojava olmasın diye harcamayın. Türkiye’yi uçuruma getirdiniz. Ekonomi desen iflas etmiş. Demokrasi desen yok. Cezaevinde binlerce siyasi tutsak arkadaşımız var. Bu vesileyle cezaevindeki Gültan Kışanaklara, Selahattin Demirtaşlara, Figen Yüksekdağlara, Leyla Güvenlere, Sebahat Tuncellere bin selam olsun.

Türkiye emekçileri ve yoksulları, ceplerini dolduranlara en büyük cevabı 31 Mart’ta verecektir 

Bakın değerli halkımız; ne kadar tutarsız olduğunu, dün söylediğini bugün inkar ettiğini, sarfettiği savaş sözleriyle sizlere hatırlattım. Dün yine Sakarya’da ‘İsrail ile ticaret sonlandırılsın’ diye bir pankart açıldı. Peki bugüne kadar Gazze ve Filistin halkının yanında olduğunu söyleyen AKP, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu mitinginde ‘İsrail ile ticaret sonlandırılsın’ pankartını niye kaldırdı? Türkiye halkları çok iyi biliyor ki İsrail ile en büyük silah ve ticaret anlaşması yapan, en büyük gıda ticaretini yapan Türkiye’dir.

Bir taraftan Filistin halkına özgürlük diyeceksin, barış diyeceksin, diğer taraftan Filistin halkının özgürlüğünü engelleyen Gazze’yi işgal eden, Filistin halkını kıyan İsrail ile ticaret anlaşması yapacaksın. Buna ne Kürtler ne Araplar ne Türkler ne de kimse inanmaz. İşte 31 Mart seçimi bu yalancılara, bu ticaretine bakan, cebini dolduran, çocuklarını zenginleştiren bu sermayedarlara karşı emekçilerin, yoksulların, Kürtlerin seçimidir. Eminim ki 31 Mart’ta 86 milyon insanıyla birlikte Türkiye emekçileri ve yoksulları bu sermayedarlar ve taraftarlarına, bu ceplerini dolduranlara, İsrail’e terörist deyip ama en büyük ticareti yapanlara gerekli olan cevabı verecektir.

Sesimiz de düştü günde 5-6 konuşma yapıyoruz ama size kurban olsun sesimiz de canımız da. Bugün barış annelerimizin giydiği önlüklerle birlikte Esenyurt’ta Kürtler özgürlük mitingi yaptılar. Annelerimiz de çok iyi biliyor, yüzlerce tutsak tecrit kaldırılsın, Sayın Öcalan üzerinde 3 yıldır devam eden tecrit son bulsun, Kürt meselesinde Sayın Öcalan muhatap alınsın, Kürt meselesi müzakere ve diyalogla çözülsün diye açlık grevindedirler. Bu vesile ile tekrar söyleyelim; cezaevinde açlık grevinde olan arkadaşların talepleri hepimizin talepleridir.

Bizler de tekrar ediyoruz; Çözüm Süreci Türkiye’deki en rahat dönemdi, ekonominin en iyi olduğu dönemdi. Bu savaş isteyen, çatışma isteyen zihniyet masayı devirdikten sonra Türkiye perperişan oldu. Bizler tekrar yeniden Türkiye halkları kardeşçe, demokratik bir zeminde birlikte yaşasın istiyoruz. Bunun için de tecrit politikası son bularak tekrar Sayın Öcalan ile Kürt meselesinin çözümü konusunda devletin, iktidarın bir an önce sorumluluk alması gerek.

“Kayyımların sizden çaldığı her kuruşun hesabını soracağız”

Seçimlere giriyoruz, iki dönemdir burada iradenizi gasp eden bir kayyım var. Kayyımın hırsızlıklarını yolsuzluklarını anlatmayacağım, anlatırsam buradan İstanbul’a yol olur. İstanbul’u da aşar. Bunların amacı hizmet etmek değil, bunlar sizin iradenize, dilinize, kültürünüze atanmış sömürge mantığındaki insanlardır. Bu hırsızları el birliği ile göndereceğiz. Ne yapmış kayyım efendi Nusaybin’de daha önce belediyelerimizin yapmış olduğu Newroz anıtını ortadan kaldırmış.

Kayyım efendi Newroz anıtını kaldırabilirsin ama o bizim kalbimizde abideleşti. Geçici olarak kaldırabilirsin ama yüreklerden asla bu Newroz anıtını, dilimizi, kültürümüzü söküp atamayacaksın. Bunu 31 Mart’ta bu halk size gösterecek. Bu kayyım efendilerin Kürt illerinde yaptıkları yolsuzluk asla ve asla unutulmayacaktır, yönetime geldiğimiz zaman, yönetim değiştiği zaman bunların sizden çaldığı çarçur ettiği her kuruşun hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız. Sizlere söz veriyoruz.

Mardin Valiliği burada kitap fuarı açmış. Bin yıllardır bu topraklarda yaşayan Süryanilerin Arapların ve Kürtlerin kendi dilinde yazmış olduğu kitapların fuara girmesini yasaklamış. Kayyım efendi burada Kürt Arap Süryani var, eğer bunların dilinde yazılmış kitapları yasaklayacaksan kitap fuarının ne anlamı var? Tek anlamı o organizasyondan yine birileri rant elde edecek. İnşallah 31 Mart’tan sonra size söz veriyorum Belediye Eş Başkanlarımız bu toprakların kadim halklarının diliyle yazılmış bütün kitapların sergilendiği bir kitap festivali yapacaktır. O festivalde bu toprakların bütün renklerini bir arada göreceğimize söz veriyoruz.

DEDAŞ diye baş belası bir elektrik kurumu var, işi gücü Kürt illerinde kaçak elektrik var diyerek elektrikleri kesmek. İşi gücü buraya yoğunlaşmak. Aslında o da sömürge mantığı ile hareket ediyor. Yahu enerjiyi Kürt illerinden elde edeceksin, en büyük barajları Kürt coğrafyasında kuracaksın, yanıbaşımızda barajlar santraller olacak ama elektriğimizi keseceksin! Bunlara hesap soracağımız günler uzak değil. Kendi coğrafyamızda kendi enerjimize elektriğimize kavuşacağımız günler yakındır. DEDAŞ gibi yancı, iktidarcı, iktidarın direktifleriyle hareket eden, onların mantığı ile bize davranan kurumlardan da bir gün yargı önünde hesap soracağız.

Kayyımıyla DEDAŞ’ıyla yer yer bürokrasisiyle birlikte bunların tamamı Apê Musaların Orhan Doğanların mücadelesine, bizim kültürümüze düşman. Dolayısıyla bu topraklarda tekrar kendi köklerimizden yeşermemiz için, kendi dilimizi kültürümüzü yaşatmak için rica ediyorum birlik olalım, beraber olalım, güçlü olalım. Birbirimizle dayanışalım, uyuşturucu belasını Kürt illerinden def edelim, dilimize sahip çıkalım, gençlerimize doğamıza sahip çıkalım. Bizler birlikte oldukça onların ne zulmü ne kayyımı ne de uyguladıkları politikalar bu topraklarda asla karşılık bulamayacaktır. Belki Nusaybin’e güçleri yetmez ama kimi Kürt illerine kaçak seçmen taşıyorlar. Seçmenlerin tamamı batıdan getirilmiş kolluk güçleridir.

Kayyımlarla güçleri yetmedi şimdi haram ve kaçak seçmenlerle irademizi gasp etmeye çalışıyorlar. Rica ediyorum sandıklarınıza sahip çıkın, eşinizi dostunuzu arayarak seçmen olanların oy kullanmaları için gelmelerini teşvik edin. Emin olun bu başı seccadede eli semada olan ama akıl ve beyinleri haramda olan insanlara kesinlikle bu sandıklarda bir cevap vermemiz lazım. Ahmet Başkan söyledi cezaevindeki binler, sürgündeki kardeşlerimiz yoldaşlarımız, bu sorunun demokratik yollarla çözülmesini isteyen Kürt halkının gözleri 31 Mart’tadır. 31 Mart’ta en büyük zaferi kazanacağımıza olan inançla hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu coşkunuz bize güç verdi, hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum. Selahattin arkadaşımızın şekeri düştü. sizin coşkunuzu görünce belki heyecanlandı ama Gülbin arkadaş yanımızdadır. Gülbin arkadaşımızı, Selahattin arkadaşımızı size emanet ediyoruz. Onlar size Apê Musa’nın, Sara’nın, Ayşe Gökkan’ın emanetleridir. Sahip çıkacağınıza inanıyorum. Bu kayyımcı zihniyet karşısında yıllarını Kürt mücadelesine vermiş Sayın Ahmet Türk ve Sayın Devrim Demir arkadaşımızla birlikte sizlere 4 adayımızı da emanet ediyoruz. Eminim ki sonuçlarla birlikte kayyımcı zihniyete cevabımızı vereceğiz. Serkeftin.”

Paylaşın

İYİ Parti’de “Özü Başına” Eleştirisi

AK Parti’den aday gösterilmeyen birçok belediye başkanı Yeniden Refah Partisi’nden (YRP), CHP’nin aday göstermediği bazı belediye başkanları da İYİ Parti’den aday oldu.

CHP’den seçilen Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin’in İYİ Parti adaylığını genel başkan Meral Akşener duyurdu.

CHP’den seçilen Adana Seyhan ve Çukurova Belediye Başkanları da yeniden aday gösterilmemeleri üzerine partilerinden istifa ederek İYİ Parti adayı oldular. Öyle ki İYİ Parti tarafından Çukurova Belediye Başkan adayı ilan edilen Birol Büyüköztürk’ün CHP’li belediye başkanı için adaylıktan alınması üzerine Büyüköztürk kuruluşunda yer aldığı partisinden istifa etti.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Bu tablo nedeniyle Meclis kulislerinde bazı partililer, “Yeniden aday yapılmayan CHP, AK Parti’li belediye başkanlarını aday göstererek mi seçime özü başına girmiş olacağız” diye sordular.

Öte yandan yerel seçimlere “Hür ve müstakil” olarak girme kararı alan İYİ Parti hafta sonu seçim beyannamesini açıkladı. “Türkiye’nin en iyisi” sloganıyla açıklanan beyannamede İYİ Parti’nin yerel yönetim anlayışı ve vaatleri yer aldı.

“En iyiler Türkiye’yi değiştirecek. 2028’e uzanan şanlı bir yolculuğun ilk adımını atacağız. Türkiye’nin demokratik milli yükselişini yerelden başlatacağız” sözleri ile başlayan beyannamede İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) için ayrı yasa önerisi yer aldı.

İstanbul’un “tarihsel ve kültürel mirası, iktisadi ve ticari kapasitesi, nüfus yoğunluğu, kamusal hizmet ve yatırım hacmi gibi birçok yönden diğer büyükşehirlerle kıyaslanamayacak öneme sahip olduğu belirtilen beyannamede şu ifadelere yer verildi:

“Gelişmiş ülkelerdeki örnekleri gibi İstanbul kentine yerel yönetimler mevzuatı içinde ayrı bir yer verilmesi, belediye ve büyükşehir yasalarının uzantısı olarak bu yasaları kent özelinde tamamlayan İstanbul Büyükşehir Yasasının hazırlanması gerekmektedir.”

Paylaşın

İktidar Ve Muhalefetin “İstanbul” Hesabı

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere sayılı günler kala, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçiminde yarışacak adaylar büyük ölçüde belli oldu.

CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile AK Parti ile MHP’nin ortak adayı Murat Kurum’un favori olduğu yarışta Yeniden Refah Partisi Mehmet Altınöz ile DEM Parti de Meral Danış Beştaş ile sahada olacak.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Araştırmacılar ortaya çıkan tabloyu yorumlamak için erken olduğunu, kampanya sürecinin de izlenmesi gerektiğini söylüyor. Ancak muhalefet cephesinde hem Yeniden Refah Partisi hem de DEM Parti’nin aday çıkarması olumlu değerlendiriliyor.

İmamoğlu’nun DEM Parti seçmeninden kaybedeceği oyla Kurum’un Yeniden Refah Partisi seçmeninden kaybedeceği oyun son araştırmalarda başa baş görünen İmamoğlu ile Kurum’u yine eşitleyeceği hesapları yapılıyor.

İYİ Parti adayının ise bu yarışa çok fazla etki etmeyeceği değerlendiriliyor. İktidar cephesinde ise hesaplar farklı. Yeniden Refah Partisi’nin genel seçimde İstanbul’da aldığı yüzde 3 oyu aday çıkararak AK Parti’nin rakibine dönüştüğü için alamayacağı, muhafazakar seçmenin Yeniden Refah’ın kaybettirecek rolünü asla kabul etmeyeceği savunuluyor.

Öyle ki Yeniden Refah adayının yüzde 1 oy alamayacağı söyleniyor. AK Parti’lilere göre İYİ Parti’den CHP adayına gelmeyecek oyla Yeniden Refah’tan AK Parti’ye gelmeyecek oy aynı aynı olacak. İktidara göre İstanbul seçiminde sonucu DEM Parti adayının alacağı oy belirleyecek.

Paylaşın

DEM Ve YRP’nin Adayları İstanbul’da Seçim Dengelerini Nasıl Değiştirir?

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun’a göre DEM Parti, İstanbul’da en yüksek oyu Demirtaş ile alır. Bu durumda da hem AKP hem de CHP açısından seçim sonuçları doğrudan etkilenir.

Araştırmacı ve siyasi analist İbrahim Uslu’ya göre de Başak Demirtaş DEM Parti seçmenini birleştirecek güce sahip. Uslu, Demirtaş’ın adaylığının aynı zamanda DEM Parti tabanını Demirtaş soyadına sahip çıkmaya yönlendirecek.

Uslu’ya göre seçimlerde adaylar iki havuzdan oy alıyor. İlk havuz “iktidar havuzu”, diğeri ise “muhalif havuzu” olarak nitelendiriliyor. Başak Demirtaş’ın “muhalif havuz”dan besleneceğine dikkat çeken Uslu, YRP’nin ise “iktidar havuzu”ndan oy alacağını kaydediyor.

Uslu, “İşbirliği olursa oylar AK Parti’ye gider. 2023 seçimlerinde Erdoğan’a verdiler, partiye vermediler. Murat Kurum ile bir dertleri yok ve yine Erdoğan’a verirler, yani Murat Kurum’a oy verirler” değerlendirmesi yapıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi için yapılacak seçimde asıl yarış CHP’nin adayı mevcut Başkan Ekrem İmamoğlu ile AKP’nin adayı Murat Kurum arasında geçecek olsa da diğer partilerin de aday çıkarması seçimin sonucunda etkili olacak. Özellikle Kürt oylarının talibi DEM Parti ile muhafazakâr-dindar oyların peşindeki Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) muhtemel adaylarının İstanbul seçimini kritik hale getireceği tahmin ediliyor.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019 yılında CHP ve İYİ Parti’nin ortak adayı olarak ve HDP’nin de kentten aday çıkarmayarak dolaylı desteği ile yerel seçimleri kazanmıştı. Ancak geçen yılki 14 Mayıs seçimlerinin ardından ittifakların dağılması sonucu İmamoğlu, 31 Mart 2024 yerel seçimlerine bu kez daha fazla adayla ve ittifaksız katılacak.

İstanbul için şu ana kadar İYİ Parti Buğra Kavuncu’yu, Zafer Partisi Azmi Karamahmutoğlu’nu, Saadet Partisi Birol Aydın’ı ve Vatan Partisi İbrahim Özkan’ı aday gösterdi. Ancak asıl merak edilen ve dengeleri değiştirme ihtimali olan DEM Parti ile Yeniden Refah’ın açıklayacaklarını ilan ettikleri adayları.

DEM Parti, CHP ile müzakerelerini sürdürse de hafta sonu yaptığı Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında İstanbul’dan aday çıkarma kararı aldı. Adaylık için adı en fazla konuşulan isim ise Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş. Yerel seçimleri kendi adaylarıyla katılma kararı alan YRP’de ise İstanbul için öne çıkan bir isim şimdilik yok, ancak parti adayını yakında açıklayacağını söylüyor.

Başak Demirtaş’ın olası adaylığı

DW Türkçe’den Kıvanç El‘e konuşan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, seçimlerde Başak Demirtaş’ın Selahattin Demirtaş’ı temsil edeceğine işaret ederek, “Bir nevi Selahattin Demirtaş seçime girecek. Bunun DEM Parti seçmenini motive eden bir unsur olacağını düşünüyorum. Başka bir isim seçime girseydi muhtemelen bu kadar bir motivasyon söz konusu olmazdı ama Demirtaş soyadının seçime girmesi DEM Parti seçmenleri için İstanbul’da toparlayıcı bir etki yaratabilir” diyor.

Coşkun’a göre DEM Parti, İstanbul’da en yüksek oyu Demirtaş ile alır. Bu durumda da hem AKP hem de CHP açısından seçim sonuçları doğrudan etkilenir.

Araştırmacı ve siyasi analist İbrahim Uslu’ya göre de Başak Demirtaş DEM Parti seçmenini birleştirecek güce sahip. Uslu, Demirtaş’ın adaylığının aynı zamanda DEM Parti tabanını Demirtaş soyadına sahip çıkmaya yönlendirecek.

Kürt seçmen tabanında sevilen isim olan Sırrı Süreyya Önder’in 2014 yılında aday olduğunu hatırlatan Uslu, Önder’in Kürt oylarının yarısını aldığını belirtiyor. Uslu, Başak Demirtaş adından bağımsız ilk yapılan kamuoyu araştırmalarında benzer bir durumun ortaya çıktığını ve DEM Parti tabanının en az yarı oranda kendi adayına oy vereceğinin görüldüğünü kaydediyor.

Sırrı Süreyya Önder, İstanbul’da yaklaşık 400 bin oy almıştı. DEM Parti’den önce 2023 Mayıs’ta seçimlere giren Yeşil Sol Parti’nin de içerisinde olduğu ittifakın oyu ise İstanbul’da yaklaşık 1 milyon 200 bindi. Bu oyun 1 milyonunun Kürt seçmen olduğu tahmin ediliyor.

İbrahim Uslu, “Başak Demirtaş özel bir isim. O aday olursa elbette dönüp bir daha ölçmek gerekiyor. Ne kadar fire verecek, onu tekrar ölçmek gerekiyor. Adaylığı, Ekrem İmamoğlu açısından otomatik olarak bir risk anlamına geliyor. Çünkü DEM Parti, İmamoğlu’nun havuzundan oy alan bir parti ve seçim sonuçlarını radikal biçimde etkileme potansiyeline sahip” değerlendirmesi yapıyor.

20 Şubat tarihi adayların belirlenmesi için son gün. Uzmanlar bu tarihten sonra yapılacak anket çalışmalarından daha sağlıklı sonuçlar alınacağına dikkat çekiyor.

Rawest Araştırma’nın 9-12 Ocak tarihli son anketine göre de DEM Parti seçmeni İstanbul’da aday olarak yüzde 35 oranında Başak Demirtaş, yüzde 27 oranında da Sırrı Süreyya Önder’i görmek istiyor. Ankete göre katılımcıların yüzde 70’i DEM Parti’nin aday çıkarmasını istiyor.

“Ekrem İmamoğlu kazanırsa liderliği tescillenir”

Akademisyen Vahap Coşkun, DEM Parti’nin aday çıkarması sonrası muhalefet seçmeninden “oyları bölüyorlar” şeklinde gelen eleştirilerin DEM Parti seçmenini rahatsız ettiğini de söylüyor. DEM Parti tabanının seçimlere güçlü bir aday ile girilmesini istediğini vurgulayan Coşkun, “Böyle bir istek varken DEM Parti yönetiminin bunu göz ardı etmesi herhangi bir şekilde düşünülemez. Eğer İmamoğlu bu atmosferde seçimi kazanırsa zaten kendi muhalefet kanadındaki liderliğini tescil edilmiş olacak, o nedenle İmamoğlu için de bir imtihan” yorumunu yapıyor.

Metropol Araştırma Kurucusu Özer Sencar’a göre de İmamoğlu’nun sahaya çıkması sonrasında siyasette dengeler değişebilir. Sencar, “İmamoğlu sahneye çıkmakta geç kaldı ama çıkınca dengeleri bozabilecek bir güç. İstanbul’u tüm bu şartlarda almayı başarırsa 2028’de de Cumhurbaşkanı olur” görüşünü dile getiriyor.

Yeniden Refah Partisi “iktidar havuzu”ndan oy alır

Araştırmacı Uslu’ya göre seçimlerde adaylar iki havuzdan oy alıyor. İlk havuz “iktidar havuzu”, diğeri ise “muhalif havuzu” olarak nitelendiriliyor. Başak Demirtaş’ın “muhalif havuz”dan besleneceğine dikkat çeken Uslu, YRP’nin ise “iktidar havuzu”ndan oy alacağını kaydediyor.

Uslu, “İşbirliği olursa oylar AK Parti’ye gider. 2023 seçimlerinde Erdoğan’a verdiler, partiye vermediler. Murat Kurum ile bir dertleri yok ve yine Erdoğan’a verirler, yani Murat Kurum’a oy verirler” değerlendirmesi yapıyor. Uslu, yapılan farklı ölçümlere göre YRP’nin İstanbul’da yüzde 4 ila yüzde 6 oy potansiyeli olduğunun ortaya çıktığını kaydediyor. Uslu, “Ortalamasını alsanız yüzde 5 eder. Yeniden Refah, büyüyen ve büyümeye devam eden bir parti. 2023 seçimlerini dikkate alarak iktidar havuzunun yüzde 46 olduğunu varsayarsak işbirliği olmazsa bu havuzu 41’e indirir. YRP’den İmamoğlu’na oy gitmez ama Murat Kurum’u aşağı çeker” diyor.

Metropol Araştırma Kurucusu Sencar’a göre Yeniden Refah’ın aday çıkarıp çıkarmaması hâlâ net değil. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Genel Başkan Fatih Erbakan, cumhurbaşkanı adayı olup Yüksek Seçim Kurulu’na başvuru yapmıştı. Ancak Erbakan daha sonra AKP ile yapılan müzakereler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından adaylıktan çekilmişti. YRP kurmayları ise benzer bir tablonun yaşanmayacağını, İstanbul’da adaylarını açıklayacaklarını savunuyor.

Fatih Erbakan hafta sonu yaptığı toplantıda AKP’nin “adil ve dengeli” adım atmadığı için anlaşamadıklarını ifade ederek İstanbul adayını 10 Şubat’ta kamuoyuna ilan edeceklerini söylemişti. DEM Parti de İstanbul adayını 9 Şubat’a kadar açıklayacağını duyurdu. Ancak DEM Parti içerisinde adayın kim olacağına ilişkin görüşmeler sürüyor.

Paylaşın