31 Mart: Özgür Özel’in CHP Liderliği Perçinlendi

31 Mart yerel seçim sonuçlarına göre bir diğer kazanan taraf ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin değişen yönetimi oldu. Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı Özgür Özel’e kaybetmişti.

Her ne kadar kendisi yalanlasa da yerel seçimdeki bir yenilgi ile Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP’nin başına dönmek için çaba harcamak istediği yönünde çok sayıda iddia basında yer almıştı. 31 Mart sonuçları ile birlikte Özel ve değişim ekibinin liderliği de perçinlenmiş ve Kılıçdaroğlu’nun olası bir dönüşünün önü kapanmış görünüyor.

Türkiye, bu kez yerel yöneticilerini seçmek için 10 ayın ardından yeniden sandık başına gitti. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre Ankara ve İstanbul’da CHP’nin adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş açık farkla kazanırken AKP’nin kalesi olarak görünen pek çok şehir de muhalefete geçti.

Sonuçların belli olmasının ardından CHP Genel Merkezi’nde bir zafer konuşması yapan Genel Başkanı Özgür Özel, 14 Mayıs seçim sonuçlarına atıfta bulunarak “CHP başının üstündeki yüzde 25 tavanı kırmıştır, tuzla buz etmiştir” diyerek muhalefetin adaylarına yeterince yer vermediği için sık sık eleştirilen TRT’ye eleştireler yöneltti. Özel, “TRT’nin bize yaptığı onca haksızlık ve adaletsizliğe karşı onlara bir sürprizim var demiştim. O sürpriz 1977’den beri ilk kez CHP’nin kazanan parti olarak ekranında yer almasıdır” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin zaferi kazanılmıştır. Milletimiz ekmeğini küçültenlere, huzurunu kaçıranlara geçit vermemiş açık bir mesaj vermiştir. Bu mesaj şöyledir: Bizim ülkemizin bir hukuk devleti olarak geri gelmesini istiyoruz. Ayrımcılığa karşı çıkıyoruz. Bizim farklılığımız zenginliğimizdir” değerlendirmesini yapan Özel, konuşması sırasında zaman zaman gözyaşlarını tutamadı. Özel, genel başkanlığı devraldığı Kemal Kılıçdaroğlu’na da teşekkür etti.

CHP’nin moral kazandığı seçime katılımın kesin olmayan verilere göre yüzde 70’lerde olduğu tahmin ediliyor. Bu oran, Türkiye’de demokrasinin hâlâ canlı ancak seçmenlerin de küskün olduğunu gösterirken İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehirlerin kazanılması 14 Mayıs seçiminin ardından moral üstünlüğünü kaybeden muhalefet için 2028’e kadar geçecek sürede toparlanma fırsatı olarak görülüyor.

31 Mart yerel seçimleri sadece yerel yöneticilerin seçimi ve iktidar ile muhalefet arasındaki oyların dağılımı açısından değil önümüzdeki dönem siyasetin nasıl şekil alacağına işaret edecek olması açısından da önemli görülüyordu.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in haberine göre; Siyasi analistler bu seçimler İstanbul’u ve diğer bazı büyükşehirleri kazanması durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidarının başkanlık sistemini konsolide etmesi ve otoriter yönetimini daha da pekiştirmesi anlamına gelecekti. Ancak bu sonuçlarla muhalefetin elindeki büyükşehir belediyeleri ile hedeflediği gibi iktidara karşı denge unsuru olmak için önemli bir kazanım elde ettiğine işaret ediliyor.

CHP kulislerinde sonuçlar 1989 yerel seçimleri sonuçlarına atıf yaparak açıklayanlar da bulunuyor. 26 Mart 1989’daki yerel seçimde yüzde 28,7 oy alan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) birinci parti olurken iktidardaki Anavatan Partisi’nin 1984 yerel seçimlerine kıyasla oyları yaklaşık 20 puan gerilemişti.

İki büyük kazanan: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş

Seçimin iki büyük kazananı ise rakiplerine önemli farklar atan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş oldu.

Seçimin en çok merak edilen sonuçları İstanbul’dan gelecek olanlardı. Resmi olmayan sonuçlara göre seçimi yüzde 50’nin üzerindeki oy oranıyla kazanan İmamoğlu 2019’da destek aldığı muhalefet partilerinin bu kez olmadığı, aksine Erdoğan başta olmak üzere tüm kabine üyelerinin ve hatta İYİ Parti dahil bazı muhalefet partilerinin ona karşı sahaya indiği bir ortamda seçime girdi.

Yavaş ise rakibi Cumhur İttifakı adayı Turgut Altınok karşısında ezici bir üstünlük sağlayarak yüzde 58 üzerindeki oranında bir oyla AKP’nin adayı Turgut Altınok’un oylarını ikiye katladı.

Ankara kulislerinde bu iki ismin de her ne kadar seçime CHP’den girmiş olsalar da bu sonuçların ardından partiler üstü bir konuma kavuştuklarına dikkat çekilerek 2028’de hatta belki daha erken yapılacak bir cumhurbaşkanlığı seçiminde potansiyel adaylar olarak öne çıktıkları yorumları yapılmaya başlandı.

31 Mart yerel seçim sonuçlarına göre ilk etapta bir diğer kazanan taraf ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin değişen yönetimi oldu. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra CHP olağanüstü kurultaya gitmiş ve seçim yenilgisinde payı olduğu düşünülen eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı Özel’e ve İmamoğlu ekibine karşı kaybetmişti.

Her ne kadar kendisi yalanlasa da yerel seçimdeki bir yenilgi ile Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP’nin başına dönmek için çaba harcamak istediği yönünde çok sayıda iddia basında yer almıştı. 31 Mart sonuçları ile birlikte Özel ve değişim ekibinin liderliği de perçinlenmiş ve Kılıçdaroğlu’nun olası bir dönüşünün önü kapanmış görünüyor.

CHP’nin bu başarıyı ittifaksız şekilde başarması da siyasi yorumlar arasında bir diğer dikkat çekilen husus. Millet İttifakı’nın üyesi olan İYİ Parti 14 Mayıs sonrası ittifaktan ayrılarak çoğu yerde CHP aleyhine bir kampanya yürütmüştü. İYİ Parti’nin oy oranındaki büyük düşüş de önümüzdeki günlerde partide olağanüstü bir kurultaya gidilip gidilmeyeceğine dair soru işareti oluşturdu. İYİ Parti her ne kadar yerel seçimde kötü bir sonuç alsa da hala TBMM’de 38 milletvekiline sahip.

Bu arada CHP, TBMM’deki 5 sandalyesini de yerel seçimlerle kaybetti. Kastamonu, Balıkesir, Kırıkkale, Afyon ve Adıyaman’da belediye başkanlıklarının kazanılması ile CHP’nin sandalye sayısı 124’e inmiş olacak.

Yaklaşık 61 milyon seçmenin oy kullanabileceği yerel seçimler eğer TBMM erken seçim kararı almaz ya da bir referandum düzenlenmezse 2028’deki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimine kadar geçecek dört yıllık sürede gidilen son sandık oldu.

14 Mayıs seçimlerindeki beklenmedik yenilginin ardından muhalefet seçmenlerinin sandığa gitmekte çok istekli olmayabileceği yorumları yapılmasına rağmen bugünkü seçime katılım oranı çok düşük olmasa da 2019’un gerisinde kaldı. Resmi olmayan verilere göre seçime katılım oranı şu anda yüzde 70’lerde görünüyor.

Emekliler Erdoğan’a “ders” mi verdi?

Bu yerel seçimlerin önceki seçimlerden en büyük farklarından biri de ağır bir ekonomik kriz döneminde gerçekleşmesi ve bunun da sonuçlara yansıması oldu. Çok farklı şehirlerde yaptığımız gözlemlerde halkın ekonomik sorunlarının daha ön plana çıktığı ve özellikle emeklilere yapılan zamların düşüklüğünün büyük hayal kırıklığı yarattığını gözlemlemiştik.

Tüm partiler bu ağır şartları göz önünde bulundurarak sosyal destek vaatlerine ağırlık verirken Ankara ve İstanbul’daki başarılı sosyal belediyecilik örnekleri ile halkta muhalefetin kendi sorunlarına karşı daha duyarlı olduğu kanaati oluşturdu.

Türkiye haritasının yerel yönetimler açısından değiştiği seçimlerin belirleyici partilerinden biri Yeniden Refah Partisi oldu. Anadolu Ajansı verilerine göre saat itibariyle YRP’nin oyları yüzde 6’ya yaklaşıyor. Fatih Erbakan’ın genel başkanlığını yaptığı YRP genel seçimde Cumhur İttifakı çatısı altında girdikten sonra yerel seçimde çoğu şehirde bazıları eski AKP’li güçlü isimleri aday olarak çıkarmıştı.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir