Samsun: Oyuncak Müzesi

Oyuncak Müzesi; Samsun’un Canik İlçesi, Belediye Evleri Mahallesi, Girne Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Mevlana Eğitim, Kültür ve Yaşam Kampüsü içerisindeki Oyuncak Müzesi, Karadeniz’deki ilk ve şu anlık tek Oyuncak Müzesi’dir. Müze kapsamında bir de oyuncak üretim atölyesi bulunmaktadır.

Geleneksel’, ‘fabrikasyon’, ‘yabancı’, ‘antik’ ve ‘yerli’ kategorilerinde 1000’e yakın oyuncağın yer aldığı Türkiye’nin en büyük oyuncak müzesinde çocuklar, hayal dünyalarını genişletirken, oyuncakların tarihi serüvenini de öğrenme imkanı buluyor.

Müzede sergilenen eserlerden en eskisi 18. yüzyıla ait bir figür ve en yenisi ise 1982 yılına ait bir barbie bebektir.

Paylaşın

Antalya: Oyuncak Müzesi

Oyuncak Müzesi; Antalya’nın Muratpaşa İlçesi, Selçuk Mahallesi, Yat Limanı Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Antalya Oyuncak Müzesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bir projesi olarak hayata geçirildi. 1800’lü yıllardan 1980’lere kadar, başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde üretilen yaklaşık 1500 parça oyuncağın yer aldığı müze, araştırmacı, şair, yazar ve Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi kurucusu Sunay Akın küratörlüğünde açılmıştır.

Koleksiyonu, tasarımı , binası ve eğitim çalışmaları ile Avrupa’nın seçkin Oyuncak Müzeleri arasında yer alan Antalya Oyuncak Müzesi , Kaleiçi Yat LimanıInda yer almaktadır. Her yaş grubundan ziyaretçinin keyifle gezdiği müze de, 3 yaş üzeri çocukların bireysel, ebeveynleri ve sınıfları ile gerçekleştirebilecekleri atölye çalışmaları yapılmaktadır.

Paylaşın

Ankara: Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi

Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi; Ankara’nın Çankaya İlçesi, Cebeci Semti, Cemal Gürsel Caddesi, Ankara Üniversitesi yerleşkesi içerisinde yer almaktadır. Toplu taşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi 23 Nisan 1990 tarihinde Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi olarak Prof. Dr. Bekir Onur tarafından ziyarete açılmıştır. Müzenin amacı, Türkiye’de hızlı değişim süreci içinde kaybolma tehdidi altındaki oyuncakları korumaktır.

Bu amaç bağlamında müze oyuncak aracılığıyla, sanayi tarihi, kültür tarihi, eğitim tarihi ve çocukluk tarihi konularında yapılan araştırmalara destek vermektedir.

Oyuncak müzesi geleneksel çocuk oyun ve oyuncaklarının çeşitli örneklerinin de sergilendiği bir müze olmasıyla Türkiye’de çocuk kültürünün araştırılmasına hizmet eden bilimsel bir kuruluştur. Yerli, yabancı, sanayi ürünü ve el yapımı 2 bin dolayında oyuncak bulunan müzede koleksiyon beş ana bölümde toplanmaktadır

1-Geleneksel Oyuncaklar: Oyunla ilişkilendirilmiş, yerel, el yapımı oyuncaklar (Sapan, çember, topaç, bez bebek, beşik, yürüteç, Eyüp oyuncakları, vb.)

2-Fabrikasyon Oyuncaklar: Yapıldıkları malzemeye göre sınıflandırılmış olan bu oyuncaklar, sanayi ürünüdür. (Tahta oyuncaklar, teneke oyuncaklar, kâğıt oyuncaklar, plastik oyuncaklar, bebekler ve yumuşak oyuncaklar).

3-Yabancı Oyuncaklar: Kişisel ya da ticari amaçlarla başka ülkelerden getirilmiş çeşitli oyuncaklardan oluşur. Müzedeki en eski oyuncaklar (1890) bu grupta yer almaktadır.

4-Antik Oyuncaklar: Ülkemizin birçok arkeoloji müzesinde sergilenen antik oyuncakların kopyaları müzede bulunmaktadır.

5-Yeni Oyuncaklar: Karakter oyuncakları ve popüler kültürün ürettiği oyuncaklardır.

Paylaşın

İstanbul: Oyuncak Müzesi

Oyuncak Müzesi; İstanbul’un Kadıköy İlçesi, Göztepe Mahallesi, Ömerpaşa Caddesi, Dr. Zeki Zeren Sokağı üzerinde yer alır. İstanbul Oyuncak Müzesi, şair-yazar Sunay Akın tarafından kurulmuştur. Müze,kapılarını 23 Nisan 2005’te ziyarete açmıştır.

Müzede sergilenen oyuncaklar dünyanın çeşitli yerlerinden açık arttırmalarda edinilmiş veya antikacılardan satın alınmıştır, müzenin açılışında bu şekilde edinilmiş 1000 civarında oyuncak varken, şuanda bu sayı 4000’e çıkmıştır. Sergilenen oyuncaklar,sanatçının sahne gösterileri,tiyatro oyunları gibi bireysel çabaları sonucu kazandıklarıyla edindiği teliflerle satın alınmıştır.

Müzenin her odası bir tiyatro sahnesi görünümünde olup,sahne tasarım sanatçıcı Ayhan Doğan tarafından tasarlanmıştır. Müze,2009 yılında ICOM’a (Uluslar Arası Müzeler Birliği) üye olmuştur. Avrupa Müzeler Forumu’nun faaliyetlerine katılmaya başlamıştır.2010 ve 2011 yıllarında ”Avrupa’nın En İyi Müzesi” yarışmasında ödüle aday gösterilmiştir.

İstanbul’un kısa tarihi

İstanbul’un tarihi, Yenikapı Theodosius Limanı kazılarıyla gün ışığına çıkan Neolitik çağ yerleşimiyle, 8500 yıl geriye uzanmış, bu süreçte kentin geçirdiği kültürel, sanatsal, jeolojik değişim ve kent arkeolojisi hakkında yeni bir dönem açılmıştır. Şüphesiz, İstanbul’un tarihi ile ilgili en göze çarpan özelliği, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç evrensel imparatorluğa başkentlik yapmış olmasıdır.

M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu çok genişlemiş; İstanbul, stratejik konumundan dolayı, İmparator Büyük Konstantin tarafından Roma’nın yerine yeni başkent olarak seçilmiştir. Kent 6 yılı aşkın bir sürede yeniden düzenlenmiş, surlar genişletilmiş, tapınaklar, resmi binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edilmiştir. 330 yılında yapılan büyük merasimlerle, kentin, Roma İmparatorluğu’nun başkenti olduğu resmen açıklanmıştır.

Yakın çağın başladığı dönemde İkinci Roma ve Yeni Roma adları ile anılan kent, daha sonra “Byzantion” ve geç devirlerde Konstantinopolis olarak adlandırılmıştır. Halk arasında ise kentin adı tarih boyunca “Polis” olarak anıla gelmiştir. Büyük Konstantin’den sonraki imparatorların da şehri güzelleştirme çabalarının devam ettiği anlaşılmaktadır. Kentteki ilk kiliseler de Konstantin’den sonra inşa edilmiştir. Batı Roma İmparatorluğu’nun 5. yüzyılda çökmesi nedeniyle, İstanbul, uzun seneler Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) başkenti olmuştur.

Bizans döneminde yeniden inşa edilen kent, surlarla tekrar genişletilmiştir. Günümüzdeki 6492 m. uzunluğundaki ihtişamlı şehir surları, İmparator Il. Theodosius tarafından yaptırılmıştır. 6. yüzyılda nüfusu yarım milyonu aşan kentte, İmparator Justinyen idaresinde bir altın çağ daha yaşanmıştır. Günümüze kadar ulaşan Ayasofya, bu dönemin bir eseridir. 726-842 yılları arasında kara bir devir olan Latin egemenliği, 4. Haçlı seferinin 1204 yılında şehri istilası ile başlamış, tüm kilise ve manastırlar ile abidelere kadar şehir yıllar boyu talan edilmiştir. 1261’de idaresi tekrar Bizanslıların eline geçen kent, eski zenginliğine tekrar kavuşamamıştır.

İstanbul, 53 günlük bir kuşatma sonrası, 1453’te Türklerin eline geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in savaş tarihinde ilk defa kullanılan iri boyutlardaki topları, İstanbul surlarının aşılmasının önemli bir sebebidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti buraya taşınmış, ülkenin çeşitli yerlerinden getirilen göçmenlerle şehir nüfusu arttırılmış, boş ve harap olan şehrin imar çalışmalarına başlanmıştır. Şehrin eski halkına din hürriyeti ve sosyal haklar tanınarak, yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmıştır. Fetihten yüzyıl sonra ise Türk Sanatı şehre damgasını vurmuş, kubbeler ve minareler şehir siluetine hakim olmuştur.

16. yüzyıldan itibaren Osmanlı Sultanlarının Halife olmalarından ötürü, İstanbul tüm İslam dünyasının da merkezi olmuştur. Sultanların idaresinde şehir tamamen imar edilmiş, büyüleyici bir atmosfere bürünmüştür. Eski akropolde kurulu Sultan Sarayı, Boğaziçi’nin ve Haliç’in eşsiz manzarasına hakim kılınmıştır. 19. yüzyıldan itibaren Batı dünyası ile sıklaşan temaslar sonrası, camiler ve saraylar, Avrupa mimarisi tarzında, Boğaziçi kıyılarına inşa edilmeye başlanmıştır.

Kısa sürede inşa edilen birçok saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminin de sembolleridir. 20. yüzyılın başında, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun sona ermesine şahit olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken ve iç ve dış düşmanlar kendi payları için mücadele ederken; Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletinin desteğini alarak, silah arkadaşları ile birlikte, vatan toprağının kurtarılması için mücadeleye girişmiştir. Milletin iradesi ile kazanılan Kurtuluş Savaşı’nı müteakiben; Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

Bu süreçte, başkentin Ankara’ya taşınması, İstanbul’un önemini değiştirmemiştir. Bu eşsiz şehir, büyüleyici görünümü ile dünya üzerindeki en önemli kültür-turizm-sanat-finans ve ticaret başkentlerinden biri olmayı sürdürmektedir.

Paylaşın